down to - Turco Inglés Diccionario
Historia

down to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "down to" en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)

Inglés Turco
General
down to prep. -e kadar

Significados de "down to" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
getting down to n. koyulma
wear oneself down to a shadow v. erim erim erimek
sit down to a meal v. sofraya oturmak
go down on one's knees to v. ayaklarına kapanmak
settle down to v. koyulmak
boil down to v. indirgenmek
go down on one's knees to somebody v. ayaklarına kapanmak
get down to work v. ciddi olarak işe koyulmak
go down on one's knees to v. diz çökmek
put something down to v. bir şeyi birine vermek
wear oneself down to a shadow v. kendini helak etmek
settle down to v. kendini (bir işe) vermek
come down to earth v. hayal kurmaktan vazgeçmek
come down to v. kalmak (bir kişiden/bir zamandan)
boil down to v. demeye gelmek
settle down to v. cidden yapmaya başlamak (bir işi)
come down to earth v. gerçekçi olmak
be unable to slow down v. hızını alamamak
settle down to v. dikkatini vermek
get down to v. başlamak
settle down to v. kendini adamak
talk down to v. aşağılayarak konuşmak
come down to v. indirgenmek
buckle down to something v. koyulmak
knuckle down to v. başlamak
come or bring down to the ground v. alana inmek
throw down the gage to somebody v. meydan okumak
be unable to settle down v. dikiş tutturamamak
efforts to go down the drain v. emekleri boşa gitmek
(computer) to be down v. bilgisayar çökmek
cause (someone) to come down in the world v. sürüm sürüm süründürmek
take the lift down to v. asansörle inmek
hand down from father to son v. babadan oğula geçmek
(fog) to come down v. sis çökmek
go down to v. -e uzanmak
get down to brass tacks v. sadede gelmek
get down to business v. iş konuşmasına başlamak
get down to a fine art v. zirveye tırmanmak
get down to v. (ilişkide/işte vb) adım atmak
get down to a fine art v. doruğa ulaşmak
get down to brass tacks v. pratikten söz etmek
get down to v. ilerlemek
get down to a fine art v. mükemmele ulaşmak
get down to brass tacks v. ayakları yere basarak konuşmak
get down to v. yol almak
get down to business v. ana iş konusunu görüşmeye başlamak
get down to business v. sadede gelmek
get down to a fine art v. ustalığın şahikasına ulaşmak
get down to business v. işe dönmek
get down to a fine art v. mükemmele erişmek
talk down to v. biriyle küçümseyici bir biçimde konuşmak
cut down to size v. küçültüp gerçek boyutlarına döndürmek
lay down to work v. işe gömülmek
be down to one number v. bir sayıyla kaçırmak
be down to one number v. altılıda beşte kalmak
be down to one number v. bir numarayla kaybetmek
kneel down to pick it up v. almak için yere eğilmek
go down to the planet v. gezegene inmek
hand something down from generation to generation v. kuşaktan kuşağa aktarmak
lead down to something/somewhere v. (merdiven) (bodruma/alt kata) inmek
put down to the fact v. ortaya koymak
come down to the history of v. ...tarihine geçmek
down to earth adj. gerçekçi
down to earth adj. pratik
down-to-earth adj. gerçekleştirilebilir
down-to-earth adj. hissiz
down-to-earth adj. gerçekçi
down-to-earth adj. uygulanabilir
down-to-earth adj. makul
down to the ground adv. tamamen
down to the ground adv. her hususta
without wishing to lay down the law adv. haddim olmayarak
sun up to sun down adv. gün doğumundan gün batımına (kadar olan süre)
poised and down-to-earth adj. dengeli ve ayakları yere basan
poised yet down-to-earth adj. dengeli ve ayakları yere basan
Phrasals
bow down to (someone) v. (birine) boyun eğmek
bow down to (someone) v. itaat etmek
bow down to (someone) v. emrine girmek
bow down to (someone) v. diz çökmek
bow down to (someone) v. (birinin önünde) yere kapanmak
boogie down to somewhere v. aceleyle bir yere gitmek
scoot down to v. aceleyle bir yere inmek
hurry down to somewhere v. aceleyle/hızla aşağıya inmek/gitmek
point down to something v. aşağıda bir şeyi göstermek
slope down (to something or some place) v. aşağıya doğru uzanmak
go down to v. boyun eğmek
