Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
mature
Significados de
" mature"
con otros términos en diccionario inglés turco: 138 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
mature
adj.
olgun
General
2
General
mature bone
n.
olgunlaşmış kemik
3
General
mature valley
n.
olgun vadi
4
General
mature soil
n.
olgun toprak
5
General
mature
n.
iyi hazırlanmış (plan)
6
General
mature man
n.
olgun erkek
7
General
mature woman
n.
olgun kadın
8
General
mature people
n.
olgun insanlar
9
General
mature
v.
şarap dinlendirmek
10
General
mature
v.
erişmek
11
General
mature
v.
olgunlaştırmak
12
General
mature
v.
kemale erdirmek
13
General
grow mature
v.
olgunlaşmak
14
General
mature
v.
dinlendirmek (şarap)
15
General
mature
v.
erginleşmek
16
General
mature
v.
pişmek
17
General
leave something to mature
v.
dinlenmeye bırakmak
18
General
mature
v.
pişirmek
19
General
mature
v.
ermek
20
General
mature
v.
olgunlaşmak
21
General
be mature
v.
dünyayı anlamak
22
General
mature
v.
olmak
23
General
behave in a mature way
v.
olgun davranmak
24
General
act mature
v.
olgun davranmak
25
General
be mature
v.
olgun olmak
26
General
mature on
v.
de vadesi gelmek
27
General
seem/look mature
v.
olgun görünmek
28
General
like mature men
v.
olgun erkeklerden hoşlanmak
29
General
mature
v.
tekamül etmek
30
General
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone
v.
evlilik çağına gelmek
31
General
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone
v.
gelinlik çağına gelmek
32
General
be old/mature enough to become a bride
v.
gelinlik çağına gelmek
33
General
be old/mature enough to become a bride
v.
evlilik çağına gelmek
34
General
mature
v.
tekemmül etmek
35
General
mature
v.
kemale ermek
36
General
mature
v.
tamamlamak
37
General
mature
v.
(çömleği) optimum dayanıklılığa ulaşana kadar pişirmek
38
General
mature
v.
(perdahı) eriterek çömleğin üzerine dağıtmak
39
General
mature
v.
(çömlek) sağlamlaşana kadar pişmek
40
General
mature [obsolete]
v.
iltihaplanmak
41
General
mature [obsolete]
v.
cerahat toplamak (yara)
42
General
mature [obsolete]
v.
irin akmak (yaradan)
43
General
mature
v.
bitirmek
44
General
mature
v.
sonunu getirmek
45
General
mature
adj.
ergin
46
General
mature
adj.
tamamen
47
General
mature
adj.
tamam
48
General
mature
adj.
reşit
49
General
mature
adj.
anaç
50
General
mature
adj.
vadesi dolmuş
51
General
mature
adj.
yetişkin
52
General
mature
adj.
olmuş
53
General
mature
adj.
eşek kadar
54
General
mature
adj.
zom
55
General
mature
adj.
erişkin
56
General
mature
adj.
yetişmiş
57
General
mature
adj.
matür
58
General
mature
adj.
vadesi gelmiş
59
General
mature
adj.
kemale ermiş
60
General
mature
adj.
olgun
61
General
mature-looking
adj.
olgun görünümlü
62
General
mature
adj.
yetik
63
General
mature
adj.
kamil
64
General
mature
adj.
olgunlaşmış
65
General
mature
adj.
dikkatli
66
General
mature
adj.
detaylı
67
General
mature
adj.
düşük fakat stabil büyüme hızına sahip
68
General
mature
adj.
etraflıca değerlendirme içeren
69
General
mature
adj.
etraflıca değerlendirmeye dayanan
70
General
mature
adj.
etraflıca değerlendirme ile sonuçlanan
71
General
mature [obsolete]
adj.
doğru zamanda gerçekleşen
72
General
mature [obsolete]
adj.
zamanında meydana gelen
73
General
mature
adj.
tamamlanmış
74
General
mature
adj.
tamamlanan
75
General
mature
adj.
biten
76
General
mature
adj.
artık fazla büyümeyen veya gelişmeyen (sektör, pazar veya ürün)
77
General
after mature consideration
adv.
düşünüp taşındıktan sonra
Idioms
78
Idioms
a woman of mature years
n.
olgunluk çağında kadın
79
Idioms
a man of mature years
n.
olgunluk çağında
80
Idioms
a woman of mature years
n.
yaşını başını almış
81
Idioms
a man of mature years
n.
yaşını başını almış
82
Idioms
a man of mature years
n.
yaşlı
83
Idioms
a woman of mature years
v.
yaşlı
84
Idioms
of mature years
adj.
yaşlı
85
Idioms
of mature years
adj.
yaşını başını almış
86
Idioms
of mature years
adj.
olgunluk çağında
87
Idioms
on mature consideration
adv.
iyice değerlendirdikten sonra
88
Idioms
on mature consideration
adv.
uzun uzadıya değerlendirdikten sonra
89
Idioms
on mature consideration
adv.
dikkatle değerlendirdikten sonra
90
Idioms
on mature consideration
adv.
iyice ölçüp biçtikten sonra
91
Idioms
on mature reflection
adv.
iyice değerlendirdikten sonra
92
Idioms
on mature reflection
adv.
uzun uzadıya değerlendirdikten sonra
93
Idioms
on mature reflection
adv.
dikkatle değerlendirdikten sonra
94
Idioms
on mature reflection
adv.
iyice ölçüp biçtikten sonra
Speaking
95
Speaking
you are very mature for your age
expr.
yaşına göre çok olgunsun
96
Speaking
you are so mature for your age
expr.
yaşına göre çok olgunsun
97
Speaking
you are very mature for your age
expr.
yaşınıza göre çok olgunsunuz
98
Speaking
you are so mature for your age
expr.
yaşınıza göre çok olgunsunuz
Trade/Economic
99
Trade/Economic
mature market
n.
olgun piyasa
100
Trade/Economic
mature economy
n.
olgun ekonomi
101
Trade/Economic
mature market
n.
olgun pazar
102
Trade/Economic
mature brand
n.
olgun marka
103
Trade/Economic
mature technology
n.
oturmuş teknoloji
104
Trade/Economic
mature
v.
muaccel olmak
105
Trade/Economic
mature
v.
muaccel kılmak
106
Trade/Economic
mature
v.
vadesi gelmek
107
Trade/Economic
mature
adj.
vadesi gelmiş
Law
108
Law
mature debt
n.
muaccel borç
109
Law
mature credit
n.
muaccel alacak
Politics
110
Politics
mature europe
n.
gelişmiş olan avrupa
111
Politics
mature capitalism
n.
kapitalizmin olgunluk aşaması
Technical
112
Technical
mature soil
n.
olgun toprak
113
Technical
mature
v.
olgunlaşmak
114
Technical
mature
v.
vadesi gelmek
115
Technical
mature
adj.
olgun
Computer
116
Computer
mature content
n.
yetişkin içerik
117
Computer
mature content
n.
yetişkin içeriği
Medical
118
Medical
mature-onset diabetes
n.
insüline bağımlı olmayan diyabet
119
Medical
mature teratoma
n.
matür teratom
120
Medical
mature cystic teratoma
n.
matür kistik teratom
121
Medical
born mature
n.
miadında doğum
122
Medical
mature bone
n.
olgunlaşmış kemik
123
Medical
ovarian mature cystic teratoma
n.
overde matür kistik teratom
124
Medical
mature
adj.
matur
Biology
125
Biology
mature oocyte
n.
olgun oosit
Marine Biology
126
Marine Biology
mature individuals
n.
olgun bireyler
127
Marine Biology
mature
adj.
erin
Breeding
128
Breeding
mature camel
n.
ergin deve
Apiculture
129
Apiculture
mature insect
n.
ergin böcek
Education
130
Education
mature student
n.
örgün öğretim yaşını geçmiş üniversite öğrencisi
Environment
131
Environment
mature city
n.
olgun kent
Geography
132
Geography
mature valley
n.
olgun vadi
133
Geography
mature valley
n.
olgun koyak
134
Geography
mature
adj.
akarsu erozyonu sebebiyle çok sayıda parçaya ayrıldığı için eğimli arazileri düzlüklerine baskın olan (topografi)
135
Geography
mature
adj.
erozyon döngüsü gibi jeolojik etmenlerde meydana gelen değişimlerin maksimum etkililikte olduğu orta evreye ait
136
Geography
mature
adj.
biçimsel olarak son gelişim evresinde gelmiş (akarsu veya yer şekli)
137
Geography
mature
adj.
erozyon döngüsünün menderesler veya engebelerle karakterize edilen orta safhasında olan (nehir vadisi veya arazi)
Geology
138
Geology
immature to early-mature stage
n.
olgunlaşmamış-erken olgun seviye
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of mature
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy