çıkık - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

çıkık



Sens de "çıkık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
General
çıkık dislocation n.
çıkık luxation n.
çıkık protuberant adj.
çıkık projecting adj.
çıkık dislocated adj.
çıkık salient adj.
çıkık out of joint adj.
çıkık prominent adj.
çıkık exsert adj.
çıkık exserted adj.
çıkık exsertile adj.
çıkık dislocate adj.
çıkık popping adj.
çıkık outjutting adj.
Technical
çıkık out-of-joint n.
çıkık prominent n.
Architecture
çıkık outjetting adj.
Medical
çıkık luxatio n.
çıkık dislocation n.
çıkık eluxation n.
çıkık exarticulation n.
Biology
çıkık erumpent adj.
Sport
çıkık luxatio n.

Sens de "çıkık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 80 résultat(s)

Turc Anglais
General
çıkık uç snag n.
çıkık veya büyük çeneli olma jowliness n.
çıkık göbek boep [south africa] n.
öne doğru çıkık diş gagtooth [obsolete] n.
(koloni döneminde) üst katı alt katına göre öne doğru çıkık olan ev garrison house n.
yaprak bitinin öne doğru çıkık anteni cornicle n.
çıkık olmak jut out v.
çıkık olmak jet v.
çıkık olmak disjoint v.
dışa çıkık protuberant adj.
dışa çıkık sticking out adj.
göbeği çıkık big-bellied adj.
şişkin ve çıkık blubber adj.
(diş) öne doğru çıkık bucked adj.
(göz) dışa çıkık goggle adj.
göbeği çıkık great bellied adj.
göbeği çıkık gor-bellied adj.
Phrasals
orta kısmı çan şeklinde çıkık olmak bell out v.
Colloquial
dışarı çıkık olmayan göbek deliği insy n.
çıkık göbek deliği outie n.
çıkık göbek deliği outsy n.
çıkık göbek deliği outy n.
göbek deliği çıkık olmayan kimse innie n.
dışarı çıkık göz pop-eyed adj.
Technical
çıkık kutup salient pole n.
(boynuzu yukarı doğru çıkık) örs snarl n.
Construction
çıkık tırmanması climb dislocation n.
çıkık halkası dislocation loop n.
çıkık kayması glide dislocation n.
Medical
çıkık alın protruding forehead n.
dışarıya çıkık göbek deliği bulging belly button n.
hafifçe çıkık çenelilik mesognathism n.
iki taraflı asimetrik çıkık asymmetric bilateral traumatic dislocation n.
koksofemoral çıkık coxofemoral luxation n.
lunotrikuetral çıkık lunotriquetral dissociation n.
mediyal subtalar çıkık medial subtalar dislocation n.
volar çıkık volar dislocation n.
biçim bozukluğu, çıkık veya hastalık nedeniyle eklem hareketinde azalmanın meydana gelmesi dysarthrosis n.
kısmi çıkık subluxation n.
(kırık/çıkık) düzeltmek adjust v.
(kırık/çıkık olan bir yeri) düzeltip normal konumuna getirmek reduce v.
alt çenesi çıkık underhung adj.
çıkık kalça kemikli hipshot adj.
çıkık damarlı venous adj.
hafifçe çıkık çeneli mesognathic adj.
gnatik indeksi 98 ile 103 arasında olan, orta büyüklükte hafif çıkık çeneli mesognathous adj.
hafifçe çıkık çeneliliğe ait mesognathous adj.
hafifçe çıkık çenelilik ile ilişkili mesognathous adj.
kalçası çıkık hipped adj.
çıkık kalça kemikli hip-shot adj.
Anatomy
göbeğin dışa doğru çıkık olması exumbilication n.
alt çenesi çıkık underjawed adj.
alt çenesi çıkık undershot adj.
Dentistry
çıkık diş bucktooth n.
öne çıkık diş gang tooth n.
Biology
(yaprak bitinde) çıkık anten syphon n.
Marine Biology
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı yellow cat (pylodictus olivaris) n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı flathead fish n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı goujon n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı shovelnose catfish n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı spoonbill catfish n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı mudcat n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı blowfish [dialect] n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı walleyed pike n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı walleye pike n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı walleye n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı stizostedion vitreum n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı yellow pickerel n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı yellow pike n.
büyük ve çıkık gözlü bir amerikan tatlı su sofra ve av balığı yellow pikeperch n.
amerika'nın tatlı sularında yaşayan, büyük ve çıkık gözlü bir sofra ve av balığı glasseye (stizostedion vitreum) n.
gözleri dışa doğru çıkık bir balık goggle-eye n.
Zoology
alt çenesi çıkık köpek jowler n.
at toynağında öne çıkık yuvarlak bölüm glome n.
(göz) çıkık bolting adj.
üst çenesi alt çenesinden daha öne çıkık olan pig-jawed adj.
Archaic
dışa doğru çıkık goggled adj.
Entomology
(bazı böcek ve omurgasızlarda) dışarı çıkık uzun emme ağzı beak n.
British Slang
çıkık göbek deliği outtie n.
çıkık olmayan göbek deliği innie n.