pass something down (to someone) v. birine bir şey uzatmak/vermek
lead someone down to something v. birinin bir yere inmesine yardımcı olmak/rehberlik etmek
trickle down (to something) v. bir şeye damlamak
see someone down to something v. birine aşağıya kadar eşlik etmek
pass something down (to someone) v. birine bir şeyi miras bırakmak
buckle down to v. dört elle sarılmak
buckle down to v. ciddiyetle bir işe girişmek
buckle down to v. dört elle girişmek
buckle down to v. hevesle girişmek
buckle down to v. işe canla başla sarılmak
boogie down to somewhere v. yetişmeye çalışmak
come down to v. (rakım olarak daha alçakta) bir yere gelmek
reach down to something v. (yerdeki/aşağıdaki) bir şeye uzanmak
go down to v. -e kadar gelmek
go down to v. (yeniler karşısında) yıkılmak
drill down (to something) v. delik açmak
drill down (to something) v. aşağıya doğru delmek
drill down (to something) v. kuyu açmak
peg (one) down to (something) v. uyum sağlatmak
peg (one) down to (something) v. uymasını sağlamak (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine)
peg (one) down to (something) v. (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine) uydurmaya çalışmak
plead down to (something) v. birinin daha hafif bir suç işlediğini resmi olarak kabul ve beyan etmek
plead down to (something) v. daha hafif bir suçlamayla cezalandırılmak
plead down to (something) v. daha hafif bir suçtan daha düşük bir ceza almak
plead down to (something) v. savcıyla birinin daha hafif bir suçtan ceza almasını sağlayacak bir anlaşma yapmak
plummet (down) to (something or some place) v. çok yüksekten yere çakılmak
plummet (down) to (something or some place) v. yüksekten düşmek
plummet (down) to (something or some place) v. ani/ciddi düşüş yaşamak
plummet (down) to (something or some place) v. çakılmak
plummet (down) to (something or some place) v. ciddi ölçüde gerilemek
put (something) down to (something else) v. -e vermek
put (something) down to (something else) v. yormak
put (something) down to (something else) v. '-e bağlamak (bir şeyi başka bir şeyin nedeni saymak)
put something down to something v. -e vermek
put something down to something v. yormak
put something down to something v. '-e bağlamak (bir şeyi başka bir şeyin nedeni saymak)
set something down to something v. -e vermek
set something down to something v. yormak
set something down to something v. '-e bağlamak (bir şeyi başka bir şeyin nedeni saymak)
see (one) down (to something or some place) v. -e kadar geçirmek
see (one) down (to something or some place) v. uğurlamak
see (one) down (to something or some place) v. yolcu etmek
see (one) down (to something or some place) v. aşağıya kadar eşlik etmek
set down to v. -e vermek
set down to v. '-e yormak
set down to v. '-e bağlamak (bir şeyi başka bir şeyin nedeni saymak)
strip down (to) v. striptiz yapmak
strip down (to) v. soyunmak
strip down (to) v. '-e kadar soyunmak (üzerinde yalnızca bazı kıyafetleri kalana kadar soyunmak)
strip down (to) v. -e kadar soymak (üzerinde yalnızca bazı kıyafetleri kalana kadar soymak)
strip down to (something) v. soyunmak
strip down to (something) v. tamamen/çırılçıplak soyunmak
strip down to (something) v. '-e kadar soyunmak (üzerinde sadece iç çamaşırı kalana kadar soyunmak)
strip down to (something) v. soymak
strip down to (something) v. tamamen/çırılçıplak soymak
strip down to (something) v. '-e kadar soymak (üzerinde sadece iç çamaşırı kalana kadar soymak)
strip down to (something) v. vücudunun belli bir kısmına kadar soyunmak
strip down to (something) v. birini vücudunun belli bir kısmına kadar soymak
strip someone or something down to something v. birini üzerinde sadece bir veya birkaç kıyafeti (iç çamaşırı) kalana kadar soymak
strip someone or something down to something v. birini tamamen soymak
strip someone or something down to something v. birini tamamen/çırılçıplak soymak
work down (the line) (to someone or something) v. (birinin, bir şeyin) çizgisini/seviyesini yakalamaya çalışmak
work down (the line) (to someone or something) v. (birinin, bir şeyin) seviyesinde ilerlemek
