|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
sonucu belirleyen karşılaşma |
decider n.
|
|
2 |
General |
verilecek cevabı belirleyen soru |
a leading question n.
|
|
3 |
General |
modayı belirleyen kimse |
trendsetter n.
|
|
4 |
General |
modayı belirleyen |
trend-setter n.
|
|
5 |
General |
belirleyen şey |
determinative n.
|
|
6 |
General |
hıristiyan bazilikalarında kutsal yönü belirleyen (doğu) apsisin önünde yer alan, yalnızca ruhban sınıfının kullanabildiği kutsal mekan |
bema n.
|
|
7 |
General |
modayı belirleyen |
fashion arbiter n.
|
|
8 |
General |
modayı belirleyen |
fashion arbiter n.
|
|
9 |
General |
modayı belirleyen |
fashion arbiter n.
|
|
10 |
General |
belirleyen kimse |
terminer n.
|
|
11 |
General |
belirleyen şey |
terminer n.
|
|
12 |
General |
temayı belirleyen kimse |
themer n.
|
|
13 |
General |
çevreyi belirleyen insan ve doğal güçler üzerine yapılan çalışmalar |
environics n.
|
|
14 |
General |
köpek ırkları için birtakım standartlar belirleyen, soy kayıtlarını tutan ve köpek gösterilerinin kurallarını belirleyen kurum |
kennel club n.
|
|
15 |
General |
şövalyeliğe uygunluğu belirleyen orta çağ prensipleri |
knightliness n.
|
|
16 |
General |
kati kurallar belirleyen kimse |
hardass n.
|
|
|
17 |
General |
kişinin durumları nasıl yorumladığını veya karşılık verdiğini belirleyen karakteristik zihinsel tutum |
mentality n.
|
|
18 |
General |
kişinin durumlara verdiği yanıtları ve durumlarla ilgili çıkarımlarını belirleyen sabit zihinsel tutum veya tavır |
mind-set n.
|
|
19 |
General |
modayı belirleyen trendler |
high fashion n.
|
|
20 |
General |
belirleyen şey |
designator n.
|
|
21 |
General |
(yunan mitolojisinde) insanların hayatlarını yöneten ve ne zaman öleceklerini belirleyen üç tanrıça |
the destinies n.
|
|
22 |
General |
belirleyen kimse |
determinator n.
|
|
23 |
General |
pürüzlülüğü veya sertliği belirleyen partikül dizilimi |
grain n.
|
|
24 |
General |
gemi rotasını belirleyen tersane çalışanı |
routeman n.
|
|
25 |
General |
manastırın dışarıya kapalılığını belirleyen kurallar |
inclosure n.
|
|
26 |
General |
belirleyen kimse |
dijudicant n.
|
|
27 |
General |
bir plan için gerekli kaynakların yeterli olup olmadığını belirleyen faaliyet planı değerlendirme kriteri |
feasibility test n.
|
|
28 |
General |
çalışmanın bağlamını belirleyen ön çalışma |
scoping study n.
|
|
29 |
General |
soyulacak adresleri belirleyen çete üyesi |
spotter n.
|
|
30 |
General |
standart belirleyen kimse |
standardiser [uk] n.
|
|
31 |
General |
standart belirleyen kimse |
standardizer [us] n.
|
|
32 |
General |
kaderi belirleyen |
fateful adj.
|
|
33 |
General |
modayı belirleyen |
trendsetting adj.
|
|
34 |
General |
modayı belirleyen |
edgy adj.
|
|
35 |
General |
diğer surların konumlarını belirleyen |
magistral adj.
|
|
36 |
General |
boyut ve konum belirleyen |
dimensioning adj.
|
|
|
37 |
General |
çok sayıda şeyi belirleyen |
multivocal adj.
|
|
38 |
General |
görüntüyle yön belirleyen |
optic adj.
|
|
39 |
General |
sonucu belirleyen |
dispositive adj.
|
|
40 |
General |
politika belirleyen |
policymaking adj.
|
|
41 |
General |
politika belirleyen |
policy-making adj.
|
|
42 |
General |
kaderi belirleyen |
fatal adj.
|
|
43 |
General |
gidişatı belirleyen |
fateful adj.
|
|
44 |
General |
fiziksel ya da zihinsel olarak yönünü belirleyen |
orientating adj.
|
|
45 |
General |
fiziksel ya da zihinsel olarak yönünü belirleyen |
orienting adj.
