izlemek - Turco Inglés Diccionario
Historia

izlemek



Significados de "izlemek" en diccionario inglés turco : 67 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
izlemek pursue v.
izlemek monitor v.
izlemek track v.
izlemek follow v.
izlemek trace v.
izlemek follow-up v.
izlemek watch v.
General
izlemek monitorize v.
izlemek keep a tab on v.
izlemek chase v.
izlemek look on v.
izlemek shadow v.
izlemek tail v.
izlemek come on v.
izlemek eye v.
izlemek follow up v.
izlemek keep tabs on v.
izlemek go by v.
izlemek hound v.
izlemek dog v.
izlemek give chase v.
izlemek keep track of v.
izlemek supervene v.
izlemek ensue v.
izlemek follow v.
izlemek watch v.
izlemek follow in somebody's wake v.
izlemek run down v.
izlemek go after v.
izlemek hold to v.
izlemek oversee v.
izlemek succeed v.
izlemek trail v.
izlemek spectate v.
izlemek catch v.
izlemek tout v.
izlemek jaga v.
izlemek go v.
izlemek consecute v.
izlemek stamp v.
izlemek subsecute v.
izlemek supersede v.
izlemek view v.
Phrasals
izlemek start after v.
izlemek pattern after v.
izlemek make after v.
izlemek take something in v.
Colloquial
izlemek be with v.
izlemek dog around v.
Idioms
izlemek keep an eye on v.
izlemek come on the heels of v.
izlemek keep tab v.
Law
izlemek pursue v.
Politics
izlemek monitor to v.
Technical
izlemek observe v.
izlemek watch v.
izlemek succeed v.
izlemek trail v.
izlemek follow v.
izlemek trace v.
Computer
izlemek loft (in autocad) v.
Telecom
izlemek monitor v.
Automotive
izlemek track v.
Slang
izlemek dogg v.
izlemek glim v.
izlemek peep v.
izlemek finger v.

Significados de "izlemek" con otros términos en diccionario inglés turco: 293 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
sinsice izlemek stalk v.
izlemek (iz vb) track v.
General
haritayı izlemek follow a map n.
doğayla ilgili belgesel izlemek nature documentary n.
manzarayı izlemek enjoy the scenery n.
defileleri izlemek için ön sırada bulunan en prestijli ve arzu edilen koltukların bulunduğu alan frow (front row) n.
evde izlemek için önceden kaydedilmiş video kasetleri kiralama veya satma işi home video n.
izlemek (birisini) follow v.
televizyon izlemek watch television v.
yeni bir yol izlemek strike out v.
dikkatle izlemek contemplate v.
birbirini izlemek alternate v.
yörünge izlemek orbit v.
izlemek (tv vb) watch v.
birini sürekli olarak gizlice izlemek keep someone under surveillance v.
geri izlemek backtrack v.
birisini son derece dikkatli bir biçimde izlemek watch someone with eagle eye v.
birbirini sırayla izlemek alternate with v.
sinsi sinsi izlemek stalk v.
modayı izlemek follow the fashion v.
bir şeyi sonuna kadar oturarak izlemek sit through something v.
strateji izlemek pursue a strategy v.
strateji izlemek follow a strategy v.
adım adım izlemek dog somebody's steps v.
yolu izlemek follow the road v.
maçı izlemek see the match v.
maç izlemek watch the match v.
yöntem izlemek follow a method v.
film izlemek watch movie v.
film izlemek watch film v.
performans izlemek put in performance v.
politika izlemek adopt a policy v.
prosedür izlemek follow a procedure v.
politika izlemek pursue a policy v.
politika izlemek carry out a policy v.
politika izlemek follow a policy v.
politika izlemek pursue policy v.
politika izlemek follow policy v.
canlı izlemek watch live v.
(birbirlerini) sıra ile izlemek alternate v.
yarış izlemek watch the race v.
soyunu izlemek genealogize v.
birini ya da birşeyi dikkatlice izlemek watch with an eagle eye v.
yerinde izlemek watch on site v.
normal seyrini izlemek (hastalık) run its course v.
yakından izlemek tail v.
belgesel izlemek watch documentary v.
hayranlıkla izlemek watch with admiration v.
hayranlıkla izlemek gaze in admiration v.
hayranlıkla izlemek watch admiringly v.
hayranlıkla izlemek watch in admiration v.
olumlu tutum izlemek maintain a positive attitude v.
olumlu tutum izlemek take a positive attitude v.
tiyatro izlemek watch theatre v.
tutum izlemek maintain an attitude v.
gelişmeleri kaygıyla izlemek follow the developments with deep concern v.
gelişmeleri kaygıyla izlemek watch the developments with deep concern v.
tv izlemek watch tv v.
süreci izlemek watch the process v.
merakla izlemek watch curiously v.
merakla izlemek watch with curious eyes v.
değişiklikleri izlemek follow the changes v.
değişimleri izlemek watch the changes v.
değişiklikleri izlemek watch the changes v.
değişimleri izlemek follow the changes v.
televizyon izlemek watch tv v.
dalgalı bir seyir izlemek follow a fluctuating course v.
teknolojiyi izlemek follow the technology v.
teknolojiyi izlemek keep up with the technology v.
teknolojiyi izlemek keep pace with the technology v.
teknolojiyi izlemek keep up pace with the technology v.
ilgiyle izlemek watch with interest v.
futbol maçı izlemek watch a soccer match v.
futbol maçı izlemek watch a football match v.
oturup izlemek sit back and watch v.
(bir filmi) tekrar gösteriminde izlemek see it on a rerun v.
olup biteni uzaktan izlemek watch everything from the distance v.
talimatları izlemek follow orders v.
sessizce izlemek watch silently v.
manzarayı izlemek watch the scene v.
manzarayı izlemek watch the scenery v.
film izlemek watch a movie v.
film izlemek watch a film v.
güneşin doğuşunu izlemek watch the sunrise v.
güneşin batışını izlemek watch the sunset v.
gün batımını izlemek watch sunset v.
birlikte izlemek/seyretmek watch together v.
birbirini izlemek follow in quick succession v.
güneşin doğuşunu izlemek watch the sun rise v.
yeniden izlemek watch again v.
tekrar izlemek watch again v.
bir daha izlemek watch again v.
kasetin tamamını izlemek/seyretmek watch the whole tape v.
tüm kaseti izlemek watch the whole tape v.
hokey maçı izlemek watch a hockey game v.
farklı bir yöntem izlemek follow a different method v.
soyunu izlemek genealogise v.
konser izlemek watch a concert v.
çok tv izlemek watch too much tv v.
çok tv izlemek watch a lot of tv v.
çok televizyon izlemek watch too much tv v.
çok tv izlemek watch a lot of television v.
çok televizyon izlemek watch too much television v.
çok tv izlemek watch too much television v.
çok televizyon izlemek watch a lot of television v.
çok televizyon izlemek watch a lot of tv v.
ümitsizlikle izlemek watch with dismay v.
farklı bir yol izlemek take a different tack v.
dizi izlemek watch a tv show v.
dizi izlemek watch a tv series v.
yatay bir seyir izlemek reach a plateau v.
bir tv dizisinin bölümlerini art arda ve kısa zaman içinde izlemek binge-watch v.
yeni bir yol izlemek follow a new path v.
tekrar izlemek retrack v.
aksiyon filmi izlemek watch an action film v.
aksiyon filmi izlemek watch an action movie v.
bir şeyi dikkatle izlemek pree v.
bir şeyi dikkatle izlemek watch something carefully v.
haberleri izlemek watch the news v.
bir film ya da tv programını yeniden izlemek rewatch v.
tekrar izlemek rewatch v.
yeniden izlemek rewatch v.
vahşi hayvanları izlemek track wild animals v.
program izlemek watch a programme v.
program izlemek watch a program v.
doğa belgeseli izlemek watch a nature documentary v.
doğayla ilgili belgesel izlemek watch a nature documentary v.
evde film izlemek watch a movie at home v.
manzara izlemek enjoy a scenery v.
dvd izlemek watch a dvd v.
porno izlemek watch porn v.
havai fişek gösterisi izlemek watch firework show v.
gizlice izlemek tail v.
süreci izlemek follow up the process v.
yanlış taktik izlemek run riot v.
rota izlemek travel v.
sinemada film izlemek catch a movie v.
yol izlemek trod [scottish] v.
gizlice izlemek espy v.
yaşlı gözlerle boş boş izlemek blear v.
sinsice izlemek haunt v.
kıvrımlı yol izlemek boomerang v.
sessizce izlemek hint [scotland] v.
rotayı izlemek overstand v.
maraton şeklinde izlemek binge-watch v.
sonucu olarak izlemek develop v.
keyifle izlemek feast one's eyes v.
