kabuk - Turco Inglés Diccionario
Historia

kabuk



Significados de "kabuk" en diccionario inglés turco : 63 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kabuk shell n.
kabuk crust n.
General
kabuk scab n.
kabuk cover n.
kabuk valve n.
kabuk carapace n.
kabuk cortes n.
kabuk outer covering n.
kabuk jacket n.
kabuk paring n.
kabuk bark n.
kabuk scurf n.
kabuk integument n.
kabuk peelings n.
kabuk pod n.
kabuk shuck n.
kabuk covering n.
kabuk skin n.
kabuk mantle n.
kabuk rind n.
kabuk peel n.
kabuk rine n.
kabuk cortex n.
kabuk hull n.
kabuk incrustation n.
kabuk husk n.
kabuk scale n.
kabuk cast n.
kabuk coat n.
kabuk envelope n.
kabuk hurt n.
kabuk rime n.
kabuk roin [obsolete] n.
kabuk cutch n.
kabuk incrustment n.
kabuk scruff [dialect] n.
kabuk shale [obsolete] n.
kabuk sheal [uk] n.
kabuk sheel n.
kabuk sheel [uk] n.
kabuk shude n.
kabuk slough [dialect] n.
Technical
kabuk hull n.
kabuk shell n.
kabuk skull n.
Computer
kabuk crust n.
Telecom
kabuk shell n.
Construction
kabuk shell n.
kabuk scale n.
Medical
kabuk cortex n.
Anatomy
kabuk crusta n.
Pathology
kabuk crusta n.
Food Engineering
kabuk shell n.
kabuk crust n.
Gastronomy
kabuk husk n.
kabuk rind n.
kabuk skin n.
Biology
kabuk incrustation n.
Zoology
kabuk carapax n.
kabuk integument n.
kabuk shard n.
Botanic
kabuk tunic n.
Printery
kabuk bark n.

Significados de "kabuk" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kabuk bağlamış scabby adj.
General
küçükhindistancevizi meyvesinin toz haline getirilmiş kabuk içi mace n.
soyma (kabuk) paring n.
kabuk soyan barker n.
kabuk (bakla vb) pod n.
üstüne kabuk bağlama incrustation n.
kabuk kütle itkisi denkliği shell momentum balance n.
kabuk (ceviz/fıstık/bezelye vb) hull n.
bazı tohum ve meyvelerde dış kabuk husk n.
soyulmuş kabuk peeling n.
açık kabuk non closed shell n.
kabuk (hayvan) carapace n.
kabuk soyucu peeler n.
dış kabuk outer shell n.
kabuk altı tabakası sapwood n.
kabuk (sert) shell n.
kabuk tutma encrusting n.
kabuk çatlağı bark crack n.
kabuk gibi husky n.
kabuk dökme exuviating n.
soyma (kabuk paring n.
kabuk soyma makinesi paring machine n.
sert kabuk scutcheon n.
tek kabuk single shell n.
kabuk (midye) shell n.
kabuk soyma shelling n.
midye vb kabuk cockleshell n.
helezoni kabuk ucu (hayvan) spire n.
kabuk böceği bark beetle n.
helezoni sedef kabuk conch n.
dev kabuk giant conch n.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileri exuviae n.
dikenli kabuk hedgehog n.
kabuk soyma paring n.
kabuk soyma makinesi huller n.
kabuk soyucu husker n.
dış kabuk envelope n.
kabuk altı katman alburnum n.
dış kabuk external skin n.
serbest biçimli kabuk free-form shell n.
kabuk bağlama incrustation n.
iç kabuk inner bark n.
kabuk bağlama incrusting n.
kabuk tutma incrusting n.
(patates vb'de) kabuk peelings n.
kabuk soyma peeling n.
balık pulumsu kabuk scale n.
içi boş kabuk empty shell n.
boş kabuk empty shell n.
kabuk altı tabakası alburnum n.
dış kabuk tegument n.
