sorunu - Turco Inglés Diccionario
Historia

sorunu



Significados de "sorunu" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
sorunu matter of adj.

Significados de "sorunu" con otros términos en diccionario inglés turco: 432 resultado(s)

Turco Inglés
General
günün önemli sorunu a live issue n.
ermeni sorunu armenian questions n.
uyum sorunu compliance problem n.
konut sorunu dwelling problem n.
sorunu kökünden çözen tartışma clincher n.
boğazlar sorunu straits question n.
para sorunu currency question n.
doğu sorunu eastern question n.
yahudi sorunu jewish question n.
ermeni sorunu armenian question n.
filistin sorunu palestine problem n.
adaptasyon sorunu adaptation problem n.
işsizlik sorunu unemployment problem n.
diğer insanlarla yaşanan iletişim sorunu social problem n.
kadın sorunu woman problem n.
trafik sorunu traffic problem n.
sorunu hakemin çözmesi arbitration n.
davranış sorunu behavioral problem n.
bir dizi sağlık sorunu a series of health problems n.
sağlık sorunu health problem n.
işletme sorunu management problem n.
yönetim sorunu management problem n.
nakit problemi/sorunu cash flow problem n.
öğrenilebilirlik sorunu learnability problem n.
öğrenebilirlik sorunu learnability problem n.
kepek sorunu problem of dandruff n.
önemli bir sağlık sorunu an important health problem n.
önemli bir sağlık sorunu a major health problem n.
nedensellik sorunu causality problem n.
disiplin sorunu discipline problem n.
kirlilik sorunu pollution problem n.
sağlıklı sorunu olan insanlar people with a health problem n.
varoluş sorunu existence problem n.
hijyen sorunu hygiene problem n.
bel sorunu bad back n.
mesleki sağlık sorunu professional health problem n.
güven sorunu issue of trust n.
diz sorunu knee problem n.
çevre meselesi/sorunu environmental concern n.
kimlik sorunu identity problem n.
su tesisatı sorunu plumbing problem n.
tek sorunu her/his only problem n.
çağımızın sorunu problem of our age n.
bağlantı sorunu connection problem n.
ırk sorunu race problem n.
park sorunu parking problem n.
sorunu yaratan şey the rub n.
sorunu çözme enodation n.
bir sorunu araştırmak üzere oluşturulmuş komite working party [uk] n.
bir sorunu sürekli düşünme brooding n.
ulaşım sorunu transportation problem n.
ileri vadeli etkenleri göz önüne alarak bir sorunu inceleme long view n.
adres sorunu nedeniyle teslim ve iade edilemeyen posta dead mail n.
bir sorunu çözmek için minimum kaynağı veya en basit açıklamayı kullanma ilkesi parsimony n.
yatalak hastada statik pozisyon ve sıkışma nedeniyle dolaşım sorunu yaşanabilen bölge pressure point n.
(sağlık) sorunu condition n.
bir sorunu parayla çözmeye çalışmak throw money at something v.
sorunu görüşmek discuss the problem v.
çözmek (problemi/sorunu) work out v.
bir sorunu ağırlaştırmak aggravate a problem v.
sorunu çözmek resolve the problem v.
bir sorunu çözmek sort something out v.
sorunu gidermek overcome the problem v.
sorunu gidermek resolve the problem v.
sorunu gidermek cure the problem v.
sorunu gidermek clear up the problem v.
sorunu gidermek solve the problem v.
sorunu aşmak overcome the problem v.
sorunu çözmek settle the matter v.
kilo sorunu olmak have a weight problem v.
kilo sorunu olmak have weight issues v.
sorunu çözmek treat a question v.
sorunu belirlemek define the problem v.
sorunu belirlemek determine the problem v.
sorunu belirlemek identify the problem v.
sorunu belirlemek detect the problem v.
sorunu saptamak define the problem v.
sorunu saptamak identify the problem v.
sorunu saptamak determine the problem v.
sorunu saptamak detect the problem v.
alkol sorunu olmak have an alcohol problem v.
içki sorunu olmak have a drinking problem v.
içki sorunu olmak have an alcohol problem v.
alkol sorunu olmak have a drinking problem v.
güven sorunu yaşamak have confidence issues v.
güven sorunu yaşamak have trust issues v.
bir sorunu ele almak discuss a problem v.
sağlık sorunu olmamak have no medical/health problems/issues v.
sağlık sorunu bulunmamak have no medical/health problems/issues v.
sorunu tartışarak çözmek argue one's way out v.
sorunu tartışarak çözmek argue one's way out of something v.
birisiyle sorunu olmak be in bad (with someone) v.
birisiyle sorunu olmak get in bad (with someone) v.
önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başlamak become a serious health concern v.
önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmek become a serious health concern v.
bir sorunu olmak have an issue v.
uyuşturucu sorunu olmak have a drug problem v.
sorunu/problemi olmamak be in good shape v.
küçük bir sorunu tartışmak discuss a little problem v.
sorunu antrenman eksikliğine bağlamak lay the problem to the inadequacy of training v.
kalp sorunu olmak have a heart problem v.
sorunu ele almak tackle an issue v.
problemi/sorunu ele almak tackle a problem v.
bir sorunu çözmeye çalışmak try to solve a problem v.
bir sorunu geçici olarak çözmek solve a problem temporarily v.
erken boşalma sorunu olmak have a premature ejaculation problem v.
uyku sorunu yaşamak have trouble sleeping v.
uyku sorunu olmak have trouble sleeping v.
uyku sorunu çekmek have trouble sleeping v.
sorunu düzeltmek fix an issue v.
(hastalığı/sorunu) atlatmak over v.
kalp sorunu yaşamak suffer from heart trouble v.
kalp sorunu yaşamak suffer from heart trouble v.
sevkiyat sorunu bildirmek report a problem with delivery v.
teslimat sorunu bildirmek report a problem with delivery v.
sevkiyat sorunu bildirmek report problems with delivery v.
teslimat sorunu bildirmek report problems with delivery v.
sorunu çözüme kavuşturmak settle an issue v.
(konuyu veya sorunu) alakasız kılmak moot v.
sorunu fark etmek spot the problem v.
sorunu saptamak spot the problem v.
sorunu esas alan problem-driven adj.
birden fazla sorunu yaşayan multiproblem adj.
bir öncelik sorunu olarak as a matter of priority adv.
Phrasals
(bir şey) sorunu question of n.
(iki veya daha çok taraf arasındaki) sorunu gidermek/çözmek arbitrate between v.
(iki taraf arasındaki) sorunu gidermek/çözmek arbitrate between (someone and someone else) v.
bir sorunu ya da durumu ayrıntılı bir şekilde konuşmak talk through v.
bir sorunu birine iade etmek throw something back to someone v.
(bir sorunu) kaldırmak stand for v.
birden başka bir durumu/sorunu tetiklemek erupt into (something) v.
birden başka bir durumu/sorunu ateşlemek erupt into (something) v.
birden başka bir durumu/sorunu kızıştırmak erupt into (something) v.
başka bir durumu/sorunu tetiklemek escalate into (something) v.
başka bir durumu/sorunu ateşlemek escalate into (something) v.
başka bir durumu/sorunu kızıştırmak escalate into (something) v.
ruhsal/duygusal bir sorunu içinden atmaya çalışmak exorcise out v.
bir durumu/sorunu tekrar gözden geçirerek bir şeyi dışarıda bırakmak factor out v.
bir durumu/sorunu tekrar gözden geçirerek bir şeyi dahil etmemek factor out v.
bir durumu/sorunu tekrar gözden geçirerek bir şeyi hariç tutmak factor out v.
bir sorunu tekrar birinin omzuna yüklemek throw something back at someone v.
(bir sorunu) çözmeye gayret etmek tilt at v.
(bir sorunu) alt etmeye çabalamak tilt at v.
(bir sorunu) çözmeye gayret etmek tilt at v.
