follow - Turco Inglés Diccionario
Historia

follow

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "follow" en diccionario turco inglés : 93 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
follow v. takip etmek
follow v. izlemek
General
follow n. bilardoda bir vuruş
follow n. takip
follow n. devam niteliğindeki gazete yazısı
follow n. daha önemli bir gazete makalesi ile ilişkili olup genellikle ona ek olarak basılan gazete makalesi
follow v. uymak
follow v. izlemek (birisini)
follow v. kollamak
follow v. kavramak
follow v. peşinden gitmek
follow v. sonra gelmek
follow v. sonucu olmak
follow v. anlaşılmak
follow v. ardına düşmek
follow v. çıkmak
follow v. dinlemek
follow v. kovalamak
follow v. sürdürmek
follow v. anlamak
follow v. izlemek
follow v. itaat etmek
follow v. takip etmek
follow v. sonucu çıkmak
follow v. takipçi olmak
follow v. gözetim altında tutmak
follow v. (bir şeyin) yönünde ilerlemek
follow v. yöneltilmek
follow v. yönlendirilmek
follow v. aynı yolda bulunmak
follow v. (bir şeye) paralel olmak
follow v. (birinin) rehberliğini, komutasını veya liderliğini kabul etmek
follow v. bağlı olmak
follow v. sadık kalmak
follow v. uygulamak
follow v. model almak
follow v. örnek almak
follow v. taklit etmek
follow v. bağlı kalmak
follow v. (ticaret veya meslek) ile uğraşmak
follow v. meşgul olmak
follow v. ardından gelmek
follow v. beraberinde getirmek
follow v. netice yaratmak
follow v. sonucunda meydana gelmek
follow v. neticesinde ortaya çıkmak
follow v. dikkat etmek
follow v. özen göstermek
follow v. dikkatini vermek
follow v. gelişmeleri izlemek
follow v. peşi sıra gelmek
follow v. akabinde olmak
follow v. ile sonuçlanmak
follow v. eşlik etmek
follow v. refakat etmek
follow v. (önceki otoritenin) fikir veya inançlarını kabul etmek
follow v. aşırı ilgi duymak
follow v. davasında yardımcı olmak
follow v. liderliğini kabul etmek
follow v. riayet etmek
follow v. boyun eğmek
follow v. uyum sağlamak
follow v. doğrultusunda davranmak
follow v. sonraki olmak
follow v. halefi olmak
follow v. (dans eşinin yönlendirmesine) riayet etmek
follow v. (birine, bir şeye) göre hareket etmek
follow v. ilişkili olmak
follow v. (yol, rota) boyunca yürümek
follow v. (yol, rota) boyunca ilerlemek
follow v. (birinin) cenazesine katılmak
follow v. halef atamak
follow v. (uzaklaşan bir cismi) durmadan izlemek
follow v. (hareket halindeki bir şeye) gözünü dikmek
follow v. gözüyle takip etmek
follow v. her aşamasından haberdar olmak
follow v. gündemi izlemek
follow v. gelişmeleri takip etmek
follow v. günceli yakalamak
follow v. (emirleri, talimatları) yerine getirmek
follow v. hayatını din, öğreti gibi nosyonlara göre yaşamak
follow v. rehber veya lider olarak kabul etmek
follow v. otoritesine girmek
follow v. bağlılık göstermek
Technical
follow v. izlemek
follow v. takip etmek
Computer
follow n. (sosyal medyada) takipçi olma
follow v. (blog yazarını) takip listesine almak
follow adj. sosyal medyadaki takip özelliğine yönelik
follow adj. internetten takipleşmeye ait veya ilişkin
Sport
follow n. (bilardoda) beyaz topa hedef topun arkasından yuvarlanacağı şekilde ileri doğru verilen falso
follow n. (bilardoda) beyaz topun hedef topa temas ettikten sonra onunla yapışık gideceği şekilde yapılan vuruş
Card
follow v. bir kart oynandıktan hemen sonra aynı renkteki desteden başka bir kartı oynamak

Significados de "follow" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
follow-up n. takip
follow-up v. izlemek
General
follow on formulae n. devam mamaları
follow shot n. izleyici çekim
follow-up n. süreklilik
follow-up n. faydalanma
follow-up n. izlem
follow-up studies n. takip çalışmaları
