Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Español - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
sous-système transport de messages
fixed weir
toile émerisée
controlled atmosphere storage
go off the boil
aulagar
keep on!
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historia
Frases
Significados de
"keep on!"
en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Colloquial
1
Colloquial
keep on!
expr.
devam!
Significados de
"keep on!"
con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
keep on
v.
devam etmek
We cannot afford to
keep on
being weighed down by this ideological ballast.
Bu ideolojik yükün altında ezilmeye
devam etmeyi
göze alamayız.
More Sentences
2
General
keep tabs on
v.
takip etmek
The cops are
keeping tabs on
him.
Polisler onu
takip ediyor.
More Sentences
3
General
keep on
v.
sürdürmek
She
kept on
talking.
O, konuşmayı
sürdürdü.
More Sentences
4
General
keep tabs on
v.
gözetlemek
The cops are
keeping tabs on
him.
Polisler onu
gözetliyor.
More Sentences
5
General
keep on doing
v.
yapmaya devam etmek
We have made a considerable contribution to restoring normality to Macedonia and will
keep on doing
that.
Makedonya'nın normale dönmesine önemli bir katkıda bulunduk ve bunu
yapmaya devam edeceğiz.
More Sentences
6
General
keep on walking
v.
yürümeye devam etmek
Tom
kept on walking.
Tom
yürümeye devam etti.
More Sentences
7
General
keep on walking
v.
yürümeye devam etmek
They
kept on walking.
Onlar
yürümeye devam ettiler.
More Sentences
Phrasals
8
Phrasals
keep on
v.
ilerlemeye devam etmek
Let's a
keep on
moving forward.
İlerlemeye devam edelim.
More Sentences
Colloquial
9
Colloquial
keep on trying
expr.
denemeye devam et
Keep on trying.
Denemeye devam et.
More Sentences
General
10
General
keep tabs on
v.
gözünü sürekli üstünde tutarak herşeyden haberdar olmak
11
General
keep a tight rein on
v.
dizginlemek
12
General
keep one's mind on
v.
kafasına takmak
13
General
keep something on the back burner
v.
sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
14
General
keep a close watch on
v.
sıkı bir gözetim altında tutmak
15
General
keep something on the back burner
v.
daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak
16
General
keep an eye on
v.
dikkat etmek
17
General
keep a tab on
v.
takip etmek
18
General
keep a tab on
v.
gözetlemek
19
General
keep on saying
v.
dilinden düşürmemek
20
General
keep an eye on
v.
göz kulak olmak
21
General
keep an eye on
v.
gözünü ayırmamak
22
General
keep tabs on
v.
izlemek
23
General
keep a tight rein on
v.
kontrol altında tutmak
24
General
keep on at
v.
sıkboğaz etmek
25
General
keep a tight rein on
v.
ensesinde boza pişirmek
26
General
keep on
v.
sebat etmek
27
General
keep one's eye on
v.
göz kulak olmak
28
General
keep an eye on
v.
gözü üzerinde olmak
29
General
keep on at somebody
v.
üstüne varmak
30
General
keep an eye on
v.
gözetlemek
31
General
keep on
v.
diretmek
32
General
keep on the right side of
v.
suyuna gitmek
33
General
keep eye on
v.
göz kulak olmak
34
General
keep a tab on
v.
izlemek
35
General
keep on enemy guessing
v.
düşmanı şaşırtmak
36
General
keep something on
v.
bir şeyi kullanmaya devam etmek
37
General
keep an eye on
v.
gözü (bir şeyin) üstünde olmak
38
General
keep on running down (someone)
v.
diline dolamak
39
General
keep on and on (saying the same thing)
v.
diline dolamak
40
General
keep on saying (the same thing)
v.
diline dolanmak
41
General
keep an eye on (someone)
v.
dikkat etmek
42
General
keep on saying (the same thing)
v.
dile dolamak
43
General
keep on at
v.
başını şişirmek
44
General
keep someone on the forefront
v.
gözönünde tutmak
45
General
keep an eye on
v.
gözkulak olmak
46
General
keep on
v.
çıkarmamak
47
General
keep on
v.
