skull - Turco Inglés Diccionario
Historia

skull

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "skull" en diccionario turco inglés : 40 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
skull n. kafatası
General
skull n. kurukafa
skull n. kafa
skull n. baş iskeleti
skull n. kafatası
skull n. akıl
skull n. zihin
skull n. başın tepesi
skull n. kask tepesi
skull n. kurukafa sembolü
skull n. kürek çekme
skull n. iki elle kürek çekme
skull v. kürek çekerek götürmek
skull v. kürek çekerek taşımak
skull v. (kuyruğun yanal hareketi ile) suda ilerlemek
skull v. su üzerinde sırt üstü durmak
skull v. (birinin) başına vurmak
Technical
skull n. kabuk
skull n. dış kabuk
skull n. kabuklaşmış tabaka
Marine
skull n. kanoyu yanlamasına götüren kürek
skull n. tek kişi tarafından kullanılan kürek
skull n. bir tür yarış kanosu
skull v. (tekne) kürekle gitmek
skull v. (tekne) kürekle çekilmek
skull v. kuyruk sallayarak suda ilerlemek
skull v. kuyruk hareketiyle suda gitmek
skull v. kanoyu kürek yönüne çekmek
skull v. kollarla kürek çekerek suda gitmek
skull v. kollara kürek pozisyonu vererek su yüzeyinde durmak
Medical
skull n. kafatası
skull n. kranyom
skull n. kran
skull n. skül
Anatomy
skull n. kıhıf
Sport
skull n. kürek çekme
skull n. kanonun iki taraftan kürek çekilerek ilerletildiği bir kürek çekme sporu
skull v. (golf topuna) kazara sopanın alt kenarı ile vurmak
Slang
skull n. oral seks
skull v. birayı bir dikişte içmek

Significados de "skull" con otros términos en diccionario inglés turco: 141 resultado(s)

