The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Anglais	Turc
1	weird	garip	adj.
	There's a weird smell coming from the couch. Kanepeden garip bir koku geliyor. It feels weird but I love the power of digital art. Garip geliyor ama dijital sanatın gücünü seviyorum. You're being weird. Garip davranıyorsun. You've been acting weird today. Bugün garip davranıyorsun. I don't think it's weird at all. Bence hiç garip değil. Sami made a weird selfie. Sami garip bir selfie yaptı. Sami received a weird e-mail. Sami garip bir e-posta aldı. Tom is pretty weird, isn't he? Tom oldukça garip, değil mi? Tom is really weird, isn't he? Tom gerçekten garip, değil mi? Sami said this was weird. Sami bunun garip olduğunu söyledi. Sami started getting weird text messages. Sami garip mesajlar almaya başladı. Sami was acting really weird. Sami gerçekten garip davranıyordu. She had something weird on her head. Kafasında garip bir şey vardı. She was acting really weird. Gerçekten garip davranıyordu. Dolphins are weird. Yunuslar garip. Some people say I'm a little weird. Bazı insanlar benim biraz garip olduğumu söylüyor. How weird. Ne kadar garip. It's pretty weird. Oldukça garip. Life is weird. Hayat garip. I think it's pretty weird. Bence bu epey garip. Something really weird is happening here. Burada gerçekten garip bir şey oluyor. Sami heard a weird noise and went out to investigate. Sami garip bir ses duydu ve araştırmak için dışarı çıktı. You don't think that that is weird at all? Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun? You have a weird smell. Garip bir kokun var. You're a weird guy. Sen garip bir adamsın. He was acting really weird. O gerçekten garip davranıyordu. Everyone thinks I'm weird. Herkes garip olduğumu düşünüyor. I just got a weird message from Tom. Tom'dan az önce garip bir mesaj aldım. I just had a weird feeling. İçimde garip bir his vardı işte. You're a weird kid. Sen garip bir çocuksun. He's a weird guy. O garip bir adam. His behaviour is sometimes weird. Davranışları bazen garip oluyor. How weird is that? Ne kadar garip değil mi? I always thought it was weird. Hep garip olduğunu düşünmüştüm. I am proud to be weird. Ben garip olmaktan gurur duyuyorum. I am proud to be weird. Garip olmaktan gurur duyuyorum. What's so weird about that? Bu kadar garip olan ne? You're acting weird. Garip davranıyorsun. Talking about murder before a body is found is quite weird. Ceset bulunmadan cinayetten bahsetmek oldukça garip. What's so weird about this? Bunda garip olan ne? Why would it be weird? Neden garip olsun ki? People can be really weird. İnsanlar gerçekten garip olabilir. Sami found that weird. Sami bunu garip buldu. Sami had a really weird voice. Sami'nin gerçekten garip bir sesi vardı. I got a weird email. Garip bir e-posta aldım. It's really weird. Gerçekten garip. I had a weird dream last night. Dün gece garip bir rüya gördüm. I had a weird dream. Garip bir rüya gördüm. Life is weird sometimes. Hayat bazen garip. Something really weird is happening here. Burada gerçekten garip bir şeyler oluyor. Something weird has happened here. Burada garip bir şey oldu. People here are weird. Burada insanlar bir garip. Something weird's going on here. Burada garip bir şeyler oluyor. I had a weird feeling, too. Benim de içimde garip bir his vardı. Something weird's going on. Garip bir şeyler oluyor. I had that weird dream again last night. Dün gece yine o garip rüyayı gördüm. Tom