çalıştırmaya devam etmek
48
General
keep tabs on
v.
dikkatlice gözlemek böylece gelişmelerden haberdar olmak
49
General
keep one's mind on
v.
zihnini toplamak
50
General
keep someone on one's feet
v.
ayakta durmasına neden olmak
51
General
keep on the right side of
v.
sağ kolu olmak
52
General
keep on the right side of
v.
canını sıkmamak
53
General
keep on the right side of
v.
arkadaşça olmak
54
General
keep one's finger on the pulse
v.
bilincinde olmak
55
General
keep one's mind on
v.
kafasını belli bir yere vermek
56
General
keep someone on the hop
v.
diken üstünde tutmak
57
General
keep one's mind on
v.
düşüncelerini belli bir nokta üzerinde yoğunlaştırmak
58
General
keep someone on one's feet
v.
ayakta tutmak
59
General
keep on the right side of the law
v.
yasalara uygun davranmak
60
General
keep one's finger on the pulse
v.
vakıf olmak
61
General
keep oneself updated on the latest developments
v.
yenilikleri takip etmek
62
General
keep oneself updated on the latest developments
v.
son gelişmeleri takip etmek
63
General
keep on rising
v.
yükselmeye devam etmek
64
General
keep one's eye on the ball
v.
gözünü toptan ayırmamak
65
General
keep on seeing someone
v.
görüşmeye devam etmek
66
General
keep on talking with someone
v.
görüşmeye devam etmek
67
General
keep on dating
v.
(sevgili vb) görüşmeye devam etmek
68
General
keep on the left-hand side of something
v.
bir şeyin solunda kalmak/olmak
69
General
keep on the left side of something
v.
bir şeyin solunda kalmak/olmak
70
General
keep on the left-hand side of something
v.
bir şeyin solundan gitmek
71
General
keep on the left side of something
v.
bir şeyin solundan gitmek
72
General
keep the light on
v.
ışığı açık tutmak
73
General
keep something on the agenda
v.
bir şeyi gündemde tutmak
Phrasals
74
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
75
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
başının etini yemek
76
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
77
Phrasals
keep on
v.
ilerlemek
78
Phrasals
keep on someone about something
v.
başının etini yemek
79
Phrasals
keep on someone about something
v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
80
Phrasals
keep on top of something
v.
bir şeyden (gelişmeler vb) haberdar olmak
81
Phrasals
keep on
v.
(bir konuda) konuşmayı ısrarla sürdürmek
82
Phrasals
keep on
v.
(bir konuda) konuşmayı üstelemek
83
Phrasals
keep on
v.
(birinin) başının etini yemek
84
Phrasals
keep on
v.
kafa ütülemek
85
Phrasals
keep on
v.
üzerinde kalmak
86
Phrasals
keep on
v.
düşmeden üstünde durmak
87
Phrasals
keep on
v.
üzerinde kalmasına yardım etmek
88
Phrasals
keep on
v.
düşmeden üstünde durmasını sağlamak
89
Phrasals
keep on
v.
izlemeye/gözlemlemeye devam etmek
90
Phrasals
keep on
v.
takip etmeye devam etmek
91
Phrasals
keep on
v.
giymeye devam etmek
92
Phrasals
keep on
v.
üstünden çıkaramamak
93
Phrasals
keep on
v.
sürekli giymek zorunda kalmak
94
Phrasals
keep on
v.
açmak
95
Phrasals
keep on
v.
çalıştırmak
96
Phrasals
keep on
v.
çalışır vaziyette tutmak
97
Phrasals
keep on
v.
sürekli hatırlatmak
98
Phrasals
keep on
v.
sürekli teşvik etmek
99
Phrasals
keep on
v.
başının etini yemek
100
Phrasals
keep on
v.
-in üzerinde tutmak/saklamak
101
Phrasals
keep on
v.
'-in üstünde depolamak
102
Phrasals
keep on
v.
-den gözünü ayırmamak
103
Phrasals
keep on
v.
'-e dikkat kesilmek
104
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birinin bir şeyin üzerinde kalmasına yardım etmek
105
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birinin düşmeden bir şeyin üstünde durmasını sağlamak
106
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birini çalıştırmaya devam etmek
107
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birini çalışan olarak tutmaya devam etmek
108
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birinin bir şeyi yapmasını sürekli hatırlatmak
109
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birini bir şeyi yapması için sürekli teşvik etmek
110
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birinin başının etini yemek
111
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine bir şeyi yapması için sürekli dırdır etmek
112
Phrasals
keep on something
v.
bir şeyin üzerinde kalmak
113
Phrasals
keep on something
v.
düşmeden bir şeyin üstünde durmak
114
Phrasals
keep on something
v.
