ekipman - Turco Inglés Diccionario
Historia

ekipman



Significados de "ekipman" en diccionario inglés turco : 19 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
ekipman equipment n.
General
ekipman apparatus n.
ekipman rig n.
ekipman equipment n.
ekipman accouterment n.
ekipman things n.
ekipman turnout n.
ekipman appurtenance n.
ekipman equipt n.
ekipman habiliment n.
ekipman habiliments n.
ekipman graith [scotland] n.
Technical
ekipman equipage n.
ekipman equipment n.
ekipman outfit n.
Textile
ekipman apparelment n.
Abbreviation
ekipman equip (equipment) n.
Slang
ekipman loadout n.
ekipman bluey n.

Significados de "ekipman" con otros términos en diccionario inglés turco: 205 resultado(s)

Turco Inglés
General
ekipman gereksinimleri equipment requirements n.
yardımcı ekipman ancillary equipment n.
teknik ekipman technical equipment n.
ana ekipman main equipment n.
temel ekipman main equipment n.
ekipman odası equipment room n.
araca bağlı ekipman vehicle-mounted equipment n.
erzak ve ekipman temini/tedariki provision of supplies and equipment n.
ekipman detayı equipment detail n.
ortak dil ekipman tanımlayıcı (clei) kodu common language equipment identifier (clei) code n.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman spray skirt n.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman spraydeck [us] n.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman akuilisaq (greenland) n.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman tuiitsoq (greenland) n.
verilmeyen ürün, hizmet, uygulama, ekipman veya materyalin kurumlardan alınması reachback n.
belirli bir işletmede kullanılan veya kullanıma hazır olan ekipman armamentarium n.
genellikle çok fazla ekipman taşırken yapılan hızlı ve enerjik yürüyüş yomp n.
seyahat eden sanatçılar için çalışan ve ekipman bakımı yapan kimse roadie n.
seyahat eden sanatçılar için çalışan ve ekipman bakımı yapan kimse road manager n.
(ekipman) bir şeyi kurma installing n.
duş işleminde kullanılan ekipman douche bath n.
taşınabilir kişisel eşya ve ekipman duffel [us] n.
ürün veya ekipman taşıyan kimse packer n.
(genellikle avustralya'da) işletmenin çalışması için gereken ekipman ve personel plant n.
kurumun sahip olduğu fiziksel ekipman plant n.
özel ekipman gerektirmeksizin iç mekanda oynanabilen oyun parlor game n.
özel ekipman gerektirmeksizin iç mekanda oynanabilen oyun parlour game n.
özel veya tamamlayıcı bir iletişim sisteminin kurulması için diğer kuvvetlerden yapılan personel ve ekipman temini signals support n.
tırmanışta güvenlik için çatlaklara yerleştirilen ekipman protection n.
Phrasals
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak burn in v.
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak burn into v.
(birine/bir şeye) uygun ekipman sağlamak fit (someone or something) up with (something) v.
(birini/bir şeyi) gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile donatmak/teçhiz etmek fit (someone or something) up with (something) v.
(ekipman) birleştirmek rig up v.
(ekipman) monte etmek rig up v.
(gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile) donatmak/teçhiz etmek fit with (something) v.
(uygun ekipman) sağlamak fit with (something) v.
Colloquial
teknoloji tutkunlarının ürettiği ekipman home brew n.
teknoloji tutkunlarınca üretilen ekipman home-brew n.
ekipmansız veya az ekipman kullanarak vücut ağırlığı ile yapılan güç antrenmanı physical jerks [uk] n.
Trade/Economic
arazi, tesis ve ekipman property, plant and equipment (ppe) n.
demirbaşlar ve ekipman fixtures and equipment n.
ekipman rehin belgesi equipment trust certificate n.
ekipman kredi belgesi equipment trust certificate n.
gayrimenkul, tesis ve ekipman property, plant and equipment (ppe) n.
mobilya, demirbaşlar ve ekipman furniture, fixtures and equipment n.
yerel veya yerli kaynaklardan personel, hizmet, malzeme veya ekipman alımı local procurement n.
parçalar halinde satılıp alıcı tarafından sonradan birleştirilen mobilya, ekipman, yapı parçası flat pack [uk] n.
parçalar halinde satılıp alıcı tarafından sonradan birleştirilen (mobilya, ekipman, yapı parçası) flat-packed [uk] adj.
