Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
zorlamak
Sens de
"zorlamak"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 136 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
zorlamak
compel
v.
2
Common Usage
zorlamak
force
v.
General
3
General
zorlamak
pluck
v.
4
General
zorlamak
worry
v.
5
General
zorlamak
crack
v.
6
General
zorlamak
impress
v.
7
General
zorlamak
drive
v.
8
General
zorlamak
lean upon
v.
9
General
zorlamak
force to be
v.
10
General
zorlamak
press into
v.
11
General
zorlamak
urge
v.
12
General
zorlamak
push somebody for
v.
13
General
zorlamak
stampede
v.
14
General
zorlamak
obligate
v.
15
General
zorlamak
clamour down
v.
16
General
zorlamak
push
v.
17
General
zorlamak
drag in
v.
18
General
zorlamak
oblige
v.
19
General
zorlamak
coerce
v.
20
General
zorlamak
sweat
v.
21
General
zorlamak
press
v.
22
General
zorlamak
enforce
v.
23
General
zorlamak
stretch
v.
24
General
zorlamak
compel to be
v.
25
General
zorlamak
make
v.
26
General
zorlamak
pressure
v.
27
General
zorlamak
bring pressure to bear on
v.
28
General
zorlamak
clamor down
v.
29
General
zorlamak
railroad into doing
v.
30
General
zorlamak
impose
v.
31
General
zorlamak
put
v.
32
General
zorlamak
compel to
v.
33
General
zorlamak
obtrude
v.
34
General
zorlamak
do violence to
v.
35
General
zorlamak
bully
v.
36
General
zorlamak
muscle in
v.
37
General
zorlamak
bludgeon
v.
38
General
zorlamak
exact
v.
39
General
zorlamak
force to
v.
40
General
zorlamak
outrage
v.
41
General
zorlamak
railroad
v.
42
General
zorlamak
cozen
v.
43
General
zorlamak
wrest
v.
44
General
zorlamak
edge on
v.
45
General
zorlamak
subdue
v.
46
General
zorlamak
constrain
v.
47
General
zorlamak
compel
v.
48
General
zorlamak
cow somebody into
v.
49
General
zorlamak
be urgent with somebody
v.
50
General
zorlamak
force
v.
51
General
zorlamak
strain
v.
52
General
zorlamak
come down
v.
53
General
zorlamak
press-gang somebody into doing something
v.
54
General
zorlamak
impel
v.
55
General
zorlamak
inflict
v.
56
General
zorlamak
demand
v.
57
General
zorlamak
bring to term
v.
58
General
zorlamak
solicit
v.
59
General
zorlamak
put a strain
v.
60
General
zorlamak
jimmy
v.
61
General
zorlamak
mandate
v.
62
General
zorlamak
jemmy
v.
63
General
zorlamak
influence
v.
64
General
zorlamak
reduce
v.
65
General
zorlamak
adact
v.
66
General
zorlamak
adaunt [obsolete]
v.
67
General
zorlamak
adaunt
v.
68
General
zorlamak
ram
v.
69
General
zorlamak
necessitate
v.
70
General
zorlamak
tie
v.
71
General
zorlamak
edge
v.
72
General
zorlamak
bend
v.
73
General
zorlamak
jet
v.
74
General
zorlamak
kvetch
v.
75
General
zorlamak
blitz
v.
76
General
zorlamak
move
v.
77
General
zorlamak
bring
v.
78
General
zorlamak
highjack
v.
79
General
zorlamak
hijack
v.
80
General
zorlamak
bull
v.
81
General
zorlamak
garre [scotland]
v.
82
General
zorlamak
muscle
v.
83
General
zorlamak
impeach
v.
84
General
zorlamak
importune
v.
85
General
zorlamak
ingeminate [rare]
v.
86
General
zorlamak
instance [obsolete]
v.
87
General
zorlamak
distress
v.
88
General
zorlamak
coact
v.
89
General
zorlamak
consist [obsolete]
v.
90
General
zorlamak
crowd
v.
91
General
zorlamak
flog [uk]
v.
92
General
zorlamak
perforce [obsolete]
v.
93
General
zorlamak
pheese
v.
94
General
zorlamak
shotgun
v.
95
General
zorlamak
press-gang
v.
96
General
zorlamak
spring
v.
97
General
zorlamak
strein
v.
98
General
zorlamak
stretch
v.
99
General
zorlamak
suck
v.
100
General
zorlamak
suppose
v.
101
General
zorlamak
challenge
v.
Phrasals
102
Phrasals
zorlamak
screw up
v.
103
Phrasals
zorlamak
work into
v.
104
Phrasals
zorlamak
thrust on
v.
105
Phrasals
zorlamak
force into
v.
106
Phrasals
zorlamak
press on
v.
107
Phrasals
zorlamak
clamp (on)
v.
108
Phrasals
zorlamak
clamp (upon)
v.
Colloquial
109
Colloquial
zorlamak
run hard
v.
110
Colloquial
zorlamak
lean on
v.
111
Colloquial
zorlamak
bulldoze
v.
112
Colloquial
zorlamak
muscle up
v.
Idioms
113
Idioms
zorlamak
put the thumbscrews on
v.
114
Idioms
zorlamak
tighten the thumbscrews on
v.
115
Idioms
zorlamak
put under the screw
v.
116
Idioms
zorlamak
put the squeeze on (one)
v.
