|
- You won't make it alive,' the stranger added menacingly.
- "Canlı çıkamayacaksın" diye tehditkâr bir şekilde ekledi yabancı.
- He added a couple of more images to the page.
- Sayfaya birkaç resim daha ekledi.
- Evidently we now need to add the commandment "thou shalt consume throughout Europe".
- Belli ki artık "tüm Avrupa'da tüketeceksin" emrini de eklememiz gerekiyor.
- That brings me to material amendments to the directive, which add or delete certain important provisions.
- Bu da beni direktifte yapılan ve bazı önemli hükümleri ekleyen ya da çıkaran önemli değişikliklere getiriyor.
- This is an important proposal and, once adopted, it will add an indispensable element to workers' rights.
- Bu önemli bir tekliftir ve kabul edildiğinde işçi haklarına vazgeçilmez bir unsur ekleyecektir.
- One indicator called for in the report was added to the scoreboard to cover lifelong learning.
- Raporda talep edilen bir gösterge hayat boyu öğrenmeyi kapsayacak şekilde puan tablosuna eklenmiştir.
- I do not wish to add anything to this, either in terms of the report's analysis, or of the motion.
- Buna ne raporun analizi ne de önerge açısından bir şey eklemek istemiyorum.
- That is why I will add a set of additional questions to those tabled by the PSE and ELDR Groups.
- Bu nedenle PSE ve ELDR Grupları tarafından sunulan sorulara bir dizi ilave soru ekleyeceğim.
- Personally, I hope others will be added to the list.
- Şahsen listeye başkalarının da ekleneceğini umuyorum.
- At the moment the list is, as I say, a negative list and it is added to as required.
- Şu anda liste, dediğim gibi, negatif bir liste ve gerektiğinde eklemeler yapılıyor.
- I might add that this encourages renewed investment and creates jobs.
- Bunun yeni yatırımları teşvik ettiğini ve istihdam yarattığını da ekleyebilirim.
- Regrettably, I am unable to add the name of the Council and the Presidency to the list of those I would like to thank.
- Ne yazık ki, teşekkür etmek istediklerim listesine Konsey ve Başkanlığın adını ekleyemiyorum.
- New draft directives have therefore been added to the 1994 text subject of this report.
- Bu nedenle bu rapora konu olan 1994 metnine yeni taslak direktifler eklenmiştir.
- I just want to add one remark concerning the proportions in terms of money.
- Para açısından oranlara ilişkin bir açıklama eklemek istiyorum.
- I might add that the same applies to other aspects.
- Aynı şeyin diğer hususlar için de geçerli olduğunu ekleyebilirim.
- May I add a few examples?
- Birkaç örnek ekleyebilir miyim?
- I must also add that these are two women who are courageous.
- Şunu da eklemeliyim ki bunlar cesur iki kadın.
- What more can one add?
- Daha ne eklenebilir ki?
- To these I should, of course, add the Intergovernmental Conference.
- Bunlara elbette Hükûmetlerarası Konferansı da eklemeliyim.
- Perhaps I can just add one or two points in relation to the debate.
- Belki tartışmayla ilgili olarak bir ya da iki nokta ekleyebilirim.
- I would add reflection - we ought to reflect before every experiment is carried out.
- Ben olsam derin düşünme sürecini de eklerdim; her deneyden önce uzun uzadıya düşünmemiz gerekiyor.
- The problem, I added, is not a current problem, but there is no escaping this question.
- Eklediğim gibi sorun güncel bir sorun değil, ancak bu sorudan kaçış yok.
- In the Committee, we tried to add certain things.
- Komite'de bazı şeyler eklemeye çalıştık.
- I would also add that indigenous peoples were also mentioned in the declaration.
- Ayrıca bildirgede yerli halklardan da bahsedildiğini eklemek isterim.
- To sum up, I would like to add two comments.
- Toparlamak gerekirse iki yorum eklemek istiyorum.
- Previous speakers have highlighted particular points and added new ones.
- Önceki konuşmacılar belirli noktaların altını çizmiş ve yenilerini eklemişlerdir.
- I would like to add the text 'off the coast of Galicia'.
- Galiçya kıyılarında' metnini eklemek istiyorum.
- As everyone is in agreement, I have nothing more to add.
- Herkes hemfikir olduğuna göre, ekleyecek başka bir şeyim yok.
- We have not added so much as a comma over and above the minimum protection for workers.
- İşçiler için asgari korumanın üzerine virgül kadar bile bir şey eklemedik.
- I would like to add the following if you allow me.
- İzin verirseniz aşağıdakileri eklemek istiyorum.
- Allow me to add that I am pleasantly surprised by the acoustics in this Chamber.
- Bu odadaki akustiğin beni çok şaşırttığını da eklememe izin verin.
- At this point in the debate, there is not perhaps a very great deal new to add, but I shall nonetheless have a try.
- Tartışmanın bu noktasında, belki ekleyecek çok fazla yeni bir şey yok, ancak yine de deneyeceğim.
- My name has been added to Amendment No 23.
- 23 No.lu Değişikliğe benim adım da eklenmiştir.
- I have already been assured from my right that this will be added in the Spanish version.
- Hakkımdan bunun İspanyolca versiyona ekleneceği konusunda güvence aldım.
- I should like to add one point to the debate.
- Tartışmaya bir nokta eklemek istiyorum.
- It was the case last year, when additional funds for Serbia had to be added to the 2001 Budget.
- Bu durum, Sırbistan için 2001 Bütçesine ek fonların eklenmesi gereken geçen yıl da yaşanmıştı.
- In the coming period, however, something should be added.
- Ancak önümüzdeki dönemde bir şey eklemek gerekiyor.
- I will not add anything regarding agriculture.
- Tarımla ilgili hiçbir şey eklemeyeceğim.
- Finally, biological terrorism was added to the original objectives after the events of 11 September.
- Son olarak, 11 Eylül olaylarından sonra biyolojik terörizm de orijinal hedeflere eklenmiştir.
- I would also add our concern at the French Government's recent announcement.
- Fransız Hükümeti'nin son açıklamasından duyduğumuz endişeyi de eklemek isterim.
- Incidentally, I might add that I expressed my own misgivings about this from the outset.
- Bu arada, bu konudaki şüphelerimi en başından beri ifade ettiğimi de eklemek isterim.
- The debate in committee has led to further detailed requirements and measures having been added.
- Komitedeki tartışmalar daha detaylı gerekliliklerin ve tedbirlerin eklenmesine yol açmıştır.
- Each dossier will be communicated through diplomatic channels to the other party, which may then add its own proposals.
- Her dosya diplomatik kanallar aracılığıyla diğer tarafa iletilecek ve bu taraf da kendi önerilerini ekleyebilecektir.
- I should add that these concerns were not necessarily motivated by opposition to enlargement.
- Bu endişelerin ille de genişleme karşıtlığından kaynaklanmadığını da eklemeliyim.
- I would like to add some of my own thoughts on Algeria.
- Cezayir ile ilgili bazı düşüncelerimi de eklemek istiyorum.
- Allow me to add a few words on competition policy as a whole.
- Bir bütün olarak rekabet politikası hakkında birkaç kelime eklememe izin verin.
- We would therefore ask for this point to be added to the agenda.
- Bu nedenle bu hususun gündeme eklenmesini talep ediyoruz.
- There is, however, something I would like to add.
- Bununla birlikte, eklemek istediğim bir şey var.
- I should also like to add that I had indicated that I wished to make an explanation of vote on the Flemming report.
- Ayrıca şunu da eklemek isterim ki Flemming raporuna ilişkin oyumun açıklamasını yapmak istediğimi belirtmiştim.
- As regards Turkey, I have nothing to add, apart from a consideration which I feel I must point out to the House.
- Türkiye ile ilgili olarak, Meclise belirtmem gerektiğini düşündüğüm bir husus dışında ekleyeceğim bir şey yok.
- A whole range of other uses can be added to this.
- Buna bir dizi başka kullanım da eklenebilir.
- The removal and return policy has now been added to this as a priority.
- Kaldırma ve iade politikası şimdi buna öncelikli olarak eklenmiştir.
- Parliament is not asking for points to be added.
- Parlamento puan eklenmesini istemiyor.
- Each new acceding state and each new acceding nation has added something extra.
- Her yeni katılan devlet ve her yeni katılan ulus fazladan bir şeyler eklemiştir.
- It patronisingly adds that an Islamic country too can accept and defend these values.
- Küstahça, bir İslam ülkesinin de bu değerleri kabul edebileceğini ve savunabileceğini ekliyor.
- Having said this, I should like to add a positive note, with regard to East Timor.
- Bunu söyledikten sonra, Doğu Timor ile ilgili olarak olumlu bir not eklemek isterim.
- I am delighted to add my own congratulations to those addressed to the rapporteur.
- Raportöre yöneltilen tebriklere kendi tebriklerimi de eklemekten memnuniyet duyuyorum.
- We therefore agreed to add something to the wording for the purposes of clarification.
- Bu nedenle açıklığa kavuşturmak amacıyla ifadeye bir şeyler eklemeyi kabul ettik.
