adım adım - Turco Inglés Diccionario
Historia

adım adım



Significados de "adım adım" en diccionario inglés turco : 17 resultado(s)

Turco Inglés
General
adım adım bit-by-bit adj.
adım adım stepwise adv.
adım adım incrementally adv.
adım adım step by step adv.
adım adım step-by-step adv.
adım adım step-wise adv.
adım adım gradually adv.
Phrases
adım adım by easy stages in easy stages adv.
adım adım hop-by-hop expr.
adım adım brick by brick expr.
Colloquial
adım adım little by little expr.
adım adım inch-by-inch expr.
Idioms
adım adım stride for stride adv.
adım adım a step at a time expr.
adım adım one step at a time expr.
Formal
adım adım stairwise adv.
Informatics
adım adım step by step expr.

Significados de "adım adım" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
adım step n.
adım pace n.
General
adi adım not in cadence n.
adım footstep n.
ilk adım beginning n.
adım göstergesi pitch indicator n.
adım foot n.
üç adım atlama the triple jump n.
açık adım big step n.
üç adım atlama triple jump n.
hızlı adım quickstep n.
adım pas n.
yanlış adım misstep n.
adım ayarı pitch setting n.
ilk adım first step n.
üç adım vuruşu three base hit n.
yürürken atılan adım pace n.
adım clip n.
açık adım wide step n.
yan adım sidestep n.
adım sayacı pedometer n.
tek adım dansı one step n.
iki adım two step n.
uzun adım stride n.
ikinci adım second step n.
uygun adım yürüyen kimse marcher n.
uygun adım step n.
ilk adım approach n.
adım atma stepping n.
adım stepping n.
uygun adım yürüyüş pace n.
adım pace n.
adım step n.
ilk adım initiative n.
adım uzunluğu stride length n.
adım uzunluğu step length n.
adım adım işleme step by step processing n.
dışarı adım step out n.
içeri adım step in n.
adım boyu step size n.
adım atan treader n.
ek adım additional step n.
büyük adım considerable step n.
büyük adım big step n.
dev adım giant step n.
somut adım concrete step n.
adım pitch n.
ilk adım toe-hold n.
sağlam adım unfaltering step n.
sağlam adım sound step n.
sağlam adım firm step n.
sonuca götüren adım means to an end n.
amaca ulaştıran adım means to an end n.
önceki adım previous step n.
olumlu adım positive step n.
emin adım confident step n.
emin adım firm step n.
önemli adım important step n.
önemli bir adım an important step n.
yanlış adım false step n.
adım ölçer tomish-meter n.
adım ölçer step counter n.
ileriye doğru büyük bir adım a major step forward n.
doğal adım natural step n.
sonraki doğal adım next natural step n.
bir adım daha one more step n.
dresajda bir adım çeşiti piaffe n.
adım adım gerileme declining steadily n.
atın dresajda olduğu yerde tırıs adım kararında hareket etmesi piaffe n.
uzun adım long step n.
sert adım sesi clump n.
koşar adım double time n.
koşar adım double n.
ara adım intermediate step n.
ara adım intermediary step n.
dakikadaki adım sayısı cadence n.
dakikadaki adım sayısı cadency n.
dansta, özellikle balede sıçrayarak adım atma ballonné n.
dans sırasında adım değişikliği için seslenen kişi caller-out n.
adım jump n.
yoga meditasyonunda bilgiye giden yoldaki ikinci adım mañana n.
adım measure n.
yüksek adım atan kimse high stepper n.
büyük adım atan kimse high-stepper n.
hızlı adım gallop n.
amacı gerçekleştirmek için atılan adım move n.
ilk adım move n.
uzaklaşmak için ilk adım move n.
ağır adım sesi clamp n.
köpeği adım takip etmesi için eğitme heelwork n.
köpeğin yaptığı adım takip etme egzersizleri heelwork n.
ilk adım oncome [scotland] n.
adım rung n.
adım adım hedefini küçülterek kurum veya sistemi işlemez hale getirme dismantling n.
geriye, arkaya adım back step n.
koşar adım couru n.
hızlı adım cracker [uk] n.
adım cut n.
adım indeksi index n.
adım paas n.
ayak ile atılan adım uzunluğunu temel alan bir uzunluk ölçüsü pace n.
adım genişliği pace n.
adım arası mesafe pace n.
karşı adım counterstep n.
ilk adım introduction [obsolete] n.
adım ile ölçme pedality n.
adım peep [obsolete] n.
azalan adım peg n.
ayrıntılı adım adım talimatlar içeren bir kitap cookbook n.
ilk adım first base n.
bir adım geri atma pullout n.
uygun adım yürüyen kimse side-wheeler n.
yanlış adım snapper [scotland] n.
adım adım iyiye giden şey stairstep n.
adım adım iyiye giden şey stair-step n.
adım mesafesi stride n.
adım uzunluğu stride n.
ilk adım sortie n.
adım atmak take a step v.
öne doğru adım atmak step forward v.
koşar adım gitmek double v.
yanlış adım atmak put a foot wrong v.
adım atmak pace v.
adım atmamak not to visit v.
geri adım atmak retreat v.
ergenliğe adım atmak enter puberty v.
adım uydurmak (başkalarına) be in step with v.
adım uydurmak fall in step v.
adım atmak step v.
adım atmak begin v.
bir adım öne çıkmak step forward v.
bir adım önde olmak be one step ahead v.
adım adım gezmek go and see every part of v.
adım adım ilerlemek proceed step by step v.
ergenliğe adım atmak reach puberty v.
adım adım izlemek dog somebody's steps v.
adım adım gelişmek grow gradually v.
adım adım gelişmek grow steadily v.
bir adım ileriye taşımak take a step forward v.
bir adım ileriye taşımak carry a step forward v.
bir adım ileriye taşımak take a step further v.
bir adım ileriye taşımak carry a step further v.
somut bir adım atmak take a concrete step v.
(ilişkide/işte vb) adım atmak get down to v.
bir adım önde olmak be a step ahead v.
bir adım ileri götürmek take (it) a step further v.
bir adım önde olmak stay one step ahead v.
geri adım atmak take steps backward v.
teknolojinin bir adım ilerisinde olmak be one step ahead of technology v.
bir adım daha ileri gitmek go a step further v.
bir adım önünde yer almak be one step ahead of v.
bir adım önde olmak be one step ahead of v.
bir adım önünde olmak be one step ahead of v.
kararlı bir adım atmak take a firm action v.
yetişkinliğe adım atmak come of age v.
geri adım atmak budge v.
(bir duruma) adım atmak catapult v.
geri adım atmamak remain firm v.
adım adım ilerlemek whig v.
geri adım atmak blink v.
kötü şekilde adım atmak misstep v.
yanlış adım atmak misstep v.
adım adım ilerlemek degree [obsolete] v.
bir adım önde olmak one up v.
(rakibin, düşmanın) bir adım önünde olmak one-up v.
adım atmak overstride v.
adım ile geçmek overstride v.
adım adım ikna etmek drib v.
adım adım artırmak increment v.
bir adım geride durmak shrink v.
bir adım geri durmak shuck [obsolete] v.
adım atmak sow v.
cesurca adım atmak spunk [dialect] v.
adım adım yükselmek stairstep v.
adım adım gelişmek stair-step v.
bir adım önde one up on adj.
bir adım önde one up adj.
bir adım daha yakın one step closer adj.
büyük adım atan high-stepped adj.
adım adım ilerleyen gradatory adj.
adım adım güven kazanan insinuating adj.
adım atmayan dormant adj.
adım adım güven kazanan silken adj.
adım adım giden staged adj.
adım adım gelişen stairstep adj.
adım adım gelişen stair-step adj.
adım başında at every step adv.
adım başı at every step adv.
koşar adım on the double adv.
adi adım without keeping step adv.
koşar adım at the double adv.
ilk adım olarak as a first step adv.
ilk adım olarak at first step adv.
başlangıç/çıkış/ilk adım noktası olarak as a threshold matter adv.
bir adım daha yaklaşarak on the way adv.
iki adım uzakta a stone's throw away from prep.
bir adım mesafede a stone's throw away from prep.
