değiştiren - Turco Inglés Diccionario
Historia

değiştiren



Significados de "değiştiren" en diccionario inglés turco : 12 resultado(s)

Turco Inglés
General
değiştiren changer n.
değiştiren modificative adj.
değiştiren modificatory adj.
değiştiren vicissitudinary adj.
değiştiren vicissitudinous adj.
değiştiren revisory adj.
değiştiren reviving adj.
Law
değiştiren qualifying adj.
Computer
değiştiren revisor n.
değiştiren modified adj.
değiştiren modified by expr.
değiştiren changed by expr.

Significados de "değiştiren" con otros términos en diccionario inglés turco: 214 resultado(s)

Turco Inglés
General
değiştiren kimse converter n.
sokak lambalarını değiştiren kişi lamplighter n.
din değiştiren kimse apostate n.
din değiştiren kimse convert n.
bocalayan ve çabuk karar değiştiren kişi whiffler n.
parti değiştiren milletvekili rat n.
değiştiren şey modifier n.
din değiştiren kimse deserter n.
dinini değiştiren kimse proselyte n.
değiştiren ilaç alterative n.
din değiştiren kimse vert n.
prensip değiştiren kimse turncoat n.
ağız değiştiren kimse shuffler n.
yaşamı değiştiren olaylar life changing events n.
oyunun kurallarını değiştiren teknoloji game-changing technology n.
(renk vb) değiştiren (hayvan) protean n.
hayatı değiştiren deneyim a life changing experience n.
hayat değiştiren deneyim life-changing experience n.
anlık (konum değiştiren) anahtar momentary switch n.
takan kişinin sıcaklığına/hislerine göre renk değiştiren yüzük mood ring n.
(insanın) hayatını değiştiren (olay) life-changing n.
(insanın) hayatını değiştiren (olay) life-altering n.
duruma göre fikirlerini değiştiren kimse acrobat n.
ışığın geliş açısına göre renk değiştiren mücevher taşı chatoyant n.
yerini değiştiren kimse relocatee n.
yer değiştiren kimse relocatee n.
(bir şeyin) şeklini değiştiren kimse remodeller n.
(bir şeyin) biçimini değiştiren kimse remodeller n.
(bir şeyin) şeklini değiştiren kimse remodeler n.
(bir şeyin) biçimini değiştiren kimse remodeler n.
parti veya din değiştiren kimse tergiversator n.
parti veya din değiştiren kimse tergiversant n.
bir şeyin durumunu değiştiren şey alterant n.
değiştiren şey alterer n.
değiştiren kimse alterer n.
değiştiren, kolaylaştıran veya canlandıran özellik veya unsur leaven n.
kılık değiştiren kimse masquerader n.
büyükbaş hayvan çalıp çalıntı olduklarını gizlemek için kulak küpelerini değiştiren hırsız blotter [dialect] n.
değiştiren şey modificative n.
deri değiştiren canlı molter n.
deri değiştiren hayvan moulter n.
beyan veya politikanın gücünü veya geçerliliğini değiştiren özellik but n.
bir şeyin yapılma veya düşünülme şeklini önemli ölçüde değiştiren şey game-changer n.
üreticilerden karmaşık ekipmanlar satın alıp bunları yeniden satış için farklı bileşenler ile değiştiren veya birleştiren firma oem n.
yön değiştiren araç rudder n.
kılık değiştiren şey disguisement n.
görüntüyü değiştiren ilave süs disguisement n.
sürekli taraf değiştiren kimse waffler n.
sık sık iş değiştiren kimse drifter n.
değiştiren kimse falsifier n.
birey veya toplumun yapısını değiştiren faktör ferment n.
tedavi veya ameliyat yoluyla bir hastalığın veya yaralanmanın gidişatını değiştiren eylem intervention n.
kabuk değiştiren yengeç peeler n.
sık sık yer değiştiren kimse rolling stone n.
sık sık iş değiştiren kimse rolling stone n.
gidişatı değiştiren şey snapper n.
su akışının yönünü değiştiren kanat yapı spur n.
sürekli iş değiştiren kimse stiff n.
