toplanmış - Turco Inglés Diccionario

toplanmış

Significados de "toplanmış" en diccionario inglés turco : 24 resultado(s)

Turco Inglés
General
toplanmış picked adj.
Tom picked it up quicker than I thought he would.
Tom düşündüğümden daha çabuk toparladı.

More Sentences
toplanmış summed adj.
The numbers to be summed may be integers, rational numbers, real numbers, or complex numbers.
Toplanacak sayılar tam sayılar, rasyonel sayılar, gerçek sayılar veya karmaşık sayılar olabilir.

More Sentences
toplanmış agglomerate adj.
toplanmış bunched adj.
toplanmış agglomerated adj.
toplanmış accumulative adj.
toplanmış totaled adj.
toplanmış assembled adj.
toplanmış conglomerate adj.
toplanmış aggregate adj.
toplanmış amassed adj.
toplanmış totalled adj.
toplanmış accumulated adj.
toplanmış aggregational adj.
toplanmış agminate adj.
toplanmış upheaped adj.
toplanmış mustered adj.
toplanmış ridden adj.
toplanmış in adj.
Law
toplanmış cumulative adj.
Technical
toplanmış collected adj.
Computer
toplanmış picked up adj.
toplanmış pooled adj.
Chemistry
toplanmış cumulative adj.

Significados de "toplanmış" con otros términos en diccionario inglés turco: 64 resultado(s)

Turco Inglés
General
toplanmış sürü roundup n.
at kuyruğu şeklinde toplanmış saç queue n.
toplanmış yardım collection n.
toplanmış şey lump n.
şık bir şekilde toplanmış saç updo n.
su toplanmış kabarcık blister n.
toplanmış şeyler upheapings n.
glasgow sanat okulu çevresinde toplanmış ve 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında etkili olmuş bir grup tasarımcı glasgow school n.
tamamı rulo halinde toplanmış saç pompadour n.
tamamı rulo haline getirilerek toplanmış saç pomp n.
toplanmış sığır sürüsü gather [dialect] n.
sararak toplanmış furled v.
su toplanmış olan dropsied adj.
tepede toplanmış (saç) upswept adj.
elle toplanmış handpicked adj.
toplanmış (bir yere) crowded adj.
acele ile toplanmış scratch adj.
sürü olmuş toplanmış shoaled adj.
toplanmış (topluluk vb) leagued adj.
kan toplanmış congested adj.
bir araya toplanmış agminate adj.
bir merkez etrafında toplanmış bölümleri olan centric adj.
elle toplanmış hand-picked adj.
seferde aceleyle toplanmış harp divanında gerçekleşen drumhead adj.
saçı at kuyruğu şeklinde toplanmış pig-tailed adj.
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal topluluklarına ait veya ilişkili spherulitic adj.
toplanmış halde addedly adv.
toplanmış olarak accumulatively adv.
kan toplanmış bir halde congestedly adv.
Idioms
(birçok farklı kişinin özellikleri) bir kişide toplanmış (all) rolled into one adj.
derlenip toplanmış all spruced up adj.
derlenip toplanmış all spruced up adj.
Trade/Economic
toplanmış giderler accrued expenses n.
piyasadan toplanmış decommissioned adj.
Law
haksız toplanmış kanıt fruit of the poisonous tree n.
yasal olmayan yollarla toplanmış delil fruit of the poisonous tree n.
Politics
olağanüstü yetkilerin toplanmış olduğu makam vested with extraordinary powers n.
(hindistan) gelir toplanması amacıyla bir merkezde toplanmış köyler taluk n.
(hindistan) gelir toplanması amacıyla bir merkezde toplanmış köyler talooka n.
(hindistan) gelir toplanması amacıyla bir merkezde toplanmış köyler taluka n.
ortak amaç etrafında toplanmış siyasi parti veya örgütlerin birleşimi cartel n.
Technical
yeniden toplanmış örnekler reassembled samples n.
Textile
kıyafetin vücuda oturan ve toplanmış kısmı yoke n.
(kadın şortu) uçları yukarıda toplanmış bloomer adj.
Aeronautic
harici aksamları içeri toplanmış haldeki uçak clean aircraft n.
Marine
toplanmış yelkenin başı irish reef n.
Anatomy
belirli yerlerde toplanmış plasenta uzantısı olan polycotyledonary adj.
Biology
toplanmış dna dizilerinden üretilen ve proteinlerin hastalıklardaki metabolik işlevlerini incelemek, yeni ilaçlar sentezlemek ve diğer proteomik araştırmaları yürütmek için kullanılan protein koleksiyonu library n.
vücut yağı ağırlıklı olarak karın bölgesinde toplanmış android adj.
Botanic
inceleme yapılmak üzere toplanmış botanised n.
inceleme yapılmak üzere toplanmış botanized n.
inceleme yapılmak üzere toplanmış herborized n.
Agriculture
boylarına göre ayrılmadan ağaçtan toplanmış (meyve) tree-run adj.
Tobacco
bir tutucuda toplanmış bulunan tütün dumanının katı ve sıvı fazı condensate n.
Environment
havzada toplanmış su catchment n.
Geology
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal toplulukları spherulite n.
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal toplulukları spherulitic n.
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal toplulukları sphaerulite n.
Military
toplanmış ateş fixed fire n.
toplanmış ateş converging fire n.
toplanmış ateş point fire n.
Sport
üçgen çerçeve ile toplanmış bilardo topları rack n.
Bookbindery
(katlı kitap bölümlerini veya toplanmış kitapları) tek tip duracak şekilde sıkıştırmak smash v.
Slang
toplanmış şey obtainium n.