yarısı - Turco Inglés Diccionario
Historia

yarısı



Significados de "yarısı" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
General
yarısı one half n.
yarısı one-half adj.
yarısı half of pron.

Significados de "yarısı" con otros términos en diccionario inglés turco: 230 resultado(s)

Turco Inglés
General
davalının arazisinin yarısı ile çift hayvanları dışında tüm menkullerinin davacının yedine teslimi estate by elegit n.
gece yarısı güneşi midnight sun n.
dünyanın amerika'yı kapsayan yarısı western hemisphere n.
ortaçağın ilk yarısı the dark ages n.
gece yarısı güneşi kıyısı midnight sun coast n.
hayatımın ikinci yarısı second half of my life n.
işin yarısı half the battle n.
gece yarısı midnight n.
insanların yarısı half of people n.
diğer yarısı other half n.
biletin dönüş yarısı return half n.
gece yarısı başlayan gün civil day n.
yılın ikinci yarısı second half of the year n.
yılın ilk yarısı first half of the year n.
toplumun neredeyse yarısı nearly half of society n.
öğrencilerin neredeyse yarısı nearly half of the students n.
yarısı peşin first-half cash n.
yarısı peşin one-half cash n.
yılın ilk yarısı the first half of the year n.
senenin ilk yarısı the first half of the year n.
yılın son yarısı the final half of the year n.
ulusal gelirin yarısı half of national income n.
a4'ün yarısı büyüklüğünde a5 n.
bir onsun yarısı kadar olan sıvı ölçü birimi tablespoonful n.
normalin yarısı boyutundaki küçük gazete tabloid n.
gece yarısı the midnight hour n.
gece yarısı twelve n.
gece yarısı twelve hours [scottish] n.
gece yarısı zero hour n.
kapının alt yarısı half heck n.
bir şeyin yarısı halfendeale n.
küçük kürenin yarısı hemispherule n.
yarısı insan olan varlık demiman n.
bölünmüş kapının alt yarısı heck [dialect] [uk] n.
domino taşının tek nokta bulunan yarısı one-spot n.
(hanedan armalarında) genişliğinin yarısı kadar küçültülmüş şerit closet n.
bilateral simetrili hayvanın sağ veya sol yarısı paramere n.
somitin sağ veya sol yarısı paramere n.
gece yarısı başlayan zaman aralığı day n.
(hanedan armalarında) armayı sağ üstten sol alta doğru ikiye bölen çapraz çizginin yarısı genişliğindeki küçük çizgi scarp n.
(hanedan armalarında) armayı sağ üstten sol alta doğru ikiye bölen çapraz çizginin yarısı genişliğindeki küçük çizgi scarpe n.
obje veya şeklin çevre uzunluğunun yarısı semiperimeter n.
bir yarısı altı noktalı domino taşı six n.
yarısı dört gelen domino taşı four n.
ilk yarısı first half of adj.
yarısı yenmiş half-eaten adj.
yarısı kaybolmuş halfen adj.
yarısı eksik halfen adj.
yarısı duyulmuş half-heard adj.
gece yarısı ile ilişkili mesonoxian adj.
vücudunun ön yarısı belirtilen türde olan (at) forehanded [obsolete] adj.
yarısı yapışık semiadherent adj.
yarısı bağlı semiadherent adj.
yarısı destekli semiadherent adj.
yarısı yapışık semiattached adj.
yarısı bağlı semiattached adj.
yarısı destekli semiattached adj.
yarısı bütünleşik semiattached adj.
yarısı oluşmuş semiformed adj.
gece yarısı at midnight adv.
gece yarısı at dead of night adv.
öğleden sonra dört ile gece yarısı arasında between four in the afternoon and midnight adv.
yarısı olacak şekilde halfendeale adv.
öğle vakti ile gece yarısı arasında p.m. adv.
-nın yarısı kadar as much as half of prep.
gece yarısı midn (midnight) abrev.
gece yarısı midn. (midnight) abrev.
Phrases
bir elmanın iki yarısı an apple cleft in two n.
yarısı kadar daha half again as many adv.
yarısı kadar daha half again as much adv.
Proverb
iyi başlayan işin yarısı bitmiş demektir well begun is half done
Colloquial
başarıya giden yolun yarısı halfway house n.
gecenin yarısı dead of night n.
yolun yarısı midway n.
beyzbol veya softbol maçında son vuruş sırasının 2. yarısı bottom n.
bir elmanın iki yarısı olmak be opposite sides of the same coin v.
bu sürenin yarısı geçince in half that time expr.
gece yarısı gibi (varmak/gitmek vb) along about midnight expr.
yarısı şimdi yarısı hafta sonu half now half at end of the week expr.
yarısı kadar daha half as much again expr.
yarısı bile not half expr.
bardağın yarısı boş mu dolu mu? is the glass half empty or half full? expr.
yarısı kadar daha half again as many/much expr.
daha işin yarısı half of it expr.
yarısı kadar sürede in half the time expr.
ayranım budur yarısı sudur my name is rufus and that's the trufus expr.
