|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
uzay-zamanda yaşanan varsayımsal bozulma |
time warp n.
|
|
2 |
General |
antimaddeden oluşan varsayımsal dünya veya evren |
antiworld n.
|
|
3 |
General |
bir madde formunun veya oluşumun başka bir forma veya oluşuma varsayımsal dönüşümü |
maturation [obsolete] n.
|
|
4 |
General |
kesilmek bilmeyen iştahın varsayımsal kaynağı |
maw n.
|
|
5 |
General |
canlılara özgü işlev ve özelliklerin atfedildiği varsayımsal güç |
life principle n.
|
|
6 |
General |
varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat |
demonstration n.
|
|
7 |
General |
varsayımsal güç kavramının öğretisi |
odism n.
|
|
8 |
General |
varsayımsal güç kavramının incelenmesi |
odism n.
|
|
9 |
General |
varsayımsal güç kavramı inancı |
odism n.
|
|
10 |
General |
varsayımsal kuantum yoğunluk birimi |
bozon n.
|
|
11 |
General |
iki boyutlu varsayımsal dünya |
flatland n.
|
|
12 |
General |
varsayımsal nokta |
point n.
|
|
13 |
General |
yaşayan bir germ hücresindeki varsayımsal boşluk |
syngenesis n.
|
|
14 |
General |
mars gezegenine ve bu gezegenin varsayımsal sakinlerine ait |
martian adj.
|
|
15 |
General |
mars gezegeni ve bu gezegenin varsayımsal sakinleri ile ilişkili |
martian adj.
|
|
16 |
General |
varsayımsal bir durumla ilgili |
moot adj.
|
|
17 |
General |
varsayımsal ticari işlemlerle hesaplanan |
paper adj.
|
|
18 |
General |
varsayımsal olarak |
presumptively adv.
|
|
19 |
General |
varsayımsal bir şekilde |
conjecturally adv.
|
|
20 |
General |
varsayımsal olarak |
postulationally adv.
|
|
|
21 |
General |
varsayımsal olarak |
presumptively adv.
|
|
Colloquial |
|
22 |
Colloquial |
varsayımsal soru |
what-if n.
|
|
23 |
Colloquial |
bir zamanlar insansılar ile insanlar arasındaki evrimsel boşluğu açıklayacağına inanılan varsayımsal primat |
missing link n.
|
|
Idioms |
|
24 |
Idioms |
bir sorunun birinde utanç, rahatsızlık veya kızgınlık uyandırıp uyandırmadığına dair varsayımsal bir test |
red-face test n.
|
|
Trade/Economic |
|
25 |
Trade/Economic |
ekonomi planlamalarında varsayımsal olan yeni veya geliştirilmiş ürün |
mousetrap n.
|
|
Law |
|
26 |
Law |
hukuk öğrencilerinin üzerinde tartıştığı varsayımsal dava |
moot n.
|
|
27 |
Law |
varsayımsal bir yasanın ihlali |
mopery [us] n.
|
|
28 |
Law |
hukuk fakültesi öğrencileri olarak varsayımsal bir davayı tartışmak |
moot [obsolete] v.
|
|
Technical |
|
29 |
Technical |
karmaşık bir varlık veya sürecin varsayımsal açıklaması |
theoretical account n.
|
|
30 |
Technical |
karmaşık bir varlık veya sürecin varsayımsal açıklaması |
framework n.
|
|
31 |
Technical |
karmaşık bir varlık veya sürecin varsayımsal açıklaması |
model n.
|
|
32 |
Technical |
varsayımsal komut |
presumptive instruction n.
|
|
33 |
Technical |
varsayımsal komut |
quasi-instruction n.
|
|
34 |
Technical |
varsayımsal adres |
presumptive address n.
|
|
35 |
Technical |
varsayımsal dayanak devresi |
hypothetical reference circuit n.
|
|
36 |
Technical |
yapay zeka ve teknolojik gelişmelerin köklü değişimlere yol açacağı varsayımsal gelecek |
singularity n.
|
|
37 |
Technical |
yapay zeka ve teknolojik gelişmelerin köklü değişimlere yol açacağı varsayımsal gelecek |
technological singularity n.
