Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | yatıştırma (ilaçla) | sedation n. |
General | (tartışma vb'yi) yatıştırma görevi gören kimse | reliever n. |
General | kendini yatıştırma | self-soothing n. |
Politics | ||
Politics | yatıştırma politikası | appeasment n. |
Politics | yatıştırma politikası | appeasement n. |
Politics | yatıştırma politikası | appeasement policy n. |
Technical | ||
Technical | yatıştırma supabı | damping valve n. |
Psychology | ||
Psychology | yatıştırma davranışı | appeasement gesture n. |
Chemistry | ||
Chemistry | yatıştırma ve konvülsiyonları tedavi etme amaçlı sodyum tuzu olarak kullanılan beyaz kokusuz hafif acı bir toz olan barbitürat | red devil n. |