(av köpeği) avını izlemek peg v.
hedefe giden yolu izlemek satisfice [uk] v.
dönen bir rota izlemek coil v.
(köpek gezdirme bahanesiyle) kamusal alanda sevişmek veya sevişenleri izlemek dog v.
gelişmeleri izlemek follow v.
(uzaklaşan bir cismi) durmadan izlemek follow v.
gündemi izlemek follow v.
daha çok izlemek outwatch v.
ortadan kayboluncaya kadar izlemek outwatch v.
sonlanana kadar izlemek outwatch v.
(filmi, tv programını) genel gösterimden veya yayınlanmadan önce izlemek prescreen v.
peşi sıra izlemek second v.
mecburen izlemek sit through v.
sıkılarak izlemek sit through v.
tiyatro oyunu izlemek see a theater play v.
bir şeyi izlemek sue v.
Phrasals
(belli bir) puan farkla (birini) izlemek/takip etmek trail someone or something by something v.
aç gözlülükle izlemek gloat over v.
bir şeyi bir şeyin .....den izlemek view something through something v.
cinsel arzularla izlemek perv on v.
bir şeyi izlemek ya da dinlemek için hazırlamak cue up v.
dikkatlice izlemek stand over v.
yakından izlemek/takip etmek stand over v.
bir kanalı izlemek/dinlemek tune into (someone or something) v.
bir kanalı izlemek/dinlemek tune into v.
(birini ya da bir şeyi) izlemek follow on after (someone or something) v.
başkalarını izlemek follow along v.
yakından izlemek follow along v.
televizyon izlemek look in v.
bir şeyi izlemek follow something up v.
bir şeyi izlemek follow up on something v.
birini izlemek go after someone v.
(gelişmeleri) izlemek keep across (something) v.
(olan bir şeyi) elinden bir şey gelmeden izlemek look on as (something happens) v.
(olan bir şeyi) seyretmek/izlemek look on as (something happens) v.
aç gözlerle izlemek feast on v.
Phrases
izlemek üzere olduğunuz olaylar the events you are about to see expr.
Colloquial
birini izlemek bird-dog v.
gelişmeleri yakından izlemek keep tabs on v.
hareketlerini izlemek keep tabs on v.
Idioms
(araba kazası ya da ona benzer bir yol kenarı hadisesini izlemek için yavaşlayan şoförlerin yarattığı) hıncahınç trafik gapers' block n.
farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek march to a different beat v.
farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek march to a different drummer v.
durup hayatın akışını izlemek watch the world go by v.
durup insanların geliş gidişlerini/ne yaptıklarını izlemek watch the world go by v.
adım adım izlemek breathe down someone's neck v.
adım adım izlemek keep in step v.
birşeyi dikkatlice izlemek watch something with eagle eyes v.
birini çok dikkatli izlemek watch someone like a hawk v.
birşeyi dikkatlice izlemek watch something with an eagle eye v.
dikkatle bakmak/izlemek have one's beady eye on someone v.
çağını izlemek keep abreast of v.
dikkatle izlemek watch like a hawk v.
dikkatle bakmak/izlemek have beady eye on v.
çok sıkıcı bir şey izlemek watch paint dry v.
dikkatlice bakmak/izlemek have one's beady eye on someone v.
gelişmeleri izlemek keep abreast of v.
ilgiyle izlemek be all eyes v.
normal seyrini izlemek (hastalık) take its course v.
karışmadan izlemek stay on the sidelines v.
normal seyrini izlemek run its course v.
manzarayı izlemek take in scenery v.
seyrini izlemek run its course v.
sürekli izlemek keep a close watch on v.
seyrini izlemek take its course v.
tüm dikkatiyle izlemek be all eyes v.
yakından izlemek watch like a hawk v.
yakından izlemek keep a close watch on v.
(kural vb) izlemek be in line with v.
pür dikkat izlemek cock an eye at somebody/something v.
dikkatle bakmak/izlemek cock an eye at somebody/something v.
sürekli televizyon izlemek have square eyes v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek keep a beady eye on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek keep one's beady eye on (someone or something) v.
birinin yapacaklarını izlemek watch someone's smoke v.
farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek march to (the beat of) a different drum v.
(birini/bir şeyi) pür dikkat izlemek cock an eye at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) dikkatle izlemek cock an eye at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) gözünü dört açıp izlemek cock an eye at (someone or something) v.
bir oturuşta bir tv programının bir çok bölümünü arka arkaya izlemek binge-watch v.
(birini) adım adım izlemek breathe down (one's) neck v.
(birini/bir şeyi) pür dikkat izlemek cock an eye at (someone or something) v.
birini adım adım izlemek dog somebody's footsteps v.
(birini/bir şeyi) dolaylı yoldan izlemek/takip etmek put out (some) feelers (on someone or something) v.
farklı bir yol izlemek go a different way v.
o yolu izlemek go down that road v.
farklı bir yol izlemek go in a different direction v.
(birini/bir şeyi) dikkatle izlemek have (one's) beady eye on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) dikkatlice izlemek have (one's) beady eye on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) dikkatlice izlemek have a beady eye on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek keep (a) close watch on (someone or something) v.
yakından izlemek/takip etmek keep (close) watch v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek keep (close) watch over (someone or something) v.
sürekli izlemek keep a (close) watch v.
yakından izlemek keep a (close) watch v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek keep a close eye on (someone or something) v.
birini/bir şeyi yakından izlemek/takip etmek keep a close eye/watch on somebody/something v.
(birini/bir şeyi) sürekli/yakından izlemek keep a close rein on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) izlemek keep a tab on (someone or something) v.
gelişmeleri izlemek keep abreast of something v.
bir gözüyle (başka birini/bir şeyi) izlemek keep half an eye on (someone or something) v.
(birini veya bir şeyi) izlemek keep tabs on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) izlemek keep track of (someone or something) v.
bir şeyi/birini izlemek keep track of something/someone v.
'-i sürekli izlemek keep watch on v.
birini/bir şeyi sürekli izlemek keep watch on someone or something v.
(birini/bir şeyi) dikkatle izlemek watch (someone or something) like a hawk v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek watch (someone or something) like a hawk v.
(birini/bir şeyi) çok dikkatli izlemek watch (someone or something) like a hawk v.
(birini/bir şeyi) dikkatlice izlemek watch (someone or something) with an eagle eye v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek watch (someone or something) with an eagle eye v.
(birini/bir şeyi) çok dikkatli izlemek watch (someone or something) with an eagle eye v.
yapacaklarını izlemek watch (one's) smoke v.
Speaking
bir bilim kurgu filmi izlemek ister misin? would you like to watch a sci-fi movie? expr.
çizgi film izlemek watch cartoon expr.
hangisini önce izlemek istiyorsun? which one do you want to watch first? expr.
Law
(kişi veya grubun) hareketlerini yakından izlemek surveille v.
Politics
çekingen politika izlemek pursue a timid policy v.
çekingen bir politika izlemek pursue a timid policy v.
Technical
güneş sistemindeki nesneleri izlemek için kullanılan radar sistemi radar astronomy n.
konumunu saptayıp izlemek acquire v.
konumunu saptayıp izlemek acquire (radar) v.
gps ile izlemek tracking with gps v.
hatayı izlemek trace the error v.
ışın izlemek ray-trace v.
ışın izlemek raytrace v.
Computer
internet kullanıcılarını izlemek için kullanılan bir dosya bug n.
yolu izlemek loft (in autocad) v.
yolu izlemek extrude (autocad) v.
filmi izlemek için buraya tıklayın click here to watch the movie expr.
verileri izlemek için form şablonları yaratır creates form templates with data tracking expr.
Television
televizyon izlemek teleview [usa] v.
Automotive
(arka tekerlek) ön tekerleği düzgün bir şekilde izlemek track v.
Marine
(gemi) belirli bir rotayı izlemek take a departure v.
rotayı izlemek (belirli bir yere giden) steer for v.
(rotayı, mesafeyi) harita üzerinde pergelle izlemek prick (off) v.
Medical
ilerleyici bir seyir izlemek have progressive course v.
Geometry
ana hatlarını izlemek describe v.
Astronomy
dünyanın uydularını izlemek için kullanılan büyük bir kamera baker-nunn camera n.
Education
üniversite üyelerinin tören izlemek için toplanması convocation n.
Literature
geçeni izlemek aftereye v.
Military
nükleer silah görevleri almış personeli sürekli izlemek ve değerlendirmek amacıyla dizayn edilmiş bir program nuclear weapons personnel reliability programme n.
belirli birimleri izlemek veya takip etmek için geliştirilmiş bir plan movement schedule n.
Sport
ipte kayma sporundaki halat rotasını izlemek zip v.
Archaic
körü körüne izlemek dog v.
Slang
televizyon izlemek watch the box v.