(dökülmüş) kabuk exuviation n.
tabak kuyusundaki derilerin üstüne yayılan kabuk tabakası hat n.
kabuk bağlama rime n.
ekmek kırıntıları ile kaplanıp üstten ızgarayla veya fırında eritip çıtır hale getirilmiş yemeğin üstünde oluşan kahverengi kabuk gratin n.
meyve özsuyunun çıkarıldığı kabuk mure [obsolete] n.
borazan olarak kullanılan kabuk murex n.
(orta çağ zırhında kullanılan) oval veya baklava biçimli metal kabuk rustre n.
(sıvı yüzeyinde oluşan) kabuk cuticle n.
kabuk değiştiren yengeç peeler n.
avrupa'ya özgü karındanbacaklı türüne ait kabuk pelican's foot n.
üstü tuzdan kabuk tutmuş yüzey salina n.
genellikle içyağı içeren ve dışı kabuk tutan baharatsız bir yemek pudding n.
kabuk bağlamış olma scurviness n.
kabuk dolusu miktar shellful n.
deniz kıyısından kabuk toplama shelling n.
kabuk ayıklayarak geçimini sağlayan kimse shucker n.
kabuk ayıklama makinesi shucker n.
ince kabuk crustation n.
kabuk zarı putamen n.
piramit şekilli kabuk pyramid n.
kabuk dökmek exuviate v.
kabuk bağlamak crust v.
dökmek (deri/tırnak/kabuk/tüy) cast v.
kabuk bağlamak encrust v.
kabuk bağlamak skin over v.
kabuk bağlamak incrust v.
kabuk bağlamak cake v.
kabuk bağlamak (yara) scab v.
kabuk içinde saklamak inshell v.
kabuk bağlamak scab over v.
kabuk bağlamak form a scab v.
kabuk bağlamak form a crust v.
kabuk soymak (meyve vb) peel off v.
kabuk bağlamak slough v.
kabuk bağlamak scab v.
kabuk bağlamak heal over v.
kabuk bağlamak scar over v.
(yılan) kabuk değiştirmek shed skin v.
kabuk tutmak barken [scotland] v.
kabuk bağlamak barken [scotland] v.
(kabuk, dış kısım) çıkarmak unshale v.
öğütme veya kabuk soyma işleminden geçmek mill v.
kabuk bağlamak occrustate v.
kabuk bağlamak incrustate v.
(kabuk) soyulmak pill [dialect] v.
(cilt, kabuk) kazımak flawter v.
(cilt, kabuk) sıyırmak flawter v.
(cilt, kabuk) soymak flawter v.
kabuk bağlamak scarify v.
parçalar halinde kabuk dökmek shard v.
kabuk gibi dökülmek shell v.
kabuk tutarak iyileştirmek skin v.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileriyle ilgili exuvial adj.
kabuk dökmiş exuviated adj.
yara gibi kabuk kabuk olan scabby adj.
kabuk tutmuş encrusted adj.
kabuk bağlamış encrusted adj.
üstüne katıca bir kabuk çekilmiş encrusted adj.
kabuk bağlamış sloughed adj.
kabuk içeren hully adj.
kabuk özelliğinde husky adj.
kabuk benzeri cildi olan rindy adj.
yarım kabuk şeklinde half-shell adj.
kabuk bağlamış roinish [obsolete] adj.
kabuk üreten corticiferous adj.
kabuk şeklinde olan corticiform adj.
kabuk bağlamış scalled adj.
kabuk içeren shell adj.
kabuk ile ilişkili shelly adj.
kabuk yapısında olan shelly adj.
kabuk oluşturan crustaceous adj.
kabuk ile kaplı crustated adj.
kabuk ile örtülü crustated adj.
kabuk oluşturan crustific adj.
sert kabuk kaplamalı crustlike adj.
Phrasals
(yara, çizik) kabuk bağlamak close up v.
üstü kabuk bağlamak film over v.
Idioms
kabuk değiştirmek change shell v.
