kaynamak - Turco Inglés Diccionario
Historia

kaynamak



Significados de "kaynamak" en diccionario inglés turco : 40 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kaynamak boil v.
General
kaynamak stew v.
kaynamak conglutinate v.
kaynamak bubble v.
kaynamak teem v.
kaynamak come to the boil v.
kaynamak bubble up v.
kaynamak join v.
kaynamak be alive with v.
kaynamak well out v.
kaynamak boil away v.
kaynamak founder v.
kaynamak swarm with v.
kaynamak swarm v.
kaynamak ferment v.
kaynamak weld v.
kaynamak teem with v.
kaynamak abound v.
kaynamak be thick with v.
kaynamak well v.
kaynamak surge v.
kaynamak seethe v.
kaynamak surge up v.
kaynamak boil v.
kaynamak effervesce v.
kaynamak ebulliate [obsolete] v.
kaynamak bile [dialect] v.
kaynamak foam v.
kaynamak siver v.
kaynamak sny [dialect] [uk] v.
Idioms
kaynamak come to a boil v.
kaynamak come to a boil v.
Technical
kaynamak boil v.
kaynamak stick v.
kaynamak solder v.
Textile
kaynamak boil v.
Automotive
kaynamak seize v.
Biology
kaynamak conjugate v.
Biochemistry
kaynamak fuse v.
kaynamak fuze v.

Significados de "kaynamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 105 resultado(s)

Turco Inglés
General
arada kaynamak pass unnoticed v.
kanı kaynamak take a shine to somebody v.
kanı kaynamak cotton to v.
içten içe kaynamak simmer v.
arada kaynamak get lost in the shuffle v.
kaynamak (kırık bir kemiğin uçları birbirine) set v.
özü kalana kadar kaynamak boil down v.
kanı kaynamak be full of life v.
kaynamak (gizli bir iş) simmer v.
yavaş yavaş kaynamak simmer v.
kanı kaynamak click v.
kanı kaynamak be full of beans v.
kaynamak (öfke vb duygularla için için) simmer with v.
kaynamak (kemik) knit v.
fıkır fıkır kaynamak boil up v.
kanı kaynamak take to v.
kanı kaynamak hit it off with somebody v.
karınca yuvası gibi kaynamak be as busy as grand central station v.
kanı kaynamak hit it off v.
ile kaynamak abound in v.
ünlü kaynamak be packed with celebrities v.
kanı kaynamak take a liking to someone v.
kanı kaynamak take a fancy to something v.
kanı kaynamak take a liking to something v.
kanı kaynamak take a fancy to someone v.
fokur fokur kaynamak boil up v.
fokur fokur kaynamak boil profusely v.
böcek kaynamak be crawling with insects v.
amele kaynamak be crowded with rednecks v.
maganda kaynamak be full of hicks v.
maganda kaynamak be crowded with hicks v.
maganda kaynamak be crowded with rednecks v.
maganda kaynamak be full of rednecks v.
bir taşım kaynamak come to a boil v.
ile kaynamak/dolu olmak/dolup taşmak be flooded with v.
sinirden kaynamak be boiling with anger v.
tekrar kaynamak reboil v.
tekrar kaynamak re-boil v.
kanı kaynamak bile [dialect] v.
(hava) kaynamak boil v.
aniden ve şiddetle kaynamak bump v.
kanı kaynamak conceit [uk] v.
yavaş yavaş kaynamak sile [dialect] [uk] v.
içten içe kaynamak sile [dialect] [uk] v.
içten içe kaynamak simper [dialect] [uk] v.
Phrasals
araya kaynamak blend in v.
ile kaynamak pullulate with v.
ile kaynamak teem in v.
(bir yer) -ile kaynamak crawling with someone v.
-ile kaynamak bustle with v.
içi (bir şey) kaynamak writhe with (something) v.
içinde kımıl kımıl bir şeyler kaynamak writhe with something v.
içinde bir şeyler kaynamak writhe with something v.
birbirine kaynamak knit together v.
kaynamak (kırık kemik) knit together v.
ile kaynamak/kızışmak boil with v.
(biri/bir şey) kaynamak crawl with (someone or something) v.
araya kaynamak edge in v.
arada kaynamak get by v.
(bir şey) kaynamak jump with (something) v.
(bir şeyle) kaynamak seethe with (something) v.
(bir şey) kaynamak seethe with (something) v.
(biri/bir şey) kaynamak swarm with (someone or something) v.
(biri/bir şey) kaynamak teem with (someone or something) v.
Proverb
başında beklediğin tencere kaynamak bilmez a watched kettle never boils
Colloquial
amele kaynamak be crowded with hicks v.
amele kaynamak be full of hicks v.
maganda kaynamak be full of hicks v.
maganda kaynamak be crowded with hicks v.
böcekle kaynamak be crawling with insects v.
böcek kaynamak be crawling with insects v.
para kaynamak be full of money v.
Idioms
birbirine anında kanı kaynamak get on like a house afire v.
arada kaynamak fall/drop/go/slip through the cracks v.
bir şeyle kaynamak be seething with v.
bir kazanda kaynamak row in the same boat v.
birisine kanı kaynamak take a shine to someone v.
böcek/karınca vs. kaynamak crawling with some kind of creature v.
fıkır fıkır kaynamak champ at the bit v.
fıkır fıkır kaynamak be full of piss and vinegar v.
kanı kaynamak hit it off v.
kanı kaynamak develop liking v.
kanı kaynamak take a shine to v.
kanı kaynamak take a fancy to v.
kanı kaynamak take a shine to someone v.
suyu ısınmak/kaynamak one's goose is cooked v.
suyu kaynamak cook one's goose v.
(bir yer) (insan vb.) kaynamak be alive with (people or things) v.
(bir yer) (insan vb.) kaynamak be alive with something v.
(biri/bir şey) kaynamak be swimming with (someone or something) v.
(bir şey) kaynamak be infested with (something) v.
arada kaynamak be lost in the shuffle v.
arada kaynamak blend into the woodwork v.
arada kaynamak blend into the woodwork v.
arada kaynamak fade into the woodwork v.
çorba kaynamak put bread on the table v.
kıçında kurt kaynamak get ants in the pants v.
kıçında kurt kaynamak get ants in one's pants v.
çorba kaynamak put food on the table v.
(birine/bir şeye) kanı kaynamak take a shine to (someone or something) v.
Medical
kaynamak (kırık kemikler) mend v.
Gastronomy
yavaş yavaş kaynamak coddle v.
fazla kaynamak overboil v.
Slang
suyu ısınmak/kaynamak be in a pickle v.
suyu ısınmak/kaynamak get in a pickle v.