117
Idioms
zorlamak
put the squeeze on someone
v.
118
Idioms
zorlamak
give (one) a bumpy ride
v.
119
Idioms
zorlamak
give somebody a bumpy ride
v.
120
Idioms
zorlamak
twist someone's arm
v.
121
Idioms
zorlamak
force hand
v.
122
Idioms
zorlamak
twist arm
v.
Law
123
Law
zorlamak
enjoin
v.
124
Law
zorlamak
constrain
v.
125
Law
zorlamak
coerce
v.
126
Law
zorlamak
extort
v.
127
Law
zorlamak
force
v.
Technical
128
Technical
zorlamak
strain
v.
129
Technical
zorlamak
constrain
v.
130
Technical
zorlamak
impel
v.
Military
131
Military
zorlamak
herry
v.
Archaic
132
Archaic
zorlamak
compulse
v.
133
Archaic
zorlamak
overwrest
v.
Slang
134
Slang
zorlamak
bust (one's) butt
v.
135
Slang
zorlamak
bust (one's) hump
v.
136
Slang
zorlamak
ride (someone's) butt
v.
Sens de
"zorlamak"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 485 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
birinin sabrının sınırlarını zorlamak
test someone's patience
v.
2
General
kapasitesini zorlamak
place great demands on
v.
3
General
kapıyı zorlamak
force the door
v.
4
General
birini aç bırakarak teslim olmaya zorlamak
starve someone out
v.
5
General
sınırını zorlamak
press in upon
v.
6
General
zorlamak (takat/sabır vb'ni)
tax
v.
7
General
şansını zorlamak
press one's luck
v.
8
General
zorlamak (birisini birşey yapmaya)
force one's hand
v.
9
General
şartlarını zorlamak
strain every nerve (to do something)
v.
10
General
aşırı zorlamak
overstrain
v.
11
General
aşırı derecede zorlamak (vücudun bir organını)
overtax
v.
12
General
kendini zorlamak
strain
v.
13
General
birini bir şey yapmaya zorlamak
bludgeon someone into doing something
v.
14
General
şansını zorlamak
push one's luck
v.
15
General
üzülmemek için kendini zorlamak
snap out of something
v.
16
General
zorlamak (işe vb)
press into
v.
17
General
kapasitesini zorlamak
overburden
v.
18
General
şartlarını zorlamak
overstrain one's capacity
v.
19
General
kaba kuvvetle başkasını boyun eğmeye zorlamak
jackboot
v.
20
General
kendini zorlamak
exert oneself
v.
21
General
düşünmeye zorlamak
compel someone to think
v.
22
General
limiti zorlamak
push the limit
v.
23
General
sınırlarını zorlamak
push the limits
v.
24
General
şartları zorlamak
push the limits
v.
25
General
istifaya zorlamak
force to resign
v.
26
General
birini zorlamak
force someone
v.
27
General
sınırı zorlamak
push the limit
v.
28
General
sınırları zorlamak
push the limits
v.
29
General
sabrının sınırlarını zorlamak
try one's patience
v.
30
General
sabrını zorlamak
try one's patience
v.
31
General
limitleri zorlamak
push the limits
v.
32
General
bir şey yapmaya zorlamak
chivy into
v.
33
General
bir şeyi kabule zorlamak
coerce
v.
34
General
birini bir şey yapmaya zorlamak
place someone under an obligation
v.
35
General
istifaya zorlamak
force someone to resign
v.
36
General
birisini bir şeye yapmaya zorlamak
drive someone to do something
v.
37
General
sınırlarını zorlamak
push oneself beyond one’s boundaries
v.
38
General
sınırlarını zorlamak
push one's personal limits
v.
39
General
aşırı zorlamak
overextend
v.
40
General
birinin sabrını zorlamak
push one's patience
v.
41
General
sınırları zorlamak
push to the limits
v.
42
General
elini zorlamak
force someone’s hand
v.
43
General
geçişe zorlamak
ramrod
v.
44
General
geri çekilmeye zorlamak
recoil [obsolete]
v.
45
General
kendi sınırlarını zorlamak
pain one's self
v.
46
General
durmaya zorlamak
bail [australia]
v.
47
General
(kadını) grup sekse zorlamak
jackroll [south africa]
v.
48
General
süngü ile zorlamak
bayonet
v.
49
General
süngü kullanırmışçasına zorlamak
bayonet
v.
50
General
teslim olmaya zorlamak
bend
v.
51
General
son raddeye kadar zorlamak
extend
v.
52
General
sonuna kadar zorlamak
extend oneself
v.
53
General
tehdit veya baskı yoluyla zorlamak
blackjack
v.
54
General
gereksiz yere zorlamak
wiredraw
v.
55
General
gitmeye zorlamak
hale
v.
56
General
(kırbaçlayarak) zorlamak
whip (on)
v.
57
General
(kırbaçlayarak) zorlamak
whip (out)
v.
58
General
(kırbaçlayarak) zorlamak
whip (off)
v.
59
General
göz kırparak zorlamak
wink (back)
v.
60
General
göz kırparak zorlamak
wink (away)
v.
61
General
düşünmesine izin vermeden harekete zorlamak
blitz
v.
62
General
ileri gitmeye zorlamak
hark [uk]
v.
63
General
geri dönmeye zorlamak
hark [uk]
v.