bir şeye dikkatini vermek
115
Phrasals
keep on something
v.
bir şeyle yakından ilgilenmek
116
Phrasals
keep on something
v.
bir şeyin başında durmak/tepesinde dikilmek
117
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(birinin bir şeyi) yapmasını sürekli hatırlatmak
118
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(birinin bir konuda) başının etini yemek
119
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir şeyi) yapması için (birine) dırdır etmek
120
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir konuda birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
121
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(birini bir konuda) sürekli teşvik etmek
122
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir konuda birinin) peşini bırakmamak
123
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir konuda birini) sürekli motive etmek
124
Phrasals
keep on at (one)
v.
(birini) sıkboğaz etmek
125
Phrasals
keep on at (one)
v.
(birinin) başını şişirmek
126
Phrasals
keep on at (one)
v.
(birinin) kafasını ütülemek
127
Phrasals
keep on at (one)
v.
(birini) sıkıştırmak
128
Phrasals
keep on at (one)
v.
(birine) sürekli hatırlatmak
129
Phrasals
keep on at (one)
v.
(birinin) başının etini yemek
130
Phrasals
keep on at (one)
v.
(birini) sürekli teşvik etmek
131
Phrasals
keep on with
v.
-e devam etmek
132
Phrasals
keep on with
v.
'-i devam ettirmek
133
Phrasals
keep on with
v.
'-i sürdürmek
134
Phrasals
keep on with
v.
'-i azimle/ısrarla devam ettirmek
135
Phrasals
keep on with
v.
'-de azimli/kararlı olmak
136
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeye) devam etmek
137
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyi) devam ettirmek
138
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyi) sürdürmek
139
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyi) azimle/ısrarla devam ettirmek
140
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyde) azimli/kararlı olmak
Phrases
141
Phrases
keep calm and carry on
expr.
sakin olun ve ortalığı velveleye vermeyin
142
Phrases
keep on following
expr.
takipte kal
Colloquial
143
Colloquial
keep tabs on
v.
hareketlerini izlemek
144
Colloquial
keep tabs on
v.
gelişmeleri yakından izlemek
145
Colloquial
keep an eye on
v.
göz kulak olmak
146
Colloquial
keep tabs on
v.
takip etmek
147
Colloquial
keep tabs on
v.
yakından takip etmek
148
Colloquial
keep on about something
v.
lafı uzatmak
149
Colloquial
keep on about something
v.
lafı sündürmek
150
Colloquial
keep on about something
v.
kafa şişirmek
151
Colloquial
keep on about something
v.
kafa ütülemek
152
Colloquial
keep on about something
v.
kafa açmak
153
Colloquial
keep on about something
v.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
154
Colloquial
keep on at somebody
v.
birinin üstüne varmak
155
Colloquial
keep on at somebody
v.
birinin üstüne gitmek
156
Colloquial
keep on at somebody
v.
başının etini yemek
157
Colloquial
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
158
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne varmak
159
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne gitmek
160
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birine/bir şeye yüklenmek
161
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin başının etini yemek
162
Colloquial
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
163
Colloquial
keep your shirt on!
expr.
biraz sabırlı ol (bekle)!
164
Colloquial
keep an eye on this one
expr.
bir gözün bunda olsun
165
Colloquial
keep your shirt on!
expr.
biraz sabret!
166
Colloquial
keep your shirt on!
expr.
biraz sabırlı ol!
167
Colloquial
keep your eyes on the road
expr.
gözlerini yoldan ayırma
168
Colloquial
keep your hands on the wheel
expr.
ellerini direksiyondan ayırma
169
Colloquial
keep your head on a swivel
expr.
gözünü dört aç
170
Colloquial
keep your hands on the wheel
expr.
ellerin direksiyonda olsun
171
Colloquial
keep on winning
expr.
kazanmaya devam et
172
Colloquial
keep a lid on it
expr.
kimseye söyleme
Idioms
173
Idioms
keep food on the table
v.
geçim sağlamak
174
Idioms
keep food on the table
v.
ekmek parası kazanmak/kazandırmak
175
Idioms
keep (a person) on a short leash
v.
(birini) sıkı kontrol altında tutmak
176
Idioms
keep an eye on
v.
izlemek
177
Idioms
keep an eye on
v.
seyretmek
178
Idioms
keep an eye on
v.
bakmak
179
Idioms
keep an eye on
v.
bir gözü üzerinde olmak
180
Idioms
take a licking but keep on ticking
v.
yarasını sarıp çalışmaya devam etmek
181
Idioms
take a licking but keep on ticking
v.
yarasına rağmen çalışmaya devam etmek
182
Idioms
take a licking but keep on ticking
v.
birçok kez onarım görse de hâlâ çalışıyor/çalışır durumda olmak
183
Idioms
take a licking but keep on ticking
v.
yere düşse de/tökezleyip yine ayağa kalkmak
184
Idioms
take a licking but keep on ticking
v.
aksiliklere rağmen çalışmaya devam etmek
185
Idioms
take a licking but keep on ticking
v.
başarısızlığa boyun eğmemek
186
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) izleyip durmak
187
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) sürekli gözlem altında tutmak
188
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
gözünü üstünden ayırmamak
189
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) yakından takip etmek
190
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
her hareketini gözlemlemek
191
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
göz hapsine almak
192
Idioms
keep on about something
v.
lafı uzatmak
193
Idioms
keep on about something
v.
kafa şişirmek
194
Idioms
keep on about something
v.
kafa ütülemek
195
Idioms
keep on about something
v.
baş şişirmek/kafa açmak
196
Idioms
keep on about something
v.
vır vır etmek
197
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
198
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) lafı uzatmak
199
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) kafa ütülemek
200
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
papağan gibi konuşmak
201
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
vır vır etmek
202
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
203
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) lafı uzatmak
204
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) kafa ütülemek
205
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
papağan gibi konuşmak
206
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
vır vır etmek
207
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
lafı uzatmak/kafa ütülemek/baş şişirmek
208
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
209
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
papağan gibi konuşmak
210
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
vır vır etmek
211
Idioms
keep one's feet on the ground
v.
aklı başında davranmak
212
Idioms
have/keep one's feet on the ground
v.
ayakları yere basar olmak
213
Idioms
have/keep one's feet on the ground
v.
ayakları yere basmak
214
Idioms
keep one's both feet on the ground
v.
ayakları yere basmak
215
Idioms
keep one's feet on the ground
v.
ayakları yere basmak
216
Idioms
keep harping on something
v.
aynı şeyleri tekrarlayıp durmak
217
Idioms
keep a firm grip on someone
v.
birini yakın markaja almak
218
Idioms
keep one's eye on someone
v.
birisinden (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak
219
Idioms
keep somebody on a tight leash
v.
birinin dizginlerini elinde tutmak
220
Idioms
keep someone on tenterhooks
v.
birini meraklandırmak
221
Idioms
keep a tight rein on someone
v.
birini sıkı markaj altına almak
222
Idioms
keep one's eye on someone
v.
birisine göz kulak olmak
223
Idioms
keep a firm grip on someone
v.
birini sıkı denetim altında tutmak
224
Idioms
keep on guard against someone
v.
birine karşı gardını almak
225
Idioms
keep on one's guard against someone
v.
birine karşı tetikte olmak
226
Idioms
keep half an eye on
v.
bir gözü başka birinde olmak
227
Idioms
keep an eye on
v.
bakarak olmak
228
Idioms
keep a tight rein on someone
v.
birini sıkı/yakın markaja almak
229
Idioms
keep a tight rein on someone
v.
birini yakın markajına almak
230
Idioms
keep someone on tenterhooks
v.
birini merak içinde bırakmak
231
Idioms
keep a close rein on someone
v.
birini sıkı/yakın markaja almak
232
Idioms
keep somebody on a short leash
v.
birinin dizginlerini eline almak
233
Idioms
keep on one's guard against someone
v.
birine karşı gardını almak
234
Idioms
keep something on its feet
v.
birşeyi ayakta tutmak
235
Idioms
keep a close eye on
v.
birini yakın markaja almak
236
Idioms
keep on someone's case
v.
birisiyle uğraşmak
237
Idioms
keep somebody on a short leash
v.
birinin dizginlerini elinde tutmak
238
Idioms
keep a tight grip on someone
v.
birini sıkı denetim altında tutmak
239
Idioms
keep a close watch on someone
v.
birini yakın markaja almak
240
Idioms
keep somebody on their toes
v.
birini yaptığı işe bütün enerjisini ve dikkatini vermeye zorlamak
241
Idioms
keep on guard against someone
v.
birine karşı gözünü dört açmak
242
Idioms
keep a close rein on someone
v.
