extend

Sens de "extend" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 54 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	extend v.	sunmak (taziye/kutlama)
Our pub is ready to extend a warm welcome to the tourists. Barımız turistleri sıcak bir karşılama sunmaya hazırdır. More Sentences
2	Common Usage	extend v.	genişletmek
We will extend our garage for my bike. Bisikletim için garajımızı genişleteceğiz. More Sentences
3	Common Usage	extend v.	uzatmak
The client didn't agree to extend the deadline of the project. Müşteri projenin teslim tarihini uzatmayı kabul etmedi. More Sentences
General
4	General	extend v.	genişlemek
It is an area of stability, democracy and prosperity, which will be extended by the enlargement of the European Union. Avrupa Birliği'nin genişlemesiyle daha da genişleyecek olan bir istikrar, demokrasi ve refah bölgesidir. More Sentences
5	General	extend v.	sürmek
Sometimes family feuds extend through the generations. Bazen aile kavgaları nesiller boyu sürer. More Sentences
6	General	extend v.	süreyi uzatmak
Of course, we intend to extend the mandate which allows Yugoslavia to receive EIB loans. Elbette Yugoslavya'nın AYB kredisi almasına olanak tanıyan yetki süresini uzatma niyetindeyiz. More Sentences
7	General	extend v.	germek
The competitor extended his legs before the race. Yarışmacı yarıştan önce bacaklarını gerdi. More Sentences
8	General	extend v.	uzanmak
A nurse's duties in the hospital extend beyond just nursing. Bir hemşirenin hastanedeki görevleri hemşireliğin ötesine uzanmaktadır. More Sentences
9	General	extend v.	yaymak
Then the report attempts to extend this competency to the rest of education. Daha sonra rapor bu yetkinliği eğitimin geri kalanına yaymaya çalışmaktadır. More Sentences
10	General	extend v.	uzatmak
You should extend the ladder to use it functionally. İşlevsel olarak kullanmak için merdiveni uzatmalısınız. More Sentences
11	General	extend v.	uzamak
In this case, the distance may extend forever. Bu durumda mesafe sonsuza kadar uzayabilir. More Sentences
12	General	extend v.	artırmak
His favourite team extended its lead in the league to five points. Favori takımı ligdeki liderliğini beş puana kadar artırdı. More Sentences
13	General	extend v.	çıkmak
We automatically extend your 2-year warranty to 3 years. 2 yıllık garantinizi otomatik olarak 3 yıla çıkarıyoruz. More Sentences
Trade/Economic
14	Trade/Economic	extend v.	genişletmek
Our company is planning to extend the guarantee cover to the global. Şirketimiz garanti kapsamını küresel çapta genişletmeyi planlıyor. More Sentences
15	Trade/Economic	extend v.	süreyi uzatmak
It is about extending the mandate of ISAF, the peacekeeping troops currently based in Kabul. Halihazırda Kabil'de bulunan barışı koruma birlikleri ISAF'ın görev süresinin uzatılması söz konusudur. More Sentences
16	Trade/Economic	extend v.	yaygınlaştırmak
But tonight, we are talking about extending the use of renewable energy. Ancak bu akşam, yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılmasından bahsediyoruz. More Sentences
17	Trade/Economic	extend v.	görev süresini uzatmak
We therefore urge Parliament to give positive consideration to our proposal to extend the mandate of the agency. Bu nedenle Parlamentoyu, ajansın görev süresinin uzatılmasına ilişkin teklifimizi olumlu değerlendirmeye davet ediyoruz. More Sentences
Technical
18	Technical	extend v.	uzamak
An adult polar bear can extend up to 2 meters. Yetişkin bir kutup ayısı 2 metreye kadar uzayabilir. More Sentences
Computer
19	Computer	extend v.	yaymak
We must not spare efforts to help the central government extend its authority to the entire country. Merkezi hükümetin yetkilerini tüm ülkeye yaymasına yardımcı olmak için çabalarımızı esirgememeliyiz. More Sentences
General
20	General	extend v.	büyütmek
21	General	extend v.	devam ettirmek
22	General	extend v.	(yardım eli) uzatmak
23	General	extend v.	temdit etmek
