belirleyen - Turco Inglés Diccionario
Historia

belirleyen



Significados de "belirleyen" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
belirleyen determining adj.
belirleyen determinative adj.
Linguistics
belirleyen determiner n.
belirleyen determinant adj.

Significados de "belirleyen" con otros términos en diccionario inglés turco: 168 resultado(s)

Turco Inglés
General
sonucu belirleyen karşılaşma decider n.
verilecek cevabı belirleyen soru a leading question n.
modayı belirleyen kimse trendsetter n.
modayı belirleyen trend-setter n.
belirleyen şey determinative n.
hıristiyan bazilikalarında kutsal yönü belirleyen (doğu) apsisin önünde yer alan, yalnızca ruhban sınıfının kullanabildiği kutsal mekan bema n.
modayı belirleyen fashion arbiter n.
modayı belirleyen fashion arbiter n.
modayı belirleyen fashion arbiter n.
belirleyen kimse terminer n.
belirleyen şey terminer n.
temayı belirleyen kimse themer n.
çevreyi belirleyen insan ve doğal güçler üzerine yapılan çalışmalar environics n.
köpek ırkları için birtakım standartlar belirleyen, soy kayıtlarını tutan ve köpek gösterilerinin kurallarını belirleyen kurum kennel club n.
şövalyeliğe uygunluğu belirleyen orta çağ prensipleri knightliness n.
kati kurallar belirleyen kimse hardass n.
kişinin durumları nasıl yorumladığını veya karşılık verdiğini belirleyen karakteristik zihinsel tutum mentality n.
kişinin durumlara verdiği yanıtları ve durumlarla ilgili çıkarımlarını belirleyen sabit zihinsel tutum veya tavır mind-set n.
modayı belirleyen trendler high fashion n.
belirleyen şey designator n.
(yunan mitolojisinde) insanların hayatlarını yöneten ve ne zaman öleceklerini belirleyen üç tanrıça the destinies n.
belirleyen kimse determinator n.
pürüzlülüğü veya sertliği belirleyen partikül dizilimi grain n.
gemi rotasını belirleyen tersane çalışanı routeman n.
manastırın dışarıya kapalılığını belirleyen kurallar inclosure n.
belirleyen kimse dijudicant n.
bir plan için gerekli kaynakların yeterli olup olmadığını belirleyen faaliyet planı değerlendirme kriteri feasibility test n.
çalışmanın bağlamını belirleyen ön çalışma scoping study n.
soyulacak adresleri belirleyen çete üyesi spotter n.
standart belirleyen kimse standardiser [uk] n.
standart belirleyen kimse standardizer [us] n.
kaderi belirleyen fateful adj.
modayı belirleyen trendsetting adj.
modayı belirleyen edgy adj.
diğer surların konumlarını belirleyen magistral adj.
boyut ve konum belirleyen dimensioning adj.
çok sayıda şeyi belirleyen multivocal adj.
görüntüyle yön belirleyen optic adj.
sonucu belirleyen dispositive adj.
politika belirleyen policymaking adj.
politika belirleyen policy-making adj.
kaderi belirleyen fatal adj.
gidişatı belirleyen fateful adj.
fiziksel ya da zihinsel olarak yönünü belirleyen orientating adj.
fiziksel ya da zihinsel olarak yönünü belirleyen orienting adj.
kendi belirleyen self-determined adj.
kendi kendine belirleyen self-governed adj.
Idioms
modayı belirleyen erkek beau brummel n.
bir şeyin iyi veya kötü, doğru veya yanlış olduğunu belirleyen test the acid test (of something) n.
bir şeyin iyi veya kötü, doğru veya yanlış olduğunu belirleyen test the litmus test [us] n.
