meşru - Turco Inglés Diccionario
Historia

meşru



Significados de "meşru" en diccionario inglés turco : 22 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
meşru legitimate adj.
General
meşru rightful adj.
meşru true adj.
meşru statutory adj.
meşru licit adj.
meşru valid adj.
meşru canonical adj.
meşru legal adj.
meşru legit adj.
meşru lawful adj.
meşru square adj.
Colloquial
meşru on the up and up [us] expr.
Idioms
meşru on the up-and-up expr.
Trade/Economic
meşru legitimate adj.
meşru lawful adj.
Law
meşru legal adj.
meşru legitimate adj.
meşru justifiable adj.
meşru dejure adj.
meşru congeable adj.
meşru lawful adj.
Technical
meşru legitimate adj.

Significados de "meşru" con otros términos en diccionario inglés turco: 164 resultado(s)

Turco Inglés
General
meşru tevali taraftarı legitimist n.
meşru yerleşim allowable settlement n.
gayri meşru olma illegitimacy n.
meşru mazeret acceptable excuse n.
gayri meşru çocuklar illegitimate children n.
meşru müdafaa self defence n.
gayri meşru çocuk natural child n.
meşru müdafaa self-defence n.
meşru müdafaa self-defense n.
meşru kral king de jure n.
meşru müdafaa self defense n.
meşru menfaatler legitimate interests n.
meşru hak legitimate right n.
meşru zemin legitimate ground n.
rahibin gayri meşru çocuğu nephew n.
meşru varis apparent [obsolete] n.
sonradan evlenen ve meşru bir oğulları olan ebeveynlerin evlilikten önce doğan oğlu bastard elder n.
(iskoç asiller sınıfında) bir soyluluk unvanın meşru mirasçısı master [scotland] n.
gayri meşru cinsel ilişki hank panky n.
gayri meşru çocuk dünyaya getirmek misfortune [dialect] n.
gayri meşru çocuk misfortune [dialect] n.
gayri meşru savaş açma filibusterism [obsolete] n.
meşru kılmak legalize v.
meşru kılmak legitimate v.
meşru kılmak validate v.
meşru olmak be lawful v.
meşru olmak be legal v.
meşru kılmak legalise v.
meşru kılmak legitimatize v.
meşru kılmak legitimatise v.
gayri meşru şekilde ele geçirmek loot v.
gayrı meşru saymak illegitimate v.
meşru olarak doğmuş legitimate adj.
gayri meşru spurious adj.
gayri meşru illicit adj.
gayri meşru unjustified adj.
gayri meşru misbegotten adj.
gayri meşru unlawful adj.
meşru farzedilir putative adj.
gayri meşru out of wedlock adj.
gayri meşru illegal adj.
gayri meşru adulterine adj.
meşru olmayan extracanonical adj.
gayri meşru born out of wedlock adj.
gayri meşru nameless adj.
gayri meşru out-of-wedlock adj.
meşru varis olan apparent adj.
gayri meşru misgotten adj.
gayri meşru bir şekilde illegitimately adv.
meşru olarak de jure adv.
meşru olarak legally adv.
meşru bir zeminde on a legitimate basis adv.
meşru/yasal olarak rightfully adv.
meşru bir şekilde lawfully adv.
meşru bir şekilde legitimately adv.
meşru bir şekilde licitly adv.
meşru şekilde mulierly [obsolete] adv.
Phrasals
birinin/bir şeyin arkada yürüttüğü işleri gizlemek için meşru olarak çalışan bir işletme gibi görünmek front for v.
birinin/bir şeyin arkada yürüttüğü işleri gizlemek için meşru olarak çalışan bir işletme gibi görünmek front for (someone or something) v.
Phrases
amaç aracı meşru kılar the end justifies the means n.
Colloquial
yasal/meşru bir hayat sürmek/sürmeye başlamak go legit v.
Idioms
meşru prens prince of the blood n.
meşru prens (ya da prenses) prince (or princess) of the blood n.
meşru gözaltı a righteous collar n.
meşru gözaltı righteous collar n.
(bir şey için) meşru hedef fair game (for something) n.
(bir şeyi) meşru bir şekilde temin etmek come by (something) honestly v.
(bir özelliğini) meşru bir şekilde almış olmak come by (something) honestly v.
meşru/münasip/ uygun ve yerinde olmak pass the smell test v.
meşru/yasal yollardan kazanç elde etmek earn an honest buck v.
meşru/yasal yollardan kazanç elde etmek earn an honest penny v.
meşru/yasal yollardan kazanç elde etmek earn (or turn) an honest penny v.
meşru hedef olmak be fair game v.
meşru bir şekilde temin etmek come by honestly v.
meşru/temiz bir yaşam sürmek stay on (the right) track v.
Trade/Economic
gayrı meşru kazanç illegal income n.
gayri meşru kazanç illicit gain n.
meşru ticaret lawful trade n.
meşru korunma self-defense n.
meşru korunma self-defence n.
meşru grev lawful strike n.
meşru hedef fair game n.
meşru yük legal merchandise n.
Law
meşru bir vasiyete ve geçerli kanunlara uygun olarak belirlenmiş halefiyet testamentary succession n.
gayri meşru çocuğun babası olduğu düşünülen putative father n.
gayri meşru bir çocuğa babası tarafından nafaka verilmesi için nafaka ödeme emri affiliation order n.
gayri meşru çocuğun babası sayılan putative father n.
meşru olmayan fiyat illicit price n.
meşru müdafaa self-defense n.
meşru mirasçı olma apparency n.
meşru müdafaa justifiable self defence n.
meşru varis rightful heir n.
meşru temsilci legitimate representative n.
meşru mirasçılık apparency n.
meşru kılma legalization n.
meşru müdafaa sırasında adam öldürme chance-medley n.
meşru müdafaa self defense n.
meşru kılma legitimation n.
meşru müdafaa legitimate self-defense n.
meşru müdafaa self-defence n.
meşru mirasçı heir apparent n.
meşru çocuk legitimate child n.
meşru müdafaa hakkı right of self defence n.
meşru çocuk veya kardeş mulier n.
meşru mirasçılık apparentness n.
meşru rekabet kanunları code of fair competition n.
meşru kılma legalisation n.
meşru müdafaa self-protection n.
meşru hükümet legitimate government n.
meşru müdafaa self-defence n.
meşru sahibi rightful owner n.
meşru müdafaa self defence n.
meşru mirasçı heir presumptive n.
meşru müdafaa hakkı right of self defense n.
meşru menfaat legitimate interest n.
meşru mirasçı olma apparentness n.
meşru evlatlar lawful issue n.
meşru hukuk statute law n.
nesebi meşru çocuk legitimate child n.
yasal anlamda meşru sayılmayan bir mezhebin amaçlarına tahsis edilen tesis superstitious uses n.
meşru olmayan yollardan jüriyi etkilemeyle suçlanan kimse embrasor n.
meşru olma mulierty n.
(küçük yaş, rıza bulunmaması gibi nedenlere dayanan) meşru evlilik engeli impediment n.
kanunun etik veya ideolojik değer taşımaksızın insan yapımı meşru hukuka sıkıştığına dair teori positivism n.
bağışların kanunlar çerçevesinde meşru sayılmayan dini ritüeller için kullanılması durumu superstitious use n.
gayri meşru olduğunu kanıtlamak bastardise v.
gayri meşru olduğunu kanıtlamak bastardize v.
meşru kılmak legalise v.
meşru kılmak legitimize v.
meşru kılmak legalize v.
meşru kılmak legitimate v.
meşru olmayan yollardan jüriyi etkilemeye çalışmak embrace v.
meşru doğmuş legitimate adj.
meşru olarak doğmuş born in lawful wedlock adj.
gayri meşru doğmuş out of wedlock born expr.
hak sahibinin meşru menfaatlerine halel getirmeksizin without prejudice to the legitimate interests of the right holder expr.
Politics
meşru talepler legitimate demands n.
meşru temsilci legitimate representative n.
meşru lider legitimate leader n.
meşru müdafaa necessary defense n.
meşru otorite legitimate authority n.
meşru savunma self defense n.
meşru savunma necessary defence n.
meşru müdafaa necessary defence n.
meşru savunma necessary defense n.
meşru hükümet government de jure n.
meşru savunma legitimate defense n.
meşru sebep valid reason n.
meşru ve yasal memur officer de facto n.
meşru ve yasal memur officer de jure n.
yasadışılığı meşru kılan haller enabling act n.
yasadışılığı meşru kılan kanun hükmü enabling clause n.
Aeronautic
bir havaalanının meşru ziyaretçilere açık kısmı gümrük ve diğer kontrollerden önce gelen bölümü landside n.
Medical
meşru olmayan illegal adj.
Social Sciences
çoğunluğun kendini normal ve meşru kılma durumu heteronormativity n.
History
yasal faaliyetlerin meşru olarak yürütülebileceği günleri gösteren eski roma takvimi fasti n.
Religious
meşru papaya muhalif olarak gösterilen rakip papa antipope n.
Environment
meşru koşullar allowable criterion n.
Military
erken meşru müdafaa anticipatory self defence n.
gayri meşru muharip unauthorized belligerents n.
Latin
meşru evlenme connubium n.
savaşın başlatılmasını meşru kılan sebepler jus ad bellum n.
Slang
gayri meşru çocuk bastard slip n.
meşru olmayan iffy adj.