piyasada - Turco Inglés Diccionario
Historia

piyasada



Significados de "piyasada" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
General
piyasada on the market adv.
Colloquial
piyasada in the market expr.
Idioms
piyasada been around adj.

Significados de "piyasada" con otros términos en diccionario inglés turco: 96 resultado(s)

Turco Inglés
General
piyasada tutulmuş staple n.
piyasada yaşanan canlılık market boom n.
piyasada durgunluk depression n.
piyasada canlılık boom n.
piyasada hakim olmak dominate the market v.
piyasada hakim olmak become a dominant player in the market v.
piyasada hakim olmak command the market v.
piyasada tutmak be favoured in the market v.
piyasada yerini almak attain a place in the market v.
pazarda/piyasada yer edinmek attain a place in the market v.
pazarda/piyasada yer edinmek gain a place in the market v.
piyasada yerini almak gain a place in the market v.
piyasada olan of sale adj.
nispeten az sayıda mal sahibinin elinde bulunan ve açık piyasada işlem görmeyen (hisseler) private adj.
Phrases
tüm dünyada/piyasada bulabileceğinin en iyisi/mükemmeli best of all worlds expr.
Idioms
piyasada bol miktarda bulunan şey glut on the market n.
piyasada bol olduğu için pek talep görmeyen şey glut on the market n.
piyasada söz sahibi olmak corner the market v.
piyasada bol miktarda bulunmak be a glut on the market v.
piyasada bol miktarda bulunmak be a drug on the market v.
piyasada söz sahibi olmak have a corner on the market v.
(kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak find (oneself) in the market for (something) v.
piyasada olmak be on the market v.
(kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak find oneself in the market v.
piyasada/kullanımda olmayan out of circulation expr.
serbest/açık piyasada on the open market expr.
Trade/Economic
vadeli piyasada, spot malların vadeli işlem sözleşmesinden elde edilen karla alınıp satıldığı işlem türü cash-and-carry n.
alıcının malı piyasada vermeye razı olacağı bir fiyatın altındaki fiyatlardan satın alması durumu buyer's surplus n.
amerika'da dördüncü piyasada blok işlem yapanlar arasında otomatik haberleşme ağı yürüten bir şirket instinet n.
bazı hileci aracı kurumların piyasada az prim yapan hisse senetlerini çok çekici bir yatırım aracıymış gibi gösterip kendilerine haksız komisyon geliri sağlamaları churning n.
bir şirketin piyasada dolaşan hisse senedi sayısı number of shares outstanding n.
bir hisse senedinin piyasada tutunabilmesi için geçmesi gereken süre seasoning n.
birçok satıcıya karşı piyasada tek alıcı olması hali buyer's monopoly n.
bir menkul değeri piyasada teklif edilen en iyi fiyattan satmak veya satın almak için borsa bankerine verilen emir at the market n.
cari fiyat düzeyinde piyasada bir arz kıtlığı veya arz fazlası bulunması durumu disequilibrium n.
dolar serbest piyasada 1 ytl'den alıcı buluyor usd is traded at 1 try in the free market n.
gelecekte dağıtılacak temettü için verilen ve piyasada alınıp satılabilen senet script dividend n.
halen piyasada mevcut olan bir menkul değerin ihracı seasoned issue n.
herhangi bir anda piyasada geçerli olan faiz nominal rate of interest n.
ikincil piyasada yatırımcılarla menkul değer alım satımı yapan şirket security brokerage n.
kredi ile alınan menkul değerlerin piyasada değer kaybetmesi durumunda borsa bankerinin müşteriden hesaba ek para koyması çağırışında bulunması margin call n.
piyasada bilinirlik market popularity n.
piyasada bilinirlik market recognition n.
piyasada yapay bir faaliyet yaratmak amacıyla yapılan düzmece işlemler cross trades n.
piyasada yaşanabilecek dalgalanmalar market disruption n.
piyasada belirsizlik uncertainty in the market n.
piyasada mal bolluğu glut n.
piyasada mevcut menkullerin blok satış süreci secondary issue n.
piyasada güvenirliliği yüksek şirketlerin hisse senetleri blue chip stocks n.
piyasada hareketlilik boom in the market n.
piyasada alınıp satılan her şey (mal, hizmet, mali varlık veya üretim faktörü vb) commodity n.
piyasada tutunmuş ve istikrar kazanmış menkul kıymet seasoned security n.
piyasada önder firmanın fiyatı belirlemesi ve onu izleyen ufak firmaların da aynı fiyatı koyması stackelberg strategy n.
piyasada rağbet gören ürünler market leaders n.
piyasada canlılık boom n.
piyasada hareketlilik market boom n.
piyasada arzın talepten çok olması glut n.
piyasada yükselme boom n.
piyasada durgunluk market stagnation n.
piyasada cari iskonto oranı market rate of discount n.
piyasada boşluk gap in the market n.
piyasada değerini koruyan menkul kıymet seasoned security n.
piyasada hareketlilik mobility in the market n.
vadeli piyasada satış forward sale n.
ulusal paranın serbest piyasada alınıp satılması inconvertible currency n.
borsa dışı piyasada işlem gören menkul kıymetler borsası unlisted securities market n.
tezgah üstü piyasada işlem gören menkul kıymetler borsası unlisted securities market n.
borsa dışı piyasada işlem gören menkul kıymet unlisted security n.
tezgah üstü piyasada işlem gören menkul kıymet unlisted security n.
borsa dışı piyasada işlem gören menkul kıymet otc security n.
tezgah üstü piyasada işlem gören menkul kıymet otc security n.
borsa dışı piyasada işlem gören menkul kıymet over the counter security n.
tezgah üstü piyasada işlem gören menkul kıymet over the counter security n.
piyasada alım ve satımın başladığını bildirmek için çalınan zil market bell n.
makul bir piyasada mal için biçilen değer fair market value n.
otc markets group adlı bir şirket tarafından hazırlanıp ihale ve satış fiyatlarını ve tezgah üstü şirket tahvilleri üzerinden piyasada işlem yapan firmaları detaylandıran listeler yellow sheet n.
ingiltere bankası'nın ekonomiye para ve kredi arzını düzenlemek amacıyla devlet tahvillerini serbest piyasada alıp satması open-market operations n.
piyasada gözlemlenen dalgalanmalara dayanan bir borsa tahmini sistemi dow theory n.
piyasada gözlemlenen dalgalanmalara dayanan bir borsa tahmini sistemi dow's theory n.
piyasada fiyatın oynayabileceği minimum miktar pip n.
(düşen bir piyasada) sabit kalan fiyat seviyesi support area n.
serbest piyasada alıcı bulmak find buyers in the free market v.
piyasada yer edinmek establish a market presence v.
(piyasada) ani düşüş yaratmak slump v.
piyasada satılamayacak derecede değer kaybetmiş toxic adj.
piyasada az talep edilen inactive adj.
(stok) piyasada belli belirsiz hareket eden dormant adj.
açık piyasada işlem gören sabit hisse sermayesine sahip olan closed-end adj.
(piyasada) normalin altında olan submarket adj.
Law
bir yeni ürün çeşidinin piyasada olumlu ve uygun şekilde karşılanması acceptance n.
Politics
düzenlenmiş bir piyasada işlem görmek trading on a regulated market v.
Technical
piyasada satılan commercially available adj.
Computer
piyasada bulunan son sürüm latest release n.
Marine Biology
oltayla tutulup piyasada bulunmayan ufak yem balığı panfish n.
Military
piyasada mevcut teçhizat commercially available equipment n.
Slang
piyasada yükselmeye çalışan yeni bir kişi cat n.