lean (on) - Turc Anglais Dictionnaire

lean (on)

Sens de "lean (on)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 40 résultat(s)

Anglais Turc
General
lean on v. dayanmak
He leaned on the counter.
O, tezgahın üzerine dayandı.

More Sentences
lean on v. güvenmek
Tom is a guy you can lean on.
Tom güvenebileceğin bir adamdır.

More Sentences
Phrasals
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayamak
Tom didn't have anyone to lean on.
Tom'un sırtını dayayabileceği kimsesi yoktu.

More Sentences
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını yaslamak
Tom is a guy you can lean on.
Tom sırtını yaslayabileceğin bir adam.

More Sentences
Idioms
lean on v. dayanmak
Tom didn't have anyone to lean on.
Tom'un dayanacak hiç kimsesi yoktu.

More Sentences
lean on v. yaslanmak
If we want to lean on the WTO, we ourselves must act according to the rules set by the WTO.
DTÖ'ye yaslanmak istiyorsak kendimiz de DTÖ tarafından belirlenen kurallara göre hareket etmeliyiz.

More Sentences
General
lean on v. sıkıştırmak
lean on v. dayandırmak
lean something on v. dayandırmak
lean on v. baskı yapmak
lean (something) on v. dayandırmak
lean back on the wall v. sırtını duvara yaslamak
have no family to lean on v. sırtını dayayacağı bir ailesi olmamak
have no family to lean on v. sırtını yaslayacağı bir ailesi olmamak
Phrasals
lean back on (someone or something) v. sırtını (birine/bir şeye) yaslamak
lean back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslamak/dayandırmak
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak
lean on (someone or something) v. ağırlığını (birine/bir şeye) vermek
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslamak
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) güvenmek
lean on (someone) v. (birine) baskı yapmak
lean on (someone) v. (birine) istediğini yaptırmaya çalışmak
Colloquial
lean on v. zorlamak
Idioms
lean on v. birine dayanmak
lean back on someone v. birine yaslanmak
lean on v. birine gereksinimi olmak
lean on v. gözünü korkutmak
lean on v. gözdağı vermek
lean on v. istediğini yaptırtmak
lean on v. muhtaç olmak
lean on v. sırtından geçinmek
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. rehavete kapılmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazanılan şöhretle yetinmek
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazandıklarıyla yetinmek
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazancının üzerine yatmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazandıklarını geliştirmeden korumaya çalışmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. durmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kendine tatil vermek