Phrasals
geri adım atmak back away v.
geri adım atmak back off v.
koşar adım uzaklaşmak scurry away v.
uygun adım yürümek set forward v.
(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak step between (someone or something) v.
(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak step between (someone or something and someone or something else) v.
geri adım atmak back down from v.
(tehdit vb) geri adım atmak pull back (from something) v.
iki adım ileri bir adım geri push forward v.
(bir projede) adım adım ilerlemek için gayret göstermek slug away (at something) v.
adım adım bir şeyden kurtulmak strip something away v.
adım adım (bir şeye) giriş yapmak phase into (something) v.
(bir şeyin ayrıntılarını) adım adım anlatmak talk through v.
(bir şeye) adım atmak step into (something) v.
(bir şeye) adım adım yaklaşmak zero in on (something) v.
adım adım ilerlemek jog along v.
adım adım ilerlemek jog on v.
(bir şeye) tekrar adım atmak step back on (something) v.
sahneye, alana, sahaya bir aradan sonra geri dönmek/tekrar adım atmak step back on (something) v.
(bir şeyden) geri adım atmak step back on (something) v.
adım adım takip etmek follow along v.
geri adım atmak fall behind v.
adım adım ilerlemek chug along v.
adım adım yükselmek edge up v.
adım adım yükseltmek edge up v.
(birini/bir şeyi) adım adım takip etmek follow (someone or something) around v.
(bir şeyi) keşfetmeye/anlamaya adım adım yaklaşmak home in on (something) v.
adım adım giriş yapmak phase in v.
adım adım giriş yapmak phase into v.
(bir problemin) önüne geçebilmek için bir adım önde olmak remain ahead of (something) v.
(bir problemi) engelleyebilmek için bir adım önden gitmek remain ahead of (something) v.
(bir şeyden) bir adım önde olmak remain ahead of (something) v.
(hedefinin, zaman çizelgesinin, sorumluluklarının) bir adım önünde ilerlemek remain ahead of (something) v.
dışarıdaki (bir yere) adım atmak step out into (some place) v.
(bir şeye) adım atmak step out into (something) v.
(bir şeyden/bir yerden çıkıp bir yere) adım atmak step out of (something or some place) (and) into (some place) v.
(bir durumdan/koşuldan çıkıp başka bir duruma/koşula) adım atmak step out of (something) (and) into (something) v.
(bir şeyden) geri adım atmak walk back on (something) v.
geri adım attırmak back off
geri adım atmak back off
Phrases
atılacak adım action to be taken n.
iki adım uzaklıkta on the doorstep adv.
benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım that's one small step for man one giant leap for mankind expr.
beş adım önde five moves ahead expr.
benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım one small step for a man one giant leap for mankind expr.
Proverb
bir işte çok iyi bir yere gelmek (yükselmek) istiyorsan en alttan başlayıp adım adım yükselmelisin he who would climb the ladder must begin at the bottom
ilk adım her zaman en zorudur first step is always the hardest
ilk adım her zaman en zor olanıdır first step is always the hardest
sokma akıl sekiz adım gider as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
Colloquial
büyük bir adım big jump n.
büyük bir adım a great step n.
büyük bir adım a big step n.
(birinin hayatında) yeni bir adım a new lease of n.
(birinin hayatında) yeni bir adım a new lease on life n.
adım adım anlatmak break it down v.
bir adım daha yaklaşmak be one step closer v.
trafik adım adım ilerlemek (traffic) to be at a snail's pace v.
birinden bir adım önde olmak be one up on somebody v.
birinden bir adım önde olmak get one up on somebody v.
birinden bir adım önde olmak have one up on somebody v.
(birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek get past (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak have one up on (someone or something) v.
adım adım yaklaşmak inch up v.
adım adım/santim santim ilerlemek inch up v.
adım adım yaklaştırmak inch up v.
adım adım/santim santim ilerletmek inch up v.
adım adım tırmanmak/yükselmek inch up v.
adım adım yükseltmek inch up v.
bir adım ileri götürmek step it up v.
koşar adım gitmek jog on v.
hiçbir şekilde geri adım atmamak not budge an inch v.
hiçbir şekilde geri adım atmamak not give an inch v.
hiçbir şekilde geri adım atmamak not move an inch v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) on the way to (something) v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) one's way to (something) v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) on the way towards (something) v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) one's way towards (something) v.
olumlu/iyi bir adım olmak be good going v.
olumlu/iyi bir adım olmak be good going v.
olumlu/iyi bir adım olmak be not bad going v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) on the way towards something v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) on your way towards something v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) on the way to something v.
