Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Books
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Books
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
zorlamak
Sens de
"zorlamak"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 97 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
zorlamak
compel
v.
2
Common Usage
zorlamak
force
v.
General
3
General
zorlamak
pluck
v.
4
General
zorlamak
worry
v.
5
General
zorlamak
crack
v.
6
General
zorlamak
impress
v.
7
General
zorlamak
drive
v.
8
General
zorlamak
lean upon
v.
9
General
zorlamak
force to be
v.
10
General
zorlamak
press into
v.
11
General
zorlamak
urge
v.
12
General
zorlamak
push somebody for
v.
13
General
zorlamak
stampede
v.
14
General
zorlamak
obligate
v.
15
General
zorlamak
clamour down
v.
16
General
zorlamak
push
v.
17
General
zorlamak
drag in
v.
18
General
zorlamak
oblige
v.
19
General
zorlamak
coerce
v.
20
General
zorlamak
sweat
v.
21
General
zorlamak
press
v.
22
General
zorlamak
enforce
v.
23
General
zorlamak
stretch
v.
24
General
zorlamak
compel to be
v.
25
General
zorlamak
make
v.
26
General
zorlamak
pressure
v.
27
General
zorlamak
bring pressure to bear on
v.
28
General
zorlamak
clamor down
v.
29
General
zorlamak
railroad into doing
v.
30
General
zorlamak
impose
v.
31
General
zorlamak
put
v.
32
General
zorlamak
compel to
v.
33
General
zorlamak
obtrude
v.
34
General
zorlamak
do violence to
v.
35
General
zorlamak
muscle in
v.
36
General
zorlamak
bludgeon
v.
37
General
zorlamak
exact
v.
38
General
zorlamak
force to
v.
39
General
zorlamak
outrage
v.
40
General
zorlamak
railroad
v.
41
General
zorlamak
cozen
v.
42
General
zorlamak
subdue
v.
43
General
zorlamak
bully
v.
44
General
zorlamak
wrest
v.
45
General
zorlamak
edge on
v.
46
General
zorlamak
constrain
v.
47
General
zorlamak
compel
v.
48
General
zorlamak
be urgent with somebody
v.
49
General
zorlamak
cow somebody into
v.
50
General
zorlamak
force
v.
51
General
zorlamak
strain
v.
52
General
zorlamak
come down
v.
53
General
zorlamak
press-gang somebody into doing something
v.
54
General
zorlamak
impel
v.
55
General
zorlamak
inflict
v.
56
General
zorlamak
demand
v.
57
General
zorlamak
bring to term
v.
58
General
zorlamak
solicit
v.
59
General
zorlamak
put a strain
v.
60
General
zorlamak
jimmy
v.
61
General
zorlamak
mandate
v.
62
General
zorlamak
jemmy
v.
63
General
zorlamak
influence
v.
64
General
zorlamak
reduce
v.
65
General
zorlamak
adact
v.
66
General
zorlamak
adaunt [obsolete]
v.
67
General
zorlamak
adaunt
v.
68
General
zorlamak
ram
v.
69
General
zorlamak
necessitate
v.
70
General
zorlamak
tie
v.
71
General
zorlamak
edge
v.
Phrasals
72
Phrasals
zorlamak
screw up
v.
73
Phrasals
zorlamak
work into
v.
74
Phrasals
zorlamak
thrust on
v.
75
Phrasals
zorlamak
force into
v.
76
Phrasals
zorlamak
press on
v.
Colloquial
77
Colloquial
zorlamak
run hard
v.
Idioms
78
Idioms
zorlamak
put the thumbscrews on
v.
79
Idioms
zorlamak
tighten the thumbscrews on
v.
80
Idioms
zorlamak
put under the screw
v.
81
Idioms
zorlamak
put the squeeze on (one)
v.
82
Idioms
zorlamak
put the squeeze on someone
v.
83
Idioms
zorlamak
give (one) a bumpy ride
v.
84
Idioms
zorlamak
give somebody a bumpy ride
v.
85
Idioms
zorlamak
twist someone's arm
v.
Law
86
Law
zorlamak
enjoin
v.
87
Law
zorlamak
constrain
v.
88
Law
zorlamak
coerce
v.
89
Law
zorlamak
extort
v.
90
Law
zorlamak
force
v.
Technical
91
Technical
zorlamak
strain
v.
92
Technical
zorlamak
constrain
v.
93
Technical
zorlamak
impel
v.
Archaic
94
Archaic
zorlamak
compulse
v.
Slang
95
Slang
zorlamak
bust (one's) butt
v.
96
Slang
zorlamak
bust (one's) hump
v.
97
Slang
zorlamak
ride (someone's) butt
v.
Sens de
"zorlamak"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 257 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
birinin sabrının sınırlarını zorlamak
test someone's patience
v.
2
General
kapasitesini zorlamak
place great demands on
v.
3
General
kapıyı zorlamak
force the door
v.
4
General
birini aç bırakarak teslim olmaya zorlamak
starve someone out
v.
5
General
sınırını zorlamak
press in upon
v.
6
General
zorlamak (takat/sabır vb'ni)
tax
v.
7
General
şansını zorlamak
press one's luck
v.
8
General
zorlamak (birisini birşey yapmaya)
force one's hand
v.
9
General
şartlarını zorlamak
strain every nerve (to do something)
v.
10
General
aşırı zorlamak
overstrain
v.
11
General
aşırı derecede zorlamak (vücudun bir organını)
overtax
v.
12
General
kendini zorlamak
strain
v.
13
General
birini bir şey yapmaya zorlamak
bludgeon someone into doing something
v.
14
General
şansını zorlamak
push one's luck
v.
15
General
üzülmemek için kendini zorlamak
snap out of something
v.
16
General
zorlamak (işe vb)
press into
v.
17
General
kapasitesini zorlamak
overburden
v.
18
General
şartlarını zorlamak
overstrain one's capacity
v.
19
General
kaba kuvvetle başkasını boyun eğmeye zorlamak
jackboot
v.
20
General
kendini zorlamak
exert oneself
v.
21
General
düşünmeye zorlamak
compel someone to think
v.
22
General
limiti zorlamak
push the limit
v.
23
General
sınırlarını zorlamak
push the limits
v.
24
General
şartları zorlamak
push the limits
v.
25
General
istifaya zorlamak
force to resign
v.
26
General
birini zorlamak
force someone
v.
27
General
sınırı zorlamak
push the limit
v.
28
General
sınırları zorlamak
push the limits
v.
29
General
sabrının sınırlarını zorlamak
try one's patience
v.
30
General
sabrını zorlamak
try one's patience
v.
31
General
limitleri zorlamak
push the limits
v.
32
General
bir şey yapmaya zorlamak
chivy into
v.
33
General
bir şeyi kabule zorlamak
coerce
v.
34
General
birini bir şey yapmaya zorlamak
place someone under an obligation
v.
35
General
istifaya zorlamak
force someone to resign
v.
36
General
birisini bir şeye yapmaya zorlamak
drive someone to do something
v.
37
General
sınırlarını zorlamak
push oneself beyond one’s boundaries
v.
38
General
sınırlarını zorlamak
push one's personal limits
v.
39
General
aşırı zorlamak
overextend
v.
40
General
birinin sabrını zorlamak
push one's patience
v.
41
General
sınırları zorlamak
push to the limits
v.
42
General
elini zorlamak
force someone’s hand
v.
43
General
geçişe zorlamak
ramrod
v.
44
General
geri çekilmeye zorlamak
recoil [obsolete]
v.
45
General
kendi sınırlarını zorlamak
pain one's self
v.
46
General
durmaya zorlamak
bail [australia]
v.
47
General
(kadını) grup sekse zorlamak
jackroll [south africa]
v.
Phrasals
48
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy off
v.
49
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy out
v.
50
Phrasals
çevirerek zorlamak
screw in
v.
51
Phrasals
(insanları) ev veya iş yerlerini yakarak kaçmaya zorlamak
burn out
v.
52
Phrasals
bükerek zorlamak
screw in
v.
53
Phrasals
eğilmeye zorlamak
buy off
v.
54
Phrasals
eğilmeye zorlamak
buy out
v.
55
Phrasals
(yarış atının) sınırını zorlamak
ride out
v.
56
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy off
v.
57
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy out
v.
58
Phrasals
vurarak zorlamak
knock off
v.
59
Phrasals
döverek zorlamak
knock off
v.
60
Phrasals
(pazarlık yaparak) daha yüksek bir fiyata zorlamak
beat up
v.
61
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat (someone or something) into (something)
v.
62
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat someone into (doing) something
v.
63
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat into
v.
64
Phrasals
bir yeri yakarak (birini) dışarı çıkmaya zorlamak
burn (one) out of (something)
v.
65
Phrasals
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (one) out of (something or some place)
v.
66
Phrasals
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (someone or an animal) out of something
v.
67
Phrasals
beyzbolda topu vurucunun üstüne doğru atmak/atarak geriye kaçmaya zorlamak
brush back
v.
