yoke - Turco Inglés Diccionario
Historia

yoke

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "yoke" en diccionario turco inglés : 77 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
yoke n. boyunduruk
General
yoke n. evlilik bağı
yoke n. gömlekte roba
yoke n. çift
yoke n. elbisede basen
yoke n. kulluk
yoke n. roba
yoke n. yeke
yoke n. sırık (hamalların kullandığı)
yoke n. hizmet
yoke n. hamalların kullandığı sırık
yoke n. etekte basen kısmı
yoke n. esaret
yoke n. kolon kalıp kelepçesi
yoke n. çatal
yoke n. bağlantı
yoke n. kölelik
yoke n. esaret
yoke n. birleştirme kelepçesi
yoke n. bağlantı kelepçesi
yoke n. kölelik sembolü
yoke n. boyun eğme belirtisi
yoke n. ızdırap simgesi
yoke n. çanın asıldığı çerçeve
yoke n. zilin asıldığı dışbükey parça
yoke n. y şekilli halat, kablo veya zincir
yoke v. boyunduruğa vurmak
yoke v. hayvana boyunduruk geçirmek
yoke v. koşmak
yoke v. boyunduruk geçirmek
yoke v. boyunduruğa koşmak
yoke v. bağlamak
yoke v. boyunduruğu altına almak
yoke v. bağlanmak
yoke v. evlendirmek
yoke v. bağlamak
yoke v. boyunduruk takmak
yoke v. boyunduruk vurmak
yoke v. köle etmek
yoke v. esir etmek
yoke v. ağır çalışmaya zorlamak
yoke v. boyun eğmeye zorlamak
yoke v. köleliğe zorlamak
yoke v. bir araya gelmek
Technical
yoke n. bağ
yoke n. bağlantı demiri
yoke n. boyunduruk
yoke n. çatal
yoke n. çatal bağlantı
yoke n. çeki kancası
yoke n. kaliper
yoke n. kelepçe
yoke n. yapağı yağı
yoke n. yeke
yoke n. yumurta sarısı
yoke n. tasma veya çatal
yoke n. aynı anda birden fazla parçayı çalmak veya kaydetmek için sıkıca birbirine bağlanmış manyetik kayıt kafaları
yoke n. tüp içindeki elektron ışınlarının tarama hareketine neden olup onu kontrol eden elektromanyetik bir düzenek
yoke v. birleştirmek
Mechanic
yoke n. mafsal çatalı
Textile
yoke n. basen kısmı
yoke n. conta
yoke n. etekte üst kısım
yoke n. roba
yoke n. kıyafetin vücuda oturan ve toplanmış kısmı
Architecture
yoke n. iki mimari elemanı birbirine bağlayan parça
Construction
yoke n. beton dökme sırasında kalıbın etrafındaki çelik çerçeve
Automotive
yoke n. braket
yoke n. mafsal çatalı
Aeronautic
yoke n. lövye
yoke n. hava taşıtlarını kontrol etmeye yarayan kumanda kolu
Marine
yoke n. gemi dümeninde dümen kablolarının bağlı olduğu çapraz çubuk
Medical
yoke n. yok
Agriculture
yoke n. boyunduruk ile bağlanmış bir çift çeki hayvanı
History
yoke n. (antik dünyada) bir dik mızrağın üzerine savrulduğu iki dik mızraktan oluşan esaret sembolü
Military
yoke n. esaret
Hunting
yoke n. top taşıma kolu

Significados de "yoke" con otros términos en diccionario inglés turco: 97 resultado(s)

