seize - Turco Inglés Diccionario
Historia

seize

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "seize" en diccionario turco inglés : 69 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
seize v. el koymak
seize v. zorla almak
seize v. kapmak
General
seize v. gasp etmek
seize v. havada kapmak
seize v. kaçırmamak
seize v. haciz koymak
seize v. tutuklamak
seize v. ganimet almak
seize v. anlamak
seize v. tutmak
seize v. zaptetmek
seize v. takılmak (makine)
seize v. gaspetmek
seize v. almak
seize v. müsadere etmek
seize v. benimsemek
seize v. takılmak
seize v. kabullenmek
seize v. haczetmek
seize v. enselemek
seize v. ensesine yapışmak
seize v. zapt etmek
seize v. yapışmak
seize v. kapmak
seize v. el atmak
seize v. ele geçirmek
seize v. yakalamak
seize v. el koymak
seize v. esir almak
seize v. tevkif etmek
seize v. tutsak almak
seize v. zorla alıkoymak
seize v. son çare olarak son çare olarak sarılmak
seize v. tamamen kavramak
seize v. fiziksel saldırıda bulunmak
seize v. fiziken bunaltmak
seize v. ızdırap vermek
seize v. (birinin zihnini) tamamen ele geçirmek ince bir şeyle bağlamak
seize v. ince telle birbirine tutturmak
seize v. sicimle bağlamak
seize v. haberdar olmak
seize v. bilgi sahibi olmak
seize v. çekip almak
Law
seize v. haciz koymak
seize v. haczetmek
seize v. müsadere etmek
seize v. tutuklamak
seize v. tutmak
seize v. yakalamak
seize v. zapt etmek
Technical
seize n. sıkılık
seize v. ele geçirmek
seize v. kavramak
seize v. sıcaklık ya da yağsızlıktan dolayı yapışmak
seize v. yakalamak
Computer
seize v. hat ele geçirmek
Mechanic
seize v. tutukluk yapmak
Automotive
seize n. donma
seize v. haczetmek
seize v. kaynamak
seize v. yatak sarmak
Marine
seize v. sicim sararak bağlamak
Medical
seize v. nöbet geçirmek
seize v. atak geçirmek
Gastronomy
seize v. (erimiş çikolata) pütürlenmek
Fishery
seize v. (balık) oltayla tutmak
Military
seize v. ele geçirmek
seize v. yakalamak

Significados de "seize" con otros términos en diccionario inglés turco: 117 resultado(s)

Inglés Turco
General
seize up v. tutukluk yapmak
seize by the collar v. yakasından tutmak
seize the opportunity v. fırsatı ganimet bilmek
seize upon v. değerlendirmek
seize on v. yakalamak
seize by the neck v. ensesinden yakalamak
seize on v. tutmak
seize upon v. benimsemek
seize on v. değerlendirmek
seize upon v. kaçırmamak
seize a chance v. şans yakalamak
seize a chance v. eline şans geçmek
seize someone's pasaport v. pasaportuna el koymak
seize the initiative v. inisiyatifi ele almak
seize a place v. yer kapmak
seize the driver's license v. ehliyete el koymak
seize the opportunity v. fırsatı değerlendirmek
seize the opportunity v. fırsatı kaçırmamak
seize control v. kontrolü ele geçirmek
seize power v. gücü ele geçirmek
seize the moment v. anı yakalamak
seize someone by v. bileğinden tutmak/yakalamak
seize engine v. (yağ koymayı unutup) motoru yakmak
seize (on) v. son çare olarak başvurmak
seize (upon) v. son çare olarak başvurmak
seize (up) v. güçlükle ilerlemek
seize (up) v. zorla ilerlemek
seize (up) v. yavaşlamak
seize [obsolete] v. bir yerde kabul görmek
seize [obsolete] v. bir yerde tanınmak
seize with teeth v. diş geçirmek
seize with teeth v. dişle koparmak
seize with teeth v. dişleyerek parçalamak
Phrasals
seize on v. ele geçirmek
seize on v. aniden ve zorla sahip olmak
seize someone with something v. bir şey ile (kol vb) birini tutmak/yakalamak
seize up v. durmak
seize something up v. kapmak/tutmak
seize on v. sıkıca tutmak/kavramak
seize upon v. sıkıca tutmak/kavramak
seize onto v. tutmak
seize (someone or something) with (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak
seize (someone or something) with (something) v. (birine/bir şeye bir şeyle) sıkıca tutunmak
seize onto (something) v. (bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak
seize onto (something) v. (bir şeye) sıkıca tutunmak
seize onto (something) v. (bir şeyi) şevkle/hevesle kabul etmek
seize onto (something) v. (bir şeyi) şevkle/hevesle benimsemek
seize onto (something) v. (bir şeye) şevkle/hevesle girişmek
seize onto (something) v. (bir şeyin) üzerine atlamak
seize onto (something) v. (bir şeyi) havada kapmak
seize onto (something) v. (bir taktiğe/plana) başvurmak
seize onto (something) v. (bir taktik/plan) uygulamak
seize on (something) v. (bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak
seize on (something) v. (bir şeye) sıkıca tutunmak
seize on (something) v. (bir şeyi) şevkle/hevesle kabul etmek
seize on (something) v. (bir şeyi) şevkle/hevesle benimsemek
seize on (something) v. (bir şeye) şevkle/hevesle girişmek
seize on (something) v. (bir şeyin) üzerine atlamak
seize on (something) v. (bir şeyi) havada kapmak
seize on (something) v. (bir taktiğe/plana) başvurmak
seize on (something) v. (bir taktik/plan) uygulamak
seize upon (something) v. (bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak
seize upon (something) v. (bir şeye) sıkıca tutunmak
seize upon (something) v. (bir şeye) yapışmak
seize upon (something) v. (bir şeyi) şevkle/hevesle kabul etmek
seize upon (something) v. (bir şeyi) şevkle/hevesle benimsemek
seize upon (something) v. (bir şeye) şevkle/hevesle girişmek
seize upon (something) v. (bir şeyin) üzerine atlamak
seize upon (something) v. (bir şeyi) havada kapmak
seize upon (something) v. (bir taktiğe/plana) başvurmak
seize upon (something) v. (bir taktik/plan) uygulamak
seize with v. ile tutmak/yakalamak
seize on v. benimsemek
seize on v. edinmek
Phrases
seize the day expr. anı yaşa
seize the day expr. şu anın tadını çıkar
Colloquial
seize fate by the throat v. feleğin çarkına çomak sokmak
seize the hour expr. anı yaşa
seize the hour expr. şu anın tadını çıkar
seize the hour expr. içinde bulunduğun zamanı yaşa
seize the hour expr. anın/içinde bulunduğun saatlerin tadını çıkar
seize the hour expr. anı yakala
seize the day expr. anı yaşa
seize the day expr. şu anın tadını çıkar
seize the day expr. içinde bulunduğun zamanı yaşa
seize the day expr. anın/içinde bulunduğun saatlerin tadını çıkar
seize the day expr. anı yakala
Idioms
seize the moral high ground v. ahlaken daha üst bir konumda olduğunu iddia etmek
seize the moral high ground v. ahlaken üstün görünmeye çalışmak
seize the moral high ground v. ahlaken üstün bir tutum sergilemek
seize the moral high ground v. ahlaken üstün bir tavır takınmak
seize the day v. günü yaşamak
seize the moral high ground v. kendi argümanının/savunduğu fikrin karşısındakinden üstün olduğunu iddia etmek
seize the moral high ground v. kendi argümanını/savunduğu fikri karşısındakinden üstünmüş gibi göstermek
seize the moral high ground v. kendi argümanını/savunduğu fikri karşısındakininkinden üstün görmek
seize the moral high ground v. kendini ahlaki olarak üstün göstermeye çalışmak
seize the opportunity (to do something) v. (bir şey yapma) fırsatını seve seve kabul etmek
seize the opportunity (to do something) v. (bir şey yapma) fırsatını istekle/şevkle kabul etmek
seize the opportunity (to do something) v. (bir şey yapma) fırsatının üstüne atlamak
seize the opportunity (to do something) v. (bir şey yapma) fırsatını kaçırmamak
seize the opportunity (to do something) v. (bir şey yapma) fırsatını havada kapmak
Law
confiscate/seize someone's assets v. servetine el koymak
Politics
seize power v. yönetimi ele geçirmek
seize control of v. yönetime el koymak
seize power v. yönetime el koymak
Technical
anti-seize compound n. kaydırıcı bileşim
Computer
seize up v. (makine) bozulmak
Telecom
answer seize ratio n. cevabı yakalama oranı
Automotive
anti-seize agent n. kaynamaönler
anti-seize compound n. yağlayıcı madde
Art
louis seize adj. fransa kralı xvi. louis'nin dönemindeki geç rokoko ve erken neoklasizme ait veya ilişkin
Slang
seize out [obsolete] v. zorla almak
seize out [obsolete] v. hemen elde etmek
seize out [obsolete] v. seğirmek
seize out [obsolete] v. kasılmak
seize out [obsolete] v. kıvranmak
seize out [obsolete] v. nöbet geçirmek