64
General
kapıyı zorlamak
break down
v.
65
General
kendini zorlamak
bring
v.
66
General
hareket halindeyken zorlamak
brush
v.
67
General
(atı) kısa mesafede yüksek hıza çıkmaya zorlamak
brush
v.
68
General
yeniden zorlamak
reurge
v.
69
General
ağır çalışmaya zorlamak
yoke
v.
70
General
boyun eğmeye zorlamak
yoke
v.
71
General
köleliğe zorlamak
yoke
v.
72
General
(birini bir şeye) zorlamak
gar [scotland]
v.
73
General
konuşmaya zorlamak için yakasına yapışmak
buttonhole
v.
74
General
(kişi veya kuruluşu) belirli bir ideolojiye zorlamak
ideologise
v.
75
General
(kişi veya kuruluşu) belirli bir ideolojiye zorlamak
ideologize
v.
76
General
(kişi veya kuruluşu) belirli bir ideolojiye zorlamak
ideologise
v.
77
General
savunmayı aynı anda çok fazla iş yapmaya zorlamak
open up
v.
78
General
makul olmayan hedefler için kendini aşırı zorlamak
overachieve
v.
79
General
aşırı derecede zorlamak (organı)
overdo
v.
80
General
(görevleri yerine getirmede) sınırlarını zorlamak
overdrive
v.
81
General
kendini sağlıksız şekilde zorlamak
overexert oneself
v.
82
General
(kendini) mali konularda aşırı zorlamak
overextend
v.
83
General
sınırını zorlamak
overpress
v.
84
General
fazla zorlamak
overrack [dialect]
v.
85
General
kendini zorlamak
overreach
v.
86
General
satışı zorlamak
oversell
v.
87
General
(kaynakları) zorlamak
overstrain
v.
88
General
fazla zorlamak
overwrest
v.
89
General
köyde yaşamaya zorlamak
rusticate
v.
90
General
avantajdan vazgeçmeye zorlamak
dislodge
v.
91
General
elverişli pozisyonu terk etmeye zorlamak
dislodge
v.
92
General
(insanları) hizmet etmeye zorlamak
inspan
v.
93
General
imkanları zorlamak
beggar
v.
94
General
zihinsel olarak zorlamak
commend
v.
95
General
(birini bir şeye) zorlamak
condemn
v.
96
General
(siyasi, ekonomik) baskı nedeniyle gitmeye zorlamak
drive
v.
97
General
hal değişikliğine zorlamak
drive
v.
98
General
daha fazla çabalamaya zorlamak
drive
v.
99
General
(birini) devlet memuru adayı olmak için zorlamak
draft
v.
100
General
ısrar ederek zorlamak
drum
v.
101
General
kapasitesini zorlamak
incumber
v.
102
General
harekete zorlamak
crowd
v.
103
General
(tozu) delikler üzerinden zorlamak
pounce
v.
104
General
asimile olmaya zorlamak
pound
v.
105
General
mahmuzla zorlamak (atı)
prick
v.
106
General
önceden zorlamak
preimpose
v.
107
General
(birini) özel müfreze ile orduya katılmaya zorlamak
press gang
v.
108
General
sürekli denetleyip hata bularak uygun davranmaya zorlamak
schoolmaster
v.
109
General
kabule zorlamak
press-gang
v.
110
General
limitleri zorlamak
slop
v.
111
General
olağan sınırların ötesine zorlamak
push
v.
112
General
(tr) risk alarak şansını zorlamak
push
v.
113
General
geri çekilmeye zorlamak
push off
v.
114
General
bir süre sessizlikten sonra (konuşmayı veya durumu) sürdürmeye zorlamak
push past
v.
115
General
kabule zorlamak
push through
v.
116
General
bir yerden geçmeye zorlamak
squeeze
v.
117
General
bir yere zorlamak
squeeze
v.
118
General
para için zorlamak
squeeze for
v.
119
General
bütçesini fazla zorlamak
overextend
v.
120
General
(sınırlarını) zorlamak
stretch
v.
Phrasals
121
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy off
v.
122
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy out
v.
123
Phrasals
çevirerek zorlamak
screw in
v.
124
Phrasals
(insanları) ev veya iş yerlerini yakarak kaçmaya zorlamak
burn out
v.
125
Phrasals
bükerek zorlamak
screw in
v.
126
Phrasals
eğilmeye zorlamak
buy off
v.
127
Phrasals
eğilmeye zorlamak
buy out
v.
128
Phrasals
(yarış atının) sınırını zorlamak
ride out
v.
129
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy off
v.
130
Phrasals
boyun eğmeye zorlamak
buy out
v.
131
Phrasals
vurarak zorlamak
knock off
v.
132
Phrasals
döverek zorlamak
knock off
v.
133
Phrasals
(pazarlık yaparak) daha yüksek bir fiyata zorlamak
beat up
v.
134
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat (someone or something) into (something)
v.
135
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat someone into (doing) something
v.
136
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat into
v.
137
Phrasals
bir yeri yakarak (birini) dışarı çıkmaya zorlamak
burn (one) out of (something)
v.
138
Phrasals
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (one) out of (something or some place)
v.
139
Phrasals
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (someone or an animal) out of something
v.
140
Phrasals
beyzbolda topu vurucunun üstüne doğru atmak/atarak geriye kaçmaya zorlamak
brush back
v.
141
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) in (something)
v.
142
Phrasals
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or something) in (something)
v.
143
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) into (something)
v.
144
Phrasals
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or something) into (something)
v.
145
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or an animal) in (to something)
v.
146
Phrasals
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or an animal) in (to something)
v.
147
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
coerce (one) into (something)
v.
148
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey yapmaya) zorlamak
coerce (one) into (something)
v.
149
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey yapmaya) zorlamak
coerce (someone or an animal) into something
v.
150
Phrasals
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak
nail someone down on something
v.
151
Phrasals
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
starve someone out of some place
v.
152
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
push someone to do something
v.
153
Phrasals
birini aç bırakarak bir şey yapmaya zorlamak
starve someone into something
v.
154
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
urge someone to do something
v.
155
Phrasals
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak
pin someone down on something
v.
156
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
force someone to do something
v.
157
Phrasals
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
starve someone out
v.
158
Phrasals
birini bir şeye zorlamak
force somebody into something
v.
159
Phrasals
birini bir işe müdahale etmeye zorlamak
interject someone into something
v.
160
Phrasals
dışarı çıkmaya zorlamak
force out
v.
161
Phrasals
(birini) bir işi yapmaya/bir gruba katılmaya zorlamak
co-opt someone into something
v.
162
Phrasals
içeriye doğru zorlamak
crush something in
v.
163
Phrasals
kendini yutmaya zorlamak
force something down
v.
164
Phrasals
kendini yemeye zorlamak
force something down
v.
165
Phrasals
alçalmaya zorlamak
force something down
v.
166
Phrasals
inişe zorlamak
force something down
v.
167
Phrasals
kendini yutmaya zorlamak
force something down
v.
168
Phrasals
bulmak için zorlamak
dredge someone or something
v.
169
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
entrap (someone) in (something)
v.
170
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
entrap (someone) into (something)
v.
171
Phrasals
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) in (something) with (something)
v.
172
Phrasals
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) into (something) with (something)
v.
173
Phrasals
(birini başka birini kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) with (something)
v.
174
Phrasals
(bir suçluyu bir yerden) suçu işlediği yere gitmeye zorlamak
extradite (someone) from (some place) to (some place)
v.
175
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yere girmeye zorlamak
force (someone or something) in
v.
176
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
177
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
178
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
179
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
force off
v.
180
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
force off
v.
181
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
force off
v.
182
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
force someone or something off (of) something
v.
183
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
force someone or something off (of) something
v.
184
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
force someone or something off (of) something
v.
185
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
and force someone or something off
v.
186
Phrasals
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
and force someone or something off
v.
187
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
and force someone or something off
v.
188
Phrasals
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
force on (someone or something)
v.
189
Phrasals
(birini/bir şeyi) zorlamak
force on (someone or something)
v.
190
Phrasals
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
press forward
v.
191
Phrasals
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
push forward
v.
192
Phrasals
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
push forward
v.
193
Phrasals
bilgi vermeye zorlamak
pry from
v.
194
Phrasals
(birini/bir grubu) yaşadığı yerden gitmeye zorlamak
uproot (someone or something) from (something or some place)
v.
195
Phrasals
birini yaşadığı yerden gitmeye zorlamak
uproot someone from
v.
196
Phrasals
bir şey yapmaya zorlamak
coax (someone or something) to (do something)
v.
197
Phrasals
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey) yapmaya ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) to (do something)
v.
198
Phrasals
öksürerek atmaya zorlamak
hack up
v.
199
Phrasals
öksürerek çıkarmaya zorlamak
hack up
v.
200
Phrasals
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul in
v.
201
Phrasals
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul into (some place)
v.
202
Phrasals
bir şeyle birini veya bir şeyi zorlamak
press something against someone or something
v.
203
Phrasals
kendini zorlamak
press on
v.
204
Phrasals
kendini zorlamak
press on
v.
205
Phrasals
(birini/bir şeyi) zorlamak
prod into (someone or something)
v.
206
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
squeeze (something) out of (someone)
v.
207
Phrasals
bilgi vermesi için zorlamak
squeeze out (of something)
v.
208
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
terrify (one) into (something)
v.
209
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
terrify someone into something
v.
210
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak
terrorize someone into something
v.
211
Phrasals
(birini bir şeyden/yerden) çıkmaya zorlamak
terrify (one) out of (something or some place)
v.
212
Phrasals
(birini bir şeyi/yeri) terk etmeye zorlamak
terrify (one) out of (something or some place)
v.
213
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
terrorize (one) into (something)
v.
214
Phrasals
(birini bir şeyden) çıkmaya zorlamak
terrorize (one) out of (something)
v.
215
Phrasals
(birini bir şeyi) terk etmeye zorlamak
terrorize (one) out of (something)
v.
216
Phrasals
sıkışık/kalabalık bir yerde kalmaya zorlamak
stuff in
v.
217
Phrasals
çok yemeye zorlamak
stuff in
v.
218
Phrasals
(birini) sıkışık/kalabalık (bir yerde/şeyde) kalmaya zorlamak
stuff into (something)
v.
219
Phrasals
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak
stuff into (something)
v.
220
Phrasals
'-e zorlamak
push toward
v.
221
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
push (something) into (something)
v.
222
Phrasals
(birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge (one) along
v.
223
Phrasals
birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge someone along
v.
224
Phrasals
birini daha hızlı ilerlemesi için teşvik etmek/zorlamak/dürtmek
urge someone along
v.
225
Phrasals
birini istifaya zorlamak
force out
v.
226
Phrasals
birini yetkili konumunu bırakmaya zorlamak
force out
v.
227
Phrasals
(birini) bir şey yapmaya zorlamak/itmek
bounce into (someone)
v.
228
Phrasals
korkutarak yapmaya zorlamak
bully into
v.
229
Phrasals
bir şeyi yakıp birini dışarı çıkartmak/çıkmaya zorlamak
burn someone out of something
v.
230
Phrasals
yakıp dışarı çıkartmak/çıkmaya zorlamak
burn out of
v.
231
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden) dışarı çıkmaya zorlamak
clear (someone or something) out of (some place)
v.
232
Phrasals
girmeye ikna etmek/zorlamak
coax in
v.
233
Phrasals
-e zorlamak
coerce into
v.
234
Phrasals
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
compel (someone) to (do something)
v.
235
Phrasals
yapmaya zorlamak
compel to do
v.
236
Phrasals
'-i yapmaya ikna etmek/zorlamak
co-opt into
v.
237
Phrasals
'-e katılmaya ikna etmek/zorlamak
co-opt into
v.
238
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
cow (someone) into (something)
v.
239
Phrasals
'-e zorlamak
cow into
v.
240
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
dragoon (someone) into (something)
v.
241
Phrasals
-e zorlamak
dragoon into
v.
242
Phrasals
-e zorlamak
drive to
v.
243
Phrasals
(birini) istifaya zorlamak
elbow (one) out
v.
244
Phrasals
birini bir şeyden istifa etmeye zorlamak
elbow someone out of something and elbow someone out
v.
245
Phrasals
(birini bir şeyden) istifa etmeye zorlamak
elbow (one) out of (something)
v.
246
Phrasals
'den istifaya zorlamak
elbow out of
v.
247
Phrasals
'den istifaya zorlamak
elbow out
v.
248
Phrasals
(yarış atını) zorlamak
ride off
v.
249
Phrasals
(yarış atının) sınırlarını zorlamak
ride off
v.
250
Phrasals
(birini) istifaya zorlamak
force (someone) out of (something)
v.
251
Phrasals
(birini pozisyonunu/koltuğunu) bırakmaya zorlamak
force (someone) out of (something)
v.
252
Phrasals
(birini pozisyonundan) ayrılmaya zorlamak
force (someone) out of (something)
v.
253
Phrasals
(birini bir yerden) el çekmeye zorlamak
force (someone) out of (something)
v.
254
Phrasals
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
force (someone or something) on
v.
255
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak
force someone or something out of something
v.
256
Phrasals
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak
force someone or something out of something
v.
257
Phrasals
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak
force someone or something out of something
v.
258
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak
force someone or something out
v.
259
Phrasals
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak
force someone or something out
v.
260
Phrasals
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak
force someone or something out
v.
261
Phrasals
(birini) zorlamak
get after (someone)
v.
262
Phrasals
(birini) devam etmeye zorlamak
goad (someone) on
v.
263
Phrasals
(birini bir şey) söylemesi/(bir bilgi) vermesi için zorlamak
hound (something) out of (one)
v.
264
Phrasals
(birini) korkutarak/tehditle (bir şeye) zorlamak
intimidate (one) into (something)
v.
265
Phrasals
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
pressure (one) into (doing something)
v.
266
Phrasals
(bir şey) yapmaya zorlamak
pressure into
v.
267
Phrasals
-i zorlamak
prod into
v.
268
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
push (someone) into (something)
v.
269
Phrasals
(bir şeyin) olması için zorlamak/uğraşmak
push for (something)
v.
270
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya itmek/zorlamak
put (one) up to (something)
v.
271
Phrasals
(birini bir şeye) zorlamak
railroad (one) into (something)
v.
272
Phrasals
-e zorlamak
railroad into
v.
273
Phrasals
(birini) aç bırakarak (bir şeyden/bir yerden) çıkmaya zorlamak
starve (one) out of (something or some place)
v.
274
Phrasals
aç bırakarak dışarı çıkmaya zorlamak
starve out
v.
275
Phrasals
(bir şeyi) zorlamak
strain at (something)
v.
276
Phrasals
yapmaya zorlamak
terrify into
v.
277
Phrasals
kalabalık halde (bir şeye) dayanıp zorlamak/baskı yapmak
throng against (something)
v.
278
Phrasals
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
torment (one) into (doing something)
v.
279
Phrasals
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
torture (one) into (doing something)
v.
280
Phrasals
-e zorlamak
torture into
v.
281
Phrasals
ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge along
v.
282
Phrasals
(birini/bir şeyi kırbaçlayarak) zorlamak
whip (someone or something) on
v.
283
Phrasals
(birine/bir şeye) vurarak devam etmeye zorlamak
whip (someone or something) on
v.
284
Phrasals
tamamlamaya zorlamak
bear on
v.
Proverb
285
Proverb
zorlamak yerine ikna yöntemiyle başarıya ulaşmak daha olasıdır
persuasion is better than force
Colloquial
286
Colloquial
gündemi zorlamak
force an issue
v.
287
Colloquial
hayal gücünü zorlamak
stretch the imagination
v.
