absence - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

absence

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "absence" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 30 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
absence n. bulunmayış
absence n. bulunmama
absence n. yokluk
General
absence n. gıyap
absence n. kaybolma
absence n. yitiklik
absence n. eksiklik
absence n. olmayış
absence n. ademiyat
absence n. gaybubet
absence n. gaiplik
absence n. firkat
absence n. işe devamsızlık
absence n. noksanlık
absence n. devamsızlık
absence n. namevcudiyet
absence n. yetersizlik
absence n. bulunmama (bulunması gereken yerde)
absence n. olmama
Law
absence n. ademi mevcudiyet
absence n. bulunmama
absence n. gaiplik
absence n. hazır olmama
Politics
absence n. gaiplik
absence n. gıyap
Technical
absence n. bulunmama
absence n. yokluk
Medical
absence n. absans
Psychology
absence n. dalgınlık
Education
absence n. devamsızlık

Sens de "absence" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 174 résultat(s)

Anglais Turc
General
absence of interaction n. etkileşim yokluğu
absence rate n. devamsızlık oranı
absence from home n. gurbet
absence of mind n. dalgınlık
absence without leave n. izinsiz ayrılma
absence without leave n. izinsiz vazifede bulunmama
absence without leave n. terk
absence without leave n. izinsiz göreve gelmeme
absence without leave n. firar
leave of absence n. izin
absence of perception n. idrak eksikliği
absence of style n. biçimsizlik
absence of glare n. parlamazlık
absence of defects n. kusursuzluk
absence of style n. stil yoksunluğu
absence of perception n. algı noksanlığı
absence of perception n. algı eksikliği
absence of sexual appetite n. cinsel isteksizlik
absence of sexual appetite n. cinsel soğukluk
excessive absence n. aşırı devamsızlık
absence of hostility n. husumet yokluğu
absence of appetite n. iştahsızlık
absence of necessity n. zorunluluğun olmaması
absence of obligation n. zorunluluğun olmaması
feel the absence of v. yokluğunu hissetmek
feel the absence of v. hasret kalmak
be conspicuous by one's absence v. yokluğunu hissettirmek
accept one's absence v. yokluğunu kabullenmek
be conspicuous by one's absence v. yokluğu hissedilmek
feel one's absence v. yokluğunu hissetmek
get used to one's absence v. yokluğuna alışmak
get used to one's absence v. birinin yokluğuna alışmak
feel the absence of v. eksikliğini hissetmek
one's absence to be felt v. eksikliği hissedilmek
be on a leave of absence v. izne ayrılmış olmak
be on a leave of absence v. izinde olmak
be robbed in one’s absence v. yokluğunda (evi vb) soyulmak
fail due to absence v. devamsızlık yüzünden kalmak
fail due to absence v. devamsızlıktan kalmak
fail due to absence v. devamsızlıktan sınıfta kalmak
fail because of absence v. devamsızlıktan kalmak
fail due to absence v. devamsızlık yüzünden sınıfta kalmak
fail because of absence v. devamsızlıktan sınıfta kalmak
fail because of absence v. devamsızlık yüzünden kalmak
fail because of absence v. devamsızlık yüzünden sınıfta kalmak
in one's absence adv. gıyaben
in his absence adv. gıyabında
in the absence of prep. gıyabında
in the absence of prep. yokluğunda
Phrases
absence of n. eksikliği
in the absence of such a finding expr. bu tür bir bulgunun yokluğunda
in the absence of such a finding expr. böyle bir bulgunun yokluğunda
absence of expr. yokluğu
in the absence of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yokluğunda
in the absence of (someone or something) expr. (biri/bir şey) olmadığında
in the absence of (someone or something) expr. (biri/bir şey) yokken
Proverb
absence makes the heart grow fonder ayrılık kalbi sevgiyle doldurur
absence makes the heart grow fonder ayrılık düşkünlüğü artırır
absence makes the heart grow fonder mesafe sevgiyi/özlemi artırır
Idioms
take a leave of absence v. işten izin almak
take a leave of absence v. izin kullanmak
take a leave of absence v. izne çıkmak
be conspicuous by one's absence v. yokluğu hissedilmek
conspicuous by one's absence adj. yokluğunu hissettiren/yokluğu hissedilen
conspicuous by one's absence adj. yokluğu fark edilen
conspicuous by one's absence adj. yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan
conspicuous by absence adj. yokluğu hissedilen
conspicuous by absence adj. yokluğu fark edilen
conspicuous by absence adj. yokluğu belli olan
conspicuous by its absence adj. yokluğu hissedilen
conspicuous by its absence adj. yokluğu fark edilen
conspicuous by its absence adj. yokluğu belli olan
conspicuous by one's (its) absence adj. yokluğunu hissettiren/yokluğu hissedilen
conspicuous by one's (its) absence adj. yokluğu fark edilen
conspicuous by one's (its) absence adj. yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan
conspicuous by your absence adj. yokluğunu hissettiren/yokluğu hissedilen
conspicuous by your absence adj. yokluğu fark edilen
conspicuous by your absence adj. yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan
conspicuous by your/its absence adj. yokluğunu hissettiren/yokluğu hissedilen
conspicuous by your/its absence adj. yokluğu fark edilen
conspicuous by your/its absence adj. yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan
Speaking
do whatever he wants in the absence of rivals v. meydanı boş bulmak
Trade/Economic
nursing leave of absence n. ailenin hasta olan bir ferdine bakmak amacıyla alınan izin
occasional absence n. ara sıra meydana gelen devamsızlık
absence of litigation n. dava olmaması
absence rate n. devamsızlık oranı
inveterate absence n. daimi süreli devamsızlık
habitual absence n. daimi süreli devamsızlık
chronic absence n. daimi süreli
leave off absence n. dönem izni
sickness absence n. hastalık sebebiyle işe gidememe
absence without leave n. izinsiz göreve gelmeme
leave of absence n. izinli olarak işçinin bir süre işine gelmemesi
absence of business n. iş kesatlığı
absence hours n. izinli saatler
unexcused absence n. mazeretsiz devamsızlık
excused absence n. mazeretli devamsızlık
chronic unexcused absence n. mazeretsiz daimi süreli
inveterate absence n. müzmin devamsızlık
chronic absence n. müzmin devamsızlık
chronic unexcused absence n. müzmin devamsızlık
habitual absence n. müzmin devamsızlık
absence of any disclaimer n. sorumluluğu kabul etmeme
habitual absence n. sürekli devamsızlık
chronic absence n. süreli devamsızlık
leave of absence with pay n. ücretli izin
unpaid leave of absence n. ücretsiz izin
annual salaried leave of absence n. yıllık ücretli izin
be granted leave of absence v. izinli sayılmak
in the absence of manifest error expr. açık bir hata bulunmadığı sürece
Law
absence of existence n. ademi mevcudiyet
absence of evidence n. delil olmaması
absence of evidence n. delil bulunmamas
declaration of absence n. gaiplik kararı
hearing in absence of someone n. gıyapta duruşma
leave of absence n. izin
absence of malice n. kastın bulunmaması
in the absence of contrary agreement expr. aksine anlaşma bulunmadığında
in absence of the defendant expr. gıyapta
in the absence of a contrary provision expr. hilafına hüküm bulunmadığında
in absence of the defendant expr. sanık hazır olmadan
in one's absence expr. yokluğunda
Politics
absence of majority n. çoğunluğun sağlanamamış olması
absence of majority n. çoğunluğun olmaması
absence of an opinion n. görüş yokluğu
absence of customs protection n. gümrük korumasının yokluğu
absence of a text n. hükmün ya da nassın yokluğu
absence of concurrence n. rekabetin olmaması
Technical
absence of current n. akım yokluğu
characteristic absence n. belirgin yokluk
absence of interaction n. etkileşim yokluğu
absence of harmonic waves n. harmonik dalga yokluğu
absence of light n. ışık yokluğu
test for absence of odor and taste n. koku ve tat bulunmaması deneyi
Medical
absence of perception n. algılayamama
absence of perception n. algılama güçlüğü
absence seizure n. ani bilinç kaybı
absence of the nose n. burun yokluğu
surgical absence n. cerrahi yokluk
absence of diabetes and hypertension n. diyabet ve hipertansiyon yokluğu
absence of focal neurological signs n. fokal nörolojik bulguların yokluğu
absence of sunlight n. gün ışığı yokluğu
absence of insulin n. insülin eksikliği
absence seizure n. kısa süreli dalgınlık
absence of corpus callosum n. korpus kallozum yokluğu
absence of development of the erectile tissue of the penis n. penisin erektil dokusunun gelişmemesi
absence of fingerprints n. parmak izi yokluğu
unilateral absence of pectoralis major muscle n. pektoralis majör kasının tek taraflı yokluğu
absence of pupil reflexes n. pupil refleksinin alınamaması
absence of trauma n. travma yokluğu
absence of suckling n. yenidoğanda emmeme
complex absence n. çeşitli anomalilerin eşlik ettiği bir tür ani bilinç kaybı
simple absence n. komplikasyonsuz ani bilinç kaybı
pure absence n. komplikasyonsuz ani bilinç kaybı
Psychology
absence attack n. dalgınlık krizi
epileptic absence n. epileptik dalgınlık
Pathology
congenital absence and aplasia of penis n. penisin konjenital yokluğu ve aplazisi
congenital absence of vagina n. vajinanın konjenital yokluğu
juvenile absence epilepsy n. çocukluk çağı absans epilepsi
Food Engineering
test for absence of odour and taste n. koku ve tat bulunmama deneyi
Chemistry
absence of hydrogen sulphide n. hidrojen sülfürün yokluğu
Education
leave of absence n. dönem izni
Philosophy
absence of separate self n. ayrı bir benliğin yokluğu
absence of separate self n. ben'in yokluğu
absence of separate self n. bensizlik
absence of separate self n. ruhun yokluğu doktrini
Military
day of absence n. devamsızlık günü
leave of absence n. izin
involuntary absence without leave n. kayıtsız gaybubet
absence without leave n. tekrar dönmek üzere görev yerinden izinsiz olarak ayrılma
unauthorized absence n. izinsiz ayrılma
unauthorized absence n. izinsiz olarak iş başında bulunmama
unauthorized absence n. askerlikten firar
unauthorized absence n. askerlikten kaçma