birini sıkı markaj altına almak
243
Idioms
keep half an eye on
v.
bir gözü başka bir şeyde olmak
244
Idioms
keep a close watch on someone
v.
birini yakın markajına almak
245
Idioms
keep a lid on something
v.
bir şeyin yayılmasını/gelişmesini engellemek
246
Idioms
keep a firm grip on someone
v.
birini yakın markajına almak
247
Idioms
keep a tight grip on someone
v.
birini yakın markajına almak
248
Idioms
keep someone on the right track
v.
birisinin yolunu şaşırmasına izin vermemek
249
Idioms
keep one eye on something
v.
bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak
250
Idioms
keep on someone's back
v.
birisiyle uğraşmak
251
Idioms
keep on one's guard against someone
v.
birine karşı gözünü dört açmak
252
Idioms
keep somebody on a tight leash
v.
birinin dizginlerini eline almak
253
Idioms
keep a close rein on someone
v.
birini yakın markajına almak
254
Idioms
keep on guard against someone
v.
birine karşı tetikte olmak
255
Idioms
keep someone's attention fixed on something
v.
birinin dikkatini bir şeyin üzerinde sabit tutmak
256
Idioms
keep a tight grip on someone
v.
birini yakın markaja almak
257
Idioms
keep something on an even keel
v.
bir şeyi dengede tutmak
258
Idioms
keep harping on something
v.
dilinden düşürmemek
259
Idioms
keep harping on something
v.
diline dolamak
260
Idioms
keep one's eye on the ball
v.
dikkat kesilmek
261
Idioms
keep someone on tenterhooks
v.
dokuz doğurtmak
262
Idioms
keep on keeping on
v.
denemeye/yapmaya devam etmek
263
Idioms
keep harping on something
v.
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
264
Idioms
keep on trucking
v.
denemeye/yapmaya devam etmek
265
Idioms
keep one's feet on the ground
v.
gerçekçi olmak
266
Idioms
keep someone on ice
v.
geçici olarak durdurmak
267
Idioms
keep tabs on
v.
hakkında bilgi toplamak
268
Idioms
keep on someone's case
v.
eleştirmek
269
Idioms
keep on someone's back
v.
eleştirmek
270
Idioms
keep the lid on
v.
hasır altı etmek
271
Idioms
keep somebody on the edge of their seat
v.
hop oturtup hop kaldırmak
272
Idioms
keep somebody on the edge of their chair
v.
hop oturup hop kaldırmak
273
Idioms
keep one's finger on the pulse
v.
her şeye vakıf olmak
274
Idioms
keep one's finger on the pulse
v.
her şeyden haberdar olmak
275
Idioms
keep an eye on
v.
göz kulak olmak
276
Idioms
keep somebody on the edge of their chair
v.
hop oturtup hop kaldırmak
277
Idioms
keep a tight rein on
v.
ensesinde boza pişirmek
278
Idioms
keep a close watch on
v.
gözetim altında tutmak
279
Idioms
keep a weather eye on
v.
gözlerini dört açmak
280
Idioms
keep somebody on the edge of their seat
v.
hop oturup hop kaldırmak
281
Idioms
keep tabs on
v.
göz hapsine almak
282
Idioms
keep a watchful eye on
v.
gözü üzerinde olmak
283
Idioms
keep one's both feet on the ground
v.
iki ayağı da yere basmak
284
Idioms
keep on point
v.
kontrol altında tutmak
285
Idioms
keep one's finger on the pulse
v.
neler olup bittiğini çok iyi bilmek
286
Idioms
keep a lid on
v.
kontrol altında tutmak
287
Idioms
keep one's finger on the pulse of something
v.
nabzını tutmak
288
Idioms
keep someone on ice
v.
kısıt altında tutmak
289
Idioms
keep on the good side of someone
v.
suyuna gitmek
290
Idioms
keep on the right side of someone
v.
suyuna gitmek
291
Idioms
keep one's shirt on
v.
sabırlı olmak
292
Idioms
keep on the right side of someone
v.
suyuna gitmek/alttan almak
293
Idioms
keep on an even keel
v.
soğukkanlılığını yitirmemek
294
Idioms
keep on the good side of someone
v.
suyuna gitmek/alttan almak
295
Idioms
keep on an even keel
v.
sakin olmak
296
Idioms
keep harping on something
v.
şikayet edip durmak
297
Idioms
keep one's shirt on
v.
sabretmek
298
Idioms
keep one's pants on
v.
sabırlı olmak
299
Idioms
keep a close eye on
v.
sıkı bir gözetim altında tutmak
300
Idioms
keep a close watch on
v.
sürekli izlemek
301
Idioms
keep one's pants on
v.
sabretmek
302
Idioms
keep on track
v.
tıkırında gitmek
303
Idioms
keep half an eye on
v.
tam dikkatini vermemek
304
Idioms
keep one's shirt on
v.
tetiğini bozmamak
305
Idioms
keep one's eye on the ball
v.
tetikte olmak
306
Idioms
keep on the rails
v.
toplumun kurallarına uymak
307
Idioms
keep a close watch on
v.
yakından izlemek
308
Idioms
keep it all on track
v.
yoldan sapmamak
309
Idioms
keep somebody on a short leash
v.
(birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
310
Idioms
keep a weather eye on something
v.
(bir durum hakkında) gözünü dört açmak
311
Idioms
keep on track
v.
yolunda gitmek
312
Idioms
keep on the right-hand side of the road
v.
yolun sağından gitmek
313
Idioms
keep on the right side of the road
v.
yolun sağından gitmek
314
Idioms
keep somebody on a tight leash
v.
(birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
315
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak
316
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
317
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek
318
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek
319
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak
320
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
321
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek
322
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek
323
Idioms
keep on the right side of somebody
v.
birinin suyuna gitmek
324
Idioms
keep on the right side of somebody
v.
birinin huyuna suyuna gitmek
325
Idioms
keep on the right side of somebody
v.
birini alttan almak
326
Idioms
keep on the right side of somebody
v.
biriyle arayı iyi tutmak
327
Idioms
keep on the wrong side of somebody
v.
birine ters gitmek
328
Idioms
keep on the wrong side of somebody
v.
birinin tersine gitmek
329
Idioms
keep on the wrong side of somebody
v.
birine yanlış yapmak
330
Idioms
keep on the wrong side of somebody
v.
biriyle arayı bozmak
331
Idioms
keep (going) on at (one)
v.
(birinin) üstüne varmak
332
Idioms
keep (going) on at (one)
v.
(birini) sürekli azarlamak
333
Idioms
keep (going) on at (one)
v.
(birini veya bir şeyi) devamlı eleştirmek
334
Idioms
keep (going) on at someone
v.
birinin üstüne varmak
335
Idioms
keep (going) on at someone
v.
birini sürekli azarlamak
336
Idioms
keep (going) on at someone
v.
birini devamlı eleştirmek
337
Idioms
keep (one) on a string
v.
(birini) parmağında oynatmak
338
Idioms
keep (one) on a string
v.
(birinin) iplerini elinde tutmak
339
Idioms
keep (one) on a string
v.
(birinin) dizginlerini elinde tutmak
340
Idioms
keep (one) on a string
v.
(birini) kukla gibi oynatmak
341
Idioms
have/keep somebody on a string
v.
birini parmağında oynatmak
342
Idioms
have/keep somebody on a string
v.
birinin iplerini elinde tutmak
343
Idioms
have/keep somebody on a string
v.
birinin dizginlerini elinde tutmak
344
Idioms
have/keep somebody on a string
v.
birini kukla gibi oynatmak
345
Idioms
have/keep somebody on a string
v.
birini kontrolü altına almak
346
Idioms
have/keep somebody on a string
v.
birini istediği gibi yönetmek
347
Idioms
have/keep somebody on a string
v.
birine her istediğini yaptırmak
348
Idioms
keep (one's) socks on
v.
sabırlı olmak
349
Idioms
keep (one's) socks on
v.
sakin kalmak/olmak
350
Idioms
keep (one's) socks on
v.
tetiğini/soğukkanlılığını bozmamak
351
Idioms
keep (one's) socks on
v.
soğukkanlı kalmak
352
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
353
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı sıkı tutmak
354
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak
355
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak
356
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
357
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı denetim altına almak
358
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
359
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
360
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında aynı şeyleri tekrarlayıp durmak
361
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) söz etmek
362
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birine/bir şeye) değinmek
363
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) bahsetmek
364
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinin/bir şeyin) lafını etmek
365
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
dönüp dolaşıp (birinden/bir şeyden) bahsetmek
366
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) yakınmak
367
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) şikayet edip durmak
368
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) diline dolamak
369
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dilinden düşürmemek
370
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (biri/bir şey) hakkında dert yanmak
371
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
doğru yoldan ayrılmamak/sapmamak
372
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
doğru yoldan şaşmamak
373
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak
374
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
cennete giden yoldan şaşmamak
375
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
hep/yalnızca doğru yolu seçmek
376
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
hep doğru olanı yapmak
377
Idioms
keep the show on the road
v.
yolunda olan bir şeyi devam ettirmek
378
Idioms
keep the show on the road
v.
bir şeyin devam etmesini sağlamak
379
Idioms
keep the show on the road
v.
bir şeyi korumak
380
Idioms
keep this show on the road
v.
yolunda olan bir şeyi devam ettirmek
381
Idioms
keep this show on the road
v.
bir şeyin devam etmesini sağlamak
382
Idioms
keep this show on the road
v.
bir şeyi korumak
383
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
doğru yoldan ayrılmamak
384
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
doğru yoldan sapmamak
385
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
doğru yoldan şaşmamak
386
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak
387
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
cennete giden yoldan şaşmamak
388
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
doğru yolu takip etmek
389
Idioms
keep on the straight and narrow
v.
doğru yolda kalmak
390
Idioms
keep the show on the road
v.
bir şeyi sürdürmek
391
Idioms
keep the show on the road
v.
bir şeyi devam ettirmek
392
Idioms
keep the show on the road
v.
bir şeyi ayakta tutmak
393
Idioms
keep this show on the road
v.
bir şeyi sürdürmek
394
Idioms
keep this show on the road
v.
bir şeyi devam ettirmek
395
Idioms
keep this show on the road
v.
bir şeyi ayakta tutmak
396
Idioms
take a licking and keep on ticking
v.
her şeye rağmen devam etmek
397
Idioms
take a licking and keep on ticking
v.
yenilgiye rağmen yılmamak
398
Idioms
take a licking and keep on ticking
v.
yara alsa da dayanmak
399
Idioms
take a licking and keep on ticking
v.
zarar görse de çalışmaya devam etmek
400
Idioms
take a licking and keep on ticking
v.
yarı yolda bırakmamak/kalmamak
401
Idioms
take a licking and keep on ticking
v.
gördüğü zararı, engelleri, kayıpları, başarısızlıkları tolere edebilmek
402
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
403
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini eleştirmek
404
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini üstelemek
405
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
406
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
407
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
408
Idioms
keep a beady eye on somebody/something
v.
gözü birinin/bir şeyin üstünde olmak
409
Idioms
keep a beady eye on somebody/something
v.
birini/bir şeyi dikkatlice gözlemlemek
410
Idioms
keep a beady eye on somebody/something
v.
birinden/bir şeyden gözünü ayırmamak
411
Idioms
get/keep on the right side of somebody
v.
birinin suyuna gitmek
412
Idioms
get/keep on the right side of somebody
v.
birinin gözüne girmek
413
Idioms
get/keep on the wrong side of somebody
v.
birini kızdırmak
414
Idioms
get/keep on the wrong side of somebody
v.
birinin gözünden düşmek
415
Idioms
keep an open mind (on/about something)
v.
(bir şey konusunda) açık görüşlü olmak
416
Idioms
keep an open mind (on/about something)
v.
(bir şey konusunda) ön yargılı olmamak
417
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) açık görüşlü/fikirli olmak
418
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) ön yargılı olmamak
419
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) görüş değiştirmeye açık olmak
420
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) esnek görüşlü olmak
421
Idioms
keep both/your feet on the ground
v.
ayakları yere basar olmak
422
Idioms
keep both/your feet on the ground
v.
ayakları yere basmak
423
Idioms
keep both/your feet on the ground
v.
gerçekçi olmak
424
Idioms
keep both/your feet on the ground
v.
mantıklı olmak
425
Idioms
have/keep your finger on the pulse
v.
her şeyden haberdar olmak
426
Idioms
have/keep your finger on the pulse
v.
her şeye vakıf olmak
427
Idioms
have/keep your finger on the pulse
v.
neler olup bittiğini çok iyi bilmek
428
Idioms
have/keep your finger on the pulse
v.
(bir şeyin) nabzını tutmak
429
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
430
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
431
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
432
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
433
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
434
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
435
Idioms
keep (one) on (one's) toes
v.
(birini) ayakta tutmak
436
Idioms
keep (one) on (one's) toes
v.
(birini) sürekli aktif tutmak
437
Idioms
keep (one) on (one's) toes
v.
(birini) tetikte tutmak
438
Idioms
keep (one) on (one's) toes
v.
(birini) sürekli ayık tutmak
439
Idioms
keep (one) on (one's) toes
v.
(birini) diken üstünde tutmak
440
Idioms
keep (one) on a tight leash
v.
(birinin) dizginlerini eline almak
441
Idioms
keep (one) on a tight leash
v.
(birinin) dizginlerini elinde tutmak
442
Idioms
keep (one) on a tight leash
v.
(birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
443
Idioms
keep (one) on tenterhooks
v.
(birini) merak içinde bırakmak
444
Idioms
keep (one) on tenterhooks
v.
(birini) meraklandırmak
445
Idioms
keep (one) on tenterhooks
v.
(birine) dokuz doğurtmak
446
Idioms
keep (one) on the edge of (one's) chair
v.
(birini) hop oturtup hop kaldırmak
447
Idioms
keep (one) on the edge of (one's) chair
v.
(birini) meraklandırmak
448
Idioms
keep (one) on the edge of (one's) seat
v.
(birini) hop oturtup hop kaldırmak
449
Idioms
keep (one) on the edge of (one's) seat
v.
(birini) meraklandırmak
450
Idioms
keep (one) on the hop
v.
(birini) diken üstünde tutmak
451
Idioms
keep (one) on the hop
v.
(birini) sürekli meşgul tutmak
452
Idioms
keep (one) on the hop
v.
(birini) sürekli ayakta/ayık tutmak
453
Idioms
keep (one) on the hop
v.
(birini) sürekli aktif/tetikte tutmak
454
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
455
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
456
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
gözünü (birinden/bir şeyden) ayırmamak
457
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
458
Idioms
keep (one's) hair on [uk]
v.
sakin olmak
459
Idioms
keep (one's) hair on [uk]
v.
sabırlı olmak
460
Idioms
keep (one's) hair on [uk]
v.
soğukkanlı olmak
461
Idioms
keep (one's) hair on [uk]
v.
soğukkanlılığını korumak/bozmamak
462
Idioms
keep (one's) hair on [uk]
v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek
463
Idioms
keep (one's) head on a swivel
v.
gözünü dört açmak
464
Idioms
keep (one's) head on a swivel
v.
dikkatli olmak
465
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
düşüncelerini (bir şey) üzerinde yoğunlaştırmak
466
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
kafasını/aklını (bir şeye) vermek
467
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
(bir şey) üzerinde yoğunlaşmak
468
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
(bir şeyi) aklından çıkarmamak
469
Idioms
keep (one's) wig on
v.
sinirlenmemek
470
Idioms
keep (one's) wig on
v.
sakin olmak/kalmak
471
Idioms
keep (one's) wig on
v.
sakinliğini korumak
472
Idioms
keep (one's) wig on
v.
soğukkanlı kalmak
473
Idioms
keep (one's) wig on
v.
soğukkanlılığını korumak
474
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
475
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
476
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
477
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
478
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
479
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
480
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
481
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
482
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
483
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
484
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birinin) ayakta durmasına neden olmak
485
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birini) yürütmek
486
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birini) ayakta tutmak
487
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birini) ayık tutmak/ayıltmak
488
Idioms
keep (something) on (its) feet
v.
(bir şeyi) ayakta tutmak
489
Idioms
keep (something) on (its) feet
v.
(bir şeyi) çalışır halde tutmak
490
Idioms
keep (something) on (its) feet
v.
(bir şeyi) devam ettirmek
491
Idioms
keep (someone) on a short leash
v.
(birinin) dizginlerini elinde tutmak
492
Idioms
keep (someone) on a short leash
v.
(birinin) dizginlerini eline almak
493
Idioms
keep (someone) on a short leash
v.
(birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
494
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir şeyi) gizli tutmak
495
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir şeyi) kimseye söylememek
496
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir şeyi) sır olarak tutmak
497
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir haberi) pek yaymamak
498
Idioms
keep (something) on the hush
v.
(bir şeyi) gizli tutmak
499
Idioms
keep (something) on the hush
v.
(bir şeyi) kimseye söylememek
500
Idioms
keep (something) on the hush
v.
(bir şeyi) sır olarak tutmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of keep on!
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy