roket - Turco Inglés Diccionario
Historia

roket



Significados de "roket" en diccionario inglés turco : 10 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
roket rocket n.
General
roket aerospace n.
roket projectile n.
roket gunshot n.
Technical
roket rocket n.
roket tracking station n.
Aeronautic
roket bird n.
Military
roket ballistic missile n.
roket rocket n.
roket projectile n.

Significados de "roket" con otros términos en diccionario inglés turco: 257 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
(roket/uzay mekiği) fırlatmak launch v.
General
katı yakıtlı güdümsüz roket zuni n.
havalanma (roket) liftoff n.
roket kontrol devresi missile control circuit n.
roket ateşleme bağlantısı missile firing interlock n.
fırlatma (roket vb) launching n.
roket saldırısı missile attack n.
atım (mermi/roket için) shot n.
roket yön göstericisi misille guidance n.
roket güç anahtarı missile power switch n.
roket fırlatıcı launcher n.
roket fırlatma platformu jatos n.
sıvı yakıtlı roket liquid fuel rocket n.
roket yön gösterimi missile guidance n.
katı roket yakıtı solid rocket fuel n.
roket türbinleri rocket engines n.
hız kazandırıcı roket booster rocket n.
havalanma (roket) lift-off n.
roket hedefi ground zero n.
taşıyıcı roket carrier rocket n.
roket ateşleyici squib n.
roket ateşleme sistemi squib n.
fırlatmak (roket) launch v.
roket atmak rocket v.
fırlatmak (roket vb) launch v.
roket havalanmak lift off v.
uzaya fırlatılmak (roket) blast off v.
roket atmak launch a rocket v.
(roket) uzaya fırlamak blast off v.
uyduyu uzaya roket ile yollamak rocket the satellite into space v.
fırlatmak (roket) blast off v.
havalanmak (roket) blast off v.
roket motoruyla çalışan rocket-propelled adj.
Phrasals
(roket) fırlatılmak blast off v.
(roket) ay'a blast off v.
(roket) fırlatılmak blast off v.
(roket) fırlatılmak blast off v.
(bir şeyin/yerin) içine roket gibi dalmak rocket into (something or some place) v.
roket gibi (bir şeye/yere) fırlamak rocket into (something or some place) v.
(bir şeyin/yerin) içine roket gibi göndermek rocket into (something or some place) v.
roket gibi (bir şeye/yere) fırlatmak rocket into (something or some place) v.
Idioms
roket hızında yükselmek (ve aynı hızla dibe vurmak) rise like a rocket (and fall like a stick) v.
roket hızıyla yükselip aynı hızla dibe vurmak rise like a rocket (and fall like a stick) v.
roket hızıyla yükseldiği yerden aynı hızla yere çakılmak rise like a rocket (and fall like a stick) v.
roket hızında yükselmek rise like a rocket v.
Trade/Economic
avrupa roket fırlatıcı gelişim örgütü eldo (european launcher development organization) n.
Institutes
silah mühimmat roket ve füze sistemleri şubesi section of weapon, ammunition, rocket and missile systems n.
Insurance
haberleşme ve ticari amaçlarla uzaya gönderilen roket launch insurance n.
Technical
aya roket fırlatma moonshot n.
katı yakıtlı roket solid-fuel rocket n.
katı roket sevkedici solid rocket propellant n.
kendi oksitleyicisini üreten bir roket makinesi lace n.
otomatik roket automatic rocket n.
roket bobin rocket bobbin n.
roket rampası rocket launcher n.
roket fırlatma rocket launching n.
roket destek iskeleti gantry scaffold n.
roket makineleri ve jet motorlarını çalıştırmak için kullanılan oksitleyici yakıtlar liquid propellants n.
roket sevkedici rocket propellant n.
roket makinelerinde yakıt olarak kullanılan hidrojen peroksit monofuel n.
roket fırlatıcısı rocket launcher n.
roket makinesi rocket engine n.
roket yakıtı propellant n.
roket yakıtı rocket fuel n.
roket ateşleme rocket firing n.
roket bobin bottle bobbin n.
roket motoru rocket engine n.
roket kızağı rocket sled n.
tek kademeli roket single-stage rocket n.
uzaktan kumandalı roket remote controlled rocket n.
roket fırlatma anı blastoff n.
roket veya füze fırlatması geri sayımında roket veya füzedeki hataların düzeltilmesi için yapılan planlı veya beklenmedik duraklama hold n.
aya roket fırlatma moon shot n.
(roket, uydu) hava direnci nedeniyle ısınıp buharlaşma burnup n.
(roket, uydu) hava direnci nedeniyle ısınıp buharlaşma burnup n.
roket atıcı rocketeer n.
roket uzmanı rocketeer n.
roket atıcı rocketer n.
roket uzmanı rocketer n.
katı roket güçlendirici srb n.
(roket) fırlatılmak blastoff v.
Textile
roket bobin bottle bobbin n.
roket bobin rocket bobbin n.
Aeronautic
bir tür roket motoru aerospike n.
roket destekli kalkış rato (rocket-assisted takeoff) n.
roket motoru reaction motor n.
roket motoru reaction-propulsion engine n.
antiradyasyon roket anti-radiation missile n.
artık gazlı roket air augmented rocket n.
çift itmeli roket dual thrust rocket n.
hibrit roket hybrid rocket n.
havadan yere roket air to surface missile n.
havadan su altına roket air to underwater missile n.
havadan havaya roket air to air rocket n.
ileri hareket eden roket palası advancing blade n.
ideal roket ideal rocket n.
kanallı roket ducted rocket n.
katlanabilir roket kanadı folding fin n.
pekiştirilmiş roket hardened missile n.
roket motoru rocket engine n.
roket taşıma yükleme aracı erector n.
roket karbüratörü burner head n.
sıvı yakıtlı roket liquid fuel rocket n.
son kademe roket motoru apogee rocket n.
yakıcısı ve yanıcısı ayrı ayrı bulunan roket hybrid rocket n.
yardımcı roket booster n.
yardımcı roket motoru boost rocket motor n.
itici gazın elektrik yayını ısıtmasıyla çalışan roket motoru arc-jet engine n.
ana roket kapatıldığında roket yakıtını yerinde tutmak için yeterli ivme sağlayan küçük roket motoru ullage rocket n.
çift roket yakıtı dipropellant n.
uçağa takılan roket fırlatma parçası launch shoe n.
uçağa takılan roket fırlatma parçası launching shoe n.
roket motorlarının durduğu an brenschluss n.
bir tür roket yakıtı hydyne n.
roket sevk edicinin kontrollü kullanımı burn n.
roket motorunun ateşlenmesi burn n.
(roket, jet motoru) yakıt bitmesi veya kapanma nedeniyle durma burnout n.
(roket, jet motoru) yakıt bitmesi veya kapanma nedeniyle durma noktası burnout n.
roket atıcılarla mücehhez uçak rocket plane n.
roket taşımak ve fırlatmak için tasarlanmış uçak rocket plane n.
atmosfer ötesinde uçabilen roket motorlu uçak rocket ship n.
küçük roket rockoon n.
gaz halindeki yanıcı ürünler yerine iyonları dışarı atarak itme gücü elde eden roket motoru ion rocket n.
roket veya füzenin fazlalığından ayrıldığı zaman separation n.
roket veya füzenin fazlalığından ayrılması separation n.
roket fırlatma shoot n.
roket kalkışı shoot n.
roket fırlatma shot n.
roket kalkışı shot n.
(roket, füze) dış bölüm skirt n.
katı roket yakıtı solid fuel n.
katı roket yakıtı solid fuel n.
roket tahrik ünitesi stage n.
roket itki ünitesi stage n.
sönmüş roket ünitesinin çıkarılarak atılması işlemi staging n.
(uçak, roket, uzay aracı) yeni yön arar gibi ileri geri yalpalamak hont v.
çift roket yakıtlı bipropellant adj.
çok kademeli (roket, füze) composite adj.
Marine
güdümlü roket gemisi guided missile frigate n.
güdümlü roket yok edicisi guided missile destroyer n.
güdümlü roket guided missile n.
güdümlü roket kruvazörü guided missile cruiser n.
cankurtaranların kullandığı, halata bağlı çapa benzeri bir ucu olan roket anchor rocket n.
Petrol
bir roket yakıtı zip fuel n.
Physics
(bazı roket yakıtlarında) kimyasal reaksiyona girmeyen madde inhibitor n.
Chemistry
dinamit benzeri maddelerde ve roket iticilerde kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitroglycerin n.
dinamit benzeri maddelerde ve roket iticilerde kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitroglycerine n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitroleum n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitrospan n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı trinitroglycerin n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitrostat® n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı glyceryl trinitrate n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı trinitroglycerine n.
patlayıcı, gübre ve roket ateşleyici olarak kullanılan bir madde ammonium nitrate n.
Astronomy
küçük bir roket motoru thruster n.
küçük bir roket motoru vernier rocket n.
kalkışta daha büyük bir itme sağlamak için sıvı yakıtlı rokete eklenen katı yakıtlı roket zero stage n.
abd tarafından 1961 ile 1964 arasında yürütülen ve dünya'nın yörüngesine insan göndermeyi amaçlayan tek astronotlu roket uçuşları projesi mercury program n.
roket motoru retroengine n.
uzay aracının hızını değiştirmek için ateşlenen küçük roket retroengine n.
roket motorunun ateşlenmesi retrofire n.
roket motorunun ateşlenme anı retrofire n.
uzay aracı üzerindeki roket motoru sistemi retropack n.
roket motoru sistemi retropack n.
abd uzay mekiğine ait roket motoru saturn n.
(roket motoru) ateşlemek retrofire v.
(roket motoru) ateşlenmek retrofire v.
