usa - Turkish English Dictionary
History

usa

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "usa" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
usa n. amerika birleşik devletleri
usa n. abd

Meanings of "usa" with other terms in English Turkish Dictionary : 193 result(s)

English Turkish
General
the usa n. amerika birleşik devletleri
commercial driver's license (usa) n. ticari araç sürücü belgesi
carborne [usa] n. araba ile seyahat
rathole [usa] n. dipsiz kuyu
carwash [usa] n. bir konuda para toplamak amacıyla yapılan ücret karşılığı araba yıkama etkinliği
reata [usa] n. kement
channel-surfing [usa] n. kumanda ile televizyon kanallarını peş peşe geçme
channel-surfing [usa] n. zaplama
channel-surfing [usa] n. televizyon kanalları arasında sörf yapma
checkclerk [usa] n. hesapları kontrol etmekten sorumlu katip
nightshift [usa] n. gece vardiyası
nonimmigrant [usa] n. abd'ye geçici bir süre için giren yabancı kimse
nonimmigrant [usa] n. daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse
remuda [usa] n. ertesi gün kullanılacak atların seçildiği at sürüsü
tenderloin [usa] n. (geçmişte) new york'ta yolsuzluk ve rüşvet ile bilinen bölge
the finger [usa] n. (hareket çekerken gösterilen) orta parmak
the holidays [usa] n. kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı
the holiday season [usa] n. kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı
the topper [usa] n. üstüne üstlük
the topper [usa] n. daha da iyisi/beteri
the wire [usa] n. bitiş çizgisi
the wire [usa] n. bitiş ipi
the wire [usa] n. son aşama
the yin and yang [usa] n. bir şeyin iki zıt tarafı
the yin and yang [usa] n. bir şeyin iki zıt parçası
thimblewit [usa] n. aptal kimse
thimblewit [usa] n. saf kimse
thimblewit [usa] n. mankafa
channel-surf [usa] v. kumanda ile televizyon kanallarını peş peşe geçmek
channel-surf [usa] v. zaplamak
channel-surf [usa] v. televizyon kanalları arasında sörf yapmak
relocate [usa] v. evini ve işini başka yere taşımak
raw [usa] adj. yeni yapılmış
raw [usa] adj. boyası kurumamış
raw [usa] adj. henüz bitmiş
unmailed [usa] adj. postayla gönderilmemiş
from the usa adv. abd'den
theirself [usa] pron. (abd'nin güney kesimlerinde) kendileri
theirself [usa] pron. (abd'nin güney kesimlerinde) kendilerini
theirself [usa] pron. (abd'nin güney kesimlerinde) kendilerine
theirselves [usa] pron. (abd'nin güney kesimlerinde) kendileri
theirselves [usa] pron. (abd'nin güney kesimlerinde) kendilerini
theirselves [usa] pron. (abd'nin güney kesimlerinde) kendilerine
Phrasals
tend to [usa&canadian] v. dikkat etmek
Phrases
the skinny [usa] n. işin aslı
the skinny [usa] n. gizli gerçek
Colloquial
carhopping [usa] n. restoranın arabaya yemek servisi yapması
needcessity [usa] n. ihtiyaç ve lüzum duyulan şey
newshawk [usa] n. asabi haber muhabiri
newshawk [usa] n. haber spikeri
newshound [usa] n. asabi ve enerjik haber gazeteci
the big enchilada [usa] n. en önemli konu
the book [usa] n. mesele
the book [usa] n. mevzubahis durum
the book [usa] n. esas konu
the book [usa] n. telefon rehberi
the coast [usa] n. pasifik okyanusu boyunca yer alan bölge
the coast [usa] n. pasifik okyanusu yakınındaki bölge
the dumper [usa] n. başarısızlık
the little guy [usa] n. sıradan insan
the little guy [usa] n. vatandaş
the little man [usa] n. sıradan insan
the little man [usa] n. vatandaş
the man [usa] n. polis
the man [usa] n. yönetici sınıfındaki beyaz ırktan kimse
the man [usa] n. takım kaptanı
the man [usa] n. herkesin idolü olan kimse
the pros [usa] n. profesyonel
the scoop [usa] n. ilginç haber