Industry
kabuk ayıklayan işçi sheller n.
kabuk ayıklayıcı sheller n.
Technical
kabuk altı tabakası alburnum n.
alt kabuk bottom shell n.
altın kabuk gold shell n.
beşiktonoz kabuk barrel-vault shell n.
büyük açıklıklı kabuk long-span shell n.
bir boya filmi veya kabuk altında ip gibi kıvrıntılı olarak yürüyen korozyon olayı filiform corrosion n.
beton kabuk çatı shell concrete roof n.
betonarme kabuk çatı reinforced concrete shell roof n.
böleçli kabuk kalıplama diaphragm shell molding n.
böleçli kabuk kalıplama makinesi diaphragm shell molding machine n.
cıvalı kabuk kalıplar mercury-process shell moulds n.
çekirdek kabuk nanokristalleri core-shell nanocrystals n.
çelik kabuk kazık steel shell pile n.
çift eğrilikli kabuk shell of double curvature n.
dış kabuk elektronu outer shell electron n.
dış kabuk external leaf n.
dışı sert kabuk döküm chill casting n.
derin kabuk deep case n.
dış kabuk external skin n.
dışbükey kabuk shell of negative curvature n.
dış kabuk envelope n.
dairesel tonoz kabuk circular cylindrical shell n.
dairesel kabuk barrel-vault shell n.
donuk kabuk frozen shell n.
dolu kabuk closed shell n.
esnek kabuk flexible shell n.
endüklemli sertleştirilmiş kabuk induction hardened case n.
etkin kabuk effective case n.
etkin kabuk derinliği effective case depth n.
fleksıbıl kabuk flexible skin n.
fleksıbıl kabuk flexible shell n.
geniş açıklıklı kabuk long-span shell n.
haddelenmiş kabuk rolled-in scale n.
girinti kabuk rolled-in scale n.
hiperbolik paraboloid kabuk hyperbolic paraboloid shell n.
hiperbolik kabuk hyperbolic shell n.
hiperbolik paraboloit kabuk hyperbolic paraboloid shell n.
iç kabuk elektronu inner shell electron n.
içbükey kabuk shell of positive curvature n.
ince kabuk light case n.
kabuk soyulmuş çelik çubuk peeled steel rod n.
kabuk sertleştirme süresi case hardening period n.
kabuk sertleştirilmiş merdane case hardened roll n.
kabuk momenti shell moment n.
kabuk teorisi shell theory n.
kabuk kalınlığı shell thickness n.
kabuk sistemi sheet system n.
kabuk sertleştirme ortamı case hardening medium n.
kabuk yüzme scalping n.
kabuk kalıp shell moulding n.
kabuk döküm shell moulding n.
kabuk derinliği eşdağılımlılığı case depth uniformity n.
kabuk sertleştirme sıcaklığı case hardening temperature n.
kabuk kesiti shell cross-section n.
kabuk denklemi shell equation n.
kabuk tutmuş kar shallow crusted snow n.
kabuk betonu shell concrete n.
kabuk sertleştirme fırını case hardening furnace n.
kapalı kabuk closed shell n.
kabuk kopyalama kancası shell copy hook n.
karbonlanmış kabuk carburized case n.
kabuk kalıplama shell molding n.
kabuk sertleştirme çelikleri case hardening steels n.
kabuk mahyası sheet apex n.
kabuk soyma makinesi huller n.
kabuk kalıntısı veri işleyicisi shell scrap data handler n.
kabuk kalkması skin lamination n.
kabuk giderme descaling n.
kabuk kalıba döküm shell mould casting n.
kabuk derinliği ölçümü case depth measurement n.
kabuk sertliği ölçümü case hardness measurement n.
kabuk-öz sheath-core n.
kabuk kubbe shell dome n.
kabuk defleksiyon shell deflection n.
kabuk inşaatı shell construction n.
kabuk eni shell width n.
kabuk kubbe shell cupola n.
kabuk sertleştirilmiş dişli case hardened gear n.