isn't weird. Tom garip değil. I had the weirdest dream last night. Dün gece çok garip bir rüya gördüm. I have a weird feeling about this place. Bu yer hakkında garip bir hissim var. Something's really weird here. Burada gerçekten garip bir şeyler var. Sometimes he talks a little weird. O bazen biraz garip konuşur. Sometimes he talks a little weird. Bazen biraz garip konuşuyor. That seems weird to me. Bu bana garip geliyor. That seems weird to you, too, doesn't it? Bu sana da garip geliyor, değil mi? That sounded weird. Kulağa garip geliyor. That was a weird feeling. Bu garip bir histi. That's a little weird. Bu biraz garip. That's really weird. Bu gerçekten garip. That's really weird. O gerçekten garip. This is a little weird. Bu biraz garip. That would be weird. Garip olurdu. That would be weird. Bu garip olur. That was weird. Garipti. That's a really weird shade of red for a car. Bu bir araba için gerçekten garip bir kırmızı tonu. That's a weird question. O garip bir soru. This is really weird. Bu gerçekten garip. This is weird. Bu garip. Tom is a little weird. Tom biraz garip. Tom is kind of weird. Tom biraz garip. Tom is pretty weird. Tom oldukça garip. Tom is weird. Tom garip. Tom's weird. Tom garip. Is that so weird? Bu çok mu garip? I have some weird neighbors. Garip komşularım var. I heard some weird noises last night. Dün gece bazı garip sesler duydum. I know that this is weird. Garip olduğunu biliyorum. I know this is weird. Garip olduğunu biliyorum. I saw something weird on my way to work. İşe giderken garip bir şey gördüm. I still think it's weird. Hâlâ garip olduğunu düşünüyorum. I think Tom is weird. Bence Tom garip biri. I thought it was weird. Garip olduğunu düşünmüştüm. That's a weird question. Garip bir soru. That's one of the weirdest things I've ever seen. Bu şimdiye kadar gördüğüm en garip şeylerden biri. That's what's weird. Garip olan bu. Is that weird? Bu garip mi? Isn't it weird? Garip değil mi? There was something weird about the incident. Olayda garip bir şeyler vardı. There's something weird happening. Garip bir şeyler oluyor. This is a weird sentence. Bu garip bir cümle. Is that so weird? Bu o kadar garip mi? Your ideas are weird. Fikirlerin garip. Why is Tom so weird? Tom neden bu kadar garip? It was weird. Garipti. Tom and Mary are weird. Tom ve Mary garipler. Sami started getting weird. Sami garipleşmeye başladı. I thought that was kind of weird. Bunun biraz garip olduğunu düşünmüştüm. If I act weird around you, it means I'm comfortable with you. Eğer senin yanında garip davranıyorsam, bu senin yanında rahat olduğum anlamına gelir. This feels weird. Bu garip hissettiriyor. Tom didn't seem to be as weird as Mary seemed to be. Tom, Mary'nin göründüğü kadar garip görünmüyordu. Tom doesn't think it's weird at all. Tom bunun hiç de garip olduğunu düşünmüyor. Tom had a weird dream last night. Tom dün gece garip bir rüya gördü. Isn't that weird? O garip değil mi? It feels weird not working. Çalışmamak garip hissettiriyor. It feels weird, doesn't it? Garip hissettiriyor, değil mi? It's not weird. O garip değil. It's not weird. Garip değil. Tom has a couple of weird neighbors. Tom'un birkaç garip komşusu var. You're really weird. Gerçekten garipsin. It is a weird Mexican novel. O garip bir Meksika romanı. You guys are weird. Siz garipsiniz. That was just a little bit weird. Bu biraz garipti ya. It seems weird to me. Bana garip geliyor. It smells weird, doesn't it? Garip kokuyor, değil mi? Tom has been acting weird today. Tom bugün garip davranıyor. It was a pretty weird situation. Oldukça garip bir durumdu. It was a weird feeling. Garip bir duyguydu. Tom has been acting weird. Tom garip davranıyor. That was pretty weird. Bu oldukça garipti. That was really weird. Bu gerçekten garipti. It was a weird game. Bu garip bir oyundu. Tom is a weird guy, isn't he? Tom garip bir adam, değil mi? How weird that was? Ne kadar garipti? Dolphins are weird. Yunuslar gariptir. I like Tom, but he's weird. Tom'u severim ama o gariptir. It was a weird game. Garip bir oyundu. Tom is acting really weird right now. Tom şu anda gerçekten garip davranıyor. It's a weird language. O garip bir dildir. Tom is acting weird, isn't he? Tom garip davranıyor, değil mi? It's a weird language. Bu garip bir dil. Tom is acting weird. Tom garip davranıyor. Tom is acting weirder than usual. Tom her zamankinden daha garip davranıyor. Tom is doing something weird. Tom garip bir şey yapıyor. Tom is really weird, isn't he? Tom gerçekten garip biri, değil mi? It's a weird question. O garip bir soru. Tom is weird, isn't he? Tom garip biri, değil mi? Tom noticed something weird was going on. Tom garip bir şeyler olduğunu fark etti. Tom said he saw something weird on the other side of that mountain. Tom dağın diğer tarafında garip bir şey gördüğünü söyledi. Life is weird sometimes. Hayat bazen gariptir. It's a weird question. Bu garip bir soru. It's going to be weird. Garip olacak. It's not that weird, is it? O kadar da garip değil, değil mi? Sami is pretty weird. Sami oldukça gariptir. Tom smells weird. Tom garip kokuyor. Am I the only one who thinks this is weird? Bunun garip olduğunu düşünen bir tek ben miyim? Don't you think that Tom was a little weird? Tom'un biraz garip olduğunu düşünmüyor musun? Does that sound weird? Kulağa garip geliyor mu? Was that weird for you? O senin için garip miydi? Weird things are happening. Garip şeyler oluyor. Don't you think that's weird? Sence bu garip değil mi? I've had a really weird day. Ben gerçekten garip bir gün geçirdim. I've had a really weird day. Gerçekten garip bir gün geçirdim. Was that weird for you? Bu senin için garip miydi? What a weird earth! Ne garip bir dünya! What a weird idea! Ne garip bir fikir! Don't you think that Tom was a little weird? Sence de Tom biraz garip değil miydi? Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff. Bu arada, uzaylıları gerçekten garip şeyler yaparken tasvir ediyoruz. Don't you think that's a bit weird? Sence de biraz garip değil mi? No wonder that the presenter sounded weird, she was sick. Sunucunun sesinin garip çıkmasına şaşmamalı, hastaydı. Show More (165)
2	weird	tuhaf	adj.
	We cannot inhabit the weird minds of terrorists, but we can pay the high cost of protection. Teröristlerin tuhaf zihinlerinde yaşayamayız ancak korunmanın yüksek maliyetini ödeyebiliriz. Zhao Feng felt the situation was weird. Zhao Feng durumun tuhaf olduğunu hissetti. Can you solve all of the weird and wild puzzles that are waiting for you in this online game? Bu çevrimiçi oyunda seni bekleyen tüm tuhaf ve çılgın bulmacaları çözebilir misin? Here are five weird facts you probably didn’t know about Chernobyl. İşte Çernobil hakkında muhtemelen bilmediğiniz beş tuhaf gerçek. Here are five weird facts you probably didn't know about Chernobyl. İşte Çernobil hakkında muhtemelen bilmediğiniz beş tuhaf gerçek. On the