- We would like to add two minor amendments designed to clarify the text rather than change the content.
- İçeriğini değiştirmekten ziyade metne açıklık getirmek üzere tasarlanmış iki küçük değişiklik eklemek istiyoruz.
- I endorse all they have said thus far but I would like to add a specific point of my own.
- Şimdiye kadar söyledikleri her şeyi onaylıyorum ancak kendime ait özel bir noktayı eklemek istiyorum.
- And, in fact, the proposal adds little to the field of safety.
- Ve aslında teklif, güvenlik alanında çok az şey ekliyor.
- I have no desire to add anything to the current debate.
- Mevcut tartışmaya bir şey eklemek gibi bir niyetim yok.
- Having said that, we cannot add new subjects to the Doha programme.
- Bununla birlikte, Doha programına yeni konular ekleyemeyiz.
- More families have been bereaved and more victims have been added to the tragic pages of the Middle East conflict.
- Orta Doğu'daki çatışmaların trajik sayfalarına daha fazla aile ve daha fazla kurban eklenmiştir.
- Let me add something political.
- Siyasi bir hususu eklememe izin verin.
- I would like to add a footnote to the discussion.
- Tartışmaya bir dipnot eklemek istiyorum.
- I would add that the first step is to start promoting them at all.
- İlk adımın bunları teşvik etmeye başlamak olduğunu da eklemek isterim.
- The suggestion is to add a new heading, instead of removing one, and to deal with the two existing headings together.
- Öneri, bir başlığı kaldırmak yerine yeni bir başlık eklemek ve mevcut iki başlığı birlikte ele almaktır.
- I do not need to add anything else!
- Başka bir şey eklememe gerek yok!
- I might add that the Legal Service's opinion says the same thing.
- Hukuk Servisi'nin görüşünün de aynı şeyi söylediğini ekleyebilirim.
- I would add that Ireland has just voted to allow the entry of applicant countries into the EU.
- İrlanda'nın başvuru sahibi ülkelerin AB'ye girmesine izin verilmesi yönünde oy kullandığını da eklemek isterim.
- The item will be added to Thursday's voting time.
- Madde perşembe günkü oylama saatine eklenecektir.
- And he added unashamedly that Council ended by approving this Protocol.
- Ve utanmadan Konsey'in bu Protokolü onaylayarak sona erdiğini ekledi.
- That is what can be said, and I think that everyone understands what is meant, and I have nothing to add.
- Söylenebilecek olan budur ve herkesin ne demek istendiğini anladığını düşünüyorum ve ekleyecek bir şeyim yok.
- I would add that this is already the case today.
- Bunun bugün zaten böyle olduğunu da eklemek isterim.
- For that reason I should like to add his name to those in the resolution before us.
- Bu nedenle onun adını da önümüzde bulunan karara eklemek istiyorum.
- We would like to add two minor amendments designed to clarify the text rather than change the content.
- İçeriği değiştirmekten ziyade metni netleştirmeye yönelik iki küçük değişiklik eklemek istiyoruz.
- I am referring to the amendments that require other sectors to be added and that allow many exceptions to the rule.
- Diğer sektörlerin de eklenmesini gerektiren ve kurala birçok istisna getiren değişikliklerden bahsediyorum.
- To this must of course be added other types of fraud, and all the fraudulent transactions that remained undetected.
- Elbette buna diğer dolandırıcılık türlerini ve tespit edilemeyen tüm hileli işlemleri de eklemek gerekir.
- That will add days to sales for only for two years' worth of savings.
- Bu da sadece iki yıllık tasarruf için satışlara günler ekleyecektir.
- I might add that the Commission is endeavouring to bring about improvements in the area of criminal law.
- Komisyon'un ceza hukuku alanında iyileştirmeler yapmak için çaba sarf ettiğini de eklemek isterim.
- I would like to add that this complaint is insignificant compared to the original complaint submitted to the Commission.
- Bu şikayetin Komisyon'a sunulan asıl şikayetle kıyaslandığında önemsiz olduğunu da eklemek isterim.
- In this matter, I should also add that we must not inflate the issue.
- Bu konuda konuyu şişirmememiz gerektiğini de eklemeliyim.
- I have added that OLAF must have the opportunity of exercising supervision on the spot.
- Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Bürosu'nun yerinde denetim yapma imkânına sahip olması gerektiğini de eklemiştim.
- At the moment, we have three headings, so we can add a maximum of two.
- Şu anda üç başlığımız var, bu nedenle en fazla iki başlık ekleyebiliriz.
- So I would like to ask that that be added, in view of the Minutes arriving so late anyway.
- Bu nedenle, Tutanakların zaten çok geç geldiği göz önünde bulundurularak, bunun da eklenmesini rica ediyorum.
- We fought tooth and nail to add a few extra million euro.
- Birkaç milyon Avro daha eklemek için canla başla mücadele ettik.
- Let us add solidarity to this list.
- Bu listeye dayanışmayı da ekleyelim.
- So let us add 'and with the support of Eurostat' .
- O halde 've Eurostat'ın desteğiyle' ifadesini ekleyelim.
- I hope I can add that we will want to provide that.
- Umarım bunu sağlamak isteyeceğimizi de ekleyebilirim.
- I will add one very important point, quite without reference to the forthcoming legislative work.
- Önümüzdeki yasama çalışmalarına atıfta bulunmaksızın çok önemli bir noktayı ekleyeceğim.
- The responsible committee of the European Parliament is also proposing to add terrorism to this list, which seems wise.
- Avrupa Parlamentosu'nun sorumlu komitesi bu listeye terörizmi de eklemeyi öneriyor ki bu akıllıca görünüyor.
- And if you add in all the Council's administrative expenditure, the Council has awarded itself an 11% increase.
- Konseyin tüm idari harcamalarını da eklerseniz, Konsey kendisine %11'lik bir artış sağladı.
- This judgement, though, did not apply to the Netherlands, the premier added.
- Başbakan bu kararın Hollanda için geçerli olmadığını da sözlerine ekledi.
- I do not support amendments which would seek to add further conditionality to Bulgaria's membership application.
- Bulgaristan'ın üyelik başvurusuna daha fazla koşul eklemeye yönelik değişiklikleri desteklemiyorum.
- To this I would like to add a wish list for Seville.
- Buna Sevilla için bir dilek listesi eklemek istiyorum.
- And I would add that my country, among others, does not score very well at all in this matter.
- Diğerlerinin yanı sıra benim ülkemin bu konuda hiç de iyi bir not almadığını da eklemek isterim.
- It patronisingly adds that an Islamic country too can accept and defend these values.
- Küstahça bir İslam ülkesinin de bu değerleri kabul edebileceğini ve savunabileceğini ekliyor.
- I would add that the British Secret Services also claimed that they had no knowledge of them.
- İngiliz Gizli Servislerinin de bu konuda hiçbir bilgileri olmadığını iddia ettiklerini eklemek isterim.
- I should also like to add that what the question says is false in certain respects.
- Ayrıca soruda söylenenlerin bazı açılardan yanlış olduğunu da eklemek isterim.
- I should like to take this opportunity to add two brief comments.
- Bu vesileyle iki kısa yorum eklemek istiyorum.
- That is why we have added a text in the environmental liability proposal.
- Bu nedenle çevresel sorumluluk teklifine bir metin ekledik.
- No one was cut off and if anyone wants to add anything now, he or she may do so.
- Kimsenin sözü kesilmedi ve şimdi bir şey eklemek isteyen varsa ekleyebilir.
- It is very important that persistent organic products are added to this regulation.
- Bu yönetmeliğe kalıcı organik ürünlerin eklenmesi çok önemlidir.
- I should nonetheless like to add a number of observations to a couple of the speeches that have been made.
- Yine de yapılan birkaç konuşmaya bazı gözlemlerimi eklemek isterim.
- I have nothing further to add, because that covers a great many issues.
- Ekleyecek başka bir şeyim yok, çünkü bu pek çok konuyu kapsıyor.
- What can I add in a minute?
- Bir dakika içinde ne ekleyebilirim?
- I would add that we must strive to combat corruption and promote the pluralism of information.
- Yolsuzlukla mücadele etmek ve bilginin çoğulculuğunu teşvik etmek için çaba göstermemiz gerektiğini de eklemek isterim.
- When women apply, qualifications have to be added.
- Kadınlar başvurduğunda niteliklerin de eklenmesi gerekiyor.
- I should also add that over the space of ten years, cod catches from the Netherlands have decreased by 70%.
- On yıl içerisinde Hollanda'dan avlanan morina balığının %70 oranında azaldığını da eklemeliyim.
- Maybe we could add the odd question here and there.
- Belki buraya ve oraya tek tük sorular ekleyebiliriz.
- She deserves the congratulations she has received and of course I would like to add my own.
- Aldığı tebrikleri hak ediyor ve tabii ki ben de kendi tebriklerimi eklemek istiyorum.
- When women apply, qualifications have to be added.
- Kadınlar başvurduğunda, niteliklerin de eklenmesi gerekiyor.
- To this we can add a follow-up International Conference, whose concrete procedures will be defined by 2005.