68
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) in (something)
v.
69
Phrasals
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or something) in (something)
v.
70
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) into (something)
v.
71
Phrasals
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or something) into (something)
v.
72
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or an animal) in (to something)
v.
73
Phrasals
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or an animal) in (to something)
v.
74
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
coerce (one) into (something)
v.
75
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey yapmaya) zorlamak
coerce (one) into (something)
v.
76
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey yapmaya) zorlamak
coerce (someone or an animal) into something
v.
77
Phrasals
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak
nail someone down on something
v.
78
Phrasals
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
starve someone out of some place
v.
79
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
push someone to do something
v.
80
Phrasals
birini aç bırakarak bir şey yapmaya zorlamak
starve someone into something
v.
81
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
urge someone to do something
v.
82
Phrasals
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak
pin someone down on something
v.
83
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
force someone to do something
v.
84
Phrasals
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
starve someone out
v.
85
Phrasals
birini bir şeye zorlamak
force somebody into something
v.
86
Phrasals
birini bir işe müdahale etmeye zorlamak
interject someone into something
v.
87
Phrasals
dışarı çıkmaya zorlamak
force out
v.
88
Phrasals
(birini) bir işi yapmaya/bir gruba katılmaya zorlamak
co-opt someone into something
v.
89
Phrasals
içeriye doğru zorlamak
crush something in
v.
90
Phrasals
kendini yutmaya zorlamak
force something down
v.
91
Phrasals
kendini yemeye zorlamak
force something down
v.
92
Phrasals
alçalmaya zorlamak
force something down
v.
93
Phrasals
inişe zorlamak
force something down
v.
94
Phrasals
kendini yutmaya zorlamak
force something down
v.
95
Phrasals
bulmak için zorlamak
dredge someone or something
v.
96
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
entrap (someone) in (something)
v.
97
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
entrap (someone) into (something)
v.
98
Phrasals
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) in (something) with (something)
v.
99
Phrasals
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) into (something) with (something)
v.
100
Phrasals
(birini başka birini kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) with (something)
v.
101
Phrasals
(bir suçluyu bir yerden) suçu işlediği yere gitmeye zorlamak
extradite (someone) from (some place) to (some place)
v.
102
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yere girmeye zorlamak
force (someone or something) in
v.
103
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
104
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
105
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
106
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
force off
v.
107
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
force off
v.
108
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
force off
v.
109
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
force someone or something off (of) something
v.
110
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
force someone or something off (of) something
v.
111
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
force someone or something off (of) something
v.
112
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
and force someone or something off
v.
113
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
and force someone or something off
v.
114
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
and force someone or something off
v.
115
Phrasals
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
force on (someone or something)
v.
116
Phrasals
(birini/bir şeyi) zorlamak
force on (someone or something)
v.
117
Phrasals
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
press forward
v.
118
Phrasals
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
push forward
v.
119
Phrasals
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
push forward
v.
120
Phrasals
bilgi vermeye zorlamak
pry from
v.
121
Phrasals
(birini/bir grubu) yaşadığı yerden gitmeye zorlamak
uproot (someone or something) from (something or some place)
v.
122
Phrasals
birini yaşadığı yerden gitmeye zorlamak
uproot someone from
v.
123
Phrasals
bir şey yapmaya zorlamak
coax (someone or something) to (do something)
v.
124
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey) yapmaya ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) to (do something)
v.
125
Phrasals
öksürerek atmaya zorlamak
hack up
v.
126
Phrasals
öksürerek çıkarmaya zorlamak
hack up
v.
127
Phrasals
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul in
v.
128
Phrasals
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul into (some place)
v.
129
Phrasals
bir şeyle birini veya bir şeyi zorlamak
press something against someone or something
v.
130
Phrasals
kendini zorlamak
press on
v.
131
Phrasals
kendini zorlamak
press on
v.
132
Phrasals
(birini/bir şeyi) zorlamak
prod into (someone or something)
v.
133
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
squeeze (something) out of (someone)
v.
134
Phrasals
bilgi vermesi için zorlamak
squeeze out (of something)
v.
135
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
terrify (one) into (something)
v.
136
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
terrify someone into something
v.
137
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
terrorize someone into something
v.
138
Phrasals
(birini bir şeyden/yerden) çıkmaya zorlamak
terrify (one) out of (something or some place)
v.
139
Phrasals
(birini bir şeyi/yeri) terk etmeye zorlamak
terrify (one) out of (something or some place)
v.
140
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
terrorize (one) into (something)
v.