Trade/Economic
cmr konvansiyonu (uluslararası karayolu taşımacılığında koşulları standardize ederek taşıyıcının sorumluluklarını belirleyen sözleşme) cmr convention (convention on the contract for the international carriage of goods by road) n.
gidişatı belirleyen mover and shaker n.
ithalatçı ve ihracatçı ülke arasında yapılan ve malın fiyatını belirleyen anlaşma commodity agreement n.
ortalamayı belirleyen pace setter n.
piyasayı belirleyen bankalar prime banks n.
zenginliği sahip olunan değerli metal miktarına göre belirleyen bir ekonomi teorisi bullionism n.
talep edilen arazinin sınırlarını belirleyen kimse locater n.
talep edilen arazinin sınırlarını belirleyen kimse locator n.
kredi değerliliğini belirleyen creditworthy adj.
Law
dava zamanaşımını belirleyen kanun veya hükümler statute of limitations n.
ömrü boyu intifa hakkını belirleyen senet vesting deed n.
vasiyetname bırakmadan ölenlere ait mirasların akıbetini belirleyen kanunlar intestate laws n.
zamanaşımını belirleyen hükümler statute of limitation n.
mülk veya sermayenin birden fazla alacaklı arasında nasıl bölüşüleceğini belirleyen işlem multiplepoinding n.
Politics
tedarik, gayrimenkul ve bilgi kaynakları yönetimi için federal politikaları belirleyen merkezi yönetim teşkilatı general services administration (gsa) n.
dava zamanaşımını belirleyen kanun ya da hükümler statute of limitations n.
iktidar değiştiren/belirleyen kingmaker n.
imf ve dünya bankası'nın politika belirleyen makamları policy-guiding bodies of the imf and the world bank n.
adayları, platformları ve parti kurallarını belirleyen parti temsil meclisi convention [us] n.
(britanya'da muhafazakar hükumet) kamu harcamalarını belirleyen kıdemli bakanlar grubu star chamber n.
Industry
ücret oranlarını belirleyen faktör wage setter n.
Insurance
değişik riziko türleri üzerinden kabul edilen maksimum sigorta miktarını belirleyen liste line sheet n.
risk değerlendirmesi yapan ve ödenecek primleri belirleyen sigorta şirketi çalışanı underwriter n.
federal sağlık programının karşılayacağı masraf miktarını belirleyen, sağlık hizmetleri için mutabık olunan ücret common fee [australia] n.
Technical
motora sağlanacak yakıt-hava karışımının miktarını belirleyen valf throttle n.
sıvıların özgül ağırlığını belirleyen bir araç litraneter n.
denizin derinliklerindeki dikey akıntıları belirleyen bir cihaz bathyclinograph n.
Computer
bilgilerin görünümünü belirleyen komutlar commands for determining how information is displayed n.
beklemede olan görevlerin yapılış sırasını belirleyen ve bunu için gerekli kaynakları atayan yazılım dispatcher n.
bir işlemde yapılan değişikliklerin eş zamanlı olarak diğer işlemlerde nasıl görüneceğini belirleyen veri tabanı özelliği isolation n.
Telecom
bir görüntü alanını ve her bir pikselin rengini belirleyen dosya tipi bitmap n.
Aeronautic
çatışmayı belirleyen taşıyıcı çoklu girişim carrier sense multiple access with collision detect n.
uçağın yönünü belirleyen radyo sinyali beam n.
hava aracının konum ve hızını doppler etkisine göre belirleyen bir takip sistemi dovap (doppler velocity and position) abrev.
Mining
arazi sınırlarını belirleyen kimse locater n.
Medical
cinsiyeti belirleyen hormon termone n.
cinsiyeti belirleyen kimyasal madde termone n.
prognozu belirleyen belirti prognostic n.
fallop tüplerinin açıklığını veya tıkanıklığını belirleyen test rubin test n.
gözün ışığı kırma durumunu belirleyen cihaz skiascope n.
Psychology
eğitim ve öğretim yöntemleri ile bunların verimliliğini araştıran, öğrenim sürecindeki sorunların belirleyen bir psikoloji dalı educational psychology n.
insan davranışını belirleyen düşünce eğilimleri, örtülü etkiler ve sorgulanmayan varsayımlar zeitgeist n.
bireyler arasındaki kabul edilebilir davranışları belirleyen sınır boundaries n.
kişilik gelişimini belirleyen bilinçsiz güdü pulsion n.
Physiology
vücut fizyolojisi veya nörolojisinin bir yetenek veya bozukluğu belirleyen bölümü wiring n.
Veterinary
hayvanlarda hastalık dinamiklerini belirleyen sistemlerin bilimsel olarak incelenmesi epizootiology n.
Printing
baskı büyüklüğünü 3.8 milimetrelik birim olarak belirleyen bir kıtasal bir belirtme sistemi corps n.
Food Engineering
gıda maddelerinde kullanılan yumuşatıcı, sabitleştirici, yoğunlaştırıcı ve jelleştirici maddelerin saflık derecesini belirleyen bazı ölçütler specific criteria of purity for emulsifiers, stabilizers, thickeners and gelling agents for use in foodstuffs n.
Logic
mantıksal ifadenin elde edilebileceği koşulları belirleyen prensiplerden biri transformation rule n.
mantıksal ifadenin elde edilebileceği koşulları belirleyen prensiplerden biri rule of deduction n.
terimin anlamını oluşturup o terimin uygulanabileceği nesnelerin aralığını belirleyen nitelikler kümesi connotation n.
kümenin boyutunu ve eleman sıralarını belirleyen ölçü ordinal number n.
mantık sistemini belirleyen sistematik kurallar bütünü syntax n.
iyi oluşturulmuş formüllerin teorem olup olmadığını mekanik usulle belirleyen decidable adj.
Physics
elektronların bant yapısını ve bağlanma enerjisini belirleyen bir teknik ultraviolet photoemission spectroscopy n.
katıların elektrik iletkenliğini belirleyen kuşaklar valence-conduction band n.
elektronun yörünge boyutunu belirleyen kuantum sayısı first quantum number n.
pigment ve boyaların opaklık derecesini belirleyen bir alet cryptometer n.
artı kutbu belirleyen zincoid adj.
Chemistry
tuzlu eriyiklerin kuvvetini belirleyen alet salimeter n.
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleyen alet ebulliometer n.
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleyen alet ebullioscope n.
maddenin yüzey atomlarının temel bileşimini ve bağlanma özelliklerini belirleyen spektroskopik bir teknik x-ray photoemission spectroscopy n.
çözelti içerisindeki çözünmüş maddelerin yoğunluğunu renk kıyaslayarak belirleyen bir gereç comparator n.
kimyasal eşdeğer belirleyen logometric adj.
Biology
organizmanın yapısını kısmen belirleyen çevresel faktörler nurture n.
organizmanın gelişimi sırasında vücut parçasının şeklini veya yerini belirleyen gen homeotic gene n.
fonksiyonel gen birimlerinin özelliklerini belirleyen bir test cis-trans test n.
(komünitede) baskın ögeleri belirleyen organizma dominant n.
6. kromozomda bulunan, antijenleri kodlayan ve doku uyuşumunu belirleyen gen dizisi mhc (major histocompatibility complex) abrev.
Astronomy
tutulmaya maruz kalan veya neden olan gök cisminin konumunu belirleyen bir gözlem tekniği occultation n.
dünyanın manyetik gücünün ufuk düzlemiyle eğimini belirleyen bir araç inclinnometer n.
Breeding
genç boğa ve düvelerin güreşe veya damızlık olmaya uygunluğunu belirleyen test tienta n.
genç boğa ve düvelerin güreşe veya damızlık olmaya uygunluğunu belirleyen test tentadero n.
Social Sciences
halkın tutumunu değerlendiren, askeri organizasyonun görevini kamu yararına göre belirleyen ve halkın onayını kazanmak üzere çalışmalar yapan bir program community relations program n.
belirli bir konu hakkında söylenebilecekleri belirleyen toplumsal sınır discourse n.
