avuç - Turco Inglés Diccionario
Historia

avuç



Significados de "avuç" en diccionario inglés turco : 5 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
avuç palm n.
General
avuç palm of the hand n.
avuç handful n.
avuç thenar n.
Medical
avuç palm n.

Significados de "avuç" con otros términos en diccionario inglés turco: 139 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
avuç içi palm n.
General
bir avuç a handful n.
avuç içi ve ayak tabanlarındaki deri çizgilerinin kıvrımlar yaparak oluşturdukları özel şekil dermatoglyphic n.
avuç dolusu fistful n.
avuç içinde görülen yaşam çizgisi life line n.
avuç dolusu handful n.
avuç dolusu handsful n.
avuç içi oyun handheld video game n.
bir avuç meraklı turist handful of curious tourists n.
birleştirilmiş avuç cupped hands n.
bir avuç insan a handful of people n.
avuç izi palm print n.
avuç içi izi palm print n.
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri third angle n.
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri middle angle n.
avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen triangle of mars n.
avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen great triangle n.
(avuç içi) kader çizgisi line of fate n.
(avuç içi) kader çizgisi line of destiny n.
(avuç içi) kader çizgisi line of saturn n.
(avuç içi) aşk çizgisi line of heart n.
(avuç içi) aşk çizgisi heart line n.
(avuç içi) aşk çizgisi love line n.
(avuç içi) aşk çizgisi mensal line n.
(avuç içi) hayat çizgisi line of life n.
(avuç içi) yaşam çizgisi line of life n.
(avuç içi) hayat çizgisi life line n.
(avuç içi) yaşam çizgisi life line n.
(avuç içi) hayat çizgisi lifeline n.
(avuç içi) yaşam çizgisi lifeline n.
avuç dolusu miktar maniple n.
avuç dolusu hantle [scotland] n.
hasatta biçilen son bir avuç veya demet ekin mell [dialect] n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi mensal line n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi line of heart n.
avuç içinde, parmakların altında yer alan ve el falcıları tarafından mizaca ve kişisel özelliklere dair bilgi verdiğine inanılan küçük et çıkıntısı mountain n.
avuç dolusu loofful n.
avuç içinde bulunan bir çizgi love line n.
avuç içinde bulunan bir çizgi heart line n.
avuç içinde bulunan bir çizgi line of heart n.
avuç içinde bulunan bir çizgi mensal line n.
avuç dolusu claut [scotland] n.
avuç içi büyüklüğünde taş parçası dornick n.
avuç içi ile dokunma palmation [obsolete] n.
avuç içi miktarı palmful n.
avuç içinin aldığı miktar palmful n.
avuç içi ile vurma palmie [dialect] n.
avuç içiyle yapılan vuruş palmie [dialect] n.
(ceza olarak) avuç içine vurulan fiske palmy [scotland] n.
kuzey irlanda'da suçlunun avuç içlerinden vurulduğu bir ceza yöntemi padre pio n.
(el falcılığında kullanılan) avuç içindeki mızrak şekilli çizgi island n.
(el falcılığında kullanılan) avuç içindeki mızrak şeklinde çizgi islet n.
(el falında) avuç içinde dördüncü parmağın alt kenarına denk gelen kısım percussion n.
bir avuç şey puckle n.
avuç içi ile vurma skelp [dialect] [uk] n.
avuç açmak cadge v.
avuç içinde saklamak palm v.
avuç açmak beg v.
bir avuç toprak olmak die v.
bir avuç toprak olmak pass away v.
(eli veya ön kolu) avuç içleri görünecek şekilde döndürmek supinate v.
avuç dolusu handfuls of adj.
avuç içi kadar poky adj.
avuç içi kadar very small adj.
avuç içi aşağı dönük olan prone adj.
birden fazla türde parmaklara ve avuç içine sahip (el) mixed adj.
aşağıya veya vücuda dönük olan avuç içiyle kavrayarak yapılan overhand adj.
avuç içi aşağıya veya vücuda dönük şekilde oynanan overhand adj.
(el) avuç içi dışarı bakan supine adj.
avuç avuç by handfuls adv.
avuç avuç largely adv.
Phrasals
(bir şeye) avuç avuç para dökmek throw at v.
Phrases
avuç avuç by the handful expr.
avuç dolusu by the handful expr.
bir avuç by the handful expr.
bir avuç vakada in a handful of cases expr.
Colloquial
avuç avuç hand over fist expr.
avuç dolusu hand over fist expr.
Idioms
avuç içi kadar miktar a tad bit n.
avuç içi kadar no room to swing a cat [uk] n.
avuç içi kadar no (or not) room to swing a cat n.
avuç içi kadar olmak not have room to swing a cat v.
çuvalla/avuç avuç para harcamak spend money hand over fist v.
avuç içi kadar yer not enough room to swing a cat expr.
Technical
avuç taşlama makinesi angle grinder n.
avuç taşlama angle grinding n.
eldivenden avuç içine geçen titreşim vibration transmissibility of gloves at the palm of the hand n.
avuç içi rende block plane n.
avuç içi büyüklüğünde palm sized adj.
Computer
avuç içi bilgisayar türü crackberry n.
avuç içi bilgisayarı palmie n.
Informatics
avuç bilgisayarı hand-held computer n.
Telecom
wap özellikli cep telefonu ve avuç içi bilgisayar gibi kablosuz özellikli cihazların genel ismi the edge n.
avuç içi bilgisayar palmtop computer n.
Automotive
avuç taşlama makinası angle grinder n.
avuç içi bilgisayar personal digital assistant n.
Medical
avuç içi palm n.
avuç içleri yukarı bakacak şekilde palms facing upwards expr.
Anatomy
avuç içi thenar n.
avuç içi palm n.
avuç içindeki lop etlerden biri mount n.
brakiyal arterin dirsek altından başlayıp bilek çevresine ve avuç içine doğru uzanan kolu arteria radialis n.
avuç içi vola n.
serçe parmağının altındaki üç kas tarafından oluşturulan avuç içinin ulnar kısmı hypothenar n.
avuç içi loof [obsolete] [scotland] n.
avuç içinin bileğe en yakın kısmı heel n.
avuç içiyle ilgili thenal adj.
avuç içine ait thenal adj.
avuç içiyle ilgili thenar adj.
avuç içine ait thenar adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına ait hypothenal adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmıyla ilgili hypothenal adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına ait hypothenar adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmıyla ilgili hypothenar adj.
bir hayvanın ön ayağında insanların avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına karşılık gelen yere ait hypothenar adj.
bir hayvanın ön ayağında insanların avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına karşılık gelen yerle ilgili hypothenar adj.
Psychology
avuç içi-alt çene refleksi palmomandibular sign n.
Pathology
yetişkinlerde beynin ön lobunun hasar görmesi ile ilişkilendirilen, avuç içindeki dokunsal uyarıya yanıt olarak parmakların istemsizce bükülmesi grasp reflex n.
Parasitology
özellikle avuç içi ve ayak tabanında görülen bir egzama pompholyx n.
Gastronomy
avuç dolusu handful n.
Agriculture
bir avuç tahıl demeti reap [dialect] n.
History
(armacılıkta) avuç içini gösterecek şekilde açık ve uzatılmış el figürü apaume n.
(armacılıkta) avuç içini gösterecek şekilde açık ve uzatılmış el figürü appaume n.
(armacılıkta) avuç içi gözükür şekilde açık ve uzatılmış el appaume n.
bir avuç tahıl ripp [obsolete] [scotland] n.
avuç dolusu miktar maniple n.
yaklaşık iki avuç ayasına denk gelen eski bir uzunluk ölçüm birimi shaftment n.
yaklaşık iki avuç ayasına denk gelen eski bir uzunluk ölçüm birimi shathmont n.
Sport
avuç içleri yüze dönük olarak barfiks çekmek chin up v.
Baseball
beyzbol eldiveninin avuç bölümü pocket n.
Photography
avuç içine sığan küçük kayıt kamerası palmcorder n.
Latin
avuç dolusu miktar manipulus n.
Archaic
bir avuç saç top n.
bir avuç yün top n.
bir avuç miktar pugil n.
avuç açarak yaşamak skelder v.
Slang
bir avuç pislik bouquet of assholes n.
bir avuç serseri bouquet of assholes n.
bir avuç toprak allotment n.