Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
yapılacak
Meanings of
"yapılacak"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yapılacak
to be held
v.
Colloquial
2
Colloquial
yapılacak
is due
exclam.
Meanings of
"yapılacak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 130 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yapılacak işler listesi
checklist
n.
2
General
yapılacak testler
tests to be conducted
n.
3
General
yapılacak iş
in-tray
n.
4
General
yapılacak bir şeyin konfirme edilmesi veya tamamlanması gereken son tarih
cut-off date
n.
5
General
yükleniciye yapılacak ödemeler
payments due the contractor
n.
6
General
yapılacak bir şey yok
nothing to do
n.
7
General
yapılacak ilk şey
first order of business
n.
8
General
yapılacak olan evliliğin kilisede duyurulması
bans
n.
9
General
ayakkabıların deri kısımlarında yapıştırma yapılacak, ilik açılacak veya dikiş yapılacak yerleri işaretleyen işçi
marker
n.
10
General
dizgisi yapılacak taslağın üzerinde yazılı olan detaylı biçimsel talimatlar
markup
n.
11
General
(dama, iskambil gibi oyunlarda) yapılacak hamle kalmaması
block
n.
12
General
yapılacak her şey
possible
n.
13
General
yapılacak dizi şey
docket
n.
14
General
sörf yapılacak yer
surf line
n.
15
General
yapılacak işi yarı yarıya bölmek
split the work half and half
v.
16
General
yapılacak çok şey/şeyi olmak
have a lot to do
v.
17
General
ham maddeyi yapılacak işleme hazırlamak
taw
v.
18
General
yapılacak işler listesine eklemek
checklist
v.
19
General
(yapılacak iş için) ödeme yapmak
hire
v.
20
General
yapılacak iş olmayan
vacant
adj.
21
General
yapılacak bir şey kalmamış
stalemated
adj.
22
General
yapılacak olan
qef (quod erat faciendum)
abrev.
Phrasals
23
Phrasals
evden yapılacak iş almak
take in
v.
Phrases
24
Phrases
bir tuşa/düğmeye basarak yapılacak kadar kolay
at the touch of a button
adv.
25
Phrases
daha yapılacak olan kalma
to go
adv.
26
Phrases
başına bir şey geldiğinde ne yapılacak (sorun nasıl çözülecek anlamında)
what will become of (someone or something)
expr.
27
Phrases
(bir şey) ya yapılacak ya yapılacak
(somewhere or something) or bust
expr.
28
Phrases
yapılacak eylem
action to be taken
expr.
29
Phrases
yapılacak ilk şey
first thing to do
expr.
30
Phrases
yapılacak hareket
action to be taken
expr.
Colloquial
31
Colloquial
tam (bir şey) yapılacak yer
the place to be
n.
32
Colloquial
yapılacak bir işi olmak
have (something) to do
v.
33
Colloquial
yapılacak iş değil
not done
expr.
34
Colloquial
yapılacak şey değil
not done
expr.
35
Colloquial
ödeme yakında gönderilecek/yapılacak
cheque is in the mail
expr.
36
Colloquial
yapılacak tek bir şey var
there's only one thing for it
expr.
37
Colloquial
(bir şey yapmaktan) başka yapılacak bir şey yok
there's nothing (else) for it (but to do something)
expr.
38
Colloquial
sizin dediğiniz yapılacak
you're the expert
expr.
Idioms
39
Idioms
yapılacak tek şey
only way to go
n.
40
Idioms
yapılacak şeyler
coming events
n.
41
Idioms
yapılacak iş
a job of work [old-fashioned] [uk]
n.
42
Idioms
elle yapılacak bir işi yapmak için sabırsızlanmak
(one's) fingers itch
v.
43
Idioms
yapılacak bazı kontroller olmak
have some checking up to do
v.
44
Idioms
yapılacak bir işte herkesin söyleyecek bir şeyi olması
too many cooks in the kitchen
expr.
45
Idioms
yapılacak çok şey (var)
a long way to go
expr.
46
Idioms
daha yapılacak çok iş var
there's a whole heap more work to be done
expr.
47
Idioms
daha yapılacak çok iş var
there's a whole lot more work to be done
expr.
48
Idioms
bir tuşa basarak/tıklayarak yapılacak kadar kolayca
at the touch of a button
expr.
Speaking
49
Speaking
başka yapılacak bir şey yok
there is nothing else for it
expr.
50
Speaking
ödemen hafta sonu yapılacak
you get paid at the end of the week
expr.
51
Speaking
sanırım yapılacak doğru şey bu
I think it's the right thing to do
expr.
52
Speaking
yapılacak bir şey yoktur
there is no help for it
expr.
53
Speaking
yapılacak en iyi şey
the best thing to do
expr.
54
Speaking
yapılacak bir tek şey var
there is only one thing to be done
expr.
55
Speaking
yapılacak ilk şey
the first step will be to
expr.
56
Speaking
yapılacak en mantıklı şey
the most sensible thing to do
expr.
57
Speaking
yapılacak tek bir şey var
there is only one thing to be done
expr.
58
Speaking
yapılacak bir tek şey var
there is only one thing to do
expr.
59
Speaking
yapılacak tek bir şey var
there is only one thing to do
expr.
60
Speaking
yapılacak bir şeyler olmalı
there must be something can be done
expr.
61
Speaking
yapılacak bir şey yok
nothing for it
expr.
62
Speaking
daha yapılacak dünya kadar iş var
there's a whole lot more work to be done
expr.
Trade/Economic
63
Trade/Economic
belgelerin teslimi karşılığında yapılacak ödeme
payment against documents
n.
64
Trade/Economic
işçi-işveren arasında yapılan anlaşma gereğince ücretlerde her yıl yapılacak ek artış
improvement factor
n.
65
Trade/Economic
kamuoyuna yapılacak açıklamalar
public announcements
n.
66
Trade/Economic
karşı talepler karşısında yapılacak savunmalara ilişkin ilkeler
defences of counterclaim
n.
67
Trade/Economic
mahsubu yapılacak hesap
absorption account
n.
68
Trade/Economic
mal teslim edildiğinde ödemenin yapılacak olması
pay on delivery
n.
69
Trade/Economic
mahalinde yapılacak toplantının yönetimi
on-site meeting management
n.
70
Trade/Economic
ödeme yapılacak kişi
payee
n.
71
Trade/Economic
ters işlem yapılacak kayıt
red-ink entry
n.
72
Trade/Economic
ticari işlemlerde yapılacak işlemle ilgili araştırma görüşme ve sonuçlandırma faaliyetleri için gerekli olan zaman, para ve çaba
transaction costs
n.
73
Trade/Economic
yapılacak iş
routeing
n.
74
Trade/Economic
yatırım yapılacak varlık türü
type of asset to be invested in
n.
75
Trade/Economic
yapılacak iş
routing
n.
76
Trade/Economic
yapılacak ödemeyi gösteren fiyat listesi
tariff
n.
77
Trade/Economic
borç verilecek veya yatırım yapılacak bir meta olarak değerlendirilen sermaye
money
n.
78
Trade/Economic
satışı yapılacak menkul kıymet
sell
n.
79
Trade/Economic
yapılacak görevleri önceliklerine göre sıralama
sequencing
n.
80
Trade/Economic
yapılacak görevleri önceliklerine göre sıralama
priority sequencing
n.
81
Trade/Economic
(yapılacak iş için) bağımsız yüklenicilere ücret vermek
hire [uk]
v.
82
Trade/Economic
alt gelir grubuna yapılacak vergi indirimi gibi tavizlerin ekonomiyi canlandırarak zenginlere fayda sağlayacağı teorisine ait
trickle-up
adj.
83
Trade/Economic
alt gelir grubuna yapılacak vergi indirimi gibi tavizlerin ekonomiyi canlandırarak zenginlere fayda sağlayacağı teorisiyle ilgili
trickle-up
adj.
Law
84
Law
gece yapılacak arama
search at night
n.
85
Law
hükümet memurları tarafından efrada karşı yapılacak suimuameleler
maltreatment of individuals by public officers
n.
86
Law
mahkemeye yapılacak olan itirazın makul olup olmadığını incelemekle görevli olan memur
trier
n.
87
Law
mahkemeye yapılacak olan itirazın makul olup olmadığını incelemekle görevli olan memur
trior
n.
Politics
88
Politics
ilk giriş yapılacak/yapılan schengen ülkesi
member state of first entry
n.
89
Politics
sayımı yapılacak yer
census designated place
n.
90
Politics
sayımı yapılacak yer
cdp (census-designated place)
n.
Insurance
91
Insurance
yatırım yapılacak varlık türü
type of asset to be invested in
n.
92
Insurance
sigortalının kendisine yapılacak ödemelerin biçim ve usulünü seçme hakkı
option
n.
Technical
93
Technical
müteahhide yapılacak ödemeler
payments due the contractor
n.
94
Technical
yapılacak işin cinsi
the type of work to be performed
n.
Computer
95
Computer
aksi belirtilmedikçe yapılacak olan
default action
n.
96
Computer
aksi belirtilmedikçe yapılacak olan varsayılan işlem
default action
n.
97
Computer
yapılacak işlemlerin öncelikle bir log dosyasına yazılıp, sonrasında veritabanı dosyalarına aktarılması
write-ahead logging
n.
98
Computer
yapılacak bir şey yok
nothing to do
expr.
Textile
99
Textile
ayakkabı yapılacak deriyi kesme makinesine şeritler halinde besleyen işçi
amazeiner
n.
100
Textile
üzerine işleme yapılacak kumaşı geren tabanlık
foundation
n.
101
Textile
(büzgü dikişi yapılacak kumaşı) eşit dağıtılmış büzgülerle tutmak
gage
v.
Construction
102
Construction
afet bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında yönetmelik
regulations for the structures to be built in disaster areas
n.
103
Construction
kanal içinde yapılacak kaynak ve bakım işleri için genişletilmiş kanal bölümü
bell hole
n.
104
Construction
parsellenip üzerine evler yapılmış/yapılacak olan yer
subdivision
n.
105
Construction
yapılacak işler listesi
snagging list
n.
Marine
106
Marine
belirli bir yere sadece bir kere yapılacak nakliyatta kullanılan rota
life line
n.
107
Marine
çok şiddetli felaket durumunda yapılacak mali destek yasaları
laws for special financial support for extreme severity disaster
n.
Medical
108
Medical
akciğer rezeksiyonu yapılacak hastaların fonksiyonel değerlendirilmesi
functional assessment of lung resection candidates
n.
109
Medical
doğum yapılacak tarih
due date
n.
Dentistry
110
Dentistry
(kuronu veya teli) bağlantı yapılacak doku sınırlarına uyacak şekilde şekillendirmek
festoon
v.
Printing
111
Printing
baskısı yapılacak nesnenin üzerine yerleştirildiği levha
imposing stone
n.
112
Printing
baskısı yapılacak nesnenin üzerine yerleştirildiği levha
imposing surface
n.
113
Printing
baskısı yapılacak nesnenin üzerine yerleştirildiği levha
imposing table
n.
114
Printing
baskısı yapılacak nesnenin dizgi levhasında düzenlenmesi
imposition
n.
115
Printing
baskısı yapılacak nesnenin dizgi levhasına dizilmesi
imposition
n.
Agriculture
116
Agriculture
ekim yapılacak alanları işaretlemeye yarayan bir alet
scrawler
n.
Military
117
Military
tehlike durumlarında yapılacak işler
emergency response action
n.
118
Military
yapılacak denetim sayısı
active inspection quota
n.
119
Military
amfibi harekatlarda sahile yapılacak operasyonu yöneten çizelge
landing sequence table
n.
120
Military
hedeflere yapılacak atış planlaması, hazırlığı ve atışın gerçekleştirilmesine yönelik tüm faaliyetler
fire control
n.
121
Military
gemiye yapılacak asıl yükleme öncesi seçili malzemelerin gemiye yüklenmesi
preload loading
n.
122
Military
belirli bir noktaya yapılacak atış onayının alınması süreci
selective release process
n.
Sport
123
Sport
(bilardoda) vuruş yapılacak sıkı top grubu
pack
n.
124
Sport
spor yapılacak yüzeyi katılımcılar için hazırlamak
groom
v.
Basketball
125
Basketball
yapılacak hareketleri önceden planlanmış hücum oyunu
set play
n.
Wagering
126
Wagering
yapılacak bahise en yüksek oranı almak
value
v.
Music
127
Music
(müzik veya bale gösterisi için) adımları ve yapılacak dans hareketlerini düzenlemek
choregraph
v.
Abbreviation
128
Abbreviation
üniversitelere yapılacak mali destekler konusunda hükümete danışmanlık yapan komite
ugc (university grants committee)
n.
Modern Slang
129
Modern Slang
çekilecek olan sıkıntının/yapılacak olan fedakarlığın alınacak olan sonuca değip değmeyeceğinden emin ol
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
130
Modern Slang
bir şeyin yapılacak olan fedakarlıklara/katlanılacak sıkıntılara değip değmeyeceğinden emin ol
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yapılacak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy