ahead of - Turco Inglés Diccionario
Historia

ahead of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "ahead of" en diccionario turco inglés : 6 resultado(s)

Inglés Turco
General
ahead of prep. ilerisinde
ahead of prep. ileride
ahead of prep. in önünde
ahead of prep. -in önünde
ahead of prep. -den iyi
ahead of prep. öncesinde

Significados de "ahead of" con otros términos en diccionario inglés turco: 296 resultado(s)

Inglés Turco
General
completion ahead of schedule n. programdan önce tamamlama
shoot ahead of v. hızla geçmek
get ahead of v. geçmek (rakibi)
shoot ahead of v. geride bırakmak
get ahead of somebody v. önüne geçmek
get ahead of v. -i geçmek
go ahead of v. -den önce gitmek
be one step ahead of technology v. teknolojinin bir adım ilerisinde olmak
be one step ahead of v. bir adım önde olmak
be one step ahead of v. bir adım önünde yer almak
arrive ahead of time v. vaktinden önce varmak
get there ahead of time v. vaktinden önce varmak
get there ahead of time v. (söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak
show up ahead of time v. (söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak
arrive ahead of time v. (söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak
be one step ahead of v. bir adım önünde olmak
remain ahead of v. önünde olmak
stay ahead of v. önünde olmak
be ahead of v. önünde olmak
get ahead of v. önünde olmak
keep ahead of v. önünde olmak
can't see ahead of something v. bir şeyin önünü görememek
ahead of time adv. önceden
ahead of time adv. vaktinden önce
ahead of time adv. erken
ahead of time adv. şimdiden
ahead of the game adv. avantajlı durumda
ahead of time adv. çok erken
Phrasals
get ahead of v. aşmak
get ahead of v. daha iyisini yapmak
walk ahead of someone v. birinin önünden yürümek
send someone on (ahead) (of someone) v. birini önden/önceden göndermek
pull ahead of someone v. geride bırakmak
be ahead of v. herkesin önünde olmak
be ahead of v. ilerisinde olmak
push something ahead of someone v. ilerisine doğru itmek
push something ahead of someone v. ilerisine itmek
lie ahead of v. önünde uzanmak
push on ahead of v. önüne doğru itmek
be ahead of v. öne geçmek
pull ahead of someone v. önüne geçip gitmek
lie ahead of v. kendisini beklemek
move ahead of v. önüne geçmek/ilerlemek
walk ahead of (someone) v. önden yürümek
be ahead of v. önde olmak
see ahead of someone v. önünü/ilerisini görmek
go ahead of v. -in önünde gitmek
draw ahead (of someone or something ) v. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
draw ahead (of someone or something ) v. (hareket halindeki birini/bir şeyi) geçmek
get ahead of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
get ahead of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
get ahead of (something) v. (bir şey) için tedbir almak
get ahead of (something) v. (bir şeyin) önünü almak
get ahead of (something) v. (bir şeyle) patlak vermeden önce yüzleşmek
get ahead of (something) v. (bir şey) patlak vermeden önce halletmek
keep ahead (of someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünde olmak
keep ahead (of someone or something) v. (birinden/bir şeyden) önde olmak
keep ahead (of someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünde tutmak
keep ahead (of something) v. (bir şeyi) zamanında/önden tamamlamak
keep ahead (of something) v. (bir şeyi) vakitlice yapmak
keep ahead (of something) v. (bir şeyi) vaktinden önce/erkenden yapmak
lie ahead of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünde uzanmak
lie ahead of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) geleceğinde olmak/beklemek
pull ahead (of someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
pull ahead (of someone or something) v. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
pull ahead (of someone or something) v. (birinden/bir şeyden) üstün olmak
pull ahead (of someone or something) v. (birinden/bir şeyden) başarılı konumda olmak
pull ahead (of someone or something) v. başı çekmek
push ahead of v. -in önüne geçmek
push ahead of v. -in önüne geçirmek
push ahead of v. -in önüne itmek
push ahead of v. -i itmek
push ahead of v. -i ileri itmek
put (someone or something) ahead of (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak
put (someone or something) ahead of (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne yerleştirmek
put (someone or something) ahead of (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) önce getirmek
put (someone or something) ahead of (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) öncesinde olacak şekilde ayarlamak
put (someone or something) ahead of (someone or something) v. (birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla değer/önem vermek
put (someone or something) ahead of (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak
put (someone or something) ahead of (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak
remain ahead of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünde olmak/kalmak
remain ahead of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önündeki yerini korumak
remain ahead of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) avantajlı durumda/konumda olmak
remain ahead of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) önde gitmek/ilerlemek
remain ahead of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) daha iyi bir durumda/konumda olmak
remain ahead of (something) v. (bir problemin) önüne geçebilmek için bir adım önde olmak
remain ahead of (something) v. (bir problemi) engelleyebilmek için bir adım önden gitmek
remain ahead of (something) v. (bir şeyden) bir adım önde olmak
remain ahead of (something) v. (hedefinin, zaman çizelgesinin, sorumluluklarının) bir adım önünde ilerlemek
walk ahead (of someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünden yürümek/gitmek
walk ahead of v. -in önünden yürümek/gitmek
Phrases
ahead of something prep. bir şeyin ilerisinde
