Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
neck
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"neck"
in Turkish English Dictionary : 66 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
neck
n.
boyun
General
2
General
neck
n.
yaka (elbisede)
3
General
neck
n.
boğaz
4
General
neck
n.
boyun (şişede)
5
General
neck
n.
berzah
6
General
neck
n.
sap (telli çalgılarda)
7
General
neck
n.
yaka
8
General
neck
n.
boyun
9
General
neck
n.
kıstak
10
General
neck
n.
(giyside) yaka
11
General
neck
n.
dil
12
General
neck
n.
kıl payı
13
General
neck
n.
burun farkı
14
General
neck
n.
art
15
General
neck
n.
peş
16
General
neck
n.
bölge
17
General
neck
n.
bölüm
18
General
neck
v.
sarmaş dolaş olmak
19
General
neck
v.
yiyişmek
20
General
neck
v.
sarılmak
21
General
neck
v.
koklaşmak
22
General
neck
v.
sarmaş dolaş öpüşmek
23
General
neck
v.
sarmaş dolaş sarılmak
24
General
neck
v.
boynuna sertçe şaplak atmak
25
General
neck
v.
başını kesmek
26
General
neck
v.
kellesini uçurmak
27
General
neck
v.
boynunu kırarak öldürmek
28
General
neck
v.
etrafına bir oluk yaparak çapını azaltmak
Colloquial
29
Colloquial
neck
n.
utanmazlık
30
Colloquial
neck
n.
küstahlık
31
Colloquial
neck
v.
sıkıca kavrayarak sevgiyle öpmek
32
Colloquial
neck
v.
kesiti daralmak
Technical
33
Technical
neck
n.
boyun
34
Technical
neck
n.
kaplarda ağza yakın dar kısım
35
Technical
neck
n.
muylu (merdane)
Textile
36
Textile
neck
n.
düğmelerde ipin bağlandığı sap kısmı
Architecture
37
Architecture
neck
n.
sütun kornişi
38
Architecture
neck
n.
sütunda başın hemen altındaki dar kısım
Construction
39
Construction
neck
n.
dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar
40
Construction
neck
n.
köprü
Automotive
41
Automotive
neck
n.
boyun
Aeronautic
42
Aeronautic
neck
n.
kaplarda ağza yakın dar kıısm
Mining
43
Mining
neck
n.
değerli taşın dar ve dikey gövdesi
Anatomy
44
Anatomy
neck
n.
vücutta bir organ veya bölümün daralan kısmı
45
Anatomy
neck
n.
rahim boynu
46
Anatomy
neck
n.
serviks
47
Anatomy
neck
n.
boyun
Dentistry
48
Dentistry
neck
n.
dişin taç ve kök arasında kalan kısmı
Printing
49
Printing
neck
n.
yazı tipi karakteri üzerinde yükseltilmiş eğim
Gastronomy
50
Gastronomy
neck
n.
gerdan
Marine Biology
51
Marine Biology
neck
n.
istiridye gibi çift kabuklu yumuşakçalarda emici boru
Botanic
52
Botanic
neck
n.
kabak gibi meyvelerin ince ucu
53
Botanic
neck
n.
bitkinin sapı ve kökü arasındaki varsayımsal sınır
54
Botanic
neck
n.
kök boynu
Breeding
55
Breeding
neck
v.
(hayvanları) boynuna halat takarak gevşek bir şekilde birbirine bağlamak
Geography
56
Geography
neck
n.
kıstak
Geology
57
Geology
neck
n.
sönmüş volkanın ağzını kapatan ve çevresindeki kayaların aşınmasıyla ortaya çıkan katı lav bloğu
Hunting
58
Hunting
neck
n.
yivli silah kovanlarında çekirdeği kavrayan kısım
Music
59
Music
neck
n.
çalgı sapı
60
Music
neck
n.
sap
61
Music
neck
n.
telli çalgılarda sap
62
Music
neck
n.
yaylı ve telli çalgılarda sap
63
Music
neck
n.
yaylıçalgılarda sap
Printery
64
Printery
neck
n.
yazıcıda başı omuza bağlayan kısım
British Slang
65
British Slang
neck
v.
içmek
66
British Slang
neck
v.