durmadan yön değiştiren choppy adj.
renk değiştiren chatoyant adj.
yön değiştiren (rüzgar) choppy adj.
normal yerini değiştiren aberrant adj.
oyunun kurallarını değiştiren game-changing adj.
ruh halini değiştiren mood-altering adj.
cinsiyet değiştiren transgendered adj.
din değiştiren tergiversant adj.
parti değiştiren tergiversant adj.
din değiştiren tergiversatory adj.
parti değiştiren tergiversatory adj.
cinsiyet değiştiren transgender adj.
cinsiyet değiştiren kimseye ait transgender adj.
dünyayı değiştiren earth-shaking adj.
dünyayı değiştiren earthshattering adj.
anlamı değiştiren violent adj.
yön değiştiren veerable adj.
yer değiştiren veerable adj.
(kostüm, kıyafet) çabuk değiştiren quick-change adj.
şekil değiştiren metamorphosic adj.
(insanın) hayatını değiştiren mind-altering adj.
aniden yön değiştiren broken adj.
bir toplumun hiyerarşik sosyal tabakaları arasında statü değiştiren mobile adj.
yönünü değiştiren return adj.
zamanla bakış açısını değiştiren insinuating adj.
renk değiştiren polychroic adj.
yer değiştiren fluid adj.
yönü değiştiren orientating adj.
yönelimi değiştiren orientating adj.
saban hareketi gibi dönüşümlü yön değiştiren ploughwise adj.
kendi gücü ile yer değiştiren self-moved adj.
değiştiren anlamı veren son ek -altering suf.
Colloquial
düşük faiz oranı için sürekli banka değiştiren kredi kartı kullanıcısı card tart n.
(özellikle iş amaçlı) yer değiştiren kimse relo n.
tv izlerken sürekli kanal değiştiren kimse zapper n.
dünyayı değiştiren earth-shattering adj.
sürekli karar değiştiren yo-yo adj.
Idioms
bir insanın hayatını değiştiren önemli deneyim a life changer n.
günün popüler görüşlerine göre inançlarını/görüşleri değiştiren kimse vicar of bray n.
konumunu korumak için zamanın popüler görüşlerine göre kendini değiştiren/uyarlayan kimse vicar of bray n.
sık sık fikir değiştiren blow hot and cold expr.
Trade/Economic
düşük faiz oranı için sürekli banka değiştiren kredi kartı kullanıcısı rate tart n.
kısa sürede çok iş değiştiren kimse job jumper n.
kısa sürede çok iş değiştiren kimse job hopper n.
örnek/model değiştiren gelişme paradigm-shifting innovation n.
Law
başka kanun veya kanunları değiştiren kanun amending statute n.
amme senedini ortadan kaldıran, geçersiz kılan veya değiştiren gizli yazı counter deed n.
Politics
avrupa insan hakları sözleşmesinin 22. ve 40. maddelerini değiştiren beş sayılı protokol protocol no. 5 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms amending articles 22 and 40 of the convention n.
iktidar değiştiren/belirleyen kingmaker n.
kendi çıkarlarına göre siyasi fikirlerini değiştiren kimse trimmer n.
sözleşmenin 29. 30. ve 34. maddelerini değiştiren insan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşmeye ek üçüncü protokol protocol no. 3 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms amending articles 29 30 and 34 of the convention n.
vatandaşlığını değiştiren kişinin eski vatandaşlığını terk etme yemini oath of abjuration n.
kendi isteğiyle vatandaşlık değiştiren kişinin eski vatandaşlığını bırakması oath of abjuration n.
siyasi amaçlarla seçim bölgelerinin sınırlarının değiştiren kimse gerrymanderer n.
Insurance
(poliçe kapsam veya uygulama alanını değiştiren) ek hüküm rider n.