- Buna, 2005 yılına kadar somut prosedürleri belirlenecek olan bir takip Uluslararası Konferansını da ekleyebiliriz.
- However, I should like to add one more observation in this connection.
- Bununla birlikte bu bağlamda bir gözlem daha eklemek istiyorum.
- To the instruments of rural development policy, we want to add elements guaranteeing quality and protecting animals.
- Kırsal kalkınma politikası araçlarına, kaliteyi garanti altına alan ve hayvanları koruyan unsurlar eklemek istiyoruz.
- These two very important issues have now been added to the report.
- Bu çok önemli iki konu şimdi rapora eklenmiştir.
- I must add that I did not say this just for formality's sake.
- Bunu sadece formalite olsun diye söylemediğimi de eklemeliyim.
- I would also add our concern about the French Government's recent announcement.
- Fransız Hükümeti'nin son açıklamasına ilişkin endişelerimizi de eklemek isterim.
- I would add something further.
- Bir şey daha eklemek istiyorum.
- If new priorities are to be added each year, further resources must also be provided.
- Her yıl yeni öncelikler eklenecekse, daha fazla kaynak da sağlanmalıdır.
- I support this measure but I would add that Korean competition also affects oil tankers.
- Bu önlemi destekliyorum ancak Kore rekabetinin petrol tankerlerini de etkilediğini eklemek isterim.
- Let me add something political.
- Siyasi bir şey eklememe izin verin.
- With regard to Cuba, the phrase we have added can be interpreted by the various political parties as they see fit.
- Küba ile ilgili olarak, eklediğimiz ifade çeşitli siyasi partiler tarafından uygun gördükleri şekilde yorumlanabilir.
- I would add flexibility in ring-vaccination.
- Buna halka aşılamada esnekliği de ekleyebilirim.
- This leaves a very sound basis for his successor and my group would also like to add their thanks for his work.
- Bu, halefi için çok sağlam bir temel bırakıyor ve grubum da çalışmaları için teşekkürlerini eklemek istiyor.
- Let me add something on the subject of Parliament's draft resolution.
- Parlamento'nun karar tasarısı konusunda bir şey eklememe izin verin.
- We shall also add training, research and the environment.
- Buna eğitim, araştırma ve çevre konularını da eklemeliyiz.
- In my view, it is useful to add these critical observations to this excellent report.
- Kanımca bu mükemmel rapora bu eleştirel gözlemleri eklemek faydalı olacaktır.
- I should like to add two minor observations regarding this resolution.
- Bu karara ilişkin iki küçük gözlemimi de eklemek isterim.
- If you have anything else to add, please do so in writing.
- Eklemek istediğiniz başka bir şey varsa, lütfen bunu yazılı olarak yapın.
- I think it important to add, and to emphasise, that it should provide more long-term security.
- Bunun daha uzun vadeli bir güvence sağlaması gerektiğini de eklemenin ve vurgulamanın önemli olduğunu düşünüyorum.
- Allow me to add that Swedish mountain regions too have been presented in Parliament in recent times.
- İsveç'in dağlık bölgelerinin de son zamanlarda Parlamento'ya sunulduğunu eklememe izin verin.
- I might add that they were not voted on in committee either.
- Komitede de oylanmadıklarını ekleyebilirim.
- Firstly, is he considering specific limits for the percentage of water which can be added?
- Öncelikle, eklenebilecek su yüzdesi için belirli limitler düşünüyor mu?
- These are the findings, and let me add that we are not simply hypothesising.
- Bunlar bulgulardır ve sadece varsayımda bulunmadığımızı eklememe izin verin.
- I also welcome our amendment, which adds nanosciences to nanotechnology.
- Nanoteknolojiye nano bilimleri de ekleyen değişikliğimizi de memnuniyetle karşılıyorum.
- I would add flexibility in ring-vaccination.
- Halka aşılamada esnekliği de eklemek isterim.
- To be honest, I must add that the reactions to this were not all enthusiastic.
- Dürüst olmak gerekirse buna verilen tepkilerin pek de coşkulu olmadığını eklemeliyim.
- It will not add complicity in the present to the burden of past colonisation.
- Geçmişteki sömürgeciliğin yüküne şimdiki suç ortaklığı eklenmeyecektir.
- I would like to request that the vote on the Damião report on asbestos be added to the voting list today.
- Asbestle ilgili Damião raporuna ilişkin oylamanın bugünkü oylama listesine eklenmesini talep ediyorum.
- These two very important issues have now been added to the report.
- Bu iki çok önemli konu şimdi rapora eklenmiştir.
- We are making major efforts to add lime to lakes and wetlands.
- Göllere ve sulak alanlara kireç eklemek için büyük çaba sarf ediyoruz.
- I have nothing further to add.
- Ekleyeceğim başka bir şey yok.
- Did you want to add anything?
- Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
- I should also like to add the demographic pressure of an uncontrollable and encroaching Islam to this list.
- Bu listeye bir de kontrol edilemeyen ve yayılmacı İslam'ın demografik baskısını eklemek isterim.
- However, I should like to add the following.
- Bununla birlikte, aşağıdakileri eklemek isterim.
- I should also add that over the space of ten years, cod catches from the Netherlands have decreased by 70%.
- Ayrıca on yıl içerisinde Hollanda'dan avlanan morina balıklarının %70 oranında azaldığını da eklemeliyim.
- I should nonetheless like to add a number of observations to a couple of the speeches that have been made.
- Bununla birlikte, yapılan konuşmalardan birkaçına bazı gözlemlerimi eklemek isterim.
- The following evidence may be added to what we have already heard.
- Aşağıdaki kanıtlar daha önce duyduklarımıza eklenebilir.
- I would add that, this year, some people were even warmly welcomed in both fora.
- Hatta bu yıl bazı kişilerin her iki forumda da sıcak bir şekilde karşılandığını da eklemek isterim.
- We have added the new solidarity fund, which is also a flexibility instrument.
- Aynı zamanda bir esneklik aracı olan yeni dayanışma fonunu da ekledik.
- I would add that I agree that whistle-blowing is now in the public knowledge.
- İhbarcılığın artık kamuoyunun bilgisi dahilinde olduğu konusunda hemfikir olduğumu da eklemek isterim.
- First, however, there is just one point I would like to add.
- Ancak öncelikle eklemek istediğim bir husus var.
- I should add that this is an area to which the Commission is paying particular attention.
- Bunun Komisyon'un özellikle dikkat ettiği bir alan olduğunu eklemeliyim.
- I will add one very important point, quite without reference to the forthcoming legislative work.
- Önümüzdeki yasama çalışmalarına atıfta bulunmaksızın çok önemli bir noktayı da eklemek istiyorum.
- But I will add something else.
- Ama ben başka bir şey ekleyeceğim.
- So I would like to ask that that be added, in view of the Minutes arriving so late anyway.
- Tutanaklar zaten çok geç geldiği için bunun da eklenmesini rica ediyorum.
- I should also like to add that what the question says is false in certain respects.
- Şunu da eklemek isterim ki soruda ifade edilenler bazı açılardan yanlıştır.
- I would add my voice to others' condemnations.
- Ben de sesimi diğerlerinin kınamalarına eklerim.
- I would add that it is a tragedy and a real disease into which we must channel all our energies.
- Bunun bir trajedi ve tüm enerjimizi yönlendirmemiz gereken gerçek bir hastalık olduğunu da eklemek isterim.
- Mr Lund suggested that the colouring agents are added to unprocessed food.
- Bay Lund, renklendirici maddelerin işlenmemiş gıdalara eklendiğini öne sürmüştür.
- I would also add that this issue concerns more than just money.
- Bu konunun paradan daha fazlasını ilgilendirdiğini de eklemek isterim.
- I would, though, like to add some of my own, which I believe will further improve cooperation.
- Bununla birlikte, işbirliğini daha da geliştireceğine inandığım kendi görüşlerimi de eklemek isterim.
- I would like to add, in conclusion, that it is important that we think about fiscal optimisation.
- Sonuç olarak, mali optimizasyon üzerinde düşünmemizin önemli olduğunu eklemek isterim.
- To this we can add that the internal market itself is underpinned by the freedom of movement.
- Buna iç pazarın kendisinin hareket özgürlüğü ile desteklendiğini de ekleyebiliriz.
- Let me just add one more sentence, which should really be the longest part of my speech.
- Konuşmamın en uzun bölümü olması gereken bir cümle daha eklememe izin verin.
- I hope it can be added to the voting list today.
- Umarım bugün oylama listesine eklenebilir.
- I wish to add something to what has just been said.
- Az önce söylenenlere bir şey eklemek istiyorum.
- Add this to your priorities and try to agree a relevant course of action with the countries of Europe.
- Bunu önceliklerinize ekleyin ve Avrupa ülkeleriyle uygun bir eylem planı üzerinde anlaşmaya çalışın.
- The words 'already in place' would therefore be added.
- Bu nedenle "halihazırda yürürlükte olan" ifadesi eklenecektir.
- Let me add something on the subject of Parliament's draft resolution.
- Meclisin karar tasarısı konusunda bir şey eklemek istiyorum.
