Historia

terrible

Significados de "terrible" en diccionario turco inglés : 35 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	terrible adj.	berbat
2	Common Usage	terrible adj.	korkunç
General
3	General	terrible n.	berbat kimse
4	General	terrible n.	korkunç kimse
5	General	terrible n.	berbat şey
6	General	terrible n.	korkunç şey
7	General	terrible adj.	çok kötü
8	General	terrible adj.	dehşetli
9	General	terrible adj.	rezil
10	General	terrible adj.	çok
11	General	terrible adj.	feci
12	General	terrible adj.	dehşet verici
13	General	terrible adj.	sunturlu
14	General	terrible adj.	korkunç
15	General	terrible adj.	müthiş
16	General	terrible adj.	berbat
17	General	terrible adj.	iğrenç
18	General	terrible adj.	çirkin
19	General	terrible adj.	kötü
20	General	terrible adj.	zor
21	General	terrible adj.	güç
22	General	terrible adj.	çetin
23	General	terrible adj.	büyük
24	General	terrible adj.	azametli
25	General	terrible adj.	heybetli
26	General	terrible adj.	yoğun
27	General	terrible adj.	şiddetli
28	General	terrible adj.	aşırı
29	General	terrible adj.	yıkıcı
30	General	terrible adj.	tüyler ürpertici
31	General	terrible adj.	çok kalitesiz
32	General	terrible adv.	aşırı derecede
33	General	terrible adv.	fena halde
34	General	terrible adv.	son derece
Slang
35	Slang	terrible adj.	bombok

Significados de "terrible" con otros términos en diccionario inglés turco: 70 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	enfant terrible n.	yaramaz çocuk
2	General	terrible news n.	korkunç haber
3	General	terrible news n.	kötü haber
4	General	terrible things n.	korkunç şeyler
5	General	terrible noise n.	berbat/korkunç gürültü
6	General	a terrible traffic accident n.	korkunç bir trafik kazası
7	General	terrible child n.	korkunç çocuk
8	General	enfant terrible n.	düşüncesiz kimse
9	General	enfant terrible n.	umursamaz kimse
10	General	enfant terrible n.	pervasız kimse
11	General	enfant terrible n.	afacan çocuk
12	General	enfant terrible n.	vurdumduymaz kimse
13	General	enfant terrible n.	sürekli diğer insanları güç duruma düşüren veya utandıran kimse
14	General	terrible accident n.	feci kaza
15	General	feel terrible v.	çok kötü hissetmek
16	General	(something) unexpected and terrible happen to somebody v.	başına (bir) iş gelmek
17	General	look terrible v.	berbat görünmek
18	General	look terrible v.	korkunç görünmek
19	General	do something terrible v.	korkunç bir şeyler yapmak
20	General	erupt into a terrible fight v.	korkunç bir kavgaya dönüşmek
21	General	have terrible nightmares v.	berbat kabuslar görmek
22	General	have a terrible headache v.	korkunç bir baş ağrısı olmak
23	General	have a terrible headache v.	korkunç bir baş ağrısı çekmek
24	General	have terrible consequences v.	korkunç sonuçlar doğurmak
25	General	lead to terrible consequences v.	korkunç sonuçlar doğurmak
26	General	terrible times adj.	berbat zamanlar
27	General	terrible times adj.	korkunç zamanlar
28	General	in a terrible mess adv.	korkunç bir karmaşa içinde
29	General	the service was terrible expr.	yemek servisi berbattı
Proverb
30	Proverb	a mind is a terrible thing to waste	akıl ziyan edilmez
31	Proverb	a mind is a terrible thing to waste	akıl boşa harcanmaz
32	Proverb	a mind is a terrible thing to waste	akıl ziyan edilmeyecek kadar kıymetlidir
Colloquial
33	Colloquial	a terrible idea n.	berbat bir fikir
34	Colloquial	a terrible husband n.	berbat bir koca
35	Colloquial	something terrible has happened expr.	çok korkunç bir şey oldu
36	Colloquial	terrible things are happening outside expr.	dışarıda korkunç şeyler oluyor
Idioms
37	Idioms	an enfant terrible n.	ele avuca sığmaz çocuk
38	Idioms	an enfant terrible n.	kural tanımaz çocuk
39	Idioms	an enfant terrible n.	sıradışı çocuk
40	Idioms	an enfant terrible n.	yaramaz/fırlama/haşarı/bitirim çocuk
41	Idioms	be in a terrible state v.	cin çarpmışa dönmek
42	Idioms	paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek
43	Idioms	paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) v.	(birini/bir şeyi) korkunç, iç karartıcı bir şekilde tasvir etmek/betimlemek
Speaking
44	Speaking	you look terrible expr.	berbat görünüyorsun
45	Speaking	I had a terrible weekend expr.	berbat bir hafta sonu yaşadım
46	Speaking	we did a terrible thing expr.	berbat bir şey yaptık
47	Speaking	I had a terrible weekend expr.	berbat bir hafta sonu geçirdim
48	Speaking	it is terrible here expr.	burası berbat
49	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimler konusunda kötüyüm
50	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimleri akılda tutma konusunda özürlüyüm/başarısızım
51	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimler konusunda özürlüyüm
52	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimleri hatırlama konusunda zayıfım
53	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimleri akılda tutma konusunda çok başarılı değilim
54	Speaking	we had a terrible accident expr.	korkunç bir kaza geçirdik
55	Speaking	you've done terrible things expr.	korkunç şeyler yaptın
56	Speaking	you sound terrible expr.	sesin çok kötü geliyor
57	Speaking	I'm terrible at names expr.	isim hafızam çok kötüdür/berbattır
58	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimleri akılda tutma konusunda çok başarılı/hiç iyi değilim
59	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimleri hatırlama konusunda zayıfım
60	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimler konusunda kötüyüm
61	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimleri akılda tutma konusunda özürlüyüm/başarısızım
62	Speaking	I'm terrible at names expr.	isimlerle aram pek iyi değil
63	Speaking	I'm terrible with names expr.	isim hafızam çok kötüdür/berbattır
64	Speaking	I'm terrible with names expr.	isimleri akılda tutma konusunda çok başarılı/hiç iyi değilim
65	Speaking	I'm terrible with names expr.	isimleri hatırlama konusunda zayıfım
66	Speaking	I'm terrible with names expr.	isimler konusunda kötüyüm
67	Speaking	I'm terrible with names expr.	isimleri akılda tutma konusunda özürlüyüm/başarısızım
68	Speaking	I'm terrible with names expr.	isimlerle aram pek iyi değil
Psychology
69	Psychology	terrible twos n.	iki yaş sendromu
History
70	History	ivan the terrible n.	korkunç ivan