(bir sorunu) alt etmeye çabalamak tilt at v.
birine/bir şeye karşı bir şeyi/bir sorunu olmak have something against someone or something v.
ile arasındaki sorunu halletmek square with v.
biriyle arasındaki sorunu halletmek square with someone v.
birinin bir sorunu atlatmasına yardım etmek sustain someone in something v.
bir sorunu yok sayarak/ortadan kalkmasını dileyerek çözmek wish away v.
bir sorunu yokmuş gibi davranarak/ortadan kalkmasını dileyerek gidermek wish away v.
bir sorunu çekmek contend with a problem v.
ruhsal/duygusal bir sorunu içinden atmaya çalışmak exorcise out of v.
bir şeyi, sorunu, hastalığı atlatmak get over something v.
'-e karşı bir şeyi/bir sorunu olmak have against v.
'-e karşı bir şeyi/bir sorunu olmak have something against v.
Phrases
derdi/problemi/sorunu ne? what's (someone's) beef (with someone or something) expr.
o sorunu daha sonra düşünürüz cross that bridge later expr.
Proverb
sorun seni üzmeden sorunu dert etme never trouble trouble till trouble troubles you
sorun seni üzmeden sorunu dert etme don't trouble trouble till trouble troubles you
her sorunu aynı yoldan çözemezsin you cannot put the same shoe on every foot
Colloquial
başkalarının sorunu someone else's problem n.
ölüm dirim sorunu a matter of life and death n.
sorunu tatlıya bağlamak make it up v.
sorunu çözmek make it up v.
(bir sorunu) kabullenmek bite the bullet v.
(bir sorunu) kabullenmek suck it up v.
(birinin) sorunu olmamak be not (one's) problem v.
birinin sorunu olmak be someone's lookout v.
birinin (kendi) sorunu olmak be someone's (own) lookout [uk] v.
(birinin/bir şeyin) sorunu olmak be the matter (with someone or something) v.
erken boşalma sorunu olan premature adj.
(birinin) sorunu ne? what's with (someone)? expr.
birinin/bir şeyin sorunu ne? what's with someone or something? expr.
birinin sorunu ne? what's with somebody? expr.
(birinin/bir şeyin) sorunu/derdi ne? what gives with (someone or something)? expr.
'-in sorunu ne? what's with expr.
sorunu ne? what's wrong with him/her expr.
Idioms
potansiyel bir sorunu ortadan kaldırmak için verilen rüşvet a sop to cerberus n.
şıp diye/parmağını şaklatarak sorunu çözecek şey magic bullet n.
para sorunu cash flow problem n.
sorunu çözmek için yaratıcı düşünme thinking way out of the box n.
uzun süredir devam eden bir sorunu çabucak çözüveren bir çözüm silver bullet n.
ingilizlerin sorunu the british disease n.
ingilizlerin genel sorunu/sıkıntısı the british disease n.
nakit problemi/sorunu a cash flow problem n.
bir sorunu/problemi ilk kez yaşayan patient zero n.
sorunu büyütmek make it strange v.
bir sorunu çözme fırsatı yakalamak catch a break v.
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak catch a break v.
bir sorunu çözme fırsatı yakalamak get a break v.
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak get a break v.
o sorunu/konuyu daha sonra/zamanı gelince düşünmek cross that bridge later v.
bir sorunu ya da gizemi çözmek crack the code v.
bir sorunu kökten çözmeyi ertelemek kick the can down the road v.
alkol sorunu olmak have a drinking problem v.
alkol sorunu olmak have an alcohol problem v.
aradaki sorunu çözmek make one's peace with v.
bir sorunu sümen altı etmek paper something over v.
bir sorunu geçici olarak çözmek paper something over v.
bir sorunu sümen altı etmek paper over something v.
bir sorunu geçici olarak çözmek paper over something v.
bir sorunu halletmek find a way around someone or something v.
bir sorunu kendi çözmek take matters into own hands v.
bir sorunu çözmek cut the gordian knot v.
ciddi bir sorunu (başarıyla) atlatmak dodge the bullet v.
içki sorunu olmak have a drinking problem v.
içki sorunu olmak have an alcohol problem v.
sorunu olmak get all balled up v.
sorunu/problemi çözmek/halletmek get the kinks out v.
sorunu halledilmiş saymak beg the question v.
sorunu çözmek cut the gordian knot v.
sorunu olmak have a rough ride v.
sorunu masaya yatırmak come to the table v.
sorunu olmak be all balled up v.
sorunu/problemi çözmek/halletmek get the kinks ironed out v.
sorunu çözmeye çalışmak/çözmek için uğraşmak work the problem v.