öpüşmek
Meanings of
"neck"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
pain in the neck
n.
baş belası
2
Common Usage
back of the neck
n.
ense
General
3
General
nape of the neck
n.
ense
4
General
stiff neck
n.
tutulmuş boyun
5
General
neck stiffness
n.
ense sertliği
6
General
polo neck
n.
boğazlı yaka
7
General
stiff neck
n.
inatçılık
8
General
the scruff of the neck
n.
ense
9
General
the nape of the neck
n.
ense
10
General
neck exercise
n.
boyun egzersizi
11
General
v neck
n.
v şeklindeki yaka
12
General
base of the neck
n.
ense kökü
13
General
neck stiffness
n.
boyun tutulması
14
General
neck (bottle)
n.
boğaz (şişe)
15
General
neck rigidity
n.
ense sertliği
16
General
stiff neck
n.
boyun tutulması
17
General
neck strap
n.
boyun askısı
18
General
crew neck
n.
sıfır yaka
19
General
ewe-neck
n.
kavisli boyun
20
General
swan-neck
n.
kuğu boynu
21
General
neck rest
n.
boyunluk
22
General
soft curve of one's neck
n.
boynunun yumuşak kavisi
23
General
neck float
n.
boyun simidi
24
General
neck pillow
n.
boyun yastığı
25
General
neck pain
n.
boyun ağrısı
26
General
neck ache
n.
boyun ağrısı
27
General
tie neck dress
n.
boyundan bağlı elbise
28
General
neck lanyard
n.
boyun askı ipi
29
General
neck-gear
n.
diş teli
30
General
neck-scarf
n.
fular
31
General
halter-neck
n.
boyundan askı
32
General
bull neck
n.
boğanın boyun postundan yapılan deri
33
General
bull neck
n.
kısa, kalın ve güçlü boyun
34
General
polo-neck collar
n.
balıkçı yaka
35
General
polo-neck collar
n.
polo yaka
36
General
stiff neck
n.
kibirli kimse
37
General
stiff neck
n.
kurumlu kimse
38
General
stiff neck
n.
gururlu kimse
39
General
stiff neck
n.
mağrur kimse
40
General
stiff neck
n.
kendini beğenmiş kimse
41
General
stiff neck
n.
burnu havada kimse
42
General
stiff neck
n.
tepeden bakan kimse
43
General
stiff neck
n.
dikbaşlı kimse
44
General
break one's neck
v.
paralanmak
45
General
break one's neck
v.
dişini tırnağına takmak
46
General
seize by the neck
v.
ensesinden yakalamak
47
General
break one's neck
v.
boynu kırılmak
48
General
have a stiff neck
v.
boynu tutulmak
49
General
break one's neck
v.
kendini paralamak
50
General
breathe down somebody's neck
v.
başına dikilmek
51
General
risk one's neck
v.
hayatını tehlikeye koymak
52
General
take somebody by the scruff of the neck
v.
enselemek
53
General
have a crick in one's neck
v.
boynu tutulmak
54
General
break one's neck
v.
boynunu kırmak
55
General
be neck and neck
v.
başa baş gitmek
56
General
be neck and neck
v.
başabaş gitmek
57
General
be neck and neck
v.
kafa kafaya gitmek
58
General
be a millstone about one's neck
v.
ayak bağı olmak
59
General
be a millstone round one's neck
v.
ayak bağı olmak
60
General
have a sore neck
v.
boynu tutulmak
61
General
hug someone's neck
v.
boynuna sarılmak
62
General
stab someone in the neck
v.
birini boynundan bıçaklamak
63
General
break one’s neck
v.
boynunu kırmak
64
General
slip and break one’s neck
v.
kayıp boynunu kırmak
65
General
throw one's arms around one's neck
v.
boynuna sarılmak
66
General
crane one's neck
v.
boynunu uzatmak
67
General
neck-rein
v.
dizginlerini çekerek atı yönlendirmek
68
General
neck-rein
v.
çekilen dizgine göre yönlenmek (at)
69
General
break the neck
v.
boynunu kırmak
70
General
having a neck
adj.
boğazlı
71
General
having a neck
adj.
boyunlu
72
General
low-neck
adj.
dekolte
73
General
roll-neck
adj.
balıkçı yakalı (giysi)
74
General
polo-neck
adj.
boğazlı
75
General
without neck
adj.
boyunsuz
76
General
neck and neck
adv.
müsavi
77
General
neck and crop
adv.
tamamen
78
General
neck and neck
adv.
başabaş
79
General
by a neck
adv.
kıl payı
80
General
neck and neck
adv.
pek yakın
81
General
by the scruff of the neck
adv.
ensesinden
82
General
neck and crop
adv.
hep beraber
83
General
neck and crop
adv.
tamamiyle
84
General
neck and neck
adv.
kafa kafaya
85
General
neck and neck
adv.
yarışta at başı beraber
86
General
neck and neck
adv.
