vulnerable - Turco Inglés Diccionario
Historia

vulnerable

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "vulnerable" en diccionario turco inglés : 24 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
vulnerable adj. savunmasız
General
vulnerable adj. kolay incinir
vulnerable adj. zedelenebilir
vulnerable adj. kolayca yaralanır
vulnerable adj. saldırı veya tenkide maruz olan
vulnerable adj. yatkın
vulnerable adj. yaralanabilir
vulnerable adj. saldırı veya tenkide açık
vulnerable adj. korunmasız
vulnerable adj. hassas
vulnerable adj. zayıf
vulnerable adj. eğilimli
vulnerable adj. zedelenir
vulnerable adj. incinebilir
vulnerable adj. dayanıksız
vulnerable adj. zarar görebilir
vulnerable adj. kırılgan
vulnerable adj. korunaksız
Biology
vulnerable adj. yakın gelecekte "nesli tükenmekte" olarak sınıflandırılabilecek
Military
vulnerable n. hücuma maruz
vulnerable n. müdafaası zor
vulnerable adj. savunmasız
vulnerable adj. yaralanması mümkün
Card
vulnerable adj. (briçte) rober oyunlarından birini kazanan

Significados de "vulnerable" con otros términos en diccionario inglés turco: 20 resultado(s)

Inglés Turco
General
vulnerable point n. zayıf nokta
vulnerable zone n. hassas bölge
vulnerable audience n. hassas izleyici kitlesi
vulnerable social group n. savunmasız sosyal/toplumsal grup
make vulnerable v. savunmasızlaştırmak
leave someone vulnerable v. güçsüz bırakmak
leave someone vulnerable v. savunmasız bırakmak
be vulnerable to betrayal v. ihanete açık olmak
be vulnerable to v. (kötü bir şeye) açık veya maruz olmak
be vulnerable to treachery v. ihanete açık olmak
Speaking
I'm in a very vulnerable position expr. oldukça savunmasız bir durumdayım
I was vulnerable expr. savunmasızdım
Trade/Economic
vulnerable employment n. güvencesiz/kırılgan istihdam
Politics
vulnerable groups n. hassas gruplar
Traffic
vulnerable road users n. savunmasız yol kullanıcıları
Medical
rupture of a vulnerable plaque n. kırılgan bir plağın yırtılması
Military
vulnerable area n. hassas bölge
vulnerable point n. hassas nokta
vulnerable range n. hassas mesafe
vulnerable node n. hedefin en zayıf noktası