toll - Turco Inglés Diccionario
Historia

toll

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "toll" en diccionario turco inglés : 60 resultado(s)

Inglés Turco
General
toll n. şehirlerarası telefon ücreti
toll n. ayak bastı bedeli
toll n. şehirler ya da milletler arası telefon konuşmalarından alınan ücret
toll n. geçmelik
toll n. çan sesi
toll n. geçiş parası
toll n. pay
toll n. resim
toll n. saatin çalması
toll n. işgaliye bedeli
toll n. telefon ücreti
toll n. yol ve köprü parası
toll n. milletlerarası telefon ücreti
toll n. köprü geçişlerinden alınan ücret
toll n. köprü geçiş parası
toll n. mürüriye
toll n. yol parası
toll n. yer parası
toll n. (yol vb) geçiş ücreti
toll n. çınlama
toll n. köprü parası
toll n. bilanço
toll n. hasar maliyeti
toll n. harç
toll v. çalmak
toll v. ağır ağır çalmak (çan)
toll v. ağır ağır çalmak (çanı)
toll v. çan çalmak
toll v. (çan) çalmak
toll v. ücret olarak vermek
toll v. vergi ödemek
toll v. ayak bastı bedeli ödemek
toll v. vergi koymak
toll v. ayak bastı bedeli almak
toll v. yem atmak
toll v. ağına çekmek
toll v. cezbetmek
toll v. tuzağa düşürmek
toll v. sesle belirtmek
toll v. çalarak haber vermek
toll v. ölümü ilan etmek
toll v. (birini) çağırmak
toll v. geçersiz kılmak
toll v. ortadan kaldırmak
toll v. alıp götürmek
toll v. harç almak
toll v. harç vermek
Trade/Economic
toll n. geçiş vergisi
toll n. geçiş ücreti
toll n. işgaliye bedeli
toll n. kanal
toll n. köprü gibi geçiş ücreti
toll n. köprü ya da yoldan geçiş parası
toll n. müruriye
toll n. vergi
toll v. atı satılması için pazara koymak
toll v. vergi vermek
Automotive
toll n. geçiş ücreti
Breeding
toll v. (hayvanı) çan veya yemle istenen yöne çekmek
History
toll n. ortaçağ'da ingiliz lordlarının köylüden vergi tahsil etme hakkı

Significados de "toll" con otros términos en diccionario inglés turco: 176 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
toll road n. paralı yol
toll road n. ücretli yol
General
city toll n. ayakbastı parası
toll call n. ücrete tabi konuşma
city toll n. ayakbastı
toll bridge n. paralı köprü
toll gate n. turnike
toll line n. geçiş parası hattı
death toll n. ölü sayısı
toll booth n. yol ücretlerinin alındığı gişe
canal toll n. geçmelik
toll booth n. gişe (karayolu)
toll booths n. gişeler (karayolu)
toll road n. yol ücreti
road toll n. yol ücreti
toll fee n. yol ücreti
cash toll n. nakit geçiş
bridge-toll n. köprü parası
toll-gate n. geçiş parası alınan yer
call toll n. görüşme ücreti
call toll charge n. görüşme ücreti
call toll charge n. konuşma ücreti
call toll n. konuşma ücreti
toll call n. şehirlerarası telefon görüşmesi
bridge toll n. köprü geçiş ücreti
death toll n. ölenlerin sayısı
toll route n. paralı yol
toll charge n. (otoyol/köprü) geçiş ücreti
toll fee n. (otoyol/köprü) geçiş ücreti
toll [dialect] n. değirmencinin ücret olarak aldığı bir miktar tahıl
toll gatherer n. geçiş parası tahsildarı
toll hop n. değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen tahıl miktarını ölçmekte kullanılan tabak
toll plaza n. geçiş gişelerinin bulunduğu bölge
toll collector n. değirmencinin payını otomatik olarak müşterinin tahılından ayıran cihaz
take a heavy toll v. büyük bir kayba sebep olmak
take a heavy toll v. bir şeye çok zarar vermek
take it's toll on someone v. birine zarar vermek
toll the statute of limitations v. zamanaşımını kesmek
fear rise in death toll v. ölü sayısının artmasından endişe etmek
dial the toll-free number on the screen v. ekranda görünen ücretsiz telefon hattını aramak
toll for someone v. (çan) birisi için çalmak
toll in v. çan çalarak insanları kiliseye çağırmak
toll-free adj. ücretsiz
in the vicinity of the toll booths adv. gişeler mevkiinde
Phrasals
toll for v. için çalmak
toll for (someone or something) v. çanlar (birinin/bir şeyin) anısına çalmak
toll for (someone or something) v. çanlar (biri/bir şey) için çalmak
Colloquial
death toll rise n. ölü sayısının artması
oppress of toll n. bedel ödeme
death toll reach to 38 expr. ölenlerin sayısı 38'e ulaştı
death toll reach to 38 expr. ölü sayısı 38'e ulaştı
death toll is on the rise expr. ölü sayısı artıyor
Idioms
take a heavy toll on v. bir şeye çok zarar vermek
exact a toll v. bir bedel ödetmek
take (quite) a toll (on someone or something) v. büyük zarar vermek
take a toll v. büyük zarar vermek
take its toll v. büyük zarar vermek
toll the death knell v. başarısızlığa uğratmak
take a heavy toll on v. büyük bir kayba sebep olmak
take (quite) a toll (on someone or something) v. durumunu kötüleştirmek
take its toll v. durumunu vb. kötüleştirmek
take a toll v. durumunu kötüleştirmek
take a toll v. durumunu vb. kötüleştirmek
take (quite) a toll (on someone or something) v. olumsuz anlamda etkilemek
take a toll v. olumsuz anlamda etkilemek
take its toll v. olumsuz anlamda etkilemek
sound/toll the death knell v. ölüm çanını çalmak
toll the death knell v. sonunu getirmek
take a toll (on someone or something) v. (birine/bir şeye) sürekli zarar vermek
take a toll (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) durumunu gitgide kötüleştirmek
take a toll (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) olumsuz/kötü etkilemek
take a toll (on someone or something) v. (birine/bir şeye) zarar vermek
take a toll (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) hasara uğratmak
Trade/Economic
toll agent n. vergi tahsildarı
toll agent n. geçiş ücreti toplayan görevli
toll taker n. vergi tahsildarı
toll taker n. geçiş ücreti toplayan görevli
town toll n. ayakbastı parası
economic toll n. ekonomik hasar boyutu
toll manufacturing n. fason imalat
toll bridge n. geçiş ücretli köprü
toll road n. geçiş ücretli yol
town toll n. giriş vergisi
canal toll n. kanal geçiş ücreti
canal toll n. müruriye
town toll n. oktruva
road toll n. otoyol ücreti
toll road n. paralı geçiş yolu
toll-call n. şehirler arası telefon konuşması
toll collector n. vergi tahsildarı
road toll n. yol parası
Law
toll and team n. (eski ingiltere'de) pazar ve köylüler üzerinde yetki sahibi olma
toll thorough n. ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret
toll traverse n. ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret
toll turn n. ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret
toll travers n. ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret
city toll n. duhuliye
city toll n. giriş resmi
city toll n. oktruva
port toll n. limana ürün getirmek için yapılan ödeme
Politics
heavy toll n. ağır fatura
committee for the interoperability of electronic road toll systems n. elektronik yol ücret toplama sistemlerinin birlikte işletilebilirliği komitesi
Technical
toll-like receptor n. çan benzeri reseptör
toll line n. kentlerarası telefon hattı
toll office n. kentlerarası santral
toll circuit n. şehirlerarası devre
toll centre n. şehirlerarası toplama merkezi
toll exchange n. şehirlerarası telefon santralı
toll free number n. ücretsiz hatlar
Computer
toll number n. ücretli arama numarası
toll prefixes n. uzun mesafe önekleri
Informatics
toll office n. düzgeçiş santrali
toll restriction n. şehirlerarası arama kısıtlaması
toll office n. şehirlerarası santral
Telecom
toll [new zealand] n. görüşme ücreti
toll board n. arama yapmakta kullanılan telefon santrali
electronic toll collection n. elektronik ücret toplama
message toll service n. mesaj ücretlendirme hizmeti
toll ticketing house n. ön ödeme merkezi
toll exchange n. şehirlerarası telefon santralı
toll call n. şehirlerarası telefon konuşması
toll centre n. şehirlerarası toplama merkezi
toll carrier n. uzun mesafe taşıyıcısı
toll-free services n. ücretsiz telefon hatları
toll fraud n. ücret sahtekarlığı
toll connecting trunk n. uzak mesafe bağlantı omurgası
toll circuit n. uzak mesafe devresi
toll-free adv. bedava
toll-free adv. ücretsiz
Automotive
high occupancy toll lane n. dolu araç ücretlendirme şeridi
electronic toll and traffic management n. otomatik geçiş düzeni ve trafik yönetimi
automated toll collection n. otomatikleştirilmiş geçiş düzeni
toll road n. paralı otoyol
Transportation
toll collector n. gişede ücret ödeyen kişi sayısını gösteren gösterge
Traffic
toll bridge n. geçiş ücreti alınan köprü
electronic toll collection n. kartlı geçiş sistemi (kgs)
automatic toll collection system n. ogs
electronic toll collection system n. ogs
automatic toll collection system n. otomatik geçiş sistemi
electronic toll collection system n. otomatik geçiş sistemi
highway toll n. otoban parası
highway toll n. otoban ücreti
toll bridge n. paralı köprü
toll road n. paralı yol
toll booth n. ücretli geçiş gişesi
toll plaza n. ücretli geçiş gişesi
toll collection cost n. ücret toplama maliyeti
toll plaza n. ücretli geçiş gişeleri
toll booth n. ücretli geçiş gişeleri
toll house n. ücretli geçiş gişeleri
toll gate n. ücretli geçiş gişeleri
toll free number n. ücretsiz hatlar
toll bar n. ücretli geçiş gişeleri
toll bar n. ücretli geçiş gişesi
toll station n. ücretli geçiş gişesi
toll station n. ücretli geçiş gişeleri
toll gate n. ücretli geçiş gişesi
toll house n. ücretli geçiş gişesi
toll station n. (karayolu) bilet gişesi
toll booth n. (karayolu) bilet gişesi
toll gate n. (karayolu) bilet gişesi
toll house n. (karayolu) bilet gişesi
toll plaza n. (karayolu) bilet gişesi
toll bar n. (karayolu) bilet gişesi
Medical
toll-like receptor n. toll benzeri reseptör
toll-like receptors n. toll benzeri reseptörler
Gastronomy
toll house cookie n. damla çikolatalı kurabiye
toll house® n. damla çikolatalı kurabiye markası
Fishery
toll bait n. balık çekmek için atılan kıyılmış yem
History
toll corn n. değirmende öğütme ücreti olarak alınan mısır
toll dish n. değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen tahıl miktarını ölçmekte kullanılan tabak
Environment
environmental toll n. çevresel zarar boyutu
Military
death toll n. toplam ölü miktarı
death toll n. toplam ölü sayısı
Hunting
toll [us/canadian] v. tuzağa düşürmek
Painting
graving toll n. çelik kalem