ahead of something prep. bir şeyin önünde
ahead of something prep. planlarının, programının, takviminin ilerisinde/önünde
ahead of (someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) önünde
ahead of (someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) önüne
ahead of (something) prep. (bir şeyin) öncesinde
ahead of (something) prep. (bir şeyden) evvel
ahead of (something) prep. (bir şeyi) kontrolünde tutarak
ahead of (something) prep. (bir şeyle) baş ederek
ahead (of someone or something) prep. (birinden/bir şeyden) ileride
ahead (of someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) ilerisinde
ahead (of someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) ilerisine
ahead of something prep. bir şeyin ilerisinde
ahead of something prep. bir şeyin önünde
ahead of something prep. planlarının, programının, takviminin ilerisinde/önünde
ahead of (someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) önünde
ahead of (someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) önüne
ahead of (something) prep. (bir şeyin) öncesinde
ahead of (something) prep. (bir şeyden) evvel
ahead of (something) prep. (bir şeyi) kontrolünde tutarak
ahead of (something) prep. (bir şeyle) baş ederek
ahead (of someone or something) prep. (birinden/bir şeyden) ileride
ahead (of someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) ilerisinde
ahead (of someone or something) prep. (birinin/bir şeyin) ilerisine
ahead of its time expr. zamanının ötesinde
Colloquial
ahead of the game adj. rakiplerinden önde
ahead of us expr. önümüzde
Idioms
be ahead of of your time v. zamanının ilerisinde olmak
be ahead of of your time v. çağının ilerisinde olmak
be ahead of of your time v. döneminin ilerisinde olmak
get ahead of oneself v. aceleci davranıp hata yapmak
be ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
remain ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
stay ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
get ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
keep ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
keep ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
remain ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
get ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
stay ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
be ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
keep one step ahead of v. bir adım önde olmak
stay one step ahead of v. bir adım önde olmak
keep one step ahead of v. bir adım ileride olmak
stay one step ahead of v. bir adım ileride olmak
move ahead of v. bir adım önüne geçmek
be streets ahead of someone v. birinden çok daha iyi olmak
be streets ahead of someone v. birinden kat be kat daha iyi olmak
be streets ahead of someone v. birinden kat be kat iyi olmak
be streets ahead of someone v. birinden çok daha üstün olmak
be streets ahead of someone v. birinden kat be kat daha üstün olmak
be streets ahead of someone v. birinden kat be kat üstün olmak
think ahead of one's time v. çağının/zamanının ilerisinde düşünmek
be ahead of the pack v. çoğunluğun ilerisinde olmak
be ahead of one's time v. çağının/zamanının ilerisinde olmak
have a bright future ahead (of one) v. geleceği parlak olmak
walk ahead of someone v. önünde/ilerisinde yürümek
be ahead of the pack v. kitlenin önünde olmak
get ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
remain ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
remain ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
remain ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
be ahead of the game v. rakiplerinden önde olmak
be ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
get ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
keep someone two jumps ahead of one's competitors v. rakiplerinden iki adım önde olmak
remain ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
get ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
remain ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
get ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
get ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
be two jumps ahead of someone v. (rakiplerinden vb) iki adım önde olmak
get there ahead of time v. (söylenenden) erken ulaşmak/gelmek
show up ahead of time v. (söylenenden) erken ulaşmak/gelmek
arrive ahead of time v. (söylenenden) erken varmak/ulaşmak
get ahead of oneself v. vakitsiz ötmek
leave ahead of time v. (söylenenden) erken ayrılmak
be ahead of (someone's or something's) time v. (birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ötesinde olmak
be ahead of (someone's or something's) time v. (birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ilerisinde olmak
be ahead of the game v. önceden hazırlıklı olmak
be ahead of the game v. takvimin/programın ilerisinde olmak
be ahead of the game v. planların bir adım önünde olmak
be ahead of your time v. çağının/zamanının ötesinde olmak
be ahead of your time v. çağının/zamanının ilerisinde olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep avantajlı durumda olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu hep korumak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birini/bir şeyi) hep gerisinde bırakmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep avantajlı durumda olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu hep korumak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birini/bir şeyi) hep gerisinde bırakmak
be streets ahead (of somebody/something) [uk] v. (birinden/bir şeyden) çok ileride olmak
be streets ahead (of somebody/something) [uk] v. (birinden/bir şeyden) çok gelişmiş olmak
be streets ahead (of somebody/something) [uk] v. (birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep bir adım önde olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep bir adım ileride olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep bir basamak üstte olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir basamak üstünde olmak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu korumak
be one jump ahead (of somebody/something) v. (birine/bir şeye) karşı üstteki/öndeki pozisyonunu/konumunu korumak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep bir adım önde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep bir adım ileride olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir adım ilerisinde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinden/bir şeyden) hep bir basamak üstte olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birinin/bir şeyin) hep bir basamak üstünde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu korumak
stay one jump ahead (of somebody/something) v. (birine/bir şeye) karşı üstteki/öndeki pozisyonunu/konumunu korumak
pull ahead of the pack v. başı çekmek
keep one step ahead (of someone or something) v. (birinin/bir şeyin sürekli) bir adım ilerisinde/önünde olmak
keep one step ahead (of someone or something) v. (birinden/bir şeyden sürekli) bir adım ileride/önde olmak
stay one step ahead (of someone or something) v. (birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak
stay one step ahead (of someone or something) v. (birinden/bir şeyden) bir adım ileride olmak
ahead of the curve adj. ortalamanın üstünde
ahead of the curve adj. ortalamadan daha iyi/yüksek/fazla
ahead of the curve adj. konusunda uzman
ahead of the curve adj. konusunda lider
ahead of the curve adj. konusunda önde gelen
ahead of the curve adj. konusunda yetkin
ahead of the curve adj. konusunda ön sıralarda gelen/etkili
ahead of the curve adj. alanındaki en iyi
ahead of the curve adv. ortalamanın üstünde
ahead of the curve adv. vasat üstü
ahead of the curve adv. vasatın üstünde
ahead of the curve adv. ön planda
ahead of the curve adv. en önde gelen
ahead of the curve adv. başı çeken
ahead of the curve adv. öncülük eden
ahead of the curve adv. başta gelen
ahead of the curve adv. yol gösteren
ahead of (someone's or something's) time prep. (birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ötesinde
ahead of (someone's or something's) time prep. (birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ilerisinde
ahead of (someone's or something's) time prep. (birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ötesinde
ahead of (someone's or something's) time prep. (birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ilerisinde
one jump ahead (of someone) expr. bir adım önünde
one jump ahead (of someone or something) expr. bir adım ötesinde
one move ahead (of someone) expr. bir adım önünde
one move ahead (of someone) expr. bir adım ötesinde
one move ahead (of someone or something) expr. bir adım ötesinde
one jump ahead (of someone or something) expr. bir adım ötede
one move ahead (of someone) expr. bir adım önde
one move ahead (of someone or something) expr. bir adım ötede
one jump ahead (of someone) expr. bir adım önde
one jump ahead (of someone) expr. bir adım ötesinde
ahead of the curve expr. çağının ötesinde
ahead of your time expr. çağının/zamanının ötesinde
ahead of your time expr. çağının/zamanının ilerisinde
ahead of one's time expr. çağının/zamanının ilerisinde
streets ahead (of) expr. kat kat iyi
ahead of the pack expr. rakiplerinden önde
ahead of schedule expr. plandan/programdan önde/önce
(one) has a bright future ahead (of one) expr. (birinin) geleceği parlak
(one) has a bright future ahead (of one) expr. (birinin) önünde parlak bir gelecek var
(one) has a bright future ahead (of one) expr. (birinin) önü açık
a step ahead (of somebody/something) expr. (birinin/bir şeyin) bir adım önünde
a step ahead (of somebody/something) expr. (birinin/bir şeyin) bir adım ilerisinde
one step ahead (of somebody/something) expr. (birinin/bir şeyin) bir adım önünde
one step ahead (of somebody/something) expr. (birinin/bir şeyin) bir adım ilerisinde
ahead of your (or its) time expr. çağının/zamanının ötesinde
ahead of your (or its) time expr. çağının/zamanının ilerisinde
ahead of/behind the curve [us] expr. çağının ötesinde/gerisinde
ahead of/behind the curve [us] expr. çağının ilerisinde/gerisinde
ahead of/behind the curve [us] expr. ortalamanın üstünde/altında
ahead of/behind time expr. zamanının ötesinde/gerisinde
ahead of/behind time expr. çağının ilerisinde/gerisinde
ahead of your (or its) time expr. çağının/zamanının ötesinde
ahead of your (or its) time expr. çağının/zamanının ilerisinde
ahead of/behind the curve [us] expr. çağının ötesinde/gerisinde
ahead of/behind the curve [us] expr. çağının ilerisinde/gerisinde
ahead of/behind the curve [us] expr. ortalamanın üstünde/altında
ahead of/behind time expr. zamanının ötesinde/gerisinde
ahead of/behind time expr. çağının ilerisinde/gerisinde
two jumps ahead (of someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) iki adım önde
two jumps ahead (of someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli
two jumps ahead (of someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) iki adım önünde
two jumps ahead of expr. -den iki adım önde
two jumps ahead of expr. '-den çok daha hazırlıklı/önde/becerikli
two jumps ahead of expr. '-in iki adım önünde
two leaps ahead (of someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) iki adım önde
two leaps ahead (of someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli
two leaps ahead (of someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) iki adım önünde
two steps ahead (of someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) iki adım önde
two steps ahead (of someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli
two steps ahead (of someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) iki adım önünde
Speaking
we have a long night ahead of us expr. önümüzde uzun bir gece var
Computer
epub ahead of print n. baskı öncesi online olarak sunulan makale