|
- I should be interested in learning what is the Council Presidency's reaction to the proposal.
- Konsey Başkanlığı'nın bu öneriye nasıl bir tepki vereceğini öğrenmek isterim.
- There is no information without learning how to produce and use it oneself.
- Kendiniz nasıl üreteceğinizi ve kullanacağınızı öğrenmeden bilgi sahibi olamazsınız.
- Lifelong learning is something we all look upon with the greatest benevolence.
- Yaşam boyu öğrenme, hepimizin büyük bir hayırseverlikle baktığı bir şeydir.
- It is true that coordination is still going through a learning phase.
- Koordinasyonun hala bir öğrenme aşamasından geçtiği doğrudur.
- It will also provide a direct link to the learning opportunities website which will be up and running in 2003.
- Ayrıca 2003 yılında faaliyete geçecek olan öğrenme fırsatları web sitesine doğrudan bir bağlantı sağlayacaktır.
- Lifelong learning often passes them by, while this is, in fact, very important.
- Aslında bu çok önemli olsa da, yaşam boyu öğrenme onları genellikle es geçer.
- A dynamic knowledge economy requires a sound Learning programme.
- Dinamik bir bilgi ekonomisi sağlam bir Öğrenme programı gerektirir.
- Second, the issue of lifelong learning and the problem of early retirement.
- İkinci olarak, yaşam boyu öğrenme ve erken emeklilik sorunu.
- A European website on the various options for learning will be up and running before the end of the year.
- Çeşitli öğrenme seçeneklerine ilişkin bir Avrupa web sitesi yıl sonundan önce faaliyete geçecektir.
- I believe that lifelong learning has very often been defined as a priority objective.
- Yaşam boyu öğrenmenin sıklıkla öncelikli bir hedef olarak tanımlandığına inanıyorum.
- If we cannot reduce this chasm and do not succeed in doing this via lifelong learning, then we have failed.
- Eğer bu uçurumu azaltamazsak ve bunu yaşam boyu öğrenme yoluyla başaramazsak, başarısız olmuşuz demektir.
- This paragraph recommends that a process of mutual learning should be started.
- Bu paragraf, karşılıklı öğrenme sürecinin başlatılmasını tavsiye etmektedir.
- Second, the issue of lifelong learning and the problem of early retirement.
- İkincisi, yaşam boyu öğrenme ve erken emeklilik sorunu.
- That saying really does not hold true any more, as it implies that learning is limited to school.
- Bu söz, öğrenmenin okulla sınırlı olduğunu ima ettiği için artık gerçekten doğru değil.
- Now, and I quote once again, the issue is lifelong learning.
- Şimdi, bir kez daha söylüyorum, mesele yaşam boyu öğrenmedir.
- We are entering new territory here and that is why learning is also the order of the day.
- Burada yeni bir bölgeye giriyoruz ve bu yüzden öğrenmek de günün emri.
- Lifelong learning is therefore not a policy model; it is a fact.
- Bu nedenle yaşam boyu öğrenme bir politika modeli değil, bir gerçektir.
- Informal learning is precisely what this is all about.
- İnformel öğrenme tam da bununla ilgilidir.
- We should remember that a quality secondary education creates a basis for lifelong learning.
- Kaliteli bir orta öğretimin yaşam boyu öğrenme için bir temel oluşturduğunu unutmamalıyız.
- It is true that coordination is still going through a learning phase.
- Koordinasyonun hala bir öğrenme aşamasından geçmekte olduğu doğrudur.
- We must create the basis for the essential establishment of lifelong learning.
- Yaşam boyu öğrenmenin temelini oluşturmalıyız.
- There is a big gap when it comes to education and lifelong learning.
- Eğitim ve yaşam boyu öğrenme söz konusu olduğunda büyük bir boşluk var.
- Lifelong learning is, therefore, not a policy model; it is a fact.
- Dolayısıyla yaşam boyu öğrenme bir politika modeli değil, bir gerçektir.
- The rapporteur has proposed individual learning accounts.
- Raportör bireysel öğrenme hesapları önermiştir.
- All current obstacles to lifelong learning should be dealt with and removed.
- Yaşam boyu öğrenmenin önündeki mevcut tüm engeller ele alınmalı ve kaldırılmalıdır.
- It is pointless to talk about lifelong learning if we ignore researchers.
- Araştırmacıları görmezden gelirsek yaşam boyu öğrenme hakkında konuşmak anlamsız olur.
- This paragraph recommends that a process of mutual learning should be started.
- Bu paragraf karşılıklı öğrenme sürecinin başlatılmasını önermektedir.
- We cannot talk about a society of knowledge and learning without taking the next logical step.
- Bir sonraki mantıksal adımı atmadan bilgi ve öğrenme toplumundan bahsedemeyiz.
- We often hear in this House and other establishments about the idea of lifelong learning.
- Bu Meclis'te ve diğer kurumlarda yaşam boyu öğrenme fikrini sık sık duyuyoruz.
- Lifelong learning requires the opposite, namely continuity and courses of long duration.
- Yaşam boyu öğrenme bunun tam tersini, yani sürekliliği ve uzun süreli kursları gerektirir.
- Inevitably this is a learning-by-doing process.
- Kaçınılmaz olarak bu bir yaparak öğrenme sürecidir.
- I subscribe to the need for lifelong learning.
- Yaşam boyu öğrenme ihtiyacına katılıyorum.
- The proposals on lifelong learning are an emerging response to this deficit, but only an emerging one.
- Yaşam boyu öğrenmeye ilişkin öneriler bu eksikliğe yönelik yeni bir yanıttır, ancak sadece yeni bir yanıttır.
- The proposals on lifelong learning are an emerging response to this deficit, but only an emerging one.
- Yaşam boyu öğrenmeye ilişkin öneriler bu eksikliğe verilen yeni bir yanıttır, ancak yeni olmaktan öteye gidememektedir.
- That is why I welcome the proposal for a 'lifelong learning account'.
- İşte bu nedenle 'yaşam boyu öğrenme hesabı' önerisini memnuniyetle karşılıyorum.
- Digital literacy must therefore be a part of lifelong learning.
- Dolayısıyla dijital okuryazarlık yaşam boyu öğrenmenin bir parçası olmalıdır.
- Finally, I will mention policy on lifelong learning.
- Son olarak, yaşam boyu öğrenme politikasından bahsedeceğim.
- E-learning offers new pedagogical models for teaching and learning.
- E-öğrenme, öğretme ve öğrenme için yeni pedagojik modeller sunmaktadır.
- Social exclusion and marginalisation need to be reduced by means of a new European project such as lifelong learning.
- Sosyal dışlanma ve marjinalleşme, yaşam boyu öğrenme gibi yeni bir Avrupa projesi vasıtasıyla azaltılmalıdır.
- Let us bear in mind that it is the most vulnerable people who must be concerned by lifelong learning.
- Yaşam boyu öğrenme ile ilgilenmesi gerekenlerin en savunmasız insanlar olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
- We have also requested greater lifelong learning and retraining for teachers.
- Ayrıca öğretmenler için daha fazla yaşam boyu öğrenme ve yeniden eğitim talep ettik.
- Lifelong learning has to be meaningful, not just a slogan.
- Yaşam boyu öğrenme sadece bir slogan değil, anlamlı olmalıdır.
- Sport in schools involves more than just learning sports.
- Okullarda spor, sadece spor öğrenmekten daha fazlasını içerir.
- That saying really does not hold true any more, as it implies that learning is limited to school.
- Bu söz, öğrenmenin okulla sınırlı olduğunu ima ettiği için artık gerçekten doğru değildir.
- We very often talk about human capital and lifelong learning.
- Sık sık insan sermayesi ve yaşam boyu öğrenme hakkında konuşuyoruz.
- Secondly, access to lifelong learning must be provided for all employees and for jobseekers.
- İkinci olarak tüm çalışanlar ve iş arayanlar için yaşam boyu öğrenmeye erişim sağlanmalıdır.
- I do suggest learning some basic travel French before your trip.
- Seyahatinizden önce temel seyahat Fransızcası öğrenmenizi öneririm.
- We provide a safe, comfortable, supportive community dedicated to education and learning about one another.
- Birbirimizi eğitmeye ve öğrenmeye adanmış güvenli, rahat, destekleyici bir topluluk sağlıyoruz.
- Don't waste time learning how to use complicated software.
- Karmaşık yazılımların nasıl kullanılacağını öğrenmekle zaman kaybetmeyin.
- Learning a new language is a bit like being a kid again.
- Yeni bir dil öğrenmek biraz da yeniden çocuk olmak gibi.
- I do suggest learning some basic travel French before your trip.
- Gezinizden önce temel seyahat Fransızcası öğrenmenizi öneririm.
- Learning a new language is a bit like being a kid again.
- Yeni bir dil öğrenmek, tekrardan çocuk olmak gibidir biraz.
- Learning a new language is a bit like being a kid again.
- Yeni bir dil öğrenmek yeniden çocuk olmaya benziyor.
- Learning it will offer you the opportunity to do wonderful things.
- Bunu öğrenmek size harika şeyler yapma fırsatı sunacaktır.
- This chapter will introduce you to the first step of learning C language.
- Bu bölüm size C dilini öğrenmenin ilk adımını tanıtacaktır.
- Learning, having fun and loving one another in your free time is a pleasure.
- Boş zamanlarınızda öğrenmek, eğlenmek ve birbirinizi sevmek bir zevktir.
- Learning a foreign language is fun.
- Bir yabancı dil öğrenmek eğlencelidir.
- Children are often very good at learning foreign languages.
- Çocuklar genellikle yabancı dil öğrenme konusunda çok iyidirler.
- She is interested in learning new ideas.
- Yeni fikirler öğrenmekle ilgilidir.
- Learning a foreign language is hard.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
- When did you begin learning French?
- Fransızca öğrenmeye ne zaman başladın?
- Learning to play a musical instrument requires thousands of hours of practice.
- Bir müzik aletini çalmayı öğrenmek binlerce saat uygulama gerektirir.
- It's never too early to start learning.
- Öğrenmeye başlamak için asla çok erken değildir.
- Learning vocabulary is a neverending struggle.
- Kelime öğrenmek bitmeyen bir mücadeledir.
- I love learning other languages.
- Diğer dilleri öğrenmeyi seviyorum.
- Tom had a hard time learning how to ride a bicycle.
- Tom bisiklet sürmeyi öğrenmekte zorlandı.
- For experience and learning, eternity is not enough.
- Tecrübe ve öğrenme için sonsuzluk yeterli değildir.
- You always were good at learning new songs.
- Yeni şarkılar öğrenmede her zaman iyiydin.
- Tom started learning Arabic for fun.
- Tom eğlenmek için Arapça öğrenmeye başladı.
- I've started learning French.
- Fransızca öğrenmeye başladım.
- I think learning French is a lot of fun.
- Sanırım Fransızca öğrenmek çok eğlenceli.
- I like learning old languages.
- Eski dilleri öğrenmeyi seviyorum.
- I think that for many people learning the trigonometric functions is meaningless.
- Sanırım trigonometrik fonksiyonları öğrenmek birçok kişi için anlamsızdır.
- We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
- Öğrenmeyi etkili, ilginç ve büyüleyici hale getirmek istiyoruz.
- I've just started learning how to do that.
- Onun nasıl yapılacağını yeni öğrenmeye başladım.
- Learning Korean is difficult.
- Korece öğrenmek zordur.
- I prefer learning multiple languages at the same time.
- Aynı anda birden fazla dil öğrenmeyi tercih ederim.
- When did you start learning French?
- Sen ne zaman Fransızca öğrenmeye başladın?
- Do you think that games and learning are compatible?
- Oyun ve öğrenmenin uyumlu olduğunu düşünüyor musun?
- Yesterday I finished learning Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto öğrenmeyi bitirdim.
- Maybe it's about time I started learning to do programming.
- Belki de programlama öğrenmeye başlamamın zamanı gelmiştir.
- Learning a new language is fun.
- Yeni bir dil öğrenmek eğlencelidir.
- I think learning French is a lot of fun.
- Bence Fransızca öğrenmek çok eğlenceli.
- Learning German was as important as learning English in the recent past.
- Almanca öğrenmek yakın geçmişte İngilizce öğrenmek kadar önemliydi.
- Learning should not be forced, but rather encouraged.
- Öğrenmeye zorlanmamalı, aksine teşvik edilmeli.
- When education ends, learning begins.
- Eğitim bittiğinde öğrenme başlar.
- In my city, there is no school for learning Esperanto.
- Benim şehrimde Esperanto öğrenmek için bir okul yok.
- I have been learning a science.
- Ben bir bilim öğrenmekteyim.
- I love learning other languages.
- Diğer dilleri öğrenmeyi severim.
- You should check out tatoeba.org, a website for learning different languages.
- Farklı diller öğrenmek için bir web sitesi olan tatoeba.org'u gözden geçirmen gerekir.
- Learning to play a musical instrument requires thousands of hours of practice.
- Bir müzik aleti çalmayı öğrenmek binlerce saat pratik yapmayı gerektirir.
- I have no practical reason for learning this language.
- Bu dili öğrenmek için pratik bir nedenim yok.
- Learning a foreign language requires perseverance.
- Yabancı bir dil öğrenmek azim gerektirir.
- I have difficulty learning languages.
- Ben dil öğrenmekte zorluk yaşıyorum.
- When are you going to start learning French?
- Ne zaman Fransızca öğrenmeye başlayacaksın?
Show More (92)
|