work down (the line) (to someone or something) v. (birine, bir şeye) (bir konuda) yetişmeye çalışmak
write down to (one) v. birini/okuyucuyu aşağılar bir dille yazmak
write down to (one) v. birini/okuyucuyu küçümser bir dille yazmak
write down to someone v. birini/okuyucuyu aşağılar bir dille yazmak
write down to someone v. birini/okuyucuyu küçümser bir dille yazmak
write down to someone v. birinin/okuyucunun seviyesine inerek yazmak
go down to someone or something v. şehir merkezindeki birine/bir şeye gitmek
go down to someone or something v. daha alt kademede/aşağıda kalan birine veya bir şeye gitmek
go down to someone or something v. aşağıdaki birine/bir şeye inmek
go down to someone or something v. şehir merkezindeki birine/bir şeye inmek
go down to someone or something v. Güney'deki birine/bir şeye gitmek
go down to someone or something v. güneyde kalan birine/bir şeye inmek
run down to (someone or something) v. bir şeyi bir koşu (birine/bir şeye) götürmek
run down to (someone or something) v. bir şeyi hızlıca/hemen (birine/bir şeye) götürmek
run down to (something) v. bir koşu (bir yere/şeye) gitmek
run down to (something) v. hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek
run down to (something) v. çabucak (bir yere/şeye) uğramak
run down to someone or something v. bir koşu birine bir şeye gitmek/gelmek
run down to someone or something v. hızlıca/hemen birine/bir şeye gitmek
run down to someone or something v. hızlıca/hemen birine/bir şeye gelmek
run down to someone or something v. bir yerden aşağı birine/bir şeye koşmak
run down to someone or something v. koşarak birinin/bir şeyin yanına inmek
run down to someone or something v. aşağıdaki birine/bir şeye koşmak
run down to someone or something v. koşarak birine/bir şeye inmek
run down to v. bir koşu gitmek
run down to v. hızlıca/hemen gitmek
run down to v. uğramak
come down to v. daha güneydeki bir yere gelmek
come down to v. bulunduğu yerin güneyindeki bir yeri ziyaret etmek
come down to v. güneye doğru gelmek
come down to v. aşağıya doğru gelmek
come down to v. daha aşağıda kalan bir yeri ziyarete gelmek
come down to v. bulunduğu yerin aşağısında kalan bir yere gelmek
come down to v. aşağı/güneye ziyarete gelmek
come down to v. aşağı/güneye gelmek
come down to v. aşağı/güneye inmek
come down to (some place) v. (bir yerin) güneyine gelmek
come down to (some place) v. (bir yerin) güneyine doğru inmek
come down to (some place) v. (bir yerin) güneyine inmek
boil (something) down to (something) v. (bir şeyi bir şeye) indirgemek
boil (something) down to (something) v. (bir şeyi bir şeye) kısaltmak
boil down to something v. bir şeye/yere varmak
boil down to something v. bir noktaya varmak
boil down to something v. bir şeyin özü/ana fikri olmak
boil down to v. -e indirgemek
boil down to v. basitleştirmek
boil down to v. özetini çıkartmak
boil down to v. özetlemek
boil down to v. kısaltmak
boil down to v. azaltmak
boil down to (something) v. (bir şey) olana kadar buharlaşmak
boil down to (something) v. (bir şey) kalana kadar buharlaşmak
boil down to (something) v. (bir şeyi) buharlaşıp bir şeye indirgenmek
boil down to (something) v. (bir şeye) indirgenmek
boil down to (something) v. ana/temel unsuruna/unsurlarına indirgenmek
boil down to (something) v. (bir şeye/noktaya) varmak
boogie down to (some place) v. aceleyle (bir yere) gitmek
boogie down to (some place) v. (bir yere) yetişmeye çalışmak
boogie down to (some place) v. hızlıca/çabucak (bir yere) gitmek
boogie down to (some place) v. (bir yere) gidivermek
bring down to v. -e inmek
bring down to v. -e indirmek
bring down to v. -e indirgemek
bring something down to something v. bir şeyi bir şeye indirgemek
bring something down to something v. bir şeyi basite indirgemek
bring something down to something v. bir şeyi daha basit bir seviyeye indirmek
bring something down to something v. bir şeyi bir şey seviyesine indirmek/indirgemek
knuckle down (to something) v. (bir şeye) başlamak
knuckle down (to something) v. (bir şeyle) meşgul olmak
knuckle down (to something) v. (bir işe) koyulmak
knuckle down (to something) v. (bir işe) girişmek
call something down (to someone) v. (aşağıdaki birine) yüksek sesle bir şey demek
call something down (to someone) v. (aşağıdaki birine) seslenerek bir şey söylemek
cut (something) down to (something) v. (bir şeyi bir şekilde) küçültmek
cut (something) down to (something) v. (bir şeyi bir şeye) sığacak kadar küçültmek
cut (something) down to (something) v. (bir şeyi bir boyuta) indirgemek
cut (something) down to (something) v. (bir şeyi makul bir boyuta) indirmek
cut someone down (to size) v. birine ağzının payını vermek
cut someone down (to size) v. birine haddini bildirmek
cut someone down (to size) v. birinin ne olduğunu ortaya dökmek
take someone down (to size) v. birine ağzının payını vermek
take someone down (to size) v. birine haddini bildirmek
take someone down (to size) v. birinin ne olduğunu ortaya dökmek
drive someone down (to some place) v. birini kuzeydeki bir yerden güneydeki bir yere bir araçla götürmek
drive someone down (to some place) v. birini bulunulan noktanın güneyindeki bir yere araçla götürmek
fasten something down (to something) v. bir şeyi (bir şeye) bağlamak
fasten something down (to something) v. bir şeyi (bir şeye) tutturmak
fasten something down (to something) v. bir şeyi (bir şeye) sabitlemek
fasten down to (something) v. (bir şeye) bağlamak
fasten down to (something) v. (bir şeye) tutturmak
fasten down to (something) v. (bir şeye) sabitlemek
get down to (doing something) v. (bir şeyi yapmaya) başlamak
get down to (doing something) v. kendini (bir şeyi yapmaya) vermek
get down to (doing something) v. (bir şeyi yapmaya) girişmek
get down to (doing something) v. ciddiyetle (bir şeyi yapmaya) koyulmak
go down to something v. bir şeye/seviyeye kadar inmek
go down to something v. bir şeye/seviyeye kadar düşmek
hand down from (someone) to (one) v. (birinden birine) geçmek
hand down from (someone) to (one) v. (birinden birine) devrolmak
hand down from (someone) to (one) v. (birinden/birine) miras kalmak
hand something down from someone to someone v. bir şeyi birinden birine geçirmek
hand something down from someone to someone v. bir şeyi (nesilden nesile) devam ettirmek
hand down from to v. (birinden birine) geçmek
hand down from to v. (nesilden nesile, kuşaktan kuşağa, babadan oğula) geçmek/devrolmak
haul (one) down to (some place) v. (birini bir yere) düşürmek/çekmek
hunker down to v. işe koyulmak
hurry down (to some place) v. hızlıca/hemen (bir yere) inmek
knuckle down to (do) (something) v. (bir şeyi yapmaya) koyulmak
knuckle down to (do) (something) v. (bir işi yapmaya) girişmek
knuckle down to (do) (something) v. canla başla (bir işi yapmaya) koyulmak/girişmek/odaklanmak
knuckle down to (do) (something) v. (bir şeyi yapmaya) odaklanmak
knuckle down to (do) (something) v. kararlı bir şekilde (bir işi yapmaya) koyulmak/girişmek
lead down to v. -e inmek/indirmek
lead down to v. '-e inmesine yardımcı olmak/rehberlik etmek
lead down to (something or some place) v. (bir şeye/yere) inmek
lead down to (something or some place) v. yol (bir şeye/yere) inmek/indirmek
lead down to (something or some place) v. yol aşağıdaki (bir şeye/yere) götürmek
lead down to (something or some place) v. aşağıdaki (bir şeye/yere) götürmek
lead down to (something or some place) v. (bir şeye/yere) indirmek
lead down to (something or some place) v. aşağıdaki (bir şeye/yere) yönlendirmek
lead down to (something or some place) v. aşağı (bir şeye/yere) doğru yönlendirmek/rehberlik etmek
lead down to (something or some place) v. (bir yere) inmesini sağlamak
lead down to (something or some place) v. (bir yere) inmesi için yönlendirmek
point down to (someone or something) v. aşağıdaki (birini/bir şeyi) işaret etmek
point down to (someone or something) v. aşağıdaki (birini/bir şeyi) göstermek
point down to (someone or something) v. aşağıdaki (birine/bir şeye) yönlendirmek
put down to v. -e vermek
put down to v. -e yormak
put down to v. -e bağlamak
scoot down to (something or some place) v. hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek
scoot down to (something or some place) v. hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak
see down to v. aşağıya kadar eşlik etmek
see down to v. yolcu etmek
see down to v. uğurlamak
see down to v. -e kadar geçirmek
settle down to (something) v. dikkatini (bir şeye) vermek
settle down to (something) v. kendini (bir işe) vermek
sit down to v. (sofraya, masaya) oturmak
sit down to (do something) v. (bir işin) başına oturmak
sit down to (do something) v. (bir şeyi yapmaya) oturmak
sit down to (do something) v. (bir şeyi yapmaya) başlamak
sit down to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için oturmak
sit down to (do something) v. oturarak (bir şeyi yapmaya) hazırlanmak
speak down to v. küçümser biçimde konuşmak
speak down to v. aşağılar şekilde konuşmak
talk down to (one) v. (birini) aşağılayarak konuşmak
talk down to (one) v. (biriyle) küçümseyici bir biçimde konuşmak
talk down to (one) v. (birinin) seviyesinde/seviyesine inerek konuşmak
talk down to (one) v. (biriyle) yüksekten konuşmak
whittle (something) down to size v. (bir şeyi) kırparak küçültmek/kısaltmak
whittle (something) down to size v. (bir şeyi) eleyerek azaltmak
come down (to) v. temelde odaklanmak
Phrases
down-to-the-wire adj. son ana kadar kararlaştırılmayan
down-to-the-wire adj. son ana kadar çözülmeyen
down-to-the-wire adj. son ana kadar gerilimli ve belirsiz olan
one down, one to go expr. biri gitti biri kaldı
two down one to go expr. ikisi gitti, biri kaldı
Proverb
it is easier to tear down than to build up yıkmak yapmaktan daha kolaydır
it is easier to tear down than to build up tahrip tamirden kolaydır
Colloquial
(horse race betting) I was down to one number v. altılıda beşte kalmak
be down to v. bir şeyin nedeni olmak
get right down to it v. direkt konuya girmek
dwindle down to something v. gitgide azalmak
go down to v. tarafından yenilgiye uğramak
go down to v. tarafından hezimete uğramak
(horse race betting) I was down to one number v. 1 numarayla kaçırmak
be down to v. (birinin) hatası olmak
be down to v. (fiyat, miktar) ... kadara düşmek
be down to v. (miktar) ... kadara azalmak
be down to v. (fiyat, miktar) ... kadara inmek
be down to somebody/something v. (birinin veya bir şeyin) yüzünden olmak
be down to somebody/something v. (birinin veya bir şeyin) hatası olmak
be down to somebody/something v. (birinin) sorumluluğunda olmak
be down to somebody/something v. bir iş (birinin) olmak
be down to (do something) v. (bir şey yapmaya) hazır olmak
be down to (do something) v. (bir şey yapmaya) istekli olmak
be down to (do something) v. (bir şey yapmak) için sabırsızlanmak
be down to (do something) v. (bir şey yapmak) için hevesli olmak
be down to (do something) v. (bir şey yapmak) için can atmak
be down to (one) v. (birinin) görevi olmak
be down to (one) v. (birinin) işi olmak
be down to (one) v. (birinin) sorumluluğu olmak
be down to (one) v. (birinin) kararı olmak
be down to (one) v. (birine) düşmek
be down to (one) v. (birine) kalmak
be down to (something) v. (bir şeyin) en önemli unsuru olmak
be down to (something) v. (bir şey) sayesinde olmak
be down to (something) v. (bir şeyin) nedeni olmak
be down to (something) v. (bir şeyin) en alt seviyesine gelmek
be down to (something) v. (bir şeyi) neredeyse bitirmek/tüketmek
be down to (something) v. (bir şeyin) dibini bulmak
be down to (something) v. (bir şeyin) sonuna gelmek
be down to (something) v. son (bir/bir iki) şeyi kalmak
be down to something v. (bir şey) yüzünden olmak
be down to something v. (bir şey) nedeniyle olmak
be down to something v. (bir şeye) bağlı olmak
be down to something v. (bir şey) sayesinde olmak
be down to something v. son bir/bir iki şeyi kalmak
get down to it v. asıl önemli noktaya odaklanmak
get down to it v. asıl konuya odaklanmak
get down to it v. konunun özüne/derinine inmek
down-to-earth adj. aklı başında
down-to-earth adj. ayakları yere basan
down-to-earth adj. gerçekçi
down to (someone or something) adv. (birine/bir şeye) kadar
down to (someone or something) adv. (birine/bir şeye) varıncaya kadar
down to (someone or something) adv. (birisine/bir şeyine) kadar
down to (someone or something) adv. (birisine/bir şeyine) varıncaya kadar
down to somebody/something adv. birine/bir şeye kadar
down to somebody/something adv. birine/bir şeye varıncaya kadar
down to somebody/something adv. birisine/bir şeyine kadar
down to somebody/something adv. birisine/bir şeyine varıncaya kadar
down-to-earth expr. havalarda olmayan
down the corridor to the right expr. koridorun sonundan sağa dönünce
it'll take us a couple days to get down to there expr. oraya ulaşmamız birkaç gün sürer
down the corridor to the left expr. koridorun sonundan sola dönünce
down-to-earth expr. kendi halinde
down to the last detail expr. son ayrıntısına kadar
down to the last detail expr. son detayına kadar
let's get down to business expr. i̇şimize bakalım
Idioms
suit somebody down to the ground n. arayıp da bulamadığı şey
suit somebody down to the ground n. birine tam uyan şey
(down to) bedrock n. sadet
(down to) bedrock n. asıl konu
(down to) bedrock n. asıl önemli kısım
(down to) bedrock n. konunun özü
(down to) bedrock n. asıl bahsedilmek istenen
get down to bedrock v. sadede gelmek
get down to bedrock v. konunun özüne gelmek
bring (something) down to (one's) level v. (birinin) seviyesine indirmek/düşürmek
bring (something) down to (one's) level v. (birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring (something) down to (one's) level v. (birinin) anlayacağı şekilde anlatmak
bring (something) down to (one's) level v. (birinin) seviyesinde anlatmak
bring something down to something v. (birinin) seviyesine indirmek/düşürmek
bring something down to something v. (birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring something down to something v. (birinin) anlayacağı şekilde anlatmak
bring something down to something v. (birinin) seviyesinde anlatmak
go down to the wire v. (heyecan, gerilim) son ana kadar sürmek
go down to the wire v. (heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek
come (right) down to the wire v. (heyecan, gerilim) son ana kadar sürmek
come (right) down to the wire v. (heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek
go (right) down to the wire v. (heyecan, gerilim) son ana kadar sürmek
go (right) down to the wire v. (heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek
come down to the line v. (sonuç) son ana kadar belli olmamak
come down to the line v. başa baş bir rekabet olmak
come down to the wire v. (sonuç) son ana kadar belli olmamak
come down to the wire v. başa baş bir rekabet olmak
go (right) down to the wire v. (sonuç) son ana kadar belli olmamak
go (right) down to the wire v. başa baş bir rekabet olmak
come (right) down to the wire v. (sonuç) son ana kadar belli olmamak
come (right) down to the wire v. başa baş bir rekabet olmak
cut down to size v. ağzının payını vermek
refuse to take something lying down v. alttan almamak
get down to cases v. asıl işe bakmak
get down to business v. asıl işe bakmak
get down to business v. asıl işi ele almak
get down to the nuts and bolts v. asıl konuya gelmek
get down to business v. asıl konuya gelmek
get down to cases v. asıl konuya gelmek
get down to brass tacks v. asıl konuya gelmek
get down to the nitty-gritty v. asıl konuya gelmek
come down to earth v. ayakları yere basmak
bring down to earth v. ayaklarının yere basmasını sağlamak
bring someone down to earth v. ayaklarının yere basmasını sağlamak
come down to something v. bağlı olmak
have something down to a fine art v. bir konuda uzman olmak
have down to a science v. bir şeyi çok iyi yapıyor/yapabiliyor olmak
whittle someone down to size v. birinin egosunu kırmak
buckle down to something v. bir işe dört elle sarılmak
cut somebody down to size v. birine haddini bildirmek
hunker down to something v. bir işe koyulmak
have something down to a fine art v. bir konuda uzmanlaşmak
knock someone down to size v. boyunun ölçüsünü almak
whittle someone down to size v. birini hizaya getirmek
beat someone down to size v. boyunun ölçüsünü almak
beat someone down to size v. dersini vermek