follow-up n. takviye
follow-up n. takip etme
follow-on evaluation n. takip değerlendirmesi
follow-up n. takip etmede kullanılan herhangi bir şey
follow-up n. tepki
follow-through n. devam
follow-on operational test and evaluation n. daha önceki işletim ve değerlendirmede elde edilmeyen bilgiyi tamamlayan değerlendirme
follow-through n. tamamlama
follow-up n. tetkikin devamı
a follow-up n. devamı (niteliğinde)
close follow-up n. yakın takip
legal procedures to follow n. izlenecek yasal yollar
legal procedure to follow n. izlenecek yasal yol
force follow n. ileri falso
follow the lady n. bul karayı al parayı oyunu
follow the bee n. bul karayı al parayı oyunu
follow-up question n. ek soru
follow-up question n. (bir önceki sorunun mealinde onu takip eden) devam/takip sorusu
follow-up question n. tamamlayıcı soru
follow a map n. haritayı izlemek
follow-up diary n. başarı izleme ve değerlendirme raporu
follow-up measures n. takip önlemleri
follow-on n. arkasından gelme
follow-on n. arkasından gitme
follow-on n. birinden kısa süre sonra ölme
follow-on n. hemen akabinde olma
follow through n. söylediği şekilde gerekeni yapma
follow through n. işi lafta bırakmayıp halletme
follow one's nose v. dosdoğru gitmek
follow through v. gerçekleştirmek
follow up v. kovalamak
follow up v. izlemek
follow through v. sonunu getirmek (bir işin)
follow the fashion v. modayı izlemek
follow one's advice v. tavsiyesine uymak
follow suit v. aynı şeyi yapmak
follow someone's advice v. birinin sözünü dinlemek
follow the suit v. taklit etmek
follow up v. peşini bırakmamak
follow somebody's advice v. tavsiyeye uymak
follow out v. gerçekleştirmek
follow up v. sürdürmek
follow the plow v. çiftçilik yapmak
follow the plough v. çiftçilik yapmak
follow one's nose v. sezgilerine dayanarak hareket etmek
follow through v. tamamlamak
follow the lessons v. dersleri takip etmek
follow the instructions v. talimatlara uymak
follow up v. ardını bırakmamak
follow through on v. sonunu getirmek (bir işin)
follow on v. devam etmek
follow the suit v. aynı şeyi yapmak
follow the suit v. iskambilde aynı renkten oynamak
follow up v. takip etmek
follow the lesson v. ders takip etmek
follow about v. peşini bırakmamak
follow in someone's footsteps v. bir kimsenin izinde olmak
follow the fashion v. modayı takip etmek
follow up v. başka bir şey yaparak bir şeyi tamamlamak
follow the lead of someone v. birinin ardından gitmek
follow from v. sonucu çıkmak
follow through v. harfi harfine yerine getirmek
follow up v. araştırmak
follow in somebody's footsteps v. izinden yürümek
follow in somebody's wake v. izinden gitmek
follow in somebody's wake v. izlemek
follow in somebody's wake v. takip etmek
follow someone closely v. yakın takibe almak
follow someone v. birini takip etmek
follow a case v. davayı takip etmek
follow a strategy v. strateji izlemek
follow in (someone's) wake v. dümen suyundan gitmek
follow suit v. birisinin davranışını tekrarlamak
follow the road v. yolu izlemek
follow a method v. yöntem izlemek
follow the developments v. gelişmeleri takip etmek
follow a policy v. politika izlemek
follow a procedure v. prosedür izlemek
follow the rules v. kurallara bağlı kalmak
follow policy v. politika izlemek
follow suit v. aynı renkten oynamak
follow suit v. taklit etmek
follow suit v. aynı hareketi yapmak
follow blindly v. körü körüne bağlanmak
follow someone v. birisinin arkasından gitmek
follow through v. bitirmek
follow through v. bir işin sonunu getirmek
follow with the crowd v. çoğunluğun görüşüne katılmak
follow the plan v. planı takip etmek
follow a policy v. siyaset gütmek
follow a policy v. politika gütmek
follow the basis v. esaslara uymak
follow the plan v. plana uymak
follow the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla takip etmek
follow the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla izlemek
follow in someone's footsteps v. birinin izinden gitmek
follow the advice v. nasihat tutmak
follow the instruction v. talimata uymak
follow the instruction v. direktif doğrultusunda hareket etmek
follow the advice v. nasihate uymak
follow the instruction v. yönerge gereğince hareket etmek
follow a policy v. politika yürütmek
follow the changes v. değişimleri izlemek
follow the changes v. değişiklikleri takip etmek
follow the changes v. değişiklikleri izlemek
follow-up v. takibini yapmak
follow a fluctuating course v. dalgalı bir seyir izlemek
follow the technology v. teknolojiyi takip etmek
follow the latest developments v. yenilikleri takip etmek
follow the latest developments v. son gelişmeleri takip etmek
follow the technology v. teknolojiyi izlemek
follow in somebody's footsteps v. ayak izinden gitmek
follow one's advice v. tavsiyelerine uymak
follow the strips back v. şeritleri takip ederek dönmek
follow soccer v. futbolu takip etmek
follow in the footsteps v. izinden gitmek
follow an odor to its source v. bir kokuyu takip etmek
follow orders v. talimatları izlemek
follow the rules v. kurallara uymak
follow the literature v. literatürü takip etmek
follow in quick succession v. art arda olmak/gelmek
follow in quick succession v. birbirini izlemek
follow orders v. emirleri uygulamak
follow orders v. emirleri yerine getirmek
follow a certain dress code v. belli bir kıyafet kuralına uymak
follow in the tradition of v. geleneğini sürdürmek
follow in the tradition v. geleneği sürdürmek
follow a high-protein diet v. yüksek proteinli bir diyet uygulamak
follow a different method v. farklı bir yöntem izlemek
follow too close v. çok yakın mesafeden takip etmek
follow the bread crumbs v. ekmek kırıntılarını takip etmek
follow the traffic rules v. trafik kurallarına uymak
follow a new path v. yeni bir yol izlemek
follow the subject v. konuyu takip etmek
have someone follow v. izlettirmek
follow closely v. yakından takip etmek
follow obsessively v. takıntılı biçimde takip etmek
follow up the process v. süreci takip etmek
follow up the process v. süreci izlemek
follow suit v. mevcut takımla aynı türden bir kart oynamak
follow the hounds v. köpeklerle ava çıkmak
follow with interest v. ilgiyle takip etmek
follow out v. sonuna kadar takip etmek
follow out v. sonuçlanana kadar takip etmek
follow-up adj. sonraki
follow-up adj. tamamlayıcı
Phrasals
follow up v. yorulmak bilmez bir şekilde peşinden gitmek
follow up v. yakından takip etmek
follow up v. benzer bir davranışla eşlik etmek
follow up v. mevcut eylemi güçlendirmek
follow up v. devamını getirmek
follow up v. (mevcut yayım hakkında) daha fazla bilgi aramak
follow up v. aynı konu hakkında art arda haber yayınlamak
follow up v. tanı veya tedaviyi takiben hastayı düzenli olarak kontrol etmek
follow up v. daha fazla önlem almak
follow up with somebody v. bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için sözkonusu kişiyle irtibat halinde olmak
follow someone about v. peşine düşmek
follow (somebody) around v. peşine düşmek
follow someone around v. peşine düşmek
follow on after (someone or something) v. (birini ya da bir şeyi) takip etmek
follow on after (someone or something) v. (birini ya da bir şeyi) izlemek
follow on after (someone or something) v. ardından gitmek
follow on after (someone or something) v. ardından gitmek
follow on after (someone or something) v. ölen birisinin ardından ölmek
follow along v. ayak uydurmak
follow along v. başkalarını izlemek
follow along v. birilerinin peşinden gitmek
follow along v. sürüye uymak
follow along v. peşi sıra takip etmek
follow along v. dibinden ayrılmamak
follow along v. adım adım takip etmek
follow along v. yakından izlemek
follow along v. odaklanmak
follow (someone or something) about v. (birinin/bir şeyin) peşini bırakmamak
follow (someone or something) about v. (birinin/bir şeyin) peşinden ayrılmamak
follow (someone or something) about v. (birini/bir şeyi) kuyruk gibi takip etmek
follow (someone or something) around v. (birinin/bir şeyin) peşini bırakmamak
follow (someone or something) around v. (birinin/bir şeyin) peşinden ayrılmamak
follow (someone or something) around v. (birini/bir şeyi) kuyruk gibi takip etmek
follow (someone or something) around v. (birini/bir şeyi) adım adım takip etmek
follow (someone or something) around v. (birinin/bir şeyin) dibinden ayrılmamak
follow on v. arkasından gelmek/gitmek
follow on v. arkadan gelmek/gitmek
follow on v. ardından gelmek/gitmek
follow on v. peşinden ölmek
follow on v. arkasından ölmek
follow on v. ardından ölmek
follow on v. birinden kısa süre sonra ölmek
follow out v. dışarı doğru takip etmek
follow out v. dışarı çıkan birini takip etmek
follow out v. dışarı çıkan birinin arkasından gitmek
follow out v. ardından çıkmak
follow someone or something out v. (birini/bir şeyi) dışarı doğru takip etmek
follow someone or something out v. dışarı çıkan (birini/bir şeyi) takip etmek
follow someone or something out v. dışarı çıkan (birinin/bir şeyin) arkasından gitmek
follow someone or something out v. (birinin/bir şeyin) ardından çıkmak
follow through on (something) v. (bir şeyi) tamamlamak
follow through on (something) v. (bir şeyi) harfi harfine yerine getirmek
follow through on (something) v. (bir işin) sonunu getirmek
follow through on (something) v. (bir işi) bitirmek
follow through on (something) v. belirli bir beden hareketini sonuna kadar yapmak
follow through with (something) v. (bir şeyi) tamamlamak
follow through with (something) v. (bir şeyi) harfi harfine yerine getirmek
follow through with (something) v. (bir işin) sonunu getirmek
follow through with (something) v. (bir işi) bitirmek
follow through with (something) v. belirli bir beden hareketini sonuna kadar yapmak
follow someone up v. birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek
follow up (on someone) v. birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek
follow something up v. araştırmak
follow something up v. göz atmak
follow something up v. incelemek
follow something up v. bir şeyi takip/kontrol etmek
follow something up v. bir şeyi izlemek
follow up on something v. araştırmak
follow up on something v. göz atmak
follow up on something v. incelemek
follow up on something v. bir şeyi takip/kontrol etmek
follow up on something v. bir şeyi izlemek
follow up on (something) v. (birinden bir şey) hakkında bilgi almak
follow up on (something) v. biriyle irtibata geçip (bir şeyin) gidişatı/durumu hakkında bilgi almak
follow up on (something) v. (bir işin) yapılıp yapılmadığından emin olmak için söz konusu kişiyle irtibat halinde olmak
follow up on (something) v. (bir şeyi) takip/kontrol etmek
follow up on (something) v. (bir şeyin) gidişatını takip/kontrol etmek
follow up with (one) v. bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için (biriyle) irtibat halinde olmak
follow up with (one) v. (birinden bir şey) hakkında bilgi almak
follow up with (one) v. (biriyle) irtibata geçip bir şeyin gidişatı/durumu hakkında bilgi almak
follow through v. (bir eylemin) etkisini bir başka eylemle güçlendirmek
Phrases
follow us interj. bizi takip edin
