tepesinde - Turkish English Dictionary
History

tepesinde



Meanings of "tepesinde" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
tepesinde on the top adv.
tepesinde at its height adv.
tepesinde up prep.
tepesinde over prep.
tepesinde over prep.
tepesinde upon prep.
Idioms
tepesinde on top of expr.
tepesinde at the height of expr.
tepesinde at the top of game expr.
tepesinde at the zenith of expr.

Meanings of "tepesinde" with other terms in English Turkish Dictionary : 151 result(s)

Turkish English
General
siniri tepesinde jittery n.
kafanın tepesinde berelenme crowner n.
tepesinde bulunmak top v.
bir şeyin üzerinde/tepesinde olmak stay on top of v.
tepesinde olmak crown v.
dalganın tepesinde süzülmek surf v.
siniri tepesinde pissed off adj.
siniri tepesinde as cross as two sticks adj.
capitol tepesinde bulunan jupiter tapınağı ile ilgili capitolian adj.
çalıştıran kısmı çalışan kısmın tepesinde olan overhead adj.
gökyüzünün tepesinde yer alan supercelestial adj.
tepesinde yer alan superimposed adj.
cinleri tepesinde peeved adj.
üstte tepesinde on the top adv.
en yüksek mevkide/tepesinde at its height adv.
Phrasals
birinin veya bir şeyin tepesinde uçmak/uçuşmak fly around someone or something v.
(akbaba gibi) birisinin tepesinde/tepesine dikilmek hover over someone v.
(bir şeyin) tepesinde durmak perch on (something) v.
kraliyetin en tepesinde olmak perch on (something) v.
başında/tepesinde durmak stand over v.
(bir şeyin) üzerinde/tepesinde kayıt almak record on (something) v.
(bir şeyin) üzerinde/tepesinde çekim yapmak record on (something) v.
bir şeyin başında durmak/tepesinde dikilmek keep on something v.
tepesinde sıraya sokmak/sıra yapmak line up along v.
(birinin/bir şeyin tepesinde) dönmek circle around (over someone or something) v.
(birinin/bir şeyin tepesinde) dolaşmak circle around (over someone or something) v.
(birinin/bir şeyin tepesinde) daire çizmek circle around (over someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstünde/tepesinde asılı olmak hang over someone or something v.
birinin/bir şeyin üstünde/tepesinde asılı kalmak hang over someone or something v.
birinin/bir şeyin üstünde/tepesinde uçmak hang over someone or something v.
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek hover around (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek hover over (someone or something) v.
tepesinde durmak perch on v.
en tepesinde olmak perch on v.
(birinin/bir şeyin) tepesinde durmak/beklemek poise over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) tepesinde dikilmek poise over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) tepesinde yayılmak spread over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) çevresine/tepesinde toplanmak swarm over (someone or something) v.
Colloquial
tepesinde bitmek be plonked up v.
(birinin) tepesinde olmak be at (someone) v.
tepesinde olmak be at v.
(birinin) tepesinde olmak be at (one) v.
(birinin) tepesinde dır dır etmek be at (one) v.
tepesinde olmak be over v.
tepesinde sallanmak (tehdit, tehlike overhang v.
'-in tepesinde off on adj.
tepesinde bitmiş plonked adj.
tepesinde bitmiş plonked up adj.
(birinin) tepesinde/ensesinde at (someone) expr.
Idioms
birinin tepesinde olmak be in one's face v.
cinleri tepesinde olmak be on the rampage v.
cinleri tepesinde olmak go on the rampage v.
heyheyleri tepesinde olmak get one's dander up v.
heyheyleri tepesinde olmak have one's dander up v.
siniri tepesinde olmak go on the rampage v.
siniri tepesinde olmak be on the rampage v.
tepesinde olmak be on someone's back v.
(birinin) tepesinde olmak be on (one's) shoulder v.
cinleri/heyheyleri tepesinde olmak go on the warpath v.
cinleri/heyheyleri tepesinde olmak be on the warpath v.
(birinin) ensesinde/tepesinde dikilmek be breathing down (one's) neck v.
(birinin) ensesinde/tepesinde olmak be breathing down (one's) neck v.
birinin ensesinde/tepesinde dikilmek be breathing down someone's neck v.
birinin ensesinde/tepesinde olmak be breathing down someone's neck v.
birinin sürekli tepesinde olmak be on someone's shoulder v.
birinin tepesinde dikilmek be on someone's shoulder v.
cinleri/heyheyleri tepesinde olmak be on the warpath v.
cinleri/heyheyleri tepesinde olmak go on the warpath v.
(birinin) tepesinde dikilmek breathe down (one's) neck v.
tepesinde/başında dikilmek breathe down neck v.
birinin tepesinde dikilmek breathe down somebody's neck v.
sinirleri tepesinde hotter than a two-dollar pistol adj.
siniri tepesinde cross as two sticks [uk] adj.
gündemin en tepesinde at the top of the agenda expr.
gündemin en tepesinde at the top of somebody's agenda expr.
gündemin en tepesinde high on the agenda expr.
gündemin en tepesinde high on somebody's agenda expr.
siniri tepesinde in high dudgeon expr.
(kariyer vb.) tepesinde at the height of something expr.
toplumun en tepesinde at the top of the pile/heap expr.
sinirleri tepesinde in a towering rage expr.
toplumun en tepesinde at the top of the pile/heap expr.
toplumun en tepesinde at the top of the heap expr.
gündemin en tepesinde at the top of the agenda expr.
gündeminin en tepesinde at the top of one's agenda expr.
birinin tepesinde/üstünde sallanan demokles'in kılıcı the sword of damocles hangs over someone's head expr.
birinin tepesinde biten/dikilen in someone's hair expr.
sürekli (birinin) ensesinde/tepesinde on (one's) back expr.
sürekli (birinin) ensesinde/tepesinde on (one's) case expr.
birinin tepesinde on someone's back expr.
(birinin/bir şeyin) tepesinde on top of (someone or something) expr.
Politics
(armacılıkta) tacın kenarından çıkıp tepesinde birleşen kemer diadem n.
Technical
kalıbın tepesinde hava çıkması veya fazladan metal eklenmesi için bırakılan boşluk riser n.
Computer
sayfanın tepesinde tek başına bir satırın kalmasının engellenmesi widow control n.
sayfanın tepesinde tek başına kalan satır widow n.
sayfanın tepesinde tek başına kalan satır widow line n.
Architecture
sütunun tepesinde yer alan süslemeli kısım capital n.
kemer tepesinde çıkıntı yapan bir silme hood molding n.
lahdin tepesinde bulunan ve merhumu temsil eden uzanmış pozisyondaki heykel gisant n.
bina tepesinde yer alan süs pommel n.
(kilise başta olmak üzere binaların tepesinde bulunan) külah flèche n.
sütun tepesinde yer alan halka biçimli yapı square and rabbet n.
Construction
gemi küpeştesindeki direğin tepesinde kullanılan metal parça acorn n.
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha flashboard n.
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha flashboarding n.
Marine
dalgakıranın tepesinde yeralan ve dalganın içeri girmesini önleyen duvar parapet n.
geminin küçük direğinin tepesinde ana direği destekleyen bir çift yatay kereste cross trees n.
kandalisanın tepesinde close up adv.
Anatomy
dış kulak yolunun tepesinde yer alan kraniyometrik nokta supra–auricular point n.
iki skalanın kulak kokleasının tepesinde birleştiği açıklık helicotrema n.
bir şeyin tepesinde yer alan çıkıntı monticulus n.
notakordanın tepesinde epichordal adj.
Biology
sap görevi gören ve tepesinde dişi üreme organın bulunduğu bitki uzantısı gynophore n.
oogonyum tepesinde bulunan hücreler topluluğu corona n.
Zoology
geneli kuş olmak üzere bazı hayvanların tepesinde bulunan kask benzeri yapı casque n.
Botanic
sapın tepesinde üç yaprağı ve üç taç yapraklı çiçeği olan bir bitki cinsi trillium n.
sapın tepesinde üç yaprağı ve üç taç yapraklı çiçeği olan bir bitki cinsi wood lily n.
sapın tepesinde üç yaprağı ve üç taç yapraklı çiçeği olan bir bitki cinsi wake-robin n.
sapın tepesinde üç yaprağı ve üç taç yapraklı çiçeği olan bir bitki familyası trillium family n.
sapın tepesinde üç yaprağı ve üç taç yapraklı çiçeği olan bir bitki familyası trilliaceae n.
her birinin tepesinde tek bir sarı papatya bulunan yapraksız gövdeli bir bitki nakedstem sunray (enceliopsis nudicaulis) n.
encephalartos cinsine ait, büyük silindir gövdesi ve tepesinde uzun yaprakları olan sago palmiyelerine verilen ad encephalartos n.
ipçiklerin tepesinde dik duran başçıklar vertical anthers n.
gümüşümsü beyaz yaprakları ve tepesinde çiçeği olan çalılar ve yaprak dökmeyen ağaçların bulunduğu büyük bir cins leucadendron n.
gümüşümsü beyaz yaprakları ve tepesinde çiçeği olan çalılar ve yaprak dökmeyen ağaçların bulunduğu büyük bir cins genus leucadendron n.
peyote kaktüsü tepesinde bulunan düğme biçimli çıkıntı peyote n.
peyote kaktüsü tepesinde bulunan düğme biçimli çıkıntı peyote button n.
gümüşümsü beyaz yaprakları ve tepesinde çiçeği olan bitkileri içeren büyük bir cins silverboom n.
tepesinde dal, yaprak veya bürgü öbeği bulunan comose adj.
tepesinde dallar olan comate adj.
tepesinde yapraklar olan comate adj.
tepesinde dallar olan comose adj.
tepesinde yapraklar olan comose adj.
History
daha büyük bir kulenin tepesinde bulunan küçük kule biçimindeki arma sembolü turret n.
capitol tepesinde bulunan jupiter tapınağı ile ilgili capitoline adj.
Religious
bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur transfiguration n.
bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur transfiguration of jesus n.
bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur transfiguration day n.
bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur august 6 n.
Meteorology
dağ tepesinde kümelenmiş yoğun bulut helm [dialect] [uk] n.
dağın tepesinde kümelenmiş yoğun buluta eşlik eden rüzgar helm [dialect] [uk] n.
Geology
dağ tepesinde bulunan yarım kase şeklinde derin ve dik kenarlı havza circus n.
Photography
fotoğraf makinesinin tepesinde bulunan ve her çekimde dönen dört adet flaş ampulü içeren plastik küp flashcube n.
Mythology
gövdesinde iki yılan sarılı, tepesinde bir çift kanadı olan asa caduceus n.
Slang
tepesinde bitmek bust (one's) butt v.
tepesinde bitmek bust (one's) hump v.
tepesinde bitmek ride (someone's) butt v.
siniri tepesinde poed (pissed off) adj.
sürekli (birinin) kuyruğunda/ensesinde/tepesinde on (one's) ass [us] expr.
Modern Slang
cinleri tepesinde a case of the ass n.
cinleri tepesinde a case of the red ass n.