be with - Turco Inglés Diccionario
Historia

be with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "be with" en diccionario turco inglés : 4 resultado(s)

Inglés Turco
Colloquial
be with v. arka çıkmak
be with v. desteklemek
be with v. izlemek
be with v. söyleneni anlamak

Significados de "be with" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
get/be cross (with somebody) v. küsmek
General
be straight with v. birine doğru söylemek
be endowed with v. allah birine bir şeyi vermek
be sickened with v. bıkmak
be welcomed with love v. sevgiyle karşılanmak
be pleased with v. hoşnut olmak
be bursting with laughter v. gülmekten katılmak
be at variance with v. ile uyuşmamak
be out of step with v. ayak uydurmamak
be fed up with v. yaka silkmek
be through with something v. elini eteğini çekmek
be pleased with oneself v. kendinden memnun olmak
be beset with v. kaplamak
be contented with v. kanıtlamak
be beset with v. (olumsuz yönleri) çok olmak
be taken with v. hoşlanmak
be content with what you have v. elindekiyle yetinmek
be acquainted with v. -e aşina olmak
be parallel with v. benzemek
be affiliated with v. üye olmak
be in step with v. adım uydurmak (başkalarına)
be pleased with v. -den memnun olmak
be in with v. gözüne girmiş olmak
be sickened with v. usanmak
be taken with fear v. korkuya kapılmak
be alive with v. dolu olmak
be furious with somebody at something v. öfkelenmek
be possessed with v. tutkusuyla yanıp tutuşmak
be unfamiliar with v. bilmemek
be friends with v. arkadaş olmak
be acquainted with v. tanımak
be too familiar with somebody v. laubali olmak
be out of favor with v. birinin gözünden düşmüş olmak
be ridden with v. ile dolu olmak
be at variance with v. ters düşmek
be fed up with v. bezmek
be bunged up with something v. tıkanmak
be on a par with v. eşit olmak
be fed up with v. gına getirmek
be affiliated with v. bağlı olmak
be greeted with cheers v. sevgi gösterileriyle karşılanmak
be taken up with v. ile meşgul olmak
be in contradiction with v. çelişmek
be at war with v. mücadele etmek
be closely acquainted with v. yakından bilmek
be in rapport with v. uyumlu olmak
be hurth with sarcastic words v. iğnelenmek
be infested with lice v. bitlenmek
be closeted with v. görüşme amacıyla birisi ile odaya kapanmak
be familiar with someone v. tanıdık gelmek
be alive with v. çok miktarda bulunmak
be closely acquainted with v. yakından tanımak
be unconcerned with v. kayıtsız kalmak
be taken with v. kapılmak
be smitten with v. yakalanmak
be contaminated with verdigris v. bakır çalmak
be offended with v. zoruna gitmek
be in bad with v. arası iyi olmamak
be preoccupied with one's own troubles v. kendi derdine düşmek
be shot through with v. bir şeyde bir öğe yer yer bulunmak
be bound up with v. bağlı olmak
be at loggerheads with v. ile ihtilafa düşmüş olmak
be smitten with v. birdenbire (bir hisse) kapılmak
be in touch with v. temasta bulunmak
be suffused with v. belirli bir renge boyanmak
be taken with v. etkilenmek
be saddled with v. üstüne kalmak
be overwhelmed with v. yenik düşmek (duygulara)
be snowed under with work v. başını kaşıyacak vakti olmamak
be surrounded with v. etrafı çevrili olmak
be beside oneself with v. kendini kaybetmek
be bond with somebody at heart v. birine yürekten bağlı olmak
be cross with somebody v. kızmak
be one with v. ile aynı fikirde olmak
be acquainted with something v. bilmek
be entrusted with something v. bir şeyle görevli olmak
be covered with perspiration v. tere batmak
be in league with v. müttefiki olmak
be concerned with v. alakadar olmak
be accordant with v. ile uyumlu olmak
be ready to burst with anger v. hırsından çatlamak
be beset by/with v. istila etmek