kabuk yarı çapı shell radius n.
kabuk teçhizatı shell reinforcement n.
kabuk sertleştirme gazı case hardening gas n.
kabuk belge shell document n.
kabuk tesiri skin effect n.
kabuk mektup form letter n.
kabuk bağlama incrustation n.
kabuk ekseni shell axis n.
kabuk atma shock n.
kalın kabuk heavy case n.
kabuk elektronu shell electron n.
kabuk derinliği case depth n.
kabuk giderme scale removing n.
karbonlu nitrürlenmiş kabuk carbonitrided case n.
kabuk eğriliği shell curvature n.
kabuk etkisi skin effect n.
kabuk çatlağı bark crack n.
kabuk sertleştirilmiş çelik case hardened steel n.
kabuk şekli shell shape n.
kabuk altı tabakası sapwood n.
kabuk zırh shell and milling cutter n.
kabuk sertliği case hardness n.
kabuk sertleştirme case hardening n.
kabuk bileşimi case composition n.
kabuk bağlama crustation n.
kabuk rayba shell reamer n.
kabuk yükü shell load n.
kabuk bağlama encrusting n.
kabuk eşitliği shell equation n.
kabuk dayancı peel strength n.
kabuk döküm süreci croning process n.
kabuk meyili shell slope n.
kabuk maça shell core n.
kabuk maça üfleci shell core blower n.
kabuk içyapısı case microstructure n.
kabuk çatı shell roof n.
katılaşmış kabuk solidified shell n.
metal kabuk yapı metal construction building n.
ön kabuk facing shell n.
paraboloid kabuk paraboloid shell n.
parabolik kabuk parabolic shell n.
plastik kabuk plastic shell n.
silindirik kabuk cylindrical shell n.
silindirik beton kabuk cylindrical concrete shell n.
sertleştirilmiş kabuk hardened case n.
siyanürlenmiş kabuk cyanided case n.
şemsiye kabuk umbrella shell n.
toplam kabuk total case n.
tabakahanede kabuk çukuru bark pit n.
tümlenik kabuk completed shell n.
ters bükülmüş kabuk shell of negative curvature n.
taşıyıcı kabuk bearing shell n.
yalazla sertleştirilmiş kabuk flame hardened case n.
web yazıcısı kabuk uzantısı web printer shell extension n.
(deri tabaklamada) kabuk hazırlayan veya kürekleyen kimse barker n.
yabancı cisimlerin oluşturduğu kabuk veya iskelet parçası xenophya n.
alet haline getirilmemiş taş veya kabuk blank n.
fosilleşmiş kabuk gibi organik oluşumun dış kısmının toprak veya kayada bıraktığı iz mould n.
metal işçiliğinde küçük nesneleri tutmak için kullanılan içi zift dolu demir kabuk bullet n.
(tahıl) kabuk eleme makinesi screen n.
dış kabuk skull n.
kabuk sertleştirilmiş case hardened adj.
kabuk bağlamış scabrous adj.
Computer
kabuk betiği shell script n.
çoklu ortam kabuk uzantıları multimedia shell extensions n.
dış kabuk elektronu outer shell electron n.
iç kabuk elektronu inner shell electron n.
kabuk belge form document n.
kabuk ayarları shell settings n.
kabuk komutu shell command n.
kabuk atık nesne işleyicisi shell scrap object handler n.
kabuk atık veri işleyicisi shell scrap datahandler n.
kabuk deskbar shell deskbar n.
kabuk defview shell defview n.
kabuk kopyalama çengeli shell copy hook n.
kabuk komutları shell commands n.
özel kabuk custom shell n.
paylaşım için kabuk uzantıları shell extensions for sharing n.
unix ve benzeri işletim sistemleri için yazılmış bir kabuk komut bash n.
kabuk sınanıyor testing shell expr.
Informatics
kabuk program shell program n.
kabuk program shell script n.
kabuk belge shell document n.