(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak be (well) on your way to something v.
birinden bir adım önde olmak be one up on someone v.
bir adım önde olmak have (one) up v.
bir adım uzakta/uzağında (yakın manasında) a step away from expr.
bir adım önünde one step ahead expr.
karanlıkta atılan adım a leap in the dark expr.
dikkatli adım at mind your step expr.
dikkatli adım at watch your step expr.
olumlu/iyi bir adım good going expr.
(birinden) bir adım önde one up (on someone) expr.
benim adım hıdır elimden gelen budur my name is rufus and that's the trufus expr.
Idioms
son çare olarak atılan adım a counsel of despair n.
dikkatli adım light touch n.
bir adım link in the chain n.
ilk adım point of departure n.
ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş ilerleme slow burn n.
ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş gelişen şey a slow burn n.
bir adım a link in the chain n.
ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş artan şey a slow burn n.
ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş etkisini gösteren şey a slow burn n.
diğerlerinden bir boy/adım önde/yukarıda a breed apart n.
barış için atılan adım an/the olive branch n.
atılan doğru adım a step in the right direction n.
ilk adım opening gambit n.
birinden bir adım önde olma jump on someone n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a foot in the door n.
(bir yerin) kapısından içeri atılan adım a foot in the door n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a leg in the door n.
(bir yerin) kapısından içeri atılan adım a leg in the door n.
(birini/bir şeyi) sona/yıkıma bir adım daha yaklaştıran şey (another) nail in (someone's or something's) coffin n.
ilk adım a point of departure n.
olumlu yönde atılan bir adım a step in the right direction n.
olumlu bir adım a step in the right direction n.
doğru yönde atılan bir adım a step in the right direction n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a toe in the door n.
(bir yerin) kapısından içeri atılan adım a toe in the door n.
istediği şeye/amaca ulaşmak için atılan ilk adım a toe in the door n.
adım adım/yavaş yavaş yaklaşma the softly-softly approach n.
adım adım/yavaş yavaş yapma the softly-softly approach n.
adım adım/yavaş yavaş halletme the softly-softly approach n.
adım adım/yavaş yavaş yaklaşma a softly-softly approach n.
adım adım/yavaş yavaş yapma a softly-softly approach n.
adım adım/yavaş yavaş halletme a softly-softly approach n.
yanlış/kötü bir ilk adım the wrong foot n.
uygun adım yürürken adımını değiştirmek change step v.
iddialı bir istekten geri adım atmak pull in one's horns v.
(asker) olduğu yerde ilerlemeksizin uygun adım atmak mark time v.
diğerlerinden bir boy/adım önde/yukarıda olmak be a breed apart v.
hep bir adım önde/önünde olmak stay one jump ahead v.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak stay one jump ahead v.
hep bir adım önde/önünde olmak be one jump ahead v.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak be one jump ahead v.
(hep) bir adım önünde/ilerisinde olmak be/stay one jump a head (of somebody/something) v.
bir adım geri ama sonra iki adım ileri gitmek lose the battle, but win the war v.
geri adım atmak give up the cause v.
adım adım izlemek breathe down someone's neck v.
adım adım izlemek keep in step v.
adım adım tükenmek circle the drain v.
adım adım/yavaş yavaş ilerlemek inch forward v.
adım atacak hali olmamak barely put one foot in front of the other v.
adım atacak hali olmamak hardly put one foot in front of the other v.
adım atacak yer olmamak/kalmamak be bulging at the seams v.
adım atacak yer olmamak/kalmamak be bursting at the seams v.
adım atmak make a stride v.
adım uydurmak march in step with someone v.
adım uydurmak keep in step with someone v.
adım uydurmak be in step with someone v.
adım uydurmak get into step with someone v.
anlaşmada geri adım atmak go back on the deal v.
bir adım önde olmak stay one step ahead of v.
bir adım geri atmamak hang tough v.
bir adım ileride olmak stay one step ahead v.
bir yerden ayrıldıktan sonra bambaşka bir durumun içine düşmek/girmek/adım atmak step out into something v.
bir adım daha yakın olmak have a head start on v.
bir adım önde olmak keep one step ahead of v.
bir adım ileride olmak stay one step ahead of v.
bir adım ileride olmak keep one step ahead of v.
bir adım ileride olmak keep one step ahead v.
bir adım önde olmak have the upper hand on someone v.
bir adım geri atmak step back v.
bir adım önde olmak get the upper hand on someone v.
bir adım daha ileri gitmek go the extra mile v.
bir adım daha atmak drop the other shoe v.
bir adım önüne geçmek move ahead of v.
bir adım geri atmak take a step back v.
bir adım ileride olmak be one step ahead v.
doğru adım atmak go through the proper channels v.
cesur bir adım atmak take the plunge v.
geri adım atmak draw in one's horns v.
geri adım atmamak hold one's ground v.
geri adım atmamak take a firm stand on something v.
geri adım atmamak stand one's ground v.
hiçbir şekilde geri adım atmamak not budge an inch v.
geri adım atmak take a step back v.
hiçbir şekilde geri adım atmamak not give an inch v.
geri adım atmak step back v.
geri adım atmak pull in one's horns v.
erken davranıp bir adım öne geçmek steal a march on v.
kaçınılmaz sona adım adım yaklaşmak circle the drain v.
rakiplerinden iki adım önde olmak keep someone two jumps ahead of one's competitors v.
yanlış bir adım atmamak not put a foot wrong v.
(kavgada vb.) geri adım atmak draw in one's horns v.
zorla adım atmak put one foot in front of the other v.
(araba vb) iki adım gidip durmak stop on a dime v.
zar zor adım atmak put one foot in front of the other v.
yeni bir adım atmak break new ground v.
(kavgada vb.) geri adım atmak pull in one's horns v.
-e karşı bir adım önde/avantajlı olmak hold upper hand against v.
(rakiplerinden vb) iki adım önde olmak be two jumps ahead of someone v.
geri adım atmamak bid defiance v.
geri adım atmak haul in (one's) horns v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak/öne geçmek get the drop on (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak/öne geçmek have the drop on (someone or something) v.
bir adım önünde olmak have the drop on v.
bir adım önüne geçmek have the drop on v.
yanlış adım atmak make a false step v.
yanlış bir adım atmak make a false step v.
yanlış hesaplanmış bir adım atmak make a false step v.
yanlış adım atmak (make/commit) a faux pas v.
hiçbir şekilde geri adım atmamak not move an inch v.
(bir şeye) adım atmak dip (one's) toe into (something) v.
yeni yeni (bir şeye) adım atmak dip (one's) toe into (something) v.
bir işe adım atmak dip one's toes into v.
bir adım önde olmak get a leg up on (someone) v.
bir adım öne geçmek get a leg up on (someone) v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak get one up on (someone or something) v.
(birini başka birine karşı) bir adım öne geçirmek give (one) a jump on (someone or something) v.
(birini başka birine karşı) bir adım öne geçirmek give (one) the jump on (someone or something) v.
birazcık geri adım atmak give a little v.
etkili bir adım atmak go nuclear v.
bir konuyu adım adım anlatmak walk one through v.
(birini) adım adım takip etmek tread on (one's) heels v.
birini adım adım takip etmek tread on somebody’s heels v.
(bir şeye) adım atmak put (one's) hand to (something) v.
erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek steal a march over (someone or something) v.
bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek steal a march over (someone or something) v.
erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek steal a march upon (someone or something) v.
bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek steal a march upon (someone or something) v.
erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek steal the march over (someone or something) v.
bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek steal the march over (someone or something) v.
erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek steal the march upon (someone or something) v.
bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek steal the march upon (someone or something) v.
bir adım ilerleyememek run in place v.
evliliğe adım atmak jump the besom v.
büyük bir adım atmak make a wide stride v.
(biriyle/bir şeyle) uygun adım yürümek march in time (with someone or something) v.
dikkatli adım atmak mind (one's) step v.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak take a firm line (on or against something) v.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak take a firm line/stand (on/against something) v.
bir adım önde olmak keep one jump ahead v.
bir adım ileride olmak keep one jump ahead v.
planların bir adım önünde olmak be ahead of the game v.
adım atacak yer olmamak/kalmamak be bursting at the seams (with something) v.
adım atacak yer olmamak/kalmamak be bulging at the seams (with something) v.
adım atacak yer olmamak/kalmamak be full to bursting (with something) v.
adım atacak yer olmamak be bursting at the seams v.
adım atacak yer olmamak be bulging at the seams v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak be one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak be one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak stay one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak stay one jump ahead (of somebody/something) v.
birinden bir adım önde olmak be up on somebody v.
birinden bir adım önde olmak have one up on somebody v.
birinden bir adım önde olmak get one up on somebody v.
hep bir adım önde/önünde olmak be one jump ahead v.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak be one jump ahead v.
hep bir adım önde/önünde olmak stay one jump ahead v.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak stay one jump ahead v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak be one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinden/bir şeyden) hep bir adım önde olmak be one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinden/bir şeyden) hep bir adım ileride olmak be one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak be one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak stay one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinden/bir şeyden) hep bir adım önde olmak stay one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinden/bir şeyden) hep bir adım ileride olmak stay one jump ahead (of somebody/something) v.
(birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak stay one jump ahead (of somebody/something) v.
yeni bir adım atmak break fresh/new ground v.
(birini) adım adım izlemek breathe down (one's) neck v.
(birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak (birinin/bir şeyin) tabutuna çivi çakmak drive a nail in (someone's or something's) coffin v.
(birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak drive another nail in (someone's or something's) coffin v.
(birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak (birinin/bir şeyin) tabutuna çivi çakmak put a nail in (someone's or something's) coffin v.
(birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak put another nail in (someone's or something's) coffin v.
bir işe adım atmak dip a toe in the water [uk] v.
bir işe adım atmak dip one's toe in the water [uk] v.
(birinden) bir adım ileride olmak do (one) one better v.
birini adım adım izlemek dog somebody's footsteps v.
geri adım atmak draw in horns and pull in horns v.
geri adım atmak draw in your horns v.
geri adım atmak pull in your horns v.
büyük bir hedefe adım adım ilerlemek eat an elephant one bite at a time v.
birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak get a jump on someone/something v.
birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak get the jump on someone/something [us] v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) a jump on (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) the jump on (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) an advantage over (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) the advantage over (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) an edge on (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) the edge on (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) an edge over (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek give (one) the edge over (someone or something) v.
bir adım atmak/yaklaşmak give an inch v.
orta yol bulmak için adım atmak give an inch v.
birine bir adım atmak/yaklaşmak give somebody an inch v.
birine orta yol bulmak için adım atmak give somebody an inch v.
doğru adım atmak go through channels v.
geri adım atmamak hold/stand your ground v.
(birinin/bir şeyin sürekli) bir adım ilerisinde/önünde olmak keep one step ahead (of someone or something) v.
(birinden/bir şeyden sürekli) bir adım ileride/önde olmak keep one step ahead (of someone or something) v.
bir adım geri düşmek/gerilemek lose a step v.
uygun adım yürümek march in step v.
adım uydurmak march in step v.
(birine/bir şeye) adım uydurmak march in step (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) uygun adım yürümek march in step (with someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sona/yıkıma bir adım daha yaklaştıran şey nail in (someone's or something's) coffin v.
hiç yanlış bir adım atmamak not put a foot wrong v.
hiç yanlış bir adım atmamak never put a foot wrong v.
hiç yanlış bir adım atmamak not set a foot wrong v.
hiç yanlış bir adım atmamak never set a foot wrong v.
harekete geçirmede büyük bir adım atmak put a bomb under v.
geri adım atmamak stand ground v.