be assailed with doubts v. kuşkular içinde olmak
be studded with v. çok bulunmak (bir şey)
be petrified with astonishment v. donup kalmak
be in rapport with v. anlaşmak
be eaten up with pride v. kendini devaynasında görmek
be in with v. ile arkadaş olmak
be acquainted with v. bilmek
be comparable with v. ile karşılaştırılabilir olmak
be overcome with v. kötü bir şekilde etkilenmek
be obsessed with v. takıntı yapmak (bir şeyi)
be bursting with happiness v. mutluluktan havalara uçmak
be paired with v. birlikte ele almak
be in step with somebody v. aynı ayarda olmak (birisiyle)
be at variance with v. ile çelişmek
be smitten with v. aşık olmak
be in bad with something v. başı hoş olmamak
be friends with v. dostluk etmek
be surcharged with v. ile dopdolu olmak
be mixed up with v. ile ilişkisi olmak
be on familiar terms with v. senlibenli olmak
be swamped with v. batmak
be swamped with v. gömülmek
be smitten with v. birdenbire vurulmak (birisine)
be flushed with v. bir şeyin verdiği heyecanla dolu olmak
be obstinate with each other v. inatlaşmak
be convulsed with laughter v. gülmekten katılmak
be satisfied with v. hoşnut olmak
be on familiar terms with somebody v. samimi olmak
be overwhelmed with v. altında ezilmek (sorumluluk ağır bir iş vb)
be encrusted with v. ile süslü olmak (mücevherler)
be in with v. ile arası iyi olmak
be possessed with v. kapılmak
be in love with v. tutulmak
be angry with someone v. birine gücenmiş olmak
be stuck with v. üstlenmek
be laid up with v. evde kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle)
be at odds with v. aykırı olmak
be welcomed with cheers v. sevinç gösterileriyle karşılanmak
be quits with somebody v. fit olmak
be encumbered with v. ile doldurulmuş olmak
be left only with the shame of an intended misdeed v. ettiğiyle kalmak
be disgusted with v. bıkmak
be chocked up with something v. tıkanmak
be struck with great fear v. yüreğine inmek
be in accord with v. anlaşmak
be besotted with v. kapılmak
be troubled with v. rahatsızlık duymak
be friends with v. ile arkadaş olmak
be thick with v. kaynamak
be fed up with v. usanmak
be in the clear with v. izin almak (birinden bir şey için)
be bond with somebody at heart v. yürekten bağlı olmak
be encumbered with v. ile yüklü olmak
be tasked with v. görevlendirilmek
be at variance with v. ile araları bozuk olmak
be inconsistent with v. ile çelişmek
be infatuated with v. ayılıp bayılmak
be out of touch with v. ile temasta bulunmamak
be alive with v. kaynamak
be occupied with v. bağlanmak
be smitten with v. tutulmak
be covered with grass v. çimlenmek
be laid up with v. yatakta kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle)
be awash with v. bol miktarda bulunmak
be sincere with others v. açık olmak
be annoyed with v. birine kızgın olmak
be obsessed with v. aklına takmak
be unable to cope with v. baş edememek
be bound up with v. ilgili olmak
be out of keeping with something v. bir şeye uygun olmamak
be welcomed with cheers v. sevgi gösterileriyle karşılanmak
be vexed with someone v. birine kızmak
be beside oneself with joy v. külahını havaya atmak
be encrusted with v. ile kaplı olmak (kalınca bir tabaka)
be thick with v. ile kaplı olmak
be filled with v. dolu olmak
be friends with v. arkadaşlık etmek
be spread with honey v. ballanmak
be on good terms with v. biriyle arası iyi olmak
be pleased with v. -den hoşnut olmak
be weighed down with v. çok yüklü olmak (belirli bir şeyle)
be able to cope with v. baş edebilmek
be saturated with v. doymak
be imbued with v. ile dolu olmak
be in love with v. gönlü olmak
be suffused with v. ile kaplanmak
be popular with the public v. halk tarafından sevilmek
be overwhelmed (by/with) v. ambale olmak
be inconsistent with v. aynı görüşte olmamak
be troubled with v. rahatsız olmak
be even with v. acısını çıkarmak
be suffused with v. ile dolu olmak
be out of touch with v. habersiz olmak
be awash with v. ile dolu olmak
be in line with v. ile bir hizada olmak
be frantic with sorrow v. dövünmek
be smitten with v. kapılıvermek (güzel bir şeye)
be infested with fleas v. pirelenmek
be chocked with something v. tıkanmak
be inconsistent with v. ayrı fikirde olmak
be angry with v. küsmek
be entrusted with a task v. görevlendirilmek
be filled with admiration v. hayran kalmak
be charged with v. görevlendirilmek
be on familiar terms with somebody v. teklifsiz olmak
be busy with v. ile meşgul olmak
be cross with one's luck v. bahtına küsmek
eyes be bright with desire v. gözleri parlamak
be fascinated with v. kendini kaptırmak
be pleased with v. hoşlanmak
be chummy with v. ile ahbap olmak
be at war with v. uğraşmak
be on speaking terms with v. biriyle selamlaşıp konuşmak
be acquainted with v. ile tanışmak
be overcome with v. kapılmak
be in love with v. müptela olmak
be very close with v. samimi olmak
be contented with v. yetinmek
be cross with somebody about something v. kızmak
be overcome with v. tarafından mağlup olmak
be delighted with v. çok sevinmek
be in bad odor with v. gözünden düşmek
be honeycombed with v. ile dopdolu olmak
be smitten with v. çok hoşlanmak (güzel bir şeyden)
be out of step with v. ayak uydurmamak (birisine)
be infested with v. ile dolu olmak
be doubled up with laughter v. gülmekten yerlere yatmak
be pocked with v. çukurlar ile dolu olmak
be swamped with v. aşırı miktarda olmak
be stuck with v. yüklenmek
be cross with v. dargın olmak
be hand in and glove with v. ile yakın ilişki içinde olmak
be free with one's advice v. sorulmadan öğüt vermek
be associated with v. ile ilgisi olmak
be at daggers drawn with somebody v. kanlı bıçaklı olmak
be free with one's money v. parasını cömertçe harcamak
be sparing with v. esirgemek
be thick with v. çok miktarda bulunmak
be pleased with v. oyalanmak
be in love with v. aşık olmak
be faced with v. yüz yüze gelmek
be on bad terms (with someone) v. araları bozulmak
be occupied with doing v. uğraşmak
be confirmed with v. ile teyit edilmek
be furious with somebody v. öfkelenmek
be associated with v. ile ilişkisi olmak
be faced with v. karşı çıkmak
be seized with fear v. korkuya kapılmak
be friends with v. ahbaplık etmek
be smitten with v. gönlünü kaptırmak
be occupied with doing v. meşgul olmak
be on intimate terms with v. sıkı fıkı olmak
be in accord with v. ile uyumlu olmak
be besotted with v. sevdasına kapılmak
be overwhelmed with v. yenilmek
be seized with v. kapılmak
be greeted with love v. sevgiyle karşılanmak
be laid up with v. yatağa mahkum olmak
be in bad with v. arası bozuk olmak
be intimate with v. ile samimi olmak
be laid up with v. yatağa düşmek
be swamped with v. içinde boğulmak
be disenchanted with v. gözünden düşmek
be incongruous with v. aykırı düşmek
be on intimate terms with v. senlibenli olmak
be littered with v. gelişigüzel atılmış şeyler ile darmadağınık olmak
be in accordance with v. uygun olmak
be familiar with v. anlamak
be wracked with v. (hastalık vb yüzünden) çok çekmek
be studded with v. yer yer bulunmak
be out of touch with v. iletişim içinde olmamak
be paved with asphalt v. asfaltlanmak
be in touch with v. ile teması sürdürmek
be in contact with v. bağlantıyı koparmamak
be in contact with v. ile ilişkiyi koparmamak
be in touch with v. bağlantıyı koparmamak
be in touch with v. ile ilişkiyi koparmamak
be in contact with v. ile teması sürdürmek
be connected with v. ilişkili olmak
be get even with v. acısını çıkartmak
be deep in conversation with v. sohbete dalmak
be closely associated with v. yakından ilgili olmak
be closely connected with v. yakından ilgili olmak
be preoccupied with v. zihni bir şeyle meşgul olmak
be in step with something v. aynı ayarda olmak
be besotted with v. kendini bir şeye kaptırmak
be urgent with somebody v. zorlamak
be in bad odor with somebody v. kötü izlenim bırakmak
be angry with somebody v. kızmak
be urgent with somebody v. sıkıştırmak
be vexed with somebody v. küsmek
be in bad odour with somebody v. kötü izlenim bırakmak
be in touch with v. irtibat halinde olmak
be in contact with v. irtibat halinde olmak
be closely linked with v. yakından bağlı olmak
be closely involved with decisions v. kararda yakından söz sahibi olmak
be closely connected with v. biriyle sıkı fıkı dost olmak
be treated with caution v. dikkat göstererek
be in a beef with someone v. kanlı bıçaklı olmak
be in a beef with someone v. kavgalı olmak
be equipped with v. teçhizatlandırılmak
be armed with v. silahlandırmak
be fitted with v. teçhizatlandırmak
be displeased with v. burun bükmek
be displeased with v. burun kıvırmak
be treated with great respect v. el üstünde tutulmak
be displeased with v. dudak bükmek
be wild with joy v. göbek atmak
be gone with the wind v. yerinde yeller esmek
be in debt with (almost) everybody v. uçan kuşa borçlu olmak
be displeased with v. memnuniyetsizlik göstermek
be acquainted with v. aşina olmak
be graduate from ... with a degree v. dereceyle bitirmek
be busy with farming v. çiftçilikle uğraşmak
be put out with someone v. dargın olmak
be on good terms with v. arası iyi olmak
be in a relationship with someone v. biriyle ilişkisi olmak
be rigged with v. donatılmak
be decorated with ornaments v. donatılmak
not be saturated (with) v. doymamak
be not satisfied with v. yetinmemek
be not contented with v. yetinmemek
be not content with v. yetinmemek
be unconcerned with v. duyarsız olmak
be beset with a problem v. sorunla karşılaşmak
be met with approval v. onaydan geçmek
be faced with a problem v. bir problemle karşılaşmak
be confronted with a problem v. problemle karşılaşmak
be met with approval v. onay almak
be confronted with a problem v. sorunla karşılaşmak
be endowed with authority v. yetkilendirilmek
be beset with a problem v. problem ile karşılaşmak
be beset with a problem v. bir problemle karşılaşmak
be beset with a problem v. bir sorunla karşılaşmak
be greeted with astonishment v. şaşkınlıkla karşılanmak (haber vb)
be confronted with a problem v. bir problemle karşılaşmak
be confronted with a problem v. bir sorunla karşılaşmak
be faced with a problem v. bir sorunla karşılaşmak
be beset with a problem v. problem yaşamak
be beset with a problem v. problemle karşılaşmak
be faced with a problem v. sorunla karşılaşmak
be faced with a problem v. problemle karşılaşmak
be fraught with difficulties v. zorluklarla dolu olmak
be caked with blood v. üzeri kanla kaplanmış olmak
be caked with blood v. üzeri kanla kaplanmak
be in relation with v. ilişki içinde olmak
be covered with dust v. tozla kaplanmak
be covered with dust v. tozla kaplı olmak
be covered with dust v. toz ile kaplı olmak
be covered with dust v. toz ile kaplanmak
be provided with v. haiz olmak
be vested with v. haiz olmak
be stricken with griefs v. acılar yaşamak
be stricken with grief v. acılı olmak
be overcome with griefs v. acılar yaşamak
be racked with pain v. acılar içinde kıvranmak
be filled with longing v. özlemle dolu olmak
be filled with anxiety v. meraktan çatlamak
be covered with mould v. küfle kaplanmak
be in with a chance v. şans bulmak
be unable to get along with others v. çevresi ile geçinememek
be unable to get on with others v. çevresi ile geçinememek
be in relation with v. ilişki içinde bulunmak
be laden with v. (ile) dolu olmak
be filled with sadness v. üzüntü basmak
be faced with a problem v. problem yaşamak
be filled with apprehension v. tedirginlik duymak
be fraught with a problem v. problem yaşamak
be obsessed with something v. birşeyle kafayı bozmak
be in cooperation with v. ile işbirliği yapmak
be filled with hate v. nefret duymak
be filled with air v. şişirilmek
be content with v. halinden memnun olmak
be in line with the rules v. kurallara bağlı kalmak
be petrified with astonishment v. kalakalmak
be petrified with astonishment v. donakalmak
be petrified with astonishment v. kal gelmek
be petrified with astonishment v. kala kalmak
be struck with consternation v. şaşkınlık içinde kalmak
be in a relationship with v. ilişki içinde bulunmak
be in contact with v. ilişki içinde olmak
be in a relationship with v. ilişki içinde olmak
be in contact with v. ilişki içinde bulunmak
be in connection with v. ilişki içinde olmak
be in connection with v. ilişki içinde bulunmak
be filled with compassion v. şefkat dolu olmak
be connected (with) v. dahili olmak
be infatuated with v. vurulmak
be infatuated with v. karasevdaya düşmek
be infatuated with v. delicesine aşık olmak
be infatuated with v. sevdalanmak
be aboveboard with v. açık olmak (dürüst)
be content with one's situation v. halinden memnun olmak
be alone with v. başbaşa kalmak
be covered with ice v. buz tutmak
be covered with ice v. buz bağlamak
be deeply occupied with v. derdine düşmek
be entrusted with a task v. göreve getirilmek
be diagnosed with v. teşhisi konulmak
be in conflict with v. ihtilafa düşmek
be struck with admiration v. hayran kalmak
be faced with dilemma v. çelişki yaşamak
be covered with cobwebs v. örümcek bağlamak
be touched with blue v. maviye çalmak
be tinged with a touch of blue v. maviye çalmak
be content with one's life v. hayatından memnun olmak
be deeply bound up with v. derinden bağlı olmak
be worried with regards to v. -den dolayı kaygılanmak
be worried with regards to v. ile ilgili olarak endişelenmek
be worried with regards to v. (birini vb) merak etmek
be worried with regards to v. -den endişe duymak
be worried with regards to v. -den kaygılanmak
be worried with regards to v. -den kaygı duymak
be faced with a crisis v. kriz yaşamak
be struck with paralysis v. felç geçirmek
be a odds with v. araları açılmak
be a odds with v. araları bozulmak
be directly associated with v. doğrudan bağlantılı olmak
be directly associated with v. doğrudan alakalı olmak
be directly associated with v. doğrudan ilişkili olmak
be fraught with problems v. problemlerle karşılaşmak
be confronted with problems v. sorunlarla karşılaşmak
be fraught with problems v. sorunlarla karşılaşmak
be confronted with problems v. problemlerle karşılaşmak
be faced with problems v. problemlerle karşılaşmak
be faced with problems v. sorunlarla karşılaşmak
be beset with problems v. problemlerle karşılaşmak
be beset with problems v. sorunlarla karşılaşmak
be familiar with v. -i iyi bilmek
be parallel with v. -e paralel olmak
be in conformity with v. -e uygun olmak
be in love with v. -i sevmek
be open-mouthed with amazement v. parmağı ağzında kalmak
be in conformity with v. -e uymak
be credited with v. -e sahip olduğuna inanılmak
be accordant with v. -e uygun olmak
be in keeping with v. -e uygun olmak
be uncomfortable with v. -den rahatsızlık duymak
be in step with v. -e ayak uydurmak
be enchanted with v. -e bayılmak
be in love with v. -e aşık olmak
be afflicted with v. -den mustarip olmak
be infatuated with v. -e deli gibi aşık olmak
be open-mouthed with amazement v. parmak ısırmak
be enchanted with v. -i çok sevmek
be happy with v. -den memnun olmak
be overwhelmed with v. -e boğulmak
be in line with v. -e uymak
be parallel with v. -e benzemek
be charged with v. ile suçlanmak
be out of touch with v. yeni gelişmeler hakkında bilgisi olmamak
be faced with v. karşı karşıya kalmak
be obsessed with v. takıntı haline getirmek
be pleased with (someone/something) v. memnuniyet duymak
be vested with v. salahiyetini haiz olmak
be congenial with v. -e uygun olmak
be in accord with v. -e uymak
be stricken with an ailment v. bir hastalığa yakalanmak
be infected with a disease v. bir hastalığa yakalanmak
be in negotiation with v. görüşme halinde olmak
be celebrated with various ceremonies v. çeşitli törenlerle kutlanmak
be in contact with v. görüşme halinde olmak
be assaulted by someone with a gun v. silahlı saldırıya uğramak
be in competition with v. rekabete girmek
be charged with treason v. vatan hainliği ile suçlanmak
be charged with treason v. vatana ihanetle suçlanmak
be connected with v. -den gelmek
be connected with v. bağlantılı olmak
be at peace with oneself v. kendisiyle barışık olmak
be at peace with oneself v. kendiyle barışık olmak
be conformed with v. uygun olmak
be compatible with interest v. çıkarlara uymak
be intoxicated with v. -den coşmak
be intoxicated with v. -den dolayı çok heyecanlanmak
be infatuated with v. gönlünü kaptırmak
be infatuated with v. kara sevdaya tutulmak
be on bad terms with someone v. birisiyle ilişkileri kötü olmak
be on good terms with someone v. birisiyle iyi ilişkiler içinde olmak
be infatuated with v. abayı yakmak
be filled with admiration v. hayranlık duymak
be filled with admiration v. hayranlık beslemek
be put in touch with someone v. birilerine yönlendirilmek
be put in touch with someone v. birisine yönlendirilmek
be filled with joy v. sevinçle dolmak
be filled with joy v. sevinç dolu olmak
be obsessed with v. takıntısı olmak
be pregnant with someone's baby v. birinin çocuğuna hamile olmak
be familiar with sewing and embroidery v. dikiş nakıştan anlıyor olmak
be pregnant with someone's baby v. bebeğini taşımak
be pregnant with someone's baby v. çocuğunu taşımak
be pregnant with someone's baby v. birinin bebeğine hamile olmak
be familiar with sewing and embroidery v. dikiş nakıştan anlamak
be well-known with its v. ile meşhur olmak
be taken to hospital with suspected broken leg/arm v. kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
be well-known with its v. ile bilinmek
be influxed with visitors v. ziyaretçi akınına uğramak
be flooded with visitors v. ziyaretçi akınına uğramak
be packed with celebrities v. ünlülerle dolu olmak
be packed with celebrities v. ünlülerle dolup taşmak
be packed with celebrities v. ünlü kaynamak
be on a par with someone v. aynı kulvarda olmak
be in communication with v. iletişim içerisinde olmak
be in touch with v. iletişim içinde olmak
be in communication with v. iletişim içinde olmak
be in communication with v. iletişimde olmak
be in touch with v. iletişim içerisinde olmak
be in communication with v. iletişim halinde olmak
be in touch with v. iletişim halinde olmak
be in touch with v. iletişimde olmak
(one's finger) be numb with the cold v. soğuktan parmakları uyuşmak
be compatible with the interest v. çıkara uymak
be burdened with mortgage v. ipotekli olmak
be in communication with v. iletişimde kalmak
be remembered with respect v. saygıyla hatırlanmak
be remembered with respect v. saygıyla anılmak
be bored with v. bir şeyden sıkılmak
be bored with v. -den sıkılmak
be in arrear with the payment v. ödemede gecikmiş olmak