(bir zorluğu/sorunu) göğüslemek take the brunt v.
(bir sorunu çözmede) ısrarcı olmak press the issue v.
(bir sorunu/sıkıntıyı) daha fazla düşünmemek not give it another thought v.
(bir zorluğu/sorunu) göğüslemek bear the brunt v.
(sorunu çözmek için) masaya oturmak come to the table v.
zor bir sorunu çözmek crack the code v.
(biriyle) sorunu olmak get in wrong with (someone) v.
(bir sorunu) halletmeye/çözmeye devam etmek hammer away at (something) v.
(bir sorunu) çözümlemek lay (something) at rest v.
sorunu çözmek untie the gordian knot v.
bir sorunu çözmek için belli bir miktar parayı harcamaktan kaçınırken uzun vadede problem büyüdüğünde daha fazla para harcamak zorunda kalmak be penny-wise and dollar-foolish v.
(birinin kendi) sorunu olmak be (one's) (own) lookout [uk] v.
birinin (kendi) problemi/sorunu olmak be (one's) (own) lookout [uk] v.
birinin (kendi) sorunu olmak be someone's (own) lookout [uk] v.
birinin sorunu olmak be someone's pigeon [old-fashioned] [uk] v.
sorunu çözmek cut/untie the gordian knot v.
(sorunu/problemi) çözmek/halletmek get (something) ironed out v.
(biriyle) sorunu olmak get in bad (with someone) v.
(biriyle/bir şeyle) aradaki sorunu çözmek make (one's) peace with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aradaki sorunu çözmek make peace with (someone or something) v.
biriyle aradaki sorunu çözmek make peace with somebody v.
bir sorunu kendi çözmek take matters into (one's) own hands v.
bir sorunu kendi çözmek take matters into your own hands v.
bir konuyu/sorunu yavaş yavaş çözmek take things one day at a time v.
ağırlık/kilo sorunu olan gravitationally challenged adj.
denge sorunu olan gravitationally challenged adj.
ağırlık/kilo sorunu olan horizontally challenged adj.
aramıza hoş geldin! (özellikle aynı sorunu yaşayan birisine söylenir) join the club! expr.
sorunu/şikayeti (emri altında olduğu müdürü vb) atlayarak bir üst yöneticiye taşıma over the head of expr.
sorunu büyümeden halletmeli a stitch in time saves nine expr.
Speaking
aramıza hoş geldin! (özellikle aynı sorunu yaşayan birisine söylenir) welcome to the club! expr.
bizimle sorunu ne? what's his problem with us? expr.
bu sorunu çözebileceğimi sanmıyorum I can't seem to solve this problem expr.
bu yerin sorunu the trouble with this place expr.
buranın sorunu the trouble with this place expr.
bu okulun tek sorunu the only problem with this school is expr.
bu adamın sorunu ne? what's this guy's problem? expr.
bu herifin sorunu ne? what's this guy's problem? expr.
bu sorunu çözmek benim için bir zevk it is my pleasure to solve this problem expr.
eğer bu sorunu çözebilirsek if we solve this problem expr.
onun sorunu ne? what's troubling him/her? expr.
onun sorunu ne? what's his/her problem? expr.
onun sorunu ne? what's his/her deal? expr.
onun sorunu ne? what's wrong with her? expr.
onun hiçbir sorunu yok there's nothing wrong with him expr.
sorunu ne bilmiyorum I don't know what's wrong with him expr.
ülkemizin birçok sorunu var our country has got many problems expr.
ülkemizin birçok sorunu var our country has many problems expr.