141
Phrasals
(birini bir şeyden) çıkmaya zorlamak
terrorize (one) out of (something)
v.
142
Phrasals
(birini bir şeyi) terk etmeye zorlamak
terrorize (one) out of (something)
v.
143
Phrasals
sıkışık/kalabalık bir yerde kalmaya zorlamak
stuff in
v.
144
Phrasals
çok yemeye zorlamak
stuff in
v.
145
Phrasals
(birini) sıkışık/kalabalık (bir yerde/şeyde) kalmaya zorlamak
stuff into (something)
v.
146
Phrasals
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak
stuff into (something)
v.
Colloquial
147
Colloquial
gündemi zorlamak
force an issue
v.
148
Colloquial
hayal gücünü zorlamak
stretch the imagination
v.
149
Colloquial
konuyu zorlamak
force an issue
v.
150
Colloquial
bir meblağı/tutarı ödemesi için zorlamak
shake down
v.
151
Colloquial
birini kendine borç vermeye zorlamak
shake someone down
v.
Idioms
152
Idioms
sınırları zorlamak
drive to the wall
v.
153
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on (one)
v.
154
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on someone/something
v.
155
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on someone/something
v.
156
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
browbeat (one) into (something)
v.
157
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
browbeat someone into something
v.
158
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
bully (one) into (something)
v.
159
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
bully someone into something
v.
160
Idioms
egzersizde kendini zorlamak
go for the burn
v.
161
Idioms
(birinin) sabrını zorlamak
try it on [brit]
v.
162
Idioms
sınırları zorlamak
color outside the lines
v.
163
Idioms
sınırları zorlamak
be the (absolute) limit
v.
164
Idioms
birisini istemediği bir şeyi yapmaya zorlamak
force someone's hand
v.
165
Idioms
birisine bir şey yapmaya zorlamak
put the arm on
v.
166
Idioms
birinin sabrını zorlamak
try somebody's patience
v.
167
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to someone's head
v.
168
Idioms
birisine bir şey yapmaya zorlamak
put the arm on someone
v.
169
Idioms
birisini bir şey yapmaya zorlamak/mecbur etmek
force someone's hand
v.
170
Idioms
birini bir şeye zorlamak
put the screws on
v.
171
Idioms
birini istifaya zorlamak
force someone off
v.
172
Idioms
bir şeyi sonuna kadar zorlamak
push something all the way through
v.
173
Idioms
birini istifaya zorlamak
force someone off something
v.
174
Idioms
birini yaptığı işe bütün enerjisini ve dikkatini vermeye zorlamak
keep somebody on their toes
v.
175
Idioms
birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try the patience of somebody
v.
176
Idioms
birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try somebody's patience
v.
177
Idioms
birinin sabrını zorlamak
try the patience of somebody
v.
178
Idioms
birisini bir şey yapmaya zorlamak
twist somebody's arm
v.
179
Idioms
emekli olmaya zorlamak
put out to pasture
v.
180
Idioms
hata yapmaya zorlamak
trip up somebody
v.
181
Idioms
hata yapmaya zorlamak
trip somebody up
v.
182
Idioms
fiziksel olarak kendini zorlamak
break a sweat
v.
183
Idioms
istifaya zorlamak
elbow someone out of something
v.
184
Idioms
istifaya zorlamak
force someone out of office
v.
185
Idioms
istifaya zorlamak
drive someone out
v.
186
Idioms
istifaya zorlamak
elbow someone out
v.
187
Idioms
istifaya zorlamak
drive someone out of office
v.
188
Idioms
istifaya zorlamak
edge someone out of something
v.
189
Idioms
kapasiteyi zorlamak
stretch oneself too thin
v.
190
Idioms
kendini sıkmak/zorlamak
gulp something back
v.
191
Idioms
kendi düşüncelerini paylaşmaya zorlamak
bend to one's will
v.
192
Idioms
şansını zorlamak
push one’s luck
v.
193
Idioms
şansını zorlamak
press one's luck
v.
194
Idioms
sınırı zorlamak
go the limit
v.
195
Idioms
sınırı zorlamak
go to the limit
v.
196
Idioms
şansını zorlamak
push one's luck
v.
197
Idioms
sınırları zorlamak
push the edge of the envelope
v.
198
Idioms
sınırları zorlamak
push the envelope
v.
199
Idioms
sesini zorlamak
strain one's voice
v.
200
Idioms
sınırlarını zorlamak
max oneself out
v.
201
Idioms
tüm şartları zorlamak
strain every sinew
v.
202
Idioms
tüm şartları zorlamak
strain every nerve
v.