Telecom
güvenli kabuk secure shell n.
uzaktaki kabuk protokolü remote shell protocol n.
Mechanic
kabuk sertleştirme case hardening n.
Architecture
sepetkulpu kabuk basket shell n.
Construction
betonarme kabuk reinforced concrete shell n.
betonarme kabuk çatı concrete shell roof n.
kabuk çatı shell roof n.
strüktürel kabuk structural shell n.
yerinde dökme kabuk cast-in-place shell n.
Woodworking
kabuk soyma aleti eatche n.
odun hamurundan kabuk çıkaran alet rosser n.
kabuk soyma makinesi rosser n.
Automotive
çelik kabuk steel shell n.
çelik kabuk steel backing n.
Aeronautic
uçağın kokpitini, kabinini, başlığını veya burnunu kaplayan plastik kabuk greenhouse n.
Marine
boş kabuk (yatçılık) hull slot n.
(ahşap geminin tabanını) kaplayan kabuk benzeri oluşumları temizleyip ziftlemek grave v.
(yosun, midye ile) kabuk bağlamış foul adj.
Mining
kabuk genişlemesi shell expanding n.
Medical
dış kabuk adventitia n.
kabuk kalkması exfoliation n.
sert dış kabuk outershell n.
yaranın kabuk bağlamasını kolaylaştıran madde cicatrizant n.
acı kabuk bitterbark n.
kabuk bağlamak cicatrise v.
kabuk bağlamak cicatrize v.
kabuk bağlatan (ilaç) escharotic adj.
kabuk anlamına gelen son ek -derm suf.
Anatomy
kabuk soyma makinesi paring machine n.
kabuk madde cortical substance n.
böbrek tübüllerinin kabuk maddeye doğru yaptığı uzama medullary ray n.
protozoon ve rotiferde görülen koruyucu dış kabuk veya kın sheath n.
kabuk anlamına gelen son ek -derma suf.
Psychology
dış kabuk foreign hull n.
Parasitology
psocidae familyasından bir kabuk biti cinsi trogium n.
kabuk böcekleri scolytidae n.
Veterinary
kuş dilinde oluşan pul veya kabuk pip n.
Food Engineering
kabuk kırma shelling n.
kabuk çıkarma unshelling n.
kabuk çıkartma unshelling n.
kabuk kırma unshelling n.
kabuk çıkarma dehulling n.
kabuk çıkartma shelling n.
kabuk soyma peeling n.
kabuk denkliği shell balance n.
kabuk ayırma dehulling n.
(unlu mamulde) kabuk rime n.
kabuk talaşı chip n.
Gastronomy
soyulmuş kabuk peel n.
soyulmamış (kabuk) unskinned adj.
Physics
kabuk eleman shell element n.
Chemistry
dolu kabuk closed shell n.
nitrürlü kabuk nitrided case n.
su yumuşatıcıda çözünmemiş tuzdan oluşan sert kabuk bridge n.
Biology
protozoan veya rotiferde sert kabuk theca n.
orta kısmı yuvarlak veya şişik olan spiral kabuk ventricose shell n.
kabukların dışbükey olduğu çift kabuk ventricose shell n.
çeşitli dimorf foraminiferlerin eşeysiz bireylerinde görülen çok küçük primordiyal kabuk microsphere n.
kabuk biçimli himenyumu olan bir mantar cinsi pellicularia n.
kabuk biçimli himenyumu olan bir mantar cinsi genus pellicularia n.
(böceklerde) göğsün sternumunun ön tabakasının ön kısmında yer alan sert kabuk parçası presternum n.
(kabuklu kafadanbacaklılarda) zar dokulu kabuk çıkıntısı syphon n.
çok sayıda kaburgası olan (yaprak, kabuk veya mercan) multicostate adj.
kabuk anlamı veren son ek -theca suf.
