always - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
always her zaman adv.
  • Always watch out for cars while crossing the street.
  • Karşıdan karşıya geçerken her zaman arabalara dikkat edin.
  • Unfortunately, work on the annual programme has not always proceeded so well.
  • Ne yazık ki yıllık program üzerindeki çalışmalar her zaman bu kadar iyi ilerlememiştir.
  • There have always been a great deal of problems with payments.
  • Ödemeler konusunda her zaman büyük sorunlar yaşanmıştır.
Show More (1620)
always hep adv.
  • She has always dreamed of becoming a singer.
  • Hep bir şarkıcı olmayı hayal etmiştir.
  • This always happened at the same time of year, one week, and it was just a very isolated incident.
  • Bu hep yılın aynı zamanında, bir hafta içinde oldu ve sadece çok münferit bir olaydı.
  • Up to now we have always put the emphasis on the quantitative side of this.
  • Şimdiye kadar hep bu işin niceliksel yönüne vurgu yaptık.
Show More (320)
always daima adv.
  • Helping its disadvantaged regions to catch up has always been one of Turkey's objectives.
  • Geri kalmış bölgelerin kalkınmasını desteklemek, daima Türkiye'nin amaçlarından biri olmuştur.
  • We shall always have to say these two in one breath.
  • Bu ikisini daima bir solukta söylemek zorunda kalacağız.
  • Security issues are always best addressed collectively.
  • Güvenlik sorunları daima en iyi şekilde toplu olarak ele alınır.
Show More (45)
always her daim adv.
  • I will always keep his present.
  • Hediyesini her daim saklayacağım.
  • The truth always finds its place.
  • Her daim hak yerini bulacaktır.
  • Capitalism and feminism have always been fundamentally at odds with one another.
  • Kapitalizm ve feminizm birbiriyle her daim taban tabana zıt olmuştur.
Show More (1)
always mütemadiyen adv.
  • He always submits his work late.
  • İşini mütemadiyen geç teslim ediyor.
Show More (-2)
always oldum olası adv.
  • Tom has always been a health nut.
  • Tom oldum olası sağlıklı yaşam konusuna kafayı takmıştır.
Show More (-2)