tutturulmuş - Turkish English Dictionary
History

tutturulmuş



Meanings of "tutturulmuş" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
tutturulmuş stapled adj.
tutturulmuş tie-on adj.
tutturulmuş mated adj.
Technical
tutturulmuş tacked adj.
tutturulmuş fitted adj.
tutturulmuş fixed adj.

Meanings of "tutturulmuş" with other terms in English Turkish Dictionary : 42 result(s)

Turkish English
General
altından destekle tutturulmuş raf bracket n.
bir kabloya tutturulmuş ve onun vasıtasıyla hareket eden büyük kabin cable car n.
önüne dini yazı bulunan altın levha tutturulmuş keten bir sarıktan oluşan, yahudilerin eski dini önderlerinin giydiği resmi başlık miter n.
bir kenarından tutturulmuş şey fly n.
üzerine yem tutturulmuş iple balık tutmak line v.
tel ile tutturulmuş stapled adj.
sıkıca tutturulmuş graven adj.
Colloquial
kaybolmasın diye kıyafetin kollarına tutturulmuş eldivenler idiot mittens n.
Idioms
kaybolmasın diye kıyafetinin kollarına tutturulmuş eldivenler idiot gloves n.
(bir şeye/yere) sıkıca tutturulmuş rooted to (something or some place) adj.
Industry
iki boru arasında yer alan ve birleştirici flanşlar yardımı ile tutturulmuş mafsal flange joint n.
Technical
bitüm ile tutturulmuş yol temeli black base foundation n.
kumanda yüzeyinin firar kenarına tutturulmuş ayarlanabilir kapak servo tab n.
sabit bir tekerleğe tutturulmuş zımpara kağıt şerit strip of abrasive paper attached to a stationary wheel n.
tutturulmuş mika parçacıları micanite n.
yapıştırılarak tutturulmuş bağlantılar adhesively bonded joints n.
okun sapına tutturulmuş tüy vane n.
etiket amaçlı çantanın kapanma kısmına tutturulmuş katlanmış kağıt saddle n.
saban demirinin üzerine tutturulmuş kavisli demir levha breast board n.
ressamın paletine tutturulmuş, içine seyreltici veya karıştırma sıvısı konulan küçük metal kap dipper n.
çekildiğinde kapanacak şekilde halkaya tutturulmuş iki çeneli bir tutma aleti come-along n.
kesici aletin kabzasının dış yüzünü meydana getiren birbirine tutturulmuş parçaların her biri scale n.
eritilerek tutturulmuş fired-on adj.
Automotive
dingile tutturulmuş ve çerçeveye bağlı olarak salınan ve dingili şaşı çerçevesine göre dik konumda tutan rotlar radius rods n.
cıvata ile tutturulmuş bolted adj.
Aeronautic
ana kontrol yüzeyinin arka kenarına tutturulmuş dar bir kontrol yüzeyi trimtab n.
kumanda yüzeyinin firar kenarına tutturulmuş ayarlanabilir tab servo tab n.
uçağın ana kumanda yüzeylerinin firar kenarlarına tutturulmuş yardımcı uçuş kumanda yüzeyi tab n.
Marine
üst yelkenin orta kısmını tutması için yelkene tutturulmuş branda backcloth n.
küreğin kaybolmasını önlemek için bir ucu kürek ıskarmozuna diğer ucu küreğe tutturulmuş ip trailing line n.
geminin kemeresine tutturulmuş plaka veya çubuk tripping bracket n.
yelken ıskota yakasını çekmek için geminin yan tarafına tutturulmuş meşe parçası chesstree n.
suyun alta inmesini önlemek amacıyla gemi direğinin güverte ile kesiştiği kısmına tutturulmuş branda parçası mast coat n.
dört köşeli yan yelkenlerin ön kenarındaki direğe tutturulmuş kasnaklardan biri mast hoop n.
tutmaya yardımcı olması amacıyla gemi dümenine tutturulmuş çubuk whipstaff n.
üzerine fırdöndü tutturulmuş küçük blok monkey block n.
geminin yan tarafına tutturulmuş, gemiye binilmesini sağlayan metal levha veya çubuklar sea ladder n.
Botanic
koni şeklinde olup sivri ucundan tutturulmuş (meyve) obconic adj.
Fishery
her iki ucunda kanca olan üzerine balina kemiği tutturulmuş bir tür olta dandy line n.
Hunting
silah namlusunun içini silmek için kullanılan ucuna bez tutturulmuş aparat wiper n.
sopa veya zincirin ucuna tutturulmuş sivri çıkıntılı toptan meydana gelen bir silah morgenstern n.
Bookbindery
kitabın yapraklarına tutturulmuş, üzerinde harita gibi materyaller bulunan kabartmalı kağıt veya kumaş şerit guard n.