Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ally n. | müttefik | ||
Turkey is not a European country, but it is a friendly country and a military ally. Türkiye bir Avrupa ülkesi değildir, ancak dost bir ülke ve askeri bir müttefiktir. More Sentences |
||||
General | ally n. | dost | ||
Tom is my ally at the company. Tom şirkette benim dostumdur. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | ally n. | dost | ||
I want to be your ally, not your enemy. Ben senin düşmanın değil, dostun olmak istiyorum. More Sentences |
||||
Politics | ally n. | müttefikler | ||
We are looking for allies among the American people, the majority of whom are not in favour of a unilateral war. Çoğunluğu tek taraflı bir savaştan yana olmayan Amerikan halkı arasında müttefikler arıyoruz. More Sentences |
||||
Politics | ally n. | müttefik | ||
The concept of an ally must not be a one-way road. Müttefik kavramı tek yönlü bir yol olmamalıdır. More Sentences |
||||
Politics | ally v. | ittifak kurmak | ||
They are increasingly allying themselves with the Eurosceptic Tory Party. Avrupa şüphecisi Muhafazakâr Parti ile giderek daha fazla ittifak kuruyorlar. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | ally n. | müttefik ülke | ||
General | ||||
General | ally n. | arkadaş | ||
General | ally n. | kaliteli misket | ||
General | ally v. | birleştirmek | ||
General | ally v. | katmak | ||
General | ally v. | birleşmek | ||
General | ally v. | katılmak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | ally n. | ticaret serbestliği | ||
Politics | ||||
Politics | ally v. | birleşmek | ||
Politics | ally v. | dost olmak | ||
Politics | ally v. | ittifak etmek | ||
Politics | ally v. | yakın işbirliği kurmak | ||
Biology | ||||
Biology | ally n. | başka biriyle özellikleri, yapısı bakımından yakından ilişkili bitki, hayvan, madde | ||
Zoology | ||||
Zoology | ally n. | aynı türden başka bir hayvanla işbirliği yapan hayvan | ||