Politics
potansiyel olarak patlayıcı ortamlardaki kullanıma yönelik ekipman ve koruyucu sistemlere ilişkin üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması daimi komitesi standing committee on the approximation of the laws of the member states concerning equipment and protective systems intended for use in potentially explosive atmospheres n.
devletin sağladığı ekipman gfe (government-furnished equipment) abrev.
Industry
ekipman parçasını aşınmaya veya aşırı kullanılmaya karşı dayanıklı hale getirme ruggedization [us] n.
ekipman parçasını aşınmaya veya aşırı kullanılmaya karşı dayanıklı hale getirme ruggedisation [uk] n.
Media
(yayıncılıkta) görüntü birleştirme için kullanılan ekipman vision mixer n.
(yayıncılıkta) görüntü birleştirme için kullanılan ekipman vision-mixer n.
Technical
bir grup malzemeden örnek almakta kullanılan ekipman trier n.
ağır ekipman kaldırma çatkısı pigsty n.
ağır ekipman operatörü heavy equipment operator n.
bir sistemin kapasitesini sorunun kaynağı olan ekipman parçalarını değiştirerek artırma debottlenecking n.
çevresel ekipman peripheral equipment n.
çok noktalı ekipman multipoint equipment n.
çok işlevli ekipman multiple function equipment n.
düşme önleyici ekipman fall arrest equipment n.
dural ekipman stationary equipment n.
ekipman bakım odası equipment maintenance room n.
ekipman yetersizliği lack of equipment n.
ekipman uyarlığı equipment compatibility n.
ekipman arızası equipment failure n.
elektrikli tıbbi ekipman medical electrical equipment n.
ekipman yetersizliği lack of hardware n.
ekipman odası equipment room n.
elektromekanik ekipman electromechanical equipment n.
ekipman güvenilirlik deneyi equipment reliability test n.
ekipman tanımı equipment description n.
haberleşme ağlarına bağlanan ekipman equipment to be connected to telecommunication networks n.
halat dişli ekipman rope threaded equipment n.
havalı ekipman pneumatic equipment n.
hidrolik ekipman hydraulic equipment n.
hareketli ekipman moving equipment n.
hat-dışı ekipman off-line equipment n.
hattaki ekipman on-line equipment n.
hasar yapmaz ekipman vandal-proof equipment n.
insan gücü ile çalışan elektrikli donanım/ekipman self-powered equipment n.
kağıt fabrikalarında selülöz elyaflarını cinsine göre ayıran ekipman fractinator n.
katot ışınlı tüpleri kullanan ekipman equipment using cathode ray tubes n.
klasik ekipman conventional equipment n.
kişisel koruyucu ekipman personal protective equipment n.
koruyucu ekipman safety equipment n.
koruyucu ekipman protective equipment n.
kullanılan ekipman the equipment used n.
lazerler ve lazerle ilgili ekipman lasers and laser-related equipment n.
mekanik ekipman odası mechanical equipment room n.
makine ve ekipman bildirgesi machine and equipment questionnaire n.
mıknatıslayıcı ekipman magnetizing equipment n.
orijinal ekipman imalatçısı original equipment manufacturer n.
orijinal ekipman original equipment n.
onaylanmış ekipman approved equipment n.
okuyucu ekipman reading equipment n.
öne asılır ekipman front-mounted equipment n.
özel ekipman seçeneği special equipment option n.
ozon oluşturan ekipman ozone generating equipment n.
profesyonel ekipman specialist equipment n.
sabit ekipman stationary equipment n.
soğutucu akışkanlara karşı şahsi koruyucu ekipman personal protective equipment against refrigerants n.
stüdyo tipi alıcı ekipman studio-type receiver equipment n.
toplam ekipman verimi overall equipment efficiency n.
toplam ekipman verimliliği overall equipment efficiency n.
titreşime dayanıklı ekipman vibration resistant equipment n.
takıp çıkarılabilir ekipman setleri attachable and detachable equipment sets n.
tıbbi ekipman içine yerleştirilmek için tasarlanmış düşük basınç regülatörleri low-pressure regulators intended for incorporation into medical equipment n.
testere dişli ekipman buttress-threaded equipment n.
taşınır ekipman portable equipment n.
uygun ekipman appropriate equipment n.
uygun ekipman proper equipment n.
vanalar ve yardımcı ekipman valves and ancillary equipment n.
yardımcı ekipman domestic equipment n.
yaygın olarak kullanılan ekipman commonly used equipment n.
yardımcı ekipman ancillary items n.
yağlı elektrikli ekipman oil-filled electrical equipment n.
yardımcı ekipman ancillary equipment n.
yedek ekipman stand-by equipment n.
yardımcı ekipman auxiliary equipment n.
yüksek performanslı ekipman high-performance equipment n.
gazların, sıvıların veya katıların karıştırılması için kullanılan çeşitli sabit veya taşınılabilir ekipman türleri mixer n.
ekipman taşıyıcı platform platform n.
hizmet veya erişim talebini gösteren, bağlı ekipman arasındaki hat veya devre üzerinden gelen sinyal seizure n.
(çiftlik veya demir yolları için) ekipman stock n.
Computer
çevresel ekipman peripheral equipment n.
ekipman uyarlığı equipment compatibility n.
ekipman modeli equipment make n.
ekipman arızası equipment failure n.
klasik ekipman conventional equipment n.
bilgisayarın ana işlemcisine doğrudan bağlı olmayıp işlemci tarafından kontrol edilmeyen (ekipman) off-line adj.
Telecom
ek frekans iletimi ve alımı sağlamakta kullanılan, radyo alıcı-vericisine takılan ekipman transverter n.
uluslararası mobil ekipman kimliği international mobile equipment identity n.
mobil telefonu eller serbest kullanmak için dizayn edilmiş ekipman hands-free kit n.
Electric
ekipman giriş akımı equipment input current n.
en yüksek ekipman gerilimi highest voltage for equipment n.
radar tespitinde kullanılan ekipman radar n.
Construction
hidromekanik ekipman hydromechanical equipment n.
Automotive
dişi ekipman female fitting n.
standart ekipman standard equipment n.
Transportation
gemiyi veya uçağı bağlamak için kullanılan ekipman mooring n.
Traffic
araca bağlı ekipman vehicle-mounted equipment n.
Railway
enkaz kaldırmak için ekipman ve aletlerle donatılmış araba wrecking car n.
Aeronautic
ekipman kapasitesi equipment capacity n.
Marine
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlanarak denize atılan yük veya ekipman lagan n.
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlanarak denize atılan yük veya ekipman ligan n.
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlandıktan sonra denize atılan yük veya ekipman lagend n.
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlandıktan sonra denize atılan yük veya ekipman lagan n.
denize atılan ekipman ya da yiyecek lagend n.
gerekli ekipman appurtenances n.
az iplik sayısı içeren halat, gırcala gibi ekipman small stuff n.
Mining
kömür gibi materyallerin alt seviyeye kaydırıldığı eğimli oluk veya benzer ekipman telegraph n.
Medical
elektrikli tıbbi ekipman medical electrical equipment n.
takma ve çıkarma ekipman setleri attachable and detachable equipment sets n.
solüsyonun intravenöz olarak damla damla verilmesinde kullanılan ekipman drip n.
Psychology
çalışanlarla çevreleri, özellikle de kullandıkları ekipman arasındaki ilişkiyi inceleyen disiplin biotechnology n.
Physics
optik deneylerinde kullanılan ve masa, ayarlanabilir ışık kaynağı, lens, prizma gibi unsurlardan oluşan bir ekipman optical bench n.
(nükleer fizikte) halka şeklinde ekipman doughnut n.
(nükleer fizikte) halka şeklinde ekipman donut n.
Forestry
gücü kaydırıp kütükleri çekmek için kullanılan ekipman rigging n.
Education
bir üniversitenin spor antrenörünün yönetiminde ekipman ve kayıtları gözetip denetleyen, genellikle öğrenci olan kimse manager n.
Environment
rusya’nın devlet nükleer enerji ekipman ve ihracat servisi atomstroyexport n.
Military
askeri hizmette kullanılacak ekipman veya sistemin teknik uygunluğunu belirlemek için yetkili kurumca yapılan analiz technical evaluation n.
kullanılarak tüketilemeyen, tamir veya imhaya tabi olan ekipman recoverable item n.
araç durdurucu ekipman vehicle stopper n.
askeri ekipman military equipment n.
ekipman düzenleme değişiklik bildirimi equipment design change notice n.
mühimmat zayiat ve ekipman raporu ammunition casualty and equipment report n.
serviste olan silahlarda kullanılan herhangi bir ekipman ordnance n.
taşınabilirlik verilerini içeren birlik ekipman ve malzemeleri listesi unit movement data n.
birlik ekipman ve malzemeleri unit-related equipment and supplies n.
belirli bir birliğe atanan veya birlik ikmal maddeleri olarak tanımlanan ekipman ve malzemeler unit-related equipment and supplies n.
askeri ekipman kaybı equipment casualty n.
askeri teşkilat veya kuruluşa ait ekipman, teçhizat ve erzak material n.
askeri malzemenin yönetimini, kataloglanmasını, ekipman ve erzaktaki eksiklerin tespitini ve bunların tedarik edilmesini, tedarik edilen malzemenin dağıtımını, kontrolünü ve gerekirse imha edilmesini içeren lojistik aşama materiel management n.
ağır askeri ekipman hardware n.
abd deniz piyade kolordusu'nun kullandığı, çıkarma aracındaki konteynerleri alıp açık kasa kamyon römorklarına yerleştiren bir ekipman lightweight amphibious container handler n.
savunma bakanlığı personel, prosedür, ekipman, bilgisayar programı ve destekleyici iletişim kaynaklarının kombinasyonu olan sistem department of defense intelligence information system n.
savunma bakanlığı personel, prosedür, ekipman, bilgisayar programı ve destekleyici iletişim kaynaklarının kombinasyonu olan sistem dodiis (department of defense intelligence information system) n.
harekatta askeri ekipman kaybı operational casualty n.
harekatta askeri ekipman kaybı operational damage n.
bir kişi, birim, askeri teşkilat veya ekipman için kullanılacak olan malzeme sayısını bildiren makam basis of issue n.
karada/kıyıda çıkarma kuvvetine operasyon boyunca muharebe hizmet desteği sağlamada gerekli malzeme, ekipman, tertibat ve unsurları kapsayan alan combat service support area (cssa) n.
muharebe askerlerinin etkin çarpışabilmesi ve piyadelerin acil görevleri yerine getirebilmesi için ek olarak taşınan kıyafet, ekipman, silah ve mühimmat fighting load n.
dost-düşman tanıma sistemindeki aktarıcı ekipman parrot n.
orijinal veya orijinale yakın kalitede görüntülerin neredeyse gerçek zamanlı olarak elektronik aktarımında kullanılan ekipman ve prosedürler primary imagery dissemination n.
ticari kuru yük gemilerini ve tankerlerini özel askeri görevlere uyumlandıran özel ekipman ve tadilat sealift enhancement program n.
askerlik hizmetinde kullanılan ekipman, malzeme, ikmal ve hizmetler service-common n.
(gemiyi) muharebe ekipman ve malzemelerini diğerlerinden daha kolay boşaltılabilecek şekilde yüklemek combat load v.
ordu tarafından verilmemiş (silah, ekipman) nonissue adj.
Golf
golf için gerekli ekipman golf equipment n.
Sport
okçunun atış anında kirişin çarpmaması için göğüs bölgesini koruyan ekipman chest guard n.
(bisiklet yarışında) yarışmacıları arkadan takip edip yarışı bırakanları toplayan ve ekipman taşıyan araç sag wagon n.
ekipmansız veya az sayıda ekipman kullanarak vücut ağırlığı ile yapılan güç antrenmanı calisthenics n.
ekipmansız veya az sayıda ekipman kullanarak vücut ağırlığı ile yapılan güç antrenmanı callisthenics n.
yeterli ekipman veya yetkili olmadan gelişigüzel oynanan buz hokeyi shinney n.
yeterli ekipman veya yetkili olmadan gelişigüzel oynanan buz hokeyi shinny n.
(tırmanma rotasından) ekipman çıkarmak clean v.
Printery
basılı materyali kopyalama, yeniden basma veya çoğaltma işinde kullanılan ekipman reprographics n.
Archaic
(savaş için) gerekli ekipman ve malzeme habiliment n.
(savaş için) gerekli ekipman ve malzeme habiliments n.
Engineering
istenmeyen ekipman frekansları ile ilgili parasitic adj.
Modern Slang
askerin üzerinde ekipman varken hafif hafif/çok yavaş şekilde koşması airborne shuffle n.