the scoop [usa] n. trend
the shaft [usa] n. haksız muamele
the y (the ymca) [usa] n. genç hristiyan erkekler derneği
the beauty part [usa] n. bir şeyin en iyi kısmı
the beauty part [usa] n. bir şeyin en çekici kısmı
threepeat [usa] n. üst üste üçüncü galibiyet
threepeat [usa] n. üst üste üçüncü şampiyonluk
three-peat [usa] n. üst üste üçüncü galibiyet
three-peat [usa] n. üst üste üçüncü şampiyonluk
throttling [usa] n. hezimet
throttling [usa] n. ağır yenilgi
tippy-toe [usa] v. parmak uçlarında yürümek
regular [usa] adj. güvenilir
regular [usa] adj. nezih
regular [usa] adj. efendi
nosebleed [usa] adj. burun kanamasına neden olabilecek kadar yüksekte
Idioms
toss a monkey wrench into [usa] v. işin içine etmek
hurl a monkey wrench into [usa] v. işin içine etmek
knock someone off stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock someone off stride [usa] v. şaşkına döndürmek
throw someone off stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
throw someone off stride [usa] v. şaşkına döndürmek
throw off stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
throw off stride [usa] v. şaşkına döndürmek
knock off stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock off stride [usa] v. şaşkına döndürmek
knock someone off his/her stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock someone off his/her stride [usa] v. şaşkına döndürmek
throw someone off his/her stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
throw someone off his/her stride [usa] v. şaşkına döndürmek
put a wrench in the works (usa) v. işlere köstek olmak
throw a wrench in the works (usa) v. işlere köstek olmak
throw a monkey wrench in the works (usa) v. işlere köstek olmak
put a monkey wrench in the works (usa) v. işlere köstek olmak
the fix is in [usa] expr. hile var
the fix is in [usa] expr. şike var
Trade/Economic
receiptor [usa] n. fiş veren kimse
receiptor [usa] n. makbuz veren kimse
usa ambassador n. abd büyükelçisi
store window (usa) n. dükkan vitrini
store window (usa) n. mağaza vitrini
store window (usa) n. vitrin (mağaza vb)
Law
chapter 11 [usa] n. abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebileceğini belirten kısım
chapter 11 [usa] n. abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebilmesi için gereken koşullar
chapter 7 [usa] n. abd iflas kanununda iflas eden şirkete mahkemenin kayyım atayabileceğini belirten kısım
night rider [usa] n. gece haydudu
night rider [usa] n. gece eşkıyası
night rider [usa] n. geceleri atlar ve maskelerle baskın yapan çeteye mensup kimse
the mails [usa] n. ulusal posta sistemi
legal status summary (usa) n. müddetname
Politics
recall [usa] n. seçilmiş yetkilinin halk oylamasıyla görevden alınması
red state [usa] n. kırmızı eyalet
red state [usa] n. seçmenlerin çoğunluğunun cumhuriyetçi partiye oy verdiği eyalet
regular [usa] n. sadık parti üyesi
regular [usa] n. partinin yetkili organları tarafından seçilmiş kimse
theocon [usa] n. muhafazakar
theocon [usa] n. hristiyan muhafazakar
third house [usa] n. lobi
third house [usa] n. aktif olarak yasama organını etkilemeye çalışan bir grup insan
pressure group [usa] n. aktif olarak yasama organını etkilemeye çalışan bir grup insan
third reading [usa] n. bir yasanın nihai değerlendirmesi
usa national security council turkey desk chief n. abd ulusal güvenlik konseyi türkiye masası sorumlusu
turkey-usa relations n. türkiye abd ilişkileri
recall [usa] v. (seçilmiş yetkiliyi) halk oylamasıyla görevden almak
back-channel [usa] v. gizli, gayri resmi veya üstü kapalı yollarla iletişim kurmak
regular [usa] adj. partisine sadık
regular [usa] adj. partinin yetkili organları tarafından seçilmiş
Institutes
section for the united kingdom, usa and canada n. ingiltere, amerika, kanada şube müdürlüğü
department of the united kingdom, usa, asia and pacific and the middle east n. ingiltere, amerika, asya ve pasifik, orta doğu dairesi başkanlığı
Media
newsclip [usa] n. vtr
newsclip [usa] n. yayınlanan haberlerden kısa bir özet
Technical
chemical toilet [usa] n. kimyasal tuvalet
chemical toilet [usa] n. su ve gider bağlantısı olmayan, içerisinde yalnızca atık maddeyi kimyasal olarak etkisizleştirmek üzere sıvı dezenfektan bulunan klozet
tenpenny [usa&canada] adj. 7.62 santimetre uzunluğunda (çivi)
Television
teleview [usa] v. televizyon izlemek
Textile
nonrun [usa] adj. kaçmayan (çorap)
Gastronomy
nocake [usa] n. kurutularak öğütülmüş hint mısırı
tenth [usa] n. galonun onda birine eşit şarap miktarı
tenth [usa] n. galonun onda biri miktarda şarap alabilen şişe
zucchini pie (usa) n. kabak böreği
Chemistry
titer [usa] n. yağ asidinin katılaştığı sıcaklık
Marine Biology
niggerhead [usa] n. tatlı suda yaşayan deniz tarağı
Botanic
niggerhead [usa] n. güney amerika'daki çeşitli yuvarlak ve dikenli kaktüslere verilen ad
Breeding
three-gaited [usa] adj. yürüyüş, koşu ve eşkin gidişte eğitimli (at)
Education
ninth grade [usa] n. dokuzuncu sınıf
ninth grade [usa] n. okulun dokuzuncu yılı
ninth grade [usa] n. lisenin ilk yılı
tenure [usa&canada] n. belirli bir süre boyunca aynı şirket veya kurum tarafından istihdam edildikten sonra elde edilen artırılmış güvenlik statüsü
Literature
through-line [aus&usa&canadian] n. hikayenin başından sona kadar süren tema
through-line [aus&usa&canadian] n. hikayenin başından sonuna kadar süren ana fikir
History
rebel yell [usa] n. amerikan iç savaşında konfederasyon askerlerinin çıkardığı tiz ve ürpertici çığlık sesi
Religious
theologue [usa] n. ilahiyat öğrencisi
televangelical [usa] adj. teleevanjelizm ile ilgili
televangelical [usa] adj. televizyon yoluyla misyonerlik ile ilgili
Environment
niggerhead [nz-usa] n. bataklıkta yer alan düğümlenmiş kök kütlesi
Geology
niggerhead [usa] n. sert siyah taş veya kaya
tephra [usa] n. patlayan volkanın püskürttüğü katı madde
Military
charge of quarters [usa] n. mesai saatlerinden sonra birliğinde idareyi alan subay
charge of quarters [usa] n. nöbetçi kışla subayı
remaining forces [usa] n. askeri operasyondan sonra hayatta kalan kuvvetler
Sport
cheer [usa] n. amigoluk
the boards [usa] n. buz hokeyi pistini çevreleyen alçak ahşap bariyer
the disabled list [usa] n. takımdaki sakat oyuncu listesi
cheer [usa] v. amigoluk yapmak
Football
the red zone [usa] n. rakibin 20 yarda çizgisinde olan sahası
throw-forward [usa] n. hücum pası
throw-forward [usa] n. ileri pas
Baseball
the minors [usa] n. küçük çocukların oynadığı beysbol ligleri
Music
three-quarter time [usa&canada] n. ölçü çizgisinde üç çeyrek nota olan basit üç zamanlı tablo
Cinema
the movies [usa] n. film endüstrisi
Archaic
the cat's meow [usa] n. cazibeli şey/kimse
the cat's meow [usa] n. albenili şey/kimse
the cat's meow [usa] n. hoş şey/kimse
the great white way [usa] n. broadway
the great white way [usa] n. broadway'in olduğu cadde
Slang
cartwheel [usa) n. büyük madeni gümüş para
tanglefoot [usa] n. sert alkollü içki
tanglefoot [usa] n. ucuz viski
new york minute [usa] n. göz açıp kapayana kadarki süre
new york minute [usa] n. çok kısa zaman aralığı
the bomb [usa] n. çok iyi şey
the bomb [usa] n. çok iyi biri
tightass [usa] n. aşırı kontrolcü kimse
tightass [usa] n. tutucu kimse