- As we reach the end of this debate, I would like to add a few thoughts to those of my colleagues.
- Bu tartışmanın sonuna gelirken, meslektaşlarımın düşüncelerine birkaç düşünce eklemek istiyorum.
- Incidentally, I might add that I expressed my own misgivings about this from the outset.
- Bu arada bu konudaki şüphelerimi en başından beri ifade ettiğimi de eklemek isterim.
- I would add that I hope it will also be a fair conclusion.
- Bunun aynı zamanda adil bir sonuç olacağını umduğumu da eklemek isterim.
- This is a demand, to which I add the request that the existing options for swill preparation also be taken into account.
- Bu bir taleptir ve ben buna, mevcut domuz yağı hazırlama seçeneklerinin de dikkate alınması talebini ekliyorum.
- Furthermore, I would like to add something which has to do with synchronisation and coordination.
- Ayrıca, senkronizasyon ve koordinasyonla ilgili bir hususu da eklemek istiyorum.
- I am referring to the amendments that require other sectors to be added and that allow many exceptions to the rule.
- Diğer sektörlerin de eklenmesini gerektiren ve kurala birçok istisna getiren değişikliklere atıfta bulunuyorum.
- Communication is also important; that is something I have added to my report.
- İletişim de önemlidir; raporuma eklediğim bir husus da budur.
- As far as the position of one Member State is concerned, the Commission has nothing further to add.
- Bir Üye Devletin tutumu söz konusu olduğunda Komisyonun ekleyeceği başka bir şey yoktur.
- I wish there were six instead of five, but I think that the sixth will be added in due course.
- Keşke beş yerine altı olsaydı, ancak altıncısının da zamanı geldiğinde ekleneceğini düşünüyorum.
- I would add that Ireland has just voted to allow the entry of applicant countries into the EU.
- İrlanda'nın başvuruda bulunan ülkelerin AB'ye girişine izin verilmesi yönünde oy kullandığını da eklemek isterim.
- The Commission does not wish to add anything to what I have previously stated.
- Komisyon daha önce ifade ettiklerime herhangi bir şey eklemek istemiyor.
- We would like to add three comments concerning the Budget at this reading.
- Bu okumada Bütçe ile ilgili üç yorum eklemek istiyoruz.
- The destruction of port employment will be added to the destruction of fisheries employment.
- Balıkçılık istihdamının yok edilmesine liman istihdamının yok edilmesi de eklenecektir.
- I would like to add my voice to the messages of condolence and thanks to the honourable Members.
- Sayın Üyelerin taziye ve teşekkür mesajlarına ben de sesimi eklemek istiyorum.
- I should like to add my support to your speech on The Scotsman and The Herald.
- The Scotsman ve The Herald'daki konuşmanıza desteğimi eklemek isterim.
- In Le Monde of 9 April, Patrick Jarreau adds that each of the three protagonists has, in effect, played a decisive role.
- 9 Nisan tarihli Le Monde'da Patrick Jarreau, üç kahramanın her birinin aslında belirleyici bir rol oynadığını ekliyor.
- On Amendment No 797 on the civil peace corps, I would propose to add the following remarks.
- 797 sayılı sivil barış gücüne ilişkin değişiklikle ilgili olarak aşağıdaki hususların eklenmesini öneriyorum.
- You have added Afghanistan and other priorities.
- Afganistan ve diğer öncelikleri de eklediniz.
- So please let us add something to the budget now.
- Bu yüzden lütfen şimdi bütçeye bir şeyler ekleyelim.
- May I add my congratulations?
- Tebriklerimi ekleyebilir miyim?
- I agree that sustainable development should be added to the Lisbon criteria.
- Sürdürülebilir kalkınmanın Lizbon kriterlerine eklenmesi gerektiğine katılıyorum.
- We could neither add nor subtract anything.
- Hiçbir şey ekleyemiyor ya da çıkaramıyoruz.
- Do we suddenly have to add this to the tasks of the European Union?
- Birdenbire bunu Avrupa Birliği'nin görevleri arasına mı eklememiz gerekiyor?
- He adds that when there is a failure of the market public research should be encouraged.
- Pazarda bir başarısızlık olduğunda kamu araştırmalarının teşvik edilmesi gerektiğini de ekliyor.
- I might add that I welcome the unambiguous stance taken up by the Commission on this point.
- Bu noktada Komisyon tarafından ortaya konulan net tutumu memnuniyetle karşıladığımı da eklemeliyim.
- The problem, I added, is not a current problem, but there is no escaping this question.
- Eklediğim gibi sorun güncel bir sorun değil ancak bu sorudan kaçış yok.
- This would then be added to Amendment No 149.
- Bu daha sonra 149 sayılı Değişikliğe eklenecektir.
- I do not have a great deal to add on this subject.
- Bu konuda ekleyeceğim çok fazla bir şey yok.
- However, I should add that I do not see this as a particular problem.
- Bununla birlikte, bunu özel bir sorun olarak görmediğimi de eklemeliyim.
- It might also be added that boys have much better jobs and so earn more, too.
- Ayrıca erkek çocukların çok daha iyi işlere sahip oldukları ve bu nedenle daha fazla kazandıkları da eklenebilir.
- I can add that a practical guide to green procurement will be published later this year.
- Bu yılın sonlarına doğru yeşil satın alma konusunda pratik bir rehber yayınlanacağını da ekleyebilirim.
- I do not need to add anything else.
- Başka bir şey eklememe gerek yok.
- I shall add one remark on the issue of the budget.
- Bütçe konusunda bir açıklama ekleyeceğim.
- It is possible to add 30%, 40%, 55% water to these chickens.
- Bu tavuklara %30, %40, %55 su eklemek mümkündür.
- I should also like to add Saudi Arabia, Colombia, Indonesia and Afghanistan.
- Suudi Arabistan, Kolombiya, Endonezya ve Afganistan'ı da eklemek isterim.
- Each new acceding state, each new acceding nation has added something extra.
- Her yeni katılan devlet, her yeni katılan ulus fazladan bir şeyler ekledi.
- That is why in this resolution that we are going to pass, I would like very much to add the names of the sinners.
- Bu nedenle kabul edeceğimiz bu karara günahkârların isimlerini de eklemeyi çok istiyorum.
- I have nothing further to add.
- Ekleyecek başka bir şeyim yok.
- If you wish to add anything, you have the floor.
- Eklemek istediğiniz bir şey varsa, söz sizin.
- I would like to add a few words on the International Convention on the Protection of the Alps.
- Alplerin Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme hakkında birkaç söz eklemek istiyorum.
- To me, these concepts appear to be inherent to drug trafficking and need not be added.
- Bana göre bu kavramlar uyuşturucu kaçakçılığının doğasında vardır ve eklenmelerine gerek yoktur.
- Allow me to add that they will also guarantee the safety of workers, in particular, and that of citizens, in general.
- Özel olarak işçilerin ve genel olarak vatandaşların güvenliğini de garanti altına alacaklarını eklememe izin verin.
- Furthermore, I should like to add that the price element is only one aspect of the exhaustion issue.
- Ayrıca fiyat unsurunun tükenme sorununun yalnızca bir yönü olduğunu da eklemek isterim.
- As you know, if the Commission President wishes to add anything else, we will of course be happy to agree to that.
- Bildiğiniz gibi Komisyon Başkanı başka bir şey eklemek isterse elbette bunu kabul etmekten memnuniyet duyarız.
- The first type clarifies the proposal and adds a number of definitions.
- Birinci tür, teklife açıklık getirmekte ve bir dizi tanım eklemektedir.
- Finally, I would add that we need to be much more coherent in our ambitions.
- Son olarak, hedeflerimizde çok daha tutarlı olmamız gerektiğini de eklemek isterim.
- The question no doubt needs to be answered when so many new subjects have been added to the topic of human rights.
- İnsan hakları konusuna bu kadar çok yeni konu eklendiğinde şüphesiz bu sorunun cevaplanması gerekmektedir.
- That brings me to material amendments to the directive, which add or delete certain important provisions.
- Bu da beni yönergeye bazı önemli hükümler ekleyen ya da çıkaran maddi değişikliklere getiriyor.
- Mr Poos, would you like to add something to the debate?
- Bay Poos, tartışmaya bir şey eklemek ister misiniz?
- I would also add our own mother tongue to the equation.
- Denkleme kendi anadilimizi de eklemek isterim.
- Previous speakers have highlighted particular points and added new ones.
- Önceki konuşmacılar belirli noktaların altını çizmiş ve bunlara yenilerini eklemişlerdir.
- In fact, we cannot add new tasks every year and simply forget the old ones.
- Aslında her yıl yeni görevler ekleyip eskilerini unutamayız.
- In addition, during the debate, we added two so-called 'safety nets'.
- Buna ek olarak, tartışma sırasında iki adet 'güvenlik ağı' ekledik.
- To this sum we have to add the bilateral contributions of the Member States.
- Bu toplama Üye Devletlerin iki taraflı katkılarını da eklememiz gerekmektedir.
- After the words ‘neighbourhood policy’ the words ‘is not least’ need to be added.
- "Mahalle politikası" kelimelerinden sonra "en az değil" kelimelerinin eklenmesi gerekmektedir.
- I might add that this threat is not justified under the UN Charter.
- Bu tehdidin BM Şartı kapsamında haklı bir gerekçesi olmadığını da eklemek isterim.
- I should also like to add that, to my knowledge, Romania has still not ratified that agreement.
- Bildiğim kadarıyla Romanya'nın bu anlaşmayı hala onaylamadığını da eklemek isterim.
- This is something which Parliament has said it wants to see added.
- Bu, Parlamento'nun eklenmesini istediğini söylediği bir şeydir.
- What more can one add?
- Daha fazla ne eklenebilir?
- This is a demand, to which I add the request that the existing options for swill preparation also be taken into account.
- Bu bir taleptir ve ben buna mevcut atık hazırlama seçeneklerinin de dikkate alınması talebini ekliyorum.
- Mr Bowis has already described the situation in Uzbekistan, and I have nothing to add.
- Sayın Bowis Özbekistan'daki durumu zaten anlattı, benim ekleyeceğim bir şey yok.
- To acquire your free copy, you must visit the game's UPLAY store page, add it to your cart, and check out.
- Ücretsiz kopyanızı edinmek için oyunun UPLAY mağaza sayfasını ziyaret etmeli, sepetinize eklemeli ve ödeme yapmalısınız.
- Then after that he adds, "peace."
- Daha sonra "selam" diye ekliyor.
- I added some whole wheat flour too to make it a little healthier.
- Ben biraz daha sağlıklı olsun diye biraz tam buğday unu da ekledim.
- Limiting the size will not add more free space to your hard drive.
- Boyutu sınırlamak, sabit sürücünüze daha fazla boş alan eklemeyecektir.
- For example, certain cookies allow you to add products to your bag.
- Örneğin; bazı çerezler ürünleri sepetinize eklemenizi sağlar.
- I have made one for you and added it to the post.
- Sizin için bir tane hazırladım ve gönderiye ekledim.
- And I added a little mineral green, for looks.
- Ve görünüşü güzelleştirsin diye biraz mineral yeşili ekledim.
- The easiest way is to add the Swagbucks extension to your web browser.
- En kolay yol, Swagbucks uzantısını web tarayıcınıza eklemektir.
- And I added a little mineral green, for looks.
- Görünüşe katkısı olması için biraz da yeşillik ekledim.
- I added some whole wheat flour too to make it a little healthier.
- Biraz daha sağlıklı olması için biraz tam buğday unu da ekledim.
- A Plug-in is a software module that adds a specific functionality to the web browser.
- Eklenti, web tarayıcısına belirli bir işlevsellik ekleyen bir yazılım modülüdür.
- And for quite the noble cause, might I add.
- Ve çok soylu bir amaç için diye eklemeliyim.
- And for quite the noble cause, might I add.
- Ve oldukça asil bir amaç için, ekleyebilirim.
- Always add the liquid first, followed by the scoop of protein.
- Her zaman önce sıvıyı ekleyin, ardından bir kaşık protein ekleyin.
- Then after that he adds, "peace."
- Ondan sonra da "selam olsun" diye ekler.
- Always add the liquid first, followed by the scoop of protein.
- Daima önce sıvıyı, ardından bir kepçe proteini ekleyin.
- And for quite the noble cause, might I add.
- Ve oldukça asil bir amaç için şunu ekleyebilir miyim?
- Limiting the size will not add more free space to your hard drive.
- Boyutu sınırlamak sabit diskinize daha fazla boş alan eklemeyecektir.
- Limiting the size will not add more free space to your hard drive.
- Boyutu sınırlamak, sabit sürücünüze daha fazla boş alan eklemez.
- We don't like to add shocking pictures to our website.
- Web sitemize şok edici resimler eklemekten hoşlanmıyoruz.
- If everybody just added perfect sentences, this project would never be very interactive and interesting.
- Eğer herkes sadece mükemmel cümleler ekleseydi, bu proje asla çok etkileşimli ve ilginç olmazdı.
- He can't add sentences.
- Cümle ekleyemiyor.
- You add short examples.
- Siz kısa örnekler ekliyorsunuz.
- Do you think I should add more milk to the batter?
- Sence hamura biraz daha süt eklemeli miyim?
- They add articles to Wikipedia.
- Wikipedia'ya makale ekliyorlar.
- This is the last sentence I added to the Tatoeba project.
- Bu Tatoeba projesine eklediğim son cümledir.
- I'd like to add some information to my report.
- Raporuma bazı bilgiler eklemek istiyorum.
- How much salt should I add?
- Ne kadar tuz eklemeliyim?
- Add sixty grams of grated cheese.
- Altmış gram rendelenmiş peynir ekleyin.
- The food is good, but you could have added a bit more salt.
- Yemek güzel ama biraz daha tuz ekleyebilirdin.
- Mary added her husband's name to hers.
- Mary kocasının adını kendi adına ekledi.
- There's not much more to add.
- Ekleyecek çok şey yok.
- Don't you add some sugar?
- Biraz şeker eklemiyor musun?
- You add examples but you don't translate them.
- Sen örnekler ekliyorsun ama onları çevirmiyorsun.
- Please add a full stop at the end of your sentence.
- Lütfen cümlenizin sonuna nokta ekleyin.
- Tom added some interesting spices to the stew.
- Tom, güvece bazı ilginç baharatlar ekledi.
- Is there anything you want to add?
- Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
- You need great endurance to add ten thousand sentences.
- On bin cümle eklemek için büyük bir dayanıklılık gerekir.
- Tom added some interesting spices to the stew.
- Tom yahniye bazı enteresan baharatlar ekledi.
- This is the last sentence I added to the Tatoeba project.
- Bu Tatoeba projesine eklediğim son cümle.
- I can't add anything to that.
- Buna bir şey ekleyemem.
- Add water to the soup.
- Çorbaya su ekle.
- Do you have anything to add?
- Ekleyeceğin bir şey var mı?
- I don't add sugar to my coffee.
- Ben kahveme şeker eklemem.
- Add a little sugar and cream.
- Biraz şeker ve krema ekleyin.
- I will add new words to my dictionary.
- Sözlüğüme yeni kelimeler ekleyeceğim.
- I added a room to my house.
- Evime bir oda ekledim.
- Tom added water.
- Tom su ekledi.
- I want to add new languages to my resumé.
- Özgeçmişime yeni diller eklemek istiyorum.
- Add a pinch of salt.
- Bir tutam tuz ekleyin.
- We didn't add pictures to our album.
- Albümümüze resim eklemedik.
- If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.
- Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi cümle eklerse, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir.
- Add rice and mix well.
- Pirinç ekleyin ve iyice karıştırın.
- They added a woman to the committee.
- Komiteye bir kadın eklediler.
- He added a few names.
- Birkaç isim ekledi.
- I added a lot of translations.
- Ben bir sürü çeviri ekledim.
- Tom had nothing more to add.
- Tom'un ekleyecek daha fazla şeyi yoktu.
- I added a lot of translations.
- Bir sürü çeviri ekledim.
- He added to his savings.
- Biriktirdiklerine ekledi.
- Tom added wheat to thicken the soup.
- Tom çorbayı koyulaştırmak için bulgur ekledi.
- After you've mixed everything well, add salad dressing and a little pepper!
- Her şeyi iyice karıştırdıktan sonra, salata sosu ve biraz biber ekleyin!
- You have to add more details to the report.
- Rapora daha fazla detay eklemelisin.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
- Telif hakkı saklı kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Pity I didn't wait for your reply before I added the sentences.
- Ne yazık ki cümleleri eklemeden önce cevabınızı beklemedim.
- Add more water.
- Biraz daha su ekle.
- She added me on Facebook.
- Facebook'ta beni ekledi.
- We don't need to add details to our story.
- Hikayemize ayrıntı eklememize gerek yok.
- Is there anything you want to add?
- Eklemek istediğin bir şey var mı?
- Add one teaspoon of paprika.
- Bir çay kaşığı kırmızı biber ekleyin.
- We add long examples.
- Biz uzun örnekler ekliyoruz.
- That's the first sentence I've added.
- Bu eklediğim ilk cümle.
- I added water.
- Su ekledim.
- We didn't add articles to our blog.
- Bloğumuza makale eklemedik.
- Don't forget to add me in.
- Beni eklemeyi unutma.
- He added sugar to his coffee.
- Kahvesine şeker ekledi.
- He added that he had a wonderful time at the party.
- Partide harika bir zaman geçirdiğini sözlerine ekledi.
- Please do not add your tweets from Twitter as a sentence to Tatoeba!
- Lütfen Twitter'dan attığınız tweetleri Tatoeba'ya cümle olarak eklemeyin!
- May I add you on Facebook?
- Seni Facebook'a ekleyebilir miyim?
- We will not add more pictures to our magazine.
- Dergimize daha fazla resim eklemeyeceğiz.
- I didn't add this sentence.
- Bu cümleyi eklemedim.
- Don't add annotations.
- Ek açıklama eklemeyin.
- I can add many sentences in different languages.
- Farklı dillerde birçok cümle ekleyebilirim.
- You add examples but you don't translate them.
- Örnekler ekliyorsunuz ama çevirmiyorsunuz.
- Tom didn't know how many cups of sugar to add.
- Tom kaç bardak şeker ekleyeceğini bilmiyordu.
- Add 5 to 3 and you have 8.
- 5'i 3'e eklerseniz 8 elde edersiniz.
- We added hundreds of sentences.
- Yüzlerce cümle ekledik.
- She added me on Facebook.
- Beni Facebook'ta ekledi.
- Can you add a full stop at the end of your sentence, please?
- Cümlenin sonuna nokta ekler misin lütfen?
- Add the sugar and cinnamon to the cooked apples.
- Pişen elmalara şeker ve tarçını ekleyin.
- Do you have anything to add?
- Ekleyecek bir şeyin var mı?
- He adds over a couple of hundreds sentences.
- Birkaç yüz cümle ekliyor.
- Add that to my bill.
- Bunu da faturama ekle.
- Tom added sugar to his coffee.
- Tom kahvesine şeker ekledi.
- The suitcase is packed and I cannot add anything.
- Bavul dolu ve hiçbir şey ekleyemiyorum.
- Add seasoning, seasoned oil, and chili, to the boiling water.
- Kaynayan suya baharat, baharatlı yağ ve acı biber ekleyin.
- He added that he didn't believe it.
- Buna inanmadığını da ekledi.
- The movement added a new page to the history of Japan.
- Hareket, Japonya tarihine yeni bir sayfa ekledi.
- I add a few finishing touches.
- Birkaç son rötuş ekliyorum.
- We needed to add information about our products.
- Bizim ürünlerimiz hakkında bilgi eklememiz gerekiyordu.
- Add a spoonful of sugar.
- Bir kaşık şeker ekleyin.
- Please add a new sentence.
- Lütfen yeni bir cümle ekleyin.
- I didn't know how many cups of sugar to add.
- Kaç bardak şeker ekleyeceğimi bilemedim.
- I would like you to add my name to your mailing list for the course.
- Kurs için posta listenize adımı eklemenizi istiyorum.
- Add a little more milk to my tea, please.
- Çayıma biraz daha süt ekle, lütfen.
- You have to add more details to the report.
- Rapora daha fazla ayrıntı eklemek zorundasın.
- Don't forget to add me in.
- Beni eklemeyi unutmayın.
- Add the rest of the ingredients.
- Geri kalan malzemeleri ekleyin.
- Please add lemon flavor to the tea.
- Lütfen çaya limon aroması ekleyin.
- Please add a comma after this word.
- Lütfen, bu kelimeden sonra bir virgül ekle.
- Tom adds a tablespoon of ground flaxseeds to his oatmeal every morning.
- Tom her sabah yulaf ezmesine bir yemek kaşığı keten tohumu ekler.
- I add sentences to Tatoeba almost every day.
- Neredeyse her gün Tatoeba'ya cümleler ekliyorum.
- What shall I add?
- Ben ne eklemeliyim?
- Who can add sentences to Tatoeba?
- Tatoeba'ya kim cümle ekleyebilir?
- Mary added Tom to her contacts.
- Mary, Tom'u bağlantılarına ekledi.
- Please add a full stop at the end of your sentence.
- Lütfen cümlenizin sonuna bir nokta ekleyin.
- Add the sugar and cinnamon to the cooked apples.
- Pişmiş elmalara şeker ve tarçın ekle.
- How much salt did you add?
- Ne kadar tuz ekledin?
- Add a bit of sugar, please.
- Biraz şeker ekleyin lütfen.
- Tom had nothing more to add.
- Tom'un ekleyecek başka bir şeyi yoktu.
- When was the last time you added sentences to Tatoeba?
- En son ne zaman Tatoeba'ya cümle ekledin?
- What did they add this needless function for?
- Bu gereksiz işlevi ne için eklediler?
- I can add many sentences in different languages.
- Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
- We liked to add new members to our group.
- Grubumuza yeni üyeler eklemeyi sevdik.
- She adds a lot of examples.
- Çok fazla örnek ekliyor.
- I add sentences.
- Cümleler eklerim.
- Add the picture.
- Resmi ekle.
- I always add a spoonful of honey to my tea.
- Çayıma her zaman bir kaşık bal eklerim.
- It's a pity I didn't wait for your reply before I added the sentences.
- Ne yazık ki cümleleri eklemeden önce cevabınızı beklemedim.
- Add that to my bill.
- Bunu faturama ekle.
- Just add more sugar if you want a sweeter jam.
- Daha tatlı bir reçel istiyorsanız biraz daha şeker ekleyin.
- We add examples in languages we know.
- Bildiğimiz dillerde örnekler ekliyoruz.
- What shall I add?
- Ne ekleyeyim?
- I like to add new sentences to Tatoeba.
- Tatoeba'ya yeni cümleler eklemeyi seviyorum.
- Do you add new sentences to Tatoeba?
- Tatoeba'ya yeni cümleler ekliyor musunuz?
- Add a little sugar and cream.
- Biraz şeker ve krema ekle.
- We need to add some statistics to the PowerPoint.
- PowerPoint'e bazı istatistikler eklememiz gerekir.
- Tom saw Mary's name on the list and added his.
- Tom Mary'nin ismini listede gördü ve kendininkini ekledi.
- I add examples to Tatoeba in many languages.
- Tatoeba'ya birçok dilde örnekler ekliyorum.
- Can I add you on Facebook?
- Seni Facebook'a ekleyebilir miyim?
- Please add more coffee.
- Lütfen biraz daha kahve ekleyin.
- We mustn't add wood to this fire.
- Bu ateşe odun eklememeliyiz.
- Add a few more names to the list.
- Listeye birkaç isim daha ekleyin.
- I added new sentences.
- Yeni cümleler ekledim.
- We have to add more sentences to Tatoeba.
- Tatoeba'ya daha fazla cümle eklemeliyiz.
- They add pictures to their album.
- Onlar albümlerine resim eklerler.
- We add hundreds of sentences.
- Yüzlerce cümle ekliyoruz.
- Add it to my bill.
- Hesabıma ekle.
- I accepted to add Mary as a member of the club.
- Ben Mary'yi kulübün bir üyesi olarak eklemeyi kabul ettim.
- If you add 3 to 3, you get 6.
- Üçe üç eklerseniz, altı elde edersiniz.
- Do you have something to add, Tom?
- Ekleyecek bir şeyin var mı, Tom?
- Maybe it's best not to add pepper.
- Belki de biber eklememek en iyisidir.
- Have you ever added an article to Wikipedia?
- Hiç Wikipedia'ya makale ekledin mi?
- She added in her letter that she would write again soon.
- Mektubuna yakında tekrar yazacağını eklemişti.
- I added this website to my favorites.
- Ben bu web sitesini favorilerime ekledim.
- Please tell me what else I need to add.
- Lütfen bana başka ne eklemem gerektiğini söyle.
- Who can add sentences to Tatoeba?
- Tatoeba'ya kimler cümle ekleyebilir?
- You add short examples.
- Kısa örnekler ekliyorsun.
- I add a few finishing touches.
- Birkaç son rötuş eklerim.
- Add 100 grams of sugar to the mixture.
- Karışıma 100 gram şeker ekle.
- I add sentences to Tatoeba almost every day.
- Ben neredeyse her gün Tatoeba'ya cümle eklerim.
- I didn't accept to add comic books to the school library.
- Okul kütüphanesine çizgi roman eklemeyi kabul etmedim.
- Add more salt to the soup.
- Çorbaya biraz daha tuz ekle.
- What else can I add?
- Başka ne ekleyebilirim?
- We add examples in languages we know.
- Biz bildiğimiz dillerde örnekler ekliyoruz.
- You added sentences in extinct languages.
- Nesli tükenmiş dillerde cümleler ekledin.
- They add pictures to their album.
- Albümlerine resim ekliyorlar.
- Did Tom remember to add fabric softener to the rinse cycle?
- Tom durulama döngüsüne yumuşatıcı eklemeyi unutmadı değil mi?
- When was the last time you added sentences to Tatoeba?
- Tatoeba'ya en son ne zaman cümle ekledin?
- We like to add new friends on Facebook.
- Facebook'ta yeni arkadaşlar eklemeyi seviyoruz.
- Don't you add some sugar?
- Biraz şeker eklemez misiniz?
- They can add something if they wish.
- Dilerlerse bir şey ekleyebilirler.
- Add my name to the list.
- Listeye benim adımı da ekleyin.
- We add long examples.
- Uzun örnekler ekliyoruz.
- Tom has added three new names to the list.
- Tom listeye üç yeni isim ekledi.
- You can add a literal translation.
- Birebir çeviri ekleyebilirsiniz.
- I think I added too much sugar.
- Sanırım çok fazla şeker ekledim.
- You added sugar to your coffee.
- Kahvene şeker ekledin.
- What did they add this needless function for?
- Bu gereksiz fonksiyonu neden eklemişler ki?
- Don't add annotations.
- Ek açıklamalar eklemeyin.
- I want to add this sentence.
- Bu cümleyi eklemek istiyorum.
- You might have added it instead of writing it in comments.
- Yorum olarak yazmak yerine ekleyebilirdin.
- I cannot add a sentence like this to Tatoeba.
- Tatoeba'ya böyle bir cümle ekleyemem.
- I wonder if I can add a sentence.
- Bir cümle ekleyebilir miyim acaba?
- You can add sesame seed oil or some seasoning.
- Susam yağı ya da biraz baharat ekleyebilirsin.
- I must add sentences to Tatoeba!
- Tatoeba'ya cümle eklemeliyim.
- Tom adds a tablespoon of ground flaxseeds to his oatmeal every morning.
- Tom her sabah yulaf ezmesine bir çorba kaşığı öğütülmüş keten tohumu ekliyor.
- I mixed milk and chocolate powder together and then added water.
- Süt ve çikolata tozunu karıştırdım ve sonra su ekledim.
- May I add a point?
- Bir şey ekleyebilir miyim?
- I don't need to add these books to my library.
- Bu kitapları kütüphaneme eklememe gerek yok.
- I added this website to my favorites.
- Bu siteyi favorilerime ekledim.
- Add seasoning, seasoned oil, and chili, to the boiling water.
- Kaynar suya, baharat, baharatlı yağ ve biber ekleyin.
- Add a tiny pinch of salt.
- Küçük bir tutam tuz ekleyin.
- I don't add sentences in Japanese.
- Japonca cümle eklemem.
- You added nothing.
- Sen hiçbir şey eklemedin.
- I can add sugar to this coffee.
- Bu kahveye şeker ekleyebilirim.
- There's nothing more to add.
- Ekleyecek başka bir şey yok.
- Add lots of ice.
- Bir sürü buz ekleyin.
- Contributors should add sentences that are respectful of others.
- Katkıda bulunanlar başkalarına saygılı cümleler eklemelidir.
- Shall we add a bit more salt?
- Biraz daha tuz ekleyelim mi?
- Tom told Mary not to add sugar.
- Tom, Mary'ye şeker eklememesini söyledi.
- Sami had one more thing to add.
- Sami'nin ekleyeceği bir şey daha vardı.
- Add the pasta to the boiling water.
- Makarnayı kaynayan suya ekleyin.
- Would you like to add me to your contact list?
- Kişi listene beni eklemek ister misin?
- Nothing to add!
- Ekleyecek bir şey yok!
- Add it to my bill.
- Hesabıma ekleyin.
- He can't add sentences.
- O, cümle ekleyemez.
- I must add sentences to Tatoeba!
- Tatoeba'ya cümleler eklemem gerek!
- Add lots of ice.
- Bolca buz ekle.
- There's no need to add wood to the campfire.
- Kamp ateşine odun eklemeye gerek yok.
- I don't have anything else to add.
- Ekleyecek başka bir şeyim yok.
- If you don't find a word in this dictionary, tell me and I will add it.
- Bu sözlükte bulamadığınız bir kelime olursa bana söyleyin, ekleyeyim.
- I can't add anything else.
- Başka bir şey ekleyemem.
- If you add 3 to 3, you get 6.
- 3'e 3 eklerseniz 6 elde edersiniz.
- I don't add sentences in Japanese.
- Ben Japonca cümleler eklemiyorum.
- The suitcase is packed and I cannot add anything.
- Bavul dolu ve hiçbir şey ekleyemem.
- If you feel there are several possible translations, note that for the same sentence, you can add several translations in the same language.
- Birkaç olası çeviri olduğunu düşünüyorsanız, aynı cümle için aynı dilde birkaç çeviri ekleyebileceğinizi unutmayın.
- We have to add more sentences to Tatoeba.
- Biz Tatoeba'ya daha fazla cümle eklemeliyiz.
- Just add more sugar if you want a sweeter jam.
- Eğer daha tatlı bir reçel istersen yalnızca daha fazla şeker ekle.
- We don't need to add details to our story.
- Hikayemize detay eklememize gerek yok.
- They can add a literal translation.
- Birebir çevirisini ekleyebilirler.
- Add the onion.
- Soğanı ekle.
- Can I add you on Facebook?
- Seni Facebook'ta ekleyebilir miyim?
- Otherwise he had nothing to add.
- Bunun dışında, onun ekleyecek bir şeyi yoktu.
- How much sugar did you add?
- Ne kadar şeker ekledin?
- I added new examples.
- Yeni örnekler ekledim.
- Do I need to add salt?
- Tuz eklemem gerekiyor mu?
- Add more water to it.
- Biraz daha su ekleyin.
- Do you add new sentences to Tatoeba?
- Tatoeba'ya yeni cümleler ekliyor musun?
- Can you add that please?
- Bunu da ekler misin lütfen?
- Tom had nothing to add.
- Tom'un ekleyeceği bir şey yok.
- We need to add some statistics to the PowerPoint.
- PowerPoint'e bazı istatistikler eklememiz gerekiyor.
- Try the soup and add salt according to taste.
- Çorbayı deneyin ve tadına göre tuz ekleyin.
- I didn't like to add Mary's pictures to my album.
- Mary'nin resimlerini albümüme eklemekten hoşlanmadım.
- Add the honey, lemon juice, chopped almonds and the chopped apples.
- Balı, limon suyunu, doğranmış bademleri ve doğranmış elmaları ekleyin.
- Do you think I should add more milk to the batter?
- Sence hamura daha fazla süt eklemeli miyim?
- Add that to my bill.
- Onu faturama ekle.
- I have nothing more to add.
- Ekleyecek başka bir şeyim yok.
- Tom added wheat to thicken the soup.
- Tom çorbayı koyulaştırmak için buğday ekledi.
- It is easy to add 5 to 10.
- 10'a 5 eklemek kolaydır.
- Add a little more pepper.
- Biraz daha biber ekle.
- She is unable to add that sentence.
- O cümleyi ekleyemiyor.
- What else would you add?
- Başka ne ekleyebilirsin?
- Tom added broccoli to the stew.
- Tom yahniye brokoli ekledi.
- I just added some potatoes to the stew.
- Güvece biraz patates ekledim.
- You should add those sentences to Tatoeba.
- Bu cümleleri Tatoeba'ya eklemelisin.
- She added milk to the coffee.
- Kahveye süt ekledi.
- Let me add water.
- Su eklememe izin verin.
- Add a little more milk to my tea, please.
- Çayıma biraz daha süt ekleyin lütfen.
- You added sugar to your coffee.
- Kahvene şeker eklemişsin.
- That's the first sentence I've added.
- O eklediğim ilk cümle.
- Tom saw Mary's name on the list and added his.
- Tom listede Mary'nin adını gördü ve kendi adını ekledi.
- My mother forgot to add salt to the salad.
- Annem salataya tuz eklemeyi unutmuş.
- He adds examples in Russian.
- O, Rusça örnekler ekler.
- Do you have something to add?
- Ekleyeceğin bir şey var mı?
- I'll add the finishing touches.
- Son rötuşları ekleyeceğim.
- Sir, you smoked in your hotel room and we've added a $200 dollar fee to your bill.
- Efendim, otel odanızda sigara içtiniz ve faturanıza 200 dolarlık bir ücret ekledik.
- Is it true that you added a million examples to Tatoeba?
- Tatoeba'ya bir milyon örnek eklediğiniz doğru mu?
- Should we add a little more salt?
- Biraz daha tuz ekleyelim mi?
- What we want to do next is add some salt.
- Bundan sonra yapmak istediğimiz şey biraz tuz eklemek.
- I will not need to add texts manually.
- Metinleri manuel olarak eklememe gerek yok.
- We added new examples to Tatoeba.
- Tatoeba'ya yeni örnekler ekledik.
- Sami had one more thing to add.
- Sami'nin eklemek istediği bir şey daha vardı.
- Tom added a few finishing touches to the painting.
- Tom resme birkaç son dokunuş ekledi.
- He added to his savings.
- Birikimlerine yenilerini ekledi.
- I've added an alternative English sentence.
- Alternatif bir İngilizce cümle ekledim.
- He said he was hungry, and then he added that he was also thirsty.
- Aç olduğunu söyledi ve sonra susadığını da ekledi.
- Please add me on Facebook.
- Lütfen beni Facebook'a ekle.
- Can you add a full stop at the end of your sentence, please?
- Senin cümlenin sonuna bir nokta ekleyebilir misin, lütfen?
- I liked to add sentences in Spanish.
- İspanyolca cümleler eklemek hoşuma gitti.
- I have to add this.
- Bunu eklemek zorundayım.
- I must add water to the radiator.
- Radyatöre su eklemeliyim.
- It is now necessary to add another rule.
- Şimdi bir kural daha eklemek gerekiyor.
- Have you ever added an article to Wikipedia?
- Hiç Wikipedia'ya bir madde eklediniz mi?
- Please tell me what else I need to add.
- Lütfen başka ne eklemem gerektiğini söyleyin.
- Did Tom remember to add fabric softener to the rinse cycle?
- Tom durulamada yumuşatıcı eklemeyi hatırladı mı?
- At the end of the sentence, you should add a period.
- Cümlenin sonuna bir nokta eklemelisiniz.
- Add one teaspoon of paprika.
- Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.
- Add salt and pepper to taste.
- Tat vermesi için tuz ve karabiber ekleyin.
- Melt the chocolate, add butter and mix well.
- Çikolatayı erit, tereyağı ekle ve iyice karıştır.
- Mary added Tom to her contacts.
- Mary Tom'u kişilerine ekledi.
- We need to add information about our products.
- Ürünlerimiz hakkında bilgi eklememiz gerekiyor.
- Please add a comma after this word.
- Lütfen bu kelimeden sonra virgül ekleyin.
- Please do not add comments.
- Lütfen yorum eklemeyin.
- At the end of the sentence, you should add a period.
- Cümlenin sonuna bir nokta eklemen gerekir.
- I will not add sentences in Russian.
- Rusça cümle eklemeyeceğim.
- I add sentences.
- Cümle ekliyorum.
- There's not much more to add.
- Ekleyecek fazla bir şey yok.
- We liked to add new members to our group.
- Grubumuza yeni üyeler eklemeyi seviyorduk.
- We added something new.
- Yeni bir şey ekledik.
- I want to add this sentence.
- Ben bu cümleyi eklemek istiyorum.
- Add the rest of the ingredients.
- Malzemelerin geri kalanını ekleyin.
- I have nothing to add.
- Benim ekleyecek hiçbir şeyim yok.
- I don't have anything else to add.
- Ekleyecek başka hiçbir şeyim yok.
- Add a few words before I seal the letter.
- Ben mektubu mühürlemeden önce birkaç kelime ekleyin.
- Would you like to add anything to what I've said?
- Söylediklerime eklemek istediğin bir şey var mı?
- The firm has added 25 new associates to work on mergers and other deals.
- Şirket, birleşmeler ve diğer fırsatlar üzerinde çalışmak için 25 yeni ortak ekledi.
- I would like you to add my name to your mailing list for the course.
- Kurs için mail listenize benim adımı da eklemenizi istiyorum.
- I'd like to add a new language in Tatoeba, what do I have to do?
- Tatoeba'ya yeni bir dil eklemek istiyorum, ne yapmam gerekiyor?
- Do you have anything else to add?
- Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
- We add new examples to Tatoeba.
- Tatoeba'ya yeni örnekler ekliyoruz.
- The fire is going out; will you add some wood?
- Ateş sönüyor; biraz odun ekler misin?
- I added Tom to my list.
- Tom'u listeme ekledim.
- I add new examples.
- Yeni örnekler eklerim.
- Add a few words before I seal the letter.
- Mektubu mühürlemeden önce birkaç kelime ekle.
- Do you have something to add, Tom?
- Senin ekleyeceğin bir şey var mı Tom?
- I added a corpus of two thousand sentences in Toki Pona to Tatoeba.
- Toki Pona'daki iki bin cümleden oluşan bir külliyatı Tatoeba'ya ekledim.
- I have nothing more to add.
- Ekleyecek daha fazla bir şeyim yok.
- Add more salt to the soup.
- Çorbaya biraz daha tuz ekleyin.
- Tom added a room to his house.
- Tom evine bir oda ekledi.
- Add salt and baking soda to the water.
- Suya tuz ve karbonat ekle.
- Add plain yogurt and soy milk.
- Sade yoğurt ve soya sütü ekle.
- Would you like to add anything to what I've said?
- Söylediklerime bir şey eklemek ister misin?
- Never add fuel to the flames.
- Asla alevlere yakıt eklemeyin.
- Is there anything you want to add?
- Senin eklemek istediğin bir şey var mı?
- Add this to my bill.
- Bunu faturama ekle.
- A lot of imagination is needed to try to add new sentences here.
- Buraya yeni cümleler eklemeye çalışmak için çok fazla hayal gücü gerekir.
- They add articles to Wikipedia.
- Onlar Vikipedi'ye makaleler ekliyorlar.
- Their job is to add examples to the dictionary.
- Onların işi sözlüğe örnekler eklemek.
- We will not need to add artificial substances to our food.
- Yiyeceklerimize yapay maddeler eklememize gerek yok.
- Add 100 grams of sugar to the mixture.
- Karışıma 100 gram şeker ekleyin.
- You need a lot of stamina to add ten thousand sentences.
- On bin cümle eklemek için çok fazla dayanıklılığa ihtiyacınız var.
- Add plain yogurt and soy milk.
- Sade yoğurt ve soya sütü ekleyin.
- A lot of imagination is needed to try to add new sentences here.
- Buraya yeni cümleler eklemeye çalışmak için bolca hayal gücü gereklidir.
- I thought I might add a little more salt to the stew.
- Güvece biraz daha tuz ekleyebileceğimi düşündüm.
- I have nothing to add.
- Ekleyecek bir şeyim yok.
- Tom added wood to the fire.
- Tom ateşe odun ekledi.
- Is it true that you added a million examples to Tatoeba?
- Tatoeba'ya bir milyon örnek eklediğin doğru mu?
- Their job is to add examples to the dictionary.
- Onların işi sözlüğe örnekler eklemektir.
- I didn't add this sentence.
- Bu cümleyi ben eklemedim.
- Please add a period at the end of your sentence.
- Lütfen cümlenizin sonuna bir nokta ekleyin.
- Please do not add annotations in sentences.
- Lütfen cümlelere ek açıklamalar eklemeyin.
- I mixed milk and chocolate powder together and then added water.
- Süt ve çikolata tozunu birbirine karıştırdım ve daha sonra su ekledim.
- How many examples per day can you add?
- Günde kaç örnek ekleyebilirsin?
- You can add a literal translation.
- Edebi bir çeviri ekleyebilirsin.
- Add sugar to the tea.
- Çaya şeker ekleyin.
- It's a pity I didn't wait for your reply before I added the sentences.
- Ne yazık ki cümleleri eklemeden önce cevabını beklemedim.
- Tom diced the carrots and added them to the stew.
- Tom havuçları küp küp doğradı ve yahniye ekledi.
- We will add new names to our list.
- Listemize yeni isimler ekleyeceğiz.
- I have never added sentences to Tatoeba.
- Tatoeba'ya hiç cümle eklemedim.
- She added in her letter that she would write again soon.
- O yakında tekrar yazacağını mektubunda ekledi.
- Add 5 to 3 and you have 8.
- Beşe üç eklerseniz sekiz yapar.
- Mary added Tom to her contacts.
- Mary Tom'u rehberine ekledi.
- Add 5 to 3 and you have 8.
- 3'e 5 eklediğinizde 8 elde edersiniz.
- I should've added more salt.
- Daha fazla tuz eklemeliydim.
- Add a pinch of salt.
- Bir tutam tuz ekle.
- We don't add articles to our blog.
- Bloğumuza makale eklemiyoruz.
- If the coffee is too strong, add some more water.
- Kahve çok sertse, biraz daha su ekle.
- How can I add these sentences?
- Bu cümleleri nasıl ekleyebilirim?
- I like to add new sentences to Tatoeba.
- Tatoeba'ya yeni cümleler eklemeyi severim.
- I have nothing to add here.
- Burada ekleyecek hiçbir şeyim yok.
- Can you add that please?
- Onu ekleyebilir misiniz lütfen?
- He added a little sugar and milk to his tea.
- O çayına biraz şeker ve süt ekledi.
- He added a little sugar and milk to his tea.
- Çayına biraz şeker ve süt ekledi.
- Add more cold water a teaspoon at a time if the mixture is too dry.
- Karışım çok kuruysa her seferinde bir çay kaşığı daha soğuk su ekleyin.
- He added that he had a wonderful time at the party.
- Partide harika vakit geçirdiğini ekledi.
- Please add me on Facebook.
- Lütfen beni Facebook'ta ekle.
- I have nothing to add here.
- Ekleyecek bir şeyim yok.
- We needed to add information about our products.
- Ürünlerimiz hakkında bilgi eklememiz gerekiyordu.
- Add a tiny pinch of salt.
- Küçük bir tutam tuz ekle.
- If everybody just added perfect sentences, this project would never be very interactive and interesting.
- Herkes sadece mükemmel cümleler eklese, bu proje asla bu kadar interaktif ve ilginç olmazdı.
- Please do not add annotations in sentences.
- Lütfen cümlelere ek açıklama eklemeyin.
- My mother forgot to add salt to the salad.
- Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.
- Is there anything you'd like to add?
- Eklemek istediğin bir şey var mı?
- How much salt did you add?
- Ne kadar tuz eklediniz?
- If the coffee is too strong, add some more water.
- Kahve çok koyu olmuşsa, biraz daha su ekle.
- I add new examples.
- Yeni örnekler ekliyorum.
- I will add a couple of explanations.
- Birkaç açıklama ekleyeceğim.
- He adds examples in Russian.
- Rusça örnekler ekliyor.
- I always add a spoonful of honey to my tea.
- Ben her zaman çayıma bir kaşık dolusu bal eklerim.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
- Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Add the vanilla extract.
- Vanilya özütünü ekleyin.
Show More (603)
|