203
Idioms
tüm şartları zorlamak
pull out all the stops
v.
204
Idioms
(bir şeyi görmek için) gözlerini zorlamak
strain one's eyes
v.
205
Idioms
(duymak için) kulaklarını zorlamak
strain one's ears
v.
206
Idioms
(satıcı/tezgahtar) satın alması için zorlamak
give someone the hard sell
v.
207
Idioms
yemeye/yutmaya zorlamak
stuff (something) down (one's) throat
v.
208
Idioms
sınırlarını zorlamak/esnetmek
bend (one's) efforts
v.
209
Idioms
aklını/zihnini zorlamak
bend (one's) mind
v.
210
Idioms
bir konuda sınırlarını zorlamak
bend your mind/efforts to something
v.
211
Idioms
sınırlarını zorlamak
go for the fences
v.
212
Idioms
sınırlarını zorlamak
swing for the fences
v.
213
Idioms
gündemi zorlamak
force the issue
v.
214
Idioms
konuyu zorlamak
force the issue
v.
215
Idioms
bir konuda karar vermeye zorlamak
force the issue
v.
216
Idioms
hızlıca bir karar vermeye zorlamak
force the issue
v.
217
Idioms
bir konuda insanları acele karar vermeye zorlamak
force the issue
v.
218
Idioms
zihinsel veya fiziksel olarak kendini zorlamak
dig deep
v.
219
Idioms
birinin zihnini zorlamak
get under your skin
v.
220
Idioms
ağlamamak için (kendini) sıkmak/tutmak/zorlamak
gulp back (one's) tears
v.
221
Idioms
hıçkırmamak için (kendini) zorlamak
gulp back (one's) sobs
v.
222
Idioms
tüm imkanları zorlamak
try (one's) utmost
v.
223
Idioms
tüm imkanları zorlamak
do/try your utmost (to do something)
v.
224
Idioms
birini emekli olmaya zorlamak
put somebody out to grass
v.
225
Idioms
birini emekli olmaya zorlamak
turn somebody out to grass
v.
226
Idioms
birini emekli olmaya zorlamak
send somebody out to grass
v.
227
Idioms
(birini) emekli olmaya zorlamak
turn (someone) out to grass
v.
228
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
have a gun to (one's) head
v.
229
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a pistol to (one's) head
v.
230
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
put a pistol to (one's) head
v.
231
Idioms
(birini) sürekli kendi isteklerine uymaya zorlamak
have (someone) under (one's) thumb
v.
232
Idioms
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screws (on someone)
v.
233
Idioms
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw (on someone)
v.
234
Idioms
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw on someone
v.
235
Idioms
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak
tighten the screw on someone
v.
236
Idioms
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak
stuff (someone) full of (something)
v.
Speaking
237
Speaking
sınırlarını zorlamak iyidir
there's a first time for everything
expr.
Trade/Economic
238
Trade/Economic
borcunu ödemeye zorlamak
dun
v.
239
Trade/Economic
kredisini zorlamak
strain one's credit
v.
240
Trade/Economic
ödemeye zorlamak
enforce
v.
Politics
241
Politics
görevini bırakmaya zorlamak
depose
v.
242
Politics
istifaya zorlamak
depose
v.
243
Politics
sınırlarını zorlamak
push back the frontiers of
v.
Marine
244
Marine
iskota halatını çekerek (sereni) aşağıya doğru zorlamak
clew down
v.
Military
245
Military
emniyet tedbirlerini zorlamak
force a safeguard
v.
Hunting
246
Hunting
(avı kovalayarak) ağaca çıkmaya zorlamak
tree
v.
Wagering
247
Wagering
stratejik olarak rakibi taş yemeye zorlamak
sacrifice
v.
Slang
248
Slang
bir kimseyi zorlamak
flexin'
v.
249
Slang
birine (zor) sorular sorarak beynini yormak/zorlamak
give someone a brain boner
v.
250
Slang
(birini) zorlamak
bust (one's) ass
v.
251
Slang
(birini) zorlamak
bust (one's) balls
v.
252
Slang
kendini zorlamak
bust (one's) chops
v.
253
Slang
(birini) zorlamak
bust (one's) chops
v.
254
Slang
birini okulu bırakmaya zorlamak
bust someone out of some place
v.
255
Slang
birini okulu bırakmaya zorlamak
bust someone out
v.
256
Slang
fahişeliğe/orospuluğa zorlamak
whore out
v.
British Slang
257
British Slang
sınırı zorlamak
rag it
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of zorlamak
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy