bütün olarak - Turco Inglés Diccionario
Historia

bütün olarak



Significados de "bütün olarak" en diccionario inglés turco : 13 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
bütün olarak as a whole adv.
General
bütün olarak in the lump adv.
bütün olarak outright adv.
bütün olarak undividedly adv.
bütün olarak totally adv.
bütün olarak sheerly adv.
bütün olarak bodily adv.
bütün olarak in full adv.
bütün olarak completely adv.
bütün olarak as a whole adv.
bütün olarak total adv.
bütün olarak at unity adv.
Colloquial
bütün olarak full sesh [california] adv.

Significados de "bütün olarak" con otros términos en diccionario inglés turco: 46 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir bütün olarak boru veya borular tubing n.
bütün olarak işleyen kısımlar entity n.
bir bütün olarak insan body-mind n.
(bütün olarak ele alınan) bağlantılı öğeler grubu package n.
(tek bir bütün olarak kabul edilen) sıvı hacmi parcel n.
bağımsız ögelerin bir bütün olarak kombinasyonu synthesis n.
bir şeye bir bütün olarak bakmak keep something in perspective v.
bütün olarak ele almak deal with a (subject/matter) entirely v.
bütün olarak ele almak handle something as a whole v.
ayrıntılara takılıp kaldığı için durumu bir bütün olarak görememek can't see the woods for the trees v.
küresel bir bütün olarak düşünmek world v.
(mekanik veya elektronik parçaları) bütün olarak bir araya getirmek veya çalıştırmak gang v.
bir bütün olarak in the aggregate adv.
bölünmez bir bütün olarak holistically adv.
bir bütün olarak as a whole adv.
bir bütün olarak flockmel adv.
bir bütün olarak stock adv.
Phrases
bütün olarak (bir mülkiyetin devredilmesinde) rump and stump expr.
Idioms
bütün olarak (değerlendirildiğinde) all in all expr.
ulusu, eyaleti veya bölgeyi bir bütün olarak temsil eden at large expr.
bütününe/bütün olarak bakıldığında by and large expr.
Speaking
bütün gece hasta bir arkadaşla ilgilenmek zorunda kaldım (bahane olarak söylenir) I was up all night with a sick friend expr.
polis illegal olarak park edilmiş bütün araçları kaldıracak the police will remove any vehicles which are illegally parked expr.
Trade/Economic
yüzölçümüne ilişkin bir garanti olmaksızın bir arazi parçasının bütün olarak satışı sale in gross n.
yüzölçümüne ilişkin bir garanti olmaksızın bir arazi parçasının bütün olarak satışı contract of hazard n.
Law
bütün olarak geçiş succession in toto n.
Advertising
pazarlamayı pazarlama sistemleri ile toplumun birbirini üzerindeki etkileri şeklinde bir bütün olarak ele alma macromarketing n.
Technical
bütün olarak hızı bulk velocity n.
Textile
bedenden bütün olarak çıkan (kol modeli) magyar adj.
Medical
organı veya tümörü bütün olarak almak için yapılan cerrahi operasyon enucleation n.
Gastronomy
kuzu, tavuk, hindi veya domuz gibi hayvanların bütün olarak şişe geçirme suretiyle ateş üzerinde pişirilmesi spit roast n.
istiridyelerin bütün olarak sütlü veya kremalı çorbaya eklendiği bir yemek oyster stew n.
içi temizlenip bütün olarak kızartılmış et barbeque n.
Biology
bir bütün olarak organizmadan bağımsız olma autonomy n.
Botanic
bitkinin bir bütün olarak gövde yapısı caulome n.
Social Sciences
evreni bir bütün olarak ele alan ve bireysel durumlara bu bütüne göre değerlendiren universalist adj.
evreni bir bütün olarak ele alan ve bireysel durumlara bu bütüne göre değerlendiren universalistic adj.
Education
kelimelerin önce bir bütün olarak ardından fonetik ve alfabetik öğelerine göre analiz edildiği bir okumayı öğretme yöntemi word method n.
Linguistics
bütün olarak aynı gramer fonksiyonuna sahip başlı bileşik sözcüğün birincil bileşeni nucleus n.
bir bütün olarak eylem bildiren terminate adj.
Religious
eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı zion n.
eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı sion n.
Geology
(jeolojik zaman cetvelinde bir bütün olarak) palezoik, mezozoik ve senozoik devirler ile ilgili phanerozoic adj.
(jeolojik zaman cetvelinde bir bütün olarak) palezoik, mezozoik ve senozoik devirlere ait phanerozoic adj.
Card
pokerde bir oyuncunun henüz bütün kartlar açılmamışken bile kesin olarak kaybetmiş olması drawing dead n.
Archaic
bölünmez bir bütün olarak in the gross expr.