my (founding) father, we follow your footsteps expr. atam izindeyiz
further information to follow expr. daha fazla bilgi az sonra
they are as follow expr. şunlar gibidir
Proverb
if one sheep leaps over the ditch, all the rest will follow eğer bir koyun hendekten atlarsa, diğerleri de arkasından atlar/onu takip eder
learning is a treasure that will follow its owner everywhere bilgi insanı her gittiği yerde/hayat boyu takip edecek bir hazinedir
Colloquial
follow-on n. devamı
follow the colours v. askere gitmek
follow the colours v. askere yazılmak
follow the colours v. orduya yazılmak
follow the colours v. orduya katılmak
I don't follow (you) expr. demek istediğini anlamıyorum
I don't follow (you) expr. ne dediğini anlamıyorum
I don't follow (you) expr. anlamıyorum
I don't follow (you) expr. anlamadım
fb (follow back) expr. geri takip
fb (follow back) expr. takibe takip
Idioms
a hard act to follow n. yeri doldurulamaz/doldurulması zor kimse/şey
a hard act to follow n. başarısına/seviyesine ulaşılması zor kimse/şey
a hard act to follow n. kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
a hard act to follow n. standardına ulaşılması zor kimse/şey
a tough act to follow n. yeri doldurulamaz/doldurulması zor kimse/şey
a tough act to follow n. başarısına/seviyesine ulaşılması zor kimse/şey
a tough act to follow n. kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
a tough act to follow n. standardına ulaşılması zor kimse/şey
a tough act to follow n. yeri doldurulması zor kimse/şey
a tough act to follow n. yerine gelecek her şeyi/herkesi gölgede bırakacak kimse/şey
a tough act to follow n. yeri doldurulması güç bir örnek
hard act to follow n. yeri doldurulamaz/doldurulması zor kimse/şey
hard act to follow n. başarısına/seviyesine ulaşılması zor kimse/şey
hard act to follow n. kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
hard act to follow n. standardına ulaşılması zor kimse/şey
tough act to follow n. yeri doldurulamaz/doldurulması zor kimse/şey
tough act to follow n. başarısına/seviyesine ulaşılması zor kimse/şey
tough act to follow n. kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
tough act to follow n. standardına ulaşılması zor kimse/şey
follow suit v. ayak uydurmak
follow in someone's footsteps v. birinin izinden gitmek
follow someone's example v. birinin izinden gitmek
follow in someone's footsteps v. birini kendine örnek almak
follow one's nose v. bir kokuyu takip etmek
follow one's lead v. birini örnek almak
follow in someone's footsteps v. birinin izinde yürümek
follow in someone's tracks v. birinin izinden yürümek
follow one's nose v. burnunun dikine gitmek
follow in someone's tracks v. birinin izinde yürümek
follow someone's lead v. birinin izinden gitmek
follow in someone's footsteps v. birinin izinden yürümek
be a tough act to follow v. elde edilmesi/tekrarlanması zor bir başarı elde etmek
be a hard act to follow v. elde edilmesi/tekrarlanması zor bir başarı elde etmek
one's actions follow one's words v. eylemleriyle verdiği sözler birbirini tutmak
follow one's lead v. izinden gitmek
follow one's nose v. içinden geldiği gibi hareket etmek
follow one's heart v. kalbinin sesini dinlemek
follow hard behind v. peşini bırakmamak
follow hard after v. peşini bırakmamak
follow hard on v. peşini bırakmamak
follow hard upon v. peşini bırakmamak
follow after the style of someone v. tarzını/stilini takip etmek
one's actions follow one's words v. vaatlerini yerine getirmek
follow to the ends of the earth v. (birinin peşinden) dünyanın öbür ucuna kadar gitmek
follow a middle course v. orta yolu bulmak
follow a middle course v. ortayı bulmak
follow a middle course v. orta yolda buluşmak
follow a middle course v. ara yolu bulmak
follow/steer/take a middle course v. orta yolu bulmak
follow/steer/take a middle course v. ortayı bulmak
follow/steer/take a middle course v. orta yolda buluşmak
follow/steer/take a middle course v. ara yolu bulmak
follow the example of v. birini örnek almak
follow the example of v. birinin yolundan/izinden gitmek
follow the example of v. birini kendine örnek almak
follow the example of v. birinin yaptıklarını yapmak
follow (one) to the ends of the earth v. (birinin) peşinden dünyanın öbür ucuna kadar gitmek
follow (one) to the ends of the earth v. (biri) dünyanın öbür ucuna gitse peşinden gitmek
follow (someone or something) in stride v. (birinin/bir şeyin) izinden gitmek
follow (someone or something) in stride v. (birinin/bir şeyin) yolundan gitmek
follow (someone or something) in stride v. (birinin/bir şeyin) peşinden gitmek/gelmek
follow (someone or something) in stride v. (birinin/bir şeyin) peşi sıra gitmek
follow heart v. kalbinin sesini dinlemek
follow in (one's) footsteps v. (birinin) izinde olmak
follow in (one's) footsteps v. (birinin) izinden gitmek
follow in (one's) footsteps v. (birinin) izinden yürümek
follow in (one's) footsteps v. (birini) kendine örnek almak
follow in (one's) tracks v. (birinin) izinde olmak
follow in (one's) tracks v. (birinin) izinden gitmek
follow in (one's) tracks v. (birinin) izinden yürümek
follow in (one's) tracks v. (birini) kendine örnek almak
follow in footsteps v. izinde olmak
follow in footsteps v. izinden gitmek
follow in footsteps v. izinden yürümek
follow in footsteps v. kendine örnek almak
follow in the footsteps of v. -in izinde olmak
follow in the footsteps of v. '-in izinden gitmek
follow in the footsteps of v. '-in izinden yürümek
follow in the footsteps of v. '-i kendine örnek almak
follow in the footsteps of (someone) v. (birinin) izinde olmak
follow in the footsteps of (someone) v. (birinin) izinden gitmek
follow in the footsteps of (someone) v. (birinin) izinden yürümek
follow in the footsteps of (someone) v. (birini) kendine örnek almak
follow in tracks v. izinde olmak
follow in tracks v. izinden gitmek
follow in tracks v. izinden yürümek
follow in tracks v. kendine örnek almak
follow lead v. ardından gitmek
follow lead v. izinden gitmek/yürümek
follow lead v. örnek almak
follow nose v. sezgilerine dayanarak hareket etmek
follow nose v. dosdoğru gitmek
follow nose v. bir kokuyu takip etmek
follow nose v. burnunun dikine gitmek
follow nose v. içinden geldiği gibi hareket etmek
follow the crowd v. herkesin yaptığını yapmak
follow the crowd v. topluluğa/çoğunluğa uymak
follow the crowd v. etrafındakilere uymak
follow the crowd v. grubun isteğine uymak
follow the golden mean v. ölçülü olmak
follow the golden mean v. aşırıya kaçmamak
follow the golden mean v. belli sınırlar içerisinde kalmak
follow the sea v. denizci olmak
follow the sea v. gemici olmak
follow your nose v. dosdoğru gitmek
follow your nose v. dümdüz gitmek
follow your nose v. burnunun dikine gitmek
follow your nose v. sezgilerine dayanarak hareket etmek
follow your nose v. içinden geldiği gibi hareket etmek
follow/go with the crowd v. herkesin yaptığını yapmak
follow/go with the crowd v. topluluğa/çoğunluğa uymak
follow/go with the crowd v. etrafındakilere uymak
follow/go with the crowd v. grubun isteğine uymak
Speaking
follow someone's facebook page v. birinin facebook sayfasını takip etmek
follow me interj. beni takip et
follow me interj. beni takip edin
follow me expr. beni izle
it does not follow that expr. bundan sonucu çıkarılamaz
don't follow me expr. beni takip etme
did you follow me here? expr. beni buraya kadar takip mi ettin?