get down to business v. ciddileşmek
put something down to experience v. denemiş olmak
knock someone down to size v. dersini vermek
get down to work v. ciddileşmek
put something down to experience v. deneyime vermek
go down to defeat v. hezimete uğramak
bring someone down to earth v. gerçeklerle yüzleştirmek
bring down to earth v. hayal aleminden uyandırmak
(one's marriage) to break down v. evliliği bitmek
cut down to v. fiyatı kırdırtmak
cut down to size v. haddini bildirmek
cut down to v. fiyatı indirtmek
bring someone down to earth v. hayal aleminden uyandırmak
bring down to earth v. gerçeklerle yüzleştirmek
get down to the job v. işe koyulmak
knuckle down to v. işe koyulmak
hand a decision down (to someone) v. kararı duyurmak
cut down to size v. ne olduğunu ortaya dökmek
boil something down to something v. özetini çıkarmak
hand a verdict down (to someone) v. kararı açıklamak
have something down to a fine art v. kompedanı olmak
hand a verdict down (to someone) v. kararı duyurmak
hand a decision down (to someone) v. kararı açıklamak
speak down to someone v. karşısındakini aşağılarmış gibi konuşmak
have something down to a fine art v. şaheser yaratmak
get down to the facts v. sadede gelmek
get down to brass tacks v. sadede gelmek
get down to work v. sadede gelmek
get down to the nitty-gritty v. sadede gelmek
get down to business v. sadede gelmek
come down to brass tacks v. sadede gelmek
get down to cases v. sadede gelmek
get down to the nuts and bolts v. sadede gelmek
go down to defeat v. teslim bayrağı çekmek
go down to defeat v. yenilmek
boil down to v. -den ibaret olmak
lay down the law to someone about something v. (bir konuda) birini terslemek/azarlamak/haşlamak
(one's marriage) to break down v. yuvası yıkılmak
set something down to something v. (bir şeyi) (birinin) (çocukluğuna/toyluğuna) vermek
go down to v. -e kadar ulaşmak
round down to something v. (en yakın tam sayıya) yuvarlamak
bow down to the porcelain god v. (tuvalete) kusmak
have something down to a fine art v. (özellikle deneyimi/yeteneği sayesinde) bir şeyi çok iyi yapmak
play down to someone v. (seyircileri vb) aşağılamak
put something down to something v. (bir şeyi) (birinin) (çocukluğuna/toyluğuna) vermek
come down to the line v. son ana kadar başa baş gitmek
come down to the wire v. son anda belli olmak
go, come (right) down to the wire v. son dakikaya kadar belli olmamak
go, come (right) down to the wire v. sonucu bitiş çizgisinde belli olmak (yarış)
get (something) down to a science v. bir işin uzmanı olmak
get (something) down to a science v. bir konuda pratik sahibi olmak
get (something) down to a science v. bir işte uzmanlaşmak
get (something) down to a science v. otomatik olarak yapmak
have/get something down to a science v. bir işin uzmanı olmak
have/get something down to a science v. bir konuda pratik sahibi olmak
have/get something down to a science v. bir işte uzmanlaşmak
have/get something down to a science v. otomatik olarak yapmak
go down to the wire v. son saniyede belli olmak
go down to the wire v. son anda belli olmak
have something down to a T v. bir işte uzmanlaşmak/pratik kazanmak
have something down to a T v. bir şeyi kusursuz yapmak
have something down to a T v. bir şeyi en ince ayrıntısına kadar doğru yapmak
have something down to a T v. tam yapmak
have something down to a T v. bir şeyi yapmada uzman olmak/deneyim sahibi olmak/pratik sahibi olmak/iyi olmak
keep it down to a dull roar v. sessiz olmak
keep it down to a dull roar v. çok ses çıkarmamak
keep it down to a dull roar v. kısık sesle/fısıltıyla konuşmak
plummet (down) to earth v. çok yüksekten yere düşmek/çakılmak
have something down to a science v. bir işin uzmanı olmak
have something down to a science v. bir konuda pratik sahibi olmak
have something down to a science v. bir işte uzmanlaşmak
keep it down (to a dull roar) v. olabildiğince sessiz olmak
have something down to a fine art v. bir konuda uzman olmak
have something down to a fine art v. bir konuda uzmanlık/tecrübe sahibi olmak
have something down to a fine art v. bir şeyin kompetanı olmak