Inglés Turco
General
skull building n. kafataslı yapı
skull crossbones n. tehlikeyi işaret eden çapraz kemikler ve kafatası
laughing skull n. gülen kuru kafa
skull t-shirt n. üzerinde kafatası çıkartması/işlemesi vb olan tişört
skull cap n. bere
calaveras skull n. 1886 yılında california'da bulunan bir kafatası
calaveras skull n. calaveras kafatası
skull and crossbones n. tehlike anlamındaki kuru kafa sembolü
skull practice n. danışma toplantısı
skull practice n. istişare toplantısı
skull practice n. zihinsel egzersiz
skull session n. danışma toplantısı
skull session n. istişare toplantısı
skull session n. zihinsel egzersiz
crack one’s skull v. kafatası çatlamak
Idioms
get something through someone's thick skull v. bir şeyi birinin kalın kafasına sokmak
have a thick skull v. beyinsiz olmak
have a thick skull v. salak olmak
have a thick skull v. alık olmak
have a thick skull v. kalın kafalı olmak
have a thick skull v. yavaş öğrenen biri olmak
have a thick skull v. inatçı olmak
have a thick skull v. esnek olmamak
have a thick skull v. söz dinlemez olmak
have a thick skull v. kafasının dikine gitmek
have a thick skull v. kafası/kafa tası sağlam olmak
hammer (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi birinin) kafasına çaka çaka öğretmek/sokmak
hammer (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi birinin) aklına iyice sokmak
hammer (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi) tekrar ede ede (birinin) kafasına sokmak
hammer (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi birinin) kalın kafasına iyice sokmak
pound (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi birinin) kalın kafasına sokmak
pound (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi birine) iyice öğretmek
pound (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi birine) belletmek
pound (something) into (one's) thick skull v. (bir şeyi) tekrar ede ede (birinin) kalın kafasına sokmak
be out of (one's) skull v. aşırı sarhoş olmak
be out of (one's) skull v. zom olmak
be out of (one's) skull v. zil zurna sarhoş olmak
be out of (one's) skull v. körkütük sarhoş olmak
be out of (one's) skull v. alkol/uyuşturucu etkisi altında kendinden geçmek
be out of (one's) skull v. alkolün/uyuşturucunun etkisinde olmak
be out of (one's) skull v. uçmak
be out of (one's) skull v. pilot olmak
be out of (one's) skull v. bulut gibi olmak
be out of (one's) skull v. uçmuş durumda olmak
get (something) into (someone's) thick skull v. (bir şeyi) kalın kafasına sokmak
get (something) into (someone's) thick skull v. (bir şeyi birinin) kalın kafasına sokmak
get through thick skull v. kalın kafasına sokmak
out of (one's) skull expr. zom olmuş
out of (one's) skull expr. alkol/uyuşturucu etkisi altında kendinden geçmiş
out of (one's) skull expr. uçmuş
out of (one's) skull expr. zil zurna sarhoş
out of (one's) skull expr. aşırı sarhoş
out of (one's) skull expr. pilot olmuş
out of (one's) skull expr. alkolün/uyuşturucunun etkisinde
out of (one's) skull expr. körkütük sarhoş
out of (one's) skull expr. bulut gibi
out of one's skull expr. aşırı sarhoş
out of one's skull expr. zom olmuş
out of one's skull expr. zil zurna sarhoş
out of one's skull expr. körkütük sarhoş
out of skull expr. aşırı sarhoş
out of skull expr. zom olmuş
out of skull expr. zil zurna sarhoş
out of skull expr. körkütük sarhoş
out of skull expr. bulut gibi
out of skull expr. uçmuş
out of your skull expr. aklını kaçırmış
out of your skull expr. çıldırmış
out of your skull expr. delirmiş
out of your skull expr. kafayı yemiş
out of your skull expr. keçileri kaçırmış
out of your skull expr. kafayı üşütmüş
out of your skull expr. kafayı sıyırmış
out of your skull expr. kendinden geçmiş
out of your skull expr. zom olmuş
out of your skull expr. kafası güzel
out of your skull expr. küfelik
Speaking
get it into your thick skull expr. bunu o kalın kafana sok
get that through your thick skull expr. bunu o kalın kafana sok
get this through your thick skull expr. bunu o kalın kafana sok
Law
the egg shell skull rule n. zarar görenin hassas vücut yapısı olması sebebiyle meydana gelen yüksek zarardan davacının sorumlu tutulması
Technical
ladle skull n. pota sakalı
skull formation n. sakal oluşumu
Construction
skull cracker n. eski binaları yıkmak için kullanılan ağır demir top
Medical
growing skull fracture n. büyüyen kafatası kırığı
skull neoplasms n. kafatası tümörleri
skull base n. kafa iskeleti
skull base fractures n. kafa tabanı kırıkları
skull base fracture n. kafa tabanı kırığı
skull base surgery n. kafa kaidesi cerrahisi
skull base n. kafa kaidesi
skull fractures n. kafatası kırıkları
skull fracture n. kafa travması
skull base n. kafa tabanı
cloverleaf skull n. kraniyosinostoz
anterior skull base n. ön kafa kaidesi
anterior skull base angiomatosis n. ön kafa tabanı anjiyomatozisi
anterior skull base n. ön kafa tabanı
temporooccipital skull n. temporooksipital kafatası
Pathology
fracture of vault of skull n. kafa kubbesinin kırığı
fracture of base of skull n. kafa kaidesinin kırığı
Breeding
skull removal n. kafatasının atılması
Sport
skull practice n. strateji ve taktiklerin planlandığı bir antrenman tekniği
skull session n. strateji ve taktiklerin planlandığı bir antrenman tekniği
Basketball
skull session n. maç öncesi hücum ve savunma stratejilerinin konuşulması
Cinema
by the power of grey-skull i have the power expr. gölgelerin gücü adına güç bende artık
Slang
skull-buster n. şiddetli/zonklayıcı baş ağrısı
skull-buster n. insanın beynini oyan baş ağrısı
skull-buster n. insanın kafasını patlatacak derecede baş ağrısı
skull-buster n. çok zor şey
skull-buster n. kazık
skull-buster n. içinden çıkılmaz durum
skull-buster n. çetrefilli durum
skull-buster n. akla zarar/ziyan durum
skull-buster n. çok zor/kazık ders
skull-buster n. akla zarar/ziyan ders
skull-buster n. polis
skull-buster n. aynasız
skull-popper n. çok zor/kazık ders
skull-popper n. akla zarar/ziyan ders
skull-popper n. polis
skull-popper n. aynasız
skull cap n. bandana
skull-popper n. aşırı baş ağrısı
skull-popper n. yoğun baş ağrısı
skull-popper n. migren
skull-popper n. kafa karıştırıcı şey
skull-popper n. karmaşık şey
skull-popper n. kafa patlatıcı şey
skull-popper n. duyguları harekete geçiren şey
skull-popper n. coşturan/coşturucu şey
skull-popper n. tetikleyici şey
skull-popper n. kafa yapıcı şey
skull-popper n. son derece uyarıcı şey
be bored out of one's skull v. çok sıkılmak
go out of one's skull v. sarhoş olmak
be out of one's skull v. sarhoş olmak
pissed out of one's skull expr. zil zurna sarhoş
British Slang
be bored out of one's skull v. sıkıntıdan patlamak
Star Wars
kristall skull n. kristall kafatası
skull squadron hangar n. kafatası filosu hangarı