you have to follow that system expr. bu sisteme ayak uydurmak zorundasınız
watch/follow us expr. bizi izleyin
do you want us to follow you? expr. peşinden gelelim mi?
Trade/Economic
debt follow-up n. alacak takibi
follow-on cost n. artçı maliyet
follow-up n. bir işin programa göre yürütülüp yürütülmediğinin denetlenmesi ve yapılması gerekli düzenlemeler konusunda yönetime bilgi verilmesi
follow-on cost n. bir olayın/durumun doğal sonucu olarak gelişen maliyet
debt follow-up n. borç takibi
unattended personnel follow-up form n. devamsız personel takip formu
business follow-up n. iş takibi
follow up report n. izleme raporu
follow-up calls n. izleme amaçlı telefon
follow up n. izleme
job follow-up n. iş takibi
follow-up n. izleme
commission follow-up n. komisyonun takibi
customer follow-up n. müşteri takip
customer follow-up n. müşteri takibi
project follow-up n. proje takip
project follow-up n. proje takibi
follow up service n. satış sonrası hizmet
after-sale follow-up n. satış sonrası takip
post-sale follow-up n. satış sonrası takip
order follow-up n. sipariş takibi
follow-up audit n. takip denetimi
corporate credit cards under follow up n. takipteki kurumsal kredi kartları
follow the market v. piyasayı takip etmek
Law
follow up all transactions at the public and private bodies and agencies in connection therewith n. bu işlemlerden dolayı bilcümle resmi ve hususi daireler ve kamu kurum ve kuruluşları nezdindeki işlemleri takip ve tedvire
case follow-up n. dosya takibi
initiation and follow-up of enforcement proceedings n. icra işlemlerinin başlatılması ve takibi
follow a proceeding v. davayı takip etmek
follow up business transactions thereat expr. elden iş takibine
follow and finalize all transactions with all public and private bodies, local administrations and other agencies both within the country and abroad expr. yurtiçi ve yurtdışındaki bilcümle resmi ve hususi daireler ile özel idareler ve sair merciler nezdindeki işlemlerimizi takip ve tedvire
Politics
regular follow-up n. düzenli izleme
follow-up activity n. izleme faaliyeti
follow-up n. izleme
follow-up n. takip
follow-up workshop n. takip semineri
follow-up counseling n. takip danışmanlığı
follow-up counseling n. tamamlayıcı danışmanlık
Institutes
department of support payments and follow-up n. destekleme ödemeleri ve takip dairesi başkanlığı
section of follow-up and implementation of international projects n. uluslararası proje takip ve uygulama şube müdürlüğü
Media
press follow up n. medya takibi
media follow-up n. medya takibi
Technical
follow-up study n. başarı izleme deneyi
follow die n. dizi kalıp
follow board n. izleme levhası
follow-up flag n. izleme bayrağı
execution deductions follow-up form n. icra kesintileri takip cetveli
follow up mechanism n. karşılama donanımı
follow-up n. karşılama donanımı
negative follow-up n. negatif izleme
follow-the-pointer indicator n. takip kadranı
follow me car n. takip et aracı
follow-on echelon n. takip kademesi
follow-on reinforcement n. takip eden kuvvetlendirme
auxiliary follow-up piston n. yardımcı takip pistonu
follow board n. şişenin içine kum sıkıştırılırken şablon ile şişenin üzerinde durduğu tahta
Computer
budget follow-up table n. bütçe takip tablosu
invoice follow-up n. fatura takibi
graph colors follow n. grafik renkleri
follow back n. geri̇ taki̇p
follow up flag n. izleme bayrağı
mutual follow n. karşılıklı takip
organization chart colors follow n. kuruluş şeması renkleri
project follow-up and reporting n. proje takibi ve raporlama
follow each other on twitter v. twitter'da takipleşmek
follow links expr. bağlantıları izle
follow links expr. bağları izle
follow up expr. izle
follow-up expr. izle
fb (follow back) abrev. sosyal medyada "geri takip" ifadesinin kısaltması
fb (follow back) abrev. sosyal medyada takip ettiği kişinin de kendini takip etmesi için kullanılan beni takip et ifadesinin kısaltması
Telecom
follow me functionality n. izle beni işlevselliği
follow-me diversion n. kişi takipli yönlendirme
system follow-up n. sistem takibi
Mechanic
follow rest n. torna tezgahında kaydırmalı kaidesi olan hareketli torna aleti
Textile
foll (follow) n. (örgüde) sonra gelme
Automotive
follow-up spark n. ardışık kıvılcım
follow me home n. refakatçi aydınlatma düzeni
Aeronautic
follow-me vehicle n. takip-et aracı
Marine
follow-up control n. geri dönüşlü kontrol
Medical
antenatal follow-up n. antenatal takip
one-year follow up results n. bir yıllık izlem sonuçları
follow-on milk n. devam sütü
dietary follow-up n. diyet takibi
echocardiographic follow-up n. ekokardiyografik takip
early follow-up program n. erken takip programı
disease follow-up n. hastalığın takip edilmesi
follow-up participation n. hastalık sonrası tedavilere katılma
patient follow-up n. hasta takibi
follow-up of juvenile idiopathic arthritis n. jüvenil idiopatik artrit izlemi
follow-up visit n. izlem ziyareti
follow-up interview n. izlem görüşmesi
clinic follow-up n. klinik takip
clinical follow-up n. klinik takip
follow-up examination n. kontrol muayenesi
mean follow-up period n. ortalama izlem süresi
neurodevelopmental follow-up n. nörogelişimsel takip
average length of follow-up n. ortalama takip süresi
follow-up participation n. özellikle alkol bağımlığı tedavisi sonrasında gerçekleştirilen tedavi uygulamalarına katılma
postoperative follow-ups n. postoperatif cerrahi sonrası takipler
postoperative follow-up n. postoperatif izleme
periodic follow-up visit n. periyodik izlem
risk-adapted follow-up n. riske göre izlem
radiological follow-up n. radyografik takip
well child follow-up n. sağlam çocuk izlemi
well child follow-up n. sağlıklı çocuk izlemi
follow-up file n. takip dosyası
post-discharge follow-up of high risk neonates n. taburcu edilen yüksek riskteki bebeklerin sonraki takipleri
follow-up care n. tedavi sonrası takip/bakım/izleme
post-therapy follow-up n. tedavi sonrası takip
long-term follow-up n. uzun süreli hasta takibi
follow-up of high risk neonates n. yüksek riskli bebeklerin takibi
lost to follow-up adj. takip dışı kalmış
lost to follow up adj. takipten çıkmış
Psychology
early psychiatric follow-up and treatment n. erken psikiyatrik takip ve tedavi
Pathology
routine postpartum follow-up n. rutin doğum sonrası takip
Food Engineering
infant formulae and follow-on formulae n. bebek mamaları ve tamamlayıcı mamalar
follow-on formula n. devam formülleri
follow-on formula n. devam maması
Statistics
follow-up n. izleme
Military
follow me vehicle n. arkamdan gel aracı
follow forces attack n. artçı kuvvetler taarruzu
follow-up element n. bakım ve artçı kısmı
follow me vehicle n. beni takip et otosu
follow-up n. çıkarma takviyesi
follow-up supply n. havadan ilk ikmal