blue - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

blue

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "blue" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 95 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
blue adj. mavi
General
blue n. deniz
blue n. sınav
blue n. muhafazakar partili
blue n. çivit
blue n. mavi nesne
blue n. mavi elbise
blue n. mavi kıyafet
blue n. mavi üniformalı kimse
blue n. uzak mesafe
blue n. uzaklar
blue n. mavimsi renk veren şey
blue n. gri veya beyaz saç boyası
blue n. beyaz kumaşın sararmasını önleyen solüsyon
blue n. birincilik
blue n. birincilik ödülü
blue n. mavi kurdele
blue n. okuduğu üniversiteyi temsil etme onuru
blue v. har vurup harman savurmak
blue v. mavi yapmak
blue v. maviye boyamak
blue v. çarçur etmek
blue v. çivitlemek
blue adj. keyifsiz
blue adj. müstehcen
blue adj. hüzünlü
blue adj. mavi renkli
blue adj. çürümüş
blue adj. morali bozuk
blue adj. açık saçık
blue adj. tutucu
blue adj. canı sıkkın
blue adj. morarmış
blue adj. meçhul
blue adj. bilinmeyen
blue adj. mavili
blue adj. mavi giyinen
blue adj. (kayak pisti) orta zorluk düzeyini gösteren mavi renkli
blue adj. iç karartıcı
blue adj. kasvetli
blue adj. küfürlü
blue adj. mavi mason locasına ait
blue adj. mavi mason locasıyla ilgili
blue adj. aşırı
blue adj. tam
blue adj. (alev) soluk
blue adj. (alev) kırmızı veya parlak olmayan
Colloquial
blue adj. temsili rengi mavi olan siyasi partiye ilişkin
Trade/Economic
blue n. en iyi doğrusal ve sapmasız tahmin edici
Politics
blue adj. aristokrat
blue adj. asil
Technical
blue n. metali paslanmaya karşı koruyan işlem
blue n. menevişleme
blue v. çivitlemek
blue v. mavileştirmek
blue v. mavi olmak
blue v. (çelik) menevişlemek
Dyeing
blue n. mavi boya
blue n. mavi pigment
Gastronomy
blue n. mavi küflü peynir
blue adj. (biftek) çok az pişmiş
Chemistry
blue n. amobarbitalin yatıştırıcı, sakinleştirici ve hipnotize edici olarak kullanılan sodyum tuzu
Marine Biology
blue n. lüfer
Astronomy
blue adj. elektromanyetik spektrumun yüksek frekans bölgesine ait
Zoology
blue n. mavimsi gri kürklü hayvan
blue n. mavimsi gri tüylü hayvan
blue adj. (hayvan kürkü) mavimsi gri
Education
blue n. oxford üniversitesi'ni temsil eden mavi rengi
blue n. oxford veya cambridge üniversitesi'ni temsil eden sporcu
blue n. okuduğu üniversiteyi temsil etme şerefi
Geography
blue n. teksas eyaletinde şehir
Military
blue n. amerikan iç savaşında abd ordusu üyesi
blue n. abd ordusu
Sport
blue n. (okçuluk) hedefteki mavi halka
blue n. (bilardo) mavi top
blue n. okçuluk tahtasındaki mavi üçüncü daireyi vuran atış
Music
blue adj. caza ait
blue adj. cazı andıran
Archaic
blue n. entelektüel kadın
Entomology
blue n. mavi kelebek
Slang
blue n. gök
blue n. gökyüzü
blue n. hava
blue n. sarhoş
blue n. kafası kıyak
blue n. leyla
blue n. pilot
blue n. amfetamin tablet ya da kapsül
blue n. polis
blue n. 10 mg'lık valium tableti
blue n. kavga
blue n. münakaşa
blue adj. düzeysiz
blue adj. terbiyesiz
blue adj. müstehcen

Sens de "blue" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
blue jeans n. blucin
General
the blue n. şiirlerde gök
indigo blue n. çividi
cordon blue n. önemli kimse
blue blood n. asil
the blue devils n. iç sıkıntısı
blue stain n. maviçürük
greyish blue n. çakır
black and blue spot n. morartı
blue moon n. çok uzun zaman
blue pencil n. sansür
sky blue n. gökçe
blue blood n. asalet
the blue n. mavilik
blue bead n. mavi boncuk
blue boy n. gözde
blue jay n. tepeli kestane kargası
azure blue n. gök mavisi
blue ribbon n. herhangi bir alanda en büyük ödül
blue blood n. asil kan
turquoise blue n. boncuk mavisi
blue cheese dressing n. mavi damarlı peynirle süsleme
cordon blue n. şovalyelik nişanı
dark blue n. gömgök
the blue n. sema
mediterranean blue n. akdeniz mavisi
blue peter n. hareket flaması
deep blue n. masmavi
blue mould n. mavi yiyecek küfü
turquoise blue n. türkuaz
blue heeler n. avustralya çoban köpeği
blue book n. ingiliz kabinesinin basılı raporu
blue film n. porno film
blue flag n. süsen
blue brittleness n. mavi gevreklik
reddish blue n. kırmızımsı mavi
blue racer n. zehirsiz karayılan
the blue n. gök
blue blood n. soylu kimse
blue tit n. mavi baştankara
baby blue n. süt mavisi
the blue n. deniz
sky blue n. havai
blue blood n. soyluluk
blue ribbon n. üstün nitelikli
lavender blue n. lavanta mavisi
blue rock thrush n. gökardıç
blue mold n. mavi küf
prussian blue n. koyu lacivert
little blue heron n. mavi balıkçıl
blue bead worn against the evil eye n. nazar boncuğu
chinese blue n. çin mavisi
blue ribbon jury n. üstün nitelikli jüri
navy blue n. lacivert
blue cheese n. bir çeşit küflü peynir
purplish blue n. eflatuni mavi
blue eyed grass n. mavi ot
cobalt blue n. çini mavisi
blue film n. seks filmi
blue cheese n. mavi damarlı peynir
blue print n. plan
prussian blue n. prusya mavisi
blue boy n. gözbebeği
blue blood n. soylu
blue blood n. asilzade
navy blue n. koyu mavi
azury blue n. azur mavisi
blue mosque n. sultanahmet camii
blue blood n. aristokrat
indigo blue n. çivit rengi
blue blood n. asillik
yellow and blue n. sarı ve mavi
dark blue n. koyu mavi
ice blue n. buz mavisi
pale blue n. soluk mavi
dark blue n. lacivert
dark blue n. mavi
midnight blue n. gece mavisi
pale blue n. uçuk mavi
ocean blue n. okyanus mavisi
blue streak n. dur durak bilmeden konuşma
blue streak n. çok hızlı hareket eden
blue streak n. son sürat giden
blue streak n. hiç bitmeyecekmiş gibi konuşma
a bolt out of the blue n. hiç beklenmedik bir iş
a bolt out of the blue n. hiç beklenmedik bir haber
a bolt out of the blue n. hiç beklenmedik bir olay
a bolt from the blue n. hiç beklenmedik bir olay
a bolt out of the blue n. hiç umulmayan bir olay
a bolt from the blue n. hiç beklenmedik bir haber
a bolt out of the blue n. hiç umulmayan bir haber
a bolt from the blue n. hiç umulmayan bir olay
a bolt from the blue n. hiç umulmayan bir haber
a bolt from the blue n. hiç umulmayan bir iş
a bolt from the blue n. hiç beklenmedik bir iş
a bolt out of the blue n. hiç umulmayan bir iş
ultramarine blue n. lacivert
opal blue n. opal mavisi
blue humor n. kötü şaka
blue moon n. çok uzun bir süre
laundry blue n. çamaşır çividi
cobalt blue n. kobalt mavisi
blue-collar workers n. fabrika çalışanları
blue-jeans n. blucin
black-and-blue mark n. morluk
indigo-blue n. çivit
indigo-blue n. çivit mavisi
indigo-blue n. çividi
indigo-blue n. çivit rengi
navy-blue n. deniz mavisi
paris blue n. koyu mavi
paris blue n. paris mavisi
ultramarine blue n. deniz mavisi
ultramarine blue n. koyu mavi
blue stream n. mavi akım
blue eye n. mavi göz
blue flame heater n. mavi alevli ısıtıcı
turquoise blue n. turkuaz mavisi
blue hair n. saçların tonunu sarımsıdan mavimsiye döndüren boya
blue rinse n. saçların tonunu sarımsıdan mavimsiye döndüren boya
blackish blue n. siyahımsı mavi
turquoise blue n. turkuvaz
blue lagoon n. mavi göl
turquoise blue n. firuze rengi
blue diamond n. mavi elmas
blue line n. mavi hat
blue house n. mavi ev
blue border n. deniz sınırı
patent blue n. patent mavisi
blue angel n. mavi melek
duck egg blue n. cam göbeği
duck egg blue n. cam göbeği rengi
duck egg blue n. cam göbeği mavisi
dark slate blue n. koyu arduvaz mavisi
black-and-blue n. morartı
black and blue n. morartı
blue film n. erotik film
blue sky n. açık gökyüzü
blue sky n. mavi gökyüzü
blue sky n. temiz gökyüzü
blue butterfly n. mavi kelebek
blue butterflies n. mavi kelebekler
royal blue n. kraliyet mavisi
petrol blue n. petrol mavisi
alcian blue n. alsiyan mavisi
alcian blue n. alcian mavisi
blue label n. mavi etiket
blue dress n. mavi elbise
blue ray n. mavi ışın
blue sash n. mavi kuşak
blue sash n. çöl göçebelerinin kıyafeti
blue border n. mavi kenarlık
baby blue n. bebek mavisi
baby blue n. bebek mavisi
cambridge blue n. açık mavi
night blue n. gece mavisi
night blue n. çivit mavisinden daha yeşil ve soluk koyu grimsi mavi
blue-eyed girl n. mavi gözlü kız
true blue n. sözünün eri kimse
wild blue yonder n. gökyüzünün gün ışığındaki görüntüsü
blue air n. gökyüzünün gün ışığındaki görüntüsü
blue [uk] n. bir tür havai fişek
blue air n. mavi gökyüzü
wild blue yonder n. mavi gökyüzü
blue bag n. içinde beyaz çamaşır renk açıcısı bulunan küçük çanta
blue bonnet n. mavi iskoç kasketi
blue bonnet n. mavi iskoç kasketi takan kimse
blue bonnet n. iskoç erkek
blue book n. abd memur listesi
blue book n. ünlüler listesi
blue book n. sınav kitapçığı
blue chip n. mavi poker çipi
blue joke n. kaba şaka
blue mantle n. ingiltere'de dört hanedan arması koleji uşağından biri
blue monday n. (hristiyanlıkta) temiz pazartesi
blue monday n. pazartesi sendromuna neden olan haftanın ilk iş günü
blue pencil n. editörün silme işlemi yapmak için kullandığı bir araç
blue ribband n. en üstün başarı
blue rod [uk] n. aziz michael ve aziz george tarikatı görevlisi
blue ruin n. harabe
blue ruin n. (içki) cin
blue stocking n. entelektüel kadın
blue story n. kaba şaka
blue bird n. küçük kızlara yönelik bir kamp olan blue birds üyesi
blue sky n. önü açık dönem
blue sky n. önü açık durum
blue sky n. gelecekle ilgili aşırı derecede iyimser
blue sky n. gelecekle ilgili gerçekçi olmayan düşünceleri olan
powder-blue n. toz mavi
french blue n. yapay ultramarin rengi
french blue n. azurit mavisi
french blue n. fransız mavisi
french blue n. parlak mavi yapay bir pigment
feel blue v. hüzünlü hissetmek
turn blue v. mavileşmek
beat somebody black and blue v. kıyasıya dövmek
beat somebody black and blue v. öldüresiye dövmek
swear a blue streak v. ana avrat düz gitmek
feel blue v. kederlenmek
beat someone black and blue v. birini dövüp çürükler içinde bırakmak
swear a blue streak v. ana avrat dümdüz gitmek
lie down under blue sky v. masmavi gökyüzünün altında uzanıp yatmak
have a blue tinge to it v. maviye çalmak
be tinged with a touch of blue v. maviye çalmak
be touched with blue v. maviye çalmak
get black and blue v. mosmor olmak
blue-pencil v. atmak
blue-print v. tasarlamak
blue-print v. planlamak
blue-pencil v. sansürlemek
blue-pencil v. sansürden geçirmek
blue-pencil v. kaldırmak
blue-pencil v. makaslamak
make black-and-blue v. morartmak
turn black-and-blue v. mosmor olmak
be blue with cold v. soğuktan morarmak
start calling someone out of the clear blue v. birini birdenbire (telefonla) aramaya başlamak
blue-sky v. gerçekçi olmayan öngörülere sahip olmak
blue-sky v. hayal aleminde gezmek
blue-blooded adj. aristokrat
dressed in blue adj. mavili
upholstered in blue adj. mavi renkle döşenmiş
true blue adj. sadık
blue collars adj. mavi yakalılar
blue-collar adj. işçi sınıfına ait
