Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | leak n. | sızıntı | ||
This is rather strange, for leaks in the new system can be sprung in precisely those areas. Bu oldukça garip, çünkü yeni sistemdeki sızıntılar tam da bu alanlarda ortaya çıkabilir. More Sentences |
||||
Common Usage | leak v. | sızdırmak | ||
It is estimated that 20 000 of those implants have either leaked or ruptured during that period. Bu süre zarfında bu implantlardan 20.000 tanesinin ya sızdırdığı ya da yırtıldığı tahmin edilmektedir. More Sentences |
||||
Common Usage | leak v. | sızmak | ||
The information is leaking piecemeal to the press. Bilgiler parça parça basına sızıyor. More Sentences |
||||
Common Usage | leak v. | akmak | ||
The roof is leaking. Çatı akıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | leak n. | kaçak | ||
The leak has been sealed. Kaçak mühürlenmiştir. More Sentences |
||||
General | leak v. | sızıntı yapmak | ||
They are nothing more than environmental criminals who allow leaking tankers to be towed into the high seas. Sızıntı yapan tankerlerin açık denizlere çekilmesine izin veren çevre suçlularından başka bir şey değiller. More Sentences |
||||
General | leak v. | akmak | ||
The roof is leaking. Çatı akıyor. More Sentences |
||||
General | leak v. | kaçırmak | ||
The tire leaks air. Lastik hava kaçırıyor. More Sentences |
||||
General | leak v. | sızmak | ||
The information is leaking piecemeal to the press. Bilgiler parça parça basına sızıyor. More Sentences |
||||
General | leak v. | sızdırmak | ||
It is estimated that 20 000 of those implants have either leaked or ruptured during that period. Bu süre zarfında bu implantlardan 20.000 tanesinin ya sızdırdığı ya da yırtıldığı tahmin edilmektedir. More Sentences |
||||
General | leak v. | akıtmak | ||
How long has your roof been leaking? Çatınız ne zamandır akıtıyor? More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | leak n. | kaçak | ||
The leak has been sealed. Kaçak mühürlenmiştir. More Sentences |
||||
Technical | leak n. | sızıntı | ||
This is rather strange, for leaks in the new system can be sprung in precisely those areas. Bu oldukça garip, çünkü yeni sistemdeki sızıntılar tam da bu alanlarda ortaya çıkabilir. More Sentences |
||||
Technical | leak v. | sızmak | ||
The information is leaking piecemeal to the press. Bilgiler parça parça basına sızıyor. More Sentences |
||||
Electric | ||||
Electric | leak n. | kaçak | ||
The leak has been sealed. Kaçak mühürlenmiştir. More Sentences |
||||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | leak n. | sızıntı | ||
This is rather strange, for leaks in the new system can be sprung in precisely those areas. Bu oldukça garip, çünkü yeni sistemdeki sızıntılar tam da bu alanlarda ortaya çıkabilir. More Sentences |
||||
Food Engineering | leak v. | sızmak | ||
The information is leaking piecemeal to the press. Bilgiler parça parça basına sızıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | leak n. | akıntı | ||
General | leak n. | su sızdıran delik veya çatlak | ||
General | leak n. | çatlak | ||
General | leak n. | delik | ||
General | leak n. | su sızdıran delik ya da çatlak | ||
General | leak n. | sızma | ||
General | leak n. | mantarlar nedeniyle oluşan yumuşak, sulu sebze veya meyve küfü | ||
General | leak n. | idrar çıkarma için kullanılan bir örtmece sözcük | ||
General | leak n. | su dökme | ||
General | leak n. | bilgi sızması | ||
General | leak v. | su almak | ||
General | leak v. | kaçak yapmak | ||
General | leak v. | çatlaktan sızmak | ||
General | leak v. | kaçmak | ||
General | leak v. | dayanmak | ||
General | leak v. | (gaz, hava, su) kaçırmak | ||
General | leak v. | sızdırmak (bilgiyi, sırrı) | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | leak n. | işeme | ||
Colloquial | leak n. | çiş | ||
Colloquial | leak v. | işemek | ||
Colloquial | leak v. | çiş yapmak | ||
Technical | ||||
Technical | leak n. | lövye | ||
Technical | leak n. | sızma | ||
Electric | ||||
Electric | leak n. | akım kaybı | ||
Marine | ||||
Marine | leak n. | sızıntı yeri | ||
Marine | leak v. | (su) sızmak |