Marine Biology
karındanbacaklılarda kabuk açıklığının merkez hattını oluşturan kısım labium n.
karındanbacaklılarda kabuk açıklığının dış kenarı labrum n.
kabuk, solungaç kapağı vb. yapıların ilkel kısmı nucleus n.
kabuk açıklığının çevresinde kırmızımsı diş çıkıntıları bulunan bir karındanbacaklı deniz salyangozu bleeding tooth (nerita peloronta) n.
salgı yoluyla etrafına kabuk benzeri bir tüp oluşturan çift kabuklu yumuşakça tube-shell n.
kabuk dış tabakası periostracum n.
sert kabuk escutcheon n.
çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları mussel shrimp n.
çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları seed shrimp n.
kelebeğe benzeyen bir kabuk butterfly shell n.
dekstral kabuk dextral shell n.
soldan sağa doğru kıvrılan kabuk dextral shell n.
kabuklu balıkların kabuk zeminine yayılan malzeme cultch n.
operkulumu olmayan kabuk inoperculate n.
kabuk döken deniz hayvanı dodman [dialect] [uk] n.
(mürekkep balığı) kabuk osselet n.
monodonta cinsinden olan kabuk rosary shell n.
(kabuklu hayvanlarda) kabuk üzerinde yer alan ince diken seta n.
zar dokuda tübüler kabuk uzantısı siphuncle n.
architectonica veya ilişkili cinslerden olan kabuk sundial shell n.
kafasının her iki yanında zırh benzeri sert bir kabuk bulunan (balık) mail-cheeked adj.
(yengeç) kabuk dökmeye tam olarak hazır olmayan green adj.
soldan sağa doğru kıvrılan (kabuk) dextrorsal adj.
Zoology
örümcek kafasının ventral duvarını oluşturan hareketli kabuk parçası labium n.
karındanbacaklılarda kabuk açıklığının dıştaki kenarı labra n.
kabuk veya tüp biçimli halkalı solucan tubivalve n.
böceklerin kanadını saran kabuk wing case n.
dış kabuk outer bark n.
kabuk bölgesi cortical region n.
koltuk altı vücut kabuk parçası axillary sclerite n.
bazı hayvanlarda bulunan zırh benzeri sert kabuk armour n.
bazı hayvanlarda bulunan zırh benzeri sert kabuk armor n.
kabuk değiştirmenin ardından yeni kabuk tabakaları oluşumu endysis n.
salyangozların kış uykusundan önce kabuk açıklığını örtmek amacıyla salgıladığı kalsiyum fosfat ve zamk disk epiphragm n.
çift kabuk equilateral shell n.
eşkenarlı kabuk equilateral shell n.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derisi exuvia n.
(dış iskelet, kabuk gibi) çıkarılan şey exuvium n.
kaplumbağalarda üst kabuk ve alt kabuğu birbirine bağlayan yanal kemikli plakalardan biri bridge n.
salyangozların kış uykusundan önce kabuk açıklığını örtmek için salgıladığı kalsiyum fosfat ve zamk disk hibernaculum n.
bazı sümüklü böcek türlerinde bulunan tam gelişmemiş görünmez kabuk limacel n.
rotifer gibi birtakım mikroskobik canlılarda görülen koruyucu dış kabuk veya kın lorica n.
koruyucu dış kabuk veya kın bulunduran çeşitli hayvanlara verilen ad loricata n.
(spiral kabuk) soldan sağa doğru kıvrılma dextrality n.
eklembacaklıların plevral bölümünde yer alan çeşitli küçük ve sert kabuk parçaları pleurite n.
sekiz dokunaçlı yumuşak mercanların çoğunda bulunan boynuzsu kalkerli kabuk sclerobase n.
sekiz dokunaçlı yumuşak mercanların çoğunda bulunan boynuzsu kalkerli kabuk foot secretion n.
serpula cinsi solucana ait fosil kabuk serpulite n.
deri veya kabuk değiştiren hayvan shedder n.
kabuk değiştirmek üzere olan yengeç veya ıstakoz shedder n.
batı hint adaları'na özgü büyük bir kabuk fountain shell n.
kabuk değiştirme sloughing n.
yumuşakçada embriyonik kabuk protoconch n.
(kabuk, pul) koruyucu bir madde ile kaplamak loricate v.
kabuk benzeri sönanşimleri olan corticiferous adj.
(kabuk açıklığı) kanal biçimli ön kenarı olan siphonostomatous adj.
(çift kabuklularda) kabuk birleşim noktasındaki kabarıklığın altında bulunan/önünde bulunan subumbonal adj.
Botanic
baharat ve tonik yapımında kullanılan tarçın benzeri aromaya sahip bir iç kabuk canella bark n.
kaju meyvesinin kalın kabuk içinde bulunan, sadece kavrularak yenebilen yağlı tohumu cashew nut n.
mushil, kurt dökücü ve narkotik amaçlı kullanılan kabuk ve tohumlar cabbage bark n.
kaju meyvesinin kalın kabuk içinde bulunan, sadece kavrularak yenebilen yağlı meyvesi anacardium nut n.
kabuk ve tohumları müshil, solucan ilacı ve uyuşturucu olarak kullanılan nahoş kokulu ve toksik bir ağaç cabbage tree (andira inermis) n.
kabuk ve tohumları müshil, solucan ilacı ve uyuşturucu olarak kullanılan nahoş kokulu ve toksik bir ağaç cabbage-bark tree n.
kabuk ve tohumları müshil, solucan ilacı ve uyuşturucu olarak kullanılan nahoş kokulu ve toksik bir ağaç cabbage bark n.
kortekste bulunan, su geçişi ile kabuk ve soymuk demeti arasındaki çözünmüş maddeleri kontrol eden en iç katmanın adı endodermis n.
cevizin çekirdeğini çevreleyen odunsu kalın kabuk zest n.
odunsu bitkinin koruyucu kabuk veya tabakayla kaplı, kışın uyku halinde olan bir tomurcuğu winter bud n.
cronartium cinsi bir pasmantarından kaynaklanıp kabuk ve iç kabukta tahribata neden olan bir çam ağacı hastalığı white pine blister rust n.
cronartium cinsi bir pasmantarından kaynaklanıp kabuk ve iç kabukta tahribata neden olan bir çam ağacı hastalığı blister rust n.
cronartium cinsi bir pasmantarından kaynaklanıp kabuk ve iç kabukta tahribata neden olan bir çam ağacı hastalığı white-pine rust n.
cronartium cinsinden olan bir pasmantarından kaynaklanıp kabuk ve iç kabukta tahribata neden olan bir çam ağacı hastalığı white-pine rust n.
cronartium cinsinden olan bir pasmantarından kaynaklanıp kabuk ve iç kabukta tahribata neden olan bir çam ağacı hastalığı blister rust n.
cronartium cinsinden olan bir pasmantarından kaynaklanıp kabuk ve iç kabukta tahribata neden olan bir çam ağacı hastalığı white pine blister rust n.
fıstık veya tohum içeren kabuk goober pea n.
(bitki) dış kabuk rhytidome n.
dikenli kabuk buzz [dialect] [uk] n.
özellikle soğan fideleri için zararlı olup kabuk ve yapraklarda koyu renk kabarcık oluşumu ile karakterize edilen bir mantar hastalığı onion smut n.
kabuk tarçın indonesian cinnamon (cinnamomum burmannii) n.
kabuk tarçın indonesian cassia (cinnamomum burmannii) n.
tıbbi veya endüstriyel amaçlarla kullanılan kabuk bark n.
doğal kabuk coat n.
(şeftali gibi meyvelerde) etli orta kabuk sarcocarp n.
kabuk dikenlerinde dış halka coronule n.
ağaç gövdesini veya dalını çevreleyen dairesel kabuk parçasını çıkarmak ring v.
kabuk doku geliştirmek cork v.
(bitki veya yumru kök) kesik üzerinde kabuk doku geliştirmek cork v.
yumurtacık ağzı aşağı dönük olup kabuk çıkıntısı bulunan (tohum taslağı) apotropous adj.
Agriculture
küçük tohumların ekim hızını azaltmak için tahıl matkabına yerleştirilen ince metal kabuk reducer n.
kabuk altı aşılama bark grafting n.
kabuk aşısı bark grafting n.
kabuk böceği bark beetle n.
kabuk tabakası oluşumu soil crusting n.
kabuk soyma makinesi paring machine n.
muskatın soyulmadan önce dışında bulunan ağ benzeri kabuk (javitri) mace n.
otomatik susam kabuk soyma makinesi automatic sesame peeling machine n.
yüzeysel kabuk yanıklığı superficial scald n.
greyfurt ve portakalda görülen kayışımsı kabuk hastalığı buckskin n.
bazı tohum ve meyvelerde dış kabuk huck [dialect] n.
kabuk aşısı crown graft [uk] n.
kabuk altı aşılama crown graft [uk] n.
kabuk yanıklığı superficial scald n.
Apiculture
eklembacaklılarda kireçten oluşmuş sert kabuk parçası sclerite n.
koltuk altı vücut kabuk parçası axillary sclerite n.
sert sırt kabuk scutum n.
Forestry
kabuk soyma makinesi debarker n.
kabuk soyma makinesi debarking machine n.
(ıhlamur ağacında) iç kabuk bast n.
ağaç gövdesinden veya dalından kesilen daire şeklindeki kabuk ring n.
ağacın gövdesinden halka şeklinde kabuk kesip çıkarmak ringbark v.
History
amerikan yerlilerinin eskiden para olarak kullandığı fil dişi şeklinde kabuk tusk shell n.
amerikan yerlilerinin eskiden para olarak kullandığı fil dişi şeklinde kabuk tooth shell n.
Religious
büyücülerin fal bakmak için kullandığı kemik, zar, tohum veya kabuk gibi nesneler hakata n.
Environment
kıtasal kabuk continental crust n.
volkanik kabuk deformasyonu volcanic crustal deformation n.
Geography
denizel kabuk oceanic crust n.
kabuk şekil değiştirmesi crustal strain n.
kabuk gerilmesi crustal stress n.
kabuk hareketi crustal movement n.
kabuk yapısı crustal structure n.
kabuk oluşturan crustal adj.
Meteorology
kıtasal kabuk continental shelf n.
Geology
çoğunlukla şiddetli yağmurlardan sonra toprak yüzeyinde oluşan kabuk benzeri tabaka capping n.
kabuk hareketi crustal motion n.
kabuk kalınlığı geometrisi crustal thickness geometry n.
kabuk kalınlığı crustal thickness n.
kabuk yapısı crustal structure n.
lav akıntısı yüzeyinde oluşan kabuk congealed crust n.
okyanusal kabuk kamaları oceanic crust accretion wedges n.
yeraltı sularının buharlaşmasıyla oluşan sert mineral kabuk duricrust n.
volkanik taşın içindeki başka bir minerali saran kabuk kelyphitic rim n.
genellikle kabuk parçası veya kum tanesi gibi bir döküntü parçasının etrafında oluşan yuvarlak stromatolit oncolite n.
minerallerin üzerinde yabancı maddelerden oluşan ince kabuk illinition n.
kabuk duyarsızlığı disturbance n.
Printery
kabuk soyma makineleri bark peeling machines n.
kabuk soyucu barker n.
kabuk soyucu debarker n.
kabuk yakma kazanı bark boiler n.
kabuk soyma debarking n.
kabuk soyma tromeli barking drum n.
kabuk yongalayıcılar bark choppers n.
Archaic
sert kabuk scuchin n.
kabuk bağlamış scald adj.
Reptiles
birçok yılanın anüsünü kapatan büyük kabuk anal plate n.
Entomology
böceklerin baş kısmında bulunan zırhlı bölüm ile kabuk açıklığının dış kenarı arasındaki sert kabuk çifti torma n.