black and blue all over adj. mosmor
blue-collar adj. işçilerle ilgili
blue-colored adj. mavi renkli
blue-collar adj. mavi yaka
blue-blooded adj. aristokratik
blue-touched adj. maviye çalan
blue-tinged adj. maviye çalan
blue-eyed adj. mavi gözlü
blue-sky adj. gerçekdışı
blue-blooded adj. soylu
blue-blooded adj. asil
blue-eyed adj. maviş
true-blue adj. sadık
true-blue adj. pek sadık
sky-blue adj. gök mavisi
navy-blue adj. lacivert
blue-collar adj. mavi yakalı
black and blue adj. çürük
black and blue adj. siyah-mavi
black-and-blue adj. morarmış
black-and-blue adj. çürük
black-and-blue adj. mosmor
black-and-blue adj. çürümüş
black-and-blue adj. siyah-mavi
blue-sky adj. uygulanamaz
blue-sky adj. teorik
blue-sky adj. realist olmayan
blue-sky adj. gerçekçi olmayan
blue-sky adj. para etmeyen
blue-sky adj. çok değeri olmayan
blue-sky adj. kullanışsız
blue-blooded adj. soylu bir aileden gelen
blue-sky adj. ucuz
rich blue adj. masmavi
deep blue adj. masmavi
intense blue adj. masmavi
with blonde hair and blue eyes adj. sarı saçlı ve mavi gözlü
with blond hair and blue eyes adj. sarı saçlı ve mavi gözlü
true-blue adj. hakiki
true-blue adj. sahici
true-blue adj. gerçek
true-blue adj. hakiki
blue-eyed adj. gözde (kimse)
blue-eyed adj. en çok beğenilen (kimse)
blue black adj. siyahımsı mavi renkte
blue-black adj. çok koyu renkte
blue-black adj. maviye çalan siyah renkte
blue-chip adj. mavi poker çipine ait
blue-chip adj. mavi poker çipiyle ilgili
blue-chip adj. alanının lideri
blue-chip adj. sınıfının lideri
blue ribband adj. en üstün
blue ribband adj. en iyi
blue-ribbon adj. üstün kaliteli
blue-ribbon adj. benzersiz kalitede
blue rinse adj. muhafazakar görüşlü, bakımlı, aktif ve hali vakti yerinde yaşlı kadınlara özgü
blue-chip adj. birinci sınıfa ait
blue-chip adj. birinci sınıfla ilgili
blue-chip adj. (bir alanda) bir numara olan
blue-collar adj. mavi yakalı çalışanlara özgü
blue-collar adj. sıradan zevkleri olan
blue-collar adj. sıradan kimselere hitap eden
blue-collar adj. yavan
blue-collar adj. gösterişli olmayıp güvenilir ve çalışkan olan
blue-eyed adj. tercih edilen
blue-eyed adj. favori
blue-eyed adj. beyazlar tarafından sergilenen
blue-eyed adj. beyaz ırka mensup olan
blue-purple adj. mora çalan mavi renkte
blue-ribbon adj. en yüksek kalitede
blue-ribbon adj. özenle seçilmiş
blue-ribbon adj. üstün
blue-ribbon adj. seçkin
blue-rinse adj. yaşlı kadınlara ait
blue-rinse adj. yaşlı kadınlara yönelik
blue-rinse adj. yaşlı kadınlardan oluşan
blue-rinsed adj. yaşlı kadınlara ait
blue-rinsed adj. yaşlı kadınlara yönelik
blue-rinsed adj. yaşlı kadınlardan oluşan
blue-rinsed adj. (saç) gri-maviye çalan
blue-sky adj. gökyüzünün bulutsuz olduğu
blue-skied adj. gökyüzünün bulutsuz olduğu
blue-veined adj. mavi damarlı
blue-veined adj. mavi çizgili
blue eyed adj. mavi gözlü
bright blue adj. morumsu mavi renkte
dark-blue adj. lacivert olan
dark-blue adj. koyu mavi olan
royal-blue adj. koyu ve açıkmavi
royal-blue adj. koyu mavi renkte
peacock-blue adj. tavus kuşu mavisi
peacock-blue adj. yeşilimsi mavi renkli
powder blue adj. toz mavi renkte
powder-blue adj. toz mavi renkte
powdery-blue adj. toz mavi renkte
saxe blue adj. saks mavisi olan
saxe blue adj. griye çalan açık mavi renkte
silver-blue adj. rengi açık parlak mavi olan
silvery-blue adj. rengi açık parlak mavi olan
out of the blue adv. aniden
out of the blue adv. birdenbire
out of the blue adv. hop diye
out of the blue adv. birden bire
out of the blue adv. damdan düşercesine
like a blue streak adv. hızla
like a blue streak adv. süratle
in blue-print stage adv. hazırlık devresinde
out-of-the-blue adv. ansızın
behind blue eyes adv. mavi gözlerin ardında
Phrases
blue in the face expr. bitap düşene (kadar)
blue in the face expr. yorgunluk ya da zorlanma belirtileri gösterme
blue in the face expr. hali kalmayana (dek)
blue in the face expr. canı çıkıncaya (kadar)
blue in the face expr. pestili çıkana (kadar)
caught between the devil and the deep blue sea expr. aşağı tükürsen bıyık yukarı tükürsen sakal
caught between the devil and the deep blue sea expr. iki ucu boklu değnek
caught between the devil and the deep blue sea expr. iki arada bir derede
out of the blue expr. aniden
out of the blue expr. apansız
out of the blue expr. beklenmedik biçimde
out of the blue expr. birdenbire
out of the blue expr. beklenmedik bir anda
out of the blue expr. beklenmedik
out of the blue expr. durup dururken
out of the blue expr. çat kapı
out of the blue expr. damdan düşercesine
feeling blue expr. canı sıkkın/sıkılan
out of the blue expr. umulmadık
out of the blue expr. umulmadık biçimde
Colloquial
big blue n. ibm'in takma adı
big blue n. ibm
big blue n. ibm
big blue n. ibm'in takma adı
big blue n. ibm'in hisseleri
blue and white n. polis arabası
blue and white n. polis
blue coats n. polis
blue coats n. polisler
blue code of silence [us/south africa] n. mavi sessizlik yasası
blue code of silence [us/south africa] n. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue code of silence [us/south africa] n. polislerin birbirini koruması
blue gown n. iskoçya'da izinli/ruhsatlı dilenci
blue hair n. yaşlı kadın
blue hair n. kocakarı
blue movie n. müstehcen film
blue movie n. açık saçık film
blue suits n. polis
blue suits n. polisler
blue suit n. polis
blue suit n. polis memuru
blue wall of silence n. mavi sessizlik duvarı
blue wall of silence n. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue wall of silence n. polislerin birbirini koruması
boys and girls in blue n. polis
boys and girls in blue n. polis memurları
boys and girls in blue n. polis gücü
girls in blue n. kadın polisler
girls in blue n. kadın polis memurları
men (and women) in blue n. polis
men (and women) in blue n. polis memurları
men (and women) in blue n. polis gücü
men in blue n. polis
men in blue n. polis memuru
women in blue n. kadın polisler
women in blue n. kadın polis memurları
boys and girls in blue n. aynasızlar
boys and girls in blue n. polisler
boys and girls in blue n. polis memurları
blue-eyed boy n. baş tacı
blue chip n. birinci sınıf hisse senedi
blue chip n. birinci sınıf
true blue n. çok sadık
blue chip n. en iyi kalite
blue-eyed boy n. el bebek gül bebek
blue-eyed boy n. gözde adam
a bolt from the blue n. hiç beklenmedik şey
true blue friend n. sadık arkadaş
a bolt from the blue n. tepeden inme
a bolt from the blue n. umulmadık şey
blue billy [new zealand] n. sırt kısmı mavimsi ve alt kısımları beyaz olan, güney denizlerinde yaygın bulunan bir kuş
blue devils n. ruhsal çöküntü/bunalım dönemi
blue devils n. alkol krizi
blue [uk] n. ingiliz muhafazakar partisi
blue [australia/new zealand] n. hata
blue [australia/new zealand] n. yanlış
blue [australia] n. kızıl saçlı
blue [australia] n. kızıl kafa
blue beret n. birleşmiş milletler barış gücü askeri
blue beret n. mavi bereli
blue dog n. abd kongresinde muhafazakar politikaları savunan demokrat
blue jay n. kütük yolunu denetleyip tamir eden işçi
blue murder n. korkunç çığlık
blue swimmer [australia] n. on dolarlık avustralya banknotu
blue wall n. polislerin diğer polisleri korumak için uyguladığı gizlilik
sky-blue pink n. saçma sapan renk
sky-blue pink n. var olmayan renk
sky-blue pink n. her ne renkse
blue pencil v. bir yazıyı sansürlemek
feel blue v. canı sıkılmak
feel blue v. keyfi kaçmış olmak
like a bolt from the blue v. lappadak
feel blue v. keyifsiz olmak
look blue v. stresli görünmek
blue pencil v. sansürden geçirmek
blue pencil v. sansür koymak
look blue v. üzüntülü görünmek
blue around the gills adj. sarhoş
blue around the gills adj. zom
blue around the gills adj. leyla olmuş
blue around the gills adj. pilot olmuş
blue around the gills adj. hasta
blue around the gills adj. rahatsız
blue around the gills adj. kırgın
blue around the gills adj. midesi bulanmış
sky-blue pink adj. saçma sapan renkte olan
sky-blue pink adj. rengi belli olmayan
sky-blue pink adj. garip renkli
in blue blazes? interj. who/what/where/when/why ve how'dan sonra kullanılan vurgu ifadesi
in blue blazes? interj. allah'ın cezası/belası
in blue blazes? interj. allah aşkına
in blue blazes? interj. nasıl olur da
in blue blazes? interj. nasıl oluyor da
in blue blazes? interj. hangi cehennemden
what the (blue) blazes interj. şaşırma ve kızgınlık bildiren bir kalıp
what the (blue) blazes interj. allah'ın cezası/belası
what the (blue) blazes interj. allah aşkına
what the (blue) blazes interj. nasıl olur da
what the (blue) blazes interj. nasıl oluyor da
what the (blue) blazes interj. hangi cehennemden
blue lives matter expr. polislerin yaşamı değerlidir
in blue blazes? expr. who, what, where, when, why ve how'dan sonra kullanılan vurgu ifadesi
in blue blazes? expr. allah'ın cezası/belası
in blue blazes? expr. allah aşkına
in blue blazes? expr. nasıl olur da
in blue blazes? expr. nasıl oluyor da
in blue blazes? expr. hangi cehennemden
what the (blue) blazes expr. şaşkınlık/kızgınlık veya tiksinti bildiren bir kalıp
what the (blue) blazes expr. allah'ın cezası/belası
what the (blue) blazes expr. allah aşkına
what the (blue) blazes expr. nasıl olur da
what the (blue) blazes expr. nasıl oluyor da
what the (blue) blazes expr. hangi cehennemden
like blue murder expr. alelacele
like a bolt from the blue expr. birden
like a bolt from the blue expr. birdenbire
like a bolt from the blue expr. bir anda
like blue murder expr. bütün gücüyle
true blue expr. çok güvenilir
once in a blue moon expr. çok uzun zaman önce
like blue murder expr. çok çabuk
once in a blue moon expr. çok uzun zamanda bir
like blue murder expr. çabucak
once in a blue moon expr. çok ender
once in a blue moon expr. hiç
once in a blue moon expr. kırk yılda bir
once in a blue moon expr. neredeyse hiç
once in a blue moon expr. kırk yılın başında
like a bolt from the blue expr. pat diye
like blue murder expr. son hızla
a bolt from the blue expr. sürpriz
like blue murder expr. tüm hızıyla
like blue murder expr. tüm gücünü harcayarak
like a blue-arsed fly expr. çılgınca bir hareket içinde
Idioms
blue chamber n. sadece sahibinin girebileceği oda
blue chamber n. mavi oda
blue note n. mavi nota
blue note n. blues müzik'te kullanılan notalar
blue pill n. mavi hap
blue pill n. kırmızı hap-mavi hap seçeneğindeki mavi hap
blue pill n. özgür iradeyle gerçeği bilmek istememe seçimi
blue-eyed girl [uk/australia] n. yetkili kişiler (öğretmen, patron) tarafından sevilip kayrılan kadın
blue-eyed girl [uk/australia] n. …'ın gözdesi
blue-eyed girl [uk/australia] n. gözde
blue-sky research n. gerçekdışı araştırma
blue-sky research n. ayakları yere basmayan araştırma