Idioms
bir elmanın iki yarısı opposite sides of the same coin n.
bir elmanın iki yarısı different sides of the same coin n.
bir beyzbol maçındaki son vuruş sırasının 2. yarısı bottom of the ninth n.
bir elmanın iki yarısı two sides of the same coin n.
daha işin yarısı the half of it n.
gece yarısı the witching hour n.
gece yarısı in the dead of night n.
saat 12 (gece yarısı) the witching hour n.
yalnızca yarısı the half of it n.
gece yarısı yapılan hırsızlık moonlight requisition n.
bir elmanın iki yarısı the old one-two (punch) n.
yolun yarısı a halfway house n.
yarısı kadar bile (bir şey) olmamak be not half as (something) (as someone or something) v.
başarmanın yarısı olmak be half the battle v.
bir elmanın iki yarısı gibi olmak be like two peas in a pod v.
zafere giden yolun yarısı olmak be half the battle v.
dediklerinin/yaptıklarının yarısı doğru çıkmak/olmak bat five hundred [us] v.
bir elmanın iki yarısı olmak be different sides of the same coin v.
bir elmanın iki yarısı olmak be two sides of the same coin v.
dikkatinin yarısı (birinde/bir şeyde) olmak keep one eye on (someone or something) v.
bir elmanın iki yarısı gibi as like as two peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi alike as two peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi alike as peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi like as two peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi as alike as peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı as like as two peas expr.
bir elmanın iki yarısı as like as two peas in a pod expr.
bardağın yarısı dolu the glass is half full expr.
bir elmanın iki yarısı gibi like/as two peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi as alike/like as peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi as alike/like as (two) peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi like peas in a pod expr.
bir elmanın iki yarısı gibi like as two peas in a pod expr.
birinin/bir şeyin yarısı kadar bile iyi değil not half as good as somebody/something expr.
'-in yarısı bile değil not the half of expr.
(bir şeyin) yarısı bile değil not the half of (something) expr.
bardağın yarısı boş the glass is half empty expr.
bir elmanın iki yarısı two peas in a pod expr.
Trade/Economic
sermayesinin yarısı başka bir şirkete ait olan şirket associated company n.
surastarya yarısı kadar dispeç despatch half demurrage n.
abd dolarının yarısı değerindeki madeni para fifty-cent piece n.
yirmi bir şilin değerindeki eski ingiliz altınının yarısı smelt n.
Law
sermayesinin yarısı başka bir şirkete ait olan şirket associated company n.
gece yarısı yasası midnight regulation n.
Politics
yarısı avusturya-macaristan olan avusturyalıların iki meclisli parlamentosu reichsrat n.
Media
gece yarısı programı late-night show n.
Technical
bir şeyin yarısı half n.
bir saatin yarısı half-hour n.
bir şeyin yarısı halves n.
dış gövde üst yarısı top half outer casing n.
dış gövde alt yarısı bottom half outer casing n.
gövde üst yarısı top section casing n.
gövde alt yarısı bottom half casing n.
gövde üst yarısı top half casing n.
gövde alt yarısı lower half casing n.
gövde üst yarısı upper half casing n.
itici yarısı ejector half n.
iç gövde alt yarısı lower inner casing n.
iç gövde üst yarısı upper inner casing n.
supap yuvası yarısı valve housing half n.
türbin gövdesi alt yarısı lower half turbine casing n.
türbin dış gövdesinin alt yarısı turbine outer casing base n.
tam boyun yarısı half-length n.
yarısı kireçli semicalcareous n.
yarısı toz haline getirilen semicalcined n.
yarısı yanmış semicalcined n.
yarısı sönmüş semicalcined n.
uzunluğun yarısı kadar ortada yiv açılmış half-length centre grooved adj.
Architecture
iki bölmeli kapının alt yarısı hatch [obsolete] n.
çapraz sahının yarısı semitransept n.
yarısı gömülü anlamına gelen ön ek semi- pref.
Woodworking
yarısı çürümüş doted [obsolete] [us] adj.
yarısı kurumuş doted [obsolete] [us] adj.
Automotive
yatak yarısı bearing half n.
Marine
çift pik yelkeninin üst yarısı upper topsail n.
çift gabya yelkeninin üst yarısı upper topsail n.
gemiyi yelkenlerinin yarısı geriye dönecek şekilde rüzgara yaklaştırmak jam v.
Medical
beyin yarısı hemisphere n.
hastaların yarısı half of patients n.
ince bağırsağın alt yarısı ileum n.
ince bağırsağın üst yarısı jejunum n.
vücudun alt yarısı lower half of the body n.
yarısı anneden yarısı babadan gelen o türe has kromozom hücresi diploid n.
kalbin lateral yarısı hemicardia n.
kalbin sağ veya sol yarısı hemicardia n.
Anatomy
beyin yarısı cerebral hemispheres n.
incebağırsağın alt yarısı ileum n.
beynin lateral yarısı hemicerebrum n.
göğüs kafesinin lateral yarısı hemithorax n.
toraksın lateral yarısı hemithorax n.
Optics
merceğin yarısı semilens n.
lensin yarısı semilens n.
Food Engineering
meyvelerin kurutma işleminde düzleştirilip birbirine yapıştırılmış iki yarısı slabs n.
Gastronomy
yarısı cin veya votka diğer yarısı limon suyuyla hazırlanan bir kokteyl gimblet n.
kaymağının yarısı alınmış (süt) semi-skimmed adj.
Math
çemberin bir yarısı hemicycle n.
dairenin bir yarısı hemicycle n.
çember çevresinin yarısı hemicycle n.
daire çevresinin yarısı hemicycle n.
küremsi cismin yarısı hemispheroid n.
ters sinüsün yarısı hav (haversine) abrev.
Geometry
kürenin yarısı hemisphere n.
Physics
uzayda iki parçacık arasındaki çekim veya itme nedeniyle oluşan gerilimin yarısı ile aralarındaki mesafenin çarpımı virial n.
ikiden fazla parçacık olması durumunda tüm sistem için bu ürünlerin toplamının yarısı virial n.
kütlesi elektronunkinin yaklaşık yarısı kadar olan, müonla ilişkili bir nötrino muon neutrino n.
kütlesi elektronunkinin yaklaşık yarısı kadar olan, müonla ilişkili bir nötrino mu neutrino n.
Chemistry
melitik asidin yarısı kadar karboksil radikaline sahip (organik asit) hemimellitic adj.
yarısı asitlendirilmiş semiacidified adj.
birleşme oranına göre yarısı anlamı veren ön ek hemi- pref.
Biology
lipid membranın bir yarısı leaflet n.
yarısı anneden yarısı babadan gelen kromozom hücresi olan hücre veya organizma amphidiploidy n.
yarısı anneden yarısı babadan gelen kromozom hücresi olan melez organizma amphiploid n.
yarısı anneden yarısı babadan gelen kromozom hücresi olan hücre veya organizma amphiploidy n.
diyatomların sert kabuğunun üst yarısı epitheca n.
yarısı anneden yarısı babadan gelen kromozom hücresi olan amphidiploid adj.
yarısı eksik görünen dimidiate adj.
bir yarısı diğerinden küçük görünen dimidiate adj.
Biochemistry
diğer yarısı olan sister adj.
Marine Biology
gece yarısı kuşağı midnight zone n.
Astronomy
gök cisminin elips bölümündeki büyük eksenin yarısı semimajor axis n.
gök cisminin elips bölümündeki küçük eksenin yarısı semiminor axis n.
Botanic
turuncu-sarı doğurgan kısmı ve beyaz veya pembemsi sapları olup yarısı su içinde bulunan 3-8 cm yüksekliğinde bir mantar mitrula elegans n.
Literature
dizenin yarısı hemistich n.
mısranın yarısı hemistich n.
History
nazi hükümetinin gece yarısı, 8 mayıs 1945'te teslim olması zero hour n.
Religious
gece yarısı veya şafak vakti başlayıp duaların ve ilahilerin okunduğu, kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan ilki ve en önemlisi matin n.
gece yarısı veya şafak vakti başlayıp duaların ve ilahilerin okunduğu, kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan ilki ve en önemlisi mattins n.
Geography
dünya yüzeyinin ekvatorla ayrılan yarısı hemisphere n.
dünyanın meridyenle ikiye bölünen batı veya doğu yarısı hemisphere n.
Military
iki gece yarısı arasında 24 saat olarak ölçülen zaman dilimi military time n.
üst yarısında bir hayvanın ön tarafı görünen alt yarısı ise boş (hanedan arması figürü) naissant adj.
Sport
18 delikli golf sahasının ikinci yarısı back nine n.
kort oyunlarında bir takımın defans yapan yarısı backcourt n.
oyunun ikinci yarısı last half n.
ragbinin dokuz oyunculu takımlarla ve normal boyutunun yarısı kadar bir sahada oynanan versiyonu minirugby n.
Basketball
sahanın potayı içeren yarısı forecourt n.
Baseball
vuruşun ikinci veya son yarısı bottom n.
vuruşun ikinci yarısı bottom of the inning n.
Music
birliğin yarısı a half n.
tüm vokal veya enstrümantal ton aralığının alt yarısı bass n.
Printery
em ölçüsünün yarısı genişliğindeki boşluğa verilen ad en n.
Archaic
gece yarısı noon n.
gece yarısı noon of night n.
Entomology
kafasının yarısı toraks kalkanı ile örtülü olan (böcek) semirecondite adj.