|
|
46 |
General |
kendi belirleyen |
self-determined adj.
|
|
47 |
General |
kendi kendine belirleyen |
self-governed adj.
|
|
Idioms |
|
48 |
Idioms |
modayı belirleyen erkek |
beau brummel n.
|
|
49 |
Idioms |
bir şeyin iyi veya kötü, doğru veya yanlış olduğunu belirleyen test |
the acid test (of something) n.
|
|
50 |
Idioms |
bir şeyin iyi veya kötü, doğru veya yanlış olduğunu belirleyen test |
the litmus test [us] n.
|
|
Trade/Economic |
|
51 |
Trade/Economic |
cmr konvansiyonu (uluslararası karayolu taşımacılığında koşulları standardize ederek taşıyıcının sorumluluklarını belirleyen sözleşme) |
cmr convention (convention on the contract for the international carriage of goods by road) n.
|
|
52 |
Trade/Economic |
gidişatı belirleyen |
mover and shaker n.
|
|
53 |
Trade/Economic |
ithalatçı ve ihracatçı ülke arasında yapılan ve malın fiyatını belirleyen anlaşma |
commodity agreement n.
|
|
54 |
Trade/Economic |
ortalamayı belirleyen |
pace setter n.
|
|
55 |
Trade/Economic |
piyasayı belirleyen bankalar |
prime banks n.
|
|
56 |
Trade/Economic |
zenginliği sahip olunan değerli metal miktarına göre belirleyen bir ekonomi teorisi |
bullionism n.
|
|
57 |
Trade/Economic |
talep edilen arazinin sınırlarını belirleyen kimse |
locater n.
|
|
58 |
Trade/Economic |
talep edilen arazinin sınırlarını belirleyen kimse |
locator n.
|
|
59 |
Trade/Economic |
kredi değerliliğini belirleyen |
creditworthy adj.
|
|
Law |
|
60 |
Law |
dava zamanaşımını belirleyen kanun veya hükümler |
statute of limitations n.
|
|
61 |
Law |
ömrü boyu intifa hakkını belirleyen senet |
vesting deed n.
|
|
62 |
Law |
vasiyetname bırakmadan ölenlere ait mirasların akıbetini belirleyen kanunlar |
intestate laws n.
|
|
63 |
Law |
zamanaşımını belirleyen hükümler |
statute of limitation n.
|
|
64 |
Law |
mülk veya sermayenin birden fazla alacaklı arasında nasıl bölüşüleceğini belirleyen işlem |
multiplepoinding n.
|
|
Politics |
|
65 |
Politics |
tedarik, gayrimenkul ve bilgi kaynakları yönetimi için federal politikaları belirleyen merkezi yönetim teşkilatı |
general services administration (gsa) n.
|
|
66 |
Politics |
dava zamanaşımını belirleyen kanun ya da hükümler |
statute of limitations n.
|
|
67 |
Politics |
iktidar değiştiren/belirleyen |
kingmaker n.
|
|
68 |
Politics |
imf ve dünya bankası'nın politika belirleyen makamları |
policy-guiding bodies of the imf and the world bank n.
|
|
69 |
Politics |
adayları, platformları ve parti kurallarını belirleyen parti temsil meclisi |
convention [us] n.
|
|
70 |
Politics |
(britanya'da muhafazakar hükumet) kamu harcamalarını belirleyen kıdemli bakanlar grubu |
star chamber n.
|
|
Industry |
|
71 |
Industry |
ücret oranlarını belirleyen faktör |
wage setter n.
|
|
Insurance |
|
72 |
Insurance |
değişik riziko türleri üzerinden kabul edilen maksimum sigorta miktarını belirleyen liste |
line sheet n.
|
|
73 |
Insurance |
risk değerlendirmesi yapan ve ödenecek primleri belirleyen sigorta şirketi çalışanı |
underwriter n.
|
|
74 |
Insurance |
federal sağlık programının karşılayacağı masraf miktarını belirleyen, sağlık hizmetleri için mutabık olunan ücret |
common fee [australia] n.
|
|
Technical |
|
75 |
Technical |
motora sağlanacak yakıt-hava karışımının miktarını belirleyen valf |
throttle n.
|
|
76 |
Technical |
sıvıların özgül ağırlığını belirleyen bir araç |
litraneter n.
|
|
|
77 |
Technical |
denizin derinliklerindeki dikey akıntıları belirleyen bir cihaz |
bathyclinograph n.