(roket, füze) yörünge altı rota izleyen suborbital adj.
(roket, füze) bir tam yörüngeyi tamamlamayan suborbital adj.
bir tür roket motoru retro (retrorocket) abrev.
Meteorology
roket şimşek rocket lightning n.
Military
bomba, ağır silah, havan topu veya roket mermisindeki fünyeyi çıkartma rearming n.
bomba, roket, füze, vb. bırakılması sırasındaki uçağın zeminden yüksekliği release altitude n.
test amaçlı atılan roket test instrument vehicle n.
roket isabet etmesi sonucu çevreye yayılan ağaç parçaları tree burst n.
cayrolu roket spin rocket n.
çok namlulu roket sistemi multiple launch rocket system n.
çok katlı roket multi-stage rocket n.
çift roket yakıtı bipropellant n.
çoklu roket fırlatıcısı multiple rocket launcher n.
ders atış roket sistemi training rocket system n.
füze/roket atış mevzii launching site n.
füze/roket fırlatma yeri launching site n.
genel destek roket sistemi general support rocket system n.
güdümlü roket guided missile n.
güdümlü tanksavar roket sistemi guided antitank rocket system n.
havadan havaya roket air-to-air rocket n.
havadan yere roket air-to-surface rocket n.
ideal roket ideal rocket n.
kademeli roket step rocket n.
kıtalararası roket icbm n.
katı roket motoru rocket motor n.
kimyasal roket chemical rocket n.
kuru yakıtlı roket dry fuel rocket n.
kompozit esaslı roket yakıtı composite-based rocket fuel n.
makas köprüsü (roket) gantry n.
makas köprüsü (roket) gauntry n.
nükleer roket nuclear rocket n.
roket güdümlü rocket-propelled n.
roket bomba rocket bomb n.
roket motoru reaction engine n.
roket çekişi rocket thrust n.
roket kuyruk dengeleyicisi rocket tail stabilizer n.
roket topçusu rocket artillery n.
roket yakıtı rocket fuel n.
roket başı rocket head n.
roket yardımlı kalkış jet assisted take-off n.
roket sanayii rocket industry n.
roket mühimmatı rocket ammunition n.
roket ateşleme tertibatı rocket igniter n.
roket tahrik prensibi principle of rocket propulsion n.
roket güdümlü el bombası rocket-propelled grenade (rpg) n.
roket hedefi rocket target n.
roket mermisi rocket projectile n.
roket motor borusu rocket motor pipe n.
roket atma cihazı rocket projector n.
roket fırlatma launching n.
roket başlığı rocket warhead n.
roket itme gücü rocket propulsion n.
roket yardımlı kalkış cihazı rocket assisted take-off unit n.
roket kızağı rocket sled n.
roket kuyruk kanadı rocket tail wing n.
sıvı yakıtlı roket liquid propellant rocket n.
sıvı yakıtlı roket motoru rocket engine n.
sis işaret roket harp başlığı pyrotechnic tracer rocket warhead n.
serbest uçuşlu roket free flight rocket n.
uçuş sırasında uçaktan ayrılan yük (bomba roket vb) expendable store n.
yardımcı roket booster n.
zırh delici roket armour piercing rocket n.
zengin karışımlı roket topçu silahı boosted rocketfield artillery weapon n.
yer üstü serbest roket free rocket over the ground n.
roket savar amm (antimissile) n.
çok kademeli roket multi-stage rocket n.
roket üssü missile base n.
çok kademeli roket multistage rocket n.
arka arkaya ateşlenen iki veya daha fazla tahrik ünitesinden oluşan roket multistage rocket n.
roket füzelerinin bulunduğu askeri üs rocket base n.
roket füzeleri için atış poligonu rocket range n.
roket menzili rocket range n.
roket erişimi rocket range n.
kurşun, roket, füze gibi ileri itmek için kullanılan bir patlayıcı impulse explosive n.
bir askeri roket türü congreve rocket n.
(roket veya güdümlü füzede) fırlatmadan kaynaklı hareket pitch n.
ateşlenen roket salvo n.
roket atma fire n.
savaş alanında roket benzeri silahların atıldığı askeri üs firebase n.
havadayken yönlendirme veya kontrole tabi olmayan roket free rocket n.
roket kızağı sled n.
(roket veya güdümlü füze) sabit uçuş durumundan sapmak yaw v.
güdümsüz roket olan dumb adj.
Engineering
roket yapan ve test eden mühendis rocket engineer n.
roket yapan ve test eden mühendis rocket scientist n.
Slang
(roket ve füze yüzeyinde) çıkıntı doghouse n.
Aeronautics
(füze biliminde) hava araçlarıyla ulaşılamayan yüksekliklerdeki atmosfer şartlarını veya olaylarını ölçmesi için yukarı atmosfere gönderilen roket veya balon sond n.
Star Wars
roket hızlandırıcı rocket booster n.
roket gemi rocket ship n.
roket zıplayıcı askergemisi rocket-jumper troopship n.