ödül - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

ödül



Sens de "ödül" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 49 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
ödül award n.
ödül reward n.
ödül prize n.
General
ödül meed n.
ödül gift n.
ödül plume n.
ödül requital n.
ödül remuneration n.
ödül purse n.
ödül merit n.
ödül accolade n.
ödül trophy n.
ödül guerdon n.
ödül award n.
ödül payoff n.
ödül prize n.
ödül premium n.
ödül reward n.
ödül bonus n.
ödül fee n.
ödül kudo n.
ödül laurels n.
ödül adward [obsolete] n.
ödül kudos n.
ödül quittal [obsolete] n.
ödül reprisal [obsolete] n.
ödül girlond n.
ödül muneration [obsolete] n.
ödül fee [obsolete] n.
ödül salary [obsolete] n.
ödül pris [obsolete] n.
ödül prem (premium) n.
ödül prem. (premium) n.
ödül bounty n.
ödül sugarplum n.
Colloquial
ödül payoff n.
ödül bell n.
Idioms
ödül carrot on a stick n.
ödül brass ring n.
ödül three cheers n.
Trade/Economic
ödül recompense n.
ödül prize n.
ödül reward n.
ödül premium n.
Computer
ödül bonus n.
Psychology
ödül reward n.
Sport
ödül award n.
Latin
ödül beneficium n.
Archaic
ödül reguerdon n.

Sens de "ödül" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 304 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
ödül vermek award v.
General
ödül avcısı bounty hunter n.
herhangi bir alanda en büyük ödül blue ribbon n.
isteklendiren ödül incentive n.
ödül için dövüşen boksör prizefighter n.
ödül töreni award ceremony n.
en kötü oyuncuya verilen ödül booby prize n.
ödül verme awarding n.
ödül kazanan awardee n.
ödül (fr) prix n.
ödül veren awarder n.
ödül töreni prize-giving ceremony n.
yarışmacıya verilen ödül trophy n.
ödül ve ceza punishment and reward n.
ödül çekilişi prize draw n.
ödül kazanan kimse laureate n.
(ödül vb.) vermeme yetkisi power to withhold n.
seçkin ödül prestigious award n.
seçkin ödül prestigious prize n.
saygın ödül prestigious award n.
saygın ödül prestigious prize n.
ödül için dövüşen dövüşçü prize fighter n.
ödül dövüşçüsü prize fighter n.
hayal mahsulü ödül pot of gold n.
(ödül olarak verilen) kupa trophy n.
ödül/teşvik carrot n.
hayali ödül pot of gold n.
ödül miktarı reward amount n.
ödül alan kimse conferee n.
büyük ödül grand prix (great prize) n.
ödül parası reward money n.
köpek vb. eğitiminde ödül treat n.
ödül kazandıran fikir award-winning idea n.
özel ödül special prize n.
özel ödül special award n.
ödül sahibi prizewinner n.
ödül kazanan kimse prizewinner n.
ödül kazanan kimse prize winner n.
ödül sahibi prize winner n.
beynin ödül merkezi nucleus accumbens septi n.
beynin ödül merkezi nucleus accumbens n.
beynin ödül merkezi accumbens nucleus n.
yazılım hatası bulma ödül programı bug bounty program n.
ödül verirken kucaklama/sarılma accolade n.
ödül verme accolade n.
dışşal ödül extrinsic reward n.
dış kaynaklı ödül extrinsic reward n.
ödül seremonisi award ceremony n.
ödül vermek adward [obsolete] n.
ödül olarak vermek adward [obsolete] n.
karşılığında benzer bir hizmet veya ödül almak için başka birine hizmet, şirket veya kamu parası sağlayan kişi backscratcher n.
bir başkasıyla (ödül vb) alan kimse corecipient n.
bir başkasıyla (ödül vb) kazanan kimse corecipient n.
bir başkasıyla (ödül vb) kazanarak paylaşan kimse corecipient n.
bir başkasıyla (ödül vb) alan kimse co-recipient n.
bir başkasıyla (ödül vb) kazanan kimse co-recipient n.
bir başkasıyla (ödül vb) kazanarak paylaşan kimse co-recipient n.
ödül sorusu award question n.
ödül veya teşvik amaçlı jest treatment n.
yeni güney galler sanat galerisi mütevelli heyetinin 1921'den beri verdiği bir ödül archibald prize [australia] n.
ödül alan kimse award-winner n.
ödül alan şey award-winner n.
köpek ödül bisküvisi biscuit n.
sonuncuya verilen ahşap kaşık şeklinde bir ödül wooden spoon n.
ödül verme requitement n.
yarışmada sonuncu olan katılımcıya verilen ödül mell [uk] n.
değerli ödül booty n.
ödül sahibi holder n.
ödül sahibi honouree n.
ödül veren kimse rewarder n.
(modern etkinliklerde ödül olarak verilen) büyük dekoratif kupa loving cup n.
ödül için dövüşen boksör gladiator n.
özellik veya davranışlar sebebiyle hak edilen ödül veya ceza desert n.
yapılan işin karşılığından büyük olan ödül overcompensation n.
birinci olmamasına karşın ödül veya mansiyon alan yarışmacı runner-up n.
manevi ödül compensation n.
halka açık olarak verilen resmi ödül commendation n.
taşıtların dış görünüşlerine göre değerlendirilip birinciye ödül verildiği geçit concours d'élégance n.
etkinlikte verilen ödül door prize n.
(hindistan) bazı ödül unvanlarının ilk bölümü padma [india] n.
ikinciye veya kaybedene verilen nispeten küçük ödül consolation n.
ödül ödemesi pension n.
kazanılacak toplam ödül pot n.
yalnızca ödül için yarışan kimse pothunter n.
ödül avcısı pothunter n.
ödül kupası pewter [uk] n.
ödül inek prize cow n.
aranan kişinin başına konan ödül price n.
(karnaval gibi yerlerde) şans oyunlarında ödül olarak verilen ucuz eşyalar slum n.
(yarışmada) ödül stake n.
platin ödül platinum n.
(kaybolan için) ödül reward n.
(kazanana verilen) ödül rozeti rosette n.
ödül kazanmak pick up v.
başına ödül koymak put a price on somebody's head v.
ödül kazanmak win a reward v.
ödül vermek guerdon v.
ödül vermek adjudge v.
ödül kazanmak carry off v.
ödül almak receive a prize v.
ödül vermek reward v.
ödül vb vermek adjudge v.
ödül kazanmak win a prize v.
ödül almak receive an award v.
kazanmak (ödül) pull off v.
ödül almak be awarded v.
ödül vermek bestow a prize v.
ödül vermek grant an award v.
ödül almak receive reward v.
ödül almak reap reward v.
ödül almak gain reward v.
ödül almak obtain reward v.
ödül almak get reward v.
ödül almak earn reward v.
ödül olarak vermek award v.
ödül ile onurlandırmak confer v.
(onur/ödül) vermek confer v.
ödül kazanmak win an award v.
üç dalda ödül almak be awarded in three categories v.
birine ödül vermek award the prize to someone v.
ödül vermek give a reward v.
ödül almaya hak kazanmak be granted an award v.
ödül verilmek be granted an award v.
köpeğe ödül maması vermek give a treat to a dog v.
ödül olarak verilmek be awarded as a prize v.
ödül vermek award a prize v.
(derece/ödül) vermek confer v.
ödül ile desteklemek reinforce v.
adaylara ödül teklif etmek exhibit a foundation v.
adaylara ödül teklif etmek exhibit a prize v.
ödül olarak yedekte bulundurmak hold v.
ödül olarak sağlamak hold v.
ödül olarak sunmak hold v.
ödül olarak yedeğine sahip olmak hold v.
(özellikle deniz kuvvetleri ödül prosedüründe) yasal çağrıda bulunmak invoke v.
ödül kazanan prize adj.
ödül olarak verilen prize adj.
ödül almayı hakeden worthy of reward adj.
ödül almayı hakeden rewardable adj.
ödül kazanan prize-winning adj.
ödül kazanmış laureate adj.
ödül verilmemiş unawarded adj.
henüz birine ödül olarak verilmemiş unawarded adj.
ödül verilmemiş unguerdoned adj.
ödül veren rewardful adj.
ödül niteliğinde olan munerary [obsolete] adj.
Phrasals
ödül olarak almak pull down v.
ödül olarak teklif etmek put up v.
birini bir pozisyon, rol, ödül için önermek suggest for (something) v.
(birine bir şey için) bir ödül vermek award something (to someone) (for something) v.
(birine bir şey için) bir ödül vermek award (someone) something (for something) v.
(birine bir şey) için (bir şeyi) ödül/mükafat olarak vermek award (one) (something) for (something) v.
(birine/bir şeye bir şeyi) ödül/mükafat olarak vermek award (someone or something) (something) v.
(birine bir şeyi) ödül/mükafat olarak vermek award (something) to (one) v.
'-e ödül vermek award to v.
birine bir derece/ödül vermek confer something upon someone v.
birini bir ödül/derece ile onurlandırmak confer something upon someone v.
birine bir derece/ödül vermek confer something on someone v.
birini bir ödül/derece ile onurlandırmak confer something on someone v.
(birine bir şeyi ödül olarak) vermek grant (something) to (someone) v.
(birine bir ödül) vermek/takdim etmek present (one) with (something) v.
(birine bir ödül) vermek/takdim etmek present (something) to (one) v.
Phrases
(söz verilen) ödül yalanmış the cake is a lie expr.
Proverb
ödül bir kişinindir to the victor belong the spoils
ödül bir kişinindir to the victor, the spoils
Colloquial
ödül için aday gösterilme nod n.
boksöre aldığı puanlara bağlı olarak ödül verilmesi the nod n.
en beceriksize verilen ödül booby prize n.
karşılıksız ödül loot [us] n.
ön ödül preward n.
gazete ve dergilerde ödül olarak tüketici ürünleri verilen yarışmalara düzenli katılan kimse comper n.
mümkün olduğunca çok ödül kazanmak için çok sayıda yarışmaya katılma comping n.
ödül kazanmak take home v.
evine ödül/başarı getirmek take home v.
ödül kazanmak hit v.
kendine veya birine ödül/hediye olarak (bir şey) almak pop for (something) v.
bir ödül kazanmak veya kazanmayı umma winner winner chicken dinner expr.
ne istiyorsun, ödül mü? what do you want, a biscuit? [uk] expr.
bunun için sana ödül mü verelim? what do you want, a biscuit? [uk] expr.
ne istiyorsun, ödül mü? what do you want, a medal? expr.
bunun için sana ödül mü verelim? what do you want, a medal? expr.
Idioms
büyük ödül the brass ring n.
elde edilen başarı karşılığı alınan ödül the brass ring n.
hayali ödül pot of gold n.
ödül ve ceza carrot-and-stick n.
ödül ve ceza yaklaşımı a carrot and stick approach n.
ödül ve ceza carrot and stick n.
sonuncuya verilen ödül booby prize n.
yarışmacıya ödül olarak verilen şey blue riband n.
öldükten sonraki ödül pie in the sky n.
(birinin) başına koyulan ödül a price on (one's) head n.
başına koyulan ödül a price on head n.
birinin başına koyulan ödül a price on someone's head n.
alay etmek için sonuncu gelen kişiye/en başarısız kişiye verilen ödül booby prize n.
ödül-ceza the carrot and the stick n.
ödül-ceza sistemi the carrot and the stick n.
ödül-ceza taktiği/yöntemi the carrot and the stick n.
ödül-ceza carrot and stick n.
ödül-ceza sistemi carrot and stick n.
ödül-ceza taktiği/yöntemi carrot and stick n.
ödül-ceza carrot or stick n.
ödül-ceza sistemi carrot or stick n.
ödül-ceza taktiği/yöntemi carrot or stick n.
ödül olarak almak make prize of v.
ödül/mükafat/teşvik olarak kullanmak use (something) as a carrot v.
ödül/mükafat/teşvik olarak kullanmak use something as a carrot v.
bir ödül karşılığında kandırmaya çalışmak dangle a carrot in front of (one) v.
ödül/mükafat olarak (bir şeyi) kullanmak use (something) as a carrot v.
bir ödül karşılığında kandırmaya çalışmak dangle a carrot in front of someone v.
bir ödül karşılığında kandırmaya çalışmak offer someone a carrot v.
birine bir işi yaparsa ödül yapmazsa ceza vermek carrot and stick v.
birinin başına ödül koymak set a price on someone's head v.
birinin başına ödül koymak put a price on someone's head v.
birine bir işi yaparsa ödül yapmazsa ceza vermek carrot or stick v.
başına ödül koymak place a price on someone's head v.
başına ödül koymak put a price on someone's head v.
başına ödül konmuş olmak get a price on one's head v.
başına ödül konmuş olmak have a price on one's head v.
ödül kazanmak carry off v.
ödül/mükafat vermek veya şevklendirmek throw someone a bone v.
(ödül, başarı) kazanmak have (something) to (one's) credit v.
(ödül, başarı) kazanmak have something to your credit v.
(ödül alacak/işe girecek) ilk kişi olmak be in line v.
altın ödül/disk almaya hak kazanacak satış miktarına ulaşmak (plak/albüm) go gold v.
platin ödül/disk almaya hak kazanacak satış miktarına ulaşmak (plak/albüm) go platinum v.
evine ödül/başarı getirmek take home the bacon v.
bir iş, ödül için düşünülen kişi olmak be in the frame v.
bir iş, ödül için düşünülen kişi olmak be in the frame v.
bir iş, ödül için düşünülmemek be out of the frame v.
başına ödül koymak put a bounty on one's head v.
ödül almak get a gold star v.
kelimenin tam anlamıyla ödül olarak kek kazanma taking the cake expr.
ödül bir kişinindir to the victor go the spoils expr.
Speaking
sana vaat edilen tek ödül the only prize they guarantee expr.
Trade/Economic
çaba-ödül dengesizliği effort-reward imbalance n.
çaba-ödül mekanizması effort-reward mechanism n.
maliyet ödül karşılaştırması cost-reward comparison n.
ödül ödemesi reward n.
yardım karşılığında alınan ödül ücreti reward n.
Law
mahkeme memurlarına verilen bir ödül glove money n.
şeriflerin suçlu bulunmayan yerlerdeki katip ve hakimlere verdiği ödül glove money n.
atış çemberi dışında yapılan ihlaller için ihlal yapmayan tarafa verilen ödül free hit n.
(suçlunun yakalandığında vewrilecek) nakit ödül cash bounty n.
Tourism
belirli sayıda mil seyahat edince ödül veren havayolu programına ait veya ilişkin frequent-flyer adj.
belirli sayıda mil seyahat edince ödül veren (havayolu şirketi programı) frequent-flyer adj.
Media
öne çıkan televizyon performansları için her yıl düzenlenen ödül logie [australia] n.
Technical
ödül için dövüşme ring n.
Computer
ödül skor bonus score n.
ödül etkin bonus activated expr.
ödül beklemede bonus hold expr.
Aeronautic
uçakla sık sık seyahat eden kişilere (havayolu şirketi tarafından) sunulan ödül/puan/mil biriktirme/avantaj programı frequent-flyer program n.
deniz uçakları arasında yapılan uluslararası bir uçuş yarışında verilen ödül schneider trophy n.
Psychology
içsel ödül intrinsic reward n.
ödül sistemi reward system n.
ödül arayışı davranışı reward seeking behavior n.
ödül beklentisi reward expectancy n.
ödül bağımlılığı reward dependence n.
uyarılma maliyet-ödül modeli arousal cost-reward model n.
Agriculture
eskiden lord tarafından kiracılarına teşvik veya ödül olarak verilen bir miktar mısır metecorn n.
eskiden lord tarafından kiracılarına teşvik veya ödül olarak verilen bir miktar tahıl metecorn n.
Social Sciences
bazı kabilelerde düşmanın kafasını kesip ödül olarak saklama tsantsa n.
Education
yeni zelanda'da üniversite sınavını kazanan tüm öğrencilere verilen ödül tertiary bursary [nz] n.
okul sporlarına katılımla kazanılan ödül varsity letter n.
Literature
her yıl ingiltere uluslar topluluğu'na mensup ülkelerden veya irlanda'dan edebi bir kurgu esere verilen bir ödül man booker prize n.
History
antik sparta'da askerlik hizmetine ödül olarak devletçe özgür bırakılan köle neodamode n.
at üstündeki savaşçıların ödül için yaptığı dövüş sporu tournament n.
eski ingiliz yasalarına göre krala ait olan ve denizde yasal ödül olarak alınan ticari malın payı prisage n.
eski ingiliz yasalarına göre krala ait olan ve denizde yasal ödül olarak alınan ticari malın payı prise n.
Religious
(çeşitli dinlerde) sevaplar için bahşedilen manevi ödül merit n.
piskopos veya başrahibin tören başlığını ödül olarak bahşeden kimse miterer n.
Philosophy
(çin felsefesinde) sıkı yasal kontrolün benimsendiği, toplumun her kesimi için ödül ve ceza esasına dayanan prensip ve uygulamalar legalism n.
Environment
ab'nin temizlik standartlarını karşılayan plajlara verilen bir ödül golden starfish n.
Military
ödül eğitimi reward training n.
ölüm sonrası verilen ödül posthumous award n.
ingiltere'de en yüksek askeri ödül victoria cross n.
hindistan hükümeti tarafından seçkin askerlere verilen bir ödül vir chakra n.
Sport
cambridge üniversitesinde başarılı olan sporculara ödül olarak verilen renk cambridge blue n.
henüz büyük bir ödül kazanmamış acemi sporcu novice n.
ödül için dövüşen dövüşçülerin içinde bulunduğu ring the prize ring n.
ödül için dövüşen dövüşçülerin içinde bulunduğu ring the ring n.
ödül dağıtımı distribution of awards n.
ödül olarak verilen kemer belt n.
(bisiklet yarışlarında) yarışı son sırada bitiren sporcuya verilen hayali bir ödül lanterne rouge n.
üniversite gibi kurumlarca verilen bir ödül half-blue n.
spor müsabakalarında verilen ödül hardware n.
yeni zelanda ulusal ragbi liginde verilen bir ödül log of wood [new zealand] n.
avrupa ve abd'yi temsil eden takımlar arasında gerçekleşen profesyonel golf mücadelesine verilen ödül the ryder cup n.
stanley şampiyonasında verilen ödül stanley cup n.
Boxing
profesyonel olarak ödül dövüşçülüğü yapmak box v.
Wagering
lotoda ödül kazanan bilet benefit [obsolete] n.
giriş ücreti olmayıp ödül olarak yarışçılara para yerine kupa verilen at yarışı matinee n.
giriş ücreti olmayıp ödül olarak yarışçılara para yerine kupa verilen at yarışı matinee race n.
henüz yarış veya ödül kazanmamış (at) maiden adj.
Cinema
akademi ödül töreni academy awards ceremony n.
oscar ödül töreni academy awards ceremony n.
Archaic
ödül vermek reguardon v.
Ornithology
ödül amaçlı avlanan küçük ve uzun gagalı bir çulluk philohela minor n.
ödül amaçlı avlanan küçük ve uzun gagalı bir çulluk woodcock snipe n.
Star Wars
bataklığın ödül ziyafet salonu bog's bounty banquet hall n.
ödül avcısı bounty hunter n.
ödül avcısı savaşçısı bounty hunter fighter n.
ödül avcıları loncası el kitabı bounty hunters guild handbook n.
ödül avcıları loncasının saki meclisi saki chapter of the bounty hunters' guild n.
ödül avcısı kodu the bounty hunter code n.