Linguistics
özellikleri hem biçimbilimsel hem de sözdizimsel ölçütlere göre tanımlanabilen dil birimlerini belirleyen kurallar dizisi morphosyntax n.
aynı biçimbirime ait olan sesbirim sınıfları arasındaki ilişkiler ve bunların oluşumlarını belirleyen koşullara ait veya ilgili morphophonemic adj.
Environment
belirleyen faktör fit factor n.
rizikoyu belirleyen doz risk-specific dose n.
kirlilik durumunu değerlendiren ve potansiyel zayıflıklarını belirleyen multidisipliner saha araştırması baseline environmental survey n.
ağacın genel çerçevesini belirleyen büyük dallar scaffold n.
Geography
yüksek arazi nehirlerini kıyı ovalarına ulaşmadan önce birleştirerek akıntıya karşı seyrin limitini belirleyen sınır fall line n.
bir yerin iklimini belirleyen fiziksel faktörler control n.
Geology
belirli bir yerdeki jeolojik oluşumların doğasını belirleyen faktörler control n.
Military
kızılötesi ışınlar yardımıyla kamufle edilmiş hedefleri belirleyen özel yöntem camouflage detection photography n.
askeri birliğin üyelerine dini desteğin nasıl sağlanacağını belirleyen plan religious support plan n.
harbin kaderini belirleyen muharebe decisive action n.
silahın hedeften sapmasını belirleyen miktar circular error probable n.
savunma istihbarat politikasını ve programlama önceliklerini belirleyen karar verme forumu military intelligence board n.
düşük rütbelilerin taktik engeller kullanmasına izin verilen belirli kara alanlarını belirleyen bir komuta ve kontrol tedbiri obstacle zone n.
topçu hedefinin yerini belirleyen bireyin veya taktiksel ortamın grafik gösterimi plot n.
Hunting
hedefi odaklayarak belirleyen elektronik cihaz pointer n.
okun çizdiği kavisi belirleyen açı compass n.
Sport
yarışta hızı belirleyen at pacesetter n.
spor takımını belirleyen kimse selector [uk] n.
tırmanışın akıbetini belirleyen en zor bölüm crux n.
maçın sonucunu belirleyen (oyun) walk-off adj.
yarışçıların hızını belirleyen pacemaking adj.
Basketball
playoff’a giremeyen takımlar arasında çekilen ve draft ilk turundaki ön sıralarda kimin seçim yapacağını belirleyen kura lottery n.
Card
(pokerde) beraberlik durumunda oyunun sonucunu belirleyen, eldeki eşi olmayan en yüksek kart kicker n.
başarılı deklarasyonu belirleyen oyuncu maker n.
stud poker oyununda kazanan eli belirleyen son kart pigeon n.
Wagering
yarışmanın sonucuna göre bahis oranlarını hesaplayıp belirleyen kimse oddsmaker n.
Art
(sanat eserinin) orijinalliğini belirleyen kimse appraiser n.
(sanat eserinin) orijinalliğini belirleyen kimse authenticator n.
Music
bir müzik parçasını belirleyen nitelik bachique n.
diğer dereceleri belirleyen ilk nokta attractive n.
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci shanteyman n.
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci shantyman n.
metronomla zaman belirleyen metronomic adj.
metronomla zaman belirleyen metronomical adj.
Photography
fotografik işlemlerde kullanılan plakaların hassasiyetini belirleyen alet photographometer n.
Mythology
insan hayatını yöneten, yaşam koşullarını ve süresini belirleyen varsayımsal güçler the destinies n.
Ottoman Turkish
namaz vakitlerini belirleyen astronom muwaqqit (time keeper) n.
Archaic
papaz idaresindeki bir bölgenin sınırlarını belirleyen görevli meresman [uk] n.
Ornithology
yetişkin kuşların gövdelerini kaplayan ve biçimlerini belirleyen tüyler contour feather n.
yetişkin kuşların gövdelerini kaplayan ve biçimlerini belirleyen tüyler contour feathers n.