|
|
Computer |
|
78 |
Computer |
bilgilerin görünümünü belirleyen komutlar |
commands for determining how information is displayed n.
|
|
79 |
Computer |
beklemede olan görevlerin yapılış sırasını belirleyen ve bunu için gerekli kaynakları atayan yazılım |
dispatcher n.
|
|
80 |
Computer |
bir işlemde yapılan değişikliklerin eş zamanlı olarak diğer işlemlerde nasıl görüneceğini belirleyen veri tabanı özelliği |
isolation n.
|
|
Telecom |
|
81 |
Telecom |
bir görüntü alanını ve her bir pikselin rengini belirleyen dosya tipi |
bitmap n.
|
|
Aeronautic |
|
82 |
Aeronautic |
çatışmayı belirleyen taşıyıcı çoklu girişim |
carrier sense multiple access with collision detect n.
|
|
83 |
Aeronautic |
uçağın yönünü belirleyen radyo sinyali |
beam n.
|
|
84 |
Aeronautic |
hava aracının konum ve hızını doppler etkisine göre belirleyen bir takip sistemi |
dovap (doppler velocity and position) abrev.
|
|
Mining |
|
85 |
Mining |
arazi sınırlarını belirleyen kimse |
locater n.
|
|
Medical |
|
86 |
Medical |
cinsiyeti belirleyen hormon |
termone n.
|
|
87 |
Medical |
cinsiyeti belirleyen kimyasal madde |
termone n.
|
|
88 |
Medical |
prognozu belirleyen belirti |
prognostic n.
|
|
89 |
Medical |
fallop tüplerinin açıklığını veya tıkanıklığını belirleyen test |
rubin test n.
|
|
90 |
Medical |
gözün ışığı kırma durumunu belirleyen cihaz |
skiascope n.
|
|
Psychology |
|
91 |
Psychology |
eğitim ve öğretim yöntemleri ile bunların verimliliğini araştıran, öğrenim sürecindeki sorunların belirleyen bir psikoloji dalı |
educational psychology n.
|
|
92 |
Psychology |
insan davranışını belirleyen düşünce eğilimleri, örtülü etkiler ve sorgulanmayan varsayımlar |
zeitgeist n.
|
|
93 |
Psychology |
bireyler arasındaki kabul edilebilir davranışları belirleyen sınır |
boundaries n.
|
|
94 |
Psychology |
kişilik gelişimini belirleyen bilinçsiz güdü |
pulsion n.
|
|
Physiology |
|
95 |
Physiology |
vücut fizyolojisi veya nörolojisinin bir yetenek veya bozukluğu belirleyen bölümü |
wiring n.
|
|
Veterinary |
|
96 |
Veterinary |
hayvanlarda hastalık dinamiklerini belirleyen sistemlerin bilimsel olarak incelenmesi |
epizootiology n.
|
|
Printing |
|
97 |
Printing |
baskı büyüklüğünü 3.8 milimetrelik birim olarak belirleyen bir kıtasal bir belirtme sistemi |
corps n.
|
|
Food Engineering |
|
98 |
Food Engineering |
gıda maddelerinde kullanılan yumuşatıcı, sabitleştirici, yoğunlaştırıcı ve jelleştirici maddelerin saflık derecesini belirleyen bazı ölçütler |
specific criteria of purity for emulsifiers, stabilizers, thickeners and gelling agents for use in foodstuffs n.
|
|
Logic |
|
99 |
Logic |
mantıksal ifadenin elde edilebileceği koşulları belirleyen prensiplerden biri |
transformation rule n.
|
|
100 |
Logic |
mantıksal ifadenin elde edilebileceği koşulları belirleyen prensiplerden biri |
rule of deduction n.
|
|
101 |
Logic |
terimin anlamını oluşturup o terimin uygulanabileceği nesnelerin aralığını belirleyen nitelikler kümesi |
connotation n.
|
|
102 |
Logic |
kümenin boyutunu ve eleman sıralarını belirleyen ölçü |
ordinal number n.
|
|
103 |
Logic |
mantık sistemini belirleyen sistematik kurallar bütünü |
syntax n.
|
|
104 |
Logic |
iyi oluşturulmuş formüllerin teorem olup olmadığını mekanik usulle belirleyen |
decidable adj.
|
|
Physics |
|
105 |
Physics |
elektronların bant yapısını ve bağlanma enerjisini belirleyen bir teknik |
ultraviolet photoemission spectroscopy n.
|
|
106 |
Physics |
katıların elektrik iletkenliğini belirleyen kuşaklar |
valence-conduction band n.
|
|
107 |
Physics |
elektronun yörünge boyutunu belirleyen kuantum sayısı |
first quantum number n.
|
|
108 |
Physics |
pigment ve boyaların opaklık derecesini belirleyen bir alet |
cryptometer n.
|
|
109 |
Physics |
artı kutbu belirleyen |
zincoid adj.
|
|
Chemistry |
|
110 |
Chemistry |
tuzlu eriyiklerin kuvvetini belirleyen alet |
salimeter n.
|
|
111 |
Chemistry |
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleyen alet |
ebulliometer n.
|
|
112 |
Chemistry |
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleyen alet |
ebullioscope n.
|
|
113 |
Chemistry |
maddenin yüzey atomlarının temel bileşimini ve bağlanma özelliklerini belirleyen spektroskopik bir teknik |
x-ray photoemission spectroscopy n.
|
|
114 |
Chemistry |
çözelti içerisindeki çözünmüş maddelerin yoğunluğunu renk kıyaslayarak belirleyen bir gereç |
comparator n.
|
|
115 |
Chemistry |
kimyasal eşdeğer belirleyen |
logometric adj.
|
|
Biology |
|
116 |
Biology |
organizmanın yapısını kısmen belirleyen çevresel faktörler |
nurture n.
|
|
117 |
Biology |
organizmanın gelişimi sırasında vücut parçasının şeklini veya yerini belirleyen gen |
homeotic gene n.
|
|
118 |
Biology |
fonksiyonel gen birimlerinin özelliklerini belirleyen bir test |
cis-trans test n.
|
|
119 |
Biology |
(komünitede) baskın ögeleri belirleyen organizma |
dominant n.
|
|
120 |
Biology |
6. kromozomda bulunan, antijenleri kodlayan ve doku uyuşumunu belirleyen gen dizisi |
mhc (major histocompatibility complex) abrev.
|
|
Astronomy |
|
121 |
Astronomy |
tutulmaya maruz kalan veya neden olan gök cisminin konumunu belirleyen bir gözlem tekniği |
occultation n.
|
|
122 |
Astronomy |
dünyanın manyetik gücünün ufuk düzlemiyle eğimini belirleyen bir araç |
inclinnometer n.
|
|
Breeding |
|
123 |
Breeding |
genç boğa ve düvelerin güreşe veya damızlık olmaya uygunluğunu belirleyen test |
tienta n.
|
|
124 |
Breeding |
genç boğa ve düvelerin güreşe veya damızlık olmaya uygunluğunu belirleyen test |
tentadero n.
|
|
Social Sciences |
|
125 |
Social Sciences |
halkın tutumunu değerlendiren, askeri organizasyonun görevini kamu yararına göre belirleyen ve halkın onayını kazanmak üzere çalışmalar yapan bir program |
community relations program n.
|
|
126 |
Social Sciences |
belirli bir konu hakkında söylenebilecekleri belirleyen toplumsal sınır |
discourse n.
|
|
Linguistics |
|
127 |
Linguistics |
özellikleri hem biçimbilimsel hem de sözdizimsel ölçütlere göre tanımlanabilen dil birimlerini belirleyen kurallar dizisi |
morphosyntax n.
|
|
128 |
Linguistics |
aynı biçimbirime ait olan sesbirim sınıfları arasındaki ilişkiler ve bunların oluşumlarını belirleyen koşullara ait veya ilgili |
morphophonemic adj.
|
|
Environment |
|
129 |
Environment |
belirleyen faktör |
fit factor n.
|
|
130 |
Environment |
rizikoyu belirleyen doz |
risk-specific dose n.
|
|
131 |
Environment |
kirlilik durumunu değerlendiren ve potansiyel zayıflıklarını belirleyen multidisipliner saha araştırması |
baseline environmental survey n.
|
|
132 |
Environment |
ağacın genel çerçevesini belirleyen büyük dallar |
scaffold n.
|
|
Geography |
|
133 |
Geography |
yüksek arazi nehirlerini kıyı ovalarına ulaşmadan önce birleştirerek akıntıya karşı seyrin limitini belirleyen sınır |
fall line n.
|
|
134 |
Geography |
bir yerin iklimini belirleyen fiziksel faktörler |
control n.
|
|
Geology |
|
135 |
Geology |
belirli bir yerdeki jeolojik oluşumların doğasını belirleyen faktörler |
control n.
|
|
Military |
|
136 |
Military |
kızılötesi ışınlar yardımıyla kamufle edilmiş hedefleri belirleyen özel yöntem |
camouflage detection photography n.
|
|
137 |
Military |
askeri birliğin üyelerine dini desteğin nasıl sağlanacağını belirleyen plan |
religious support plan n.
|
|
138 |
Military |
harbin kaderini belirleyen muharebe |
decisive action n.
|
|
139 |
Military |
silahın hedeften sapmasını belirleyen miktar |
circular error probable n.
|
|
140 |
Military |
savunma istihbarat politikasını ve programlama önceliklerini belirleyen karar verme forumu |
military intelligence board n.
|
|
141 |
Military |
düşük rütbelilerin taktik engeller kullanmasına izin verilen belirli kara alanlarını belirleyen bir komuta ve kontrol tedbiri |
obstacle zone n.
|
|
142 |
Military |
topçu hedefinin yerini belirleyen bireyin veya taktiksel ortamın grafik gösterimi |
plot n.
|
|
Hunting |
|
143 |
Hunting |
hedefi odaklayarak belirleyen elektronik cihaz |
pointer n.
|
|
144 |
Hunting |
okun çizdiği kavisi belirleyen açı |
compass n.
|
|
Sport |
|
145 |
Sport |
yarışta hızı belirleyen at |
pacesetter n.
|
|
146 |
Sport |
spor takımını belirleyen kimse |
selector [uk] n.
|
|
147 |
Sport |
tırmanışın akıbetini belirleyen en zor bölüm |
crux n.
|
|
148 |
Sport |
maçın sonucunu belirleyen (oyun) |
walk-off adj.
|
|
149 |
Sport |
yarışçıların hızını belirleyen |
pacemaking adj.
|
|
Basketball |
|
150 |
Basketball |
playoff’a giremeyen takımlar arasında çekilen ve draft ilk turundaki ön sıralarda kimin seçim yapacağını belirleyen kura |
lottery n.
|
|
Card |
|
151 |
Card |
(pokerde) beraberlik durumunda oyunun sonucunu belirleyen, eldeki eşi olmayan en yüksek kart |
kicker n.
|
|
152 |
Card |
başarılı deklarasyonu belirleyen oyuncu |
maker n.
|
|
153 |
Card |
stud poker oyununda kazanan eli belirleyen son kart |
pigeon n.
|
|
Wagering |
|
154 |
Wagering |
yarışmanın sonucuna göre bahis oranlarını hesaplayıp belirleyen kimse |
oddsmaker n.
|
|
Art |
|
155 |
Art |
(sanat eserinin) orijinalliğini belirleyen kimse |
appraiser n.
|
|
156 |
Art |
(sanat eserinin) orijinalliğini belirleyen kimse |
authenticator n.
|
|
Music |
|
157 |
Music |
bir müzik parçasını belirleyen nitelik |
bachique n.
|
|
158 |
Music |
diğer dereceleri belirleyen ilk nokta |
attractive n.
|
|
159 |
Music |
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci |
shanteyman n.
|
|
160 |
Music |
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci |
shantyman n.
|
|
161 |
Music |
metronomla zaman belirleyen |
metronomic adj.
|
|
162 |
Music |
metronomla zaman belirleyen |
metronomical adj.
|
|
Photography |
|
163 |
Photography |
fotografik işlemlerde kullanılan plakaların hassasiyetini belirleyen alet |
photographometer n.
|
|
Mythology |
|
164 |
Mythology |
insan hayatını yöneten, yaşam koşullarını ve süresini belirleyen varsayımsal güçler |
the destinies n.
|
|
Ottoman Turkish |
|
165 |
Ottoman Turkish |
namaz vakitlerini belirleyen astronom |
muwaqqit (time keeper) n.
|
|
Archaic |
|
166 |
Archaic |
papaz idaresindeki bir bölgenin sınırlarını belirleyen görevli |
meresman [uk] n.
|
|
Ornithology |
|
167 |
Ornithology |
yetişkin kuşların gövdelerini kaplayan ve biçimlerini belirleyen tüyler |
contour feather n.
|
|
168 |
Ornithology |
yetişkin kuşların gövdelerini kaplayan ve biçimlerini belirleyen tüyler |
contour feathers n.
|
|