Inglés Turco
General
lock piece of a yoke n. zelve
yoke mate n. meslektaş
yoke of n. boyundurukla bağlanmış bir çift hayvan
yoke mate n. hayat arkadaşı
yoke [irish] n. cihaz
yoke [irish] n. nesne
yoke [irish] n. alet
yoke [irish] n. zamazingo
yoke to v. hayvanı bir boyundurukla bir araca koşmak
yoke with v. aynı boyunduruğa koşmak
yoke (to) [scotland] v. işe koyulmak
yoke (to) [scotland] v. kendini işe vermek
poka-yoke adj. insan hatalarını önleyecek şekilde tasarlanmış
Phrasals
yoke together v. insanları/hayvanları birbirine bağlamak
yoke together v. hayvan koşmak
yoke together v. iki ya da daha fazla kişiyi bir durum/aktivite için bir araya getirmek/birleştirmek
yoke together v. birbirine bağlanmak
yoke people or things together v. insanları/hayvanları birbirine bağlamak
yoke people or things together v. hayvan koşmak
Idioms
yoke around someone's neck n. ayak bağı
yoke around someone's neck n. sırttaki yük
be under the yoke of someone/something v. birinin/birşeyin boyunduruğu altında olmak
pass under the yoke v. boyunduruk altına girmek
pass under the yoke v. gururu kırılmak
pass under the yoke v. küçük düşürülmek
under the yoke expr. boyunduruk altında
yoke around someone's neck expr. birinin sırtındaki yük
Trade/Economic
poka-yoke n. hata önleme tekniği
poka-yoke n. işletmelerde üretim esnasında meydana gelebilecek arızaların kullanımı kolay düzenekler yardımıyla önceden tespit edilerek yok edilmesini amaçlayan üretim sistemi
poka-yoke n. sıfır hata tekniği
Technical
anchor yoke n. ankraj kelepçesi
adjusting yoke n. ayar çatalı
link yoke n. bağlantı çatalı
connection yoke n. birleştirme kelepçesi
yoke-type valve connection n. boyunduruk tipi valf bağlantı
yoke ring n. boyunduruk halkası
yoke-type brush holder n. boyunduruk tipi fırça tutucu
bench yoke vice n. boru mengenesi
valve yoke n. boyunduruk
yoke-type brush gear n. boyunduruk tipi fırça tutucu
tube yoke n. çatal
yoke bolt n. çatal cıvatası
yoke bolt n. çatal cıvata
sleeve yoke n. çatal manşon
yoke method n. çatal yöntemi
steering yoke n. direksiyon çatalı
gear yoke n. dişli çatalı
flange yoke n. flanş çatalı
jacking yoke n. kaldırma çatalı
lifting yoke n. kaldırma çatalı
combination yoke n. kombi çatal
end yoke n. mafsal çatalı
magnet yoke n. mıknatıslı boyunduruk
magnetic yoke n. mıknatıs kelepçesi
pivot yoke n. pivot çatalı
deflection yoke n. saptırma boyunduruğu
shift yoke n. selektör çatalı
valve yoke n. supap terazisi
yoke pinion n. sürgü parçası dişli
end yoke n. uç çatalı
valve yoke n. valf çatalı
yoke type connections n. yoke tipi bağlantılar
yoke shaft n. çatallı kayıcı mil
Computer
flight yoke n. uçuş dümeni
4-button flight yoke n. 4-düğmeli uçuş dümeni
4-button flight yoke w/throttle n. 4-düğmeli uçuş valfi
4-button flight yoke w/throttle n. 4-düğmeli uçuş dümeni
Electric
deflection yoke n. saptırma boyunduruğu
Textile
back yoke n. arka roba
waist yoke n. bel robası
back yoke n. conta
shoulder yoke n. omuz robası
front yoke n. ön roba
Automotive
stator yoke n. statör boyunduruğu
rotor yoke n. rotor boyunduruğu
yoke housing n. ay yuvası
yoke plug n. çatal tapası
yoke housing n. çatal muhafazası
yoke plug adaptor n. çatal tapa adaptörü
yoke and field winding assembly n. çatal ve bobin ünitesi
scotch yoke n. iskoç düzeneği
universal joint yoke n. kardan mafsalı çatalı
slip yoke n. kayıcı çatal
sleeve yoke n. kayıcı çatalı
rack yoke n. kramiyer çatalı
rack yoke n. kremayer çatalı
rack support yoke n. kremayer destek çatalı
Marine
yoke of the rudder n. dümenin boyunduruk yekesi
pig yoke n. kuadrant
pig yoke n. sekstant
Botanic
yoke elm (carpinus betulus) n. adi gürgen
Agriculture
neck yoke n. boyunduruk
neck yoke attachment n. boyunduruk üzerinde iki tane halkalı cıvata ve iki takviye plakasına bağlı büyük demir halka
neck yoke ferrule and ring n. boyunduruğun her iki ucuna bağlı demir halka
yoke [dialect] [uk] n. (rençper ve ekibin) istikrarlı çalışma dönemi
Hunting
yoke screw n. boyunduruk vidası
Ornithology
yoke-toed adj. (kemirgen gagalılar ve ağaçkakanlar) önde iki arkada iki parmağı olan