288
Colloquial
konuyu zorlamak
force an issue
v.
289
Colloquial
bir meblağı/tutarı ödemesi için zorlamak
shake down
v.
290
Colloquial
birini kendine borç vermeye zorlamak
shake someone down
v.
291
Colloquial
kendini zorlamak
be hard pushed
v.
292
Colloquial
korkutarak yapmaya zorlamak
browbeat into
v.
293
Colloquial
yapmaya zorlamak
coax to do
v.
294
Colloquial
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
drive (one) to (do something)
v.
295
Colloquial
yapmaya zorlamak
drive to do
v.
296
Colloquial
kendini zorlamak
push yourself
v.
297
Colloquial
birini istifaya zorlamak
clean out
v.
298
Colloquial
(bir şey yapmaya) zorlamak
get to (do something)
v.
299
Colloquial
birini zorlamak
hound someone
v.
300
Colloquial
bir kasını aşırı zorlamak
pull something
v.
301
Colloquial
bir yerlerini zorlamak
pull something
v.
302
Colloquial
(birini) zorlamak
railroad (one)
v.
303
Colloquial
yapmaya zorlamak
urge to do
v.
304
Colloquial
kendini devam etmeye zorlamak
will on
v.
Idioms
305
Idioms
sınırları zorlamak
drive to the wall
v.
306
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on (one)
v.
307
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on someone/something
v.
308
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on someone/something
v.
309
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
browbeat (one) into (something)
v.
310
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
browbeat someone into something
v.
311
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
bully (one) into (something)
v.
312
Idioms
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
bully someone into something
v.
313
Idioms
egzersizde kendini zorlamak
go for the burn
v.
314
Idioms
sınırları zorlamak
color outside the lines
v.
315
Idioms
sınırları zorlamak
be the (absolute) limit
v.
316
Idioms
birisini istemediği bir şeyi yapmaya zorlamak
force someone's hand
v.
317
Idioms
birisine bir şey yapmaya zorlamak
put the arm on
v.
318
Idioms
birinin sabrını zorlamak
try somebody's patience
v.
319
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to someone's head
v.
320
Idioms
birisine bir şey yapmaya zorlamak
put the arm on someone
v.
321
Idioms
birisini bir şey yapmaya zorlamak/mecbur etmek
force someone's hand
v.
322
Idioms
birini bir şeye zorlamak
put the screws on
v.
323
Idioms
birini istifaya zorlamak
force someone off
v.
324
Idioms
bir şeyi sonuna kadar zorlamak
push something all the way through
v.
325
Idioms
birini istifaya zorlamak
force someone off something
v.
326
Idioms
birini yaptığı işe bütün enerjisini ve dikkatini vermeye zorlamak
keep somebody on their toes
v.
327
Idioms
birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try the patience of somebody
v.
328
Idioms
birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try somebody's patience
v.
329
Idioms
birinin sabrını zorlamak
try the patience of somebody
v.
330
Idioms
birisini bir şey yapmaya zorlamak
twist somebody's arm
v.
331
Idioms
emekli olmaya zorlamak
put out to pasture
v.
332
Idioms
hata yapmaya zorlamak
trip up somebody
v.
333
Idioms
hata yapmaya zorlamak
trip somebody up
v.
334
Idioms
fiziksel olarak kendini zorlamak
break a sweat
v.
335
Idioms
istifaya zorlamak
elbow someone out of something
v.
336
Idioms
istifaya zorlamak
force someone out of office
v.
337
Idioms
istifaya zorlamak
drive someone out
v.
338
Idioms
istifaya zorlamak
elbow someone out
v.
339
Idioms
istifaya zorlamak
drive someone out of office
v.
340
Idioms
istifaya zorlamak
edge someone out of something
v.
341
Idioms
kapasiteyi zorlamak
stretch oneself too thin
v.
342
Idioms
kendini sıkmak/zorlamak
gulp something back
v.
343
Idioms
kendi düşüncelerini paylaşmaya zorlamak
bend to one's will
v.
344
Idioms
şansını zorlamak
push one’s luck
v.
345
Idioms
şansını zorlamak
press one's luck
v.
346
Idioms
sınırı zorlamak
go the limit
v.
347
Idioms
sınırı zorlamak
go to the limit
v.
348
Idioms
şansını zorlamak
push one's luck
v.
349
Idioms
sınırları zorlamak
push the edge of the envelope
v.
350
Idioms
sınırları zorlamak
push the envelope
v.
351
Idioms
sesini zorlamak
strain one's voice
v.
352
Idioms
sınırlarını zorlamak
max oneself out
v.
353
Idioms
tüm şartları zorlamak
strain every sinew
v.
354
Idioms
tüm şartları zorlamak
strain every nerve
v.
355
Idioms
tüm şartları zorlamak
pull out all the stops
v.
356
Idioms
(bir şeyi görmek için) gözlerini zorlamak
strain one's eyes
v.
357
Idioms
(duymak için) kulaklarını zorlamak
strain one's ears
v.
358
Idioms
(satıcı/tezgahtar) satın alması için zorlamak
give someone the hard sell
v.
359
Idioms
yemeye/yutmaya zorlamak
stuff (something) down (one's) throat
v.
360
Idioms
sınırlarını zorlamak/esnetmek
bend (one's) efforts
v.
361
Idioms
aklını/zihnini zorlamak
bend (one's) mind
v.
362
Idioms
bir konuda sınırlarını zorlamak
bend your mind/efforts to something
v.
363
Idioms
sınırlarını zorlamak
go for the fences
v.
364
Idioms
sınırlarını zorlamak
swing for the fences
v.
365
Idioms
gündemi zorlamak
force the issue
v.
366
Idioms
konuyu zorlamak
force the issue
v.
367
Idioms
bir konuda karar vermeye zorlamak
force the issue
v.
368
Idioms
hızlıca bir karar vermeye zorlamak
force the issue
v.
369
Idioms
bir konuda insanları acele karar vermeye zorlamak
force the issue
v.
370
Idioms
zihinsel veya fiziksel olarak kendini zorlamak
dig deep
v.
371
Idioms
birinin zihnini zorlamak
get under your skin
v.
372
Idioms
ağlamamak için (kendini) sıkmak/tutmak/zorlamak
gulp back (one's) tears
v.
373
Idioms
hıçkırmamak için (kendini) zorlamak
gulp back (one's) sobs
v.
374
Idioms
tüm imkanları zorlamak
try (one's) utmost
v.
375
Idioms
tüm imkanları zorlamak
do/try your utmost (to do something)
v.
376
Idioms
birini emekli olmaya zorlamak
put somebody out to grass
v.
377
Idioms
birini emekli olmaya zorlamak
turn somebody out to grass
v.
378
Idioms
birini emekli olmaya zorlamak
send somebody out to grass
v.
379
Idioms
(birini) emekli olmaya zorlamak
turn (someone) out to grass
v.
380
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
have a gun to (one's) head
v.
381
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a pistol to (one's) head
v.
382
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
put a pistol to (one's) head
v.
383
Idioms
(birini) sürekli kendi isteklerine uymaya zorlamak
have (someone) under (one's) thumb
v.
384
Idioms
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screws (on someone)
v.
385
Idioms
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw (on someone)
v.
386
Idioms
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw on someone
v.
387
Idioms
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak
tighten the screw on someone
v.
388
Idioms
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak
stuff (someone) full of (something)
v.
389
Idioms
(birini) emekli olmaya zorlamak
put (someone) out to pasture
v.
390
Idioms
(birini) emekli olmaya zorlamak
send (someone) out to grass
v.
391
Idioms
kapıyı/(birinin) kapısını zorlamak
kick the door down
v.
392
Idioms
kapıyı/(birinin) kapısını zorlamak
kick one's door down
v.
393
Idioms
bir şeyin kapısını zorlamak
be knocking on the door
v.
394
Idioms
kapılarını zorlamak
be knocking on the door
v.
395
Idioms
zihnini zorlamak
beat one's brains (out)
v.
396
Idioms
zihnini zorlamak
beat your brains out [us]
v.
397
Idioms
zihnini zorlamak
beat (one's) brain
v.
398
Idioms
(birini) zorlamak
bring (someone) to terms
v.
399
Idioms
müzakereyi devam ettirmeye zorlamak
bring to terms
v.
400
Idioms
(birini) istifaya zorlamak
drive (one) out of office
v.
401
Idioms
birini bir şey yapması için zorlamak
exhort someone to do something
v.
402
Idioms
yapması için zorlamak
exhort to do
v.
403
Idioms
(birini) istifaya zorlamak
force (one) out of office
v.
404
Idioms
(birini) pozisyonunu/koltuğunu bırakmaya zorlamak
force (one) out of office
v.
405
Idioms
(birini) pozisyonundan ayrılmaya zorlamak
force (one) out of office
v.
406
Idioms
(birini) el çekmeye zorlamak
force (one) out of office
v.
407
Idioms
(birini bir şeyi) kabul etmeye zorlamak
force (something) down (one's) throat
v.
408
Idioms
elini zorlamak
force hand
v.
409
Idioms
istifaya zorlamak
force out of office
v.
410
Idioms
(satıcı/tezgahtar) (birinin) satın alması için zorlamak
give (one) the hard sell
v.
411
Idioms
birini zorlamak/zorlanmak
give somebody a bumpy ride
v.
412
Idioms
birini zorlamak/zorlanmak
have a bumpy ride
v.
413
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to (one's) head
v.
414
Idioms
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to head
v.
415
Idioms
birini (bir şey) yapmaya zorlamak
hold/put a gun to somebody's head
v.
416
Idioms
(birini) belli kurallara uymaya zorlamak
keep (someone) within bounds
v.
417
Idioms
yaptığı işe bütün enerjini ve dikkatini vermeye zorlamak
keep you on your toes
v.
418
Idioms
(birinin) sabrını zorlamak
try it on [uk]
v.
419
Idioms
(birini/bir şeyi) bir şeyi yapmaya zorlamak/mecbur etmek
press (someone or something) into service
v.
420
Idioms
bir şeyi yapmaya zorlamak/mecbur etmek
press into service
v.
421
Idioms
tüm şartları zorlamak
pull all the stops out
v.
422
Idioms
şansını zorlamak
push your luck
v.
423
Idioms
(birini) zorlamak
put (one) on (one's) mettle
v.
424
Idioms
(birini) emekliliğe zorlamak
put (someone) out to grass
v.
425
Idioms
(rakibini) zorlamak
put the heat on (one)
v.
426
Idioms
(birini) zorlamak
put the screws on (one)
v.
427
Idioms
(birini) zorlamak
put the screws to (someone)
v.
428
Idioms
birini bir yeri terk etmeye zorlamak
run someone out of town [us]
v.
429
Idioms
yemeye/yutmaya zorlamak
stuff down throat
v.
430
Idioms
sınırlarını zorlamak
swing for the bleachers
v.
431
Idioms
sabrını zorlamak
try patience
v.
432
Idioms
sabrının sınırlarını zorlamak
try patience
v.
433
Idioms
bir şey yapmaya zorlamak
twist arm
v.
Speaking
434
Speaking
sınırlarını zorlamak iyidir
there's a first time for everything
expr.
Trade/Economic
435
Trade/Economic
borcunu ödemeye zorlamak
dun
v.
436
Trade/Economic
kredisini zorlamak
strain one's credit
v.
437
Trade/Economic
ödemeye zorlamak
enforce
v.
438
Trade/Economic
satış opsiyonu kullanarak satın almaya zorlamak
put
v.
439
Trade/Economic
ekonomik açıdan zorlamak
squeeze
v.
Law
440
Law
fermanla bir görevi yapmaya zorlamak
mandamus
v.
Politics
441
Politics
görevini bırakmaya zorlamak
depose
v.
442
Politics
istifaya zorlamak
depose
v.
443
Politics
sınırlarını zorlamak
push back the frontiers of
v.
444
Politics
(kamu çalışanlarını) siyasi destek vermeye zorlamak
mace
v.
445
Politics
(tasarı) geçmesi için zorlamak
lobby
v.
Computer
446
Computer
kullanıcının bilgisi olmadan yazılım ayarlarını değiştirip belirli siteye girmeye zorlamak
highjack
v.
447
Computer
kullanıcının bilgisi olmadan yazılım ayarlarını değiştirip belirli siteye girmeye zorlamak
hijack
v.
Aeronautic
448
Aeronautic
uçağın performans sınırlarını zorlamak
wring out
v.
449
Aeronautic
sınırlarını zorlamak
wring out
v.
Marine
450
Marine
iskota halatını çekerek (sereni) aşağıya doğru zorlamak
clew down
v.
Psychology
451
Psychology
(birini) çocuk gibi davranmaya zorlamak
infantilize
v.
452
Psychology
(birini) çocuk gibi davranmaya zorlamak
infantilise
v.
Veterinary
453
Veterinary
(çiftlik hayvanı) kalçasını zorlamak
hip
n.
Social Sciences
454
Social Sciences
zihinsel problemi olan birini hastaneye götürüp tedavi altına almaya zorlamak
section [uk]
v.
455
Social Sciences
(birini) evinden çıkmaya zorlamak
displace
v.
Geology
456
Geology
(kayaç kütlesi) aşırı zorlamak
overthrust
v.
Military
457
Military
emniyet tedbirlerini zorlamak
force a safeguard
v.
458
Military
mutlak yenilgiden kurtulmak için mümkün olduğunca geri çekilmeye zorlamak
dunkirk
v.
Hunting
459
Hunting
(avı kovalayarak) ağaca çıkmaya zorlamak
tree
v.
460
Hunting
(av hayvanını) saklandığı yerden çıkmaya zorlamak
draw
v.
Sport
461
Sport
(yarış atını) zorlamak
ride
v.
462
Sport
(yarış atının) sınırlarını zorlamak
ride
v.
463
Sport
(yarış atını) tükenme noktasına kadar zorlamak
pinch [uk]
v.
Tennis
464
Tennis
rakibi aniden yön değiştirmeye zorlamak için topu beklenmedik bir yöne atmak
wrong-foot
v.
Chess
465
Chess
genellikle pat etmek veya sürekli şah çekerek rakibi beraberliğe zorlamak için feda edilen taş
desperado
n.
Card
466
Card
(belirli bir kartı) oynamaya zorlamak
draw
v.
Wagering
467
Wagering
stratejik olarak rakibi taş yemeye zorlamak
sacrifice
v.
Archaic
468
Archaic
bağırarak zorlamak
brawl
v.
469
Archaic
azarlayarak zorlamak
brawl
v.
470
Archaic
acele etmeye zorlamak
hurry
v.
471
Archaic
kapasitesini zorlamak
overburthen
v.
472
Archaic
toplanmaya zorlamak
compel
v.
473
Archaic
aşırı zorlamak
outstrain
v.
474
Archaic
günaha zorlamak
sin
v.
Slang
475
Slang
homoseksüel/homo gibi davranmaya zorlamak
queen up
n.
476
Slang
bir kimseyi zorlamak
flexin'
v.
477
Slang
birine (zor) sorular sorarak beynini yormak/zorlamak
give someone a brain boner
v.
478
Slang
(birini) zorlamak
bust (one's) ass
v.
479
Slang
(birini) zorlamak
bust (one's) balls
v.
480
Slang
kendini zorlamak
bust (one's) chops
v.
481
Slang
(birini) zorlamak
bust (one's) chops
v.
482
Slang
birini okulu bırakmaya zorlamak
bust someone out of some place
v.
483
Slang
birini okulu bırakmaya zorlamak
bust someone out
v.
484
Slang
fahişeliğe/orospuluğa zorlamak
whore out
v.
British Slang
485
British Slang
sınırı zorlamak
rag it
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of zorlamak
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy