lookout - Turco Inglés Diccionario
Historia

lookout

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "lookout" en diccionario turco inglés : 28 resultado(s)

Inglés Turco
General
lookout n. manzara
lookout n. gözetleme yeri
lookout n. gözetleme
lookout n. bekleme
lookout n. gözleme
lookout n. gözcü
lookout n. gözleği
lookout n. kollama
lookout n. nöbetçi
lookout n. erkete
lookout n. endişe konusu
lookout n. gözcülük yapılan stratejik nokta
lookout n. geniş manzara
lookout n. uzak görüş
lookout n. bir kimseye diğerlerinin aksine gösterilen özen
lookout v. sakınmak
Technical
lookout n. gözetleme
Architecture
lookout n. bek kulesi
lookout n. bindirme kiriş
lookout n. kenet tuğlası ile desteklenen, duvara gömülü nispeten kısa kalas veya çatı kirişi
lookout n. geminin ana direğinin tepesine yakın gözetleme yeri
lookout n. belvedere
lookout n. seyirlik
lookout n. tepe köşkü
lookout n. çatının çıkıntı yapan kısmını, cumbayı veya balkonu destekleyen kısa ahşap dirsek veya konsol
Marine
lookout n. çanaklık
lookout n. gözetleme yeri
Forestry
lookout n. orman yangınlarını tespit etmek için kullanılan gözetleme yeri

Significados de "lookout" con otros términos en diccionario inglés turco: 67 resultado(s)

Inglés Turco
General
lookout man n. nöbetçi
lookout man n. gözcü
lookout [us] n. görünüm
lookout [us] n. görüş
lookout [us] n. bakış
lookout [uk] n. olası durum
lookout [uk] n. (bir şeyin) gelecekte gerçekleşme ihtimali
lookout [uk] n. olasılık
keep a sharp lookout v. kuş uçurtmamak
be on the lookout for a suitable opportunity v. bir fırsatını kollamak
be on the lookout for a suitable opportunity v. fırsat kollamak
be on the lookout for a suitable opportunity v. zaman kollamak
be on the lookout v. gözcülük etmek
put a lookout at the entrance v. girişe gözcü yerleştirmek
put a lookout at the entrance v. girişe nöbetçi yerleştirmek
on the lookout for adv. arayışında
on the lookout for adv. peşinde
on the lookout for adv. aramakta
Colloquial
keep a lookout v. gözcülük etmek
be someone's lookout v. birinin problemi olmak
be someone's lookout v. birinin sorunu olmak
be someone's lookout v. birinin suçu olmak
be someone's lookout v. birinden kaynaklı bir sorun/problem olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) problemi olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) sorunu olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) suçu olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendinden) kaynaklı bir sorun/problem olmak
bolo (be on the lookout) expr. bakar ol
bolo (be on the lookout) expr. gözcülük et
bolo (be on the lookout) expr. kolla
bolo (be on the lookout) expr. gözünü açık tut
Idioms
be on the lookout v. tetikte olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. (birinin kendi) problemi olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. (birinin kendi) sorunu olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. (birinin kendi) yarattığı problem/sorun olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. (birinin kendi) suçu olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. (birinin kendinden) kaynaklı bir sorun/zorluk olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) problemi/sorunu olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) suçu olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) yarattığı bir sorun olmak
be (one's) (own) lookout [uk] v. birinin kendinden kaynaklı bir sorun/zorluk olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) problemi olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) sorunu olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) yarattığı problem/sorun olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin (kendi) suçu olmak
be someone's (own) lookout [uk] v. birinin kendinden kaynaklı bir sorun/zorluk olmak
be on the lookout v. kollamak
be on the lookout v. gözünü açık tutmak
be on the lookout v. beklemek
be on the lookout v. bakar olmak
keep a sharp lookout (for something or someone) v. (birine/bir şeye) bakar olmak
keep a sharp lookout (for something or someone) v. (birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
keep a sharp lookout (for something or someone) v. (birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
on the lookout expr. kollayan
on the lookout expr. gözleyen
on the lookout expr. gözcülük eden
Technical
lookout tower n. gözetleme kulesi
Architecture
lookout station n. geniş manzarasıyla çevreye hakim yapı
Construction
lookout slit visor n. göz deliği
Forestry
fire lookout n. ormanda geniş bir alanı gözlemlemek üzere yangın kulesinde nöbet tutan ormancı
primary lookout n. orman yangınlarını tespit etmek için kullanılan gözetleme yeri
Geography
lookout mountain n. georgia eyaletinde şehir
lookout mountain n. tennessee eyaletinde yerleşim yeri
lookout cape n. kuzey karolina'nın doğu kıyısı açıklarında bir bariyer adanın güney ucu
Military
anti-aircraft lookout n. hava gözcüsü
antitank lookout n. tank gözcüsü
Slang
bolo (be on the lookout) n. aranan şüpheli