24	General	extend v.	yetişmek
25	General	extend v.	vermek (yardım/kredi vb)
26	General	extend v.	varmak
27	General	extend v.	büyümek
28	General	extend v.	vermek
29	General	extend v.	sağlamak
30	General	extend v.	tevsi etmek
31	General	extend v.	ertelemek
32	General	extend v.	ötelemek
33	General	extend v.	sonuna kadar çabalamak
34	General	extend v.	son raddeye kadar zorlamak
35	General	extend v.	tam kapasiteyle uygulamak
36	General	extend v.	çıkıntı yapmak
Trade/Economic
37	Trade/Economic	extend v.	haczetmek
38	Trade/Economic	extend v.	kıymet takdir etmek
39	Trade/Economic	extend v.	müsadere etmek
40	Trade/Economic	extend v.	temdit etmek
41	Trade/Economic	extend v.	tevsi etmek
42	Trade/Economic	extend v.	vadesini uzatmak
43	Trade/Economic	extend v.	ucuz madde katarak şişirmek
44	Trade/Economic	extend v.	miktarı hesaplamak
45	Trade/Economic	extend v.	tutarı hesap etmek
46	Trade/Economic	extend v.	(borcun ödemesini) ileri bir tarihe ertelemek
47	Trade/Economic	extend v.	diğer dönem için görevde kalmayı kabul etmek
Law
48	Law	extend v.	vekalet vermek
Computer
49	Computer	extend v.	genişletme yaymak
50	Computer	extend expr.	genişlet
51	Computer	extend expr.	yapılandır
Breeding
52	Breeding	extend v.	(at) dört nala koşmak
Archaic
53	Archaic	extend v.	abartmak
54	Archaic	extend v.	mübalağa etmek

Sens de "extend" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 149 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	extend a hand v.	elini uzatmak
We are extending a hand today, and I am sure that many others will do the same. Biz bugün elimizi uzatıyoruz ve eminim ki pek çok kişi de aynısını yapacaktır. More Sentences
2	General	extend life v.	ömrü uzatmak
Gooseberries are fruits that are effective at extending life. Bektaşi üzümü ömrü uzatmada etkili bir meyvedir. More Sentences
Phrasals
3	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) kadar uzanmak
The spectrum extends from outright rejection to qualified approval. Spektrum, kesin retten nitelikli onaya kadar uzanmaktadır. More Sentences
4	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) yayılmak
It is now a question of extending this requirement throughout the whole of the European Union. Şimdi bu gerekliliğin Avrupa Birliği'nin tamamına yayılması söz konusudur. More Sentences
5	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) uzanmak
They will be the new neighbours of the enlarged Union, which will one day extend to the Balkans region too. Bir gün Balkanlar bölgesine de uzanacak olan genişlemiş Birliğin yeni komşuları olacaklar. More Sentences
6	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) iletmek
I should like to extend to him, via yourself, my warmest wishes for a very speedy recovery. Sizin aracılığınızla kendisine en içten geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. More Sentences
7	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kapsamak
We are hoping that the cooperation will extend to external policy. İşbirliğinin dış politikayı da kapsamasını umuyoruz. More Sentences
8	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar uzanmak
This involvement should extend to the freezing of debt service payments. Bu katılım borç servisi ödemelerinin dondurulmasına kadar uzanmalıdır. More Sentences
9	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) sunmak
For that, I wish to extend to you all my warmest thanks. Bunun için hepinize en içten teşekkürlerimi sunuyorum. More Sentences
General
10	General	extend the visa v.	vize uzatmak
11	General	extend polls v.	oy verme süresini uzatmak
12	General	extend along v.	uzanmak
13	General	extend the visa v.	vizeyi uzatmak
14	General	extend best wishes v.	en iyi dilekleri iletmek
15	General	extend one's power v.	yetkisini genişletmek
16	General	extend one's authority v.	yetkisini genişletmek
17	General	extend one's market share v.	pazar payını genişletmek
18	General	extend one's leg v.	ayak uzatmak
19	General	extend over a period of time v.	zamana yaymak
20	General	extend to the market v.	pazara yayılmak
21	General	extend out to the market v.	pazara yayılmak
22	General	extend an invitation v.	resmi bir davetiye göndermek
23	General	extend one's scope v.	kapsamını genişletmek
24	General	extend one's market v.	piyasasını genişletmek
25	General	extend one's market v.	pazarını genişletmek
26	General	extend one's market v.	pazar genişletmek
27	General	extend one's greetings to someone v.	selam sunmak
28	General	endlessly extend along v.	uçsuz bucaksız uzanmak
29	General	extend the time v.	süreyi uzatmak
30	General	extend the portfolio v.	portföyü genişletmek
31	General	extend to v.	-e genişletmek
32	General	extend to v.	-e uzatmak
33	General	extend over v.	-e kadar uzanmak
34	General	extend the membership v.	üyelik uzatmak
35	General	extend the membership v.	üyeliği uzatmak
36	General	extend one's vacation v.	tatilini uzatmak
37	General	extend one's holiday v.	tatilini uzatmak
38	General	extend the inquiry v.	tahkikatı genişletmek
39	General	extend the time v.	mühletini uzatmak
40	General	extend the time of delivery v.	teslim süresini uzatmak
41	General	extend the business v.	ticaret sahasını genişletmek
42	General	extend the term of delivery v.	teslim süresini uzatmak
43	General	extend the credit v.	krediyi genişletmek
44	General	extend the delay v.	vadesini uzatmak
45	General	extend the delay v.	mühletini uzatmak
46	General	extend the time for payment v.	ödeme mühletini uzatmak
47	General	extend the business v.	işlerini genişletmek
48	General	extend the time v.	vadesini uzatmak
49	General	extend someone's condolences v.	taziyelerini sunmak
50	General	extend someone or a company credit v.	(birisine/bir şirkete) kredi kullandırmak
51	General	extend someone or a company credit v.	(birisine/bir şirkete) kredi sağlamak
52	General	extend credit to someone or a company v.	(birisine/bir şirkete) kredi sağlamak
53	General	extend credit to someone or a company v.	(birisine/bir şirkete) kredi kullandırmak
54	General	extend a hand v.	yardım eli uzatmak
55	General	extend all the way to v.	-e kadar ulaşmak
56	General	extend the deal v.	kontratı uzatmak
57	General	extend the contract v.	sözleşmeyi uzatmak
58	General	extend the contract v.	kontratı uzatmak
59	General	extend the deal v.	sözleşmeyi uzatmak
60	General	extend over time v.	zamana yayılmak
61	General	extend to next week v.	gelecek haftaya sarkmak
62	General	extend the time by 5 minutes v.	zamanı beş dakika daha uzatmak
63	General	extend the battery life v.	batarya ömrünü uzatmak
64	General	extend the battery life v.	pil ömrünü uzatmak
65	General	extend lead v.	aradı farkı açmak
66	General	extend lead v.	farkı açmak
67	General	extend [obsolete] v.	söke söke almak
68	General	extend oneself v.	sonuna kadar zorlamak
69	General	up to some extend adv.	bir yere kadar
Phrasals
70	Phrasals	extend across v.	ötesine geçmek
71	Phrasals	extend along v.	boyunca uzanmak
72	Phrasals	extend across v.	boyunca uzanmak
73	Phrasals	extend into something v.	(bir yerin içine kadar) uzanmak
74	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) sirayet etmek
75	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) saçılmak
76	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya ) kadar dağılmak
77	Phrasals	extend from (something) v.	bir şeyden bir şeye genişlemek/yayılmak
78	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) bulaşmak
79	Phrasals	extend from (something) v.	bir yerden bir yere genişlemek/yayılmak
80	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) uzatmak
81	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyi bir şeye kadar uzatmak
82	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi ileri bir tarihe) almak
83	Phrasals	extend over (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar uzanmak
84	Phrasals	extend to v.	-i kapsamak
85	Phrasals	extend something to something v.	bir şey için verilen zamanı (bir noktaya kadar) uzatmak
86	Phrasals	extend over (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sarmak
87	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar yayılmak
88	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi bir şeye) uzatmak
89	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi bir şeye) kadar uzatmak
90	Phrasals	extend across (something) v.	(bir şey) boyunca uzanmak
91	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar gelmek
92	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyi bir noktaya (kadar) uzatmak
93	Phrasals	extend to v.	-i bildirmek
94	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyin zamanını (bir şeye kadar) uzatmak
95	Phrasals	extend across (something) v.	(bir şeye) yayılmak
96	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) bildirmek
97	Phrasals	extend to v.	-e uzamak/uzanmak
98	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyi bir şeye uzatmak
99	Phrasals	extend to v.	-i iletmek
100	Phrasals	extend over (someone or something) v.	(biri/bir şey) boyunca yayılmak
101	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar devam etmek
102	Phrasals	extend across (something) v.	(bir şeyi) kaplamak
103	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi bir şeye) kadar ertelemek
104	Phrasals	extend over (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak
105	Phrasals	extend to v.	-i sunmak
Colloquial
106	Colloquial	eee (embrace, extend, and extinguish) expr.	al, büyüt, rakipsiz ol
107	Colloquial	eee (embrace, extend, and extinguish) expr.	al, geliştir, en iyisi ol
108	Colloquial	embrace, extend, and extinguish expr.	al, büyüt, rakipsiz ol
109	Colloquial	embrace, extend, and extinguish expr.	al, geliştir, en iyisi ol
Idioms
110	Idioms	extend one's sympathy v.	başsağlığı dilemek
111	Idioms	extend an olive branch v.	zeytin dalı uzatmak
112	Idioms	extend one's sympathy to someone v.	taziyelerini sunmak
113	Idioms	extend back a long time v.	uzun bir geçmişe dayanmak
114	Idioms	extend sympathy v.	başsağlığı dilemek
115	Idioms	extend credit to v.	-e kredi vermek
116	Idioms	extend credit to (one) v.	(birine) kredi vermek
117	Idioms	extend (one) credit v.	(birine) veresiye vermek
118	Idioms	extend (one) credit v.	(birine) kredi vermek
119	Idioms	extend credit to v.	-e veresiye vermek
120	Idioms	extend credit to (one) v.	(birine) veresiye vermek
121	Idioms	extend sympathy v.	taziyelerini sunmak
Trade/Economic
122	Trade/Economic	extend maturity v.	vade uzatmak
123	Trade/Economic	extend debt maturity v.	borcun vadesini uzatmak
124	Trade/Economic	extend credit v.	krediyi uzatmak
125	Trade/Economic	extend credit v.	kredi uzatmak
126	Trade/Economic	extend the time v.	vadesini uzatmak
127	Trade/Economic	extend vision v.	vizyon genişletmek
Law
128	Law	extend the time v.	süreyi uzatmak
Politics
129	Politics	extend an invitation v.	davet etmek
130	Politics	extend one’s thanks v.	teşekkürlerini sunmak
131	Politics	extend one's visa v.	vizesini uzatmak
132	Politics	extend one's visa v.	vizesinin süresini uzatmak
Technical
133	Technical	char right extend n.	sağ karakter uzatma
Computer
134	Computer	extend polygon n.	genişlet çokgen
135	Computer	extend mode n.	genişletme kipi
136	Computer	extend selection mode n.	seçimi genişletme modu
137	Computer	line up extend n.	çizgi yukarı uzatma
138	Computer	extend selection expr.	seçimi genişlet
139	Computer	extend volume expr.	bölüm uzat
140	Computer	extend size expr.	boyutu büyüt
141	Computer	para up extend expr.	paragraf yukarı uzatma
142	Computer	page up extend expr.	sayfa yukarı uzatma
Telecom
143	Telecom	extend dial n.	dahili arama
144	Telecom	extend selection v.	seçimi genişletmek
Math
145	Math	extend cut paste expr.	uzat kes yapıştır
Education
146	Education	extend due date v.	son başvuru tarihini uzatmak
Hunting
147	Hunting	stock extend n.	açık dipçik
148	Hunting	extend the gun v.	silahı hedefe doğrultmak
149	Hunting	extend the bipod v.	tüfeğin ayaklarını açarak kurmak