başa baş
87
General
neck and crop
adv.
hepsi birden
88
General
neck and crop
adv.
palas pandıras
89
General
neck and neck
adv.
at başı beraber
90
General
on the neck of
adv.
ardı sıra
91
General
on the neck of
adv.
yakından takipte
92
General
on the neck of
adv.
kısa süre sonra
Phrasals
93
Phrasals
neck down
v.
kafaya dikmek
94
Phrasals
neck down
v.
fondip yapmak
95
Phrasals
neck down
v.
bir dikişte içmek
96
Phrasals
neck down
v.
mermi kovanını daraltmak
97
Phrasals
neck down
v.
kovanın çapını (daha küçük kalibreli bir mermiye göre) ayarlamak
98
Phrasals
neck up
v.
mermi kovanını genişletmek
99
Phrasals
neck up
v.
kovanın çapını (daha büyük kalibreli bir mermiye göre) ayarlamak
Phrases
100
Phrases
by the nape of (one's) neck
adv.
ensesinden/yakasından (tutarak/yakalayarak)
101
Phrases
by the nape of (one's) neck
adv.
ensesine/yakasına (yapışarak)
102
Phrases
by the nape of its neck
adv.
ensesinden/yakasından (tutarak/yakalayarak)
103
Phrases
by the nape of its neck
adv.
ensesine/yakasına (yapışarak)
104
Phrases
by the nape of the neck
adv.
ensesinden/yakasından (tutarak/yakalayarak)
105
Phrases
by the nape of the neck
adv.
ensesine/yakasına (yapışarak)
Colloquial
106
Colloquial
a pain in the neck
n.
başa bela
107
Colloquial
no-neck
n.
boyunsuz kimse
108
Colloquial
a pain in the neck
n.
can sıkıcı
109
Colloquial
pain in the neck
n.
karın ağrısı
110
Colloquial
pain in the neck
n.
püsküllü bela
111
Colloquial
hard neck [ireland]
n.
cesaret
112
Colloquial
hard neck [ireland]
n.
gayret
113
Colloquial
brass neck [uk]
n.
sinir
114
Colloquial
brass neck [uk]
n.
küstahlık
115
Colloquial
save someone's neck
v.
birinin kıçını kurtarmak
116
Colloquial
neck with someone
v.
biriyle yiyişmek
117
Colloquial
save someone's neck
v.
imdadına yetişmek
118
Colloquial
save someone's neck
v.
yardımına koşmak
119
Colloquial
save someone's neck
v.
yardımına yetişmek
120
Colloquial
save someone's neck
v.
yardım etmek
121
Colloquial
break your neck
v.
kıçını yırtmak
122
Colloquial
break your neck
v.
kendini paralamak
123
Colloquial
break your neck
v.
paralanmak
124
Colloquial
break your neck
v.
göbeği çatlamak
125
Colloquial
break your neck
v.
büyük çaba sarf etmek
126
Colloquial
break your neck
v.
canını dişine takmak
127
Colloquial
break your neck
v.
eşek gibi çalışmak
128
Colloquial
dead from the neck up
expr.
aptal
129
Colloquial
pain in the neck
expr.
can sıkıcı tip
130
Colloquial
neck or nothing
expr.
her şeyi göze alarak
131
Colloquial
neck or nothing
expr.
ya herrü ya merrü
132
Colloquial
neck or nothing
expr.
ya hep ya hiç
133
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
şaka yapıyorsun
134
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
yok daha neler
135
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
daha neler
136
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
hadi canım
137
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
hadi ya
138
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
inanılır gibi değil
139
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
hadi canım sen de
140
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
vay anasını
141
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
vay canına
142
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
inanmam
143
Colloquial
kiss mi neck back
expr.
nasıl yani
Idioms
144
Idioms
albatross around one's neck
n.
baş/başının belası
145
Idioms
brass neck [uk]
n.
cesareti olma
146
Idioms
brass neck [uk]
n.
cesaret etme
147
Idioms
brass neck [uk]
n.
bir şey yapma cesaretini gösterme
148
Idioms
brass neck [uk]
n.
cüret etme
149
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapacak) yüzü olma/bulma
150
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapacak kadar) sinirleri sağlam olma
151
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapmaya) sinirleri dayanma
152
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapmayı) gözü yeme
153
Idioms
brass neck [uk]
n.
utanmaz
154
Idioms
brass neck [uk]
n.
arsız
155
Idioms
brass neck [uk]
n.
küstah
156
Idioms
brass neck [uk]
n.
yüzsüz
157
Idioms
albatross round one's neck
n.