Technical
ses ya da görüntü kaydını otomatik olarak değiştiren cihaz changer n.
pikapta plak değiştiren aygıt changer n.
ağ değiştiren yükün network-modifying ion n.
basınçla direnç değiştiren gereç piezoresistive material n.
bir maddenin sıcaklığını değiştirmeden fiziksel durumunu değiştiren ısı latent heat n.
hız değiştiren yoğunlaştırıcı speed converter concentrator n.
işaret değiştiren yükselteç sign-changing amplifier n.
yer değiştiren fiber dispersion-shifted fibre n.
yer değiştiren akış uygulamaları displacement flow applications n.
yer değiştiren kum shifting sands n.
belirli mücevher türlerinin rengini değiştiren ısıl işlem burning n.
selüloz çözeltisini süzen filtreleri değiştiren kimse clarifier n.
selüloz çözeltisini süzen filtreleri değiştiren kimse filterer n.
suyun yönünü değiştiren kanal diversion n.
ışıkla renk değiştiren photochromic adj.
ışık etkisiyle yön değiştiren heliotropic adj.
renk değiştiren metachromatic adj.
Computer
şekil değiştiren shapeshifter n.
donanım veya yazılım parçasını değiştiren kimse modder n.
tarayıcıyı değiştiren yazılım browser modifier n.
belirli bir alandan fare ile geçildiğinde sayfa görünümünü değiştiren veya açılır pencere açan bir web sitesi özelliği rollover n.
(program, uygulama, internet sitesi görünümünü değiştiren) grafiksel kullanıcı arayüzü skin n.
Informatics
hız değiştiren çoğullayıcı speed converter concentrator n.
Mechanic
dıştan gelen bir kuvvet tarafından harekete geçirildiğinde form değiştiren veya titreşen mekanik, ince, düz ve esnek parça membrane n.
Textile
dokuma tezgahın kırık sazlarını değiştiren veya sazların içinden çözgü ipliklerini çeken tekstil işçisi reeder n.
masura değiştiren otomatik dokuma tezgahı pirn changing automatic loom n.
boş mekikleri değiştiren tekstil işçisi shuttler n.
Dyeing
ısı ile renk değiştiren boya hypercolour n.
farklı ısılarda renk değiştiren thermochromic adj.
Automotive
otobüs lastiklerini inceleyen ve değiştiren işçi tireman n.
parça değiştiren parts changer n.
Marine
sürekli yön değiştiren rüzgar baffling wind n.
halat takımının hareketi ile beraber yer değiştiren blok fly block n.
ana yelkenin veya flok yelkeninin ayak yönünü değiştiren halat slab line n.
Medical
cinsiyet değiştiren kişinin göğüslerinin cinsiyet kimliğine uyacak şekilde çıkarılması veya büyütülmesi top surgery n.
bağışıklık sistemini değiştiren ilaçlar immune-altering medication n.
lipid değiştiren ajan lipid modifying agent n.
yer değiştiren matite shifting dullness n.
(hastanelerde) hastaların yerini değiştiren kimse porter n.
Physiology
belirli nöronlardaki muskarinik reseptörlerin aktivitesini değiştiren bir sentetik kolin esteri methacholine n.
Pharmaceutics
östrojenin biyolojik etkilerini engelleyen veya değiştiren madde antiestrogen [us] n.
östrojenin biyolojik etkilerini engelleyen veya değiştiren madde antioestrogen n.
Optics
yön değiştiren refractive adj.
Gastronomy
şarabın rengini koyultan ve tadını değiştiren ısıtma ve okside etme işlemi maderization n.
şarabın rengini koyultan ve tadını değiştiren ısıtma ve okside etme işlemi maderisation n.
Math
eksenin yönünü tersine çeviren veya değişkenlerden birinin işaretini değiştiren dönüşüm reflection n.
uygulandığı sistemde her parçacığın yükünün ve manyetik momentinin işaretini değiştiren matematiksel işleç charge conjugation n.
Physics
başka bir maddenin doğal niteliklerini değiştiren madde denaturant n.
cismin hareket yönünü değiştiren kuvvet vis impressa n.
akımın yönünü değiştiren komütatör reotrope n.
Chemistry
bütün indikatörlerin iyonlaşma ile renk değiştiren zayıf asit veya bazlar olduğuna dair bir teori theory of indicators n.
bütün indikatörlerin iyonlaşma ile renk değiştiren zayıf asit veya bazlar olduğuna dair bir teori ostwald's theory of indicators n.
değiştiren, kolaylaştıran veya canlandıran özellik veya unsur leavening n.
amplifikatörler ile yer değiştiren temel yapıda atom superatom n.
renk değiştiren allochroous adj.
yer değiştiren iki atomlu disubstituted adj.
yer değiştiren iki atom gruplu disubstituted adj.
molekül içi yapısı hızlı değişimlere uğrayarak atomları eşdeğer yapılarla yer değiştiren (bileşik) fluxional adj.
Biology
bakteri popülasyonunda gen ifadesini değiştiren asgari bakteri hücre yoğunluğu quorum n.
gen ifadesini değiştiren faktör buffer n.
başka bir genin neden olduğu etkiyi değiştiren gen modifier gene n.
ışıyan enerjiye maruz kaldığında renk değiştiren madde phototrope n.
yeni türlerin oluşumuna yol açmadan organizmayı değiştiren evrimsel olaylar phylesis n.
protein yapısını değiştiren mutant gen ile ilgili leaky adj.
şekil değiştiren metabolous adj.
şekil değiştiren polyplastic adj.
Biochemistry
enzim aktivitesini azaltarak veya artırarak hücredeki biyokimyasal süreçleri değiştiren küçük molekül ya da protein effector n.
asitlerin veya alkalilerin etkimesiyle proteinlerden türetilip proteinlerin çözünürlüğünü ve bazen de bileşimini değiştiren ürünler metaprotein n.
başka bir genin etkisini değiştiren gen modifier n.
Astronomy
görüntü değiştiren kuasar changing-look quasar n.
görüntü değiştiren kuasar changing-look quasar (clq) n.
Zoology
deri veya kabuk değiştiren hayvan shedder n.
dişleri sürekli yer değiştiren polyphyodont adj.
Botanic
amerika'nın batısında yetişen, olgunlaştıkça çiçekleri renk değiştiren çalıların bulunduğu küçük bir cins hazardia (genus hazardia) n.
bitkiyi fiziksel olarak değiştiren somatik hücre mutasyonu somatic mutation n.
sap üzerindeki dairesel dizili yaprakların yönünü değiştiren antidromous adj.
kurudukça rengini değiştiren hygrophanous adj.
ışığa göre konum değiştiren (yaprak) photometric adj.
Social Sciences
yer değiştiren insanlar people on the move n.
Literature
kısa hece ile bir önceki uzun hecesi yer değiştiren anaclastic adj.
Religious
din değiştiren kimseler için piskopos tarafından edilen dua parathetic adj.
Geology
yer kabuğunda diğer kısımların etkisiyle sürekli yer değiştiren kısım tectonic plate n.
renk değiştiren sarımsı kahverengi bir taş tiger's-eye n.
kaya doğrultusunda enine yer değiştiren dikey fay flaw n.
Sport
topun yönünü değiştiren vuruş cut n.
top yönünü değiştiren vuruşun yarattığı falso cut n.
Football
topa yön değiştiren vuruş curler n.
Music
ses perdesini hızla değiştiren şarkıcı yodeller n.
yukarı aşağı çıkıp duran ve aniden perde değiştiren ses concrete sound n.
müzik aletinin nota perdesini değiştiren elektronik bir cihaz pitchbend n.
dans partnerini değiştiren cut-in adj.
Theatre
çabuk kostüm değiştiren sanatçı quick-change artist n.
Cinema
bilgisayarda düzenleyerek filmin renklerini değiştiren kimse colorist n.
bilgisayarda düzenleyerek filmin renklerini değiştiren kimse colourist n.
Photography
kamera lensinin odak uzunluğunu değiştiren ek lens amplifier n.
Mythology
geçmişi değiştiren dev dişi tanrıça urth n.
geçmişi değiştiren dev dişi tanrıça urd n.
Archaic
din değiştiren kimse convertite n.
Slang
seks sırasında eşini paylaşan/değiştiren kimse swinger n.
sürekli mekan değiştiren kumarhane creep joint n.
din değiştiren kimse jumper [irish] n.