|
|
Computer |
|
38 |
Computer |
sonsuz uzunlukta hafıza bandı olan, karmaşık matematiksel işlemler yürüten varsayımsal bir makine |
turing machine n.
|
|
39 |
Computer |
varsayımsal komut |
presumptive instruction n.
|
|
40 |
Computer |
varsayımsal dayanak devresi |
hypothetical reference circuit n.
|
|
41 |
Computer |
varsayımsal adres |
presumptive address n.
|
|
Informatics |
|
42 |
Informatics |
varsayımsal sistem |
axiomatic system n.
|
|
Marine |
|
43 |
Marine |
yerkürenin varsayımsal büyük çemberi üzerinden gemi ile seyahat etme |
great circle sailing n.
|
|
Psychology |
|
44 |
Psychology |
insanda ikinci beden olduğuna inanılan varsayımsal madde |
astral body n.
|
|
45 |
Psychology |
görsel hafıza faaliyetlerinin veya imgelemin gerçekleştiği varsayımsal yer |
minds eye n.
|
|
46 |
Psychology |
(gestalt psikolojisinde) beyin süreciyle psikolojik tezahürünün eş olduğu varsayımsal durum |
isomorphism n.
|
|
47 |
Psychology |
ilettiği tüm bilgiden ve dış dünyadaki varsayımsal kaynağından arındırılmış duyu |
sense datum n.
|
|
48 |
Psychology |
insanda ikinci beden olduğuna inanılan varsayımsal maddeye ait veya ilgili |
astral adj.
|
|
Physiology |
|
49 |
Physiology |
insan ve domuz benzerliğini ima eden varsayımsal sınıflandırma ifadesi |
omnivora n.
|
|
Math |
|
50 |
Math |
varsayımsal veya mevcut terimlerden yol çıkarak yapılan doğrudan akıl yürütme ile doğru sonuca ulaşılan ispat |
direct demonstration n.
|
|
51 |
Math |
farklı varsayımsal sayı çiftleri kullanıp sonuçları karşılaştırarak problem çözme yöntemi |
double position n.
|
|
Geometry |
|
52 |
Geometry |
tüm meridyenleri aynı açıda kesen varsayımsal çizgi |
rhumb line n.
|
|
Logic |
|
53 |
Logic |
varsayımsal bir önerinin koşullu üyesi |
antecedent n.
|
|
54 |
Logic |
varsayımsal durum |
hypothetic n.
|
|
55 |
Logic |
varsayımsal koşul |
hypothetic n.
|
|
56 |
Logic |
varsayımsal senaryo |
hypothetic n.
|
|
57 |
Logic |
varsayımsal durum |
hypothetical n.
|
|
58 |
Logic |
varsayımsal koşul |
hypothetical n.
|
|
59 |
Logic |
varsayımsal senaryo |
hypothetical n.
|
|
60 |
Logic |
varsayımsal önermenin koşullu üyesinin doğru olması durumunda koşullu önermenin doğru olduğunun iddia edilebileceği kuralı |
detachment n.
|
|
|
61 |
Logic |
oldukça varsayımsal (önerme) |
hypothetic adj.
|
|
62 |
Logic |
oldukça varsayımsal (önerme) |
hypothetical adj.
|
|
Statistics |
|
63 |
Statistics |
varsayımsal ortalama |
assumed mean n.
|
|
Physics |
|
64 |
Physics |
belirli bir dönemde var olan insan ve olayların başka bir çağda da var olabileceğinin düşünüldüğü, zamanın varsayımsal çarpıtılması |
time warp n.
|
|
65 |
Physics |
elektrondan 100.000 kat daha fazla kütleye sahip varsayımsal kuark |
top quark n.
|
|
66 |
Physics |
elektrondan 100.000 kat daha fazla kütleye sahip varsayımsal kuark |
truth quark n.
|
|
67 |
Physics |
madde ve anti maddeden oluşan varsayımsal plazma |
ambiplasma n.
|
|
68 |
Physics |
eskiden manyetizma fenomenini açıklamak için var olduğu kabul edilen ancak günümüzde geçerliliğini yitirmiş varsayımsal bir sıvı |
magnetic fluid n.
|
|
69 |
Physics |
sürekli girdap gibi dönen halka şekilli varsayımsal bir basit madde kütlesi |
vortex atom n.
|
|
70 |
Physics |
(dalda mekaniği teorisinde) hareket eden elektron ve proton gibi bir temel parçacığa eşlik eden ve ona dalga özelliği kazandıran varsayımsal dalgalar dizisi |
matter waves n.
|
|
71 |
Physics |
w bozonunun süpereşi olan varsayımsal bir parçacık |
wino n.
|
|
72 |
Physics |
yerçekimi ve zayıf kuvvet yoluyla maddeyle etkileşime girip bazen bir galaksinin kayıp kütlesini oluşturduğu varsayılan çeşitli varsayımsal atom altı parçacıklardan biri |
wimp n.
|
|
73 |
Physics |
sicim teorisinin varsayımsal bir bileşeni |
brane n.
|
|
74 |
Physics |
geleneksel uzay-zaman ilişkisinin geçerli olmadığı varsayımsal bir boyut |
hyperspace n.
|
|
75 |
Physics |
süper yerçekimi teorilerindeki gravitonla ilişkilendirilen ve karanlık maddenin bir parçası olduğunu kabul edilen varsayımsal bir fermiyon |
gravitino n.
|
|
76 |
Physics |
eskiden birçok doğal fenomenden sorumlu olduğu düşünülen varsayımsal bir kuvvet |
od n.
|
|
77 |
Physics |
önceden tüm doğayı kaplayıp manyetizma, büyü, kimyasal etki gibi açığa çıkan varsayımsal bir güç teorisi |
odylism n.
|
|
78 |
Physics |
1'in ardına sonsuz sıfır yazılarak elde edilen varsayımsal büyüklük |
googolplex n.
|
|
79 |
Physics |
düşük parlaklığı nedeniyle doğrudan gözlemlenmesi zor olan varsayımsal madde |
dim matter n.
|
|
80 |
Physics |
varsayımsal bir atom alt parçacığı |
pentaquark n.
|
|
81 |
Physics |
dönmeyi durdurduğunda kara deliğe dönüşen varsayımsal nötron yıldızı |
blitzar n.
|
|
82 |
Physics |
atom çekirdeğinden büyük nötron yıldızından küçük varsayımsal bir parçacık |
strangelet n.
|
|
Chemistry |
|
83 |
Chemistry |
trimetilene benzer varsayımsal bir hidrokarbon |
tetramethylene n.
|
|
84 |
Chemistry |
azotun varsayımsal iki izomerik hidritinin her biri |
tetrazene n.
|
|
85 |
Chemistry |
benzene benzeyen varsayımsal bir hidrokarbon |
tetrol n.
|
|
86 |
Chemistry |
benzene benzeyen varsayımsal bir hidrokarbon |
tetrol phenol n.
|
|
87 |
Chemistry |
varsayımsal bir asit olan tallik asidin bir tuzu |
thallate n.
|
|
88 |
Chemistry |
varsayımsal bir radikal kimyevi madde |
thienyl n.
|
|
89 |
Chemistry |
simyacılar tarafından bir dönem aranan varsayımsal bir evrensel solvent |
alkahest n.
|
|
90 |
Chemistry |
simyacılar tarafından bir dönem aranan varsayımsal bir evrensel solvent |
universal solvent n.
|
|
91 |
Chemistry |
simyacılar tarafından bir dönem aranan varsayımsal bir evrensel solvent |
alcahest n.
|
|
92 |
Chemistry |
belirli valerik asit türevlerinin temel çekirdeği olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
valeryl n.
|
|
93 |
Chemistry |
bakır, demir, kurşun, nikel gibi metallerin karışımı olduğu düşünülen varsayımsal bir element |
vodanium n.
|
|
94 |
Chemistry |
bakır, demir, kurşun, nikel gibi metallerin karışımı olduğu düşünülen varsayımsal bir element |
vodcasting n.
|
|
95 |
Chemistry |
maleik asit elde edilen varsayımsal bir radikal |
maleyl n.
|
|
96 |
Chemistry |
kinin ve ilgili alkaloitlerin varsayımsal kökü |
quinogen n.
|
|
97 |
Chemistry |
rodizonik asitle ilgili bazı kinon türevlerinin varsayımsal kökü |
quinoxyl n.
|
|
98 |
Chemistry |
mirisinin ana çökeltisi olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
melissyl n.
|
|
99 |
Chemistry |
mirisinin ana çökeltisi olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
myricyl n.
|
|
100 |
Chemistry |
metal atomlarının hidrojenle değiştirilmesiyle amonyumdan elde edilen varsayımsal bir radikal |
metalammonium n.
|
|
101 |
Chemistry |
varsayımsal bir gliserin radikali |
lipyl n.
|
|
102 |
Chemistry |
oktoik asidin ana tortusu olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
octoyl n.
|
|
103 |
Chemistry |
kloröz aside benzeyen varsayımsal bir asit |
iodous acid n.
|
|
104 |
Chemistry |
doğada sadece tuzları görülebilen varsayımsal bir asit |
ferric acid n.
|
|
105 |
Chemistry |
kimyasal elementlerin varsayımsal ilkel formu olduğu varsayılan ön madde |
protyl n.
|
|
106 |
Chemistry |
kimyasal elementlerin varsayımsal ilkel formu olduğu varsayılan ön madde |
protyle n.
|
|
107 |
Chemistry |
sülfür bileşiklerinin negatif bileşeni olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
sulphion n.
|
|
108 |
Chemistry |
sülfonik asitlerin tipik kalıntısı olan varsayımsal bir radikal |
sulphonic group n.
|
|
109 |
Chemistry |
(varsayımsal) sülfotungstik asit tuzu |
sulphotungstate n.
|
|
110 |
Chemistry |
simyacılar tarafından bir dönem aranan varsayımsal bir evrensel solvent |
alkahestic adj.
|
|
111 |
Chemistry |
pektinden elde edilen varsayımsal bir asitle ilgili |
metapectic adj.
|
|
112 |
Chemistry |
yalnızca tuzları bilinen varsayımsal bir altın sülfasidine ait veya ilgili |
sulphauric adj.
|
|
113 |
Chemistry |
(varsayımsal) sülfotungstik aside ait veya ilgili |
sulphotungstic adj.
|
|
Biology |
|
114 |
Biology |
virüse benzeyen varsayımsal bir simbiyont |
viroid n.
|
|
115 |
Biology |
çeşitli türlerden fiziksel ve zihinsel özelliklere sahip varsayımsal bir bölünmez birim |
monad n.
|
|
116 |
Biology |
varsayımsal bir çok hücreli hayvan atası formu |
gastraea n.
|
|
117 |
Biology |
varsayımsal bir çok hücreli hayvan atası formu |
gastraeum n.
|
|
118 |
Biology |
kış uykusuna yatan varsayımsal bir mantar formu |
mycoplasm n.
|
|
119 |
Biology |
güncel biyoloji teorisindeki gene benzetilebilen varsayımsal biyofor kümesi |
determinant n.
|
|
120 |
Biology |
gen kaynaklarındaki somatik yapıda elde edilen modifikasyonlara karşılık gelen varsayımsal değişimler |
diplogenesis n.
|
|
121 |
Biology |
protoplazmanın kalıtımı kontrol eden varsayımsal partikül |
pangene n.
|
|
122 |
Biology |
protoplazmanın kalıtımı kontrol eden varsayımsal partikül |
pangen n.
|
|
123 |
Biology |
cansız maddelerden oluşup canlıların atası olarak kabul edilen çoğalabilir varsayımsal birim |
protogene n.
|
|
Biochemistry |
|
124 |
Biochemistry |
varsayımsal bir canlı molekül |
biomolecule n.
|
|
125 |
Biochemistry |
protein gibi büyük biyolojik moleküllerin fiziksel veya kimyasal özelliklerinin bilgiyi işlemek için depolandığı varsayımsal bir bilgisayar devresi veya depolama aygıtı |
biochip n.
|
|
126 |
Biochemistry |
protein gibi büyük biyolojik moleküllerin fiziksel veya kimyasal özelliklerinin bilgiyi işlemek için depolandığı varsayımsal bir bilgisayar devresi veya depolama aygıtı |
chip n.
|
|
Astronomy |
|
127 |
Astronomy |
varsayımsal olarak güneşin diğer tarafında bulunduğuna inanılan gezegen |
antichthon n.
|
|
128 |
Astronomy |
ışık saçmayan bir kütleden oluşan varsayımsal bir karanlık madde cismi |
macho n.
|
|
129 |
Astronomy |
merkür ile güneş arasında yer alan varsayımsal bir gezegen |
vulcan n.
|
|
130 |
Astronomy |
güneşteki taç küreye ait varsayımsal bir eleman |
coronium n.
|
|
131 |
Astronomy |
yıldız sistemlerinde bulunan hammaddeleri kullanarak galaksiyi keşfetmek üzere tasarlanmış, kendi kendini kopyalayabilen varsayımsal uzay aracı |
von neumann probe n.
|
|
132 |
Astronomy |
varsayımsal astronomik cisim |
hypothetical astronomical object n.
|
|
133 |
Astronomy |
bir kara deliğin yörüngesi etrafında dönen varsayımsal ötegezegen |
blanet n.
|
|
134 |
Astronomy |
nesiller boyu sürecek bir uzay yolculuğu için tasarlanmış varsayımsal uzay gemisi |
generation ship n.
|
|
135 |
Astronomy |
çekirdeği olmadığı düşünülen varsayımsal gezegenler |
coreless planet n.
|
|
136 |
Astronomy |
preonlardan oluşan varsayımsal yıldız |
preon star n.
|
|
137 |
Astronomy |
güçsüz bir süpernova patlaması sonrası çökmekten kurtulan varsayımsal yıldızlar |
zombie star n.
|
|
138 |
Astronomy |
yaşama dünya'dan daha elverişli olan varsayımsal ötegezegenler |
superhabitable planet n.
|
|
139 |
Astronomy |
dev bir göz küresini andıran varsayımsal ötegezegenler |
eyeball planet n.
|
|
140 |
Astronomy |
yüzeyleri hidroklorik asit okyanusları ile kaplı varsayımsal ötegezegenler |
chlorine planet n.
|
|
141 |
Astronomy |
kara deliklerin yörüngesinde dönen varsayımsal ötegezegenler |
blanet n.
|
|
142 |
Astronomy |
yüzeyi su yerine amonyaktan oluşan okyanuslarla kaplı varsayımsal ötegezegenler |
ammonia planet n.
|
|
143 |
Astronomy |
çekirdeğinde oksijenden daha fazla miktarda karbon içeren varsayımsal gezegen türü |
carbon planet n.
|
|
144 |
Astronomy |
üst atmosferini kaybetmiş ve sadece çekirdeği açıkta kalmış varsayımsal gaz devi gezegenler |
chthonian planet n.
|
|
145 |
Astronomy |
bir kara deliğin içinde bulunan varsayımsal egzotik yıldız |
planck star n.
|
|
146 |
Astronomy |
çekirdeği nötron yıldızından oluşan varsayımsal yıldız |
thorne–zytkow object n.
|
|
147 |
Astronomy |
bozonlardan oluşan varsayımsal yıldız |
boson star n.
|
|
148 |
Astronomy |
erken evrende oluştuğu düşünülen varsayımsal dev yıldızlar |
population iii stars n.
|
|
149 |
Astronomy |
uzaylı üstün varlıkların kasıtlı olarak dünya'ya saldırmayıp doğal yaşamın gelişmesini uzaktan izlediklerini savunan varsayımsal açıklama |
zoo hypothesis n.
|
|
150 |
Astronomy |
Işık hızına yakın hızlarda ilerleyerek bir hedefi yıkıcı bir güçle vurmak amacıyla tasarlanmış varsayımsal silah sistemi |
relativistic kill vehicle (rkv) n.
|
|
151 |
Astronomy |
tümüyle garip maddeden oluşan varsayımsal gök cismi |
strange star n.
|
|
152 |
Astronomy |
nötron yıldızlarının çekirdeğinde oluştuğu düşünülen varsayımsal madde |
strange matter n.
|
|
153 |
Astronomy |
evrende akıllı yaşamın gelişmesinin önündeki varsayımsal bir engel |
the great filter n.
|
|
154 |
Astronomy |
varsayımsal bir egzotik yıldız |
q star (grey hole) n.
|
|
155 |
Astronomy |
varsayımsal bir egzotik yıldız |
proca star n.
|
|
156 |
Astronomy |
11 milyar yıl önce genç samanyolu ile birleştiği düşünülen varsayımsal galaksi |
kraken galaxy n.
|
|
157 |
Astronomy |
içinde hiç yıldız bulunmayan veya çok az bulunan varsayımsal galaksiler |
dark galaxy n.
|
|
158 |
Astronomy |
yüzeyi tamamen suyla kaplı ve hidrojen bir atmosfere sahip olan varsayımsal ötegezegen türü |
hycean planet n.
|
|
159 |
Astronomy |
çekirdeğinde ufak bir ilkel kara delik barındıran varsayımsal yıldız |
hawking star n.
|
|
Zoology |
|
160 |
Zoology |
ortak kromozomlara dayalı olarak hayvanların (varsayımsal) sınıflandırılması |
zootype n.
|
|
161 |
Zoology |
keseli memelere denk bir gelişme aşamasına ulaştığı varsayılan, plasentalı memelilerin atalarına ait varsayımsal bir alt grup |
metatheria n.
|
|
Botanic |
|
162 |
Botanic |
bitkinin sapı ve kökü arasındaki varsayımsal sınır |
neck n.
|
|
163 |
Botanic |
gövdedeki bir sıra yaprağı birbirine bağlayan varsayımsal dikey çizgi |
orthostichy n.
|
|
164 |
Botanic |
varsayımsal çizgiyle birbirine bağlanan yaprakların düzeni |
orthostichy n.
|
|
Linguistics |
|
165 |
Linguistics |
tupi-guarani dilinin de dahil olduğu varsayımsal dil ailesi |
tupian n.
|
|
166 |
Linguistics |
varsayımsal tümcecik |
hypothetical clause n.
|
|
167 |
Linguistics |
sami dil grubunun varsayımsal ata dili |
protosemitic n.
|
|
168 |
Linguistics |
sami dil grubunun varsayımsal ata dili |
proto-semitic n.
|
|
Philosophy |
|
169 |
Philosophy |
varsayımsal olma |
notionality n.
|
|
170 |
Philosophy |
normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık |
philosophical zombie n.
|
|
171 |
Philosophy |
normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık |
p-zombie n.
|
|
172 |
Philosophy |
varsayımsal veya kavramsal bir varlık |
hypostasis n.
|
|
173 |
Philosophy |
deneyimle elde edilen ve varsayımsal olan işlenmemiş bilgi |
given n.
|
|
174 |
Philosophy |
wilhelm reich'ın bulduğu ve insanlar için iyileştirici güçlere sahip olduğu iddia edilen varsayımsal bir element |
orgone energy n.
|
|
175 |
Philosophy |
varsayımsal olarak |
notionally adv.
|
|
Geography |
|
176 |
Geography |
atlantik veya pasifik okyanusu'nda olduğu iddia edilen varsayımsal bir kıta |
mu n.
|
|
Military |
|
177 |
Military |
(bombalamada) bırakış yüksekliğinde balistik rüzgar ile gerçek rüzgar arasındaki hız farkına eşit olan varsayımsal rüzgar |
differential ballistic wind n.
|
|
Cinema |
|
178 |
Cinema |
(bilimkurguda) zamanda yolculuk sonucu ortaya çıkan varsayımsal sebep-sonuç tutarsızlığı |
paradox n.
|
|
Mythology |
|
179 |
Mythology |
insan hayatını yöneten, yaşam koşullarını ve süresini belirleyen varsayımsal güçler |
the destinies n.
|
|
Archaic |
|
180 |
Archaic |
varsayımsal güçle yüklemek |
odize v.
|
|
181 |
Archaic |
varsayımsal kuvvetle yüklemek |
odize v.
|
|
Ornithology |
|
182 |
Ornithology |
dişleri olan varsayımsal bir kuş sınıfı |
odontornithes n.
|
|
Modern Slang |
|
183 |
Modern Slang |
anarko-kapitalizm sistemiyle yönetilen varsayımsal bir bölge |
ancapistan n.
|
|