ayak bağı
158
Idioms
yoke around someone's neck
n.
ayak bağı
159
Idioms
a millstone around one's neck
n.
ayak bağı
160
Idioms
albatross around one's neck
n.
ayak bağı
161
Idioms
the albatross round someone's neck
n.
bahtı kara
162
Idioms
the albatross round about someone's neck
n.
bahtı kara
163
Idioms
an albatross round someone's neck
n.
bahtı kara
164
Idioms
an albatross round about someone's neck
n.
bahtı kara
165
Idioms
a crick in one's neck
n.
boyun tutulması
166
Idioms
an albatross round someone's neck
n.
mimli
167
Idioms
the albatross round about someone's neck
n.
mimli
168
Idioms
the albatross round someone's neck
n.
mimli
169
Idioms
an albatross round about someone's neck
n.
mimli
170
Idioms
a millstone around one's neck
n.
sırttaki yük
171
Idioms
yoke around someone's neck
n.
sırttaki yük
172
Idioms
albatross round one's neck
n.
sırtta yük
173
Idioms
albatross around one's neck
n.
sırtta yük
174
Idioms
pencil neck
n.
zayıf kimse
175
Idioms
pencil neck
n.
silik kimse
176
Idioms
pencil neck
n.
ezik kimse
177
Idioms
pencil neck
n.
pısırık kimse
178
Idioms
pencil neck
n.
muhallebi çocuğu
179
Idioms
pencil neck
n.
süt çocuğu
180
Idioms
pencil neck
n.
korkak kimse
181
Idioms
pencil neck
n.
akademiye/entelektüel alanlara meyilli kimse
182
Idioms
pencil neck
n.
akademiye/entelektüel alanlara yatkın kimse
183
Idioms
pencil neck
n.
akademik hayatında başarılı kimse
184
Idioms
pencil neck
n.
entelektüel kimse
185
Idioms
some neck
n.
cüret
186
Idioms
some neck
n.
arsızlık
187
Idioms
some neck
n.
yüzsüzlük
188
Idioms
some neck
n.
terbiyesizlik
189
Idioms
some neck
n.
küstahlık
190
Idioms
some neck
n.
utanmazlık
191
Idioms
some neck
n.
küstahlık, gözü karalık
192
Idioms
some neck
n.
yürek yemişlik
193
Idioms
a millstone about (one's) neck
n.
ayak bağı
194
Idioms
a millstone about (one's) neck
n.
(birini) aşağı çeken şey
195
Idioms
a millstone about (one's) neck
n.
(birinin) sırtında/omzunda yük
196
Idioms
a millstone about (one's) neck
n.
(birinin) önünde büyük/ciddi bir engel
197
Idioms
a millstone around your neck
n.
ayak bağı
198
Idioms
a millstone around your neck
n.
birini aşağı çeken şey
199
Idioms
a millstone around your neck
n.
sırtında/omzunda yük
200
Idioms
a millstone around your neck
n.
önünde büyük/ciddi bir engel
201
Idioms
a millstone round your neck [uk]
n.
ayak bağı
202
Idioms
a millstone round your neck [uk]
n.
birini aşağı çeken şey
203
Idioms
a millstone round your neck [uk]
n.
sırtında/omzunda yük
204
Idioms
a millstone round your neck [uk]
n.
önünde büyük/ciddi bir engel
205
Idioms
a millstone around somebody's neck
n.
birine ayak bağı
206
Idioms
a millstone around somebody's neck
n.
birini aşağı çeken şey
207
Idioms
a millstone around somebody's neck
n.
birinin sırtında/omzunda yük
208
Idioms
a millstone around somebody's neck
n.
birinin önünde büyük/ciddi bir engel
209
Idioms
a millstone round somebody's neck
n.
birine ayak bağı
210
Idioms
a millstone round somebody's neck
n.
birini aşağı çeken şey
211
Idioms
a millstone round somebody's neck
n.
birinin sırtında/omzunda yük
212
Idioms
a millstone round somebody's neck
n.
birinin önünde büyük/ciddi bir engel
213
Idioms
a pain in the neck [us]
n.
baş belası
214
Idioms
a pain in the neck [us]
n.
sinir bozucu kimse/şey
215
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birinin baş/başının belası
216
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birine ayak bağı
217
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birinin sırtında yük
218
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birinin önünde engel
219
Idioms
an albatross around your neck
n.
başının belası
220
Idioms
an albatross around your neck
n.
ayak bağı
221
Idioms
an albatross around your neck
n.
sırtında yük
222
Idioms
an albatross around your neck
n.
önünde engel
223
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
başının belası
224
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
ayak bağı
225
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
sırtında yük
226
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
önünde engel
227
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birinin baş/başının belası
228
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birine ayak bağı
229
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birinin sırtında yük
230
Idioms
albatross round someone's neck
n.
birinin önünde engel
231
Idioms
an albatross around your neck
n.
başının belası
232
Idioms
an albatross around your neck
n.
ayak bağı
233
Idioms
an albatross around your neck
n.
sırtında yük
234
Idioms
an albatross around your neck
n.
önünde engel
235
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
başının belası
236
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
ayak bağı
237
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
sırtında yük
238
Idioms
an albatross round your neck [uk]
n.
önünde engel
239
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
cüret etme
240
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
yüzü olma
241
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
yüz bulma
242
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
arsızlık
243
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
yüzsüzlük
244
Idioms
crick in one's neck
n.
boyun tutulması
245
Idioms
crick in one's neck
n.
boynunda tutulma
246
Idioms
crick in neck
n.
boyun tutulması
247
Idioms
millstone about neck
n.
ayak bağı
248
Idioms
millstone about neck
n.
aşağı çeken şey
249
Idioms
millstone about neck
n.
sırttaki yük
250
Idioms
millstone about neck
n.
önünde büyük/ciddi bir engel
251
Idioms
your neck of the woods
n.
yaşadığı yerin civarı/çevresi
252
Idioms
your neck of the woods
n.
çevresi
253
Idioms
your neck of the woods
n.
civarı
254
Idioms
your neck of the woods
n.
dolayları
255
Idioms
your neck of the woods
n.
yaşadığı yer/bölge
256
Idioms
break the neck of
v.
ana kuvvetini yok etmek
257
Idioms
harden the neck
v.
inatçı olmak
258
Idioms
tread on the neck of
v.
ezmek
259
Idioms
tread on the neck of
v.
baskı yapmak
260
Idioms
tread on the neck of
v.
sıkıştırmak
261
Idioms
tread on the neck of
v.
tiranlık etmek
262
Idioms
tread on the neck of
v.
eziyet etmek
263
Idioms
tread on the neck of
v.
zulmetmek
264
Idioms
lay (one's) neck on the block
v.
kendini riske/tehlikeye atmak
265
Idioms
lay (one's) neck on the block
v.
riski/tehlikeyi göze almak
266
Idioms
lay (one's) neck on the block
v.
kendini ateşe atmak
267
Idioms
put your neck on the block
v.
kendini riske/tehlikeye atmak
268
Idioms
put your neck on the block
v.
riski/tehlikeyi göze almak
269
Idioms
put your neck on the block
v.
kendini ateşe atmak
270
Idioms
lay your neck on the block
v.
kendini riske/tehlikeye atmak
271
Idioms
lay your neck on the block
v.
riski/tehlikeyi göze almak
272
Idioms
lay your neck on the block
v.
kendini ateşe atmak
273
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü çekmek
274
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü yüklenmek
275
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü sırtlanmak
276
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü üstüne almak
277
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü omuzlamak
278
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe göğüs germek
279
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe dayanmak
280
Idioms
carry a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe katlanmak
281
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü çekmek
282
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü yüklenmek
283
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü sırtlanmak
284
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü üstüne almak
285
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıyı/yükü omuzlamak
286
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe göğüs germek
287
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe dayanmak
288
Idioms
bear a millstone (around one's neck)
v.
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe katlanmak
289
Idioms
get it in the neck
v.
acımasızca azarlanmak
290
Idioms
breathe down someone's neck
v.
adım adım izlemek
291
Idioms
get it in the neck
v.
ağır biçimde eleştirilmek
292
Idioms
catch it in the neck
v.
ağır biçimde eleştirilmek
293
Idioms
break one's neck (to do something)
v.
alnının damarı çatlamak
294
Idioms
break one's neck to do something
v.
alnının damarı çatlamak
295
Idioms
break one's neck
v.
alnının damarı çatlamak
296
Idioms
get it in the neck
v.
aşağılanmak
297
Idioms
be an albatross around someone's neck
v.
ayağına bağ olmak
298
Idioms
hang someone by the neck
v.
birini asarak öldürmek
299
Idioms
hang someone by the neck
v.
birini asmak
300
Idioms
put one's neck on the line
v.
büyük bir riske girmek
301
Idioms
risk one's neck
v.
büyük riske girmek
302
Idioms
have the brass neck to do something
v.
bir şeyi yapmaya cüret etmek
303
Idioms
have the brass neck to do something
v.
bir şeyi yapmaya cesaret etmek
304
Idioms
win by a neck
v.
burun farkı ile kazanmak
305
Idioms
lose by a neck
v.
burun farkı ile kaybetmek
306
Idioms
talk out (the side of) one’s neck
v.
bol keseden atmak
307
Idioms
breathe down someone's neck
v.
birinin tepesine dikilmek
308
Idioms
breathe down one's neck
v.
birinin tepesine binmek
309
Idioms
have the brass neck to do something (brit)
v.
bir şeyi yapmaya cesareti olmak
310
Idioms
wring somebody's neck
v.
boğazına sarılmak
311
Idioms
down on someone's neck
v.
birinin tepesine binmek
312
Idioms
have (one's) foot on (someone's) neck
v.
baskısı altında tutmak
313
Idioms
down on someone's neck
v.
birinin ensesine binmek
314
Idioms
break one's neck (to do something)
v.
dişini tırnağına takmak
315
Idioms
get it in the neck
v.
cezalandırılmak
316
Idioms
breathe down someone's neck
v.
çöküntü olmak
317
Idioms
break one's neck
v.
çok çalışmak
318
Idioms
break one's neck
v.
canını dişine takmak
319
Idioms
break one's neck
v.
çok çaba sarfetmek
320
Idioms
break the neck of
v.
hakkından gelmek
321
Idioms
put neck on the line
v.
hayatını riske atmak
322
Idioms
get it in the neck
v.
fırçayı yemek
323
Idioms
grab someone by the nape of the neck
v.
ensesinden yakalamak
324
Idioms
breathe down someone's neck
v.
ensesinde bitmek
325
Idioms
breathe down someone's neck
v.
ensesine binmek
326
Idioms
put neck on the line
v.
hayatını tehlikeye atmak
327
Idioms
risk one's neck
v.
hayatını tehlikeye atmak
328
Idioms
breathe down someone's neck
v.
ensesinde olmak
329
Idioms
break one's neck
v.
elinden geleni yapmak
330
Idioms
lose by a neck
v.
kıl payıyla kaybetmek
331
Idioms
win by a neck
v.
kıl payıyla kazanmak
332
Idioms
put one's neck on the line
v.
kendini ateşe atmak
333
Idioms
stick one's neck out
v.
kendini zor bir duruma sokmak
334
Idioms
stick one's neck out
v.
kendini ateşe atmak
335
Idioms
break one's neck
v.
kıçını yırtmak
336
Idioms
risk one's neck
v.
kelleyi koltuğa almak
337
Idioms
risk one's neck
v.
kellesini ortaya koymak
338
Idioms
stick one's neck out
v.
kendini tehlikeye atmak
339
Idioms
win by a neck
v.
kıl payı ile kazanmak
340
Idioms
put one's neck on the line
v.
kendini tehlikeye atmak
341
Idioms
catch it in the neck
v.
okkanın altına gitmek
342
Idioms
get it in the neck
v.
okkanın altına gitmek
343
Idioms
have (one's) foot on (someone's) neck
v.
köşeye sıkıştırmak
344
Idioms
have (one's) foot on (someone's) neck
v.
kontrol elinde olmak
345
Idioms
put one's neck on the block
v.
kendini riske atmak
346
Idioms
lose by a neck
v.
kıl payı ile kaybetmek
347
Idioms
save one's neck
v.
postu kurtarmak
348
Idioms
breathe down someone's neck
v.
soluğunu ensesinde hissettirmek
349
Idioms
talk out (the side of) one’s neck
v.
palavra atmak
350
Idioms
breathe down someone's neck
v.
soluğunu hissettirmek
351
Idioms
put neck on the line
v.
riske girmek
352
Idioms
put one's neck on the block
v.
riske girmek
353
Idioms
stick one's neck out
v.
riske girmek
354
Idioms
breathe down someone's neck
v.
soluğunu ensesinden ayırmamak
355
Idioms
breathe down someone's neck
v.
tepesinden ayrılmamak
356
Idioms
break one's neck
v.
tüm gücüyle çalışmak
357
Idioms
breathe down someone's neck
v.
tepesine dikilmek
358
Idioms
break one's neck
v.
