|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
şarkı sözleri |
lyrics n.
|
|
2 |
Common Usage |
şarkı söylemek |
sing a song v.
|
|
3 |
Common Usage |
şarkı söylemek |
sing v.
|
|
General |
|
4 |
General |
şarkı kitabı |
songbook n.
|
|
5 |
General |
şarkı söyleyen ses |
pipe n.
|
|
6 |
General |
kısa ve nakaratlı şarkı |
roundelay n.
|
|
7 |
General |
şarkı sözü |
song n.
|
|
8 |
General |
şarkı söyleme |
sing n.
|
|
9 |
General |
monoton şarkı |
chant n.
|
|
10 |
General |
üç sesli şarkı grubu |
glee club n.
|
|
11 |
General |
üç sesli şarkı |
glee n.
|
|
12 |
General |
tekerlemeli şarkı |
jingle n.
|
|
13 |
General |
kısa ve basit şarkı |
ditty n.
|
|
14 |
General |
şarkı söyleme |
chant n.
|
|
15 |
General |
şarkı yazarı |
songwriter n.
|
|
16 |
General |
şarkı hazinesi |
a treasury of song n.
|
|
|
17 |
General |
şarkı sesi |
voice n.
|
|
18 |
General |
şarkı sesi |
singing voice n.
|
|
19 |
General |
şarkı söyleme |
song n.
|
|
20 |
General |
birkaç sesin belirli aralıklarla birbirini izleyerek söylediği şarkı |
round n.
|
|
21 |
General |
şarkı sözlerini şarkıya dökme |
lyricising n.
|
|
22 |
General |
hareketli şarkı |
lilt n.
|
|
23 |
General |
şarkı sözü yazarı |
lyricist n.
|
|
24 |
General |
şarkı sözü |
lay n.
|
|
25 |
General |
eskimeyen şarkı |
evergreen n.
|
|
26 |
General |
şarkı söyleme |
singing n.
|
|
27 |
General |
köy hayatı anlatan şarkı |
pastorale n.
|
|
28 |
General |
çok sesli şarkı |
glee n.
|
|
29 |
General |
dini şarkı |
carol n.
|
|
30 |
General |
şarkı mırıldanan |
crooner n.
|
|
31 |
General |
topluca söylenen şarkı |
catch n.
|
|
32 |
General |
neşeli şarkı |
carol n.
|
|
33 |
General |
erovizyon şarkı yarışması |
eurovision song contest n.
|
|
34 |
General |
genellikle 3-4 şarkı içeren kayıtlar |
extended-play n.
|
|
35 |
General |
deşifre şarkı söyleme |
sight-singing n.
|
|
36 |
General |
dinsel şarkı |
chant n.
|
|
37 |
General |
çalgısız söylenen çok sesli şarkı |
madrigal n.
|
|
38 |
General |
hep beraber şarkı söyleme |
singalong n.
|
|
39 |
General |
ebeveynlere uyarı küfür veya şiddet içeren şarkı sözleri |
parental advisory explicit lyrics n.
|
|
40 |
General |
istek şarkı |
a song request n.
|
|
41 |
General |
şarkı isteği |
a song request n.
|
|
42 |
General |
şarkı geçişi |
crossfade n.
|
|
43 |
General |
bütün şarkı |
the entire song n.
|
|
44 |
General |
favori şarkı |
favorite song n.
|
|
45 |
General |
ses getiren liste başı şarkı/parça |
megahit n.
|
|
46 |
General |
ses getiren liste başı şarkı/parça |
smash hit n.
|
|
47 |
General |
ses getiren liste başı şarkı/parça |
blockbuster n.
|
|
48 |
General |
konuşur gibi okuma (şarkı) |
recitative n.
|
|
49 |
General |
koro halinde/hep birlikte şarkı/marş söyleme |
sing-along n.
|
|
50 |
General |
(albüm) ekstra şarkı/parça |
bonus cut n.
|
|
51 |
General |
(albüm) ekstra şarkı/parça |
bonus track n.
|
|
52 |
General |
yeniden yorumlanarak seslendirilmiş şarkı |
cover n.
|
|
53 |
General |
liste başı (şarkı) |
chart-topper n.
|
|
54 |
General |
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı |
chanty n.
|
|
55 |
General |
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı |
sea chantey n.
|
|
56 |
General |
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı |
chantey n.
|
|
|
57 |
General |
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı |
shanty n.
|
|
58 |
General |
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı |
sea shanty n.
|
|
59 |
General |
yarım kalmış/bitmemiş şarkı |
unfinished song n.
|
|
60 |
General |
şarkı devrimi |
singing revolution n.
|
|
61 |
General |
aynı şarkı |
same song n.
|
|
62 |
General |
hep beraber şarkı söyleme |
barbershop singing n.
|
|
63 |
General |
küçük şarkı |
ditty n.
|
|
64 |
General |
yanlış duyulması sonucunda farklı şekilde anlaşılan bir şarkı sözü veya şiir mısrasındaki kelime veya kelime öbeği |
mondegreen n.
|
|
65 |
General |
hit şarkı |
hit song n.
|
|
66 |
General |
şimdiye kadar yazılmış en iyi şarkı |
best song ever written n.
|
|
67 |
General |
konserde çalınan/çalınacak şarkı listesi |
setlist n.
|
|
68 |
General |
en sevdiğim şarkı |
my favorite song n.
|
|
69 |
General |
çalan şarkı |
playing song n.
|
|
70 |
General |
çalan şarkı |
the song playing n.
|
|
71 |
General |
eurovision şarkı yarışması |
eurovision song contest n.
|
|
72 |
General |
akılda kalan hoş şarkı |
catchy tune n.
|
|
73 |
General |
bir kimseyi metheden/öven şarkı |
hymn n.
|
|
74 |
General |
erkek kıyafetleri giyerek insanları eğlendiren, şarkı söyleyen, dans eden kadın gösterici |
drag king n.
|
|
75 |
General |
askeri personelin koşu ya da yürüyüş esnasında söylediği şarkı |
cadence n.
|
|
76 |
General |
askeri personelin koşu ya da yürüyüş esnasında söylediği şarkı |
cadency n.
|
|
77 |
General |
şarkı söyleme |
cantation n.
|
|
78 |
General |
fransız devrimi sırasında popüler olan dans ve şarkı |
carmagnole n.
|
|
79 |
General |
(şarkı, şiir vb.) akılda kalan ufak kısım |
catch n.
|
|
80 |
General |
bir ya da iki popüler şarkı içeren kompakt disk formatında albüm |
cd single n.
|
|
81 |
General |
yüksek perdeden şarkı söyleyen kimse |
tweedler n.
|
|
82 |
General |
ziyafet sırasında misafirlerce söylenen şarkı |
banquet song n.
|
|
83 |
General |
coşkuyla söylenen popüler şarkı |
belter n.
|
|
84 |
General |
akşam söylenen şarkı |
evensong n.
|
|
85 |
General |
sesini titreterek şarkı söyleyen kimse |
quaverer n.
|
|
86 |
General |
şarkı olarak okunmak üzere yazılmış şiir |
melic n.
|
|
87 |
General |
müziğe uyarlanmaya veya şarkı haline getirilmeye uygun şiir |
melody n.
|
|
88 |
General |
ahenkle şarkı söyleyen veya çalan müzisyen |
harmoniser n.
|
|
89 |
General |
ahenkle şarkı söyleme |
harmonization n.
|
|
90 |
General |
ahenkle şarkı söyleme |
harmonisation n.
|
|
91 |
General |
hasat bayramında orakçıların söylediği şarkı |
harvest-home n.
|
|
92 |
General |
şarkı söyleme sesi |
breast [obsolete] n.
|
|
93 |
General |
daire oluşturularak yapılan dansın basit hareketlerini anlatan şarkı |
hokey-pokey n.
|
|
94 |
General |
abd'deki siyahi tarla işçileri tarafından çalışırken söylenen bir şarkı |
holler n.
|
|
95 |
General |
şarkı ve ritim eşliğinde yapılan geleneksel bir polinezya dansı |
hula-hula n.
|
|
96 |
General |
sevinç ifade eden şarkı |
hymn n.
|
|
97 |
General |
şarkı bestecisi |
muse n.
|
|
98 |
General |
çocukların çember oluşturup dans ettikleri bir oyunda söyledikleri şarkı |
ring-a-ring-a-roses n.
|
|
99 |
General |
kilise korosunda şarkı söyleyen kız |
choirgirl n.
|
|
100 |
General |
kilisede şarkı söyleyen erkek |
choirman n.
|
|
101 |
General |
amerikan yerlilerinin dans edip şarkı söyledikleri tören |
dance n.
|
|
102 |
General |
(şarkı nakaratı, beylik laf) sıklıkla tekrarlanan şey |
overcome [scotland] n.
|
|
103 |
General |
eskiden popüler olan şarkı |
oldie n.
|
|
104 |
General |
şarkı sözü |
ditty [obsolete] n.
|
|
105 |
General |
şarkı konusu |
ditty [obsolete] n.
|
|
106 |
General |
dini müziğin şarkı söyleme |
intonation n.
|
|
107 |
General |
şarkı söyleme tarzı |
intonation n.
|
|
108 |
General |
amerikan şarkı yarışması |
american song contest n.
|
|
109 |
General |
eurovision şarkı yarışmasından esinlenilerek amerika'da düzenlenen bir şarkı yarışması |
american song contest n.
|
|
110 |
General |
vatanperver duygular uyandıran şey (şarkı) |
flag-waver n.
|
|
111 |
General |
erkekleri sohbet ederek, şarkı söyleyerek ve dans ederek eğlendirme üzerine eğitilmiş japon kadın |
geisha girl n.
|
|
112 |
General |
paralel olarak söylenen polifonik bir şarkı türü |
organum n.
|
|
113 |
General |
bağırarak şarkı söyleyen kimse |
screamer n.
|
|
114 |
General |
şarkı söylemek üzere toplanma |
singing [us] n.
|
|
115 |
General |
kesinlikle dinlenmesi gereken şarkı |
must-listen song n.
|
|
116 |
General |
kesinlikle dinlenmesi gereken şarkı |
must-hear song n.
|
|
117 |
General |
hiçbir manipülasyona uğramadan kritik ve finansal başarıya ulaşmış film, dizi veya şarkı |
bona fide hit n.
|
|
118 |
General |
kadınların şarkı söyleyerek gerçekleştirdiği bir dönüşüm dansı |
poi dance [new zealand] n.
|
|
119 |
General |
(film, şarkı) aşırı popüler şey |
superhit n.
|
|
120 |
General |
hit şarkı |
superhit n.
|
|
121 |
General |
(opera eserinde) şarkı sözlerinin sahne üzerinde yer alan çevirisi |
supertitles n.
|
|
122 |
General |
(şarkı) clementine |
clementine n.
|
|
123 |
General |
şarkı (tür) |
song n.
|
|
124 |
General |
söylemek (şarkı) |
sing v.
|
|
125 |
General |
şarkı mırıldamak |
croon v.
|
|
126 |
General |
şarkı söylemek |
sing v.
|
|
127 |
General |
bağıra bağıra şarkı söylemek |
troll v.
|
|
128 |
General |
yüksek sesle şarkı söylemek |
troll v.
|
|
129 |
General |
şarkı söylemek |
chant v.
|
|
130 |
General |
titrek sesle şarkı söylemek veya konuşmak |
quaver v.
|
|
131 |
General |
şarkı sözlerini şarkıya dökmek |
lyricize v.
|
|
132 |
General |
şarkı söylemek |
descant v.
|
|
133 |
General |
ses perdesini gereğine göre değiştirmek (konuşma ve şarkı söylemede) |
modulate v.
|
|
134 |
General |
mırıldamak (şarkı) |
hum v.
|
|
135 |
General |
şarkı mırıldanmak |
croon v.
|
|
136 |
General |
şarkı sözü yazmak |
lyricize v.
|
|
137 |
General |
şarkı söyleyerek kutlamak |
chant v.
|
|
138 |
General |
koroda şarkı söylemek |
choir v.
|
|
139 |
General |
alçak sesle şarkı söylemek |
croon v.
|
|
140 |
General |
gelişgüzel şarkı söylemek |
tweedle v.
|
|
141 |
General |
şarkı bestelemek |
compose a song v.
|
|
142 |
General |
şarkı yapmak |
compose a song v.
|
|
143 |
General |
şarkı yazmak |
write a song v.
|
|
144 |
General |
şarkı dinlemek |
listen to a song v.
|
|
145 |
General |
(şarkı) mırıldanmak |
hum v.
|
|
146 |
General |
(şarkı vb) çok daha iyi söylemek |
sing much better than v.
|
|
147 |
General |
caz müziğinde anlamsız hecelerle şarkı söylemek |
scat v.
|
|
148 |
General |
en yüksek sesten şarkı söylemek |
descant v.
|
|
149 |
General |
internetten yasa dışı yoldan şarkı indirmek |
download songs illegally from the internet v.
|
|
150 |
General |
şarkı tutturmak |
chant a song v.
|
|
151 |
General |
(fr) şarkı söylemek |
chante v.
|
|
152 |
General |
iyi şarkı söylemek |
sing well v.
|
|
153 |
General |
şarkı sözü yazmak |
write song lyrics v.
|
|
154 |
General |
şarkı sözü yazmak |
write lyrics v.
|
|
155 |
General |
şarkı sözü yazmak |
write a song v.
|
|
156 |
General |
şarkı kaydetmek |
record a song v.
|
|
157 |
General |
şarkı kaydetmek |
record a song v.
|
|
158 |
General |
şarkı kaydetmek |
record a song v.
|
|
159 |
General |
duygusal şarkı söylemek |
torch v.
|
|
160 |
General |
coşkuyla şarkı söylemek |
trawl v.
|
|
161 |
General |
şarkı söyleyerek kutlamak |
trawl v.
|
|
162 |
General |
(şarkı) mırıldanmak |
tune v.
|
|
163 |
General |
kendini yırtarcasına şarkı söylemek |
belt v.
|
|
164 |
General |
(bir şey veya kimse hakkında) şarkı söylemek |
besing v.
|
|
165 |
General |
(bir şeye veya kimseye) şarkı söylemek |
besing v.
|
|
166 |
General |
uyum içinde şarkı söylemek |
harmonise v.
|
|
167 |
General |
değişmeyen bir tonla şarkı söylemek |
monotone v.
|
|
168 |
General |
şarkı söylemek |
gale [dialect] v.
|
|
169 |
General |
şarkı söylemek |
hymn v.
|
|
170 |
General |
şarkı söyleyerek eğlendirmek |
busk [uk] v.
|
|
171 |
General |
şarkı söylemek |
give voice v.
|
|
172 |
General |
(şarkı olarak) söylenebilmek |
go v.
|
|
173 |
General |
(şarkı olarak) çalınabilmek |
go v.
|
|
174 |
General |
şarkı mırıldanmak |
chirm [dialect] v.
|
|
175 |
General |
koroda şarkı söylemek |
quire v.
|
|
176 |
General |
konserde şarkı söylemek |
quire v.
|
|
177 |
General |
bağırarak şarkı söylemek |
roar v.
|
|
178 |
General |
hızlı ve canlı bir tempoda şarkı söylemek |
rock v.
|
|
179 |
General |
şarkı söylemek |
ditty [obsolete] v.
|
|
180 |
General |
şarkı söyleyerek kutlamak |
ditty [obsolete] v.
|
|
181 |
General |
şarkı söyleyerek eğlendirmek |
ditty [obsolete] v.
|
|
182 |
General |
(ayinin bir bölümünün ilk notalarını) şarkı şeklinde söylemek |
intone v.
|
|
183 |
General |
şarkı söylemek |
discant v.
|
|
184 |
General |
(birine) polifonik şarkı söylemek |
organize v.
|
|
185 |
General |
polifonik şarkı söylemek |
organize v.
|
|
186 |
General |
(birine) polifonik şarkı söylemek |
organise v.
|
|
187 |
General |
polifonik şarkı söylemek |
organise v.
|
|
188 |
General |
daha iyi şarkı söylemek |
outsing v.
|
|
189 |
General |
şarkı söyleyerek def etmek |
sing v.
|
|
190 |
General |
(replik, şarkı) okumak |
interpret v.
|
|
191 |
General |
(şarkı) kötü bir sesle söylemek |
warble v.
|
|
192 |
General |
şarkı tonunda söylenen |
intoned adj.
|
|
193 |
General |
şarkı sesi gelen yer |
songful adj.
|
|
194 |
General |
şarkı dolu |
songful adj.
|
|
195 |
General |
şarkı yarışması |
song contest adj.
|
|
196 |
General |
şarkı söyleme ile ilgili |
cantatory adj.
|
|
197 |
General |
şarkı/şarkıcı ile ilgili |
cantatory adj.
|
|
198 |
General |
söylenmemiş (şarkı) |
unsung adj.
|
|
199 |
General |
şarkı biçiminde söylenmemiş |
unsung adj.
|
|
200 |
General |
(şarkı söyleme sesi) tınısız |
breathy adj.
|
|
201 |
General |
şarkı olarak söylenen |
dittied adj.
|
|
202 |
General |
şarkı olarak bestelenen |
dittied adj.
|
|
203 |
General |
evanjelizm temalı ve amerikan kökenli (dini şarkı) |
gospel adj.
|
|
204 |
General |
şarkı olarak söylenebilir |
singable adj.
|
|
205 |
General |
şarkı sözleri olarak çıldırtırcasına |
lyrically maddeningly adv.
|
|
206 |
General |
şarkı söyleyerek |
chantingly adv.
|
|
207 |
General |
şarkı söyleyerek |
singingly adv.
|
|
208 |
General |
bir şarkı gibi |
like a song adv.
|
|
Phrasals |
|
209 |
Phrasals |
şarkı söylemeye başlamak |
strike up v.
|
|
210 |
Phrasals |
bir şarkı patlatmak |
break out with (something) v.
|
|
211 |
Phrasals |
bir şarkı patlatmak |
break out with something v.
|
|
212 |
Phrasals |
biri şarkı söylerken (ona) enstrüman vb ile eşlik etmek |
sing along with someone v.
|
|
213 |
Phrasals |
şarkı/ninni söyleyerek uyutmak |
sing someone to sleep v.
|
|
214 |
Phrasals |
şarkı söyleyerek yad etmek |
sing of someone v.
|
|
215 |
Phrasals |
patlama yapmak (kişi veya şarkı vb) |
take off v.
|
|
216 |
Phrasals |
yüksek sesle şarkı söylemeye başlamak |
pipe up v.
|
|
217 |
Phrasals |
telli bir enstrümanda bir akor, şarkı çalmak |
strum on (something) v.
|
|
218 |
Phrasals |
şarkı söylemeye |
break into v.
|
|
219 |
Phrasals |
şarkı söylemeye |
break into v.
|
|
220 |
Phrasals |
aniden (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, gülmeye) başlamak |
break into something v.
|
|
221 |
Phrasals |
bir anda (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, başlamak) başlamak |
break into something v.
|
|
222 |
Phrasals |
bir şarkı patlatmak |
break out with v.
|
|
223 |
Phrasals |
şarkı patlatmak |
break (out into) v.
|
|
224 |
Phrasals |
daha düşük bir tondan şarkı söylemek |
sing down v.
|
|
225 |
Phrasals |
şarkı söyleyerek yad etmek |
sing of v.
|
|
226 |
Phrasals |
-e/için şarkı söylemek |
sing to v.
|
|
227 |
Phrasals |
daha yüksek bir tondan şarkı söylemek |
sing up v.
|
|
228 |
Phrasals |
daha yüksek sesle şarkı söylemek |
sing up v.
|
|
229 |
Phrasals |
(çok yüksek sesle) şarkı söylemek |
pound out v.
|
|
230 |
Phrasals |
(şarkı) bağırarak söylemek |
pound out v.
|
|
Phrases |
|
231 |
Phrases |
ebeveyn uyarısı küfür veya şiddet içeren şarkı sözleri |
parental advisory explicit lyrics n.
|
|
Proverb |
|
232 |
Proverb |
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
|
233 |
Proverb |
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
|
234 |
Proverb |
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
|
Colloquial |
|
235 |
Colloquial |
akla yeni gelen, taze bir fikir, şarkı veya şaka |
newie n.
|
|
236 |
Colloquial |
amatörlerin barlarda şarkı söyledikleri veya komedyenlik yaptıkları canlı gösteri |
open mike n.
|
|
237 |
Colloquial |
amatörlerin barlarda şarkı söyledikleri veya komedyenlik yaptıkları canlı gösteri |
open mic n.
|
|
238 |
Colloquial |
amatörlerin barlarda şarkı söyledikleri veya komedyenlik yaptıkları canlı gösteri |
open-mike n.
|
|
239 |
Colloquial |
hit şarkı yapan/hazırlayan/besteleyen kimse |
a hit maker n.
|
|
240 |
Colloquial |
son şarkı |
last song n.
|
|
241 |
Colloquial |
akılda kalan rahatsız edici şarkı |
earworm n.
|
|
242 |
Colloquial |
tek şarkı |
cut n.
|
|
243 |
Colloquial |
tek şarkı |
cut n.
|
|
244 |
Colloquial |
çıplak kadınların dans edip şarkı söylediği ettiği gösteri |
girlie show n.
|
|
245 |
Colloquial |
cinsel içerikli şarkı sözleri |
leerics n.
|
|
246 |
Colloquial |
cinsel/seks çağrışımlı şarkı sözleri |
leerics n.
|
|
247 |
Colloquial |
(ingiltere'de) 600.000 adetten daha fazla satan şarkı |
platinum disc n.
|
|
248 |
Colloquial |
(abd'de) bir milyon adet satan albüm veya şarkı |
platinum disc n.
|
|
249 |
Colloquial |
akılda kalan rahatsız edici şarkı |
brainworm n.
|
|
250 |
Colloquial |
birine özgü (şarkı vb) |
someone's party piece expr.
|
|
251 |
Colloquial |
bayağı kötüsün (genellikle şarkı söylemesini/rol yapmasını beceremeyenler için söylenir) |
don't quit the day job expr.
|
|
Idioms |
|
252 |
Idioms |
satışları hızla artan bir numara (şarkı) |
number one with a bullet n.
|
|
253 |
Idioms |
bir numaraya hızla yükselen şarkı |
number one with a bullet n.
|
|
254 |
Idioms |
ağza/dile dolanan/takılan şarkı |
earworm n.
|
|
255 |
Idioms |
bir anda geçmişi hatırlatan (şarkı vb) |
a blast from the past n.
|
|
256 |
Idioms |
geçmişte populer olmuş ve halen daha dillerde olan şarkı |
a golden oldie n.
|
|
257 |
Idioms |
hit parça/şarkı |
smash hit n.
|
|
258 |
Idioms |
hiçbir zaman modası geçmeyen eski şarkı |
a golden oldie n.
|
|
259 |
Idioms |
ağza/dile dolanan/takılan şarkı |
sticky tune n.
|
|
260 |
Idioms |
sadece tek bir şarkı ile ünlü olmuş sonradan unutulmuş kimse |
a one-hit wonder n.
|
|
261 |
Idioms |
hit parça/şarkı/albüm |
a smash hit n.
|
|
262 |
Idioms |
avazı çıktığı kadar bağırarak şarkı söylemek |
sing one's heart out v.
|
|
263 |
Idioms |
yüksek sesle şarkı söylemek |
belt out v.
|
|
264 |
Idioms |
(bir şiirin vb sözlerinden) şarkı yapmak |
set something to music v.
|
|
265 |
Idioms |
iyi (şarkı) söylemek |
be in good voice v.
|
|
266 |
Idioms |
kötü (şarkı) söylemek |
be in poor voice v.
|
|
267 |
Idioms |
müzik/şarkı söyleme yeteneği olmak |
can carry a tune v.
|
|
268 |
Idioms |
iyi şarkı söyleyebilmek |
can carry a tune v.
|
|
269 |
Idioms |
doğru tonda şarkı söyleyebilmek |
can carry a tune v.
|
|
270 |
Idioms |
detone olmadan şarkı söyleyebilmek |
can carry a tune v.
|
|
271 |
Idioms |
hevesle/neşeyle şarkı söylemek |
sing up a storm v.
|
|
272 |
Idioms |
hevesle/neşeyle şarkı söyleyip durmak |
sing up a storm v.
|
|
Speaking |
|
273 |
Speaking |
benim için bir şarkı söyleyebilir misin? |
can you sing a song for me? expr.
|
|
274 |
Speaking |
bayağı kötüsün (genellikle şarkı söylemesini/rol yapmasını beceremeyenler için söylenir) |
don't give up the day job expr.
|
|
275 |
Speaking |
bu şarkı |
this song expr.
|
|
276 |
Speaking |
bu şarkı sana gelsin |
this song goes out to you expr.
|
|
277 |
Speaking |
burada şarkı söylüyorum |
I'm singing a song here expr.
|
|
278 |
Speaking |
bu şarkı tanıdık geliyor mu? |
does this song sound familiar? expr.
|
|
279 |
Speaking |
bu şarkı |
this single expr.
|
|
280 |
Speaking |
çocukluk döneminde en sevdiğiniz şarkı neydi? |
what was your favourite song in your childhood? expr.
|
|
281 |
Speaking |
en sevdiğin şarkı |
your favorite song expr.
|
|
282 |
Speaking |
en sevdiğin şarkı |
your favourite song expr.
|
|
283 |
Speaking |
o şarkı neydi? |
what was that song? expr.
|
|
284 |
Speaking |
şarkı söylemeyi sever |
he likes singing expr.
|
|
285 |
Speaking |
şarkı söylemekten hoşlanıyorum |
I like to sing songs expr.
|
|
286 |
Speaking |
şarkı söylemekten hoşlanıyorum |
I like singing songs expr.
|
|
287 |
Speaking |
şarkı söylemekten sever |
she likes singing expr.
|
|
288 |
Speaking |
şarkı söylemeyi sever |
she likes singing expr.
|
|
289 |
Speaking |
şarkı koymak |
put on a song expr.
|
|
290 |
Speaking |
şarkı söylemekten hoşlanırım |
I like to sing songs expr.
|
|
291 |
Speaking |
şarkı söylemekten hoşlanır |
he likes singing expr.
|
|
292 |
Speaking |
şarkı söyleyebiliyor musun? |
can you sing? expr.
|
|
293 |
Speaking |
şarkı söylemekten hoşlanırım |
I like singing songs expr.
|
|
294 |
Speaking |
şarkı açmak |
put on a song expr.
|
|
295 |
Speaking |
uyumam için bana şarkı söyle |
sing me to sleep expr.
|
|
296 |
Speaking |
dinlediğin son şarkı ne? |
what's the last song you listened to? expr.
|
|
Law |
|
297 |
Law |
bestecilere, şarkı sözü yazarlarına ve müzik yayıncılarına telif hakkı ücretlerini ödeyen bir kuruluş |
mcps (mechanical copyright protection society) abrev.
|
|
Politics |
|
298 |
Politics |
(eskiden) siyahilerle dalga geçmek için yapılan bir şarkı ve dans gösterisi |
gerrymandering n.
|
|
Computer |
|
299 |
Computer |
önceki şarkı |
previous track n.
|
|
300 |
Computer |
şarkı notaları |
musical scores n.
|
|
301 |
Computer |
şarkı göstergeci |
song pointer n.
|
|
302 |
Computer |
şarkı ismi |
song title n.
|
|
303 |
Computer |
şarkı başlığı |
song title n.
|
|
304 |
Computer |
sonraki şarkı |
next track n.
|
|
305 |
Computer |
şarkı listesi |
track list n.
|
|
306 |
Computer |
dijital müzik koleksiyonundan şarkı çalmak için kullanılan yazılım aplikasyonu |
jukebox n.
|
|
307 |
Computer |
bedava (şarkı vb) |
royalty free adj.
|
|
Television |
|
308 |
Television |
şarkı sözleri menüsü |
lyrics menu n.
|
|
Radio |
|
309 |
Radio |
programın temasını oluşturan şarkı, aranjman veya ses efekti |
signature n.
|
|
Agriculture |
|
310 |
Agriculture |
hasat festivalinde söylenen şarkı |
harvest home n.
|
|
Social Sciences |
|
311 |
Social Sciences |
çinlilerin pirinç tarlalarında çalışırken şarkı söyleyip ettikleri dans |
yang ko n.
|
|
312 |
Social Sciences |
çocukların ev ev dolaşıp şarkı söyleyerek hediye istemesi geleneği |
hogmanay [scotland] n.
|
|
313 |
Social Sciences |
yunanistan'da kadınların cenazede söylediği, merhuma adanmış doğaçlama şarkı |
myriologue n.
|
|
Education |
|
314 |
Education |
şarkı söyleyebilen erkeklerin genel eğitim alabildiği dini okul |
choir school n.
|
|
315 |
Education |
şarkı söyleyebilen erkeklerin genel eğitim alabildiği dini okul |
schola cantorum n.
|
|
316 |
Education |
gidenlerin şarkı söylemeyi öğrendiği sanat okulu |
singing school n.
|
|
Literature |
|
317 |
Literature |
kısa ve basit şiir ya da şarkı |
chansonette n.
|
|
318 |
Literature |
kısa ve basit şiir ya da şarkı |
chansonnette n.
|
|
319 |
Literature |
kısa şarkı yazarı |
chansonnier n.
|
|
320 |
Literature |
çapraz ve tekdüze bir kafiye düzeni içeren eski bir şarkı veya şiir |
virelay n.
|
|
321 |
Literature |
tatlı şarkı bestecisi |
bulbul n.
|
|
322 |
Literature |
koro şarkı sözlerinde her biri farklı yapıda olan kıta grubu |
pericope n.
|
|
323 |
Literature |
(eski yunan lirik şiirleri) şarkı olarak okunmak üzere yazılmış |
melic adj.
|
|
Linguistics |
|
324 |
Linguistics |
şarkı söyleme |
vocalism n.
|
|
History |
|
325 |
History |
(antik yunanistan'da) festival sırasında tanrılar onuruna şarkı söyleyen ve dans eden topluluk |
thiasus n.
|
|
326 |
History |
özellikle eskiden ingiltere'de kağıda basılan balad veya popüler şarkı |
broadside n.
|
|
327 |
History |
özellikle eskiden ingiltere'de kağıda basılan balad veya popüler şarkı |
broadside ballad n.
|
|
328 |
History |
günlük hayatı konu alan oyunlar için üretilen şiir veya şarkı |
secular hymn n.
|
|
329 |
History |
(yunan tragedyasında) iki şarkı arasında söylenen bir ezgi |
stasimon n.
|
|
Religious |
|
330 |
Religious |
dini şarkı |
canticle n.
|
|
331 |
Religious |
dini şarkı ve ilahi söyleme |
bhajan n.
|
|
332 |
Religious |
orfeus'a atfedilen bir şarkı |
orphic n.
|
|
333 |
Religious |
düzenli vezni bulunmayan ve bazı kiliselerdeki belirli ayinlerde okunan veya söylenen monoton şarkı veya ilahilerin yer aldığı kitap |
sequencer n.
|
|
334 |
Religious |
dine uygun olarak şarkı söylemek |
sing [obsolete] v.
|
|
Military |
|
335 |
Military |
askeri cenazelerde boru üfleyerek çalınan şarkı |
the last post [british] n.
|
|
Baseball |
|
336 |
Baseball |
ev sahibi takımın vuruş için köşeye yürümesi esnasında çalan şarkı |
walk-up song n.
|
|
Art |
|
337 |
Art |
genellikle piyano eşliğinde resitalde söylenmek üzere bestelenmiş şarkı |
art song n.
|
|
338 |
Art |
özellikle bir halk ozanına ait olan şarkı grubu |
minstrelsy n.
|
|
339 |
Art |
aynı temada yazılmış şiir veya şarkı serisi |
cycle n.
|
|
340 |
Art |
özellikle halk ozanı üslubuyla şarkı söyleyerek methiye düzmek |
minstrel v.
|
|
Music |
|
341 |
Music |
şarkı kitabı |
cancionero n.
|
|
342 |
Music |
kısa neşeli şarkı |
canzonet n.
|
|
343 |
Music |
kısa neşeli şarkı |
canzonetta n.
|
|
344 |
Music |
şiirsel yapıda şarkı |
canzone n.
|
|
345 |
Music |
enstrümansız söylenen şarkı |
cappella n.
|
|
346 |
Music |
gece kulübünde şarkı söyleyen kadın |
chanteuse n.
|
|
347 |
Music |
güney amerika’daki siyahi köleler arasında çıkan bir tür dini şarkı |
negro spiritual n.
|
|
348 |
Music |
en popüler 40 şarkı |
top 40 n.
|
|
349 |
Music |
ilk 40 şarkı |
top 40 n.
|
|
350 |
Music |
bir barok şarkı türü |
trio sonata n.
|
|
351 |
Music |
klavyede çalınan şarkı |
trio sonata n.
|
|
352 |
Music |
arka arkaya başlayan seslerle söylenen şarkı |
troll n.
|
|
353 |
Music |
tirol köylü dansı için bestelenen şarkı |
tyrolienne n.
|
|
354 |
Music |
bir şarkı ile söylenen ikinci derecedeki ezgi |
undersong n.
|
|
355 |
Music |
denizcilerin çalışırken söylediği şarkı |
shanty n.
|
|
356 |
Music |
denizcilerin çalışırken söylediği şarkı |
chanty n.
|
|
357 |
Music |
dini şarkı |
chant n.
|
|
358 |
Music |
gırtlaktan şarkı söyleme |
overtone singing n.
|
|
359 |
Music |
gırtlaktan şarkı söyleme |
overtone chanting n.
|
|
360 |
Music |
gırtlaktan şarkı söyleme |
harmonic singing n.
|
|
361 |
Music |
gırtlaktan şarkı söyleme |
throat singing n.
|
|
362 |
Music |
hit şarkı |
hit single n.
|
|
363 |
Music |
karşılıklı koroların birbirine cevap verir nitelikte şarkı söylemeleri |
antiphonal singing n.
|
|
364 |
Music |
konuşur gibi okunan şarkı |
sprechgesang ( spoken singing) n.
|
|
365 |
Music |
konuşur gibi okunan şarkı |
sprechstimme (spoken voice) n.
|
|
366 |
Music |
moğol/tuvan tarzı gırtlaktan/armonik şarkı söyleme biçimi |
khoomei n.
|
|
367 |
Music |
moğol/tuvan tarzı gırtlaktan/armonik şarkı söyleme biçimi |
harmonic singing n.
|
|
368 |
Music |
moğol/tuvan tarzı gırtlaktan/armonik şarkı söyleme biçimi |
overtone singing n.
|
|
369 |
Music |
moğol/tuvan tarzı gırtlaktan/armonik şarkı söyleme biçimi |
overtone chanting n.
|
|
370 |
Music |
protest şarkı |
protest song n.
|
|
371 |
Music |
şarkı okuma |
chanting n.
|
|
372 |
Music |
tirol tarzında şarkı söyleme |
yodling n.
|
|
373 |
Music |
tirol tarzında şarkı söyleme |
yodeling n.
|
|
374 |
Music |
tirol tarzında söylenen şarkı |
yodle n.
|
|
375 |
Music |
tirol tarzında şarkı söyleme |
yodelling n.
|
|
376 |
Music |
tek sesli şarkı |
monody n.
|
|
377 |
Music |
tirol tarzında şarkı söyleyen kimse |
yodler n.
|
|
378 |
Music |
üç veya daha çok sesli şarkı |
glee n.
|
|
379 |
Music |
(dinsel) şarkı |
chant n.
|
|
380 |
Music |
1969 led zeppelin'in led zeppelin adlı albümünden şarkı |
communication break down n.
|
|
381 |
Music |
koro tarafından karşılıklı sırayla okunan ilahi veya şarkı |
antiphone n.
|
|
382 |
Music |
sözlü geleneğe ait olmayıp bir besteci tarafından bestelenmiş şarkı |
art music n.
|
|
383 |
Music |
duygusal şarkı |
ballad n.
|
|
384 |
Music |
(şarkı) derin bas sesler |
bassi profundi n.
|
|
385 |
Music |
16. yüzyılda italya'da ortaya çıkmış yerel dille 4-6 ses için yazılan çok sesli bir şarkı |
madrigal n.
|
|
386 |
Music |
nefes basıncı veya perdede dalgalanma ile şarkı söylerken üretilen titreşimli etki |
vibrato n.
|
|
387 |
Music |
16. yüzyılda italya'da ortaya çıkan bir şarkı türü |
villanella n.
|
|
388 |
Music |
rustik dans tarzında enstrümantal şarkı |
villanella n.
|
|
389 |
Music |
hawaii'ye özgü şarkı veya ilahi |
mele n.
|
|
390 |
Music |
aralarda şarkı ve orkestra müziği bulunan romantik ve duygusal piyesler yazma |
melodramaticism n.
|
|
391 |
Music |
jamaika'ya özgü kalipso benzeri şarkı veya balat |
mento n.
|
|
392 |
Music |
şarkı sözleri |
word n.
|
|
393 |
Music |
şarkı sözünün anlamını belirtmek veya pekiştirmek için sesin müzikal niteliklerini kullanma tekniği |
word painting n.
|
|
394 |
Music |
şarkı sözleri |
words n.
|
|
395 |
Music |
ahenkle şarkı söyleme |
harmonisation n.
|
|
396 |
Music |
şarkı koleksiyonu |
harmonist n.
|
|
397 |
Music |
başka bir şarkı içinde yer alan şarkı |
bridge n.
|
|
398 |
Music |
tek sesli şarkı |
homophony n.
|
|
399 |
Music |
ağzı açmadan şarkı söyleme |
humming n.
|
|
400 |
Music |
tek sesli şarkı yazarı |
monodist n.
|
|
401 |
Music |
tek sesli şarkı söyleyen şarkıcı |
monodist n.
|
|
402 |
Music |
tek sesli şarkı bestecisi |
monodist n.
|
|
403 |
Music |
sabit ücret karşılığında sınırsız şarkı dinlenebilen eski bir çevrimiçi müzik hizmeti |
rhapsody n.
|
|
404 |
Music |
şarkı söylerken ses perdesinin göğüs sesinden falsetoya aniden değiştirilmesiyle üretilen bir etki |
yodel n.
|
|
405 |
Music |
şarkı söylerken ses perdesinin göğüs sesinden falsetoya aniden değiştirilmesiyle üretilen bir etki |
yodle n.
|
|
406 |
Music |
özellikle romantik bestecilerce kullanılan bir alman şarkı stili |
lieder n.
|
|
407 |
Music |
genellikle romantik bestecilerin yazdığı alman şarkı stilindeki şarkıları seslendiren kimse |
lieder singer n.
|
|
408 |
Music |
ninni gibi şarkı |
lullaby n.
|
|
409 |
Music |
şarkı sözü |
lyric n.
|
|
410 |
Music |
şarkı olarak söylenmeye uygunluk |
lyricality n.
|
|
411 |
Music |
şarkı olarak söylenmeye uygunluk |
songfulness n.
|
|
412 |
Music |
şarkı olarak söylenmeye uygunluk |
lyricism n.
|
|
413 |
Music |
16. yüzyılda koro müziğinde kullanılan bir şarkı söyleme şekli |
gimel n.
|
|
414 |
Music |
geçmişten günümüze popülerliğini yitirmemiş şarkı |
oldie n.
|
|
415 |
Music |
koroda şarkı söyleme teknikleri |
choralism n.
|
|
416 |
Music |
koroda şarkı söyleyen kimse |
choralist n.
|
|
417 |
Music |
toplulukta şarkı söyleyen kimse |
choralist n.
|
|
418 |
Music |
yeni şarkı veya sanatçının tanıtımını yapmak için kullanılan kayıt |
demo n.
|
|
419 |
Music |
ana ezgi üzerine en yüksek sesten şarkı söyleyen kimse |
descanter n.
|
|
420 |
Music |
(şarkı) tekrarlanan sözcük |
overword n.
|
|
421 |
Music |
canlı şarkı |
roundelay n.
|
|
422 |
Music |
hareketli şarkı |
roundelay n.
|
|
423 |
Music |
büyük topluluğun şarkı söylemesi |
community singing n.
|
|
424 |
Music |
kapalı armoni ile şarkı söyleme |
close harmony n.
|
|
425 |
Music |
kapalı armoni ile şarkı söyleme |
close-harmony singing n.
|
|
426 |
Music |
yeniden yorumlanmış eski şarkı |
cover song n.
|
|
427 |
Music |
yeniden yorumlanmış eski şarkı |
cover version n.
|
|
428 |
Music |
şarkı söylemede kelimelerin telaffuzu |
diction n.
|
|
429 |
Music |
(şarkı yollu sözlü atışmalarda) dalga geçme veya iğneleme amaçlı meydan okuma |
picong [caribbean] n.
|
|
430 |
Music |
popüler şarkı |
pop n.
|
|
431 |
Music |
şarkı söyleyen kimse |
crooner n.
|
|
432 |
Music |
güney afrika'ya özgü popüler bir şarkı |
sarie marais [south africa] n.
|
|
433 |
Music |
kontradansta çalan şarkı |
contradance n.
|
|
434 |
Music |
ağır ve kederli şarkı |
dirge n.
|
|
435 |
Music |
geleneksel folk müziği tarzında bestelenmiş şarkı |
folk song n.
|
|
436 |
Music |
halk müziği tarzında bestelenmiş şarkı |
folksong n.
|
|
437 |
Music |
dini olmayan sözlere sahip çok sesli bir şarkı |
part song n.
|
|
438 |
Music |
plena tarzı hicivli sözleri bulunan şarkı |
plena n.
|
|
439 |
Music |
13. yüzyıla özgü, her biri birçok kez tekrarlanan iki cümleden oluşan tek sesli bir şarkı formu |
rondeau n.
|
|
440 |
Music |
caz müzikte anlamsız hecelerle şarkı söyleme |
scat singing n.
|
|
441 |
Music |
davetteki konuklarca söylenen şarkı |
scolion n.
|
|
442 |
Music |
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı |
shantey n.
|
|
443 |
Music |
grup olarak sol-fa notasyonunu kullanarak eşliksiz şarkı söyleme tarzı |
shape singing n.
|
|
444 |
Music |
grup olarak sol-fa notasyonunu kullanarak eşliksiz şarkı söyleme tarzı |
shape-note singing n.
|
|
445 |
Music |
birlikte şarkı söyleme |
sing n.
|
|
446 |
Music |
sabit tempolu şarkı |
sing-along n.
|
|
447 |
Music |
eşlik edilen şarkı |
sing-along n.
|
|
448 |
Music |
şarkı olarak söylenebilme |
singableness n.
|
|
449 |
Music |
şarkı söyleme |
singsong [uk] n.
|
|
450 |
Music |
şarkı söylemek için bir araya gelme |
sing-song n.
|
|
451 |
Music |
şarkı söylemek için toplanma |
sing-song n.
|
|
452 |
Music |
beklenmedik şekilde hit olan şarkı |
sleeper n.
|
|
453 |
Music |
solfej yaparak şarkı söyleme |
solfège n.
|
|
454 |
Music |
şarkı metninde temponun değiştiği yerleri göstermek için kullanılan çizgiler |
pointing n.
|
|
455 |
Music |
şarkı grubu veya koleksiyonu |
song n.
|
|
456 |
Music |
şarkı kitabı |
song book n.
|
|
457 |
Music |
şarkı sözleri içeren kitap |
song book n.
|
|
458 |
Music |
aynı şair veya bestecinin elinden çıkmış olup ortak bir tema çerçevesinde söylenen bir grup piyanolu şarkı |
song cycle n.
|
|
459 |
Music |
şarkı veya şarkı sözü yazımı |
songcraft n.
|
|
460 |
Music |
şarkı yazarı |
songsmith n.
|
|
461 |
Music |
şarkı sözü yazarı |
songsmith n.
|
|
462 |
Music |
şarkı kitabı |
songster n.
|
|
463 |
Music |
popüler parçaları içeren şarkı kitabı |
songster n.
|
|
464 |
Music |
şarkı sözü |
songwriting n.
|
|
465 |
Music |
doğru tonda şarkı söylemek |
carry a tune v.
|
|
466 |
Music |
(şarkı) çalmak |
touch v.
|
|
467 |
Music |
arka arkaya başlayacak şekilde (kanon benzeri) şarkı söylemek |
troll v.
|
|
468 |
Music |
oynak şarkı söylemek |
lilt v.
|
|
469 |
Music |
trilli şarkı söylemek |
yodel v.
|
|
470 |
Music |
müziğe göre şarkı uydurmak |
vamp v.
|
|
471 |
Music |
söylemek (şarkı) |
melody v.
|
|
472 |
Music |
şarkı sözü yazmak |
lyricise v.
|
|
473 |
Music |
(şarkı) tekrar tekrar söylemek |
decantate v.
|
|
474 |
Music |
ana ezgi üzerine en yüksek sesten şarkı söylemek |
descant on v.
|
|
475 |
Music |
nağmeli şarkı söylemek |
roulade v.
|
|
476 |
Music |
kıvrak geçişli şarkı söylemek |
roulade v.
|
|
477 |
Music |
ana melodiye eşlik ederek şarkı söylemek |
counter v.
|
|
478 |
Music |
(bir kilise müziği, mezmur veya ilahinin başındaki açılış cümlesini) şarkı şeklinde tek başına veya yarım koro şeklinde söylemek |
intone v.
|
|
479 |
Music |
süsleyerek şarkı söylemek |
divide [obsolete] v.
|
|
480 |
Music |
parçalar halinde şarkı söylemek |
organize v.
|
|
481 |
Music |
parçalar halinde şarkı söylemek |
organise v.
|
|
482 |
Music |
çığlık atarak şarkı söylemek |
scream v.
|
|
483 |
Music |
ağır şarkı sözlerini hareketli hale getirmek |
shout v.
|
|
484 |
Music |
şarkı ya da ilahi olarak söylenebilir |
chantable adj.
|
|
485 |
Music |
tekdüze tonda söylenebilen (şarkı, ilahi, vb.) |
chantable adj.
|
|
486 |
Music |
melodik ve şarkı biçiminde bestelenmiş |
chantant adj.
|
|
487 |
Music |
tekdüze tonda söylenen (şarkı, ilahi, vb.) |
chanted adj.
|
|
488 |
Music |
şarkı ya da ilahi olarak söylenen |
chantlike adj.
|
|
489 |
Music |
değişmeyen bir ses tonuyla söylenen (şarkı, ilahi vb.) |
chantlike adj.
|
|
490 |
Music |
hatasız şarkı söyleyebilen |
note-perfect adj.
|
|
491 |
Music |
hatasız şarkı çalabilen |
note-perfect adj.
|
|
492 |
Music |
hatasız söylenen (şarkı) |
note-perfect adj.
|
|
493 |
Music |
ilk 40 şarkı ile ilgili |
top 40 adj.
|
|
494 |
Music |
güncel teknolojiyle yeniden düzenlenmiş (parça, şarkı) |
remastered adj.
|
|
495 |
Music |
şarkı söyleme sesi orta kuvvet ve aralıkta olan |
lyric adj.
|
|
496 |
Music |
şarkı eşliğinde olan |
choral adj.
|
|
497 |
Music |
(şarkı) tekrar tekrar söylenmiş |
decantate adj.
|
|
498 |
Music |
(caz müzikte) anlamsız hecelerle doğaçlama şarkı söylemeye ait |
scat adj.
|
|
499 |
Music |
(caz müzikte) anlamsız hecelerle doğaçlama şarkı söyleme ile ilişkili |
scat adj.
|
|
500 |
Music |
çalgı eşliği olmadan şarkı söyleyen (koro) |
a cappella adv.
|
|