Trade/Economic
aşırı kapasite sorunu excess capacity problem n.
bedavacı sorunu free rider problem n.
belirsizlik sorunu indeterminacy problem n.
bedava binici sorunu free rider problem n.
borç yükü sorunu debt overhang problem n.
bütçe sorunu funds responsibility n.
dönüşüm sorunu transformation problem n.
eşit gözlem sorunu observational equivalence problem n.
finansman sorunu funding problem n.
finansman sorunu financing problem n.
görüşmecinin kendisini alıcı yerine koyarak ilgili pazarlama sorunu hakkında veri toplaması shopper study n.
hesaplılık sorunu economizing problem n.
işletmelerde yedek akçe yeterliliği sorunu reserve adequacy n.
işçi sorunu labour question n.
işçi sorunu labor question n.
kambiyo sorunu foreign exchange problem n.
karar alma sorunu decision problem n.
mali piyasalara yönelik bilgileri inanırlılık yaratacak biçimde yayma sorunu signaling problem n.
para sorunu currency question n.
sorunu tanımlama problem defining n.
tarımsal gelir sorunu farm problem n.
tanıma sorunu identification problem n.
tarımda kısa dönem sorunu short-run far m problem n.
transfer sorunu transfer problem n.
usul hukuku sorunu procedural issue n.
uluslararası ödemelerde likidite yetersizliği sorunu liquidity shortage n.
uzun dönemli tarımsal gelir sorunu long-run farm problem n.
ödemeler dengesi sorunu balance-of-payments problem n.
Law
bütün sorunu kapsayan jüri kararı general verdict n.
hukuk sorunu question of law n.
hukuk sorunu issue of law n.
hukuk sorunu matter of law n.
yargı sorunu judicial question n.
bir sorunu oya koymak put a question v.
mavi gökyüzü kanunlarına göre satış için bir güvenlik sorunu oluşturmak blue-sky v.
Politics
algı sorunu the problem of perception n.
almanya'nın birleşmesi sorunu german reunification question n.
beka sorunu survival problem n.
beka sorunu matter of survival n.
boğazlar sorunu straits question n.
demokrasi açığı sorunu democratic deficit problem n.
ermeni sorunu armenian question n.
ege sorunu aegean dispute n.
filistin sorunu palestine problem n.
filistin sorunu palestine question n.
filistin sorunu question of palestine n.
göç sorunu immigration problem n.
göç sorunu immigration issue n.
halk sağlığı sorunu public health concern n.
kötü aktifler sorunu bad asset problem n.
kıbrıs sorunu cyprus issue n.
keşmir sorunu kashmir issue n.
kıbrıs sorunu cyprus problem n.
kosova sorunu kosovo issue n.
kürt sorunu kurdish question n.
kürt sorunu the kurdish problem n.
ortadoğu sorunu middle east question n.
su sorunu water problem n.
sınırlar sorunu problem of borders n.
terör sorunu terror problem n.
yöntem sorunu point of order n.
ifşası ulusal güvenlik sorunu tehdit edebilecek bilgiler içeren top-secret adj.
ifşası ulusal güvenlik sorunu tehdit edebilecek bilgiler içeren top secret adj.
Technical
bakım sorunu/problemi maintenance problem n.
burulma sorunu torsional problem n.
çoklu karar sorunu multidecision problem n.
dayanım sorunu strength problem n.
enküçültme sorunu minimization problem n.
gürültü kesilmesi sorunu noise quieting problem n.
hedef işareti sorunu benchmark problem n.
izleme sorunu tracking problem n.
taşıma gücü sorunu bearing-capacity problem n.
Computer
ad sorunu name problem n.
bellek sorunu memory problem n.
çoklu karar sorunu multidecision problem n.
denektaşı sorunu benchmark problem n.
diğer ad sorunu alias problem n.
düzengeç sorunu regulator problem n.
dosya kopyalama sorunu file copying problem n.
donanım sorunu hardware problem n.
enküçültme sorunu minimization problem n.
en büyütme sorunu maximization problem n.
en küçültme sorunu minimization problem n.
enbüyütme sorunu maximization problem n.
hedef işareti sorunu benchmark problem n.
hizmet sorunu service problem n.
kağıt sorunu paper problem n.
kayıt sorunu registry problem n.
kısayol sorunu problem with shortcut n.
kopyalama sorunu problem copying n.
sistem sorunu system trouble n.
sınır değer sorunu boundary value problem n.
sıkıştırılmış dosyayı kopyalama sorunu compressed file copy problem n.
sistem kaynak sorunu system resource problem n.
sonlu farklar sorunu problem of finite differences n.
taşıma sorunu problem moving n.
yazılım sorunu software problem n.
sonlanma sorunu halting problem n.
program veya sistemdeki sorunu çözmek için kullanılan teknik workaround n.
bilgisayar darboğaz sorunu bottleneck n.
klavyede aynı anda basılan tuşları algılamama sorunu ghosting n.
2000 yılı sorunu year 2000 compliant adj.
sorunu gider troubleshoot expr.
sorunu giderme don't fix it expr.
sorunu gider fix it expr.
Construction
konut sorunu housing problem n.
mesken sorunu housing problem n.
Medical
ağır beslenme sorunu severe feeding difficulty n.
beslenme sorunu alimentation problem n.
beslenme sorunu nutrition problem n.
boyut azalması sorunu problem of dimensional reduction n.
cilt sorunu skin disorder n.
çocuklarda obezite sorunu ve önlenmesi obesity in children and prevention n.
cilt sorunu disease of the skin n.
cilt sorunu skin disease n.
cilt sorunu skin condition n.
cilt sorunu skin problem n.
erken boşalma sorunu premature ejaculation problem n.
giderek artan bir toplum sağlığı sorunu an increasing public health problem n.
göğüs sorunu chest trouble n.
halk sağlığı sorunu public health concern n.
hasta-ventilatör uyumsuzluğu sorunu patient-ventilator asynchrony problem n.
işitme sorunu hearing impairment n.
kadın sağlığı sorunu women's health problem n.
kamu sağlığı sorunu public health problem n.
kaygılanılacak önemli kamu sağlığı sorunu major public health concern n.
kronik sağlık sorunu chronic health problem n.
önemli bir halk sağlığı sorunu an important public health issue n.
önemli bir halk sağlığı sorunu major public health problem n.
önemli bir halk sağlığı sorunu a major public health problem n.
sağlık sorunu health problem n.
solunum sorunu breathing problem n.
uyku sorunu sleep problem n.
uzuvlardaki bir sorunu ifade eden son ek -melia suf.
Psychology
uyku sorunu olan insanlar people with sleep problems n.
yönlülük sorunu directionality problem n.
alkol kullanma sorunu olan gençler adolescents with alcohol use problem expr.
Pathology
riboflavin eksikliğinden kaynaklanan bir sağlık sorunu ariboflavinosis n.
ailelerde genetik nedenle meydana geldiği düşünülen (sağlık sorunu) heredo-familial adj.
Optics
yaşa bağlı yakını görememe sorunu presbyopy n.
Math
başlangıç değer sorunu initial value problem n.
eşçevre sorunu isoperimetric problem n.
sınır değer sorunu boundary value problem n.
Social Sciences
iletişim sorunu communication problem n.
Education
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli community advisor n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli peer advisor n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli community assistant (ca) n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli resident advisor (ra) n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli senior resident n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli resident assistant (ra) n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli resident mentor n.
Literature
bir kurguda beklenmedik, yapay veya imkansız bir karakterin senaryo akışı içinde beklenmedik bir yerde aniden ortaya çıkması ve çözülmesi imkansız görünen bir sorunu ansızın çözmesi deux ex machina n.
Philosophy
doğrudan gözlemin sorunu olarak kabul edilen gerçek datum n.
Environment
basınç sorunu pressure problem n.
çevre sorunu environmental problem n.
Sport
uçurumu bir uçtan diğer uca yatay şekilde geçme sorunu girdle traverse n.
Latin
bir sorunu incelemek için yapılan toplantı colloquium n.
Slang
(alkol sonrası) sertleşme sorunu beerdick n.
(alkol sonrası) sertleşme sorunu brewer's droop n.
birinci dünya ülkesi sorunu first world problem n.
yöneticinin iş hakkında bilgi sahibi olmayıp konuya yalnızca bir sorun yaşandığında dahil olduğu ve sorunu büyüttüğü yönetim şekli seagull management n.
iş hakkında bilgi sahibi olmayıp konuya yalnızca bir sorun yaşandığında dahil olan ve sorunu büyüten yönetici seagull manager n.
düzeltmek (hatayı/sorunu) unfuck v.
sorunu meditasyon ile çözmek zen v.
(birisinin) sorunu ne? what's (one's) damage? expr.
Modern Slang
öfke sorunu anger issues n.
öfke sorunu anger problems n.