road, after helping an injured woman, they are kidnapped by a weird family. Yolda yaralı bir kadına yardım ettikten sonra tuhaf bir aile tarafından kaçırılırlar. Sometimes being weird and different is good. Bazen tuhaf ve farklı olmak iyidir. YouTube is a weird and wonderful place. YouTube tuhaf ve harika bir yer. You will encounter some weird creatures that will attack you. Size saldıracak bazı tuhaf yaratıklarla karşılaşacaksınız. He's with the weird kid, looking at comics in our flat. O tuhaf çocukla birlikte dairemizde çizgi romanlara bakıyor. We came in to check out all the old weird people. Tüm yaşlı tuhaf insanlara bakmak için içeri girdik. Tom's weird. Tom tuhaf. They're weird. Onlar tuhaflar. That was really weird. O gerçekten tuhaftı. Tom used to be weird. Tom tuhaftı. Tom used to be weird. Tom eskiden tuhaftı. How weird that was? O ne kadar tuhaftı? North Korea is weird. Kuzey Kore tuhaftır. People from Madrid are weird. Madridli insanlar tuhaftır. Sami is very weird. Sami çok tuhaftır. Some people are just weird. Bazı insanlar sadece tuhaftır. I don't care if people think I'm weird. İnsanların tuhaf olduğumu düşünmesi umurumda değil. I don't think Tom is that weird. Tom'un o kadar tuhaf olduğunu sanmıyorum. I don't think Tom is weird. Tom'un tuhaf olduğunu düşünmüyorum. I found the Japanese sentence weird, but since it was written by a native, I thought that it was probably correct. Japonca cümleyi tuhaf buldum, ama bir yerli tarafından yazıldığı için muhtemelen doğru olduğunu düşündüm. I had a weird dream. Tuhaf bir rüya gördüm. I had that weird dream again last night. O tuhaf rüyayı dün gece yine gördüm. I know that this is weird. Bunun tuhaf olduğunu biliyorum. Tom said he saw something weird on the other side of that mountain. Tom dağın diğer tarafında tuhaf bir şey gördüğünü söyledi. Tom smells weird. Tom tuhaf kokuyor. Tom was acting really weird yesterday. Tom dün gerçekten tuhaf davranıyordu. It was weird at first. İlk başta tuhaftı. Do you think I'm weird? Sence ben tuhaf mıyım? There's something weird happening. Tuhaf bir şey oluyor. Tom doesn't seem to be as weird as Mary seems to be. Tom, Mary kadar tuhaf görünmüyor. Tom doesn't think it's weird at all. Tom bunun tuhaf olduğunu hiç düşünmüyor. Tom had a weird dream last night. Tom dün gece tuhaf bir rüya gördü. Tom has a couple of weird neighbors. Tom'un birkaç tuhaf komşusu var. Tom has a lot of weird ideas. Tom'un bir sürü tuhaf fikri var. Tom is weird. Tom tuhaf biri. Tom isn't weird. Tom tuhaf değil. Tom has a weird sense of humor. Tom'un tuhaf bir mizah anlayışı var. Tom has lots of weird ideas. Tom'un bir sürü tuhaf fikri var. Don't you think it's weird? Sence de tuhaf değil mi? Tom is pretty weird, isn't he? Tom oldukça tuhaf biri, değil mi? It was really weird. Gerçekten tuhaftı. Everyone thinks I'm weird. Herkes benim tuhaf olduğumu düşünüyor. Weird things are happening. Tuhaf şeyler oluyor. What a weird guy. Ne tuhaf bir adam. What a weird idea! Ne tuhaf bir fikir! Why would it be weird? Niye tuhaf olsun? You have a weird smell. Tuhaf bir kokun var. Your eyebrows look weird. Kaşların tuhaf görünüyor. You're a weird guy. Sen tuhaf bir adamsın. You're a weird kid. Sen tuhaf bir çocuksun. How weird! Ne kadar tuhaf! How weird. Ne kadar tuhaf. You're a weird lady. Tuhaf bir kadınsın. You're a weird one, but I like you. Tuhaf birisin ama senden hoşlanıyorum. I have some weird neighbors. Bazı tuhaf komşularım var. I know that Tom is weird. Tom'un tuhaf biri olduğunu biliyorum. I know this is weird. Bunun tuhaf olduğunu biliyorum. I know that Tom is weird. Tom'un tuhaf olduğunu biliyorum. I like Tom, but he's weird. Tom'u severim ama tuhaf biri. You're being weird. Tuhaf davranıyorsun. They're weird. Tuhaflar. I saw something weird on my way to work. İşe giderken tuhaf bir şey gördüm. I stepped on something weird. Tuhaf bir şeye bastım. I think it's pretty weird. Bunun oldukça tuhaf olduğunu düşünüyorum. I thought it was weird. Bunun tuhaf olduğunu düşündüm. I thought that was kind of weird. Onun biraz tuhaf olduğunu düşündüm. I'm not weird. Ben tuhaf değilim. Isn't it weird? Tuhaf değil mi? Isn't that weird? Tuhaf değil mi? Mary is weird. Mary tuhaf biri. This is so weird, isn't it? Bu çok tuhaf, değil mi? Tom is weird, isn't he? Tom tuhaf, değil mi? It is a weird Mexican novel. Tuhaf bir Meksika romanı. It was a pretty weird situation. Oldukça tuhaf bir durumdu. It's pretty weird. Oldukça tuhaf. It's really weird. Gerçekten tuhaf. It's weird that the mailman hasn't come yet. Postacının henüz gelmemesi tuhaf. It's weird. Tuhaf. People are weird. İnsanlar tuhaf. It smells weird, doesn't it? Bu tuhaf kokuyor, değil mi? People here are weird. Buradaki insanlar tuhaf. Sami is very weird. Sami çok tuhaf. Something's really weird here. Burada bir şey gerçekten tuhaf. It was a weird feeling. Tuhaf bir duyguydu. This is so weird. Bu çok tuhaf. This is weird. Bu tuhaf. It's going to be weird. Bu tuhaf olacak. That's pretty weird. O oldukça tuhaf. It's not that weird, is it? Bu tuhaf değil, değil mi? Something weird's going on here. Burada tuhaf bir şey oluyor. Mary had some weird food cravings when she was pregnant. Mary hamileyken tuhaf yemek krizleri geçiriyordu. Mary is a weird dudette. Mary tuhaf bir kadın. It was extremely weird. Bu son derece tuhaftı. People can be really weird. İnsanlar gerçekten tuhaf olabiliyor. Sami found that weird. Sami onu tuhaf buldu. Sami is pretty weird. Sami çok tuhaf biri. Sami received a weird e-mail. Sami tuhaf bir e-posta aldı. Sami started getting weird text messages. Sami tuhaf mesajlar almaya başladı. Sami started getting weird. Sami tuhaf olmaya başladı. Sami was acting really weird. Sami gerçekten tuhaf davranıyordu. She had something weird on her head. Onun kafasında tuhaf bir şey vardı. She was acting really weird. O gerçekten tuhaf davranıyordu. Tom and Mary are weird. Tom ve Mary tuhaf. This place is weird. Burası tuhaf. Something very weird happened to Tom. Tom'a çok tuhaf bir şey oldu. Something weird has happened here. Burada tuhaf bir şey oldu. Some people say that Tom and I are weird. Bazı insanlar Tom ve benim tuhaf olduğumuzu söylüyor. You're so weird. Çok tuhafsın. You're weird. Sen tuhafsın. Your ideas are weird. Fikirleriniz tuhaf. Am I the only one who thinks this is weird? Bunun tuhaf olduğunu düşünen tek kişi ben miyim? You're weird - I like you. Tuhafsın, senden hoşlandım. You're really weird. Gerçekten tuhafsın. Something very weird happened to me yesterday. Dün başıma çok tuhaf bir şey geldi. Something weird's going on. Tuhaf bir şey oluyor. That was a weird feeling. O tuhaf bir duyguydu. You're weird. Tuhafsın. You guys are weird. Tuhafsınız. It was weird. Tuhaftı. Mary is weird. Mary tuhaftır. Show More (122)
3	weird	acayip	adj.
	That's weird. Bu acayip. People here are weird. Buradaki insanlar acayiptir. Show More (-1)