(bir şeyi yapmak için) bir tarafını yırtmak
359
Idioms
breathe down someone's neck
v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek
360
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini diken diken etmek
361
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini ürpertmek
362
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) dehşete düşürmek
363
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) korkutmak
364
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini diken diken etmek
365
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini ürpertmek
366
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) dehşete düşürmek
367
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) korkutmak
368
Idioms
save somebody’s (own) neck
v.
birini/kendini tehlikeden kurtarmak
369
Idioms
save somebody’s (own) neck
v.
birini/kendini felaketten kurtarmak
370
Idioms
save somebody’s (own) neck
v.
birine/kendine kötü bir şey olmasını engellemek
371
Idioms
save somebody’s (own) neck
v.
birini/kendini kötü bir durumdan kurtarmak
372
Idioms
save somebody’s (own) neck
v.
birini/kendini kurtarmak
373
Idioms
save somebody’s (own) neck
v.
birinin/kendinin paçasını kurtarmak
374
Idioms
save somebody’s (own) neck
v.
birinin/kendinin götünü kurtarmak
375
Idioms
talk through the back of (one's) neck
v.
saçma sapan konuşmak
376
Idioms
talk through the back of (one's) neck
v.
yüksekten atmak
377
Idioms
talk through the back of (one's) neck
v.
atıp tutmak
378
Idioms
talk through the back of (one's) neck
v.
kafadan atmak
379
Idioms
talk through the back of (one's) neck
v.
uydurmak
380
Idioms
talk through the back of (one's) neck
v.
abartılı konuşmak
381
Idioms
talk through the back of (one's) neck
v.
bir tarafından uydurmak
382
Idioms
take it in the neck [uk]
v.
azar işitmek
383
Idioms
take it in the neck [uk]
v.
paparayı yemek
384
Idioms
take it in the neck [uk]
v.
fırçayı yemek
385
Idioms
take it in the neck [uk]
v.
cezalandırılmak
386
Idioms
save (one's) own neck
v.
postu kurtarmak
387
Idioms
save (one's) own neck
v.
kendi postunu kurtarmak
388
Idioms
save (one's) own neck
v.
kendi götünü/kıçını kurtarmak
389
Idioms
save (one's) own neck
v.
kendini kurtarmak
390
Idioms
save (one's) own neck
v.
kendini tehlikeden, beladan, zorluktan kurtarmak/sıyırmak
391
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birinin) tepesine/ensesine binmek
392
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birinin) tepesinden ayrılmamak
393
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek
394
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birinin) ensesinde/tepesinde dikilmek
395
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birinin) ensesinde/tepesinde olmak
396
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birinin) hemen arkasında olmak
397
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birini) yakından takip etmek
398
Idioms
be breathing down (one's) neck
v.
(birine) soluğunu ensesinde hissettirmek
399
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birinin hemen arkasında olmak
400
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birini yakından takip etmek
401
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birine soluğunu ensesinde hissettirmek
402
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birinin tepesine/ensesine binmek
403
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birinin tepesinden ayrılmamak
404
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birinin ensesinde boza pişirmek
405
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birinin ensesinde/tepesinde dikilmek
406
Idioms
be breathing down someone's neck
v.
birinin ensesinde/tepesinde olmak
407
Idioms
be dead from the neck up
v.
aptal olmak
408
Idioms
be dead from the neck up
v.
geri zekalı olmak
409
Idioms
be dead from the neck up
v.
salak olmak
410
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
boğazına/gırtlağına kadar (bir şeye) gömülmek
411
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
boğazına/gırtlağına kadar (bir şeye) batmak
412
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
(bir şeylerin) içinde/arasında kaybolmak
413
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
(bir şeylerin) içinde boğulmak
414
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
(bir şeylerin) içine gömülmek
415
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
(bir şeylerin) altında ezilmek
416
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
(bir şeyler) boyunu/başını aşmak
417
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
çok fazla (bir şeyi) olmak
418
Idioms
be up to (one's) neck in (something)
v.
(bir şeyden) başını kaldıramamak
419
Idioms
be up to your neck in something
v.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye gömülmek
420
Idioms
be up to your neck in something
v.
bir şeylerin içinde/arasında kaybolmak
421
Idioms
be up to your neck in something
v.
bir şeylerin içinde boğulmak
422
Idioms
be up to your neck in something
v.
bir şeylerin içine gömülmek
423
Idioms
be up to your neck in something
v.
bir şeylerin altında ezilmek
424
Idioms
be up to your neck in something
v.
bir şeyler boyunu/başını aşmak
425
Idioms
be up to your neck in something
v.
çok fazla bir şeyi olmak
426
Idioms
be up to your neck in something
v.
bir şeyden başını kaldıramamak
427
Idioms
be up to your neck in something
v.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye batmak
428
Idioms
be up to your neck in something
v.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye bulaşmak
429
Idioms
be in something up to your neck
v.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye gömülmek
430
Idioms
be in something up to your neck
v.
bir şeylerin içinde/arasında kaybolmak
431
Idioms
be in something up to your neck
v.
bir şeylerin içinde boğulmak
432
Idioms
be in something up to your neck
v.
bir şeylerin içine gömülmek
433
Idioms
be in something up to your neck
v.
bir şeylerin altında ezilmek
434
Idioms
be in something up to your neck
v.
bir şeyler boyunu/başını aşmak
435
Idioms
be in something up to your neck
v.
çok fazla bir şeyi olmak
436
Idioms
be in something up to your neck
v.
bir şeyden başını kaldıramamak
437
Idioms
be in something up to your neck
v.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye batmak
438
Idioms
be in something up to your neck
v.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye bulaşmak
439
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kendini paralamak
440
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kıçını yırtmak
441
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) çok çaba sarf etmek
442
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) bir tarafını yırtmak
443
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) canını dişine takmak
444
Idioms
break neck
v.
paralanmak
445
Idioms
break neck
v.
dişini tırnağına takmak
446
Idioms
break neck
v.
kendini paralamak
447
Idioms
break neck
v.
çok çabalamak
448
Idioms
break neck
v.
boynunu kırmak
449
Idioms
break neck
v.
kıçını yırtmak
450
Idioms
break one's neck
v.
paralanmak
451
Idioms
break one's neck
v.
dişini tırnağına takmak
452
Idioms
break one's neck
v.
kendini paralamak
453
Idioms
break one's neck
v.
çok çabalamak
454
Idioms
break one's neck
v.
boynunu kırmak
455
Idioms
break one's neck
v.
kıçını yırtmak
456
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için kendini paralamak
457
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için kıçını yırtmak
458
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için çok çaba sarf etmek
459
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için bir tarafını yırtmak
460
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için canını dişine takmak
461
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için göbeği çatlamak
462
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birinin) tepesine binmek
463
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birini) adım adım izlemek
464
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birinin) ensesine binmek
465
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
soluğunu (birinin) ensesinden ayırmamak
466
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birinin) tepesinden ayrılmamak
467
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek
468
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birinin) ensesinde dikilmek
469
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birinin) tepesinde dikilmek
470
Idioms
breathe down (one's) neck
v.
(birinin) başında dikilmek
471
Idioms
breathe down neck
v.
tepesine binmek
472
Idioms
breathe down neck
v.
tepesinde/başında dikilmek
473
Idioms
breathe down neck
v.
ensesinde boza pişirmek
474
Idioms
breathe down somebody's neck
v.
birinin ensesinde dikilmek
475
Idioms
breathe down somebody's neck
v.
birinin tepesinde dikilmek
476
Idioms
breathe down somebody's neck
v.
birinin başında dikilmek
477
Idioms
catch it in the neck
v.
fena azar işitmek
478
Idioms
catch it in the neck
v.
fena fırça yemek
479
Idioms
catch it in the neck
v.
fena cezalandırılmak
480
Idioms
hang (someone or oneself) by the neck
v.
(birini/kendini) asmak
481
Idioms
hang (someone or oneself) by the neck
v.
(birini/kendini) asarak öldürmek
482
Idioms
hang by the neck
v.
asmak
483
Idioms
hang by the neck
v.
asarak öldürmek
484
Idioms
have some neck
v.
cüretkar olmak
485
Idioms
have some neck
v.
yüzsüz olmak
486
Idioms
have some neck
v.
arsız olmak
487
Idioms
have some neck
v.
cesur olmak
488
Idioms
have some neck
v.
gözü pek olmak
489
Idioms
have the neck to do something
v.
bir şeyi yapmaya cüret etmek
490
Idioms
have the neck to do something
v.
bir şeyi yapmaya cesaret etmek
491
Idioms
have the neck to do something
v.
bir şeyi yapmaya cesareti olmak
492
Idioms
put your neck on the line [uk]
v.
büyük bir riske girmek
493
Idioms
put your neck on the line [uk]
v.
kendini tehlikeye atmak
494
Idioms
put your neck on the line [uk]
v.
kendini ateşe atmak
495
Idioms
risk your neck
v.
hayatını tehlikeye koymak
496
Idioms
risk your neck
v.
hayatını tehlikeye atmak
497
Idioms
risk your neck
v.
kelleyi koltuğa almak
498
Idioms
risk your neck
v.
kellesini ortaya koymak
499
Idioms
risk your neck
v.
büyük riske girmek
500
Idioms
stick neck out
v.
(kendini) ateşe atmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of neck
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy