yeryüzü - Turkish English Dictionary
History

yeryüzü



Meanings of "yeryüzü" in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
Common Usage
yeryüzü earth n.
General
yeryüzü world n.
yeryüzü earth surface n.
yeryüzü terra firma n.
yeryüzü earth's surface n.
yeryüzü the world n.
yeryüzü ground n.
yeryüzü terra n.
yeryüzü surface n.
yeryüzü earth n.
yeryüzü solid earth n.
yeryüzü the ground n.
yeryüzü mass [obsolete] n.
yeryüzü mould [dialect] [uk] n.
yeryüzü yerd [scotland] n.
yeryüzü yird n.
yeryüzü yirth [scotland] n.
yeryüzü lower world n.
yeryüzü orb n.
Idioms
yeryüzü the face of the earth n.
Technical
yeryüzü land surface n.
Astronomy
yeryüzü planet earth n.
Literature
yeryüzü fold [dialect] [obsolete] n.
Geography
yeryüzü earth's surface n.
Archaic
yeryüzü below n.
yeryüzü marl n.

Meanings of "yeryüzü" with other terms in English Turkish Dictionary : 63 result(s)

Turkish English
General
yeryüzü şekilleri land forms n.
yeryüzü atmosferi earth atmosphere n.
yeryüzü hareketleri earth movements n.
yeryüzü kabuğunun kabarması upthrust n.
tibet'te bir yerde olduğu varsayılan hayali yeryüzü cenneti shangri la n.
yeryüzü tabakası layer n.
yeryüzü şekilleri landforms n.
yeryüzü kabuğundaki kabarıklık up thrust n.
yeryüzü cenneti earthly paradise n.
yeryüzü cenneti paradise n.
yeryüzü doktoru doctor worldwide n.
kara (yeryüzü) solid earth n.
başparmak biçiminde yeryüzü şekli thumb n.
eski çince'den gelen ve yeryüzü, kasılma gücü anlamında sözcük yang n.
ücra bölgedeki yeryüzü şekli outlier n.
yeryüzü ölçümü geodesic adj.
çatlak (yeryüzü vb) cracked adj.
yeryüzü bilgileri itibariyle geographic adj.
yeryüzü ile ilişkili geal adj.
yeryüzü ile ilgili superficial adj.
dünya/yeryüzü anlamı veren ön ek tellur- pref.
dünya/yeryüzü anlamı veren ön ek telluro- pref.
Idioms
yeryüzü cenneti a heaven on earth n.
Trade/Economic
üzerinde yaşam olan yeryüzü bölgesi biosphere n.
Technical
sayısal modülasyon kullanan yeryüzü radyo-röle ve uydu yer istasyonu sistemleri terrestrial radio-relay and satellite earth station systems using digital modulation n.
yeryüzü gözlem uydusu earth observation satellite n.
yeryüzü gözlemleri earth observations n.
yeryüzü gözlemi earth observation n.
yeryüzü seyyar hizmeti land mobile service n.
yeryüzü radyo-röle sistemleri terrestrial radio-relay systems n.
Informatics
yeryüzü verileri ground data n.
Television
sayısal yeryüzü televizyonu digital terrestrial television n.
Physics
yeryüzü manyetik alanı earth's magnetic field n.
yeryüzü radyasyon dengesi earth radiation budget n.
Astronomy
yeryüzü atmosferi earth's atmosphere n.
yeryüzü şekillendirme terraformation n.
Environment
aktif yeryüzü basıncı active earth pressure n.
yeryüzü ve çevre bilimleri earth and environmental sciences n.
Geography
yeryüzü şekillerinin oluşturduğu doğal kapalı alan natural enclosure n.
yeryüzü parçası terrain n.
yeryüzü akarsuları surface streams n.
fazla eğimli yeryüzü tabakası horseback n.
(gözlemci ufkunun altında kalan) yeryüzü ekseninin ucu depression of the pole n.
doğal sınırlarının ötesine taşan yeryüzü şekli salient n.
yeryüzü şekillerinde meydana gelen değişiklik sculpture n.
(yeryüzü şekillerini) erozyon ile değiştirmek sculpture v.
(yeryüzü şekillerini) erozyon ve toprak birikintisi ile değiştirmek sculpture v.
Meteorology
yeryüzü sıcaklığı earth temperature n.
Geology
deprem dalgasının yeryüzü ile yaptığı açı emergence angle n.
yeryüzü katmanı stratum n.
yeryüzü sularına ilişkin açıklamalar hydrognosy n.
yeryüzü sularına ilişkin bilimsel eser hydrognosy n.
yeryüzü katmanı, su kanalı, yarık, fay gibi jeolojik şekillerin yatay düzlemle yaptığı açı dip n.
mekanik veya kimyasal açıdan dengesiz (yeryüzü oluşumu) labile adj.
yeryüzü şekillerinin gerilemesiyle ilgili regressive adj.
(yeryüzü şekli) düzleşmiş ve alçalmış old adj.
(yeryüzü şekilleri) gerileyerek regressively adv.
Military
yeryüzü referanslı navigasyon sistem terrain referenced navigation system n.
Mythology
yeryüzü tanrı enlil n.
(mısır mitolojisinde) yeryüzü tanrısı keb n.
(mısır mitolojisinde) yeryüzü tanrısı geb n.
(yunan mitolojisinde) titanların annesi ve yeryüzü tanrıçası ge n.
Archaic
(yeryüzü veya gökyüzünde) yatay pozisyon degree n.